Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 18 AĞUSTOS 2001 CUMARTESİ
8 DEPREMIN 2. YILDONUMU
TMMOB: Toplanan yardımlar prefabrike ve kalıcı konutlann üretim sürecinde çarçur edildi
Hükümethesapvermelitstanbul HaberServisi-Türk Mü-
lendis \e MımarOdaları Birliğı (T-
MMOB) Yönetim Kurulu Başkanı
Kaya Güvenç. bır doğa olayı olan
iepremı felaket ve sefalet ortamına
iönüştüren hükümeti. kamuoyu
jnünde hesap vermeye çağırdı.
Güvenç. 17 Ağustos depremınin
kinci yıldönümü nedenıyle yaptığı
/azûı açıklamada. deprem sonrasın-
iaki süreçte halkın dayanışması ile
îluşan yardımlann, toplanan vergi-
erin ve yurtdışından gelen yardım-
ann. gerek prefabrike. gerekse ka-
ıcı konutlann üretim sürecinde çar-
curedildiğinı öne sürdü. Can ve mal
füvenliği açısından yıkılması gere-
• Can ve mal güvenliği açısından yıkılması gereken hasarlı binalann 'güçlendirme* projelerine
terk edildiğini halkın çaresizliği ve sefalet koşullan üzerinden yeni rant alanlan yaratıldığım
bildiren Güvenç, "Dengeli kalkınma ve bölgesel planlama yine yok sayılmış, ülkemizin yüzde
98'inin deprem kuşağında olduğu gerçeği yine kâğıt üzerinde bırakılmış" dedi.
ken hasarlı binalann "güçlendirme"
projelerine terk edıldiğinı halkın ça-
resizliği ve sefalet koşullan üzerin-
den yeni rant alanlan yaratıldığını
bildiren Güvenç. " Dengeli kalkın-
ma ve bölgesel planlama yine yok sa-
yılmış, ülkemizin yüzde 98'inin dep-
rem kuşağında olduğu gerçeği yine
kâğıt üzerinde bırakılmış. kalıcı ko-
nutlar, yapılaşmava açılmaması ge-
reken bÖlgelerde neredeyse müteah-
hitlere peşkeş çekilmiştir. Halkunız
kriz boyutımdaki sefalet koşullan-
na terk edilmiş, evsiz, işsiz ve aç bı-
rakümışür" dedi.
TMMOB'nin 2 yıllık süreçte, ge-
rek prefabrike ve kalıcı konutlann
yer seçimi, projelendirme ve üreti-
minde gerekse icraatlann her türlü
toplumsal, ekonomık, yasal, yönet-
sel boyutlu sonuçlannı değerlendı-
rerek bunları yönetenlere ilettiğinı.
ancak her sefennde sıyası tavırlann
tutsağı antidemokratik yaklaşımla-
ra maruz kaldığını belırten Güvenç,
şöyle devam etti:
"TMMOB, bir doğa olayı olan
depremin felaket ve sefalet ortamı-
na dönüşmesine neden olan siyasi ik-
tidar icraatlanru, kamuoyunda he-
sap vermeye çağırmaktadır. Mühen-
dislik ve mimarlık hizmetlerinde, bi-
limin, tekniğin insanok yaranna su-
numunu olmazsa olmaz bir koşul
olarak görmekte, sosyal devletin
planlı üretim, dengeli kalkınma, böl-
gesel planlama gibi unutulmuş araç-
lannın rvedi olarak yaşama geçiril-
mesini talep etmektedir. Bu ülkcnin
mühendis ve mimarlannın kamu ya-
ran denetim görevlerinde, bu onur-
lu görev lerini yerine getiremez koşul
ve ortamJara sürükleyen yapı dene-
timi düzenlemelerinin rantçı özüne
temelden karşı çıkmaktadır. Bayın-
dıriık ve İskân Bakanuğı'nı 4708 sa-
yıiı yasadan vazgeçerek, yapı süre-
cinde kamusal denetimi planlama-
dan başlayarak projelendirme ve uy-
gulamada etkin bir konumda ele
alan bütünlüklü bir imar mevzuatı
düzenkmesi konusunda göreve ça-
ğırmaktadır."
Projeler sonuçsuz kalıyor
Istıuıbulhfılâ
sonuçbekHyor
• tstanbul, hâlâ karadan ve denizden
incelenmevi ve elde edilecek veriler
doğruliıısımda depreme dayanıkh
hale gelmeyi bekliyor.
ÖZLEM GÎ'VEMLİ
17 Ağustos 1999'dan
bugüne dek yürüttüğü
çahşmaların çoğunda
somut bir sonuç elde
edemeyen tstanbul Bü-
yükşehirBelediyesı. bu
nedenle de önlem alma
noktasına ulaşamadı.
Istanbul. hâlâ karadan
ve denizden incelen-
meyi ve elde edilecek
veriler doğrultusunda
depreme dayanıklı hale
gelmeyi bekliyor.
lstanbul Büyükşehir
Belediyesi. lstanbul'u
depreme hazırlamak
için yürüttüğü zemin ve
deprem inceleme çalış-
malan kapsamında Ja-
pon Uluslararası lşbır-
liği Ajansı (JICA) ile
"Mikrobölgeleme" adı
altında. "lstanbul'da
Sismik Bölgelendirme
İçeren Afet Önleme-
Azaltma Temel Planı"
projesını başlattı. 15 O-
cak2001 tanhındeBa-
kanlar Kurulu tarafın-
dan onaylanan proje
henüz sonuçlanmadı.
Deprem öncesınde acıl
durum çalışma planla-
rınınyapılabilmesi ıçin
"Deprem Risk Analizi
ve Deprem Senaryosu"
projesinin ihale hazır-
hklan hâlâ tamamlana-
madı. Mevcut ve yeni
yerleşim alanlarının
depremden ne derece
etkıleneceğinin ve o
alandaki dağılımının
nasıl olacağının tespiti
bu çalışma ile gerçek-
leştirilebilecek. Bu ça-
lışmayla, Istanbul'dakı
yapılann 250 metre
aralıklarla kontrolleri
yapılacak. Iki yılda ta-
mamlanması pİanlanan
çalışmayla afet planla-
n yeniden gözden geçı-
rilecek.
îstanbul'un zeminine
yönelik yürütülen bir
diğer çalışma da "Kent
Jeolojisi Rapor ve Hari-
talannın Üretilmesi"
projesi. Proje kapsa-
mında: îstanbul'un en
büyük sorunu olan imar
ve sağhklı yapılanma
konusunda veri oluştu-
rarak imar planı hazır-
lanması öncesinde. yer-
leşime uygunluk hari-
taları hazırlanacak ve
çözümler önerilecek.
Yapılaşması tamamlan-
mış kesimlerdeki yapı-
lar ise izlemeye alına-
rak yer mühendıslığı
açısından davranışları
izlenecek. Bu çalışma-
nın tamamlanması ha-
linde yerbilimlerı ve
çevre etkileşiminı. rad-
yoaktif değişım sürecı
bağlamında inceleye-
rek aynı zamanda ye-
raltı sulannın bu tür de-
ğişimlerden etkilenme
durumu ortaya kona-
cak.
Büyükşehir Beledi-
yesi'nin henüz sonuç-
İanamamış projeleri
arasında şunJar yer alı-
yor:
"Marmara DenizTni
çe> releyen kara alanın-
da akrif favlar boyunca
ve yakın çevresinde
stratejik konuma sahip
soğuk ve sıcak su kay-
naklarında kurulacak
en az 16 hidrolojik istas-
yonda suyun fiziksel ve
kimvasaJ parametreleri
2 yıl sürevle, günlük
bazda ölçüm \oluyla iz-
lenecek. lstanbul Boğa-
zı ile Valova arasında kı-
yılan da kapsayan, özel-
likle deniz alanımn uy-
dudan alınmış sıcaklık
fotoğrafları günlük ola-
rak hazırlanacak ve
bölgede fay sistemine
bağlı olarak deniz suyu-
na kanşma ihtimali
olan, sıcak su etkinliği
araşhniacak."
17 Ağustos 1999
depremınden sonra Îs-
tanbul'un ılçelerinde
meydana gelen sorun-
lar ve nedenleri şöyle:
• Avcüar: Zemın.
malzeme. bılinçsizlık.
• Bağcılar: Malzeme,
projesiz yapılaşma.
• Bahçelievler: Ze-
mın. malzeme. bilinç-
sızlik
• Bakırköy: Zemin.
malzeme, korozyon.
• Bayrampaşa: Mal-
zeme. projesiz yapılaş-
ma.
• Küçükçekmece:
Zemin. malzeme, bı-
lınçsız davranış.
• Beyoğlu: Korozyon.
yıpranma. bilinçsizlik.
• Büyükçekmece:
Zemin, malzeme.
• Eminönü: Yıpran-
ma. korozyon.
• Esenler: Malzeme.
korozyon.
• E>üp: Yıpranma.
korozyon.
• Fatih: Yıpranma.
korozyon. bilinçsizlik.
• G. Osmanpaşa:
Malzeme.
• Güngören: Zemin.
malzeme.
• Kâğıthane: Malze-
me.
• Kartal: Malzeme.
• Maltepe: Zemin,
malzeme.
• Pendik: Malzeme.
• Tuzla: Zemin, mal-
zeme.
• Ümraniye: Malze-
me. bilinçsiz davranış.
• Üsküdar: Koroz-
yon. yıpranma.
• Zeytinburnu: Ko-
rozyon. yıpranma.
• Sultanbeyli: Malze-
me.
• Beşiktaş: Ciddi bir
sıkıntı yok.
• Beykoz: Ciddi bır
sıkıntı yok.
• Kadıköy: Ciddi bir
sıkıntı yok, az koroz-
yon. ,.
Depremin en fazla vıkıma neden olduğu kentlerde. vatandaşlann yaşamlannı yitirenler için düzenledikleri etkinlikler geç saatlere kadar sürdü.
Depremin 2.yıl dönümü nedenıyle binlerce yurttaş meydanlara toplandı
Gözyaşları sel olduYurt Haberleri Servisi - Mar-
mara depremınin ıkincı yıldönü-
mü nedeniyle öncekı gece saat
03.02'de binlerce yurttaş mey-
danlarda toplandı. gözyaşlan sel
oldu.
Depremin merkez üssü Göl-
cük'te önceki akşam başlayan et-
kinlikler, gece ağırlıkh olarak.
depremde 52 öğrenci ve 5 öğret-
meninı kaybeden Barbaros Hay-
rettin Lisesi'nin bahçesinde de-
vam etti. Ölen öğrenci ve öğret-
menlenn fotoğraflannın asılı ol-
duğu platform önünde toplanan
kalabalık, mumlar yaktı, anı def-
terine duygulannı dile getıren ya-
zılar yazdı. Anı deftennde. "An-
ma törenlerini panayır yerine çe-
virenleri kıımorum" ıfadesı dık-
kat çekti.
Okul bahçesindeki kalabalık,
saatler 03.02'ye yaklaştığında.
deprem şehitleri için 1 dakıkalık
saygı duruşunda bulundu. Üze-
nnde siyah tişörtler olan bir gru-
bun, depremde yaşammı yitiren
• Depremin en fazla yıkıma neden olduğu kentlerden Ada-
pazan'nda ise anma törenlerine saat 20.00'den itibaren izin
verilmemesine karşın yurttaşlar Depremzedeler Derneği ön-
cülüğünde Atatürk Bulvan'nda toplandı. Yüzlerce yurttaş,
sloganlar atarak Atatürk Bulvan'nda yürüdüler.
gençlerin adlannın yazılı olduğu
beyaz balonlan gökyüzüne bırak-
ması sırasında lazerle ışık göste-
risi yapıldı. Gölcük Belediyesi de
Arutpark Meydanı'nda. deprem
şehitleri adma mevlıt okuttu.
Izmit'teki anma törenı ise
Cumhuriyet Parkı'nda gerçekleş-
tirildi. Mumlar yakarak. saatler
03.02'yıgösterdiğinde 1 dakıka-
lık saygı duruşunda bulunan top-
luluk. kısa süreli düdük çaldı. Si-
nevızyon gösterisini ızleyen dep-
remzedeler gözyaşlanna hâkım
olamadı.
Depremin en fazla yıkıma ne-
den olduğu kentlerden Adapaza-
n'nda ise anma törenlerine saat
20.00'den itibaren izin verilme-
mesine karşın yurttaşlar Deprem-
zedeler Derneği öncülüğünde
Atatürk Bulvan'nda toplandı.
Yüzlerce yurttaş, sloganlar ata-
rak Atatürk Bulvan'nda yürüdü-
ler. Zaman zaman trafiğı de ke-
sen kitle, yaklaşık 1.5 saatlik yü-
rüyüşün ardından Demokrasi
Çeşmesi önünde yapılan açıkla-
manın ardından dağıldı. Ancak
yurttaşlar kent merkezınden ay-
nlmadı. Gece saat 03.02'ye yak-
laşırken hiçbır kuruluşun organi-
zasyonu olmadan depremzedeler
Atatürk Bulvan'nda toplandılar.
Yüzlerce kışi. saat 03.02'de 45
sanıyelik saygı duruşunda bulun-
duktan sonra dağıldı. Adapazan
Belediyesi'nin deprem fotoğraf-
lan sergısı önünde toplanan yurt-
taşlar bu dakikada gözyaşlanna
hâkim olamadılar. Bazı deprem-
zedelerse Vali Cahit Kıraç'a tep-
kilıydı. Tüm bölgede anma etkın-
liklenne izin verilmesıne karşın
Adapazan'nda yasaklanmasını
eleştiren depremzedeler. "Vali
Kıraç depremi yaşamadığı için ne
anlama geldiğini bilmiyor. O izin
vermese de biz sesimizi duyTU--
mak için buradav ız" dedıler.
Eğitim-Sen Sakarya Şubesi ise
Bulvar'dakı Demokrasi Çeşmesi
yanında depremde yaşamını yiti-
ren 37 öğretmenın fotoğraflannı
karanfillerle süsledi, mumlar
yaktı. Fotoğraflann başında saz-
lar eşliğinde söylenen türküler
duygulu anlar yaşattı.
Adana'da ise Inşaat Mühendıs-
leri Odası (İMO) Şubesi önünde
toplanan bir grup, saat 03.02'de
yaşamını yitirenler için saygı du-
ruşunda bulunduktan sonra gök-
yüzüne beyaz balonlar bıraktı.
Deprem bölgesinde etkinlikler
dün de mezarlık ziyaretleriyle de-
vam etti. Etkinlikler kapsamında
çeşıtlı paneller ve söyleşıler de
düzenlendı.
CUMARTESİ
YAZILARI
ATAOL BEHRAMOĞLU
Ulusal Giivenlik'
Kavramı ve Sorular
"Ulusal güvenlik" kavramına ilişkin değerlendir-
meler birkaç haftadır medyada en geniş yeri kap-
sıyor. Köşe yazarlarını belirgin biçimde karşrt ya da
farklı kamplara ayıran görüşleri okurken bütün bu
açık ya da üstü örtülü tartışma sağanağı içinde yi-
ne de olanca netliğiyle yanıtlanması gerektiğini
düşündüğum kimi soruları okurta paylaşmak iste-
dım.
• • •
11 Ağustos tarihlı yazısında Yalçın Doğan, bu-
gün tartışıldığı anlamda "ulusal güvenlik" kavra-
mının Milli Güvenlik Konseyi'nin 9 Kasım 1983'te
kabul ettıği 2945 sayılı MGK yasasından kaynak-
landığını açık olarak gösterdi. Bu durumda ilk so-
ru bence şu olmalıdır: "Ulusal güvenlik" gibi, bir
ulusun varlığını, o ulusa ilişkin politikalann tümü-
nü kapsayan bir kavram, tek bir yasanın ya da ya-
sa maddelerinin konusu olarak sınırtandınlabilir
mi? Bir başka deyişle, ulusal güvenliğin sağlan-
ması, başta parlamento olmak üzere o ulusun tüm
yönetsel kurumlarının zaten başlıca sorumluluğu
değıl midir?
• • •
Söz konusu yasanın 12 Eylul darbesi yöneti-
mınce olağan dışı koşullarda çıkarıldığı ve bu ko-
şulların farklı biçimlerde de olsa sürmekte olduğu
ileri sürülebilir... O zaman, yanıtlanması gereken bir
dizi başka soruyla karşılaşmış oluyoruz: Bugünkü
siyasal sistemimiz, "demokratik-pariamenter" gö-
rünümüne karşın 12 Eylül darbesinin vesayeti al-
tında mıdır? Eğer öyleyse, bu vesayet daha ne ka-
dar surecek? Ve bu sorulara bağlı olarak bir baş-
ka soru: "Ulusal güvenlik" kavramını bugün tartı-
şılan biçimiyle savunan kişi ya da kurumların 12
Eylül darbesine ilişkin görüşlerini de bu bağlam-
da açık olarak ortaya koymalan gerekmez mi?
• • •
Doğal bilimlerde olduğu gibi toplumsal bilimler-
de de bır kavramın irdelenmesi birbirinı izleyen
soruların tutarlı biçimde yanıtlanmasını gerektirir.
Doğal bılimlere göre toplumsal bilimlerde kesinli-
ğın daha görecelı olması bu irdelemenin niteliğini
değiştırmez. Tersine, nesnel olmak için belki da-
ha çok çaba gerektirir. Yukardaki sorulara ve ben-
zerlerine şöyle bir kestirme yanıt verilebileceğinı
biliyorum: Turkiye kendi sınırlan içinde ve sınırla-
n dışında olağan sayılamayacak koşullarda varlı-
ğını sürdürmekte olan bir ülkedir. Bu ülkenin ku-
ruluşunda ordunun ayrı ve özellikli bir yeri olmuş-
tur. Demokratik sistem ise henüz tam olarak otu-
rabilmiş değildır. Böyle bir ülkede silahlı kuvvetle-
rın işlevinın gelişmiş demokratik ülkelerdekinden
farklı olması doğal ve kaçınılmaz bir olgudur... 12
Eylül'e ilişkin sorular yine de yanıt beklemekle bir-
likte aklı başında her yurtsever gibi yukardaki ya-
nıtlara ben de katılıyorum. Fakat bir dizi başka so-
runun da yanıtlanması koşuluyla: Ülkemizde or-
dunun ayncalıklı konumu daha ne kadar sürecek?
Bu ülkede demokratik yönetim biçimi ne zaman
yerleşiklık kazanacak? Demokratik yönetim biçi-
mi herhangi bir koruyucu ya da vasiye gereksinim
kalmaksızın yerleşiklik kazanamadıkça, bir başka
deyişle "kapalı toplum" yapısı varlığını sürdürdük-
çe, silahlı kuvvetlerde içinde olmak üzere tüm ku-
rumların güvenirliğinin guvencesi nasıl sağlanabi-
lir? Kurumlar tartışma dışı ya da tartışma üstü kal-
dıkçayenı 12 Eylül'lerle karşılaşılmayacağının gü-
vencesinı kim verebilir?
•••
Bu gibi sorulan sonsuzca çoğaltabiliriz. Özgür
akıl soru sorabilen akıldır. Bu yazıdaki son birkaç
soru geçtiğimiz günlerde yapılan bir anketle ilgili
olacak. "Türkiye'dekı En GüvenilirKurumlar" ko-
nulu ankete göre ordu yüzde 71 oranla ilk, parla-
mento yüzde 1 oranla son sırada yer alıyor... Ül-
kemizin içinde bulunduğu koşullarda bu hiç de
yadırganmayacak bir sonuçtur. Fakat bazı başka
sorulan yanıtlamak koşuluyla: Bu ankete yanıt ve-
ren halkımızın kendısi, kendısine acaba yüzde kaç
oranda güveniyor? Bu halk herhangi bir vasinin
güvencesine gereksinim kalmaksızın kendi ayak-
ları üzerinde ne zaman durabilecek? Parlamento-
suyla, ordusuyla, tüm toplumsal kurumları denet-
lemeye yetenekli, örgütiü bir halk konumuna ne
zaman yükselecek?
ataol b(g cumhuriyet.com.tr
Öleceksek ölelim'
Depreme karşı
dııyam:Jııştık
İSTANBUL (AA) -
Psıknatr Prof. Dr. Öz-
can KökneL deprem ko-
nusunda süreklı verilen
olumsuz mesajların
toplumu duyarsızlaştır-
dığını belirttı.
Prof. Dr.Köknel. dep-
rem \e doğal afetlerden
sonra insanlann ruhsal
yapısının olumsuz etki-
lendiğini ıfade ederek
bu evreden sonra birey-
sel özelliklere bağlı ola-
rak farklı ruhsal tepki-
lenn ortaya çıkabilece-
ğıni. bunun da "travma
sonrası stres bozuklu-
ğu" olarak adlandınldı-
ğını belirtti. Olumsuz
mesajlar ve çözümsüz-
lüğün de korkulan arttı-
rarak toplumu boş ver-
mişliğe ittiğini vurgula-
yan Prof. Dr. Köknel,
şöyle devam etti:
"Sürekli olarak bir
tehdit altında kalan in-
san, arnk o tehdide kar-
şı duyarsız hale geliyor.
Bu mesajlan bu hale ge-
tirmemek gerekir. Nite-
kim, Türkive'de birçok
sorun varken bu sorun-
lara toplumun tepki ver-
memesi, biraz bu du> ar-
sızlaşmadan ileri geliyor.
Arka arkaya o kadar
çok olumsuz mesaj
bombardımaruna uğru-
yoruzld bütün bu olum-
suz mesajların hepsine
tepki verilmeye kaliolsa,
bizim sağhklı yaşama-
mıza zaten imkân yok.
Hep eleştiriyoruz, 'Am-
ma duyarsız toplum ol-
duk' diye. Ama bana so-
rarsanıziyi kioMuk. Dü-
şünün, bütün bu olum-
suzluklara. depremlere,
ekonomik ve toplumsal
sorunlara her an her
yerde tepki veren insan-
lar olsaydık, ruh sağüğı-
mız iyice bozulacak-
ü.Deprem konusunda
sürekli verilen olumsuz
mesajlar toplumu du-
yarsızlaştırdı. Arnk ne
olacaksa olsun, ölecek-
sek ölelim divoruz."