Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
31 MAYIS 2001 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
17
BOTAfüjecebelge
karantkımydi?
Etektronik posta; denizsom@cumhuriyetcom.tr Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97
Madalya
Sekiz ay kadar önce
Ankara Atatürk Teknik
ve Endüstri Meslek
Lisesi'nin yayımladığı
gazetede
Atatürk'ten "bir m
adam" ve "hayvan" V
diye söz edilmesine
rağmen gazetenin
sahibi ve aynı zamanda
okulun müdürü Hayati
Ipek, başarıyla atlattığı
soruşturmadan sonra
aynı azimle görevine
devam etmekte olup,
Atatürkçü
öğretmenlere yönelik
baskılannı ilkeli bir
şekilde sürdürmesi
nedeniyle Milli Eğitim
Bakanlığı'ndan üstün
hizmet ödülü alması
beklenmektedir!
Çöp polisi
Vatandaş 27 Mayıs saat
14.30 sularında
Kadıköy'den Boğaziçi
Köprüsü'ne doğru
giderken önündeki
^ ^ otomobilden yola bir
•tST^çöptorbası
" ^ fırlatıldığını
görüyor... Vatandaş,
birilerinin yola çöp
atmasını olağan
karşılıyor ama önündeki
otomobilin olağanüstü
olduğunu fark ediyor:
34 A 57 21 plakalı bir
polis otomobili...
- Ecev'rt, jandarmayı
operasyonlarda şık
bulmuyormuş...
"Jandarmayı Versace'den
giydirelim!"
zun bir hukuk sürecinin sonunda Danıştay
kararıyla, çevre ve kamu sağlığı açısından
Bergama'da siyanürle altın üretilmesine izin
verilmediği için Eurogold kimliği ile Türki-
ye'den ayrılmak zorunda kalan çokuluslu altın ara-
yıcılan nasıl oldu da Normandy maskesi takarak ye-
niden geldikleri ülkemizde üretime geçebildi?
Yanıtı, TMMOB Çevre Mühendisleri Odası veriyor:
"Bergama'daki süreç içinde Çevre Etki Değerlen-
dirme Yönetmeliği'nin 28. maddesine bir fıkra ek-
lendi.
Böylece Bergama'da olduğu gibi izin almadan fa-
aliyete geçen yatırımcılara yönetmelikte belirtilen
yükümlülüklerini yerine getirebilmeleri için bir defa-
ya mahsus olmak üzere Çevre Bakanlığı'nca uygun
görülmesi halinde yeteri kadar süre verilmesi ola-
nağı yaratıldı.
Bu düzenleme özellikle Eurogold A.Ş. için 'ÇED
Affı' anlamını taşıyordu...
Çevre mi?
Öte yandan, Başbakanlık Müsteşarhğı da Danış-
tay kararında belirtilen sakıncaların giderilip gideril-
mediğine dair bir gelişme olup olmadığını TÜBİ-
TAK'a sorma gereği duydu.
TÜBİTAK adına bir uzmanlar komisyonu kuruldu
ve hazırlanan rapora göre, mahkeme kararında be-
lirtilen risk faktörlerinin ortadan kalktığına karar ve-
rildi.
Bu rapora dayanılarak, Başbakanlık Müsteşarh-
ğı, 05/04/2000 gün ve B.02.O. MÜS. 0.13.00.00-263
sayılıyazısı ile Içişleri, Sağlık, Bayındırlık, Enerji, Or-
man ve Çevre Bakanlıklanndan, 'Bergama/ Çamköy-
Ovacık mevkiinde bulunan altın madeni işletmesi ile
ilgili olarak ilgili bakanlıklann konuyu yeniden değer-
lendirmek suretiyle işlem yapmalarını' istedi.
TÜBİTAK adına rapor hazırlayan uzmanlar komis-
yonunun teknik yönleri tartışmalı, yanlış ve apaçık
taraflı raporu, başka bir deyişle ısmarlama raporu
temel ahnarak hukuksal kazanımlar ve yargı karar-
ları çiğnenmiş oldu ve deneme adı altında siyanür-
lü altın üretimi başlatıldı.
Başbakanlığa bağlı TÜBlTAK'ın raporu Danıştay
kararının üstüne çıktı." Şimdi ne oluyor?
Bir yandan siyanürlü altıncılaryeni maskeleri Nor-
mandy ile üretime geçerken öte yandan parayı bas-
tırıp verdikleri gazete ilanlarında kamuoyuna kendi-
lerini şirin göstermeye çalışıyor...
Beri yandan da hükümet, yargı karanna sığınıp se-
sini çıkarmak isteyen Bergamalı köylüleri coplatıyor...
Eşi Rahşan Hanım'la kırlarda elele dolaşmaktan
hoşlanan şair ruhlu Başbakan Bülent Ecevit'in Çev-
re Bakanı yaptığı DSP'Iİ Fevzi Aytekin de 5 Hazi-
ran Dünya Çevre Günü'nde demeç vermeye hazır-
lanıyor!
SESSÎZ SEDASIZ (!) NURÎKURTCEBE
\
Yüksek Yerilim Hattı
erdincutku'/ yahoo.com
Aslında 70 milyon değil 65 milyonmuşuz:
"5 yılda 5 milyon sanal genç yarattık her yaştan!''
29.95 dolara din adamı diploması!
ABD Başkanı George W. Bush, mil-
yonlarca dolarlık sosyal yardım fon-
larının kullanımını din adamlarına bı-
rakma kararı almıştı... Engin Aşkın
dostumuzun bildirdiğine göre, arala-
rında Müslüman, Musevi, Budistlerin
de bulunduğu ve Hıristiyanlann çoğun-
lukta olduğu değişik inançtan tam
1.350 grup, Beyaz Saray'a dilekçe ,'x
vererek para almak için sıraya gir-
miş...
Ne ki, başvuruların bu kadarla sı-
nırlı kalmaması bekleniyormuş... Çün-
kü "Universal Life Church" adlı kilise
internet ortamında başlattığı "kendi
dinini kendin kur" kampanyasıyla ABD
yurttaşlarına "Yasal Olarak Ruhani
Rütbe" diploması veriyormuş... Kilise,
29 dolar95 cent karşılığı dağıttığı "al-
tın yaldız ve mühürlü" din adamı dip-
lomalarından posta masrafı da almı-
yormuş... Progressive dergisinden
Barbara Ehrenreich, bir yazısında
akıllı biravukatın desteğini alan 4-5 ki-
şilik bir grubun, yeni bir din örgütü
kurarak Bush'tan para alabileceğini
gündeme getirmiş... Kimi mizah ya-
, v zarları da sosyal yardım paralarını
1
"imana Dayalı Örgütler" aracılığıy-
la kullanmayı planlayan ABD Baş-
kanı Bush'a "İmana Dayalı Savunma
Sistemi" kurmasını öneriyormuş... Mi-
zahçılar, ABD'ye yönelecek bomba-
lann, dua ile yok edilebileceğini yazar-
ken, New Times'ın ciddi ve ünlü ya-
zarlarından Thomas Friedman da
"imana Dayalı Hava Trafik Kontrol Sis-
temi"nin kurulmasını önermiş...
Bağlama Neden Dünya
Sazı Olmasın?
EROL PARLAK
Küreselleşme yolunda önem-
li mesafenin katedildiği dünya-
mızda, ülkelerartık özellikle kül-
tür verileriyle kendilerini ifade et-
mektedirler. Kimi ülkeler kendi
özgün değerlerinı tanıtabilmede
başarılı olup, kazanımlarını elde
et*-Vken birçoğu da bunu başa-
ramamaktan'dolayı, kendinl or-
taya koyamamakta, yabancı kül-
türterin yoğun baskısı altında kal-
makta ve zamanla var olan de-
ğerlerinı de kaybedebilmektedir.
Bunun yanında, bir ülkeye ait
herhangi bir değerin uluslarara-
sı platformataşınmasının hiç de
kolay olmadığı açıktır.
Dünyanın benimsediği enst-
rümanlann, ülke sınırlarını aşa-
rak dünya sazı olabilmelerine ka-
dar uzanan zorlu ve uzun bir se-
rüvenı vardır. Yöresel olarak ça-
lınan bir sazın, bir ülkenin millisa-
zı olması nıspeten daha kolay-
dır. Zira, ortak bir kültür etrafın-
da bütünleşmış toplumlann, ay-
nı ezgi, tını ve ıfade bıçimlerini his-
sedip benimsemelen doğaldır.
Ancak, bir sazın kendi sınırlannı
aşarak uluslararası platformda
yer bulması, sevilmesi, hele de
dünyanın kabul ettıği standart-
lara ulaşması son derece zor-
dur. Bu zorlu yolun aşılması da
önemlı adımlar ve atılımlardan
geçmektedır. Sazın fıziksel geli-
şimini tamamlamış olması, hak-
kında bilimsel çalışmaların ya-
• pılması, çalım ve öğretım tekni-
•ğinde bır sıstematiğin geliştiril-
mesi, çeşitli metotlaryazılması,
' büyük virtüözlerin yetişmiş ve
yenı eserlerin üretilmiş olması
• bunlardan bazılarıdır. Bu çerçe-
. veden bakıldığında bağlama için
' durum üzüntü vericidır. Zira, dün-
, yanın en eskı ve en zengin kül-
türlerinin kök saldığı bir coğraf-
yada bulunmasına rağmen, çe-
, şitli sosyal ve siyasal nedenler-
t
le özgün kültürü göz ardı edilen
' ülkemizde bağlama, bırakın dün-
. ya sazı olabılmeyı, milli saz olma
konumunda bile istenilen nokta-
• da değildir. Çok çeşitli yönleri
' bulunan bu sorunun bizce te-
mel iki nedeni vardır. Bunlardan
biri; özgün kültürü tanıma. çö-
zümleme ve ifade etme misyo-
. nu bırtarafa, yaşatılması düşün-
' cesinin bileTürkıye entelektüel-
lerinin genelinin gündemine gi-
rememesi, buna bağlı olarak da
bu görevin yalnızca gelenekçi
; halk kitleleri tarafından yürütül-
• mesidir. Ancak büyük özveri ile
- bu değerleri korumaya çalışan
I halkımızın, hâlâ göçebe ruh ya-
; pısını tasfiye edememiş olma-
l sından dolayı bir başka sorun-
»lar zincirı daha karşımıza çık-
I maktadır. Katı gelenekçi tutum ve
; bilgilerin kulaktan kulağa akta-
»nlması alışkanlığı nedeniyle, ye-
' ni gelişmeler sancılı olmakta,
;toplumun bu gelişmeleri algıla-
-ması, kavraması ve öğrenmesi
îzaman almaktadır. Toplumun
" önünde yer alan gelenekten ye-
tişmiş ve halkın gerçek duygu-
iannı özümsemiş ustalann da bil-
gi ve tecrübelerini az da olsa ya-
ü zıya geçirmek yerine benzer tu-
- tum sergitemeleri ve bu yönde ör-
- nek olmalan, sözlü kültürün ya-
I zıyla bütünleşmesinin önündeki
engellerden birıdir. Aynca ülke-
mizde çok çeşitli sosyo-ekono-
mık problemler yaşanması da
gözünü para hırsı bürümüş mü-
zisyen tipinden, yaptığı işe say-
gı duyan ve ona olabildiğince
katkıda bulunabilmeyi amaçla-
yan, donanımlı müzik adamına
geçişi zorlaştırmaktadır. Belli bir
aydınlanmayı başarmış sanat
adamlarının özveri dolu çalış-
malan da toplumun ilgisizliğine
ve reel tüketim ilişkilerine kur-
bari giderek baltalanmaktadır.
Tüm bu olumsuzluklar ise; hafı-
zasında birçok bilgiyı taşıyan (za-
manla değişebilen veya unutu-
labilen), ancak yazılı eserleri ol-
mayan, dünyanın en zengin kül-
türlerinden bir bölümünü mu-
habbet masalanna ve müzik pro-
düktörlerınin ticarı kaygılarına
dayalı yapımlara indirgemiş bir
toplum olarak dış dünyada ken-
dini yeterince ifade edememe
ve tanınmamayı getirmektedir.
Bağlamanın dünya sazı ola-
mamasının temel nedenlerinden
bir diğeri de; halk müziği üzeri-
ne yapılan çalışmalarda, araş-
tırmacılar ve müzik adamlan ta-
rafından bağlamanın özgün el
ile çalma tekniğınin göz ardı edi-
lerek mızrap kavramının öne çı-
kanlmasıdır. Böylece, zengin ifa-
de gücü ve geniş kullanım özel-
likleriyle bağlamanın gerçek ka-
pasitesini ortaya koyacak olan el
ile bağlama çalma tekniğı terk
edilmiş, hatta zamanla unutul-
muştur. Bunun sonucunda da
müzığimız "mızrap" öğesine
adeta kilitlenmıştir.
Yaptığı olumlu birçok katkıya
rağmen mızraplı çalma tekniği
ise; bağlamayı dünya sazı ya-
pabilme gücünden yoksundur.
Bu da konunun doğası gereği
varılan bir sonuçtur. Zira, sazla-
nn yaşam sürecine çok geç ka-
tılan mızrap, pena vb. araçlarla
çalınarak dünya sazı olabılmiş
bir enstrüman yoktur. Buna en ya-
kın ömek gitardır. Pena ile çalı-
nan türlerı olmasına karşın, gita-
n dünya sazı yapan; el ile çalını-
şındaki genış kullanım özellikle-
ri ve zengin ifade gücüdür.
Bugün gelinen noktada; el ile
çalmanın bir teknik mi yoksa de-
yişler, boğazlar vb. ezgilere has
popüler bir ifade tarzı mı oldu-
ğu, el ile çalma ile herezginin ça-
lınıp çalınamayacağı vb. temel-
siz, basit yaklaşımlar aşılmıştır.
Çok kısa bir süre içerisinde ka-
tedilen yol bile, gelecek için
önemli ipuçlanyladoludur. Kon-
ser, konferans, seminer vb. et-
kiniiklerde yurtdışında elde edi-
len ızlenimler ise; el ile çalma
tekniğinin bağlamaya ilgi duyan
çok sayıda dünya insanına ne
kadar yakın geldiği, nitelikli mü-
zik adamlarını hayretler içinde
bıraktığı yönündedir. Yapılması
gereken; el ile çalma tekniğinin
üzerıne gidilerek henüz ön adım-
lan atılmış olan kuramlar, ifade bi-
çimleri, teknik aynntılar genişte-
tilmeli, yeni eserler üretilmeli,
sağlam temellere oturan, siste-
matıği doğru şekillenmiş metot-
lar ile kuşaklara yayılmalı ve ge-
leceği şekillendirecek olan virtü-
özler ve teorisyenler yetiştirilme-
lidir. Böylece yeni gelişmekte
olan sanatsal halk müziği kavra-
mı için çok önemli olan, vazge-
çilmez nitelıkteki mızraplı bağla-
ma ile desteklenmiş ideal bağ-
lama ailesi oluşacak ve bağlama
milli saz olmanın ötesinde, dün-
ya sazı olabilecektir.
KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behicak(d turk.net
ÇİZGİLİK KÂMtL MASARACI
HARBİ SEMİH POROY semihporoyuı yahoo.com
KEDİ LEVO APTÜLÎKA
TARİHTE BUGÜN MVMTAZ ARIKAN 31 Mayıs
SELLE YARISAN TREN!
1889'M euSÜAt, AgD'uiU PeUNSYLVANIA
EYALETİNOE YfKOAN gig BAgAj, CONEMAUSH
UAPİSi A//A/ SBL SULAHI ALTTUDA KALMAS-f-
NA V£ ONBİNt>eN ÇOK İNSAMM ÖCÛMÛ-
NE YOL AÇMIÇTI. SÖZ. KONUSU
İLEfU£tote*TS OCAN 8İR YÜK j
7ÜLÛ B/ÇÎMOe 6ELSN PEV
GASINI 6ĞRMÜÇ7İİ. H<Z( SOMJHA OE*: /lerref/e/ZGV LOtCpMOTİ&
UAGONLA&OAN AYfHMlŞLAeOI. LOk&MOTİF, S^ELLe ÖLÛMCÜL 8//Z YA-
. MAKİNİST/N AJ/YST/, tLEGDetCÎ fÇÖf>/£ÜY£ ULAÇ</> AZGlAt
ÜÜ Ö
&BLMİÇ OLAN SULAfi>OAN
ABA2İYE TTetlMtJAfSAK. SON ANPA fiJCAfM lXGfM(Ç
Oİ. LDKOMOCtP fSE SULAGA KAPfUP ZÖPZÛPEM AÇASI ÜÇMOÇTU/.
DÜZ ÇİZGİ
ÜMİT ZİLELİ
Ölüm FermamL
Joseph Stiglitz'i tanır mısınız?..
Çok önemli bir isim. Daha iki yıl öncesine kadar
Dünya Bankası'nda başekonomist olarak görev ya-
pıyordu. Aynı zamanda ABD Başkanı Bill Clinton'ın
ekonomi danışmanları konseyinin başkanı ve kabi-
ne üyesiydi. Çok daha önemlisi; Stiglitz, "Yeni Dün-
ya Dûzeni" denilen küreselleşmenin mimarlanndan
biri olarak gösteriliyordu...
- Kovuldu!..
Evet, dünyayı dilediği gibi yöneten, kanştıran, ge-
rektiğinde kanatan en üst düzey "elit" tabaka ara-
sında yer alan Stiglitz, kelimenin tam anlamıyla ko-
vuldu!.. Çünkü Stiglitz, egemen olması için çırpın-
dığı küreselleşmenin ve onun cellatlan IMF ile Dün-
ya Bankası'nın ulusları nasıl birfelakete mahkûmet-
tiğini, dünyayı nasıl bir kaosa sürüklediğini görmüş,
üstelik bu görüşlerini açıklamıştı...
- Egemenler onu aforoz etti!..
• • •
Arnaosusmadı...
Stiglitz, ABD Hazinesi tarafından "suskun kalma-
sı" yönündeki yoğun baskılara karşın kendi internet
sitesindeyazdığı yazılar ve yaptığı açıklamalarladün-
yaya dayatılan "kirli oyunu" ele verdi. Stiglitz, özel-
likle gelişmekte olan ülkelere dayatılan dört aşama-
\ı "yenidenyapılanmaanlaşması "n\n aslında kanemi-
cilerin işbaşına geçtiği bir IMF ölüm planı olduğunu,
belgeleri ve örnekleriyle açıkladı. Kısaca bakalım:
- Ölüm fermanının ilk aşaması özelleştirme. Bu aşa-
mada devreye hemen siyasi şahsiyetler sokuluyor.
öncelikle elektrik, su gibi şirketler özelleştiriliyor ve
siyasiler bu satışlardan yüklü "komisyonlan" cebe
indiriyor. ABD, bu satışlan ve komisyonlan gayet iyi
biliyor!..
- ikinci aşama, para ve sermayenin serbest do-
laşımı. Stiglitz bunu "sıcak para" döngüsü olarak
adlandırıyor. Spekülatif para, dövize ve gayrimen-
kule yöneliyor, ardından çıkan ilk sorunda kaçıp gi-
diyor. Böylece ulusal döviz rezervi azalıyor. IMF, spe-
külatif paranın geri dönmesi için faiz oranlannın yük-
seltilmesini öneriyor. Sonuç, sanayi üretiminin bal-
talanması!..
- Üçüncü aşamada ise kan emiciler dişlerini gös-
teriyor; gıda, su, elektrik, petrol, gaz gibi temel ge-
reksinimlerdeki destekler kaldınlıp "piyasa fıyatlan-
dınlması" getiriliyor. Stiglitz'in "IMF ayaklanması"
adını verdiği bu aşamada geniş halk eylemleri, hat-
ta ayaklanmalar başlıyor... Stiglitz'in tanımıyta bu "eko-
nomik kundakçılık", yerli ışletme ve şirketlerin yok
pahasına yabancıların eline geçmesiyle son bulu-
yor!..
- Dördüncü ve son aşama, yangın yerine dönmüş
olan ülkenin, Dünya Ticaret Orgütü ve Dünya Ban-
kası'nın koyduğu acımasız kurallara uygun şekilde
Amerikan ve Avrupa mallan karşısında serbest ti-
carete açılmasıylatamamlanıyor... Yani "yeni kapi-
tülasyonlar", eskisine rahmet okutacak şekilde ge-
ri geliyor!..
Gerısini ben tamamlayayım; bu son aşamadan
sonra o ülkenin adı "koloni" oluyor!.. Emperya-
list efendiler, bu dört aşamalı programı yürüte-
bilmek için o ütkede bulunan ruhunu, kalemini,
beynini satılığa çıkarmış işbirlikçilerden fayda-
lanıyor. Bu satılık güruh, sürekli olarak halka, ül-
kenin yeniden doğduğunu, dünya ile ortak vatan-
daş olmaya az kaldığını, asil Batı'ntn zorla da ol-
sa ülkeyi ve yurttaşlannı çağdaşlaştıracağını,
adam edeceğini, pompalıyor.
• • •
Tabii, bunun bir de siyasi ayağı var...
Ekonomik olarak teslim alınan ülkeye, mutlaka
politik pranga da vurulması gerekiyor. O nedenle en
büyük efendiden, ABD'den icazet almış iki oluşu-
mun, merkez sağ ve merkez solda "umut" haline ge-
tirilmesi için müthiş bir çalışma sergileniyor.
Buna karşılık; bu "ölüm fetmanı'nakarşı çıkan yurt-
sever aydınlar, ulusal bir hareket oluşturmak üzere
bir araya geliyor. Kamuoyuna açıklanan bildiride
ana tema, "Türkiye'yi Türkiye'denyönetme" olarak
öne çıkıyor. Prof. Erol Manisalı da pazartesi günü
Cumhuriyet'teki köşesınde, "önümüzdeki dönem-
de Türkiye'de, ıçehden bakanlaıia dışandanbakan-
lann mücadelesı yaşanacaktır" diyor. Sevgili Mani-
salı nezaket göstermiş:
- Mücadele, yurtseverlerie emperyalistlerin cö-
mertçe desteklediği işbirtikçiler arasında yaşanacak!..
GAZETECİNİN ÖLÜMÜ: Basın dünyası "adam
gibi adam" bir gazetecıyı daha yitirdi. Hürriyet Ga-
zetesi Yazıişleri Müdürü Sevgili Orhan Olcay, he-
nüz 51 yaşında kalbine yenildi. Onu çok özleyece-
ğim. Sevgili Orhan Abi, ışık içinde yat...
e-posta: uzileli(S superonline.com
B U L M A C A SEDAT YAŞAYAS
SOLDA.N SAĞA:
1/ Optik sis-
temlerin ya-
kınsaklıkbiri-
mi. 2/ Altın- 3
kökü de deni-
len kusturucu
birkök...Kah-
raman. 3/ Ar-
navutluk'un j
para birimi... „
Birnota... "-
— Pacino": 9
ABD'li sinema oyun-
cusu. 4/ Iran'ın plaka
işareti... Italya'da bir 2
kent. 5/ Kadınların
bluz üzerine giydikle-
ri yelek... Bir onama
sözü. 6/ Gümüşbalı-
ğı. 7/Birbağlaç... "-
— ediyor aşkını her R
nağme sesinde" (Tev-
fık Fikret). 8/ Hesap
uzmanı... Silisyum elementinin simgesi. 9/Ger-
çek... Orta Asya'nın dağlık bölgelerinde jaşayan
ve Tibet sığın da denilen hayvan.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Eskiden Avrupa'da bir kentten diğerine yolcu
taşımakta kullanılan kapalı at arabası. 2/Koku-
su hardala benzeyen zehirli bir savaş gazı.. "Müj-
de —": Sinema oyoıncumuz. 3/Tavlada "tir" sa-
yısı... Bir mekanizmanm kumanda kolu. 4/Ilkel
bir silah... Gondola benzer bir kayık. 5/ Efcz par-
çalanndan dokunan basit kilim... Bir nnk. 61
Hücre yapısında bulunan pürik baz. II Arjan-
tin'in plaka işareti... Yumurta biçiminde «lan. 8/
Ek... "Gökyüzünde Isa ile/Tur dağmdtMusa
ile/Elindeki — ile/Çağırayım Mevlam sen" (Yu-
nus Emre). 9/ Her türlü cinsellikten arınıus aşk
için kullanılan sözcük.