17 Haziran 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 18 AĞUSTOS 2001 CUMARTESİ 8 DEPREMIN 2. YILDONUMU TMMOB: Toplanan yardımlar prefabrike ve kalıcı konutlann üretim sürecinde çarçur edildi Hükümethesapvermelitstanbul HaberServisi-Türk Mü- lendis \e MımarOdaları Birliğı (T- MMOB) Yönetim Kurulu Başkanı Kaya Güvenç. bır doğa olayı olan iepremı felaket ve sefalet ortamına iönüştüren hükümeti. kamuoyu jnünde hesap vermeye çağırdı. Güvenç. 17 Ağustos depremınin kinci yıldönümü nedenıyle yaptığı /azûı açıklamada. deprem sonrasın- iaki süreçte halkın dayanışması ile îluşan yardımlann, toplanan vergi- erin ve yurtdışından gelen yardım- ann. gerek prefabrike. gerekse ka- ıcı konutlann üretim sürecinde çar- curedildiğinı öne sürdü. Can ve mal füvenliği açısından yıkılması gere- • Can ve mal güvenliği açısından yıkılması gereken hasarlı binalann 'güçlendirme* projelerine terk edildiğini halkın çaresizliği ve sefalet koşullan üzerinden yeni rant alanlan yaratıldığım bildiren Güvenç, "Dengeli kalkınma ve bölgesel planlama yine yok sayılmış, ülkemizin yüzde 98'inin deprem kuşağında olduğu gerçeği yine kâğıt üzerinde bırakılmış" dedi. ken hasarlı binalann "güçlendirme" projelerine terk edıldiğinı halkın ça- resizliği ve sefalet koşullan üzerin- den yeni rant alanlan yaratıldığını bildiren Güvenç. " Dengeli kalkın- ma ve bölgesel planlama yine yok sa- yılmış, ülkemizin yüzde 98'inin dep- rem kuşağında olduğu gerçeği yine kâğıt üzerinde bırakılmış. kalıcı ko- nutlar, yapılaşmava açılmaması ge- reken bÖlgelerde neredeyse müteah- hitlere peşkeş çekilmiştir. Halkunız kriz boyutımdaki sefalet koşullan- na terk edilmiş, evsiz, işsiz ve aç bı- rakümışür" dedi. TMMOB'nin 2 yıllık süreçte, ge- rek prefabrike ve kalıcı konutlann yer seçimi, projelendirme ve üreti- minde gerekse icraatlann her türlü toplumsal, ekonomık, yasal, yönet- sel boyutlu sonuçlannı değerlendı- rerek bunları yönetenlere ilettiğinı. ancak her sefennde sıyası tavırlann tutsağı antidemokratik yaklaşımla- ra maruz kaldığını belırten Güvenç, şöyle devam etti: "TMMOB, bir doğa olayı olan depremin felaket ve sefalet ortamı- na dönüşmesine neden olan siyasi ik- tidar icraatlanru, kamuoyunda he- sap vermeye çağırmaktadır. Mühen- dislik ve mimarlık hizmetlerinde, bi- limin, tekniğin insanok yaranna su- numunu olmazsa olmaz bir koşul olarak görmekte, sosyal devletin planlı üretim, dengeli kalkınma, böl- gesel planlama gibi unutulmuş araç- lannın rvedi olarak yaşama geçiril- mesini talep etmektedir. Bu ülkcnin mühendis ve mimarlannın kamu ya- ran denetim görevlerinde, bu onur- lu görev lerini yerine getiremez koşul ve ortamJara sürükleyen yapı dene- timi düzenlemelerinin rantçı özüne temelden karşı çıkmaktadır. Bayın- dıriık ve İskân Bakanuğı'nı 4708 sa- yıiı yasadan vazgeçerek, yapı süre- cinde kamusal denetimi planlama- dan başlayarak projelendirme ve uy- gulamada etkin bir konumda ele alan bütünlüklü bir imar mevzuatı düzenkmesi konusunda göreve ça- ğırmaktadır." Projeler sonuçsuz kalıyor Istıuıbulhfılâ sonuçbekHyor • tstanbul, hâlâ karadan ve denizden incelenmevi ve elde edilecek veriler doğruliıısımda depreme dayanıkh hale gelmeyi bekliyor. ÖZLEM GÎ'VEMLİ 17 Ağustos 1999'dan bugüne dek yürüttüğü çahşmaların çoğunda somut bir sonuç elde edemeyen tstanbul Bü- yükşehirBelediyesı. bu nedenle de önlem alma noktasına ulaşamadı. Istanbul. hâlâ karadan ve denizden incelen- meyi ve elde edilecek veriler doğrultusunda depreme dayanıklı hale gelmeyi bekliyor. lstanbul Büyükşehir Belediyesi. lstanbul'u depreme hazırlamak için yürüttüğü zemin ve deprem inceleme çalış- malan kapsamında Ja- pon Uluslararası lşbır- liği Ajansı (JICA) ile "Mikrobölgeleme" adı altında. "lstanbul'da Sismik Bölgelendirme İçeren Afet Önleme- Azaltma Temel Planı" projesını başlattı. 15 O- cak2001 tanhındeBa- kanlar Kurulu tarafın- dan onaylanan proje henüz sonuçlanmadı. Deprem öncesınde acıl durum çalışma planla- rınınyapılabilmesi ıçin "Deprem Risk Analizi ve Deprem Senaryosu" projesinin ihale hazır- hklan hâlâ tamamlana- madı. Mevcut ve yeni yerleşim alanlarının depremden ne derece etkıleneceğinin ve o alandaki dağılımının nasıl olacağının tespiti bu çalışma ile gerçek- leştirilebilecek. Bu ça- lışmayla, Istanbul'dakı yapılann 250 metre aralıklarla kontrolleri yapılacak. Iki yılda ta- mamlanması pİanlanan çalışmayla afet planla- n yeniden gözden geçı- rilecek. îstanbul'un zeminine yönelik yürütülen bir diğer çalışma da "Kent Jeolojisi Rapor ve Hari- talannın Üretilmesi" projesi. Proje kapsa- mında: îstanbul'un en büyük sorunu olan imar ve sağhklı yapılanma konusunda veri oluştu- rarak imar planı hazır- lanması öncesinde. yer- leşime uygunluk hari- taları hazırlanacak ve çözümler önerilecek. Yapılaşması tamamlan- mış kesimlerdeki yapı- lar ise izlemeye alına- rak yer mühendıslığı açısından davranışları izlenecek. Bu çalışma- nın tamamlanması ha- linde yerbilimlerı ve çevre etkileşiminı. rad- yoaktif değişım sürecı bağlamında inceleye- rek aynı zamanda ye- raltı sulannın bu tür de- ğişimlerden etkilenme durumu ortaya kona- cak. Büyükşehir Beledi- yesi'nin henüz sonuç- İanamamış projeleri arasında şunJar yer alı- yor: "Marmara DenizTni çe> releyen kara alanın- da akrif favlar boyunca ve yakın çevresinde stratejik konuma sahip soğuk ve sıcak su kay- naklarında kurulacak en az 16 hidrolojik istas- yonda suyun fiziksel ve kimvasaJ parametreleri 2 yıl sürevle, günlük bazda ölçüm \oluyla iz- lenecek. lstanbul Boğa- zı ile Valova arasında kı- yılan da kapsayan, özel- likle deniz alanımn uy- dudan alınmış sıcaklık fotoğrafları günlük ola- rak hazırlanacak ve bölgede fay sistemine bağlı olarak deniz suyu- na kanşma ihtimali olan, sıcak su etkinliği araşhniacak." 17 Ağustos 1999 depremınden sonra Îs- tanbul'un ılçelerinde meydana gelen sorun- lar ve nedenleri şöyle: • Avcüar: Zemın. malzeme. bılinçsizlık. • Bağcılar: Malzeme, projesiz yapılaşma. • Bahçelievler: Ze- mın. malzeme. bilinç- sızlik • Bakırköy: Zemin. malzeme, korozyon. • Bayrampaşa: Mal- zeme. projesiz yapılaş- ma. • Küçükçekmece: Zemin. malzeme, bı- lınçsız davranış. • Beyoğlu: Korozyon. yıpranma. bilinçsizlik. • Büyükçekmece: Zemin, malzeme. • Eminönü: Yıpran- ma. korozyon. • Esenler: Malzeme. korozyon. • E>üp: Yıpranma. korozyon. • Fatih: Yıpranma. korozyon. bilinçsizlik. • G. Osmanpaşa: Malzeme. • Güngören: Zemin. malzeme. • Kâğıthane: Malze- me. • Kartal: Malzeme. • Maltepe: Zemin, malzeme. • Pendik: Malzeme. • Tuzla: Zemin, mal- zeme. • Ümraniye: Malze- me. bilinçsiz davranış. • Üsküdar: Koroz- yon. yıpranma. • Zeytinburnu: Ko- rozyon. yıpranma. • Sultanbeyli: Malze- me. • Beşiktaş: Ciddi bir sıkıntı yok. • Beykoz: Ciddi bır sıkıntı yok. • Kadıköy: Ciddi bir sıkıntı yok, az koroz- yon. ,. Depremin en fazla vıkıma neden olduğu kentlerde. vatandaşlann yaşamlannı yitirenler için düzenledikleri etkinlikler geç saatlere kadar sürdü. Depremin 2.yıl dönümü nedenıyle binlerce yurttaş meydanlara toplandı Gözyaşları sel olduYurt Haberleri Servisi - Mar- mara depremınin ıkincı yıldönü- mü nedeniyle öncekı gece saat 03.02'de binlerce yurttaş mey- danlarda toplandı. gözyaşlan sel oldu. Depremin merkez üssü Göl- cük'te önceki akşam başlayan et- kinlikler, gece ağırlıkh olarak. depremde 52 öğrenci ve 5 öğret- meninı kaybeden Barbaros Hay- rettin Lisesi'nin bahçesinde de- vam etti. Ölen öğrenci ve öğret- menlenn fotoğraflannın asılı ol- duğu platform önünde toplanan kalabalık, mumlar yaktı, anı def- terine duygulannı dile getıren ya- zılar yazdı. Anı deftennde. "An- ma törenlerini panayır yerine çe- virenleri kıımorum" ıfadesı dık- kat çekti. Okul bahçesindeki kalabalık, saatler 03.02'ye yaklaştığında. deprem şehitleri için 1 dakıkalık saygı duruşunda bulundu. Üze- nnde siyah tişörtler olan bir gru- bun, depremde yaşammı yitiren • Depremin en fazla yıkıma neden olduğu kentlerden Ada- pazan'nda ise anma törenlerine saat 20.00'den itibaren izin verilmemesine karşın yurttaşlar Depremzedeler Derneği ön- cülüğünde Atatürk Bulvan'nda toplandı. Yüzlerce yurttaş, sloganlar atarak Atatürk Bulvan'nda yürüdüler. gençlerin adlannın yazılı olduğu beyaz balonlan gökyüzüne bırak- ması sırasında lazerle ışık göste- risi yapıldı. Gölcük Belediyesi de Arutpark Meydanı'nda. deprem şehitleri adma mevlıt okuttu. Izmit'teki anma törenı ise Cumhuriyet Parkı'nda gerçekleş- tirildi. Mumlar yakarak. saatler 03.02'yıgösterdiğinde 1 dakıka- lık saygı duruşunda bulunan top- luluk. kısa süreli düdük çaldı. Si- nevızyon gösterisini ızleyen dep- remzedeler gözyaşlanna hâkım olamadı. Depremin en fazla yıkıma ne- den olduğu kentlerden Adapaza- n'nda ise anma törenlerine saat 20.00'den itibaren izin verilme- mesine karşın yurttaşlar Deprem- zedeler Derneği öncülüğünde Atatürk Bulvan'nda toplandı. Yüzlerce yurttaş, sloganlar ata- rak Atatürk Bulvan'nda yürüdü- ler. Zaman zaman trafiğı de ke- sen kitle, yaklaşık 1.5 saatlik yü- rüyüşün ardından Demokrasi Çeşmesi önünde yapılan açıkla- manın ardından dağıldı. Ancak yurttaşlar kent merkezınden ay- nlmadı. Gece saat 03.02'ye yak- laşırken hiçbır kuruluşun organi- zasyonu olmadan depremzedeler Atatürk Bulvan'nda toplandılar. Yüzlerce kışi. saat 03.02'de 45 sanıyelik saygı duruşunda bulun- duktan sonra dağıldı. Adapazan Belediyesi'nin deprem fotoğraf- lan sergısı önünde toplanan yurt- taşlar bu dakikada gözyaşlanna hâkim olamadılar. Bazı deprem- zedelerse Vali Cahit Kıraç'a tep- kilıydı. Tüm bölgede anma etkın- liklenne izin verilmesıne karşın Adapazan'nda yasaklanmasını eleştiren depremzedeler. "Vali Kıraç depremi yaşamadığı için ne anlama geldiğini bilmiyor. O izin vermese de biz sesimizi duyTU-- mak için buradav ız" dedıler. Eğitim-Sen Sakarya Şubesi ise Bulvar'dakı Demokrasi Çeşmesi yanında depremde yaşamını yiti- ren 37 öğretmenın fotoğraflannı karanfillerle süsledi, mumlar yaktı. Fotoğraflann başında saz- lar eşliğinde söylenen türküler duygulu anlar yaşattı. Adana'da ise Inşaat Mühendıs- leri Odası (İMO) Şubesi önünde toplanan bir grup, saat 03.02'de yaşamını yitirenler için saygı du- ruşunda bulunduktan sonra gök- yüzüne beyaz balonlar bıraktı. Deprem bölgesinde etkinlikler dün de mezarlık ziyaretleriyle de- vam etti. Etkinlikler kapsamında çeşıtlı paneller ve söyleşıler de düzenlendı. CUMARTESİ YAZILARI ATAOL BEHRAMOĞLU Ulusal Giivenlik' Kavramı ve Sorular "Ulusal güvenlik" kavramına ilişkin değerlendir- meler birkaç haftadır medyada en geniş yeri kap- sıyor. Köşe yazarlarını belirgin biçimde karşrt ya da farklı kamplara ayıran görüşleri okurken bütün bu açık ya da üstü örtülü tartışma sağanağı içinde yi- ne de olanca netliğiyle yanıtlanması gerektiğini düşündüğum kimi soruları okurta paylaşmak iste- dım. • • • 11 Ağustos tarihlı yazısında Yalçın Doğan, bu- gün tartışıldığı anlamda "ulusal güvenlik" kavra- mının Milli Güvenlik Konseyi'nin 9 Kasım 1983'te kabul ettıği 2945 sayılı MGK yasasından kaynak- landığını açık olarak gösterdi. Bu durumda ilk so- ru bence şu olmalıdır: "Ulusal güvenlik" gibi, bir ulusun varlığını, o ulusa ilişkin politikalann tümü- nü kapsayan bir kavram, tek bir yasanın ya da ya- sa maddelerinin konusu olarak sınırtandınlabilir mi? Bir başka deyişle, ulusal güvenliğin sağlan- ması, başta parlamento olmak üzere o ulusun tüm yönetsel kurumlarının zaten başlıca sorumluluğu değıl midir? • • • Söz konusu yasanın 12 Eylul darbesi yöneti- mınce olağan dışı koşullarda çıkarıldığı ve bu ko- şulların farklı biçimlerde de olsa sürmekte olduğu ileri sürülebilir... O zaman, yanıtlanması gereken bir dizi başka soruyla karşılaşmış oluyoruz: Bugünkü siyasal sistemimiz, "demokratik-pariamenter" gö- rünümüne karşın 12 Eylül darbesinin vesayeti al- tında mıdır? Eğer öyleyse, bu vesayet daha ne ka- dar surecek? Ve bu sorulara bağlı olarak bir baş- ka soru: "Ulusal güvenlik" kavramını bugün tartı- şılan biçimiyle savunan kişi ya da kurumların 12 Eylül darbesine ilişkin görüşlerini de bu bağlam- da açık olarak ortaya koymalan gerekmez mi? • • • Doğal bilimlerde olduğu gibi toplumsal bilimler- de de bır kavramın irdelenmesi birbirinı izleyen soruların tutarlı biçimde yanıtlanmasını gerektirir. Doğal bılimlere göre toplumsal bilimlerde kesinli- ğın daha görecelı olması bu irdelemenin niteliğini değiştırmez. Tersine, nesnel olmak için belki da- ha çok çaba gerektirir. Yukardaki sorulara ve ben- zerlerine şöyle bir kestirme yanıt verilebileceğinı biliyorum: Turkiye kendi sınırlan içinde ve sınırla- n dışında olağan sayılamayacak koşullarda varlı- ğını sürdürmekte olan bir ülkedir. Bu ülkenin ku- ruluşunda ordunun ayrı ve özellikli bir yeri olmuş- tur. Demokratik sistem ise henüz tam olarak otu- rabilmiş değildır. Böyle bir ülkede silahlı kuvvetle- rın işlevinın gelişmiş demokratik ülkelerdekinden farklı olması doğal ve kaçınılmaz bir olgudur... 12 Eylül'e ilişkin sorular yine de yanıt beklemekle bir- likte aklı başında her yurtsever gibi yukardaki ya- nıtlara ben de katılıyorum. Fakat bir dizi başka so- runun da yanıtlanması koşuluyla: Ülkemizde or- dunun ayncalıklı konumu daha ne kadar sürecek? Bu ülkede demokratik yönetim biçimi ne zaman yerleşiklık kazanacak? Demokratik yönetim biçi- mi herhangi bir koruyucu ya da vasiye gereksinim kalmaksızın yerleşiklik kazanamadıkça, bir başka deyişle "kapalı toplum" yapısı varlığını sürdürdük- çe, silahlı kuvvetlerde içinde olmak üzere tüm ku- rumların güvenirliğinin guvencesi nasıl sağlanabi- lir? Kurumlar tartışma dışı ya da tartışma üstü kal- dıkçayenı 12 Eylül'lerle karşılaşılmayacağının gü- vencesinı kim verebilir? ••• Bu gibi sorulan sonsuzca çoğaltabiliriz. Özgür akıl soru sorabilen akıldır. Bu yazıdaki son birkaç soru geçtiğimiz günlerde yapılan bir anketle ilgili olacak. "Türkiye'dekı En GüvenilirKurumlar" ko- nulu ankete göre ordu yüzde 71 oranla ilk, parla- mento yüzde 1 oranla son sırada yer alıyor... Ül- kemizin içinde bulunduğu koşullarda bu hiç de yadırganmayacak bir sonuçtur. Fakat bazı başka sorulan yanıtlamak koşuluyla: Bu ankete yanıt ve- ren halkımızın kendısi, kendısine acaba yüzde kaç oranda güveniyor? Bu halk herhangi bir vasinin güvencesine gereksinim kalmaksızın kendi ayak- ları üzerinde ne zaman durabilecek? Parlamento- suyla, ordusuyla, tüm toplumsal kurumları denet- lemeye yetenekli, örgütiü bir halk konumuna ne zaman yükselecek? ataol b(g cumhuriyet.com.tr Öleceksek ölelim' Depreme karşı dııyam:Jııştık İSTANBUL (AA) - Psıknatr Prof. Dr. Öz- can KökneL deprem ko- nusunda süreklı verilen olumsuz mesajların toplumu duyarsızlaştır- dığını belirttı. Prof. Dr.Köknel. dep- rem \e doğal afetlerden sonra insanlann ruhsal yapısının olumsuz etki- lendiğini ıfade ederek bu evreden sonra birey- sel özelliklere bağlı ola- rak farklı ruhsal tepki- lenn ortaya çıkabilece- ğıni. bunun da "travma sonrası stres bozuklu- ğu" olarak adlandınldı- ğını belirtti. Olumsuz mesajlar ve çözümsüz- lüğün de korkulan arttı- rarak toplumu boş ver- mişliğe ittiğini vurgula- yan Prof. Dr. Köknel, şöyle devam etti: "Sürekli olarak bir tehdit altında kalan in- san, arnk o tehdide kar- şı duyarsız hale geliyor. Bu mesajlan bu hale ge- tirmemek gerekir. Nite- kim, Türkive'de birçok sorun varken bu sorun- lara toplumun tepki ver- memesi, biraz bu du> ar- sızlaşmadan ileri geliyor. Arka arkaya o kadar çok olumsuz mesaj bombardımaruna uğru- yoruzld bütün bu olum- suz mesajların hepsine tepki verilmeye kaliolsa, bizim sağhklı yaşama- mıza zaten imkân yok. Hep eleştiriyoruz, 'Am- ma duyarsız toplum ol- duk' diye. Ama bana so- rarsanıziyi kioMuk. Dü- şünün, bütün bu olum- suzluklara. depremlere, ekonomik ve toplumsal sorunlara her an her yerde tepki veren insan- lar olsaydık, ruh sağüğı- mız iyice bozulacak- ü.Deprem konusunda sürekli verilen olumsuz mesajlar toplumu du- yarsızlaştırdı. Arnk ne olacaksa olsun, ölecek- sek ölelim divoruz."
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear