26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 11 AĞUSTOS2001 CUMARTESİ OLAYLAR VE GORUŞLER olay.gorus(g cumhuriyet.com.tr S ıyasal partılenn ve sıya- setçılenn çeşıth gruplar- la y akın ılışkılen, söz ko- nusu gruplara sağlanan çeşıth kamusal olanaklar ve sıyasetçılenn açıkla- nama/an servetlen kuşkuyla ızlenıyor bırçok ülkede, özel çıkar ılışkılennı önlemek üzere bazı düzenlemeler ya- pılıyor. Avrupa Konseyı de bu konuda duyarlı, sıyasal partılerle ve parlamen- to üyeleny le ılgılı çalışmalar yaptınyor Ancak, gelışmış ülkelerde bıle skandal- larpatiıyortüm yasal düzenlemelere kar- şuı . Henüz tam bır kontrol ve şeffaf- lık sağlanabılmış değıl ama hıç değıl- se hesap soruluyor bazı ülkelerde Ülkemızde ıse "hesap sorma" ya da "hesap verme" kavTamlan adeta tabu halınde Oysa, yolsuzluklar konusun- da çok sayıda kıtap yazıldı Bu kıtap- lan v e özellıkle Feza İC Yalcın"ın "Han- gi Lider Daha Zengin Kinı Nereden Nasıl Buldu?" ısımlı kıtabı ıle Meh- met Sağnak'ın doktora tezı olan ve "Medya-PbBn*(1983-1993YıDanAra- sında Sledya-Politikacı İlişkfleri)" ısım- lı kjtabını okuduktan sonra mılletvekıl- lennın fınansal denetımı ve mal bıldı- nmı konusuna yenıden eğıldım. Mal bıl- dınm formunu tum çıkar ılışkılennı göz önünde tutarak gelıştırdım, olay- lar ortaya çıktıkça eklemeler yaptım. Çok avnntılı gıbı görünse de etkılı ola- cağını sanıyorum böyle bır formun. Ufak bır ıkı uyarlamayla tüm sıyaset- çılere uygulanabılır boyle bır form. Bu yazıda mıllervekıllennın fınansal de- netımı ve mal bıldınmı konusunu ele alıp gelıştırdığım aynntıh formun ge- nel çerçevesını açıklayacağım Avrupa Konseyı'nın yedı ülkeyle ılgılı bır ca- hşması \ar Uye ulkelenn parlamento üyelennın bıldınmde bulunmalan ge- reken bazı hususlar şöyle l) Seçılınce, görev süresı bıtınce ve önemlı değışıklıkler ortaya çıkınca ken- dısının, eşının, çocuklannın mallany- la ılgılı bıldınmde bulunuluyor 2) Se- çım kampanyasında yapılan anlaşma- lar, harcamalar ve kampanyanın fı- nansmanı bıldınlıyor. 3) Kamu görev- len, özel ışlen, mev cut ve gelecek ış bağ- Siyasette Mal Bildirimi Doç. Dr. Türkân ARIKAN Eskı Mıllenehl, lantılan, gelecekteki çalışma anlaşma- lan, tümrandevular, bellı bırmıktan aşan parlamento dışı faalıyet gehrlen, belır- lenen tavanı aşan hedıye ve bagışlar, he- dıye yurtdışı seyahatler, parlamentoda görüşülen-oylanan konu ıle doğrudan ya da dolayh kışısel çıkan varsa bıldı- nlıyor. 4) Bıldırtmler özel bır form dol- durularak ya da sözlü yapılıyor. 5) Bıl- dınmler çoğunlukla gızlı, bazı ülke- lerde kamuya ve ılgılı seçmenlere açık; üyenın ıznı ya da mahkeme karanyla kamuya açıklanıyor. 6) Bıldınmler ge- nelhkle görev sonrası ıade edılıyor; ba- zı ülkelerde 5 yıl daha saklanıyor. 7) Ço- ğunlukla yaptınm yok, bazı ülkelerde yaptınmlar var; behrh durumlarda par- lamenter ıstıfa etmış sayılıyor; üye mal varhğıhda ortaya çıkan değışıkhgı açık- layamazsa savcılığa başvuruluyor "Mal BfldûimmdeBuİunubnası, Rüş- vet ve Yölsuzluklaıia Mücadete Kanu- nu" ve buna ılışkın yönetmelığe göre aşağıdakı çerçevede mal bıldınmınde bulunuyor mılletvekıllen Bıldınmın genel çerçevesı şöyle özet- lenebıhr. l) Düzenlenen form çok ba- sıt. Gerçek servetın ne zaman, nasıl el- de edıldığmı göstenr nıtelıkte değil. Yalnızca kendısıne, eşıne ve velayen al- tındakı çocuklanna aıt bılgılen ıçenyor. Bınncı derece tüm yakınlanyla ya da gereklı görüldüğünde ıkıncı derece ve dığer yakınlanyla ılışkıler hıç dıkkate alınmamış. 