26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 11 AĞUSTOS2001 CUMARTESİ 8 HABERLERIN DEVAM G U N C E L CÜINEYT ARCAYLREK B Baştarafı 1. Sayfada züyie anlatan açıklamalar yapmaya başlıyor! ANAP kongresinde "Ülkenin geleceği için atı- lacak her adımın ulusal güvenlik gerekçesiyle kesilmesi kabul edilemez" dedi. Oysa, bir gün sonra Kanal D'de Tiıncay Özkan'ın yalın soru- lannı yanıtlarken yaptığı gibi "ileri adımlann ne- ler olduğunu" kongrede açıklasaydı, yanlış an- lamalârın önünü önceden kesmiş olmaz mıydı? Yılmaz bal gibi TSK'yi hedef aldı. Açıkladı da öğrendik: Meğer Yılmaz; 800 sayfalık ulusal programda vaat edilen siyasal kriterlerin 10 Ekim'e kadar gerçekleşememesi durumunda AB'ye değil girmeyi, adaylık görüşmelerinin baş- lamasını bile hayal etmemek geregini söylüyor- muş! Neymiş o kriterler? Çoktandır tartışılagelen; anayasanın "temel hak ve hürriyetlerin sınıhan- masına-kötüye kullanılmamasına" ilişkin 13 ve 14. maddeleri ile terör yasasının 8. maddesi ve ünlü 312. maddenin yeniden yazılması. Yılmaz AB'nin istediği bu değişikliklerle şeri- atın geleceğine, ülkenin bölünmesi olasılığına dayalı korkuların asla gerçekleşmeyeceğini söy- ledi. Ama TSK, 7 Ağustos açıklamasında, "atılma- sı düşünülen ileri adımlan" tanımladı. Şeriat fa- aliyetlerini kolaylaştıracak, iilkeyi bölmeye çalı- şan gruplara yasal dayanak sağlayacak ise bu adımlar, "ileri değil geriye doğru atılmış" ola- caktı ve Genelkurmay kaynakları bu iki öğeyle il- gili "son durumu saptayan raporları" kamuoyu- na yansıttı. Evet ama... Birinci raporda; "irticaın zayıf ve güçlü yönle- n"nin bugünkü durumu anlatılıyor. "Siyasi parti- lerin irticai faaliyetlere karşı gösterdiği taviz"der\ ve "gelir dağılımındaki adaletsizlik, sosyal, siya- sal ve ekonomik sorunlann büyüklüğü halkta devlete karşı giderek artan soğukluk yarattığın- dan" sözaçılıyorve...40'tan fazla holdingin.bin- lerce şirketin irticaın maddi gücünü oluşturduğu, irticaın büyük propaganda gücü vurgulanıyor. Irticacı eğitim konusundaki son marifetlere ge- niş yer veriliyor. 18 Nisan seçimlerinde partisine 28 Şubat'ın oy yitirttiğini söyleyen Yılmaz; önceki gece "bu iki tehlikeden irticaya değinirken korkmamak gere- ğine" dokundu, -tarih vermiyor- ama 28 Şubat'ı örnekledi: "Şeriat hevesine hukuk yoluyla engel olunduğunu" vurguladı. Ikinci rapor: Yılmaz hareketini savunanlann ge- ce TV'ye çtkmadan önce gündüz gözüyle CNN Türk'te Kemal Yurteri'nin "terörörgütü PKK'nin yurtiçi ve yurtdışındaki kuruluşları ve gücü" ile ilgili haberini izlemeleri, kendileri ve güncel tar- tışma açısından yararlı olmaz mıydı? Işte o zaman gerçekçi bilim adamları olarak bölücü örgüt PKK'nin ülkeyi bölünmeye götüre- cek faaliyetlerindeki derinliği anlayabilecek ve anlatabileceklerdi. Yurtiçinde PKK'yi legalleşmek çabasında des- tekleyen 40'a yakın dernek bulunduğunu, 51 radyo ve 20 kadar TV'nin, 8 gazete, 16 derginin aynı yolda yayın yaptığını görecekler, yurtdışın- da 400 kadar dernek ve kuruluşun aynı koşutta çalıştığını öğreneceklerdi. Bunlardan hiç söz edilmedi. Şimdi altını çize- rek şu soruyu kimilerine yöneltmenin yeri geldi: Düşünce ve ifade özgüriüğünü genişletelim, kabul. Yalnız bu yola girerken bugünkü yasalar- la baş edilmesi zaman zaman güçleşen irtica ve bölücü hareketleri yeni yasal olanaklarla nasıl önleyeceğimizi, hükümetin, akhevvel savunucu- larının kanıtlarıyla topluma anlatmaları, kabul et- tirmeleri gerekmiyor mu? Halk siyasetçiden daha uyanık: O kadar ki, so- ru üzerine Yılmaz, "halkın 3'te 2'sinin AB'yegir- meyeyanlı" olduğunu, ancak "taviz verilereküye olunsun mu"ya gelince, "halkın 3'te 2'sinin ta- vize karşı çıktığını" açıkladı. İfade ve düşünce özgürlüğü rüzgârı elbette iyi de... Ya ülkenin koşulları? İki başlı bebek doğumda öldü ÖZCAN GÜNEŞ ŞANLHJRFA-Şanlı- urfa'nın Viranşehir il- çesinde, 4 çocuk anne- si Nebahat Köker (25), iki başlı bebek dünyaya getirdi. Viranşehir Dev- let Hastanesi'nde yapı- lan bir operasyonla dünyaya gelen erkek bebeğin anne kamın- dayken öldüğü belirlen- di. llçede daha önce de kafatası olmayan 5 be- bek dünyaya gelmişti. Ceylanpınar ilçesinin Gaziantep Mahalle- si'nde oturan Şehmus Köker, eşi Nebahat Köker'i, doğum sancı- lan başlaması üzerine, Ceylanpınar Devlet Hastanesi'ne götürdü. Doğum uzmanı bulun- mayan hastanede, ilk müdahaleyi yapan pra- tisyen doktorlar. bebe- ğin ters gelmesi üzeri- ne Köker'i Viranşehir Devlet Hastanesi'ne sevkettiler. Viranşehir Devlet Hastanesi Ka- dın Hastalıklan Uzma- nı Operatör Dr. Olgun Akalper'in gerçekleş- tirdiği operasyon sonu- cu, Nebahat Köker, iki başlı bebeğini ölü ola- rak dünyaya getirdi. Akalper, Köker'in hastaneye ulaştığında, bebeğin omzuna kadar dışanda olduğunu, an- cak kafa bölümünün gelmemesi üzerine hastayı ameliyata aldı- ğını söyledi. Ameliyat sonucun- da. iki başlı ve iki bo- yunlu erkek bebek dün- yaya geldiğini belirten Akalper, bebeğin anne karnında öldüğünü, an- nenin sağlık durumu- nun ise iyi olduğunu anlattı. Annenin daha erken hastaneye gelmesi ha- linde bebeğin kurtanla- bileceğini belirten Akalper, "İlk kez böyle bir olayla karşılaşıyo- ruz. Çift başh bebek do- ğumlan daha önce de görüldü. Ancak bu vaka literatürde pek rastian- mayan rürde. Bebeğin hem iki başu hem de ild boynu var. Olaj da aile- nin ihmali var. Aileler hamilelik sırasında en az 1-2 defa doktora git- meüdir" dedi. Şehmus Köker ise 9 yıldır evli olduğu eşinin 4 doğum yaptığını ve çocuklan- nın sağlıklı olduğunu belirterek "Eşimle ak- raba degiliz. Bu durum bizi hayrete düşürdü" diye konuştu. Yılmaz înandırıcı değilA1VKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Ulusal güvenlik tartışmasını sürdüren ANAP lideri ve Başba- kan Yardımcısı Mesut Yılmaz'a hükümet ortaklan destek verme- di. Tartışmalar konusunda görüş belirtmeyen Başbakan Bülent Ecevit, Yılmaz' ın "AB treni kaçı- yor" eleştirisine, "AB'deyavaşhk söz konusu değü" yanıtını verdi. Koalisyonun ikinci büyük ortağı MHP'nin kurmaylan da "toplu- ma vereceği umut kaimayan Yü- maz'ın siyasi oyun peşinde" oldu- ğunu savundu. ANAP lideri Yılmaz'ın, Ge- nelkurmay'ın açıklamasına kar- şın ulusal güven- lik konusunda ge- ri adım atmama- sıyla hükümet or- taklan arasında ortaya çıkan görüş aynlığı giderek büyüyor. Ecevit, gazetecilerin Yılmaz'ın son açıklamalarını nasıl değerlendir- diğini sorması üzerine yorum yapmaktan kaçındı. Görüşlerini daha önce açıkladı- ğını vurgulayan Ecevit, "Bu ko- nunun tarnşmasına girmek iste- miyorum. Konu başka noktaiara çekilmeseydi daha iyi olurdu" di- ye konuştu. Yılmaz'ın "AB treni kaçryor" şeklindeki değerlendir- mesinin anımsatılması üzerine Ecevit, şunlan söyledi: "Bence yavaşhk söz konusu değil. Çünkii yaz tatiline girinceve kadar Mec- lis hükümetimizle birlikte gece- gündüzçahşn. Verimliçahşma dö- nemi Meclis toplanınca yeniden başlayacak. Önce ana\asa deği- şikliklerigörüşülecek. Değişiklik- lerden bazdan zaten anlatını öz- gürlüğü ve özgürlüklerin genişle- tilmesiyle iigilidir. Kimsenin kav gLSi olmasın." Ecevit, açıklamanm ardından Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hüseyin Krvnkoğiu ile görüşüp görüşmediğinin sorulması üzeri- ne •'Genelkurmay Başkanı şu sı- rada Ankara'dadeğir dedi. Ece- vit, "Genelkurmaj Başkanı'nı aradımz da bulamadımz mı" so- rusuna, "Hayır aramayı gerekli görmedim. Çünkü kendisi bir haftahk tatile çıkn" yanıtını ver- di. Ecevit, Kıvnkoğlu ile görüş- meyi düşünüp düşünmediğinin sorulması üzerine de "Her za- man görüşüyoruz" demekle ye- tindi. Ecevit, başka bir soru üze- rine, Içişleri Bakanlığı Müsteşar- lığı'na atanan eski Manisa Valisi Muzaffer Ecemiş'i uğurlama tö- reninde yaşanan protokol bunalı- mıyla ilgili olarak "Üzücü bir o- lay. Herhalde gerekli disiplin işle- mi de japüacakur" dedi. Başbakan Ecevit, ulusal gü- venlik tartışmasının sürdürül- mesi hakkında yorum yapmaz- ken koalisyonun ikinci büyük ortağı MHP'de Yılmaz'a tepki- ler yükseliyor. MHP'nin tepki- leri şu noktalarda toplamyor: 12 Kasım endişesi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - ANAP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz'ın son çıkışıyla, "AB üerteme raporunun" hazırlanaca- ğı 12 Kasım'dan önce 37 maddelik anayasa değişik- liği paketinin TBMM'den geçirilmesini zoriamayı amaçladığı ifade edildi. ANAP kurmaylan, Başbakan Bülent Ecevit'ın, "Daha fazla tartşılmaya gereksini- mivar" gerekçesiyle anayasa değişikliği paketini ey- lül ayına bıraktıgına dikkat çektiler. ANAP kurmay- lan, "Ne zamanAB'yeuyum nıteüğindeki düzenleme- ler tarnşdsa, ya askerin ya da hükümet ortaldanmı- zm tepkisiyle karşılaşıyoruz. Yılmaz, çareyi halka anlatmakta buldu" görüşünü dile getirdiler. Yılmaz'ın, "ulusal güvenlik tarnşmasj- nı açmasına" gerekçe gösterdiği ve as- keri kesimle "çanşmasına'' neden olan düzenlemelerin başında temel hak ve özgürlüklerin genişletilmesine ilişkin anayasa değişiklikleri, Terörle Mücade- le Yasası'nın 7-8. maddeleri ileTürkCe- zaYasası'nın 312. maddesinin değiştiril- mesi, anadilde yayın ve eğitime olanak tanıyacakdüzenlemeler yer alıyor. Yılmaz, dün bir açılış töreninde gazetecilerin "Ulusal güvenlik tartişmas daha uzayacak mı" so- rusu üzerine "Ben, bunu taröşılsın dfye gündeme getirdim" karşıhğını verdi Yılmaz'ın, 12 Kasım'dan önce çıka- nlmasmı istediği yasal düzenleme- ler ile TBMM Partilerarası Uzlaş- ma Komisyonu'nun hazırladığı anayasa değişikliği paketinde öngörülen değişiklikler şöyle: Temel hak ve özgürlüklerin kullanıl- maSI Ve SinirlandinlmaSI: Anayasanın 13 ve 14. maddelerinde yapılması planlanan değişiklikler- le hak ve özgürlükler, ilgili maddelerde belirtilen ne- denlere bağlı olarak yasayla suurlandınlabilecek. Bu sınırlamalar, anayasanın sözüne, ruhuna, demokratik toplum düzeninin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykın olmayacak. Devlet, anayasal haklan özgürlük- lerin daraltılması ve haklann yok edilmesi yönünde kullanamayacak. Düşünce ve anlatım özgürlüğü: Yılmaz, anayasa değişikliğine paralel olarak, Türk Ceza Ya- sası'nın 312. maddesi ile Terörle Mücadele Yasa- sı'nın 7 ve 8. maddelerinin değiştirilmesini istiyor. Yılmaz, "eyleme dönüşmediği'" sürece, düşünce ve anlatım özgürlüğünün önündeki engellerin kaldınl- ması gerektiğini \-urguluyor. TCY'nin 312. madde de- ğişikliği de çeşitli kereler gündeme gelmesine karşm "uzlaşma sağlananıadığı" gerekçesiyle yapılamadı. Anadİlde yayili: Anayasanın 26. maddesinde- ki "Düşüncelerin açıklanması veyaydmasında kanun- la yasaklanmış olan herhangi bir dil kullanılamaz" ibaresi metınden çıkanlıyor. Anayasanın 28. madde- sindeki "Kanunla yasaklanmış olan herhangi bir dfl- deyayım yapuamaz" fıkrası da metınden çıkanhyor. YıUnaz, başta RTÜK ve Basın Yasası olmak üzere buna paralel yapılacak düzenlemelerle, Türk- çe dışında yayın yapılmasının önünün açıl- masını istiyor. ölüm cezasının kaldırılmasi: Komisyonda vanlan uzlaşma ile anayasa- dan ölüm cezasına ilişkin hükümler ayık- lanıyor. "Genei müsadere cezası ile savaş, yakın savaş. ve terör suçlan halleri dışuıda ölüm cezası verilemeyeceği'' düzenlemesi getiriliyor. Siyasi parti kapatmaya Simrlama: Anayasanın siya- si parti kapatmaya ilişkin 69. maddesinde öngörülen değişik- likle, Anayasa Mahkemesi'nin temelli kapatma yerine, fullerin £ ağırlığına göre ilgili partinin * devlet yardunından kısmen ve- ya tamamen yoksun bırakılmasına karar verebilece- ği de hükme bağlanıyor. MCK OİUŞUmu değlSİyor: Ulusal program- da yer alan "MGK danışma organjdır" ifadesine uy- gun olarak MGK'nin oluşumu yeniden düzenlenecek. Anayasa değişikliği paketinde yer alan düzenlemeye göre, başbakan yardımcılan ile adalet bakanlan da MGK'ye giriyor. MGK kararlannın "Bakanlar Ku- rulu'nca önceükle dikkate alınacağma" ilişkin ifade, "değerlendiriBr'' olarak değiştiriliyor. Adll yargi: Adil yargılama hakkına anayasal gü- vence getiriliyor. Yakalanan veya tutuklanan kişi, top- lu olarak işlenen suçlarda en çok 7 gün, diğer suçlar- da tutulma yerine en yakın mahkemeye gönderilmesi için gerekli süre hariç, en geç 48 saat içinde hâkim önüne çıkanlacak. # Mesut Yılmaz, inandıncı ve samimi değildir. Bundan önce de demokratikleşme konusunda asker- lerle tartışmaya girmiş, ancak ge- len tepki üzerine hep geri çekilmiş- tir. Eğer tutarlı olsaydı daha ön- ceki çıkışlannın arkasında durur- du. Bu türlü tutarsız davranışlar- la AB üyeliği sıkıntıya girecektir. • Yılmaz, MGK toplantılann- da konuyu gündeme getirdiğini söylüyor, ancak sonuç alamadı- ğından yakınıyor. Partisinin kongresinde konuşuyor, televiz- yonlara çıkıp açıklamalar yapı- yor. ancak konunun tartışıldığı bir dönemde nedense Bakanlar Kurulu'nda bu konuda bir tek cümle söylemiyor. Kasım ayın- dan önce bir şeyler yapılmazsa AB trenini kaçıracağımızı söylü- yor. Bu kadar kısa bir süre kaldı da niye daha önce bu konuyu gündeme getirmedi? Korku- lan odur ki, bu da bir "Mesut Yılmaz klasiği''dir. # AB Ulusal Programı ha- zırlanrrken hep MHP'ye eleş- tiriler yöneltildi. Ama Mesut Yılmaz, o dönemde partinin getirdiği önerilerinin bir tane- sine bile itiraz etmedi. 9 Yılmaz'ın ve partisinin inandıncılığı zedelendi. Yol- suzlukla mücadele konusun- da ANAP yara aldı. Yolsuz- lukla mücadelenin tavsadığı yönünde bir hava oluştu. Yıl- maz'vn topluma vereceği hiç- bir umut kalmadı, bu neden- le çıkış anyor. Yılmaz'ın de- mokratikleşme konusunda da topluma umut vereceği bir nokta yok. 28 Şubat sürecin- de demokratik olmayan bir uygulamaya kendisi çanak turmuştur. Şimdi sergilemeye çalıştığı demokrasi kahra- manlığına kimse inanmaz. 28 Şubat'tan sonra güncelleştiri- len Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'nin altında da kendi imzası vardır. O zaman baş- bakandı, niye karşı çıkmadı? # Yılmaz, birtakım konu- lan uygun olmayan zamanda ve zeminde tartışmaya açarak kendi başansızlığını örtmeye ve kendisini gündemde tut- maya çalışıyor. Bazı çevrele- re mesajlar vererek Güneydo- ğu halkının oylannın peşine düştü. Ancak bu stratejisinde de başarılı olamaz. Çünkü, Güneydoğu halkı devletle kavga eden partiye oy ver- mez. FP'nin oylan da bu ne- denle düşmüştür. Genelkurmay ikinci başka- nı Orgeneral Yaşar Büyükanrt Dışişleri Bakanı Ismail Cem, dün öğle saatlerinde Başba- kanlığa gelerek Başbakan Ecevit'le bir süre görüştü. Toplantıda AB ile ilgili tartış- malann değerlendirildiği öğ- renildi. HADEP: Milligümdîği siyasetbeliHemeli Haber Merkezi - HADEP Ge- nel Başkanı Murat Bozlak. ulusal güvenlik tartışmalannı olumlu bulduklanm belirterek "MiDigü- venüği siyaset belirlemeli" dedi. "Ulusal güvenlik ka\ gısının'' Gü- neydoğu'daki çatışmah dönemde yerinde olabileceğini vurgulayan Bozlak, "Gelinen aşamada, ülke- mizde yaşayan herkesin tam bir banş ve kardeşKk içinde yaşama- sının koşullan her zamankinden daha fazla eherişli duruma gel- mişken bu ka\gı\ı hiçbir değişik- Hk olmarmş gibi ileri sürmek ger- çekçi değildir. doğru da değildir" görüşünü savundu. HADEP Genel Başkanı Boz- lak, Yılmaz"ın başlattığı "ulusal güvenlik sendromu" tartışmala- nnda partisinin görüşünü açıkla- dı. Her ülke gibi Türkiye'nin de DÎSK: Tarbsdmab Haber Merkerf - ANAP Ge- nel Başkanı ve Başbakan Yar- dımcısı Mesat Yılmaz'ın gün- deme getirdiği "ulusal güven- fik" tartışmalanna DİSK'ten de destek geldi. DlSK Genel Sekreteri Murat Tokmak yaptığı açtklamada, ulusal güvenliğin Türkiye'de yaşayan herkesi ilgilendirdiği- ni, bu tartışmanın çok geç baş- iadığını ve artık ertelenemezbir noktaya geldiğini ifade etti. Konu, demagojl malzemesi yapılmasın Ulusal güvenlik kavramının artık açıklığa kavuşturulması gerektiğini kaydeden Tokmak, "Sorun tarüşmayı kimin açoğı ya da taroşüğı değUdir. Eğer de- mokrasiyi, hukuku temel alan vebunlann işletilmesi. genişkal- mesi üzerine duran bir ortakhk varsa bu konu ciddi bir biçimde taroşdmahdır" dedi. Konunun, yalnızca AB üyeliği süreci ola- rak ele almırsa yine özünden kopacağmı, Avrupa'ya taviz kapsamında demagoji malze- mesi yapılacağını kaydeden Tokmak, açıklamasında şu gö- rüşlere yer verdi: "Tanımı, uygulaması konu- sundahiçbirniteügin buhınma- dığı bir biçim taşrvan ulusal gü- venUk kavramı, tümüjie keyfi, anhk çjkarlar ve iktidarda bu- hınanlann günlük potitikalan- na uygun genel ve tartışılamaz bir gerekçe haline getirümekte- dir. AB'ye üye olmak için değfl, çağdaş uygarhğuı, insanlığın evrensel değerterine sahip bir ülkenin vatandaşlan olabilmek için bu konular tartışılmaudır. Eğer MecBs'in alnına 'Ege- menlik kayıtsız şartsız mille- tindir' diye yazmış ve bunu re- jimin tanımıolarak yapmışsak, fiflen konulan kayrt ve şartlan tarnşmah ve yaşamı buna göre düzenlemeliyiz." ulusal güvenlik politikası ve kay- gısı olması gerektiğini belirten Bozlak. bu gerekçeyle demokra- tildeşmeye ve özgürlük alanının genişletilmesine karşı çıkıhnasmı doğru bulmadıklanru söyledi. Ulusal güvenliğin güvence altı- na alınmasının yegâne yolunun toplumsal banşın sağlanması, de- mokrasinin kurumsallaşması, katı- lımcı ve çoğulcu demokrasi oldu- ğunu belirten Bozlak şöyle konuş- tu: "Ancak, bir bölgemizde devam etmesine rağmen ülkemizin son 20 yıhna damgasuu vuran çanşmah or- tamın artık sona ermiş olduğunu görmehyiz. Ulusal güvenUk kaygısı geçmişte yerinde görülebilirdi. Ge- linen aşamada ülkemi/de \aşayan herkesin tam bir banş ve kardeşMk kindeyaşamasının koşullan her za- mankinden daha etverişH duruma gehnişken bu kaygryıhiçbirdeğişik- lik olmamış gibi ileri sürmek ger- çekçi değildir, doğru da değildir." Kapsamlı demokrasi sart Türkiye'nin bütün sorunlannın üniter ve laik devlet yapısı içerisin- de kapsamlı bir demokratikleşmey- le çözüleceğine inandıklannı anla- tan Bozlak. "Türkiye'nin onurlu geleceği için fazia vakit kaybetmeye- linı. Tarihi bir olgu olan Türk-Kürt kardeşliğini demokratik bir ülkede ve gerçek anlamda sağjamak için artık kaybedecek zamanunız kal- madı. Gereksiz tabu ve korkuları aşmanuı zamanıdır" diye konuştu. Bozlak. Genelkurmay açıklama- sı ile ilgili soru üzerine. "MflHgü- venHği si\asetin belirlemesinden ya- na olduklannı" söyledi. Son dalga kaygısı ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - ANAP lide- ri Mesut Yümazın çıkı- şrnda, Türkiye'nin AB reformlannda gecikmesi nedeniyle genişleme sü- recinde son dalgaya dü- şeceği endişesinin etkili olduğu kaydediliyor. AB, genişlemenin ilk dalgası- nı 2004 yılrnda tamamla- mayı öngörüyor. 13 aday üÜce arasında Polonya, Malta ve Güney Kıbns bu dalgada yer ala- cak en şanslı ülkeler ola- rak görülüyor. Türk dip- lomatlar, genişlemenin ikinci dalgasımn kaçınl- maması için 2004 yılına kadar üyeliğin kapısını aralayacak müzakerelere başlamanın şart olduğu- nu vurguluyorlar. AB ise bu müzakereleri başlat- mak için Türkiye'nin si- yasi kriterleri karşılama- sını koşul olarak öne sü- rüyor. Ankara'nın bir di- ğer endişe kaynağı ise ya- kın gelecekte AB ülkele- rinde gerçekleştirilecek seçimler. Türkiye'nin üyeliğine destek veren ül- kelerde olası iktidar deği- şiklikleri, üyelik sürecin- de belirleyici olabilecek. G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada bütün sorumlular her fırsatta yineliyor. Hükümet, AB yolunda yapılması gerekenleri içeren bir ulu- sal plan hazırladı. Koalisyon liderlerinin de onay verdiği 795 sayfalık plan, tarlada yetişecek çilek standardından cezaevlerinin durumuna kadar her alanda AB'ye uyum için yapılması gerekenleri içeriyor. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hüseyin Kıvn- koğlu da en son 3 temmuz günü ABD Büyükelçili- ği'nin kokteylinde gazetecilerin sorusu üzerine, "Bi- zim yönümüz Avrupa'dır. Ancak AB yurttaşlan ara- sında bize sempatiyle bakanların oranı çok düşük. Bunu yükseltmek gerekiyor" demişti. 2- Görüldüğü gibi asker-sivil irade ortak. Burada çatallanan şu: - AB'ye hangi koşullaria gireceğiz? Genelkurmay'la Yılmaz arasındaki görüş aynlığı- nın temelinde bu yatıyor. Yılmaz'a göre, AB'nin is- temlerinin tümünü hemen yaparsak bizi alacaklar. Acele etmek gerekiyor, yoksa tren kaçacak. Genel- kurmay'a göre de AB'yle masaya oturmak ve neyi ne kadar yapabilecegimizi konuşmak, deyim yerin- deyse "Bizim de koşullanmız şunlar" demek gereki- yor. Geçen aralıktaki Nice zirvesinde, Türkiye aile fo- toğrafına girdikten hemen sonra Genelkurmay bir açıklama yapmış, AB'ye evet derken gerçeklerin de unutulmaması gerektiğini vurgulamıştı. 3- Yılmaz, 18 yıldır MGK zeminlerinde değişim is- temlerinin yerine getirilmemesi nedeniyle kongrede konuştuğunu söylüyor. Mademki tartışmayı açtı; Yıl- maz'ın hangi konularda olumsuzluklarla karşılaştığı- nı açıklaması gerekiyor. Tren mi kaçıyor, keçiler mi? 4- Yılmaz, ulusal güvenliğin siyaset işi olduğunu söyledi. Bu durumda, Yılmaz'ın kongre konuşması- nın muhatabı koalisyon ortaklanydı, diyebiliriz. Yıl- maz'ın burada da yalnız olduğu dikkati çekiyor. MHP Genel Başkanı Bahçeli, yaylalarda, ovalarda verdi- ği demeçlerle Yılmaz'ın başlatmak istediği tartışma- yı onaylamadığını açtkça soyledi. Başbakan Bülent Ecevit hafta başında yaptığı değerlendirmeye ek olarak dün, ulusal güvenlik tar- tışmalanna katılmayacağını açıkladı. Ardından ekle- di: "AB trenini kaçırmayız! Yılmaz'ın bu konudakigö- rüşlerine katılmıyonjm..." Kaçırdığımız şeyler var, ama trenler mi keçiler mi, belli değil! 5- Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, pazar gününden beri devam eden tartışmanın tarafı olma- dı. Bunun üç nedeni olabilir: - Sezer, taraflardan biri gibi düşündüğü için tartış- mayı alevlendirmek istemedi. - İki tarafın düşüncelerine de katılmadığı için izle- meyi yeğledi. - Görüşlerini kâğıda döktü, önümüzdeki günlerde belirieyeceği bir zeminde kamuoyu ile paylaşacak. Konuya mizahi açıdan bakmaik gerekirse, Sayın Cumhurbaşkanı bu tür bir tartışmanın hukukta yeri- ntn olmadığını da düşünüyor oîabilir! 6- Yılmaz'ın açıklamalanna HADEP'ten bir bozlak havası geldi. Genel Başkan Murat Bozlak, ulusal gü- venlik kavramının geride kalmış tehlikelere dayalı ola- rak düzenlenemeyeceğini, tartışılması gerektiğini söyledi. HADEP, DEP döneminde kendilerine verilen TBMM zemini şansını iyi değeriendirememişti. HA- DEP, terörün marjinalleşmesi sürecinde ne yapaca- ğı dikkatle izlenen hareketlerin başında geliyor. Gü- neydoğu'daki 30 büyük yerieşim yerinin belediye başkanı HADEP'li. Bu parti yöneticilerinin, düşünce- leriyle eylemlerini özdeş kılıp Türkiye kamuoyuna gü- ven vermesi, iç banşa ilişkin soru işaretlerini azalta- caktır. 7- Mesut Yılmaz AB'ye ANAP'ı değil de Türkiye'yi sokmak istiyorsa, bütün dengeleri gözetmek duru- munda. [email protected] Protokol krizi için dava açıldı MANtSA (Cumhuri- yet) - Manisa'da Piyade Er Eğitim Tugayı Komu- tanı Tuğgeneral Kazım Usta ile ANAP Manisa 11 Başkanı Ahmet Özöv- gü arasındayaşanan ger- ginJik yargıya yansıdı. Ozövgü, Tuğgeneral Us- ta aleyhine, kendisine hakaret ettiği iddiasıyla 500 milyon liralık mane- vi tazminat davası açtı. Manisa Adliyesi'ne. avukatı Gülşah Bülbül Candemir ile Özövgü, Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi'ne 500 mil- yon liralık manevi taz- minat davası dilekçesini verdi. Dilekçede davaya konu olay ile ilgili şu ifa- deler yer aldı: "Öimizes- ki valisi veşimdikitçişle- ri Bakanlığı Müsteşan Saym MuzafFer Ece- miş'in valflik ikametgâ- hının önünde resmi nhe- liği ohnayan uğurlama yapımnşür. Uğurlamaya daire amirleri ile çok sa- yıda vatandaş kanlmış ohıp herhangi bir tören nhetiğinde ohnayan, Va- K'yeduyıılan sevgi ve say- gıgereği bir araya geuniş doğal bir topluluktur. Toplulukta Tugay Ko- mutanı Tuğgeneral Ka- zım Usta, Ahmet Özöv- gü'yü protokolde yanhş yerde durulduğundan bahisle itip kakmış, da- ha sonra 'Haddinizi bi- lin, partili martili anla- mam, asabunı bozma- yın, defolun gidin' de- mek suretiyte ikinci kez sert bir şekilde iterek müvekküimi küçükdü- şürücü hareketierde bu- hınmuştur. Protokol şartlan taşuna zorunlu- luğu bulunmayan bu uğurlama sırasında Ozövgü, Manisa Beledi- ye Başkanı Adil Aygül De konuşmakiçin yanına gittiği sırada orada bulu- nan Tuğgeneral Usta ha- karet içeren sözlerle mü- vekkUuni taşıdığı maka- muı ağırhğına ve gerek- lerine a>kuı bir şekflde iterekyanından koyTnuş- tur." Dilekçede Özöv- gü'nün maruz kaldığı davranış ile küçük düş- tüğü, ticari, siyasi ve toplum içindeki onuru- nun zarar gördüğü öne sürüldü. Akaryakıta zam ANKARA (AA) - Gazyağı fiyatlanna yüzde 2.02, kalorifer yakıtı fiyatlanna ise yüzde 2.79 oranında zam yapıldı. Akaryakıt Ana Dağıtım Şirketleri Der- neği'nden (ADER) yapılan açıklamaya göre, bugün- den itibaren geçerli olmak üzere gazyağı ve kalorifer yakıtı perakende sanş fiyatlan yeniden belirlendi. Bu- na göre gazyağı fiyatı Istanbul'un Avrupa yakasında 842 bin liradan 859 bin liraya, kalorifer yakıtı fiyatı ise 466 bin liradan 479 bin liraya yük seltildi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear