Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 11 AĞUSTOS2001 CUMARTESİ
8 HABERLERIN DEVAM
G U N C E L CÜINEYT ARCAYLREK
B Baştarafı 1. Sayfada
züyie anlatan açıklamalar yapmaya başlıyor!
ANAP kongresinde "Ülkenin geleceği için atı-
lacak her adımın ulusal güvenlik gerekçesiyle
kesilmesi kabul edilemez" dedi. Oysa, bir gün
sonra Kanal D'de Tiıncay Özkan'ın yalın soru-
lannı yanıtlarken yaptığı gibi "ileri adımlann ne-
ler olduğunu" kongrede açıklasaydı, yanlış an-
lamalârın önünü önceden kesmiş olmaz mıydı?
Yılmaz bal gibi TSK'yi hedef aldı. Açıkladı da
öğrendik: Meğer Yılmaz; 800 sayfalık ulusal
programda vaat edilen siyasal kriterlerin 10
Ekim'e kadar gerçekleşememesi durumunda
AB'ye değil girmeyi, adaylık görüşmelerinin baş-
lamasını bile hayal etmemek geregini söylüyor-
muş!
Neymiş o kriterler? Çoktandır tartışılagelen;
anayasanın "temel hak ve hürriyetlerin sınıhan-
masına-kötüye kullanılmamasına" ilişkin 13 ve
14. maddeleri ile terör yasasının 8. maddesi ve
ünlü 312. maddenin yeniden yazılması.
Yılmaz AB'nin istediği bu değişikliklerle şeri-
atın geleceğine, ülkenin bölünmesi olasılığına
dayalı korkuların asla gerçekleşmeyeceğini söy-
ledi.
Ama TSK, 7 Ağustos açıklamasında, "atılma-
sı düşünülen ileri adımlan" tanımladı. Şeriat fa-
aliyetlerini kolaylaştıracak, iilkeyi bölmeye çalı-
şan gruplara yasal dayanak sağlayacak ise bu
adımlar, "ileri değil geriye doğru atılmış" ola-
caktı ve Genelkurmay kaynakları bu iki öğeyle il-
gili "son durumu saptayan raporları" kamuoyu-
na yansıttı.
Evet ama...
Birinci raporda; "irticaın zayıf ve güçlü yönle-
n"nin bugünkü durumu anlatılıyor. "Siyasi parti-
lerin irticai faaliyetlere karşı gösterdiği taviz"der\
ve "gelir dağılımındaki adaletsizlik, sosyal, siya-
sal ve ekonomik sorunlann büyüklüğü halkta
devlete karşı giderek artan soğukluk yarattığın-
dan" sözaçılıyorve...40'tan fazla holdingin.bin-
lerce şirketin irticaın maddi gücünü oluşturduğu,
irticaın büyük propaganda gücü vurgulanıyor.
Irticacı eğitim konusundaki son marifetlere ge-
niş yer veriliyor.
18 Nisan seçimlerinde partisine 28 Şubat'ın oy
yitirttiğini söyleyen Yılmaz; önceki gece "bu iki
tehlikeden irticaya değinirken korkmamak gere-
ğine" dokundu, -tarih vermiyor- ama 28 Şubat'ı
örnekledi: "Şeriat hevesine hukuk yoluyla engel
olunduğunu" vurguladı.
Ikinci rapor: Yılmaz hareketini savunanlann ge-
ce TV'ye çtkmadan önce gündüz gözüyle CNN
Türk'te Kemal Yurteri'nin "terörörgütü PKK'nin
yurtiçi ve yurtdışındaki kuruluşları ve gücü" ile
ilgili haberini izlemeleri, kendileri ve güncel tar-
tışma açısından yararlı olmaz mıydı?
Işte o zaman gerçekçi bilim adamları olarak
bölücü örgüt PKK'nin ülkeyi bölünmeye götüre-
cek faaliyetlerindeki derinliği anlayabilecek ve
anlatabileceklerdi.
Yurtiçinde PKK'yi legalleşmek çabasında des-
tekleyen 40'a yakın dernek bulunduğunu, 51
radyo ve 20 kadar TV'nin, 8 gazete, 16 derginin
aynı yolda yayın yaptığını görecekler, yurtdışın-
da 400 kadar dernek ve kuruluşun aynı koşutta
çalıştığını öğreneceklerdi.
Bunlardan hiç söz edilmedi. Şimdi altını çize-
rek şu soruyu kimilerine yöneltmenin yeri geldi:
Düşünce ve ifade özgüriüğünü genişletelim,
kabul. Yalnız bu yola girerken bugünkü yasalar-
la baş edilmesi zaman zaman güçleşen irtica ve
bölücü hareketleri yeni yasal olanaklarla nasıl
önleyeceğimizi, hükümetin, akhevvel savunucu-
larının kanıtlarıyla topluma anlatmaları, kabul et-
tirmeleri gerekmiyor mu?
Halk siyasetçiden daha uyanık: O kadar ki, so-
ru üzerine Yılmaz, "halkın 3'te 2'sinin AB'yegir-
meyeyanlı" olduğunu, ancak "taviz verilereküye
olunsun mu"ya gelince, "halkın 3'te 2'sinin ta-
vize karşı çıktığını" açıkladı.
İfade ve düşünce özgürlüğü rüzgârı elbette iyi
de... Ya ülkenin koşulları?
İki başlı bebek
doğumda öldü
ÖZCAN GÜNEŞ
ŞANLHJRFA-Şanlı-
urfa'nın Viranşehir il-
çesinde, 4 çocuk anne-
si Nebahat Köker (25),
iki başlı bebek dünyaya
getirdi. Viranşehir Dev-
let Hastanesi'nde yapı-
lan bir operasyonla
dünyaya gelen erkek
bebeğin anne kamın-
dayken öldüğü belirlen-
di. llçede daha önce de
kafatası olmayan 5 be-
bek dünyaya gelmişti.
Ceylanpınar ilçesinin
Gaziantep Mahalle-
si'nde oturan Şehmus
Köker, eşi Nebahat
Köker'i, doğum sancı-
lan başlaması üzerine,
Ceylanpınar Devlet
Hastanesi'ne götürdü.
Doğum uzmanı bulun-
mayan hastanede, ilk
müdahaleyi yapan pra-
tisyen doktorlar. bebe-
ğin ters gelmesi üzeri-
ne Köker'i Viranşehir
Devlet Hastanesi'ne
sevkettiler. Viranşehir
Devlet Hastanesi Ka-
dın Hastalıklan Uzma-
nı Operatör Dr. Olgun
Akalper'in gerçekleş-
tirdiği operasyon sonu-
cu, Nebahat Köker, iki
başlı bebeğini ölü ola-
rak dünyaya getirdi.
Akalper, Köker'in
hastaneye ulaştığında,
bebeğin omzuna kadar
dışanda olduğunu, an-
cak kafa bölümünün
gelmemesi üzerine
hastayı ameliyata aldı-
ğını söyledi.
Ameliyat sonucun-
da. iki başlı ve iki bo-
yunlu erkek bebek dün-
yaya geldiğini belirten
Akalper, bebeğin anne
karnında öldüğünü, an-
nenin sağlık durumu-
nun ise iyi olduğunu
anlattı.
Annenin daha erken
hastaneye gelmesi ha-
linde bebeğin kurtanla-
bileceğini belirten
Akalper, "İlk kez böyle
bir olayla karşılaşıyo-
ruz. Çift başh bebek do-
ğumlan daha önce de
görüldü. Ancak bu vaka
literatürde pek rastian-
mayan rürde. Bebeğin
hem iki başu hem de ild
boynu var. Olaj da aile-
nin ihmali var. Aileler
hamilelik sırasında en
az 1-2 defa doktora git-
meüdir" dedi. Şehmus
Köker ise 9 yıldır evli
olduğu eşinin 4 doğum
yaptığını ve çocuklan-
nın sağlıklı olduğunu
belirterek "Eşimle ak-
raba degiliz. Bu durum
bizi hayrete düşürdü"
diye konuştu.
Yılmaz înandırıcı değilA1VKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Ulusal güvenlik tartışmasını
sürdüren ANAP lideri ve Başba-
kan Yardımcısı Mesut Yılmaz'a
hükümet ortaklan destek verme-
di. Tartışmalar konusunda görüş
belirtmeyen Başbakan Bülent
Ecevit, Yılmaz' ın "AB treni kaçı-
yor" eleştirisine, "AB'deyavaşhk
söz konusu değü" yanıtını verdi.
Koalisyonun ikinci büyük ortağı
MHP'nin kurmaylan da "toplu-
ma vereceği umut kaimayan Yü-
maz'ın siyasi oyun peşinde" oldu-
ğunu savundu.
ANAP lideri Yılmaz'ın, Ge-
nelkurmay'ın açıklamasına kar-
şın ulusal güven-
lik konusunda ge-
ri adım atmama-
sıyla hükümet or-
taklan arasında
ortaya çıkan görüş
aynlığı giderek büyüyor. Ecevit,
gazetecilerin Yılmaz'ın son
açıklamalarını nasıl değerlendir-
diğini sorması üzerine yorum
yapmaktan kaçındı.
Görüşlerini daha önce açıkladı-
ğını vurgulayan Ecevit, "Bu ko-
nunun tarnşmasına girmek iste-
miyorum. Konu başka noktaiara
çekilmeseydi daha iyi olurdu" di-
ye konuştu. Yılmaz'ın "AB treni
kaçryor" şeklindeki değerlendir-
mesinin anımsatılması üzerine
Ecevit, şunlan söyledi: "Bence
yavaşhk söz konusu değil. Çünkii
yaz tatiline girinceve kadar Mec-
lis hükümetimizle birlikte gece-
gündüzçahşn. Verimliçahşma dö-
nemi Meclis toplanınca yeniden
başlayacak. Önce ana\asa deği-
şikliklerigörüşülecek. Değişiklik-
lerden bazdan zaten anlatını öz-
gürlüğü ve özgürlüklerin genişle-
tilmesiyle iigilidir. Kimsenin kav
gLSi olmasın."
Ecevit, açıklamanm ardından
Genelkurmay Başkanı Orgeneral
Hüseyin Krvnkoğiu ile görüşüp
görüşmediğinin sorulması üzeri-
ne •'Genelkurmay Başkanı şu sı-
rada Ankara'dadeğir dedi. Ece-
vit, "Genelkurmaj Başkanı'nı
aradımz da bulamadımz mı" so-
rusuna, "Hayır aramayı gerekli
görmedim. Çünkü kendisi bir
haftahk tatile çıkn" yanıtını ver-
di. Ecevit, Kıvnkoğlu ile görüş-
meyi düşünüp düşünmediğinin
sorulması üzerine de "Her za-
man görüşüyoruz" demekle ye-
tindi. Ecevit, başka bir soru üze-
rine, Içişleri Bakanlığı Müsteşar-
lığı'na atanan eski Manisa Valisi
Muzaffer Ecemiş'i uğurlama tö-
reninde yaşanan protokol bunalı-
mıyla ilgili olarak "Üzücü bir o-
lay. Herhalde gerekli disiplin işle-
mi de japüacakur" dedi.
Başbakan Ecevit, ulusal gü-
venlik tartışmasının sürdürül-
mesi hakkında yorum yapmaz-
ken koalisyonun ikinci büyük
ortağı MHP'de Yılmaz'a tepki-
ler yükseliyor. MHP'nin tepki-
leri şu noktalarda toplamyor:
12 Kasım endişesi
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - ANAP Genel
Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz'ın
son çıkışıyla, "AB üerteme raporunun" hazırlanaca-
ğı 12 Kasım'dan önce 37 maddelik anayasa değişik-
liği paketinin TBMM'den geçirilmesini zoriamayı
amaçladığı ifade edildi. ANAP kurmaylan, Başbakan
Bülent Ecevit'ın, "Daha fazla tartşılmaya gereksini-
mivar" gerekçesiyle anayasa değişikliği paketini ey-
lül ayına bıraktıgına dikkat çektiler. ANAP kurmay-
lan, "Ne zamanAB'yeuyum nıteüğindeki düzenleme-
ler tarnşdsa, ya askerin ya da hükümet ortaldanmı-
zm tepkisiyle karşılaşıyoruz. Yılmaz, çareyi halka
anlatmakta buldu" görüşünü dile getirdiler.
Yılmaz'ın, "ulusal güvenlik tarnşmasj-
nı açmasına" gerekçe gösterdiği ve as-
keri kesimle "çanşmasına'' neden olan
düzenlemelerin başında temel hak ve
özgürlüklerin genişletilmesine ilişkin
anayasa değişiklikleri, Terörle Mücade-
le Yasası'nın 7-8. maddeleri ileTürkCe-
zaYasası'nın 312. maddesinin değiştiril-
mesi, anadilde yayın ve eğitime olanak
tanıyacakdüzenlemeler yer alıyor. Yılmaz,
dün bir açılış töreninde gazetecilerin "Ulusal
güvenlik tartişmas daha uzayacak mı" so-
rusu üzerine "Ben, bunu taröşılsın dfye
gündeme getirdim" karşıhğını verdi
Yılmaz'ın, 12 Kasım'dan önce çıka-
nlmasmı istediği yasal düzenleme-
ler ile TBMM Partilerarası Uzlaş-
ma Komisyonu'nun hazırladığı anayasa değişikliği
paketinde öngörülen değişiklikler şöyle:
Temel hak ve özgürlüklerin kullanıl-
maSI Ve SinirlandinlmaSI: Anayasanın 13 ve
14. maddelerinde yapılması planlanan değişiklikler-
le hak ve özgürlükler, ilgili maddelerde belirtilen ne-
denlere bağlı olarak yasayla suurlandınlabilecek. Bu
sınırlamalar, anayasanın sözüne, ruhuna, demokratik
toplum düzeninin gereklerine ve ölçülülük ilkesine
aykın olmayacak. Devlet, anayasal haklan özgürlük-
lerin daraltılması ve haklann yok edilmesi yönünde
kullanamayacak.
Düşünce ve anlatım özgürlüğü: Yılmaz,
anayasa değişikliğine paralel olarak, Türk Ceza Ya-
sası'nın 312. maddesi ile Terörle Mücadele Yasa-
sı'nın 7 ve 8. maddelerinin değiştirilmesini istiyor.
Yılmaz, "eyleme dönüşmediği'" sürece, düşünce ve
anlatım özgürlüğünün önündeki engellerin kaldınl-
ması gerektiğini \-urguluyor. TCY'nin 312. madde de-
ğişikliği de çeşitli kereler gündeme gelmesine karşm
"uzlaşma sağlananıadığı" gerekçesiyle yapılamadı.
Anadİlde yayili: Anayasanın 26. maddesinde-
ki "Düşüncelerin açıklanması veyaydmasında kanun-
la yasaklanmış olan herhangi bir dil kullanılamaz"
ibaresi metınden çıkanlıyor. Anayasanın 28. madde-
sindeki "Kanunla yasaklanmış olan herhangi bir dfl-
deyayım yapuamaz" fıkrası da metınden çıkanhyor.
YıUnaz, başta RTÜK ve Basın Yasası olmak üzere
buna paralel yapılacak düzenlemelerle, Türk-
çe dışında yayın yapılmasının önünün açıl-
masını istiyor.
ölüm cezasının kaldırılmasi:
Komisyonda vanlan uzlaşma ile anayasa-
dan ölüm cezasına ilişkin hükümler ayık-
lanıyor. "Genei müsadere cezası ile savaş,
yakın savaş. ve terör suçlan halleri dışuıda
ölüm cezası verilemeyeceği'' düzenlemesi
getiriliyor.
Siyasi parti kapatmaya
Simrlama: Anayasanın siya-
si parti kapatmaya ilişkin 69.
maddesinde öngörülen değişik-
likle, Anayasa Mahkemesi'nin
temelli kapatma yerine, fullerin
£ ağırlığına göre ilgili partinin
* devlet yardunından kısmen ve-
ya tamamen yoksun bırakılmasına karar verebilece-
ği de hükme bağlanıyor.
MCK OİUŞUmu değlSİyor: Ulusal program-
da yer alan "MGK danışma organjdır" ifadesine uy-
gun olarak MGK'nin oluşumu yeniden düzenlenecek.
Anayasa değişikliği paketinde yer alan düzenlemeye
göre, başbakan yardımcılan ile adalet bakanlan da
MGK'ye giriyor. MGK kararlannın "Bakanlar Ku-
rulu'nca önceükle dikkate alınacağma" ilişkin ifade,
"değerlendiriBr'' olarak değiştiriliyor.
Adll yargi: Adil yargılama hakkına anayasal gü-
vence getiriliyor. Yakalanan veya tutuklanan kişi, top-
lu olarak işlenen suçlarda en çok 7 gün, diğer suçlar-
da tutulma yerine en yakın mahkemeye gönderilmesi
için gerekli süre hariç, en geç 48 saat içinde hâkim
önüne çıkanlacak.
# Mesut Yılmaz, inandıncı ve
samimi değildir. Bundan önce de
demokratikleşme
konusunda asker-
lerle tartışmaya
girmiş, ancak ge-
len tepki üzerine
hep geri çekilmiş-
tir. Eğer tutarlı olsaydı daha ön-
ceki çıkışlannın arkasında durur-
du. Bu türlü tutarsız davranışlar-
la AB üyeliği sıkıntıya girecektir.
• Yılmaz, MGK toplantılann-
da konuyu gündeme getirdiğini
söylüyor, ancak sonuç alamadı-
ğından yakınıyor. Partisinin
kongresinde konuşuyor, televiz-
yonlara çıkıp açıklamalar yapı-
yor. ancak konunun tartışıldığı
bir dönemde nedense Bakanlar
Kurulu'nda bu konuda bir tek
cümle söylemiyor. Kasım ayın-
dan önce bir şeyler yapılmazsa
AB trenini kaçıracağımızı söylü-
yor. Bu kadar kısa bir süre kaldı
da niye daha önce bu konuyu
gündeme getirmedi? Korku-
lan odur ki, bu da bir "Mesut
Yılmaz klasiği''dir.
# AB Ulusal Programı ha-
zırlanrrken hep MHP'ye eleş-
tiriler yöneltildi. Ama Mesut
Yılmaz, o dönemde partinin
getirdiği önerilerinin bir tane-
sine bile itiraz etmedi.
9 Yılmaz'ın ve partisinin
inandıncılığı zedelendi. Yol-
suzlukla mücadele konusun-
da ANAP yara aldı. Yolsuz-
lukla mücadelenin tavsadığı
yönünde bir hava oluştu. Yıl-
maz'vn topluma vereceği hiç-
bir umut kalmadı, bu neden-
le çıkış anyor. Yılmaz'ın de-
mokratikleşme konusunda da
topluma umut vereceği bir
nokta yok. 28 Şubat sürecin-
de demokratik olmayan bir
uygulamaya kendisi çanak
turmuştur. Şimdi sergilemeye
çalıştığı demokrasi kahra-
manlığına kimse inanmaz. 28
Şubat'tan sonra güncelleştiri-
len Milli Güvenlik Siyaset
Belgesi'nin altında da kendi
imzası vardır. O zaman baş-
bakandı, niye karşı çıkmadı?
# Yılmaz, birtakım konu-
lan uygun olmayan zamanda
ve zeminde tartışmaya açarak
kendi başansızlığını örtmeye
ve kendisini gündemde tut-
maya çalışıyor. Bazı çevrele-
re mesajlar vererek Güneydo-
ğu halkının oylannın peşine
düştü. Ancak bu stratejisinde
de başarılı olamaz. Çünkü,
Güneydoğu halkı devletle
kavga eden partiye oy ver-
mez. FP'nin oylan da bu ne-
denle düşmüştür.
Genelkurmay ikinci başka-
nı Orgeneral Yaşar Büyükanrt
Dışişleri Bakanı Ismail Cem,
dün öğle saatlerinde Başba-
kanlığa gelerek Başbakan
Ecevit'le bir süre görüştü.
Toplantıda AB ile ilgili tartış-
malann değerlendirildiği öğ-
renildi.
HADEP: Milligümdîği siyasetbeliHemeli
Haber Merkezi - HADEP Ge-
nel Başkanı Murat Bozlak. ulusal
güvenlik tartışmalannı olumlu
bulduklanm belirterek "MiDigü-
venüği siyaset belirlemeli" dedi.
"Ulusal güvenlik ka\ gısının'' Gü-
neydoğu'daki çatışmah dönemde
yerinde olabileceğini vurgulayan
Bozlak, "Gelinen aşamada, ülke-
mizde yaşayan herkesin tam bir
banş ve kardeşKk içinde yaşama-
sının koşullan her zamankinden
daha fazla eherişli duruma gel-
mişken bu ka\gı\ı hiçbir değişik-
Hk olmarmş gibi ileri sürmek ger-
çekçi değildir. doğru da değildir"
görüşünü savundu.
HADEP Genel Başkanı Boz-
lak, Yılmaz"ın başlattığı "ulusal
güvenlik sendromu" tartışmala-
nnda partisinin görüşünü açıkla-
dı. Her ülke gibi Türkiye'nin de
DÎSK: Tarbsdmab
Haber Merkerf - ANAP Ge-
nel Başkanı ve Başbakan Yar-
dımcısı Mesat Yılmaz'ın gün-
deme getirdiği "ulusal güven-
fik" tartışmalanna DİSK'ten de
destek geldi.
DlSK Genel Sekreteri Murat
Tokmak yaptığı açtklamada,
ulusal güvenliğin Türkiye'de
yaşayan herkesi ilgilendirdiği-
ni, bu tartışmanın çok geç baş-
iadığını ve artık ertelenemezbir
noktaya geldiğini ifade etti.
Konu, demagojl
malzemesi yapılmasın
Ulusal güvenlik kavramının
artık açıklığa kavuşturulması
gerektiğini kaydeden Tokmak,
"Sorun tarüşmayı kimin açoğı
ya da taroşüğı değUdir. Eğer de-
mokrasiyi, hukuku temel alan
vebunlann işletilmesi. genişkal-
mesi üzerine duran bir ortakhk
varsa bu konu ciddi bir biçimde
taroşdmahdır" dedi. Konunun,
yalnızca AB üyeliği süreci ola-
rak ele almırsa yine özünden
kopacağmı, Avrupa'ya taviz
kapsamında demagoji malze-
mesi yapılacağını kaydeden
Tokmak, açıklamasında şu gö-
rüşlere yer verdi:
"Tanımı, uygulaması konu-
sundahiçbirniteügin buhınma-
dığı bir biçim taşrvan ulusal gü-
venUk kavramı, tümüjie keyfi,
anhk çjkarlar ve iktidarda bu-
hınanlann günlük potitikalan-
na uygun genel ve tartışılamaz
bir gerekçe haline getirümekte-
dir. AB'ye üye olmak için değfl,
çağdaş uygarhğuı, insanlığın
evrensel değerterine sahip bir
ülkenin vatandaşlan olabilmek
için bu konular tartışılmaudır.
Eğer MecBs'in alnına 'Ege-
menlik kayıtsız şartsız mille-
tindir' diye yazmış ve bunu re-
jimin tanımıolarak yapmışsak,
fiflen konulan kayrt ve şartlan
tarnşmah ve yaşamı buna göre
düzenlemeliyiz."
ulusal güvenlik politikası ve kay-
gısı olması gerektiğini belirten
Bozlak. bu gerekçeyle demokra-
tildeşmeye ve özgürlük alanının
genişletilmesine karşı çıkıhnasmı
doğru bulmadıklanru söyledi.
Ulusal güvenliğin güvence altı-
na alınmasının yegâne yolunun
toplumsal banşın sağlanması, de-
mokrasinin kurumsallaşması, katı-
lımcı ve çoğulcu demokrasi oldu-
ğunu belirten Bozlak şöyle konuş-
tu: "Ancak, bir bölgemizde devam
etmesine rağmen ülkemizin son 20
yıhna damgasuu vuran çanşmah or-
tamın artık sona ermiş olduğunu
görmehyiz. Ulusal güvenUk kaygısı
geçmişte yerinde görülebilirdi. Ge-
linen aşamada ülkemi/de \aşayan
herkesin tam bir banş ve kardeşMk
kindeyaşamasının koşullan her za-
mankinden daha etverişH duruma
gehnişken bu kaygryıhiçbirdeğişik-
lik olmamış gibi ileri sürmek ger-
çekçi değildir, doğru da değildir."
Kapsamlı demokrasi sart
Türkiye'nin bütün sorunlannın
üniter ve laik devlet yapısı içerisin-
de kapsamlı bir demokratikleşmey-
le çözüleceğine inandıklannı anla-
tan Bozlak. "Türkiye'nin onurlu
geleceği için fazia vakit kaybetmeye-
linı. Tarihi bir olgu olan Türk-Kürt
kardeşliğini demokratik bir ülkede
ve gerçek anlamda sağjamak için
artık kaybedecek zamanunız kal-
madı. Gereksiz tabu ve korkuları
aşmanuı zamanıdır" diye konuştu.
Bozlak. Genelkurmay açıklama-
sı ile ilgili soru üzerine. "MflHgü-
venHği si\asetin belirlemesinden ya-
na olduklannı" söyledi.
Son dalga
kaygısı
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - ANAP lide-
ri Mesut Yümazın çıkı-
şrnda, Türkiye'nin AB
reformlannda gecikmesi
nedeniyle genişleme sü-
recinde son dalgaya dü-
şeceği endişesinin etkili
olduğu kaydediliyor. AB,
genişlemenin ilk dalgası-
nı 2004 yılrnda tamamla-
mayı öngörüyor.
13 aday üÜce arasında
Polonya, Malta ve Güney
Kıbns bu dalgada yer ala-
cak en şanslı ülkeler ola-
rak görülüyor. Türk dip-
lomatlar, genişlemenin
ikinci dalgasımn kaçınl-
maması için 2004 yılına
kadar üyeliğin kapısını
aralayacak müzakerelere
başlamanın şart olduğu-
nu vurguluyorlar. AB ise
bu müzakereleri başlat-
mak için Türkiye'nin si-
yasi kriterleri karşılama-
sını koşul olarak öne sü-
rüyor. Ankara'nın bir di-
ğer endişe kaynağı ise ya-
kın gelecekte AB ülkele-
rinde gerçekleştirilecek
seçimler. Türkiye'nin
üyeliğine destek veren ül-
kelerde olası iktidar deği-
şiklikleri, üyelik sürecin-
de belirleyici olabilecek.
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
bütün sorumlular her fırsatta yineliyor. Hükümet,
AB yolunda yapılması gerekenleri içeren bir ulu-
sal plan hazırladı. Koalisyon liderlerinin de onay
verdiği 795 sayfalık plan, tarlada yetişecek çilek
standardından cezaevlerinin durumuna kadar her
alanda AB'ye uyum için yapılması gerekenleri
içeriyor.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hüseyin Kıvn-
koğlu da en son 3 temmuz günü ABD Büyükelçili-
ği'nin kokteylinde gazetecilerin sorusu üzerine, "Bi-
zim yönümüz Avrupa'dır. Ancak AB yurttaşlan ara-
sında bize sempatiyle bakanların oranı çok düşük.
Bunu yükseltmek gerekiyor" demişti.
2- Görüldüğü gibi asker-sivil irade ortak. Burada
çatallanan şu:
- AB'ye hangi koşullaria gireceğiz?
Genelkurmay'la Yılmaz arasındaki görüş aynlığı-
nın temelinde bu yatıyor. Yılmaz'a göre, AB'nin is-
temlerinin tümünü hemen yaparsak bizi alacaklar.
Acele etmek gerekiyor, yoksa tren kaçacak. Genel-
kurmay'a göre de AB'yle masaya oturmak ve neyi
ne kadar yapabilecegimizi konuşmak, deyim yerin-
deyse "Bizim de koşullanmız şunlar" demek gereki-
yor.
Geçen aralıktaki Nice zirvesinde, Türkiye aile fo-
toğrafına girdikten hemen sonra Genelkurmay bir
açıklama yapmış, AB'ye evet derken gerçeklerin de
unutulmaması gerektiğini vurgulamıştı.
3- Yılmaz, 18 yıldır MGK zeminlerinde değişim is-
temlerinin yerine getirilmemesi nedeniyle kongrede
konuştuğunu söylüyor. Mademki tartışmayı açtı; Yıl-
maz'ın hangi konularda olumsuzluklarla karşılaştığı-
nı açıklaması gerekiyor.
Tren mi kaçıyor, keçiler mi?
4- Yılmaz, ulusal güvenliğin siyaset işi olduğunu
söyledi. Bu durumda, Yılmaz'ın kongre konuşması-
nın muhatabı koalisyon ortaklanydı, diyebiliriz. Yıl-
maz'ın burada da yalnız olduğu dikkati çekiyor. MHP
Genel Başkanı Bahçeli, yaylalarda, ovalarda verdi-
ği demeçlerle Yılmaz'ın başlatmak istediği tartışma-
yı onaylamadığını açtkça soyledi.
Başbakan Bülent Ecevit hafta başında yaptığı
değerlendirmeye ek olarak dün, ulusal güvenlik tar-
tışmalanna katılmayacağını açıkladı. Ardından ekle-
di:
"AB trenini kaçırmayız! Yılmaz'ın bu konudakigö-
rüşlerine katılmıyonjm..."
Kaçırdığımız şeyler var, ama trenler mi keçiler mi,
belli değil!
5- Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, pazar
gününden beri devam eden tartışmanın tarafı olma-
dı. Bunun üç nedeni olabilir:
- Sezer, taraflardan biri gibi düşündüğü için tartış-
mayı alevlendirmek istemedi.
- İki tarafın düşüncelerine de katılmadığı için izle-
meyi yeğledi.
- Görüşlerini kâğıda döktü, önümüzdeki günlerde
belirieyeceği bir zeminde kamuoyu ile paylaşacak.
Konuya mizahi açıdan bakmaik gerekirse, Sayın
Cumhurbaşkanı bu tür bir tartışmanın hukukta yeri-
ntn olmadığını da düşünüyor oîabilir!
6- Yılmaz'ın açıklamalanna HADEP'ten bir bozlak
havası geldi. Genel Başkan Murat Bozlak, ulusal gü-
venlik kavramının geride kalmış tehlikelere dayalı ola-
rak düzenlenemeyeceğini, tartışılması gerektiğini
söyledi. HADEP, DEP döneminde kendilerine verilen
TBMM zemini şansını iyi değeriendirememişti. HA-
DEP, terörün marjinalleşmesi sürecinde ne yapaca-
ğı dikkatle izlenen hareketlerin başında geliyor. Gü-
neydoğu'daki 30 büyük yerieşim yerinin belediye
başkanı HADEP'li. Bu parti yöneticilerinin, düşünce-
leriyle eylemlerini özdeş kılıp Türkiye kamuoyuna gü-
ven vermesi, iç banşa ilişkin soru işaretlerini azalta-
caktır.
7- Mesut Yılmaz AB'ye ANAP'ı değil de Türkiye'yi
sokmak istiyorsa, bütün dengeleri gözetmek duru-
munda.
[email protected]
Protokol krizi
için dava açıldı
MANtSA (Cumhuri-
yet) - Manisa'da Piyade
Er Eğitim Tugayı Komu-
tanı Tuğgeneral Kazım
Usta ile ANAP Manisa
11 Başkanı Ahmet Özöv-
gü arasındayaşanan ger-
ginJik yargıya yansıdı.
Ozövgü, Tuğgeneral Us-
ta aleyhine, kendisine
hakaret ettiği iddiasıyla
500 milyon liralık mane-
vi tazminat davası açtı.
Manisa Adliyesi'ne.
avukatı Gülşah Bülbül
Candemir ile Özövgü,
Nöbetçi Asliye Hukuk
Mahkemesi'ne 500 mil-
yon liralık manevi taz-
minat davası dilekçesini
verdi. Dilekçede davaya
konu olay ile ilgili şu ifa-
deler yer aldı: "Öimizes-
ki valisi veşimdikitçişle-
ri Bakanlığı Müsteşan
Saym MuzafFer Ece-
miş'in valflik ikametgâ-
hının önünde resmi nhe-
liği ohnayan uğurlama
yapımnşür. Uğurlamaya
daire amirleri ile çok sa-
yıda vatandaş kanlmış
ohıp herhangi bir tören
nhetiğinde ohnayan, Va-
K'yeduyıılan sevgi ve say-
gıgereği bir araya geuniş
doğal bir topluluktur.
Toplulukta Tugay Ko-
mutanı Tuğgeneral Ka-
zım Usta, Ahmet Özöv-
gü'yü protokolde yanhş
yerde durulduğundan
bahisle itip kakmış, da-
ha sonra 'Haddinizi bi-
lin, partili martili anla-
mam, asabunı bozma-
yın, defolun gidin' de-
mek suretiyte ikinci kez
sert bir şekilde iterek
müvekküimi küçükdü-
şürücü hareketierde bu-
hınmuştur. Protokol
şartlan taşuna zorunlu-
luğu bulunmayan bu
uğurlama sırasında
Ozövgü, Manisa Beledi-
ye Başkanı Adil Aygül
De konuşmakiçin yanına
gittiği sırada orada bulu-
nan Tuğgeneral Usta ha-
karet içeren sözlerle mü-
vekkUuni taşıdığı maka-
muı ağırhğına ve gerek-
lerine a>kuı bir şekflde
iterekyanından koyTnuş-
tur." Dilekçede Özöv-
gü'nün maruz kaldığı
davranış ile küçük düş-
tüğü, ticari, siyasi ve
toplum içindeki onuru-
nun zarar gördüğü öne
sürüldü.
Akaryakıta zam
ANKARA (AA) - Gazyağı fiyatlanna yüzde 2.02,
kalorifer yakıtı fiyatlanna ise yüzde 2.79 oranında
zam yapıldı. Akaryakıt Ana Dağıtım Şirketleri Der-
neği'nden (ADER) yapılan açıklamaya göre, bugün-
den itibaren geçerli olmak üzere gazyağı ve kalorifer
yakıtı perakende sanş fiyatlan yeniden belirlendi. Bu-
na göre gazyağı fiyatı Istanbul'un Avrupa yakasında
842 bin liradan 859 bin liraya, kalorifer yakıtı fiyatı
ise 466 bin liradan 479 bin liraya yük seltildi.