2) Saptanması kolay bazı varlıklar yakınlanna devredılmış ıse, bıl- dınmdekı mevcutlar gerçeğı göstermı- yor. 3) Nakdın, alacaklann ve borçla- nn gerçek olup olmadığmın saptan- ması zor 4) Hısse senetlen ve tahvıler- le ılgılı bılgıler çok darkapsamlı 5)Ge- lırler ve ödenen vergıler dıkkate alın- mıyor 6) Kendısının ya da yakınlan- nın kamu olanaklanyla ılışkılen hıç dıkkate alınmıyor 7) Özel ılışkılen ve parlamentoda görüşülen-oylanan ko- nudakışısel çıkan olup olmadığı ızlen- mıyor 8) Bıldınmlenn gızlı olması, denetım olanağını ortadan kaldınyor 9) Meclıs Başkanlığrnın sınırlı da ol- sa bazı yetkılen var; bu yetkılenn ne ölçüde kullanıldığı belırsız Kronık hale gelen enflasyon, seç- men sayısının artışı ve ıletışım alanın- dakı yenılıkler seçmenlere ulaşmanın fınansal faturasını ve seçım harcama- lannı yükselttı kuşkusuz Ancak, dört- beş yıllık dönemde alacaklan maaş ve ödeneklenn onlarca katı harcamalar yaptığı görülüyor bazı adaylann tster ıstemez kuşkulan arnnyorbu olgu. . Üs- tehk haksız rekabet yaratıyor bu durum. Oysa, denetım ve açıklık demokrası- nın "ohnazsa olmaz" nıtelıklennden bın. Bu düşüncelerle, mıllervekıllen- nın fınansal denetımıyle ve mal bıldı- nmıyle ılgılı olarak aşağıdakı hususla- n önenyorum. 1) Mal bıldınm formu 1984 vılı te- melalınarakdoldurulmah Mıllervekı- lının kendısı, eşı ve bınncı derece tüm yakınlanyla ılgılı, gereklı görüldüğün- de mahkeme karanyla ıkıncı derece ve dığer yakınlanyla ılgılı bılgıler açıklan- malı. 2) Mal bıldınmlen Resmı Gaze- te'de yayımlanmalı ve TBMM kütüp- hanesınde ısteyenın ıncelemesıne açık olmalı. Aynca ılgılı kışının seçım bol- gesınde seçmenlere açık olmalı 3) For- mun dışında mılletvekıllen gerektığın- de şu hususlan da açıklamalı özel ış- len, mevcut ve gelecek ış bağlantılan, gelecekteki çalışma anlaşmalan, tüm randevulan, belırlenecek bellı bır tuta- n aşan parlamento dışı faalıyet gehr- len, belırlenecek tavanı aşan hedıye ve bagışlar, hedıye yurtdışı seyahatler, parlamentoda görüşülen-oylanan ko- nu ıle doğrudan ya da dolaylı kışısel çı- kan varsa bıldınlmelı 4) Mılletvekılı- nın kendısının, eşının ve velayetı altın- dakı çocuklannın tüm varlıklannın yö- netımı kayyuma bırakılmalı. 5) Mıl- letvekılı adaylanna yapılan nakdî ba- gışlar doğrudan bır banka hesabına ya- tınlmah 6) Seçım harcamalanrun tü- mü çekle ve görevlendınlecek yemın- lı bır temsılcı tarafından yapılmalı. 7) Adaylann seçım harcamalanna üst sı- nır getınhnelı 8) Seçım harcamalan- nın dökümü ve belgelen Meclıs'e ve- nhnelı, bunlar kamuya ve seçmenlere açık olmalı 9) Mılletvekıllen, seçıl- dıklen dönem ıçınde başka bır kuruluş- ta, hıçbır görev almamalı, tüm zama- nını parlamentoya ayırmalı. Görevden aynldıktan sonra ıkı dönem kamu ku- rum ve kuruluşlannda görev almama- lı 10) Yaptınmlar etkınleştınlmelı. Ay- nntılı tablolar halınde düzenledığım mal bıldınm formu ıkı ana kısımdan olu- şuyor Formun birinci kısmı: Bınncı kısmı- nın "A" bolumunde mevcutlarla ılgılı aynntılarşöyledır l)Taşınmazmallar, 2) Haklar, 3) Taşıt araçlan, hertürlü ma- kıneler, 4) Hısse senetlen, 5) Iş ortak- lıklan, 6) Sahıbı ve ortağı olduğu dı- ğer kuruluşlar, 7) Tahvıller, bonolar, 8) Gelır ortaklığı senetlen, 9) Kâr or- taklığı senetlen ya da hesaplan, 10) Alacaklar ve alacak senetlen, 11) Pa- ra ve para hükmündekı kıymetlı kâğıt- lar (mevduat, yatınm fonu, repo, VDMKgıbı), 12) Dövız hesaplan, 13) Altın ve mücevherat (değerlı tüm taş- lar dahıl), 14) Kürkler, 15) Tablolar, 16) Antıka eşyalar, 17) Borçlar ve borç senetlen "A" bölümünde bıldınmde bulunu- lan tüm kalemlenn kıme aıt olduğu,» elde etme şeklı, elde etme bedelı, kım- den alındığı. bıldınm tanhındekı pıya- sa değen, borsa değen, yurtdışında alı- nanlann nasıl ödendığı ayn ayn yer alıyor. Bunlara ek olarak - taşınmazla- nn yen, cınsı, ada parsel no, m2, bah- çelı ıse toplam m2, yüzme havuzu var- sa m2; hısse senetlennın nama ya da hamılıne olduğu, ılgılı firmanın adı, hısse senedı adedı, ış ortaklıklannda- kı, sahıbı-ortağı olduğu dığer kuruluş- lardakı ortaklık payı, bıldınm tanhın- dekı rayıç değen, alacaklann ve borç- lann başlangıç tanhı, doğuş nedenı, borçlunun, alacaklının adı ılgılı bölüm- lerde ayn ayn yer alıyor Bırıncı kısmın " B " bölümünde 1984'ten sonra satıldığı ve devredıldı- ğı ıçın "A" bölümünde yer almayan kalemlerle ılgılı bılgıler söz konusu. Kalemlenn özellığıne göre elde edıl- mesıyle ılgılı aynntıh bılgılere ek ola- rak satın alındığında ve satıldığında ımar durumu, kıme satıldığı-devredıl- dığı, satış-dev ır tanhı, satış-devır ruta- n gıbı hususlar yer alıyor. Bınncı kısmın " C bölümünde ge- lırler, "D" bölümünde ıse ödenen ge- lır ve kurumlar vergılen yer alıyor Formun ikindkısmı: Bu kısım gerek- lı görulduğûnde ıstenebılır Bıldınm- de bulunan kışının ve bınncı derece yakınlannın doğrudan kendılennın ya da bırlıkte toplam olarak en az yüzde 10 oranında ortakhk payına sahıp ol- duklan kuruluşlann kamuyla ılgılı her türlü parasal ılışkılen açıklanmalı ıha- leler, kredıler, teşvıkler, fonlardan sağ- lanan olanaklar, sübvansı>onlar, kamu kurumlanndan kıralanan ya da satın alınan taşınmazlar, alınan bayılıkler, sunulan hızmetler, ertelenmış vergıler, SSKborçlan ve benzerlen gıbı. Gerek- lı görüldüğünde mahkeme karanyla ıkıncı derece bazı yakınlannın y a da ör- tulu bıçımde ortaklık ılışkısınde olduk- lan kışılenn de ıkıncı kısımla ılgılı bıl- dınmde bulunması ıstenebılır (kardeş, ana-baba, kayınpeder- ka> ınvalıde, am- ca-da>ı. yeğen hatta aradaşlar gıbı) Hodri mevdan: Halen >asal bır zo- runluluk olmasa da partı lıderlen, mıl- letvekıllen, beledıye başkanlan ve dı- ğer sıyasetçıler. gocunduklan ve çe- kındıklen bır husus olmadığını halka kanıtlamak ıçın, gelıştınlen formun bı- nncı kısmmı kendılıklennden gönüllü olarak aynntılanyla kamuoyuna açık- layamazlar mı° Sıyasetçılenmızden bı- n böyle bır formu doldurup halka açık- layarak dığerlenne ömek olamaz mı 9 Gelecek yazımda "Siyasette Toplam Kafite" konusunu ırdeleyeceğım EVET/HAYIR OKTAY AKBAL ÖnceAdam 'Adam1 olsun! Adlann onemı yok Oyle adlar var ki yazıyı kir- letıyor Bunlardan bın, geçende boyundan buyuk bır laf etti Ulusal guvenlık dıye bir engel varmış demokrasıye, onu bır çekıp çıkarsak aradan, her şey duzelecekmış... Bunu hep yapar.. Sonra vazgeçer, susar otu- rur. Kalkar, basını suçlar. Bır sure geçer, adam ye- niden coşar, başlar askere, 'aradan çekılsın de demokrasıye ulaşalım' demeye... Askerden bır ya- nıt alınca bır kez daha susar . Ulusal guvenlık deyınce, akla Milli Guvenlık Kurulu gelıyor. Anayasa'da yer alan bir kurul. Başbakan ve ılgılı bırkaç bakanla Genelkurmay Başkanı ıle dört kuvvet komutanının buluşup ül- ke sorunlarını konuştuğu yer. . Ikıde bır ışı kurcalarlar. Bu kurulkaiksın'... Na- sıl kalkacak? Anayasa'dan çıkarılırsa kalkacak... TBMM ne gune duruyor? Bütün partiler birleş- sın, bu Kurul'u kaldırsın ya da Başbakanlığa, Mıl- lı Savunma'ya bağlı hale getırsın... Adam böyle bır gınşımde bulundu mu? Partısı boyle bır ışe öna- yak oldu mu? Hayır!.. Adam kalkacak partı kong- resınde, atıp tutacak. Kafaiarı karıştıracak, aldı- ğı tokat gıbı yanıtla bır kez daha sinecek!.. Evet, bazı adlar yazımı pısletıyor. Hem politika dünyamızın hangı adı temız kalabıldi? Yıllar ön- ce sılınıp gıtmelıydıler polıtıkadan, yurt ve ulus yö- netımınde soz sahıbı olmaktan. Düşünüyorum, şu anda Meclis'tekı partilenn onde gelenlerini! Hep- si yıpranmış çamaşıra dondu. Yıkanıp yıkanıp ortaya çıkmaktan usanmadılar Bızlerse onlan hâlâ adam, hâlâ lider saymaktan vazgeçmediği- mız ıçin kendımızı ne kadar ayıplasak, o kadar yen! Ulusal guvenlık, Türkıye'nin yetmış yıldır baş- lıca sorunudur. Bunu nasıl kaldmrsınız, ne dıye kaldınrsınız? Yerıne ne koyacaksınız? Asker hıç- bir ışe karışmasın, yıllardır ulkeyı yonetmeye kal- kışıp Batı'ya el açacak duruma getırenler mey- danı boş bulsun, ıstedığı gıbı at oynatsın diye mi? Yüce Dıvan'dan ustalıkla kaç, türlü suçlamalarte- pende bınkmış olsun, kendın gibi başka politika- cılarla ulkeyı batırmakla uğraş, sonra da kalk, ulusal guvenlık konusunda "Işımizı bozuyorlar" dıye konuş. Askenn verdığı yanıt çok sertmiş! \\k kez değil kı askerin böyle konuşması... Karşısında gerçek anlamda sıyaset adamı, daha doğrusu devlet sorumluluğu taşıyan bır ınsan goremezse, asker başka ne yapacak? Yanlış suçlamalara hak etti- ğı yanıtı verecek! Daha önce verdığı gibı... Ulke bır çıkmaza saplanmış. Bir buçuk milyar dolar ıçın katlanmadığımız utanç kalmamış. Hü- kümetedenlerşaşkın, bıtkin, sokağaçıkacakyü- zü yok. Nereye gıtseler halk yuhalıyor, kendileri de bunu açıkça söylüyor.. 'Bır patlama olur mu olmaz mı' tartışması dıllerde... Başbakanlığın önune yazarkasalar, koskoca tankerler bırakılıyor. Sokaklar, alanlar, polisle halk arasında kavga, kı- yamet... Butun bunlardan sorumlu bır adam kalkıp 'her işımızı ulusal guvenlık bozuyor" derse, asker is- ter ıstemez tavrını bellı edecektır. Asker, bu ülke- nın en değerli parçası Yüzde seksen desteğı var. Ya sızın? llk genel seçımde barajı aşabılecek mi- sıniz? Evet, asker hukumetın ışıne kanşmaz, kanşma- sın. Ama hukumet de gerçek anlamda hükümet olsun. Başaramıyorsa çekip gitsin. Cumhurıyetın kurucusu, koruyucusu, savunu- cusu sürgit suskun mu kalacak? Sen ve senin ben- zerlerın ulkeyı, halkı açlığa, yoksulluğa daha çok suruklesın dıye mı? S ıvas Kongresı'nın ge- nlunlı günlendır 1 7-8 Temmuz gecesı taşı- makta olduğu tüm rüt- be ve sanlan bırakıp, halkın ıçınde, halkıyla bırlıkte yo- luna devam eden Mustafa Kemal "gûçsüz,korkakvepısınk" olarak tanımladığı Istanbul Hükümetı'nın bıtmek tükenmek bılmeyen engel- leme gınşımlennı aşmış, Elazığ Valısı AfiGaHp'ın sınsı tuzaklan- nı bozmuş ve 4-11 Eylül tanhleri arasında Sıvas Kongresı'nı topla- yarak "ya istiklal ya öfâm" tümce- sıyle sımgelenen kurtuluş reçete- sını yüksek sesle haykırmışnr Kongreyı toplayamaması duru- munda, ıçendekı ve dışandakı ha- ınler sevınecek, çıkılmış olan Ulu- sal Bağımsızlık Savaşımı yolunda sevımsız bır duraksama yaşana- cak ve belkı de mutlu sona asla ula- şılmayacaktı Ulusunun bağımsızlığı uğruna ölümü göze alan, manda (güdüm) ve koruyuculuk gıbı kolaycı ve onursuz kurtuluş yoUarmı elının ter- sı ıle ıten bu korkusuz önder, o günlerde pek çok çevTe tarafından şaşkınhkla ızlenmektedır Izleyen- lerden bınsı de General Har- bord'dur General Harbord'un ıstemı ve Mustafa Kemal'ın onaylaması üze- nne 22 Eylül 1919 gunü Sıvas'ta gerçekleşen uzun görüşmede, Ge- neral Harbord; parasızlık ve büt- çenın olmayışı, silah ve cephane yoksunluğu gıbı gerekçeler ılen sürerek mücadeledekı başansız- lık olasıhğına karşı Mustafa Ke- mal' ın dıkkatını çekmek ve onu uyarmak ıster Mustafa Kemal, Dağılan Tespih TanelerL. İhsan TAYHANİ ADD Gen Yön. Kur Üyesı "Uhısistersebaşanr,başansırfık di- ye bir şey yoktur" şeklınde net bır yanıt venrken elındekı tespıhı çe- kıştırmektedır. Bu çekıştırme es- nasında ıp kopmuş, taneler yere saçıhnıştır Yerdekı tespih tanele- nnı eğılerek alan Mustafa Kemal, onlan ıpe dızmekte ve General Harbord'un gözlennın ıçıne ba- karak şunlan soylemektedır "Görüyorsunuz General, bu ip kopmuştur ve taneler dağümışür. Işte ben şündi yapnğun gibi o ta- neferi birerbirertoplav^acağım,tek- rar ipin üzerine bir arada dizece- ğim. Bu dağılanı toplarsam ben toplanm. Iştegörüyorsunuz, o zaten dağd- nuş. Öklürürsem ben öldürürüm. Yabancı elinde öleceğineevladının efindecan versin. Fakat ben onu öl- dürmem.Toplayacağun, bir araya getineceğinv, yeniden kuracağun." General Harbord, Mustafa Ke- mal'ın yanından aynldıktan son- ra bu görüşünde kendılenne çe- vırmenlık (tercümanlık) yapmış olan Hfiseyin Pektaş'a şöyle dıye- cektır- "Söz aramızda Mustafa Ke- mal'in hakkı vardır. Ben de onun yerinde otsam öyle yapardım" Bugün yürütme erkını elinde bulunduran 57. Hükümet, bırakı- nız yukanda vurgulanan Atatürk kararlılığını sergılemeyı, söz; ey- lem ve uygulamalanyla DamatFe- rit Hükümetı'nı çağnştınnakta ve ne yazık kı Mustafa Kemal'ın Da- mat Fent Hükümetı'ne üışkın yap- mış olduğu tanıma tıpa tıp uymalc- tadır. Ellı yıldır ulkeyı yönetmekte olan sağ sıyaset amk ıflas etmış, anılan sıyasetın sürdürümcülen- nın ıse bugünkü sosyal, sıyasal, ekınsel ve tutumsal (ekonomık) tükenmışlığın baş mımarlan ol- duklan kanıtlanmıştır Onlar, ıs- tedıklen kadar durumdan görev çıkarsınlar Anadolu halkı artık on- lan görmek ıstememektedır ve ılk genel seçımlerde gereklı dersı ve- recektır Anadolu üzerindeki emperyal ısteklen dınmeyen ve özlemlen solmayan güçlere küreselleşme eklemlenmesıyle rutsak edılen ül- kemızm, ıkıncı kurtuluşu da hıç kuşku yok Atatürkçü düşüncenın yeniden yaşama geçınlmesı ve Ke- malıst bır ıktıdarla olacaktır Uygulanmakta olan soruşturma (anket) venlenne göre yüzde 40'lar- da seyreden kararsızlann olduğu bır sureçte, sosyal demokrat ve sol oylara göz dıken, kanlannı akıtsa- nız "mürteciyeşfli'' akacak olan ye- nıhkçıler bıle "Müslüman sol" bır partı yapılanmasından söz etmek- tedırler Büyük Atatürk'ün en büyük ese- n Türkıye Cumhunyetı Devletı'nın bağımsızlığının yıtınlmekte oldu- ğu, sosyal patlamalann ıpuçlannın sergılendığı, çügınca borçlanma- nın doğal sonucu olarak "n»rator- yum"lann konuşulduğu, geleceğı- mız gençlenmızın kapağı yurtdı- şına atmak ıçın yabancı konsolos- luklann kapılannda bekleştığı, Anadolu ınsanının umarsızlık ıçe- nsınde tutunacak bırdal aradığı gü- zel ülkernızde tek kurtuluş seçene- ğı olan sol çızgıdekı bır ıktıdara ulaşmak ıçuı Kemalıst eksenlı olu- şum ya da oluşumlan bıçımlen- dırmekte olan öncülenn hata yap- ma, aynşma, aynntılarda boğul- ma gıbı bır lükslen yoktur 1 "Aktaıyohı birdn-" ılkesınden ha- reketle bır aray a gelınmelı, eskımış, yıpranmış yüzlerden uzak, heye- canh ve ülküsü (ıdealı) olan (üllcü- culenn ülkusu onlann olsun) ülke çıkarlannı kendı çıkarlannın önü- ne koyabılecek. ülkemızın ıçensın- de bulunduğu durumu yalansız, dolansız anlatacak. ulusal kaynak- lanmıza dönmekten başka çıkar yol olmadığını haykıracak genç dınamık ve güven vencı kadrolar hazırlanmalıve sağlıklı bu- Kema- lıst oluşum, ıvedı olarak sonuç- landınlmalı ve toplumun önüne bır seçenek olarak sunulmalıdır Özet olarak vurgulamak gerekır- se, Mustafa Kemal'ın dağılmış olan tespih tanelennı özenle ve zahmetle dızdığı, o onuryöklü tes- pıhın ıpı ne yazık kı tekrar kopmuş ve tespih tanelen de 1919'larda olduğu gıbı yıne etrafa saçılmış- tır. Şımdı bu tespih tanelennı bır araya getırecek Mustafa Kemal'e ve Mustafa Kemal'lere gereksı- nım var Tanh onunde yenı bır sı- nav venlmek üzere Kemalıstler bu sınavda başanlı olmak zorun- dadırlar Hata yapanı tanhın affetmeye- ceğı de bılınmelıdır 1 S ayın Hocam, Ankara Ünıversıtesı Hukuk Fa- kültesı'nde 1978-1982 yıllan arasında öğren- cıydım. Fakültemızin "tkaret hukuku" dalında doçent ıdınız O yıllarda tıcaret hukuku alanında yararlanabıleceğımız bu- kıtabınız yoktu Tıcaret hukukuy- la ılgılı bılımsel yazılannıza da rast- lamazdık. Ancak uzmanlık dalınız obnamasına karşın gunlük gaze- telerde "seçim sistemleri" ıle ılgılı yazüannızı sık sık okur, "Hoca a- yasete Kuuyor" dıye aramızda ko- nuşurduk Ilerleyen yıllarda, de- mokratık ve sol olmayan, partı ol- duğu da kuşkulu olan, ancak adı tt DemokratikSol Parti" (DSP) olan partıden de olsa, mılletvekıh seçıl- dığınızde sevınmıştık Kurulanhü- kümette "insan haklanndan so- rumlu Devlet Bakanı" olduğunuz- da, akademık kanyer sahıbı, hu- kukçu bır hocamız, ülkemızın ın- san haklan alanında gereksınım duyduğu uygulamalara ve açılım- lara önculük yapacak dıye daha çok sevınmıştık. Gerçı hükümettekı tek "baa" bakan sızdınız Buna karşın ıçı- mızde, evrensel hukuk ılkelenne, ınsan haklanna uygun uygulama- Sayın Hikmet Sami Türk'e... Av. Kemal AKKÜRT lara öncülükyapacağınıza, laıklık- ten ve hukuk devletınden ödun v er- meyeceğmıze ılışkın beklentıler vardı Bubakanlığınızdönemınde kuram (teon) düzeyınde de kalsa, bazı toplantılannız ve çalışmalan- nızbızıumutlandırmıştı Ancak bu çalışmalanruzın sonunda, ülkemı- ze getırmek ıstedığıruz "ombuds- nuuTlık (kamu hakemlığı) kuru- mu ıçuı (sayın genel başkanınızın 5+5 formulunden esınlenmış ol- malısınız kı) bula bula Sayın Sü- leyman DemireTı önermeruz. bu çalışmalanruzın daha başlamadan sulanduılmasına, olu doğmasına neden olmuştur Son hukumette, yıne aynı partıden Adalet Bakan- lığı'na atanmanıza da ınanın çok se- vınmıştık Nedense ülkemızde yıl- lardır ıhmal edılen yargıya çekı- düzen getıreceğınızı, yargı bağım- sızhğının önündekı engellen kal- dırmak ıçın uğraş vereceğınızı. ul- kemızın "poüs devteti" ya da "ka- nun dev1eti"nden gerçek anlamda tt hukukdev1eti"ne geçmesıne öna- yak olacağınızı bekledık durduk. Sız, ülkemızde hukuk devletı il- kesının yerleşmesıne katkıda bulu- nacağınıza, düşünce özgurlüğünün önündekı engellenn kaldınlması ıçın çalışmalar yapacağınıza, ül- kemızın AİHM'de arök mahkûm ol- maması ıçın yasal düzenlemeler getıreceğınıze, yargı bağımsızlığı- nın ve yargıç güvencesının önün- dekı engellen kaldırma çabası ıçın- de olacağınıza, tam tersı uygulama- lar ıçme gırdınız Orneğın, ulkemı- zın çok sınırh sayıdakı yazarlannın, aydınlannın hapse atılmasına seyır- cıkaldınız Hatta aklananlann(be- raat edenlenn) dahı mahkûm ol- ması ıçın (uygulamada çok az baş- vurulan) "yaah emir" yoluna baş- vurmanızı hayretle ızledık. Yine, ce- zaevlenndekı ölüm oruçlannın bı- tınlmesı bahanesıyle yapılan yar- gısız ınfazlara karşı seyırcı kalma- nızı, kamuoyu önünde F tıpı ceza- evlen ıle ılgılı olarak verdığmız sozlenn tam tersını uygulamanızı da ıbretle ızledık. Son olarak, ülkemızın kanayan yarası olan işkence ve kötü mu- amele konusunda, TBMM Insan Haklan Komısyonu'nun hazırla- dığı raporun gereğını yapıp, ya- panlann (mümkün değıl ama) sap- tanarak yargı önüne çıkanlmasını sağlamak görevınız ıken bu olay- lan ortaya çıkaran TBMM Insan Haklan Komısyonu Başkanı hak- kında dokunulmazhğının kaldml- ması ıçın fezleke hazuianmasına (katkınız olmasa bıle) seyırcı kal- manızı da üzüntüyle ızlemekteyız Sayın Hocam, bakanlığınız dö- nemınde, yıllardır bakanlığınızın tozlu raflannda bekleyen bırkaç önemlı yasa tasansını bıraz genye götürerek de olsa Meclıs'ten geç- mesını sağlamanız dışında, sızden bekledığımız açılımlan ve atılun- lan bır türlu goremedık Bundan sonra da goreceğımıze ılışkın en ufak bır umudumuz kalmamıştır. Kamuoyunda hukuk fakültelennın hâlâ gerçek anlamda "bukukçu"ye- tıştırdığıne ılışkın kanının daha faz- la zedelenmemesı ıçın bınlerce öğ- rencıruzden bın olarak haykınyo- rum Lütfen hukuk camıasından özür dıleyerek mıllervekıllığınızden ve çok kötu örnek olduğunuz ba- kanlığınızdan (ıstıfa ederek) çekı- lerek fakultemıze, ıçınıze sındıre- bılırsenız dönünüz Saygılanmla. PENCERE Anı Dost mudur, Düşman mı?.. Yaş kutuğu zamanla suyunu yitirir, kibrit çak- san tutuşacak kadar kurulaşır; geçmişın alevle- rinde ısınmak tsteği yürekte doğar... En acı anılann bile burukluğunu yitirip tatlan- dığı bir dönem başlar... Anılann tuzağı içine çeker ınsanı... Geçmişın gun geçtıkçe nasıl guzelleştığine şa- şarsın!.. Zamanın buyüsu eskıyı sıhırlı bırdeğnek- le mi değıştırip çekiminı yoğunlaştınyor?.. Bilinemez!.. Eski evler, eski meyhaneler, eskı sokaklar, eski giysıler, eskı kentler, eskı ınsanlar, eskı dostluklar, eski kadınlar kuytuluklardan çı- karlar, golgelık köşelerınden sıynlıp sıralı sırasız guncelleşırler... Geçmışe doğru dennleşen kör kuyunun çıkn- ğı döndükçe anılar bugüne taşınır... Mevsım nedir?.. Bır zamanlar sokakta çığlık çığlığa kartopu oy- nayan çocuk artık kıştan urker... Güz hüzunle özdeştır... Bahar sarhoşluğunun bedendekı kemiklere yansıyan ağnsı, sankı yurek sızısıdır... Eski yaz güneşinin ışınlan, zaman tünelini de- ler, buguneerişir... Geçmış guncelleşır, gunün vakitterini gösteren saatın Iıktaklanna karışır... Anılar dost mudur?.. - s- Duşman mı?.. Uç yıl önce ağzını kavuran bıberin acısı bugün damağını yakıp gozünden yaş getiremez... Pekı, yıllar once yureğını dağlayan sevdanın ya- rası nıçın eskı bır apandısıt ameliyatının tendeki ızıne donuşmuyor?. • Anılann tuzağına düşerek yaşamdan soyut- lanmak bağıntısının bıçak sırtı, Sırat Köprusü gı- bıdır... Anılarını şışıre şışıre balonlaştıran kişinin elın- den ıpın ucu bır kez kaçtı mı, ardından bakaka- lır; çünkü geçmişi bugün yaşasa bıle geleceği- ne taşımak gücunden yoksun kalacaktır... Yaşamak güzel şeydır... Geçmışı ve bugunu geteceğın bilincınde yoğu- raraktum zamanı derınden derıne duyumsamak gizemının ustalığına enşmek, eskı takvımlerle ye- nı saatlerı özdeşleştınp harmanlamakla gerçek- leşebılır... Tüm zamanlan bırden bütünlüğüne algılamak- tır ınsanın geleceğe dönuk çağdaşlığı... • Anı nedir?.. Yaşanan olaydan bellekte kalan iz... Eskı deyişle: Hatıra".. Kimi insan çok genç yaşta gözlennı yaşama ka- patır; "hatıra defteri" kefen bezi gibi bembeyaz kalır... Kımı ınsanın da ömrü uzundur... Yaşamı kısadır. Kimi insan bu dünya ıçm yaşamaz... Kendisını ötekı dünyaya adar... Hayatın sıcaklığını bağnazlığın kalıbına kurşun gibi dokerek yaşamını dondurur. Ozgürce yaşamak, çağdaş olanaklarla donan- mış insanın sanatı... Geçmişten, gelecekten, güncelden soyutlan- madan, tensellığın sıcaklığında, duygulann ılı- manlığında, mutluluğun ılıklığında, aklın bilincin- de hayatın guzellığını acısıyla tatlısıyla duyum- samaktırçağdaşlık... ••' *' 5\w<C"îçimdeki # \ Güneş" Çocuklar İçin Yaz Etkinlikleri 8-12 yaş arasmdakı çocuklanmızın, ozgün duşunce ve çozıimler üretebılmelenni sağlamak, spor etkinlıkleriyle sınırlı kalmadan, ozguvenlerini, yaratıcı zekâlannı ve üetışım kurma becerilenm gehştırmek ıçın oluşturduğumuz yaz etkınliklerimiz: • Muzik ve Yaşam • Yazma Dünyasına Yolculuk • Yaratıcı Sanat Etkinlikleri • Oyun ve Tiyatro Çalışmalan • Müze Gezileriyle Tarihe Yolculuk • Dans Dersleri • Denizcilik ve El Becerisi • Yaratıcı Zekâ Oyunları • Satranç Dunyası • Çocuk ve Çevre • Düşler ve Sinemalar Aynntılı bılgıyı vakfımızdan edinebilirsmiz. Son başvuru tanhi: 13 Ağustos 2001. ARAŞTIRMAC GAZETECİLİK Pans Caddesı 1*3 14 Kavaklıdere 06540 ANKARA Tel (0312) 417 77 20 pbx FakS (0312)417 57 46 e-posta umag@umag org tr BODRUM'DA SAHlBtNDEN SATILIK YAZLIK Yahkavak'ta, lebıderya denız manzaralı, nem oranı düşük, 1 salon + 1 oda + 15 m' veranda acele satılık. 19 milyar. Tel: O 532 615 88 67
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear