Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 9 MAYIS 2001 ÇARŞAMB/
HABERLER
'Sevgi Bayrağı'
yota çdctı
• SAMSUN
(Cumhuriyet) -19 Mayıs
Atatürk'ü Anma Gençlik
ve Spor Bayramı
kutlamalannda
Cumhurbaşkaru Ahmet
Necdet Sezer'e sunulacak
olan "Sevgi Bayrağı" dün
törenle Samsun'dan yola
çıkanldı. "Gençlikten
Atatürk Sevgisiyle
Cumhurbaşkanı 'na"
ibareli bayrak Samsun
Valisi Muammer
Güler tarafından "61.
Gençlik Bayrak
Koşusu"na katılacak
atletlere teslim etti.
Yargıtay'a
20 yeni üye
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Hâkimler ve Savcılar
Yüksek Kurulu (HSYK),
Yargıtay'a yasa
değışıklığının ardından
verilen yenı 12 üyelik ile
çeşitli nedenlerle boşalan
8 üyelik için seçim yaptı.
Seçim sonucu belirlenen
yeni üyeler arasında
Yargıtay cumhuriyet
savcılan Nasuhi Kurdoğlu
ve Ruhi Us da bulunuyor.
Yargıtay Yasası'nda
yapılan ve 12 yenı üye
kadrosu alınmasını
öngören yasa
değişikliğinin ardından
Yargıtay'ın toplam üye
sayısı 238'den 250'ye
çıkmış oldu.
Öğretmenin
taftuk zaferi
• MUĞLA (Cumhuriyet)
- Ülkücü erkek
öğretmenlerin "Biz
kadından emir almayız"
diye ayaklanmalan
üzerine hazırlanan
müfertiş raporu ile
Marmaris-Bozburun
Ilköğretim Okulu
Müdürlüğü'nden alınıp
Ula'nın Karabörtlen
llköğretım Okulu
öğretmenliğine sürülen
Günnur Kumbasar, hukuk
savaşımını kazandı. Idare
mahkemesinde
yürütmenin durdurulması
ıstemıyle açtığı davayı
kazanan Kumbasar, Milli
Eğitim Müdürlüğü'nün
Marmans Asliye Ceza
Mahkemesi'nde açtığı
davadan da beraat etti.
Özelteştjpme
karşıtları
• tZMtR (Cumhuriyet
Bürosu) - Izmır'deki
demokratik kitle örgütleri,
sendikalar, oda ve siyasi
gartiler bir araya gelerek
Ozelleştirme Karşıtı
Platform'u yeniden işler
hale getirdiler. Platform,
ilk eylemini bugün
Telekom'un satışına ve
Sümerbank Basma
Sanayii fabrikasının Izmir
Ticaret Odası'na devrine
karşı basın açıklaması
yaparak gerçekleştiriyor.
TBMM Başkanı Ömer Izgi, gazetecilere yönelik karann düzeltileceğini söyledi
Meclis kııüsi yasağı kalktıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
TBMM kulislerinin gazetecilere kapa-
tılması karannın uygulanrnasından
vazgeçildi. TBMM Başkanı Ömer tz-
gi, yasak uygulamasuıı durdurma ka-
ran verirken karann ilk başkanlık di-
vam toplantısında düzeltileceği sözü-
nü verdi. Yasak karannı protesto eden
gazeteciler, dün sabah MHP-ANAP ve
FP gruplannı izlemediler.
Gazeteciler, TBMM Başkanlık Dı-
vanı'nın kulis yasağı karannın kaldınl-
ması için dün girişimlerini sürdürdüler.
Divan üyelerinden MHP'li Idare Ami-
ri Ahmet Çakar, dün sabah saatlerin-
de PMD yönetimi ile bir araya geldi.
• Parlamento Muhabirleri Derneği Başkanı Saydamer ve TBMM
Idare Amiri Çakar'ın düzenlediği ortak basın toplantısında,
milletvekilleri ve parlamento aleyhine mesnetsiz haberlere karşı
tedbir alınması konusunda da mutabakata varüdığı açıklandı.
Çakar daha sonra TBMM Başkanı
Ömer Izgi ve başkanlık divanı üyele-
riyle tek tek görüştü. Çözüm arayışla-
n sürerken grup saatlerine dek sonuç
ahnamadığından gazeteciler MHP-
ANAP ve FP grup toplantılannı izle-
mediler. Bu toplantılan sadece Meclis
TV ile TRT izledı.
Başbakan Bülent Ecevit de, öğleden
sonra TBMM'ye gelerek grup başkan-
vekilleri, gazeteci kökenli milletvekil-
leri ve DSP'li divan üyejeriyle görüştü.
Ecevit daha sonra PMD Yönetim Ku-
rulu'nu kabul etti. Ecevit, "Başbakan
olarak yetidsi olmadığuu, ancak bir ga-
zeteci ve milletvekili olarak" girişimde
bulunacağını bildirdi. Ecevit, daha son-
ra bir süre Izgi ile görüştü. PMD yöne-
ticilerinin Izgi ve başkanük divanı üye-
leriyle görüşmelerinden sonrauzlaşma-
ya vanldı. TBMM Idare Amiri Ahmet
Çakar ile PMD Başkanı Kemal Sayda-
mer ortak bir basın toplantısı düzenle-
diler. Çakar, "Kararoybirliğrvieahndı,
ancak imza sahipleri arasından bazüa-
n karann gözden geçirilmesi için başvu-
ruda bulundu. Karann bir dahaki baş-
kanlık divanı toplanüsma kadar uygu-
lanmaması kararlaşOnku. Mflktvçkflle-
ri ve parlamento aleyhine mesnetsiz ha-
berlere karşı tedbir ahnmaa konusun-
da da mutabakata vardık" dedi.
TGS Başkanı Ziya Sonay ile RTÜK
üyesi Güneş Müftüoğhı da PMD'ye
destekziyaretinde bulundular. PMD'yi
ziyaret eden Sağlık Bakanı Osman
Durmuş ise taraflar arasında 'hakem'
olduğunu belirtti.
Polis Akademisi ne giris
ÎHL'lilerin önünü
kesen yasaya onay
ANKARA (Cumhu-
riyetBürosu)- Cumhur-
başkanı Ahmet Necdet
Sezer, imam-harip lise-
si (İHL) mezunlannın
Polis Akademisi'ne git-
mesinin önünü kesen
Polis Yüksek Ögretim
Yasası'nın da aralann-
da olduğu toplam 14
yasayı onayladı.
Cumhurbaşkanhğı
Basın Merkezi'nden
yapılan açıklamaya gö-
re, Sezer, Türkiye ile
Yunanistan arasında
imzalanan "Deniz taşı-
macılığı; suçile özeliik-
leterorizm,örgütlü suç-
lar, uyuşturucu madde
kaçakçılığı ve yasadışı
göç ile mücadelede iş-
bûîiği; ekonomik işbir-
Bği ve yatmmlann kar-
şıhklı teşvüdne" ilişkın
anlaşmalan onayladı.
Sezer'in imzaladığı di-
ğer yasalar da şöyle:
• Türkiye ile ABD
arasında hava taşımacı-
lığı anlaşması.
• Petrol kirliliğinden
doğan zarann hukuki
sorumluluğu ile ilgilı
uluslararası sözleşmeye
katdmamızın uygun bu-
lunduğuna ilişkın yasa.
• Uyuşturucu mad-
delere ilişkin 1961 ta-
rihli tek sözleşmenin ta-
diline ilişkin protokol.
• Avrupa-Kafkasya-
Asya ulaştınna korido-
runun üzerinde uluslara-
rası taşımacüığm gelışti-
rihnesi hakkında çokta-
raflı temel anlaşması.
• Türkiye ile Belarus
arasında savunma sana-
yii işbirliği anlaşması.
• Göçmen işçilerin ve
aile fertlerinin haklan-
nın korunmasına ilişkin
uluslararası sözleşme.
• Türkiye ile Singa-
pur arasında gelir üze-
rinden alınan vergiler-
de çifte vergilendirme-
yi önleme anlaşması.
• Türkiye ile Kırgız
Cumhuriyeti arasında
gelir üzerinden alınan
vergilerde çifte vergi-
lendirmeyi önleme ve
vergi kaçakçılığına en-
gel olma anlaşmalan.
Partinin 2 yılı değerlendirildi
MHP'den 'Apo ve
türban' özeleştirisi
EMİNEKAPLAN
ANKARA - MHP
Başkanlık Divanı'nda,
partinin iktidardaki 2
yılı değerlendirilirken
türban sorunu ve Ab-
dullah Öcalanın idam
dosyasının TBMM'ye
gönderilmesi konula-
nnda başanh olunama-
dığı ve bu nedenle par-
ti tabanının tepkili oldu-
ğu saptaması yapıldı.
MHP Başkanlık Di-
vanı'nın, önceki gün
yapılan toplantısında
18 Nisan seçimlerinden
bu yanapartinin "ne ya-
pıp neyapamadığr ko-
nusunda değerlendirme
yapıldı. Partinin, Öca-
lan'ın idam dosyasının
TBMM'ye gönderil-
mesi konusunda etkin
bir politika izleyemedi-
ği dile getirilirken dos-
yanın Başbakanlık'ta
bekletihnesinin parti
tabanında tepkilere ne-
den olduğu kaydedıidı.
Toplantıda, türban ve i-
mam-hatip sorununun
çözüme kavuşturulma-
masının parti açısından
olumsuz sonuçlar do-
ğurduğu belirtildi.
Partinin başanlan-
nın da değerlendirildi-
ği toplantıda, MHP'-
nin 'yoisuzluklarla mü-
cadek. uzlaşma kühü-
rü ve AB Ulusal Prog-
ramı' konulannda iyi
bir grafik sergilediği,
özellikle AB Ulusal
Programı'na, MHP
damgasmın vurulduğu
kaydedildi. MHP Ge-
nel Başkanı Devlet
BahçelL yaptığı değer-
lendirmede, '40 yıkhr
iktidara hazırlanan bir
partinin eksildikleri
olabiür. Tek başına ik-
tidar için bu eksildikle-
ri şimdiden telafi ede-
mn" diye konuştu.
İĞNELÎ FIRÇA ZAFER TEMOÇtN
GÖREVDEN ALINMASI İSTENEN DtCLE ÜNİVERSİTESÎ REKTÖRÜ CANORUÇ;
YÖKBaşkanı Güriiz ijüra atıyor
EBRUTOKTAR
ANKARA - Yükseköğretim
Kurulu Başkanı Prof. Dr. Kemal
Gürüz, Cumhurbaşkanı Ahmet
Necdet Sezer tarafından atanan
Dicle Üniversitesi Rektörü Prof.
Dr. Fikri Canonıç'un "ülkenin
bölünmezbütünlüğüneaviangö-
rüşleri" olduğu savıyla görevden
alınmasını isteyince, _ —
Cumhurbaşkanlığı ile
yeniden karşı karşıya
kaldı. Sezer tarafından
atanan 4 yeni üyenin
karşı çıktığı görevden
alınma istemi, Cum-
hurbaşkanlığı'na iletil-
di. Cumhurbaşkanı Se-
zer'in bu hafta içinde
açıklama yapacağı belirtilirken,
Çankaya ve YÖK arasındaki ge-
rilimin daha da tırmanacağına ke-
sin gözüyle bakılıyor. Prof. Dr.
Fikri Canoruç, "YÖK Başkanı
Gürüz'un iftirasıyla karsı kars>
yayım. Beni Cumhurbaşkanı ata-
drysa. benim günahnn ne? Huku-
ki yollara başvuracağun" dedi.
YÖK ile Cumhurbaşkanı Ah-
met Necdet Sezer arasındaki so-
ğuk savaş, Dicle Üniversitesi
Rektörü Prof. Dr. Fikri Canoruç
hakkmdaki savlarla yeni bir bo-
yut kazandı. Gürüz, 27 Nisan
Cuma günü yapılan YÖK Genel
Kurulu'nda, Fikri Canoruç'a
ilişkin iddialan gündem dışı ola-
rak tartışmaya açtı. Canoruç hak-
kında devletin yüksek mercile-
rinden gelen belgeler olduğunu
1ÖK Başkanı Gürüz, Cumhurbaşkam
tarafından atanan Prof. Dr. Fikri
Canonıç'un "ülkenin bölünmez
bütünlüğüne aykın görüşleri" olduğu
savıyla görevden alınmasını isteyince,
Sezer'leyeniden karşı karşıya kaldı.
söyleyen Gürüz. rektörü suçladı.
Prof. Dr. Alpaslan Işıkh, Prof.
Dr. Türkan Sayian, Prof. Dr. Bur-
han Şenatalar ve Prof. Dr. Aysel
Çefikel ise bir rektörün görevden
alınmasına ilişkin hukuksal süre-
ce uyulmasmı, somut kanıtlann
ortaya konulmasını istediler. Bu
üyeler, söz konusu savlarla hiç
kımsenin zan altında bırakılama-
yacağını, kanıtlann ortaya konu-
larak mahkemeye gidihnesini sa-
vundular.
Bir YÖK üyesi, "Saym Gürüz,
Fikri Canoruç, Cumhurbaşkanı
tarafindan atandL Cumhurbaş-
kanı Sezer'i yıpratma amaa ta-
şıdığuuz anlaşıhyor" diye tepki
gösterdi.
Tartışmalann ardından 22 ge-
nel kurul üyesi arasında yapılan
oylama sonucunda, Dicle
Üniversitesi Rektörü Prof.
Dr. Fikri Canonıç'un gö-
revinden alınması gerekti-
ğine karar verildi.
YÖK'ten çıkan karar daha
sonra özel bir kurye ile
Cumhurbaşkanı Ahmet
Necdet Sezer'e iletilerek
""""" kendi atadığırektörügö-
revden alması istendi.
Dicle Üniversitesi Rektörü
Prof. Dr. Fikri Canoruç ise iddi-
alann komplo olduğunu belirtir-
ken, somut kanıt gösterilmesini
istedi. 9 aydrr rektör olduğunu be-
lirten Canoruç, 6 aydrr da
YÖK'ten üniversiteye ilişkin kad-
ro izni alamadığını söyledi. Cano-
ruç, ideolojik hiçbir saplantısının
olmadığını belirtti.
SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
Patrice Lumumba, gençlik yıllan-
mızın önemlı sembollennden birisiydi.
Zaire'nin (Belçıka Kongosu) bağımsız-
lığını sağlayan mücadetenin öncteri Lu-
mumba, Batılılarveonlann işbiriikçile-
rince başbakanken görevden alınmış
ve ağır işkencelerte öldürülmüştü.
Bundan tam 40 yıl önce, 1961 yılının
17 Ocak'ırtda Lumumba ve iki arkada-
şı kurşuna dizildiler. Onlann ölüsün-
den bile korkanlar, cesedini gömütdü-
ğü yerden çıkanp yaktılar.
Kara Afrika'nın en trajik öykülerin-
den biri olan Lumumba'nın yaşamını
anlatan filmi dün Beyoğlu Sinema-
sı'nda izledik. Lumumba, ölümüyle
sömürgeciliğe karşı mücadele eden
Afrika'nın bir meşalesi haline dönüş-
tü. O, Batılı sömürgecilere karşı, Afri-
ka'nın onurunu temsil ediyordu. He-
nüz kara derililerin bağımsızlık tırtku-
suna alışık olmayan Belçika ve onun
ardındaki ABD, Lumumba'ya ve onun
peşinden koşan Afrikalılara tahammül
• • ••
Lumumba'yı 40 yıl Once Oldürenler...edemediği için onu yok etti. Ancak bu
yok ediş, orada kalmadı, Afrika'nin öf-
kesi bütün krtayı sardı, sömürgedliğin
sonunu sağlayan süreç onun ölümüy-
le hız kazandı.
Bir Fransız-Belçika-Alman yapımı
olan ve cuma günü gösterime girecek
olan 'Lumumba' filmiyle 1960'lann
dünyası yeniden gözler önüne serili-
yor. O günün dünyasında Batı'nın
vahşi rolünü ve dünyaya yaptığı kötü-
lükteri yeniden fark etmek mümkün.
40 yıl içinde nerelerden nerelere ge-
linmiş. O gün, Belçika gibi küçücük bir
ülkenin kralı, koca bir Afrika ülkesinin
kaderini istediği gibi elinde tutabili-
yordu. O ülkenin en değerii evlatlan-
nı yok edebiliyordu. Lumumba filmi
bir belgesel. Etkili, çarpıcı ve tabii dü-
şündürücü bir belgesel. Filmi o dö-
nem Afrika'sını çok iyi bilen ve Lu-
mumba üzerine bir de kitap yazmış
olan Hrfzı Topuz'la biriikte izledik. To-
puz, filmi çok beğenmişti, "Lumum-
ba fîlmdeki kişilikten daha karizmatik
ve etkileyiciydi" dedi.
Filmin önemli kahramanlanndan bi-
risi, binbaşı iken Lumumba ile biriikte
mücadefeye başlayan ve onun genel-
kurmay başkanı haline gelen Joseph
Mobutu ydu. Mobutu, kıyıcı birasker
olduğu için ve beyazlara karşı katli-
ama giriştiği için Lumumba tarafından
görevden alınır. Bunun üzerine Batı, o-
nun kişiliğinde darbe yapacak askeri
de bulmuş olur. Lulumba'nın en yakı-
nı iken bir anda askeri darbenin ve si-
yasi cinayetlerin temsilcisi haline dö-
nüşür. Ancak Lumumba'yı öldürmeye
cesaret edemez ve onu, o yıllann ABD
işbirlikçisi olarak bilinen ve adı işbir-
likçiliğin sembolü haline dönüşen Mo-
iz Çombe'ye teslim e der. "Çombe-
leşmek" deyimi o yıllann en yaygın
deyimlerden birisi haline gelir. Çom-
be, Katanga eyaletinde Lumumba'yı
önce dipçik darbeleriyle ağır yaralar,
sonra da ormanda bizzat başında du-
rarak kurşuna dizdirir.
Lumumba'nın öldürülmesi, Afrika
için de bir dönüm noktası olur. Çün-
kü ilk kez halkı üzerinde böylesine et-
kili bir bağımsızlık önderi, zaman ge-
çirmeksizin katledilir. Üstelik, seçilmiş
ve meşru bir hükümetin başındayken,
öldürülmesine karar verilir. Bu karar
Belçikalılar ve Zaire'nin o zamanki yö-
neticileriyle biriikte alınır.
Aradan yıllar gecti. Afrika bugün
başka sorunlarta yüz yüze. 0 tarihler-
de hapse atılan Netson Mandela, Lu-
mumba'nın kaderine uğramaz, biraz
da Lumumba'nın ölümüne neden
olan tepkiler Güney Afrika ırkçılannı
korkutur. Mandela, yıllar süren tutuk-
luluğunun ardından serbest kaldığın-
da Afrika'da sömürgeciliğin de sonu
gelir.
Lumumba, karaAfrika'nın tarihinde
bir büyük isim olarak tarihe yazıldı.
Onu öldürenleri belki de şimdi kimse
hatıriamıyor. Insanlık, ne yazık ve aa-
dır ki Lumumba'lan kurban ederek
ileriemek zorunda kalıyor.
• • •
Not Azime KorkmazgilVn Ağla-
sun kentinin ismini değiştireceğini
söyleyen bir CHP adayından söz e-
den bir mektubunu yayımlamıştım.
Korkmazgil, 1994yerelseçimlerinde-
ki CHP'li adaydan söz etmişti. Mek-
tubu özetlerken o bölümü atladığım
için sankison adaygibi biranlam çık-
mış. Bunun üzerine son aday ŞamH
Kasap aradı. Böyie bir şey söyteme-
diğini aktardı. Doğrusu 1994yılında-
ki aday olacak, düzeltirim.
GLOBALPOLtTtKÜLTÜB
ERGİN YILDIZOĞLU
Kapitalizm, Tüketim
ve Tatmin
Çok ilginç bir gelişmeye şahit oluyoruz. Geçer
aylarda yayımlanan bazı araştırmalar. yorumlaı
kapitalizmin en rakipsiz ve güçlü olduğuna inanıl
dığı bir dönemde, "küreselleşmeyle" meta ilişki
teri toplumun en ücra köşelerine nüfuz ederken
hiç beklenmedik bir biçimde, hali vakti yerinde or
ta sınrflar tarafından sorgulanmaya başladığın
gösteriyor. Üstelik ortasınrfın hoşnutsuzluklan, bı
kesimin kendini en çok "evinde" ve rahat hisset
tiği bir alanda, tüketim ve alışveriş bağlamında or
taya çıkmaya başlamış.
Satın al, rahatla!
"Alışverişln, bireyin üzerindeki rahatlatıcı, top-
lumla banştıncı etkileri ("moralin mi bozuk, grt bi-
raz alışveriş yap") uzun yıllardır bilinir. 1950'ier-
den bu yana araştırmacılar defalarca gösterdile
ki alışveriş yapmak, metalar evrenine, bir tüketid
ya da satacak bir malın sahibi (bu meta işgücü de
olabilir) olarak katılmak. bireyin yalnızlık, iktidarsız-
lık hissini azaltarak onun kapitalizmin organik ya-
şamı, insani ilişkileri gittikçe işgal eden teknoloji-
nin çatısı altında, kendini en azından bir süre için,
"evinde", doğal ortamında hissetmesine yol açı-
yor. Bu özelliğinden dolayı kapitalist toplumda ik-
tidann ideolojisi kendini bireyin psikolojik dünya-
sında, her alışveriş anında, olumlanarak, estetik
düzeyde (arzular, zevkler ve tatminler alanında)
yeniden üretiyor. Terry Eagleton'ın vurguladığı gi-
bi (The Ideology of the Aesthetic) siyasi iktidar, ilk
kez kapitalizmde estetik bir boyut kazanır, çünkü
burjuva toplumda bireyler salt zoria değil istedik-
leri, "hazaldıklan için" de toplumsal kurallara uyar-
lar. Bundan daha sağlam temellere otuımuş bir
toplum düşünülebilir mi? Evet ama, ya bu temel-
ler sarsılmaya başladıysa...
'Ütopyaya geldik, ama'
Bir hafta sonu ekinde Financial Times "We ha-
ve reached Utopia - and it sucks" (Ütopyaya gel-
dik, ama bir boka benzemiyor- 17/12/00) başlıklı
birdenemeyayımladı. Denemenin yazan Richard
Tomkins'e göre "Piyasa her istediğinizi sağlı-
yor. Ancak bireyciliğin bu zaferinin bazı çirkin
yan tesirleri de var." Piyasanın bireye verdiği me-
saj, bir hamburger reklamında olduğu gibi "nasıl
istersen öyle olsun", bireyde yarattığı beklenti,
neredeyse sınırsız: "Para her istediğimi yapar!"
Böylece "gelişmiş ülkelerde 'biz'/n yerini 'ben' al-
dı. Herkes istediğini, toplumsal çıkahara, değer-
lere aldırmadan elde etmek istiyor." Bugün
ABD'de muhafazakâriar bu aşınmadan dolayı 68
kuşağını suçluyoriar. Ama tüketim toplumunun,
hızîı metalaşmanın 1950-60'larda da tatminsizliği
getirmiş olduğunu görmek istemiyoriar. Bugün kü-
reselleşme hızlı bir metalaşma yaratıyor, vatanda-
şın egemenliği yerine, artık "tüketicinin egemen-
liğinı geçiriyor." Thomas Frank'in One Marfcet
under God (Tannnın altında tek bir piyasa) çalış-
masında vurguladığı gibi bir "piyasa popülizmi"
hertarafı kapladı. Eğitim, hatta kültür bile piyasa-
nın eline verildi. Ama artık, egemen olduğu varsa-
yılan tüketici hiç mutlu değil. Çok sinirii, güvensiz,
sözde sahip olduğu iktidan gerçekte kullanama-
dığı için sürekli bir düş kınklığı içinde. Süper çar-
şılara alışveriş seferieriyse artık yetmiyor.
Hafta sonunda yayımlanan bir araştırmaya gö-
re Ingiltere'de, orta sınrflardan (yüksekrefahdü-
zeyinde) sorgulanan 1000 kişinin yüzde 55'i geçen
sene "depresyon" geçirdiğini söyledi. Her alışve-
rişten sonra kendini daha kötü hissetme olasılığı
da bu kesimde, depresyon geçirdiğini söyleme-
yenlere göre iki kez daha yüksek. Araştırma, en
zengin gelirdilimindekilerin yüzde 44'ünün "şirket-
lerin çoğunu itici bulduklanm" gösterdi (The Ob-
server, 06.05.01). özetle araştırma, toplumun bü-
yük çoğunlugunda alışverişin artık rahatlama ge-
tirmediğini, aksine bunaltı yarattığını ortaya koy-
du^
Radikallik yine revaçta
Bu nedenlerden olacak, The Financial Ti-
mes'ın, şinXet yönetici sınıfa hitap eden hafta so-
nu ekinde (The Business) yayımlanan "Radikal
aranıyor, büyük fikirleri ve bol enerjisi olmair
başlıklı bir yorumu (28/04), genç profesyoneller
arasında radikalliğin yeniden revaçta olduğunu
anlatıyordu. Naomi Klein'ın No Logo, Noreena
Hertz'in 77je Silent Takeover, Eric Schlosser'in
Fast Food Nation kitaplannın kapış kapış gittiği-
ni, anti-kapitalist birtepkinin hızla güçlendiğini an-
lattıktan sonra ekliyordu: "SeattJe ve Ouebec so-
kaklannda değilseniz 1 Mayıs'taki anti-kapita-
list 'alış-veriş' protestosuna katlmayı en azın-
dan planlamıyorsanız kimse sizi adamdan say-
mayacaktır." Yazara göre genç kuşaklar (öğren-
ciler değil profesyoneller) hoşnutsuzluklannı yön-
lendirecek bir radikalizm anyoriar, tek seçenek an-
ti-kaprtalizm!
Gerçekten de tüketici olmak, piyasada satın al-
ma yoluyla tercihi belirtmek artık pek tatmin etmi-
yor. Hatta bir VVashington Post haberine göre
(Consumer Cactefs-06/05) giderek daha küçük
çocukları hedef alan, okullan işgal eden reklam
stratejileri bir çürüme işareti olarak görülüyor, mu-
hafazakâr çevrelerde bile tepki çekiyor. Piyasa iliş-
kilerinin siyaset alanını işgal etmesini ve bunun
demokrasi üzerindeki olumsuz etkilerini anlatan
Noreena Hertz'in, News Statesmen'daki bir ya-
zısında (30/04), vurguladığı gibi "tüketicinin piya-
sadaki eylemi" vatandaşın oyunun yerine geçmi-
yor. Hem dünya tüketim ilişkilerinin varsaydığından
çok daha karmaşık hem de bu tür piyasa popüliz-
mi, tüketim gücü en yüksek olana iktidara vererek
bu yolla protesto etme gücüne sahip olanlann dik-
tasını yerieştirme eğilimi taşıyor... Dünya ne kadar
değişti son birkaç yılda. Kapitalist toplumun yö-
netici kesimi ve aydınlan da şikâyet etmeye baş-
ladılar. Böyle bir olgu tarihte ilk kez 1830'larda or-
taya çıkmıştı... Sonra, biliyorsunuz, hani bittiği söy-
lenen tarih vardı ya...
Meriç operasyonu
I lstanbul Haber Servisi - tstanbul Organize
Suçlar Şube Müdürlüğü ekipleri, Meriç
operasyonu kapsamında Kâğıthane'de Nuri
Kutlu'ya ait bir benzin istasyonuna baskın
düzenledi. Operasyonda, Kutlu ve
muhasebecisinin de aralannda bulundugu 1 'i
kadın 7 kişi yakalanarak gözlem altına alındı.