Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 29 MAYIS 2001 SA>
HABERLER
Kitle partisi olmayı planlayan MHP, kendi seçmenini gözden çıkarmaya hazırlanıyoı
BahçelTnin hedefi sağda lideriik
DUNYADA BUGUN
ALİ SİRMEN
Demokrasi - İdiokrasi
Bu çarpıklığın göze çarpmaması mümkün
mü?
Bir araştırma yapılıyor. halka soruluyor; ge-
len yanıtlar, topluca ele alındığında dudak
uçuklatıcı birçarpıklığı, şaşkınlığı, vurguluyor.
Araştırmaya katılanların yüzde 61'i "Vali ve
kaymakamları halk seçsin" diyor.
Sistemle bağdaşmasa bile bu, üzerinde du-
rulması gereken bir öneridir. Halk "Ben seçer-
sem daha iyi olur, bana daha yakın olur, çı-
kariarımı daha iyi gözetır" diyebilir.
Nihayet sistemler halkın mutluluğu için var
olduklarından, ona göre bir düzenleme yapı-
labilir.
Ama aynı araştırmanın. diğer bir sorusuna
verilen, başka araştırmalarda varılan sonuç-
laria da uyuşan başka bir yanıtı ise, halkın ken-
di söylediğiyle çeliştiğini bütün çıplaklığıyla
ortaya koyuyor.
Evet "Valileri ve kaymakamları biz seçelim"
diyenlerin çoğunluğunun en güvenmedikleri
kişiler, ister ulusal ister yerel düzeyde olsun,
kendı seçtıkleri.
Halkın yüzde 61 'i "Vali ve kaymakamları biz
seçelim" diyor ama.. halkın yüzde 80'i kendi
seçtiklerine güvenmiyor. O kadar ki, devletin
atadığı kaymakamlara güvenı bile, kendi seç-
tiklerine olandan daha fazla.
Eh.. gel de sorma: "Bu ne perhiz, bu ne la-
hana turşusu?"
• • •
Geniş kitlenin, demokrasınin tabanını oluş-
turan halkın ya da seçmenin şaşkınlığı, siste-
min sağlığını bile tehdit eder boyutta.
Halk birinci ve ikinci gücü oluşturan seçtik-
lerine, dördüncü güç olan medyaya güvenmi-
yor. Ama onlar tarafından yönetilip yönlendi-
riliyor yine de.
Bakmayın siz medyaya olan güvensizliğe..
o güvenilmeyen medya yıne de bal gibi yön-
lendiriyor insanları. Zaten medya, ona, ne is-
terse onu vermeye çalışıyor.
Bu çarpıklık, sağlıklı bir demokrasiye ve so-
runların çözümüne engeldir.
Bu saptamadan hareketle, "Demokrasiden
vazgeçelim!" demek değil muradımız.
Ama söz konusu şaşkalozluğun çağdaş de-
mokrasiyi engellediği de kuşkusuz.
O zaman yapılması gereken şey, sağlıksız-
lığa neden olan etkenlerı ortadan kaldırmak-
tır.
Gazetecilerin çoğunluğu, kolay yolu tutup
tanıyı yanlış yerde koyarken. sebep ile sonu-
cu birbirine karıştırıyor.
Çoğunluk sanıyor ki, sorun seçilenlerdedir.
Oysa. gerçek bu değil. Sorun seçilenler-
de değil, seçenlerde; seçilenler sonuç, ne-
den ise seçenler.
•••
Önce cumhuhyet, sonra demokrasi günde-
me gelip yaşama geçtiğinde, aristokrat elitist-
ler, işin ayağa düşeceğini, devlet yönetiminin
avamlaşmasının her şeyi allak bullak edece-
ğini, sistemin hızla mediokrasiye (ortadan aşa-
ğı oianların egemenliği) dönüşeceğini ileri sür-
düler ve yanıldılar.
Çünkü cumhuriyet, okullarıyla geldi, vatan-
daşı hızla eğitti, vatandaş bu eğitimle dizgin-
leri eline almakla kalmadı, aynı zamanda, ge-
lişerek birey oldu.
Demokrasi, rejimin eğitim seferberliğiyle
mediokrasiye dönüşmekten kurtuldu.
Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk yıllarında da ay-
nı gelışmeye tanık oluyoruz.
Cumhuriyet bütün gücüyle, demokrasinin
tabanını oluşturacak vatandaşı eğiterek yetiş-
tirmeye çalışıyordu.
Peki ya sonra?
Cahili, olduğu gibi bırakan ya da okumuş ya-
n cahil haline sokan, alt kültürü matahmış gi-
bi okşayan popülizm, büyük nüfus patlaması
ve önemli kimlik sorunları doğuran göç ile bir-
leşince ortaya demokrasiyi tehlikeye atan bir
durum çıktı ki, bunu 1950'lerin mediokrasisi
ile kıyaslamak da mümkün değil.
Söz konusu olan mediokrasiyi çok geride bı-
rakmış olan bir idiokrasidir ki, sonuçlan da, se-
çeni seçileni ve ekonomik, politik, sosyal du-
rumu ile ortadadır.
Menenjitli Kadir tedavi ediliyor
EcevitLer, hasta
çocuğa uıııut oldu
ERZURUM (AA) -
Başbakan Bülent Ece-
vit ile eşi Rahşan Ece-
vit'ten, Erzurum gezi-
si sırasında. menenjit
hastahğı geçiren çocu-
ğunun tedavisi için
yardım isteyen anne
amacına ulaştı. Çat il-
çesinin Kurbanlı kö-
yünden getirilen 6 ya-
şındaki Kadir Uçan-
su'nun tedavisine Er-
zurum'da başlandı.
Başbakan Bülent
Ecevit, Erzurum gezı-
si sırasında, Has mez-
rasmdan dönerken yol-
da yürüven bir aıleyi
otobüse aldı. Otobüste
Rahşan ve Bülent Ece-
vit'le tanışan anne
Zeynep L'çansu, me-
nenjit hastahğı geçiren
6 yaşındaki oğlu Kadir
için yardım istedi.
Başbakan'ın talimatı
üzerıne, Uçansu ailesi,
Çat Kaymakamı Ah-
met Çırakoğlu, Kur-
banlı Köyü Muhtan
CemaJ Dağdaş'la bir-
likte dün Erzurum'a
geldi ve Numune Has-
tanesi'nde Kadir
Uçansu'nun tedavisine
başlandı.
Anne Zeynep Uçan-
su, Kadir' in biryaşına
gırmeden yüksek ateş
havalesi sonucu me-
nenjit hastalığına ya-
kalandığını belirterek
"Yıllardır maddi im-
kânsızkklar yüzünden
çocuğumun tedavisini
yapüramıyorduk. Baş-
bakanımız ve eşinin
şefkat elinin uzanma-
sıyla arükyülardır iste-
diğimiz tedaviyi yapü-
rabileceğjz" dedi.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-
MHP Genel Başkanı ve Başbakan
Yardımcısı Devlet Bahçeli, partisini
"kMe partisi" yaparak sağın lideri
olmayı hedefli>or. Partı içinde "ide-
oloji partisi olarak rm kalalım. yok-
sa kitk partisi mi olalım* tartışması
yaşanırkenMHP lideri Bahçeli.
"Seçmenler, masaya vurmamızL,
kav ga ermemizi isthor. Ama biz uz-
laşmacı tavnmızı sürdüreceğiz. Bize
oy veren yüzde 18*in ötesinde bize oy
vermeyen yüzde 82"lik büyük bir kit-
levar. Bu kitlenin düşüncesi de önem-
li" dedi. Bahçeli. kurmaylarından
eleştirilere gülüp geçmelerini istedi.
• MHP lideri Bahçeli. kurmaylanna "Seçmenler. masaya vurmamızı, kavga etmemizi istiyor.
Ama biz uzlaşmacı tavnmızı sürdüreceğiz. Bize oy veren yüzde 18'in ötesinde bize oy
vermeyen yüzde 82'lik büyük bir kitle var" dedi.
Siyasette yeni oluşumlara dönük
girişimler, ekonomiden sorumlu
Devlet Bakanı KemalDerviş'in "si-
yasetesoyunduğu" sinyali olarak ni-
telendirilen yurt gezisı, MHP'yi ha-
reketlendirdı.
FP'nin kapatılması olasılığı, Nec-
mettin Erbakan, Recep Tayyip Er-
doğan ile ANAP ve DYPtten ko-
panlann içinde yer aldığı siyası par-
ti hazırlıklannı izlemeye alan MHP,
gelişmelere göre strateji belirleme
karan aldı. Sağın liderliğine hazır-
lanan Bahçeli'nin. bu oluşumlann
başanlı olup olmayacağına göre
transfer kapısını açabileceğine dik-
kat çekildi. Erdoğan'ın MHP millet-
vekillerine de çengel arma eğilımüı-
de olduğunu belirleyen MHP kur-
maylan, "Ekim ya da kasım ayında
bu oluşumlann ne olacağı beUi olur.
O zaman diğer milletvekülerine ka-
püann açıhp açılmayacağı da görü-
lür" görüşünü dile getirdıler.
Bahçeli'nin, partınin son bölge
toplantılannda eleştirilere karşılık
"hükümeti devralmaya hazuız" me-
sajlan verdığıne dikkat çekıldı.
'İdeolojim^ldtlemi?'
Parti tabanının hükümette orta-
ya koyduğu politikalarda ödün ver-
diği ve etkili olmadığı eleştirileri-
ne hedef olan MHP'de "hedefîn
ideoloji partisi olarak kalmak mu
yoksa kitle partisi olmak mi" tartış-
ması yaşanıyor.
Bahçeli'nin kurmaylanyla yapt
ğı değerlendirmede, "Seemenle
masaya vurraamıa, kavga ernıenı
A istiyorlar. Bugüne kadar bö\ le b
yöntcmi izlemedik. Bıından dola
tabandan çok büyük eleştiri alıy
ruz. Fakat bunlan göğüslejeeeği
Bizeoyverenyüzde 18'in ötesinde t
ze oy vermeyen yüzde 82'lik büyi
bir kitlevar. Bu kitlenin düşüncesi <
önemli ve bizim uzlaşmacı tavrım
sempatiyle karşılanıyor. \ e kadi
eleştirilsek de biz uzlaşmacı tavniT
zı sürdüreceğiz. Eleştirilere gülüp g
çin" dediği öğrenildi
İşadamlarıyla 'dertleşti'
Erdoğan
siyasete
ısınıyor
tstanbul Haber Servisi - Es-
ki Istanbul Büyükşehır Bele-
diye Başkanı Recep Tayyip
Erdoğan. "Hiçbir zaman si-
yaseti kişiseUeştirmeyi hedef
ahnayacağım. zihniyetlerle
uğraşacağHn" dedi.
Işadamı GüngörÇepni'nin.
Kalamış Marina Brasserie'de
onuruna verdiği kahvaltılı
toplantıda bazı işadamlanyla
görüşen Erdoğan. görüşmeyi.
"Bir tstanbuDu olarak dostla-
nnuzla. arkadaşlanmızla soh-
betimiz olacak. Dertleşme di-
yebiBriz. sryasi bir dertleşme
olabilir" diye değerlendirdi.
Kapatılan RP"nin genel
başkanı Necmettin Erbakan
ile yaptığı görüşmenın yeni
oluşuma ilışkin olmadığını
belirten Erdoğan. bu konuda
şunlan söyledı: "Şu anda da
mevcut gelişmelerde malum
bir fîkrin, bir düşünsel nokta-
dakigeüşmeninfarkedilişi.ta-
banda bazı dostlan da rahat-
sız etmiş olacak ki Bir araya
gelelim dediler. Biz de 'peki'
dedik.Onlankirmadik.Sade-
ce bir dertkşme> di. sohbetti.'
Erdoğan, Türkiye'nin zihin-
sel bir değişime ihtiyacı oldu-
ğuna dikkat çekerek kendisi-
nin, siyaset dünyasındaki ha-
reketliliğin dışında kalamaya-
cağını ifade etti.
İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN
u ıııı ı tnntitı/t//ı n İ////H
ÇillerrJen halka 'yeni oluşum' mesajı:
Sakınha,bir
daha denemeyir
CEMİL CİĞERİM /
BÜLENT SARIOĞLU
SAMSUN - Siyasette
yeni oluşum hazırlıklan
hız kazanırken DYP Ge-
nel Başkanı Tansu Çfller
de Samsun ve Ordu'nun
ilçelennı kapsayan Ka-
radeniz turuna çıktı. Ko-
nuşmalannda
siyasette yeni
oluşum hazır-
lıklannı eleşti-
ren ÇiIIer. hal-
ka "Sakm bir
daha 'Bir de
bunu deneye-
yim' deme-
yin" diye ses-
lendi.
Çiller, yay-
laları da kap-
sayan Karade-
gezisinın
Tansu Çiller
nız
ilk gününde Vezirköprü.
Havza. Ladık. Kavak,
Tekkeköy'e gitti. Çil-
ler'in gezisine, erken se-
çim beklentisindeki mu-
halif milletvekillerinin
yanı sıra bazı eski mil-
letvekilleri de katıldı.
DYP lideri, alanlarda mi-
ting otobüsüne "Mey-
dan meydan, ipi cebinde
gezen Türk anası" anon-
suyla çıktı. Söyleminde
ağırhkla Dev let Baka
Kemal Derviş başta {
mak üzere sı\ asette
yeni arayışları eleştin
Çiller. "Sizbirilerinehı
met edhorsıınuz. an
millete değil bu hizmı
Sayın Deniş demişler I
'Biz bu ekonomıde
yangını söndürdük". j
de Sa>in K
mal Derv
yanacak t
şe> bırakm
duıız ld" di
konuştu.
Bakanlar
Kurulu'nun
okyanus öl
sınden tel
konferansla
talimat aldıj
nı. hükümei
dışarıdan ne
tenırse yaptığını behrt
Tansu Çiller. şunlan sf
ledı "Bu ülkenm sa*
\-ar. Bunu herkK fiits
Biz hatamı/ı anladık. 1
defa milletvekillerini n
let seçccek. ama siz
yanlış yapmayın ol
mu? Sakm ha bir dal
'Bir de bunu deneyeyıı
demeyin. 'Bir de bu ı
sun' demevin. Bildiğiı
kırattan vaj^eçmeyin.
Cumhurbaşkanı, şehit diplomatlann yakmlanna Övünç Madalyası verdi
Türkiye'yi kanlarıyla savundular
Cumhurbaşkanı Sezer, şehit diplomatiara geciken vefa
törenine kanlan Erdal tnönü ile görüştü.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Türkiye, 1970-1980'li yıllarda
ASALA terörünün kurbanı olan şe-
hit diplomatlarını sözde Ermeni
soykınmı savlarının Batı'da
yaygınlık kazandığı bir dönemde
yeniden şükranla andı. Cumhur-
başkanı AhmetNecdet Sezer, terörün
hedefi olan 34 şehit diplomatın
yakınlanna, 3 malul diplomatatören-
le Devlet Övünç Madalyası verdi.
Sezer, şehitleri bu dönemde anmanın
önemine dikkat çekti.
Devlet Konukevi'nde katılımın
yüksek olduğu törende bir konuşma
yapan Sezer, devletin, yurtdışında
kutsal görevlerini canları pahasına
yerine getiren yurttaşlanna olan
şükran duygulannı, gecikmiş de ol-
sa, madalyalar ve beratlarla tarihe
geçirmesini gerekli ve anlamlı bir
adım olarak gördüğünü söyledi.
Türkiye'yi uluslararası düzeyde
yalnızlığa itme çabalannın yoğun-
laştığına işaret eden Cumhurbaşkanı
Sezer. "Bu dönemde, Türkiye'nin
çıkarlannı kanlanyla sa%unmuş
Türk diplomaüannı anmak daha çok
anlam kazamyor. Geçmişte
yaşadığunız bu acı olaylan bilinçli bir
biçimde anımsarsak bugün atmamız
gereken adımları daha iyi belirieve-
biliriz" dedi.
Sezer törenin ardmdan 34 şehidin
madalyalannı yakınlanna. yaralanan
3 diplomatın madalyalannı da
kendilerine verdi. Şehitlerden Kur-
may Albay Atila Alükat' ın madalya-
sını eşinin isteği üzerine askeri okul-
da dönem arkadaşı olan MGK Genel
Sekreteri Orgeneral Cumhur As-
paruk aldı.
Cumhurbaşkanı Sezer. malul İsmail Pamııkçu'ya
Devlet Ödünç Madalyası taktı. (Fotoğraf:
SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@y3 t i o o . c o ı
Galatasaray, bu ülkede son yıllar-
da en kaliteli futbolu oynayan takım
oldu. Tarihte ilk kez UEFA Kupası'nı
Türkiye'ye getirdi. Emre, Okan, Fa-
tih gibi uluslararası çapta futbolcu-
lar yetiştirdi. Ancak, her futbol takı-
mının da bir düşüşü olur. Real Mad-
rid, Milan, Manchester United gibi
takımlar da düşüş dönemleri yaşadı-
lar. Galatasaray bu yıl yine büyük bir
başarıya imza attı ve Şampiyonlar Li-
gi'nde çeyrek fınale kadar yükseldi.
Futbolda şans ibresi bu yıl Fener-
bahçe'den yanaydı. Yıllardır yüzü
gülmeyen benim gibi Fenerbahçeli-
lerin yüzü 5 yıldır ilk kez gülüyor. Üs-
telik nefese nefese geçen bir lig ma-
ratonunun son dakikalarına kadar ki-
min şampiyon olacağının bellı olma-
ması Fenerbahçelileri ölüp ölüp dirilt-
ti. Fenerbahçe'nin Samsun maçını
Diyarbakır'da izledim ve Yusuf'un
ikinci golünden sonra büyük bir se-
vinç yaşadığımı bir Fenerbahçeli ola-
rak itiraf ediyorum.
Gazetedeki Galatasaraylı arkadaş-
lar, "Nedir bu tantananız" diyerek
Galatasaraylılan Kutluyorum
haklı olarak biz Fenerbahçelilere ser-
zenişte bulunuyorlar. "Biz bu kadar
gürültü patırtı çıkarmamış ve bu ka-
dar sevince boğulmamıştk" eteştiri-
si yapan Galatasaraylılann bizi de an-
lamalan gerektiğini düşünüyorum.
Fenerbahçe gibi şampiyonluğa alış-
mış bir takım Ali Şen'in yarattığı en-
kazın altında kaldı. Beni en çok sevin-
diren olaylardan birisi de son Fener-
bahçe şampiyonluğunu kazanan ta-
kımın kaptanı Oğuz'un yıllar sonra
şampiyon birtakımın yöneticisi olarak
Fenerbahçe'nin başında bulunanlar-
dan birisi olmasıydı. Çünkü o bu ta-
kımda ilkeli tutumu temsıl ediyordu
ve bu nedenle cezalandınlmıştı. Fe-
nerbahçe artık kendine geldi.
• • •
Futbol. dünyanın her yerinde ol-
duğu gibi Türkiye'de de kitlesel bir
spordalı. Milyonlar, birçok ülkede ol-
duğu gibi futbolla yatıp futbolla kal-
kıyoriar. Futbol, artık tüm dünyada
bir sanayi haline dönüştü. Futbolda
dönen paralar, aklımızın ve hesabı-
mızın çok ötesinde bir noktaya gel-
miş durumda. Her alanda olduğu gi-
bi bu alanda da çok yüksek paralan
alan yine de sınırlı kişiler. Türkiye, son
yıllarda bu noktada ipin ucunu kaçır-
mış durumda. Zaman zaman gaze-
telerde yer alıyor. Örneğin Galatasa-
raylı Jardel için harcanan para, iki
Anadolu üniversitesinin bir yıllık büt-
çesini aşacak bir rakama ulaşıyor.
Türkiye gibi Avrupa'nın en yoksul
ülkesinde futbola harcanan para, yıl-
dızlara verilen ücretler, tam bir israf
tablosu oluşturuyor. Örneğin Alman-
ya gibi zengın bir ülkede bile futbo-
la bizim kadar para yatırılmıyor. Bu-
nun bir çarpıklık ve sakatlık olduğu-
nu kabul etmeliyiz. Her yıl birinci lig-
de oynayan takımlardaki yabancı
oyuncu kontenjanı arttırılıyor. Bu
kontenjanı bile az bulan bazı takım-
lar, yabancı futbolcuları Türk tabiye-
tine geçirerek hile yoluna da başvu-
ruyorlar. Işe bu cephesinden baktı-
ğımız zaman manzaranın hiç de iç
açıcı olmadığını kabul etmeliyiz. Fut-
bol, her alanda olduğu gibi Türki-
ye'de de büyük bir yozluk, israf ve
hesapsızlık batağına çekilmiş du-
rumda.
• • •
Futbolu, kitlesel bir eğlence ve he-
yecan olarak tabii ki milyonlar çok
seviyorlar. Bu estetik zenginliği yük-
sek spor dalına ilgiyi reddetmek ve
onu görmezlikten gelmek mümkün
değil. Ancak, hazır şimdi lig bıtmiş-
ken işin bu yanını da ciddi olarak tar-
tışmalıyız. Geçenlerde büyük kulüp-
ler, yabancı oyuncu sayısını arttıra-
cak yönde kararlar aldılar. Bu reka-
bete Anadolu takımlarının dayanma-
sı imkânsız. Kaldı ki dayanmak için
belediyelerin olanakları seferber edi-
liyor, yöreye yapılacak birçok yatırım
bu nedenle gerçekleşemiyor. Futbol-
daki kısırdöngü kuüpleri bir çıkn
zın içine sokuyor. Haksız rekabet,)
neticileri, futbolcuları, gereksiz
gerilime ve çaresizkje itiyor.
••*•
Futboldaki bu çarpıkl ığın daha t
yük sorunlar yaratnadan hızla rr
saya yatırılması gerelciyor. Çünl
milyonlarca insan bu spor dalını
sevgi vetırtkuyla izııyor. Bu sevgı
tutku boyumuzu aşan aşırı rekat
nedeniyle giderek bf drama dönu^
bilir. Neyapılmalı, nasıl yapılmalı; b
spor dünyasına ışır b u yönünü ı
alan bırtartışmaönerıyorum.
Bütün bu çarpıklığa rağmen şaı
piyon bir kulübün ta-aftarı olmak ç
güzel. Fenerbahçel olrnak heyec
verici. Bize bu şamDiyonluğu ya;
tanları. Mustafa Deni2İi'yi, futb
cuları ve yöneticılert<uıtluyorum. G
latasaraylılarıseüzürn^sinler; bu
yarışma, bırilerı kazanınca bırıl
kaybedecek. Üstek o n l a r son 4 \
dır büyük mutluluklar y^şadılar. C
ları da kutluyorum Nic=e yeni he^
canlı liglere diyorurr