28 Eylül 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 10 AĞUSTOS 2001 CÜMfi DİZİ Ekonomik faturamn işçi ve emekçilereyüklenmesisert tepkilerle karşılandı 27 Şubat'ta Ankara ve İstanbul başta olmak üzere çeşitJi kcntJerde eylem yapan kamu emekçileri, IMF politikaJanna karşı genel grev, genel direniş çağnsı yaptüar. ürk-İş, DÎSK, KESK, Hak-îş gibi sendikalann birleşmesiyle kurulan Emek Platformu; bütün büyük kentlerde 'Yolsuzluğa, Yoksulluğa Hayır' sloganı altında mitingler, yürüyüşler düzenledi. Ankara Şubeler Platformu'nda KESK ve Emekli- Sen başkanlan 14 ayı dolduran IMF programlannın iflas ettiğini belirttiler. Biralternatif varmı? nalım, direniş, çıka Doç Dr. Yıldız SERTEL ırsömürgeyedıktanıteliğmıalan IMF programlanna ve bu örgüt- ten gelen dayatmalara karşı tep- kiler çok geniş oldu. İşçi, emekçi, me- mur, esnaf, küçük sanayici önemlı ey- lemJer oluşturdu Buna paraiel olarak aydınlar, ünıversitelıler de örgütlendiler ve bir alternatif program ortaya çıkardı- lar. Bunlann dışında pek çok politikacı, meslek örgütü ve hatta devlet adamı, IMF ıle Dünya Bankasrnın ulusal çı- karlara aykın ısteklerine karşı sesini yükselttı Bunalım yüzünden ealen yı- ğınlann ayaklanmasıyla bır halk hareke- ti başladı ve hatta bır ulusal direnişin to- humlan atıldı dıyebıliriz. Medyada ye- terince yansıtılmayan bu gehşmelerin ancak kısa bır özetini verebileceğiz. İşçi. emekçi eylemlerl Cottarelli programında olduğu gıbı, K. Derviş'ın şubat programında da kri- zin faturasınm işçi ve emekçilere yükle- tilmesi sert tepkilerle karşılandı. Türk- Iş, DtSK, KESK, Hak-Iş gibı sendika- lann birleşmesiyle kurulan Emek Plat- formu; bütün büyük kentlerde "Yokuz- luğa, Yoksulluğa Hayır" sloganı altında mitingler, yürüyüşler tertip etti. Ankara Şubeler Platformu'nda KESK ve Emek- li-Sen başkanlan 14 ayı dolduran IMF programlannın iflas ettiğini belirttiler. Emekçilerin kayıplannın giderilmesinı istediler, "Türkiye'yi 57. hükümet değfl, IMF ve Wa$hington iradesi vönefmekte- dir. Göstermeiikhükümetderhalistifa et- mefidir" dedıler. 21 Şubafta Ankara ve İstanbul başta olmak üzere çeşitli kent- lerde eylem yapan kamu emekçileri, IMF politıkalanna karşı genel grev, ge- nel direnış çagnsı yaptılar. İstanbul E- mek Platformu ve Emeğın Partisi'nin destek verdiği, KESK üyelennın katıl- dığı toplantıda, "İşç^memurelete'', "Se- falete teslim olmayacağK", "EVfF defoJ, bumemkket bizun" sloganlan atıldı. İz- mir ve Samsun'da da benzeri gösterile- rin sonunda 47 kışi gözaltına alındı. DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi de, Kemal Derviş'i eleştırdı. "Hükümet hâlâ IMF güdümlfi poütikalan, 'ulusal' adı altında topluma dayaöyor" dedi ve bütün toplum kesımienne eylem çağn- sı yaptı. Yurdun her yanında mfting Böylece gitgıde bır halk hareketine dönüşen eylemler mart ayında hızlandı. 12 Mart'ta Emek Platformu Başkanlar Kurulu bir araya geldı. KESK, DtSK, Kamu-Sen - Hak-Iş başkanlanndan olu- şan bu kurul, Emek Platformu'nun ey- lem programını hazırladı. Bazı demok- ratık ve kıtle örgütlennin de katılımıyla bu program, yurdun her tarafinda mi- tingler yapılmasını, sempozyumlar ter- tıp edilmesinı öngörüyordu. 17 Mart'ta, bütün Türkıye genelinde bır basın açıklaması yapıldı. Ankara "da, TMMOB Başkanı KayaGüvenç, "Artık emekçiler sesierini eyİemle duyuracak- •"""S*^»^ Türkiye'de ilk defa binlerce esnaf, sokağa döküldü. Başkentte yapılan esnaf eyleminde büyük olaylar çıktı. lar" dedı. Polisin müdahalesi sonucu 8 kışi yaralandı. "Üretim ve demokrasiye evet" sloganı eşlığinde yapılan açıkla- malarda, IMF ve Dünya Bankası politi- kalanndan vazgeçılmesi, IMF uşağı hü- kümetin istifa etmesi istendi. 21 Şubat krizinin ardından, Ankara'da bir grup üruversıte profesörü, "Bagun- sız Sosyal Büimciler-tktisat GrubıTnu kurdular. Korkut Boratav, Cenı Sonıer, Y. Kepenek ve dığer iktısatçılardan olu- şan bu grup, 28 Şubat'ta bır bildiri ya- yımladı ve 24 Mart'ta, "Küresefleşen Dünyada KaDanma Stratejisi Nasıl CM- mah" konulu bir sempozyum tertip etti. Burada yapılan tartışmalar, bır alterna- tif program ortaya çıkardı. Emek Plat- formu'nun, 15 meslek odası ve sendıka- nın katılımıyla hazırladığı. "Alternatif Ekonomik Program" genış ölçüde, bu tüğü, küçük ve orta ölçekte ışletmelenn batmakta olduğu, ışsizu'ğin hızla arttığı belırtıldıkten sonra şöyle denıliyor: "Ekonominin sanayileşme veyatırun ar- bşlanna davalı dengeü bir büyüme yapı- sına kavıışturulması için eşzamanlı bir kamu kesimi. mali kesim ve ödemeler dengesi reformu gerekmektedir." Programın temel ılkelennı şöyle özet- leyebiliriz: 1. Devietin kiiçültülmesi sap- lantısından vazgeçilmeli, Sosyal devlet politıkası uygulanmalı. 2. Bırdevletpla- nıyla,özel sektör ıle kamu sektörü dene- tım aitına alınmalı 3 İçvedışborçöde- meferiyvnidentakvinıtendirilmelL 4. Kı- sa \ adelı yabana sermaye giriş ve çılaş- lan kontrol aitına ahnmah. 5. Banka sis- temi planlı bir rasyonelleştirmeye tabı tutulmalı. Küçük mevduat sahıpîen ko- runmalı, kamu ihtisas bankalanyeniden tenbiziz.vönetendebizolacağız'', -Eme- ğin programı ulusaldır" -sloganlan atıl- dı. Yurt genelinde yapılan mıtinglerde on bınlerce insan meydanlara döküldü. Gazıantep'te polis taşlandı. Çorum ve Batman'da 120 kışi gözaltına ahndı. 1 Mayıs gösterilen "uluslararası ser- mayenin küresel saktınsına karşı" mı- tınglere dönüştürüldü. Ankara'da 20 bın emekçi, öğrencı, işsizın katıldığı mıtıng- de "Yolsuzluğa karşı alanlardayız", "Türkiye'nin bağunsızhğı için alanlar- dayız" sloganlan atıldı. Izmır'de sendı- kalann yanında 26 kunım ve siyası par- tinin katıldığı 20 bin bşilik toplantıda 3 bın polis görevli bulunuyordu. Esnaf da sokağa döküldü Bır yandan halkın düşük alım gücü ıç 2fl Şubat krizinin ardından, Ankara*da bir grup üniversiteprofesörü, 'Bağımsız SosyalBUimciler-îktisat Grubunu' kurdu. Korkut Boratav, Cem Somer, Y. Kepenek ve diğer iktisatçûardan oluşan bu grup 28 Şubat'ta bir bildiriyayımladı ve 24 Marita, "Küresetteşen Dünyada Kalkınma Stratejisi Nasü Olmak" konulu birsempozyum tertip ettL Buradayapılan tarttşmalar, bir alternatifprogram ortaya çıkardı. çalışmalara dayanıyordu. Alternatlf program Programda durumu değerlendirilme- si şöyle yapıhyor: "Ulkemizinbugûn yaşadığı kriz,uzun yıllardır uluslararası finans kuruluşlan- nın güdümünde uygulanan ekonomik ve sosyalpolitikanın sonucudur. Türkrye've bu potitikalan dayatan IMF ve Dünya Bankası Ue Olkeyi yöneten hükümetler krizin baş soruırilusudur... Türkiye büt- çesi sosyal devlet ilkelerini yerine getir- mekten uzaklaşnnlmış, iç ve dış borç ödeme ıdaresıne ındırgenmiştır_ Gefir dağıumı son derece bozulmuş ve ülke içinde yoksullaşma artnuştır. Planlama tümüyle göz ardı edilmiştir." Tepkilere karşı baskının arttığını betirten prog- ramda, mafyalaşma ile hukukun üstûn- lûğünfin çiğnendiği, özelleştırmelerle KİT'lenn tasfiye edildiğı, tanmm ulus- lararası tekellere açıldığı, verimın düş- yapılandınlmaİL, özefleştirflmeieri dıır- duruhnab. 6. Vergi adaletini ve herkes- ten maK gûcüne. servetine ve gelirine gö- re vergi alınmasını sağlavacak bir vergi reformu gerçekleştirilnieİL 7. Kayıt dışı ekonomi kontrol alnna ahnmah yolsuz- luklann üstüne gidilmelı. 8. Tanm, sa- nayi ve diğer sektörler arasında uyum sağlavacak bir planlamaya gkülmeH 9. Gelir dağdımmı iyikştirmek hedef ola- rak kabul edılmeh. Ücret kayıplan tela- ü edılmeh, çahşanlann haklannın tanın- ması sağlanmalı. Bütün bu sorunlan etraflı olarak ele alan program, yurdun her tarafında, ba- sın açıklamalanyla halka duyuruldu. Ankara'da 2000 kişinın katıldığı toplan- tıda Kaya Güvenç, Bayram Meral ve di- ğer sendıka başkanlan konuştu İstan- bul da, Halkevlen üyelennın, öğrencile- nn destek verdığı toplantıda polis, pan- zer desteklı bankatlar kurdu. tzmirde Konak Meydanı'nda toplanan 1500 ki- şılik grup IMF programını yerdi; "Üre- pazan tıkarken biryandan da serbest kur polıtikası, devalüasyon banka kredı fa- ızlerinin hızla yükselmesine yol açtı. Hem ticaret hem de üretim durgunluğa sürüklendi. Bu durumun faturası da es- nafa, küçük ve orta sanayicıye çıktı. Türkiye'de ilk defa olmak üzere büyük kentlerde ve Anadolu'nun Konya, To- kat, Kastamonu, Bursa gibı pek çok ken- tinde bınlerce esnaf, bazen de köylüyle beraber sokağa döküldü. Köylüler yûrüyor Tokat'ta 10 bın kışi yürüdü, "Hükü- met istifa", "Esnaf-köylü el efe" slogan- lan atıldı. Kastamonu'da "Esnaf Köylü El Ele" mitingi yapıldı. IMF'nın baskı- sıyla, hükümetin buğday alım fıyatlan- nı çok düşük tutması, köylüyü Anka- ra ya yürümeye ve protesto mitingleriııe kanlniayayönelrtı. On bınlerce çıftçırun iflas kertesınde olduğu belirtildi. Lüle- burgaz'da ÖDP'nin de katıldığı mıtıng- de, Emek Programı açıklandı. îstan- bul'da 2 bin Eminönü esnafı, Ticaret Odası'na yürüdü. Abideı-Hümyet Mey- danı'ndakı toplantıda M A Tannvermiş, "Hükümet dalgah kur politikasına geç- tikten sonra alışveris tamanun durdu, alacakfaya ne diyeceğiz? AtöKeler kapan- dı, işçiler çıkanldı. Esnaf, kirasuu dahi ödeyemiyor" dıye dert yandı. Toplantı- larda KOBl'lenn durumu da açıklandı. Esnaf Konfederasyonu Başkanı Derviş Günday. "Ülke tamamıyla FMF'zede durumunda. Kepenk kapatan esnann sa- \ ısı 1 müvonu aşacak. Türkiye bir ham- İede yoksullaştı r> dıyordu. Toplumsal uyanı; Esnafın, ışçının, emekçinin, köylü- nün, memurun, öğretmenin ve değişık politık, sivil kurumlann katıldığı eylem- ler pek çok. Bunlann hepsini aktarmak olası değıl, ancak bu eylemlerin bir top- lumsal uyanışı belırtmesı ilginçtır. Siyasal partiler içinde birbıri arkasın- dan kopmalar, ızlenen polıtıkalara karşı çıkankişılerveyagruplargörüyoruz. D- SP'de Sema Pişkinsüt ve Uhıç Gürkan, Dünya Bankası 'nın yapısal uyumla ılgi- li polıtıkasını eleştiriyor. MHP'de bır muhalıf grup, yenıden Kuvay-ı Milli- ye'ye çağn yapıp yenı bır partı kurma- ya hazırlanıyor. Paramparça CHP'den değışik sesler yükseliyor: Deniz Baykal. "Ekonomide hedef küçüunelidir" der- ken partıden kopan veya içende muha- lefet yapan gruplar, sosyal devlet istı- yor. MümtazSoysalyenı birpartı kurma- ya yöneliyor. Aydınlar ve değişik kurumlar, Bağım- sız Sosyal Bılimciler Iktisat Grubu'nun alternatif program çahşmasına paraiel olarak değişık alternatıf programlar ile- ri sürülüyor. 68'liler Vakii'nm düzenle- diğı, "Ulnsal Bağunsıznk" konferansın- da Prof. Dr. tzzettin Önder. "Küresefleş- me. sıkışan merkez sermayenin kendisi- nepazar açma çalışnıaJanııın biraşama- sıdır" dıyor ve bu süreç içinde demok- rasinin yok edıldığini belirtiyor Cenl; kapsamlı muhalefet Kısacası bir toplumsal deprem yaşı- yoruz ve kendimize bır çıkar yol anyo- ruz. Toplumsal yapıdaki bunalım ne ka- dar denn olursa ona karşı tepkıler de o kadar sert olur. Türkiye'de şu anda gö- rünen şey, IMF ve Dünya Bankasfnın emperyalist politıkalanna ve onlara tes- lim olan hükümete karşı muhalefetın çok genış kapsamlı olduğudur. Örgütlü eylemler daha çok işçi, emekçi, işsiz ke- simınden gelmektedir. Buna esnaf, köylü ve memur da geniş ölçüde katılmaktadır. Alternatif Ekono- mik Program'ın, Emek Platformu ile Bağımsız Sosyal Bilimciler Grubu'nun çalışmalanna dayandınlması ılgınçtir. Ankara 'dakı eylemlerde, üniversite pro- fesörleriyle işçi-emekçi sendıkalannın beraber çalıştığı görülmektedır Bütün bu çalkantılann Türkiye'yi nereye götü- receğı konusunda bir kehanette bulun- mak olası değil. Ancak, bugünkünden de sert bir bas- kı rejımıyle bastmlmadığı takdirde; Tür- kıye'nın önemlı toplumsal ve siyasal ey- lemler değışıkliklenne gebe olduğunu söylemek belki de yanlış olmaz. Yaşa- dığımız bunalımın, dünya kapitalizmi- nin yaşadığı bunalımın btr parçası oldu- ğunu da unutmayalım. Bu konuyu gele- cek yazıda ele alacağız. Yarın: Dünya iflas mı ediyor? BIRBAKIMA SERVER TANtLLİ Güzelim Türkçenin Tadı... Konuşmada olsun yazmada olsun, dile ege- menlik başta gelir. Kusursuz konuşmak ve yaz- mak, bir yetenek işi olmaktan çok, eğitimin eseri- dir; ve bir eğitimin düzeyi, yurttaşlarına verdiği dil kültürü ıle de ölçülür. O eğitimin, bu yolda en büyük yardımcısı da edebiyattır; şiiri, öyküsü, romanı, kısacası nazmı ve nesriyle edebıyat. Edebiyat, dilin varlığını orta- ya koyarken, kişinin duyarlığını da eğitir, ge/iştin'r. Okullanmızda Türkçe ve edebiyat derslerinin üze- rine oturup kalkıp titizlık gösterişimizin altında ya- tan bu. Ulusal edebiyat da yetmez, dünya edebi- yatını da gençlere -daha okul sıralarında- götürüp onlann düzeyini evrensel boyutlara ulaştırmalıyız. Nâzım Hikmet, hem ulusal hem evrensel bir de- ğerimızdir. Ona yıllardır okulların kapısını kapa- makla neler yitirdiğimizin -mümkün olsa da- bir araştırmasını yapabilseydik. Oradan buradan du- yuyoruz: Büyuk şair, yavaş yavaş Türkçe ders ki- taplanna sokuiur haldeymiş. Ba'de harabül Bas- ral... Bir dilin mesajını büyük yazarlar veriyor. Çağdaş Türkçede, bu mesajı klasik boyutlany- la doruğuna ulaştıran, en başta şu üç yazardır: Ahmet Haşim, Refik Halid ve Falirt Rrfkı. Bu üçünü ciddi olarak okumadan Türkçenin zengin- liği anlaşılmaz. Son bir yanm yüzyıl, bu listeye başka adları ek- fedi: Melih Cevdet Anday'ı, Çetin Altan'ı, llhan Selçuk'u, Attilâ llhan'ı... Türkçe yaşadıkça bu lıste de uzayacak... Antolojılerin işlevi kendini işte bu noktada gös- teriyor: Dile emek verenlerın sergilemesini yapar- ken, edebî zenginliği de ortaya koyuyor. Voltaire, çok sayıda sözlük yapılmasını tavsiye edermiş; ben, antolojileri de ekleyeceğim ona. Geçen yazılarımdan birinde, dilımizde nazım ve nesirde yapılmış değerli antolojilerden söz etmiş- tim. O listeye, bu yıl yayımlanan bir yeni şiir anto- lojisini de eklemeli: Antoloji, iki cilt halinde, "Emek şiir1eri"n\ içeriyor. Dışarda ve bizde, emeği şakıyan en güzel ömeklerin yer aldığı clltlerden biri, "Se- lam Yaratana", öteki de "Ellerimiz Günışığı" adını taşıyor. Evrensel Yayınlar'da çıkan bu değerli an- tolojıyi hazırlayanlar da iki titiz kalem: Eray Can- berk'le Gülsüm Cengiz. Yerim olsaydı da örnekler verebilseydim... • Bir başka eserden, bir başka örnek vereceğim. Güzel şiirlerinden tanıdığınızlnci Asena, bu kez Remzi Kitabevi'nin yayımladığı Maskeler'de öykü- leriyle karşınızda: Yine günlük yaşamın içinde do- lanan, şiirierindeki duyariığı sürdüren, şaşırtıcı bir noktalayışla süslü ufacık öyküler bunlar. Hepsi de kusursuz nesrin örnekleri. Buyurunuz Keman Konçertosu adlı şu parçayı: "Aya Irini'nin taş duvarlan Beethoven'in keman konçertosuyla bütünleşmişti sanki. Kiliseyi hava değil, müzik doldurmuştu. Müzik solunuyordu. Çıt çıkarmaktan korkar, derierya, öyleydi izleyici- ler. Ayn ayn sazlardan çıkan sesler nasıl bir mü- zik, bir konçerto yaratıyorsa, konçerto da ayn ay- n ruhlardan tek bir ruh yaratmıştı. Orkestra şefinin kollannın ağıhığı yoktu sanki. Kollar dans mı ediyordu, peşinden bedeni de mi sürüklüyordu; herkas koronun bır parçası mıydı? Birayinde miydi müziğı yaratana tapan? Orkest- ra şefinin dans eden kollanyla konser, görsel bir şölene de dönüşüyordu. Bütün sazlar sustu, yalnız kemanlar kaldı. Ke- manlar yükseldi, yükseldi, ınceldi. O noktada bir başka ses elini uzattı, notalan yakaladı. Pencerelerin birinden havalanan beyaz birgü- vercinin kanat sesleri... Güvercin tonozlann altın- da uçtu, havaya şekiller çızdi, müziğe ve dansa ka- tıldı. Orkestra şefi, kanat sesierini işitmesiyle birfik- te, hiç duraksamadan güvercine doğru döndü, sopasıyla onu yönetmeye başladı aynı ağıhıksız kol hareketleriyle. Beyaz güvercin uçtu uçtu, boşlukta dolandı, süzüldü. Herkes onu izliyordu; o da bunun farkın- daydı sanki... Dansını bıtirip karşıgalerinin korku- luğuna kondu. Beethoven'in konçertosuna almadığı, belki de almayı düşûnemediği sesi, o gün bir güvercin bi- ze armağan etti. O gün, müzik tarihinin, kayıtlara hiç geçmeye- cek bir sayfasıydı." Güzelim Türkçenin tadını da aldınız mı? Eğer öyle ise, bir de öteki oyküleri okuyunuz!.. GÖRELE ASLİYE H¥KUK HÂKİMLİĞİ'NDEN 2000,187 Esas Davacı Mal Müdürlüğü tarafından mahkememizde açılan gaıplik da\asının yapılan açık yargılaması sıra- sında venlen ara kararı gereğınce: Gıresun ıh Çanakçı ilçesı Bakımlı koyü nüfusuna ka- yıth Yavuz ve Güner oğlu 2.2 1974 Zonguldak doğum- lu Murat Kuğu'nun uzun zamandır kayıp olduğu ve kendısınden hiçbir haber alınamadıgı \e kendısinın öl- müş olabıleceğı ihtımalınin >uksek olduğundan gaıplik karan \erilmesı talep edılmekle anılan kişı hakkında bilgi ve görgüsü bulunanların mahkememizın 2000 187 esas sayılı dosyasına ılan tarıhınden itibaren 1 yıl için- de müracaat etmeleri hususu M.K.run 3. 32, 33 ve 34. maddeleri gereğınce ılan olunur Basın: 45643 GÖRELE ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN DosyaNo:2000']86 Davacı Mal Müdürluğu tarafmdan mahkememizde açılan gaiphk davasının yapılan açık vargılaması sırasında \enlen ara karan gereğınce Gıresun ılı Çanakçı ilçesı Yeşılköy kö>-ü nüfusuna kayıtlı Halıt \e Melahat oğlu 14 11 1968 Ânkara doğumlu Halıt Durdu dan uzun zamanden ben kayıp olduğu \e kendısınden hıçbır haber alınamadığı \e kendısinın olmüş olmasının muhtemel olması nedemyle gaıplik karan venlme- sı talep edılmekle anılan kışı hakkında bılgı \ e gorgusu bulu- nanlann mahkememizın 2000 186 esas savılı dosyasına ılan tanhuıden itibaren 1 yıl içinde müracaat etmeleri hususu M K 'nın 3, 32, 33 ve 34 maddelen gereğmce ılan olunur Basın 45644 KADIKOY 2. SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Dosya No- 2001/550 Vesayet Mahkememizce venlen 13 7 2001 tarih2001/566Es 2001/550 K. sayılı karar ıle, M.K.'nın 355 maddesı ge- reğince, Abbas Hilmı kızı, 1327 dogumlu. Hürrem Gül- çür vesayet aitına alınarak. kendısıne oğlu Oğuz Yiik- sel Gülçür \ası tayin edilmiştir Keyfıyet ilan olunur. 13.7.2001. Basuı: 46031
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear