14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 29 MAYIS 2001 SA> HABERLER Kitle partisi olmayı planlayan MHP, kendi seçmenini gözden çıkarmaya hazırlanıyoı BahçelTnin hedefi sağda lideriik DUNYADA BUGUN ALİ SİRMEN Demokrasi - İdiokrasi Bu çarpıklığın göze çarpmaması mümkün mü? Bir araştırma yapılıyor. halka soruluyor; ge- len yanıtlar, topluca ele alındığında dudak uçuklatıcı birçarpıklığı, şaşkınlığı, vurguluyor. Araştırmaya katılanların yüzde 61'i "Vali ve kaymakamları halk seçsin" diyor. Sistemle bağdaşmasa bile bu, üzerinde du- rulması gereken bir öneridir. Halk "Ben seçer- sem daha iyi olur, bana daha yakın olur, çı- kariarımı daha iyi gözetır" diyebilir. Nihayet sistemler halkın mutluluğu için var olduklarından, ona göre bir düzenleme yapı- labilir. Ama aynı araştırmanın. diğer bir sorusuna verilen, başka araştırmalarda varılan sonuç- laria da uyuşan başka bir yanıtı ise, halkın ken- di söylediğiyle çeliştiğini bütün çıplaklığıyla ortaya koyuyor. Evet "Valileri ve kaymakamları biz seçelim" diyenlerin çoğunluğunun en güvenmedikleri kişiler, ister ulusal ister yerel düzeyde olsun, kendı seçtıkleri. Halkın yüzde 61 'i "Vali ve kaymakamları biz seçelim" diyor ama.. halkın yüzde 80'i kendi seçtiklerine güvenmiyor. O kadar ki, devletin atadığı kaymakamlara güvenı bile, kendi seç- tiklerine olandan daha fazla. Eh.. gel de sorma: "Bu ne perhiz, bu ne la- hana turşusu?" • • • Geniş kitlenin, demokrasınin tabanını oluş- turan halkın ya da seçmenin şaşkınlığı, siste- min sağlığını bile tehdit eder boyutta. Halk birinci ve ikinci gücü oluşturan seçtik- lerine, dördüncü güç olan medyaya güvenmi- yor. Ama onlar tarafından yönetilip yönlendi- riliyor yine de. Bakmayın siz medyaya olan güvensizliğe.. o güvenilmeyen medya yıne de bal gibi yön- lendiriyor insanları. Zaten medya, ona, ne is- terse onu vermeye çalışıyor. Bu çarpıklık, sağlıklı bir demokrasiye ve so- runların çözümüne engeldir. Bu saptamadan hareketle, "Demokrasiden vazgeçelim!" demek değil muradımız. Ama söz konusu şaşkalozluğun çağdaş de- mokrasiyi engellediği de kuşkusuz. O zaman yapılması gereken şey, sağlıksız- lığa neden olan etkenlerı ortadan kaldırmak- tır. Gazetecilerin çoğunluğu, kolay yolu tutup tanıyı yanlış yerde koyarken. sebep ile sonu- cu birbirine karıştırıyor. Çoğunluk sanıyor ki, sorun seçilenlerdedir. Oysa. gerçek bu değil. Sorun seçilenler- de değil, seçenlerde; seçilenler sonuç, ne- den ise seçenler. ••• Önce cumhuhyet, sonra demokrasi günde- me gelip yaşama geçtiğinde, aristokrat elitist- ler, işin ayağa düşeceğini, devlet yönetiminin avamlaşmasının her şeyi allak bullak edece- ğini, sistemin hızla mediokrasiye (ortadan aşa- ğı oianların egemenliği) dönüşeceğini ileri sür- düler ve yanıldılar. Çünkü cumhuriyet, okullarıyla geldi, vatan- daşı hızla eğitti, vatandaş bu eğitimle dizgin- leri eline almakla kalmadı, aynı zamanda, ge- lişerek birey oldu. Demokrasi, rejimin eğitim seferberliğiyle mediokrasiye dönüşmekten kurtuldu. Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk yıllarında da ay- nı gelışmeye tanık oluyoruz. Cumhuriyet bütün gücüyle, demokrasinin tabanını oluşturacak vatandaşı eğiterek yetiş- tirmeye çalışıyordu. Peki ya sonra? Cahili, olduğu gibi bırakan ya da okumuş ya- n cahil haline sokan, alt kültürü matahmış gi- bi okşayan popülizm, büyük nüfus patlaması ve önemli kimlik sorunları doğuran göç ile bir- leşince ortaya demokrasiyi tehlikeye atan bir durum çıktı ki, bunu 1950'lerin mediokrasisi ile kıyaslamak da mümkün değil. Söz konusu olan mediokrasiyi çok geride bı- rakmış olan bir idiokrasidir ki, sonuçlan da, se- çeni seçileni ve ekonomik, politik, sosyal du- rumu ile ortadadır. Menenjitli Kadir tedavi ediliyor EcevitLer, hasta çocuğa uıııut oldu ERZURUM (AA) - Başbakan Bülent Ece- vit ile eşi Rahşan Ece- vit'ten, Erzurum gezi- si sırasında. menenjit hastahğı geçiren çocu- ğunun tedavisi için yardım isteyen anne amacına ulaştı. Çat il- çesinin Kurbanlı kö- yünden getirilen 6 ya- şındaki Kadir Uçan- su'nun tedavisine Er- zurum'da başlandı. Başbakan Bülent Ecevit, Erzurum gezı- si sırasında, Has mez- rasmdan dönerken yol- da yürüven bir aıleyi otobüse aldı. Otobüste Rahşan ve Bülent Ece- vit'le tanışan anne Zeynep L'çansu, me- nenjit hastahğı geçiren 6 yaşındaki oğlu Kadir için yardım istedi. Başbakan'ın talimatı üzerıne, Uçansu ailesi, Çat Kaymakamı Ah- met Çırakoğlu, Kur- banlı Köyü Muhtan CemaJ Dağdaş'la bir- likte dün Erzurum'a geldi ve Numune Has- tanesi'nde Kadir Uçansu'nun tedavisine başlandı. Anne Zeynep Uçan- su, Kadir' in biryaşına gırmeden yüksek ateş havalesi sonucu me- nenjit hastalığına ya- kalandığını belirterek "Yıllardır maddi im- kânsızkklar yüzünden çocuğumun tedavisini yapüramıyorduk. Baş- bakanımız ve eşinin şefkat elinin uzanma- sıyla arükyülardır iste- diğimiz tedaviyi yapü- rabileceğjz" dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- MHP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli, partisini "kMe partisi" yaparak sağın lideri olmayı hedefli>or. Partı içinde "ide- oloji partisi olarak rm kalalım. yok- sa kitk partisi mi olalım* tartışması yaşanırkenMHP lideri Bahçeli. "Seçmenler, masaya vurmamızL, kav ga ermemizi isthor. Ama biz uz- laşmacı tavnmızı sürdüreceğiz. Bize oy veren yüzde 18*in ötesinde bize oy vermeyen yüzde 82"lik büyük bir kit- levar. Bu kitlenin düşüncesi de önem- li" dedi. Bahçeli. kurmaylarından eleştirilere gülüp geçmelerini istedi. • MHP lideri Bahçeli. kurmaylanna "Seçmenler. masaya vurmamızı, kavga etmemizi istiyor. Ama biz uzlaşmacı tavnmızı sürdüreceğiz. Bize oy veren yüzde 18'in ötesinde bize oy vermeyen yüzde 82'lik büyük bir kitle var" dedi. Siyasette yeni oluşumlara dönük girişimler, ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı KemalDerviş'in "si- yasetesoyunduğu" sinyali olarak ni- telendirilen yurt gezisı, MHP'yi ha- reketlendirdı. FP'nin kapatılması olasılığı, Nec- mettin Erbakan, Recep Tayyip Er- doğan ile ANAP ve DYPtten ko- panlann içinde yer aldığı siyası par- ti hazırlıklannı izlemeye alan MHP, gelişmelere göre strateji belirleme karan aldı. Sağın liderliğine hazır- lanan Bahçeli'nin. bu oluşumlann başanlı olup olmayacağına göre transfer kapısını açabileceğine dik- kat çekildi. Erdoğan'ın MHP millet- vekillerine de çengel arma eğilımüı- de olduğunu belirleyen MHP kur- maylan, "Ekim ya da kasım ayında bu oluşumlann ne olacağı beUi olur. O zaman diğer milletvekülerine ka- püann açıhp açılmayacağı da görü- lür" görüşünü dile getirdıler. Bahçeli'nin, partınin son bölge toplantılannda eleştirilere karşılık "hükümeti devralmaya hazuız" me- sajlan verdığıne dikkat çekıldı. 'İdeolojim^ldtlemi?' Parti tabanının hükümette orta- ya koyduğu politikalarda ödün ver- diği ve etkili olmadığı eleştirileri- ne hedef olan MHP'de "hedefîn ideoloji partisi olarak kalmak mu yoksa kitle partisi olmak mi" tartış- ması yaşanıyor. Bahçeli'nin kurmaylanyla yapt ğı değerlendirmede, "Seemenle masaya vurraamıa, kavga ernıenı A istiyorlar. Bugüne kadar bö\ le b yöntcmi izlemedik. Bıından dola tabandan çok büyük eleştiri alıy ruz. Fakat bunlan göğüslejeeeği Bizeoyverenyüzde 18'in ötesinde t ze oy vermeyen yüzde 82'lik büyi bir kitlevar. Bu kitlenin düşüncesi < önemli ve bizim uzlaşmacı tavrım sempatiyle karşılanıyor. \ e kadi eleştirilsek de biz uzlaşmacı tavniT zı sürdüreceğiz. Eleştirilere gülüp g çin" dediği öğrenildi İşadamlarıyla 'dertleşti' Erdoğan siyasete ısınıyor tstanbul Haber Servisi - Es- ki Istanbul Büyükşehır Bele- diye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan. "Hiçbir zaman si- yaseti kişiseUeştirmeyi hedef ahnayacağım. zihniyetlerle uğraşacağHn" dedi. Işadamı GüngörÇepni'nin. Kalamış Marina Brasserie'de onuruna verdiği kahvaltılı toplantıda bazı işadamlanyla görüşen Erdoğan. görüşmeyi. "Bir tstanbuDu olarak dostla- nnuzla. arkadaşlanmızla soh- betimiz olacak. Dertleşme di- yebiBriz. sryasi bir dertleşme olabilir" diye değerlendirdi. Kapatılan RP"nin genel başkanı Necmettin Erbakan ile yaptığı görüşmenın yeni oluşuma ilışkin olmadığını belirten Erdoğan. bu konuda şunlan söyledı: "Şu anda da mevcut gelişmelerde malum bir fîkrin, bir düşünsel nokta- dakigeüşmeninfarkedilişi.ta- banda bazı dostlan da rahat- sız etmiş olacak ki Bir araya gelelim dediler. Biz de 'peki' dedik.Onlankirmadik.Sade- ce bir dertkşme> di. sohbetti.' Erdoğan, Türkiye'nin zihin- sel bir değişime ihtiyacı oldu- ğuna dikkat çekerek kendisi- nin, siyaset dünyasındaki ha- reketliliğin dışında kalamaya- cağını ifade etti. İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN u ıııı ı tnntitı/t//ı n İ////H ÇillerrJen halka 'yeni oluşum' mesajı: Sakınha,bir daha denemeyir CEMİL CİĞERİM / BÜLENT SARIOĞLU SAMSUN - Siyasette yeni oluşum hazırlıklan hız kazanırken DYP Ge- nel Başkanı Tansu Çfller de Samsun ve Ordu'nun ilçelennı kapsayan Ka- radeniz turuna çıktı. Ko- nuşmalannda siyasette yeni oluşum hazır- lıklannı eleşti- ren ÇiIIer. hal- ka "Sakm bir daha 'Bir de bunu deneye- yim' deme- yin" diye ses- lendi. Çiller, yay- laları da kap- sayan Karade- gezisinın Tansu Çiller nız ilk gününde Vezirköprü. Havza. Ladık. Kavak, Tekkeköy'e gitti. Çil- ler'in gezisine, erken se- çim beklentisindeki mu- halif milletvekillerinin yanı sıra bazı eski mil- letvekilleri de katıldı. DYP lideri, alanlarda mi- ting otobüsüne "Mey- dan meydan, ipi cebinde gezen Türk anası" anon- suyla çıktı. Söyleminde ağırhkla Dev let Baka Kemal Derviş başta { mak üzere sı\ asette yeni arayışları eleştin Çiller. "Sizbirilerinehı met edhorsıınuz. an millete değil bu hizmı Sayın Deniş demişler I 'Biz bu ekonomıde yangını söndürdük". j de Sa>in K mal Derv yanacak t şe> bırakm duıız ld" di konuştu. Bakanlar Kurulu'nun okyanus öl sınden tel konferansla talimat aldıj nı. hükümei dışarıdan ne tenırse yaptığını behrt Tansu Çiller. şunlan sf ledı "Bu ülkenm sa* \-ar. Bunu herkK fiits Biz hatamı/ı anladık. 1 defa milletvekillerini n let seçccek. ama siz yanlış yapmayın ol mu? Sakm ha bir dal 'Bir de bunu deneyeyıı demeyin. 'Bir de bu ı sun' demevin. Bildiğiı kırattan vaj^eçmeyin. Cumhurbaşkanı, şehit diplomatlann yakmlanna Övünç Madalyası verdi Türkiye'yi kanlarıyla savundular Cumhurbaşkanı Sezer, şehit diplomatiara geciken vefa törenine kanlan Erdal tnönü ile görüştü. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye, 1970-1980'li yıllarda ASALA terörünün kurbanı olan şe- hit diplomatlarını sözde Ermeni soykınmı savlarının Batı'da yaygınlık kazandığı bir dönemde yeniden şükranla andı. Cumhur- başkanı AhmetNecdet Sezer, terörün hedefi olan 34 şehit diplomatın yakınlanna, 3 malul diplomatatören- le Devlet Övünç Madalyası verdi. Sezer, şehitleri bu dönemde anmanın önemine dikkat çekti. Devlet Konukevi'nde katılımın yüksek olduğu törende bir konuşma yapan Sezer, devletin, yurtdışında kutsal görevlerini canları pahasına yerine getiren yurttaşlanna olan şükran duygulannı, gecikmiş de ol- sa, madalyalar ve beratlarla tarihe geçirmesini gerekli ve anlamlı bir adım olarak gördüğünü söyledi. Türkiye'yi uluslararası düzeyde yalnızlığa itme çabalannın yoğun- laştığına işaret eden Cumhurbaşkanı Sezer. "Bu dönemde, Türkiye'nin çıkarlannı kanlanyla sa%unmuş Türk diplomaüannı anmak daha çok anlam kazamyor. Geçmişte yaşadığunız bu acı olaylan bilinçli bir biçimde anımsarsak bugün atmamız gereken adımları daha iyi belirieve- biliriz" dedi. Sezer törenin ardmdan 34 şehidin madalyalannı yakınlanna. yaralanan 3 diplomatın madalyalannı da kendilerine verdi. Şehitlerden Kur- may Albay Atila Alükat' ın madalya- sını eşinin isteği üzerine askeri okul- da dönem arkadaşı olan MGK Genel Sekreteri Orgeneral Cumhur As- paruk aldı. Cumhurbaşkanı Sezer. malul İsmail Pamııkçu'ya Devlet Ödünç Madalyası taktı. (Fotoğraf: SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@y3 t i o o . c o ı Galatasaray, bu ülkede son yıllar- da en kaliteli futbolu oynayan takım oldu. Tarihte ilk kez UEFA Kupası'nı Türkiye'ye getirdi. Emre, Okan, Fa- tih gibi uluslararası çapta futbolcu- lar yetiştirdi. Ancak, her futbol takı- mının da bir düşüşü olur. Real Mad- rid, Milan, Manchester United gibi takımlar da düşüş dönemleri yaşadı- lar. Galatasaray bu yıl yine büyük bir başarıya imza attı ve Şampiyonlar Li- gi'nde çeyrek fınale kadar yükseldi. Futbolda şans ibresi bu yıl Fener- bahçe'den yanaydı. Yıllardır yüzü gülmeyen benim gibi Fenerbahçeli- lerin yüzü 5 yıldır ilk kez gülüyor. Üs- telik nefese nefese geçen bir lig ma- ratonunun son dakikalarına kadar ki- min şampiyon olacağının bellı olma- ması Fenerbahçelileri ölüp ölüp dirilt- ti. Fenerbahçe'nin Samsun maçını Diyarbakır'da izledim ve Yusuf'un ikinci golünden sonra büyük bir se- vinç yaşadığımı bir Fenerbahçeli ola- rak itiraf ediyorum. Gazetedeki Galatasaraylı arkadaş- lar, "Nedir bu tantananız" diyerek Galatasaraylılan Kutluyorum haklı olarak biz Fenerbahçelilere ser- zenişte bulunuyorlar. "Biz bu kadar gürültü patırtı çıkarmamış ve bu ka- dar sevince boğulmamıştk" eteştiri- si yapan Galatasaraylılann bizi de an- lamalan gerektiğini düşünüyorum. Fenerbahçe gibi şampiyonluğa alış- mış bir takım Ali Şen'in yarattığı en- kazın altında kaldı. Beni en çok sevin- diren olaylardan birisi de son Fener- bahçe şampiyonluğunu kazanan ta- kımın kaptanı Oğuz'un yıllar sonra şampiyon birtakımın yöneticisi olarak Fenerbahçe'nin başında bulunanlar- dan birisi olmasıydı. Çünkü o bu ta- kımda ilkeli tutumu temsıl ediyordu ve bu nedenle cezalandınlmıştı. Fe- nerbahçe artık kendine geldi. • • • Futbol. dünyanın her yerinde ol- duğu gibi Türkiye'de de kitlesel bir spordalı. Milyonlar, birçok ülkede ol- duğu gibi futbolla yatıp futbolla kal- kıyoriar. Futbol, artık tüm dünyada bir sanayi haline dönüştü. Futbolda dönen paralar, aklımızın ve hesabı- mızın çok ötesinde bir noktaya gel- miş durumda. Her alanda olduğu gi- bi bu alanda da çok yüksek paralan alan yine de sınırlı kişiler. Türkiye, son yıllarda bu noktada ipin ucunu kaçır- mış durumda. Zaman zaman gaze- telerde yer alıyor. Örneğin Galatasa- raylı Jardel için harcanan para, iki Anadolu üniversitesinin bir yıllık büt- çesini aşacak bir rakama ulaşıyor. Türkiye gibi Avrupa'nın en yoksul ülkesinde futbola harcanan para, yıl- dızlara verilen ücretler, tam bir israf tablosu oluşturuyor. Örneğin Alman- ya gibi zengın bir ülkede bile futbo- la bizim kadar para yatırılmıyor. Bu- nun bir çarpıklık ve sakatlık olduğu- nu kabul etmeliyiz. Her yıl birinci lig- de oynayan takımlardaki yabancı oyuncu kontenjanı arttırılıyor. Bu kontenjanı bile az bulan bazı takım- lar, yabancı futbolcuları Türk tabiye- tine geçirerek hile yoluna da başvu- ruyorlar. Işe bu cephesinden baktı- ğımız zaman manzaranın hiç de iç açıcı olmadığını kabul etmeliyiz. Fut- bol, her alanda olduğu gibi Türki- ye'de de büyük bir yozluk, israf ve hesapsızlık batağına çekilmiş du- rumda. • • • Futbolu, kitlesel bir eğlence ve he- yecan olarak tabii ki milyonlar çok seviyorlar. Bu estetik zenginliği yük- sek spor dalına ilgiyi reddetmek ve onu görmezlikten gelmek mümkün değil. Ancak, hazır şimdi lig bıtmiş- ken işin bu yanını da ciddi olarak tar- tışmalıyız. Geçenlerde büyük kulüp- ler, yabancı oyuncu sayısını arttıra- cak yönde kararlar aldılar. Bu reka- bete Anadolu takımlarının dayanma- sı imkânsız. Kaldı ki dayanmak için belediyelerin olanakları seferber edi- liyor, yöreye yapılacak birçok yatırım bu nedenle gerçekleşemiyor. Futbol- daki kısırdöngü kuüpleri bir çıkn zın içine sokuyor. Haksız rekabet,) neticileri, futbolcuları, gereksiz gerilime ve çaresizkje itiyor. ••*• Futboldaki bu çarpıkl ığın daha t yük sorunlar yaratnadan hızla rr saya yatırılması gerelciyor. Çünl milyonlarca insan bu spor dalını sevgi vetırtkuyla izııyor. Bu sevgı tutku boyumuzu aşan aşırı rekat nedeniyle giderek bf drama dönu^ bilir. Neyapılmalı, nasıl yapılmalı; b spor dünyasına ışır b u yönünü ı alan bırtartışmaönerıyorum. Bütün bu çarpıklığa rağmen şaı piyon bir kulübün ta-aftarı olmak ç güzel. Fenerbahçel olrnak heyec verici. Bize bu şamDiyonluğu ya; tanları. Mustafa Deni2İi'yi, futb cuları ve yöneticılert<uıtluyorum. G latasaraylılarıseüzürn^sinler; bu yarışma, bırilerı kazanınca bırıl kaybedecek. Üstek o n l a r son 4 \ dır büyük mutluluklar y^şadılar. C ları da kutluyorum Nic=e yeni he^ canlı liglere diyorurr
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear