23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
31 MAYIS 2001 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA KULTUR kultur(g cumhuriyet.com.tr 15 UYGARLIKLARIN İZİNDE OKTAY EKİNCİ Belediyeler, kentsel-kültürel mirası koruma projelerini anlattılar ve sergilediler Antalya'da tarüısel kolokyum"Şanshyız ve onurhıyuz... Çünkü bizbu toprağın mirasçılanyız... İnsa- na, ayncahksızhğı adında > ansılanan Artaİos'un Attaleia'sından, Alaad- din'in AdaKa'sından ya da Ata- türk'ünAntalya'sından merhaba!.." Yıllardır Patara'da koruma kav- gası veren Prof. Dr. Fahri Işık. o gün (24 Mayıs 2001) Antalya da toplana- rak kendi kentlerindeki tarihsel mi- rası bundan böyle nasıl "birlikte'" sahipleneceklerinı anlatan "beledi- yeleri" işte bu sözlerle selamladı... "Bundan böyle" diyorum. çünkü bu toplantı herhangi bir etkinlik de- ğil, kuruluşu henüz bır yılı bile bul- mayan Tarihi Kentkr Birliği'ne üye olmuş belediyelerin; "kültürel mi- rasın korunmasında asıl görev bizde- dirve biz bunu dayanışma içinde ya- şama geçirmek için artık tüm gücü- müzledevredeyiz™" mesajını verdik- leri bir büyük "sözleşme buluşması" gibiydi... Nitekim, Içişleri Bakanı Sadettin Tantan da bütün gün hiç aynlmadan izlediği toplantının açılış konuşma- sında dedi ki: "Tarihive kültürel mi- rasınıkoru>an toplumlardayurtse^- gisi de kökleşir \e ülkesine karşı so- rumluyurttaşlann yetişmesinetemel oluşturur. Bu nedenle biz, bakankk olarak,ülkenin değerlerinin bilincin- de olan vatandaşlaıia ve kurumlar- la ancak çağdaş toplum olabileceği- miri bilerek bu çahşmalara ve konı- Beypazan Belediyesi tum evleri koruyarak geçmişi geleceğe taşıvor. • Geçen yıl kurulan Tarihi Kentler Birliği'ne üye belediyeler. Antalya'da bir "kolokyum" düzenleyerek tarihsel ve kültürel mirasın korunmasını öngören proje ve diğer çalışmalannı birbirlerine ve kamuoyuna tanıttılar. Cam Piramit'teki kolokyumda 20'yi aşkın belediye başkanı sunuş yaparken ftıayedeki dev sergide de 4O'ı aşkın yerel yönetim biriminin kentsel kimliği yaşatmaya yönelik çabalan, fotoğraf ve çizimlerle yer aldı. ma çabalanna büyük önem veriyo- ruz..." Benzer şekilde Kültür Bakanı Is- temihan Talay da aynı açılış oturu- munda dedı kı: "Korumadakipara- salsıkıntılan da aşmaküzereyizve Uk bü\ ük maddi desteği deTarihiKent- ler Birliği'ne sağUvoruz... Tarihi de- ğerlerimizi koruma ve yaşatmanın sadece Kültür Bakanhğı'nın değil, herkesin ve özeDikle o kent halkının görevi olduğu bilincini ülkemizdebu birlik geBştirecektiru.'' O gün Antalya'daki "Cam Pira- nüt"te yurdun değişik bölgelerinden 20'yi aşkuı belediye başkanı, sıray- la söz alarak, görsel sunuşlar da ya- parak, kendi kentlerinin "tarihselve kültürel kimlik değerlerini" tanıttı- lar bunlann korunmasına yönelik "belediye projelerini" anlattılar... Her biri, ayn ayn siyasal partilere üyeydiler, ama "ortak siyaseüeri" bundan böyle "ulusal zenginlikleri- mizin yaşaübnası" hedefiydi... Bu "partilerüstü sorumluluğun" toplantı salonu dışına taşan bir baş- Birliğe üyelik koşullarıTarihi Kentler Birliği'ni kuran 70'e yakuı be- iediyeden 60 kadarı Antalya Kolokyumu'na pro- je sunuşlan ve sergi panolanyla katıldılar. Sunuş yapanlar Antakya. Akşehir, Avanos, Bartın, Bergama, Beypazan, Edirne, Eskişehir. Izmir, Ağırnas, Bilecik, Bursa, Burdur, Hasan- kaj&JUrs, iiecıaUye iEğıaj, MuğkuJdudanya, Talas, Zeytüıbağ (Trilye) ve Yalvaç'tı... Kolokyum sergisine koruma projeleriyle katı- lanlar ise Afyon, Akşehir, Antakya, Antalya, Avanos, Bartm, Bergama, Beypazan, Bilecik, Burdur, Bursa. Cizre, Çanakkale. Diyarbakır, Edirne, Erzurum, Hasankeyf. Izmir. Izmit, Iz- nik, Kale, Kars, Kaysen. Konya, Kula, Malatya, Milas, Mudanya, Mudurnu. Muğla, Nusaybin, Safranboru, Sivrihisar, Şanhurfa, Talas. Tarsus, Zeytinbağ ve Yalvaç oldu... Kolokyumda aynca Antakya'daki sel felaketi için olağanüstü toplanan Tarihi Kentler Birliği Encümeni, bu "tarihsel başkenfteki sosyal ve kültürel tahribatın ulusal ve uluslararası "daya- nışmayla" gidenlmesi çağnsını içeren bir bildi- ri yayımlarken 05 Mayıs 2001 tanhındekı Birlik Meclisi'ncekabul edilen "üyelikkriterieri"nin de kamuoyuna açıklanmasına karar verildi. Buna göre birliğe üye olmak ısteyen belediye- ler, aşağıdaki kriterlerden "hangilerine'" göre bu- nu istediklerini belirten bir "belediye medis ka- ran" ve aynı kriterlerle olan "yakmhldanıır gös- teren dosya ile başvuracaklar. İşte, Tarihi Kentler Birliği'ne üye olma kriter- leri: 1. Tarihi ve doğal çevre korumasına yerel yö- netim politikalannda önem ve ağırhk verilen kentler, bu konuda kent kültürünü, sivil toplum katılımını ve toplumsal duyarhlığı geliştirme ça- balan içindeki kentler. 2. Yerleşme dokusunun önemli ve etkin bir ke- simi "kentsel StT, arkeolojik SİT, tarihsel SİT ve doğal StT" olarak tescil edilmiş kentler; 3. Güçlü ve önemli anıtsal yapılan bulunan ve özellikle bu yapılanyla tanınan kentler; 4. Bir ya da birkaç antik kentle üst üste ve iç içe yaşayan kentler; 5. Diğer ülkelerdeki tarihi kentlerle "Kardeş Şehir" ilişkısi kurmuş tarihi kentler, 6. Önemli, tarihsel olaylann cereyan ettiği ta- rihsel kentler; 7. Geçmiş uygarhklara başkentlik yapan kent- ler, 8. UNESCO'nun Dünya Mirası listesine gir- miş kültür değerlerinin bulunduğu kentler; 9. Tarihsel metropoller. (05.05.2001 - T.K.B. ' Meclis Karan / Bursa) Kemaliye (Eğin) evleri de Tarihi Kentler Birüği'nin gündemine girmiş oldu». ka görkemli gösterisi de yaklaşık 40 belediyenin aynı yöndeki çalışmala- nnı çizimler, fotoğraflar ve bilgi pa- nolanyla yansıttıklan; "Tarihsel ve Kültürel Mirasın Korunmasına Yö- nelik Yerel Projeler" sergisiydi... Dansı 'diğer' belediyelere~. Tarihi Kentler Bırliğı Başkanı ve Bursa Büyükşehir Belediye Başka- nı Erdoğan Bilenser ile bu tarihsel "kolokyuma" ev sahipliği yapan Birlik Başkanvekili ve Antalya Bü- yükşehir Belediye Başkanı Dr. Beldr KumbuL konuşmalannda şu önem- li çağnyı dayaptılar: "Bu birliğeüye olmak ve tarihimizi dayanışma için- de korumak, ulusal geleceğimizin kimlik güvencesi olduğu gibi. AB'de de kişilikli ve onuriu bir ülke olarak yer almamızı sağlayacakbr..." Tarihi Kentler Birliği'nin kurulu- şunda ve gelişmesinde adeta "sekre- 18178" görevini üstlenen ÇEKÜL ve Mimarlar Odası da aynı çağnya şu "dileklerivle" ortak oldular: "Bu bir- lik. ulusal ve evrensel zengnüiğimize sahip çıkümasında kamu. yerel, özel ve sml güçler dayanışmasının ürü- nüdür... Asıl zafer ise kenrJerimizde- ki tüm imar ve yaûnm politikalann- da artık öncelikle kimlik ve doğa de- ğerlerinin gözetilmesiyle elde edile- cektir..." Evet... Tanhi Kentler Birliği, bin- lerce yıllık uygarlık mirasıyla 21. yüzyılı karşılayan Türkiye'nin, yeni binyılı "talan ve yok oluşa son vere- rek" karşılayıp yine "uygarca" ya- şayabilmesi için çok önemli ve tarih- sel bir adım... Antalya Kolokyumu, bu adımın hızla "devleşeceğT ve tüm yurdu saran bir "kültürel duyaruhk seferberfiğine" dönüşebileceği umu- dumuzu daha da arttırdı... Bulusma 'Lüküs Hayat'la başlayacak Rumelihisarı yeniden tiyatrosuna kavuşuyor Kültür Servisi - Bu yıl bı- rincisi düzenlenen Rumeli- hisan Tiyatro Buluşması 4- 14 Haziran tarihleri arasında gerçekleşecek. Etkinlik 4 Haziran Pazar- tesi günü saat 21.00'de. Hal- dun Dormen'in yönettiği ts- tanbul Belediyesi Şehir Ti- yatnrfantarafından sahnele- necek olan 'Lüküs Hayat'la başlayacak. 5 Haziran Salı günü saat 21.00'de Ankara Sanat Ti- yatrosu, Dario Fo"nun yazıp Ö.LeventÜlgen'inyönettıği 'Ödenmeyecek! Odemiyo- nız!' oyununu sahneleyecek. 6-7 Haziran tarihleri arasın- da ABFoyrazoğhı'nun D. Ke- yes'ten uyarladığı ve yönet- tiği 'Kobay' adlı oyun yer alacak. 8 Haziran Cuma gü- nü saat 21.00'de Moliere'in ünlü oyunu 'Don Juan' Iz- mit Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu tarafından sahnelenecek. 9 Haziran"da saat 21.00'de 1996-1997 yı- lı Aksanat Tiyatrosu. Ronald Duncan'ınyazdığı 'Abelard veHeloise' isimli oyunu sah- Etkinlik. 4 Haziran'da 'Hep Aşk Vardı' ile sona erecek. neleyecek. 11 Haziran Pa- zartesi saat 21.00'de Oğuz Aral'ın yazıp yönettiği ve Müşfik Kenter'in oynadığı 'Huysuz İhtiyar' oyunu yer alacak. 12 Haziran Salı gü- nü Öteki Tiyatro. Aziz Ne- sin'in \azıp Yücel Ertelin yönettiği 'Azizname'yı sah- neleyecek. 13 Haziran Çar- şamba günü Tiyatro İstan- bul'un oyunu 'Tuhaf Bir Çift* sahnelenecek. Etkinlik 14 Haziran Per- şembe günü YüdızKenter' in oynadığı 'Hep Aşk Vardı' ile son bulacak. Ekin Erman gündelik yaşamın sıradanlığı içinde var olanlan görselleştiriyor Yol kenarında çıplak yüzleşıne OĞUZYTLDIZ tZMİR - "Ne çok oyun oynuyoruz; ne kadar çok yalan söylüyoruz; durmak- sızuı. sürekli. soluksuz, bık- nıadan. dinlenmeden..." İşte bu noktadan çıkıp, büyük bir zaman dilimınde didışince yaşam ve kendı- siyle. sorulan ardı ardına sı- ralamış heykel sanatçısı Ekin Erman: "Bugünün dünyasında, gerçek, özgür, yaraücı, ba- ğımsız. niteliklL ilkeli bir sa- nat üretmek olanakh mı- du*? Bugün sanabn ölçütie- rini belirleyen. sanabn varo- luş gerçeği mi? Lobilerin. med>anın, piyasanın yön- lendirdiği bir sanat, yaşam- la, insanla ve dünyayla çıp- lak olarak yüzleşebiÛr L.endi yaşanmışhğını sorgulayan ve sorguladığı hayatında çıkış yolu, arayış, yüzleşme ve sonımda restleşme durumuna dönen' Erman için bu sergi, kendisini anlatan, anlattığı kadar da yaşananlan sorgulatan bir çalışma. Sonra "YolKenan" çıkmış ortaya. Er- man'ın ilk kişısel sergisi. İZFAŞ Sanat Galerisi"nde izleyenler açısından 'Yol Kenan'yla yüzleşmenin yüzlerce deği- şik biçuni olmalı. Erman'a göre, günde- lik yaşamın sıradanhğı içinde var olma- ya çalışan kimliklerin varoluş sorununu görselleştirmeye, plastik hale getırme- ye çalışan bır sorgulama ve bir sorgu yumağı 'Yol Kenarı.'... Birçok sanatsever için Izmir'de açıl- mış heykel çalışmalannm içerisinde su- num olarak şaşutıcı ve benzersiz bir ni- telik taşıvor 'Yol Kenan'. Ahşılagelmiş sunumum dışında büyük bir platform içensinde kendisini de serginin bır par- çası haline getiren Erman, sanatse\erle- ri farklı bir boyuta taşıyor. Bir odanın içerisinde tünel şeklinde oluşturulmuş demir konstrüksiyonun ortasında, kendisinin bire bir benzeri manken yerleştırmiş çalışmasına. Ayn- ca siyah-beyaz fotoğraflar kullanmış. Duvarlan küçük tuğlalarla örmüş, üst- lerinı de gazete kupürleriyle kaplamış. Yerlerde taşlar ve taşlann üzerinde las- tik parçalan. Yapıt, cam- larla dokunulmaz hale ge- tirilıp izole edilerek yakla- şımı sınırlandırmış. Salt gözlenecek bir çalışma ha- vasına büründürühnüş. Erman'a göre böylelik- le izleyici ilk sorgusuna burada başlıyor; seyrettiği çalışma mı izole edilip sı- nırlandınlmış, yoksa ken- di yaşantısı mı?.. Her izle- yici böylelikle kendi evre- ninde gezintiye başlıyor Şimdiye değin Izmirli sanatseverin alışık olma- dığı bu tutum, izleyicinin yapıtla daha derinden ilgi- lenmesine neden oluyor. Çalışmasına böylelikle başka bir boyut kazandı- ran sanatçı, bu enstalas- yonla tüm yaşanmışhğını sorgulayıp. izleyene de sorgulaması için yardımcı olduğunu söylüyor. Fonda duyulan müzik de serginin önemli bir unsuru. "Kendi yaşanmışh- ğını sorgulayan ve sorguladığı hayafında çıkış yolu, arajış, yüzleşme ve sonunda resöeşmedurumunadönen" Erman için bu sergi, kendisini anlatan, anlattığı ka- dar da yaşananlan sorgulatan bir çalış- ma. Erman'ın sergisi 2 Haziran'a kadar İZFAŞ Sanat Galerisi'nde, yaşamın içindeki sorgu yumaklannı bulmaya ça- lışacak izleyicisiyle 'yüzleşmek' üzere bekliyor. ODAK NOKTASI AHMET CEMAL Üniversite Patlaması... Uzun zamandır beklenilen, sonunda oldu. Türki- ye'deki devlet üniversitelerinın durumu, bu kurum- ların en yüksek düzeydeki yöneticileri olan rektörler- ce dıle getirilen haklı tepkilerle artık iyice gözlerönü- ne serildi. Bnular, öylesine haklı gerekçelere daya- nan tepkilerdir kı, bunları yeterince ciddiyetle ele al- mayacak herhangi bir siyasi otoritenin, bu ülkede yükseköğrenımi ciddiye aldığını söyleyebilmesi ola- naksızdır. Devlet üniversitelerimizin bugünkü çıkmazlan rte birkaç ayın ne de yalnızca birkaç yılın ürünü. Bugün bu üniversitelerın artık tam anlamıyla işlevlerini yitir- me tehlikesiyle karşılaşmış olmalarının nedenlerini, onyıllarca geriye giderek aramak zorunluluğu var ve elbette ki bu durum, yalnızca üniversite kurumuna gereken ciddiyetle yaklaşmayan siyasi otoritelerin davranışlarının değil, fakat aynı zamanda da doğru- dan üniversite kurumunun kimi zaman kendi kendi- ni yeterince ciddiye almamış olmasının bir sonucu. Daha önce bu sütunlarda birkaç kez ülkemizde ye- niden tartışılması gereken kavramlar arasında üni- versite kavramı'nm ilk sırada yer aldığını ve bu kav- ramın nasıl tartışılması gerektiğini belirtmeye çalış- mıştım. Ozu açısından üniversite kavramı, ülkeden ülke- ye değışebilır bır kavram değildir. Başka deyişle, bir- kaç binadan, dekandan, bir rektörden ve belli sayı- da öğrencılerden oluşma bir tür yerleşme merkezi- nin kapısına "üniversite" yazmak, o yeri üniversite kılmaz. Üniversite, içeriği belli bir tarihsel süreç içe- risinde biçimlenmiş bir kurumdur. Bu kurumun birin- cil işlevi bilim üretmek, ondan sonra gelen işlevi de bilimsel düşüncenin taşıyıcısı olabilecek öğrenciler yetiştirmektır. Demek ki bu kısa tanımdan bile orta- ya çıkan gerçek, bilim üretmenin üniversite için bir varlık nedeni olduğudur. Bu durumda, üniversitenin gerek parasal olanak- lar, gerekse nıtelikli insan öğesı bağlamında bilim üretmeye elverişli koşullarda çalışabilmesi, kendisi- ne bu olanakların sağlanması kaçınılamaz bir zorun- luluktur. Oysa ülkemizde devlet üniversiteleri bağlamında bu koşullara hiçbır zaman yeterince ciddiyetle yak- laşılmamıştır. Orneğın bu kurumlara gittikçe artan öl- çüde birer meslek okulu ve sektöre adam yetiştiren ftdanlık gözuyle bakılması, üniversitelenmızi temel iş- levleri olan bilim uretme ışlevinden hızla uzaklaştır- mıştır. Yine üniversite kurumuna her yıl daha da arttınlan öğrenci kontenjanlanyla birer diploma fabrikası gö- zuyle bakılması da ülkemizde bilim üretimini destek- leyici bir tavır olmamıştır. Bilim üretmekle yükümlü üniversitelerde bu üreti- mi gerçekleştimneleri ongörülen personete sağlanan yaşama olanaklannın sınırlılığı ise günümüzde yete- neklı kışilenn kendılerine yaşam yolu olarak üniver- site öğretim elemanı olmayı seçmelerini neredeyse tümuyle olanaksız kılmıştır. Bugün, eskıden beri üni- versitelerde bılım adamlığının fidanlığı sayılan, eski adıyla asıstan, yenı adıyla da araştırma görevlısi olan kişilere sağlanan parasal olanaklar, daha doğrusu parasal olanaksızlıklar, pek çok üniversitenin araş- tırma görevlısi almak üzere açtığı sınavlara başvuru olmaması gıbi bir durum yaratmıştır. Butün bunlara ek olarak, devlet üniversitelerimi- zin ciddı yönetsel sorunları da bulunmaktadır. Bugün hemen yapılması gereken, geçmişin so- rumluluk hesaplaşmalarını şımdılık bır yana bıraka- rak üniversıtelenmizden gelen haklı taleplerin siyasi otorite tarafından yerine getırılmesidir. Böyle bir şe- yin gerçekleşmemesı durumunda, Türkiye'de dev- let üniversitelerinın durumu çok yakın bir zamanda artık yalnızca felç sözcüğüyle tanımlanabilecektir! e-posta: ahmetcemak» superonline.com acem20w hotmail.com Sürgündeki yazarfara sığınma evi • LAGOS (AA) - Kendi vatanlannda can güvenlıklen olmayan ya da sürgündeki yazarlar, Nijerya'nın en büyük kentı Lagos'ta sığınabilecekleri bir eve sahip olacaklar. Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Wole Soyınka, Lagos kenti yerel meclisinin, Uluslararası Yazarlar Parlamentosu'na sürgün yazarlar için gizli bir ikametgâh verdiğini ve bunun için bir ödenek aynlacağını açıkladı. Uluslararası Yazarlar Parlamentosu başkanı olan Soyinka, halen 32 yazar, film yapımcısı. besteci ve gazetecinin sığınma, 10'ununsa bannak beklediğini belirtti. Yazarlar Parlamentosu, Cezayır'deki şiddet olaylan sırasında çok sayıda yazann öldürülmesiyle harekete geçen yüzlerce yazann 1993'te imzaladığı bildırinin ardından 1994 yılında kuruldu. Uluslararası Yazarlar Parlamentosu'nun, Soyinka"dan önceki başkanlığını. Şeytan Ayetleri kitabıyla hakkında ölüm fetvası çıkanlan Salman Rüşdü yapmışü. BUGÜN • FRANSIZ KÜLTLRMERKEZİ'nde saat 19.00'da 'Mayıs Sıkıntısı' adlı film gösterilecek. (244 44 95) ' • AKSANAT'ta saat 18.30da Prof. Dr. Nurhan Atasm'un 'Osmanh'da Gezer Saraj Otağ-ı Hüma> un' ısimlı dıa göstensı gerçekleşecek. (252 35 00) • BABYLON'nda saat 21.30'da Kompania Ketencoğlu'nun konseri izlenebilır. (292 73 68) »3 üncmü bu yü yapüamıycr BUGÜN TİYATRO FESTIVAtİNİN ONjÇüNCÜ GUNU r/-ı«—• ^ LU -<C
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear