Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 21 MAYIS 2001 PAZARTCSİ
HABERLER
FFnin Ersümer
önergesi
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
FP milletvekillerinin,
eski Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı
Cumhur Ersümer
hakkında 'Beyaz Enerji"
davasıyla ilgili olarak
verdiği Meclis
soruşturması önergesi,
yann TBMM Genel
Kurulu'nda görüşülecek.
FP milletvekilleri
önergeyi, Ersümer'in
"Enerji Bakanlığı
faaliyetlerinde
usulsüzlüklere,
suiistimallere yol açtığı
ve göz yumduğu.
bunlarla ilgili gerekli
tedbirleri almayarak
görevini kötüye
kullandığı" iddiasıyla
vermişti.
KESK Ankara'ya
yüpüyop
• İstanbul Haber Servisi
- Kamu Emekçileri
Sendikalan
Konfederasyonu'nun
(KESK) iki milyon kamu
çalışanmı etkileyecek
olan ve "grev ve
toplusözleşme'' hakkı
içermeyen Kamu
Çalışanlan Yasa
Tasansı'nm geri
çekilmesi istemiyle
düzenlediği Ankara
yürüyüşü bugün
' başlayacak.
Istanbul'da başlayıp 6 gün
sürecek olan eylem
cumartesi günü
Ankara'da sona erecek.
KESK'ten yapılan
açıklamada. hükümetin
yasayı geri çekmemekte
ısrarcı olmasi halinde
Türkiye'nin dört bir
yanında yüz binlerce
kamu emekçisinin hizmet
üretmeyerek alanlara
çıkacağı belirrildi.
Akdeniz'de
NATO tatbikatı
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Deniz Kuvvetleri
Komutanlığı tarafından
dün yapılan yazılı
açıklamada, Orta
Akdeniz'de Korsika ve
Sardunya adalan
bölgesinde 21 Mayıs-01
Haziran tarihleri
arasında yapılacak
Trident D'or-2001
tatbikatına, 2 Türk
firkateyninin de
katılacağı bildirildi.
Açıklamada. tatbikata,
Türk Deniz
Kuvvetleri'nden TCG
Yavuz Firkateyni ile
NATO Akdeniz Daimi
Deniz Kuvveti
emrindeki TCG Zafer
Firkateyni'nin de
katılacağı bildirildi.
Davut Sincar
yakalandı
• İstanbul Haber
Serivisi - Bostancı'da.
yaklaşık 1.5 ay önce 2
kişinin öldürüldüğü
olayın azmettiricisi ve
planlayıcısı olduğu
iddiasıyla aranan Sincar
aşireti lideri Murat
Sincar' ın kardeşi Davut
Sincar, Mardin'de
yakalanarak Istanbul'a
getirildi. Bu olayla ilgili
daha önce yakalanan 5
kişi, sevk edildikleri
İstanbul DGM tarafından
tutuklanmıştı.
Düzeltme
• İstanbul Haber Servisi
-lşçiPartisi(JP) Genel
Başkanı Doğu
Perinçek'in basın
toplantısına ilişkin 20
Mayıs2001 tarihli
gazetemizde "Uçak
kazalannda kasıt var"
başlığıyla yer alan
haberin son cümlesi
hatalı olarak
yayımlanmıştır. "Bütün
bunlar ABD'nin Türk
ordusuna karşı planladığı
tertiplerdir" ifadesinin
doğrusu şöyledir:
"ABD'nin 'orduya
haziran darbesi' plan ve
tertibi: Aydınlık dergisi,
lNisan2001 tarihli
sayısmda. ABD'nin Türk
ordusuna karşı tertipler
hazırladığını yazmış ve
bu yöndeki olgulan
sıralamıştı."
Düzeltir, özür dileriz.
TBMM komisyonu, Avrupa cezaevlerinde yaptığı gözlemleri raporlaştırdı
Bab FtipLetineövgüBÜLENTSARIOĞLU
ANKARA - TBMM Insan
Haklannı Inceleme Komisyo-
nu üyelerinin, gelişmiş ülkeler-
deki F tipi cezaevi modelleri-
ne ilişkin gözlemleri, Türkiye
açısından şaşırtıcı örnekleri bir
araya getirdi. Milletvekilleri;
kapalı cezaevi gözlemlerinde,
"iyi halH mahkûmlara cezaevi
dışında kayak izni, Müslüman-
lara cuma namazı için dışarı
çıkma izni, mahkûmlann be-
Krliaralıklaria eşve çocuklany-
la bir araya gelmesi, cezaevi
içindeaşkodasT yer aldı. Mah-
kûmlann avukatlan ile istedik-
leri zaman görüşebildüderine
dikkat çeken TBMM heyeti,
"Ana Uke, mahkûmlara içeride
dahafazla özgüıiük sağlamak"
saptamasında bulundu.
Komisyon üyelerinin bu yıl
içinde gezi düzenledikleri
Avustralya, Danimarka, Isveç,
Norveç ve Almanya'daki ceza-
evlerine ilişkin gözlemleri ana
hatlanyla şöyle:
TAYAD: Çözüm için daha kaç insanın ölmesi bekleniyor?
Tutuklu ailelerine Ankara yasağı
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - F tipi ce-
zaevlerine karşı başlatılan ölüm oruçlannda
214'ûncü güne girilirken çocuklarmı ziyaret
ettBeküzere Istanbul'dan Ankara'ya giden yak-
laşık 80 tutuklu yakını,jandarma ve polis tara-
fından kente sokulmadı. Ankara'ya girişleri-
ne izin verilmeyen tutuklu aileleri Istanbul'a
geri gönderilirken Tavır Dergisi Yazıişleri Mü-
dürü \fcsin Türkerigözaluna alındı. TAYAD is-
tanbul Başkanı Oya Gökbayrak, tutuklu aile-
lerinin çocuklarmı ziyaretine bile izin verme-
yen devletin seyahat özgürlüğünü çiğnediğini
vurgulayarak "Ankara yasak şehir ilan edüdiî
Daha kaç insan ölecek, kaç insan sakat kala-
cak!" diye tepki gösterdi.
Öte yandan Bursa Cezaevi'nde ölüm oru-
cunda bulunanlan muayene eden Bursa Tabip
Odası üyesi doktorlar hakkında "emre uy-
madıklan" gerekçesiyle dava açıldı. Davaya
doktorlann, "Bl vitamini ahn, Maha ve Tokyo
bikürgelerine kanlryoruz, sizlerin ölmenizi is-
tenüyoruz" sözleri gerekçe gösterüdi.
AVUSTRALYA
(PORT PHILIP MEL
BOURNE CEZAEVİ)
• Cezaevi 600 mahkûmun
küçük, idare edilebilir gruplar
halinde, güven içinde kalabi-
lecekleri tarzda inşa edilmiş.
• Cezaevi hastanesi, bütün
sağlık ihtiyaçlannı karşılaya-
cak donanıma sahip. Zihinsel
engellilerin sürekli banndınl-
dığı 20 yataklı bir servis var.
• Tüm mahkûmlar haftada 5
gün, günde 6 saat çalışmak zo-
rundalar ve yaptıklan işe göre
ücret alıyorlar.
DANİMARKA
(KOPENHAC CEZAEVİ)
• Hapishanede bir spor salo-
nu, bir kilise, bir kütüphane ve
faaliyet odalan var. 150 mah-
kûmun yararlandığı bir okul
var. Yaz aylannda açık havada
spor yapılmasına olanak tanı-
nıyor. Bir ihtiyaçlan olduğun-
da odalarda bulunan çağırma
düğmeleri ile gardiyanı çağı-
rabiliyorlar. Okula devam
edenlere ayda 300-400 kron
maaş verilen cezaevinde imam
ve papaz da var.
• Cezaevi içindeki sorunla-
ra ilişkin isterlerse adalet ba-
kanlığına ve ombudsmana da
şikâyette bulunabiliyorlar.
• Avluda, aralannda tel örgü
AİHM'deki davalar
Türkiye r
aleyhine
5 bin başvuru
ANKARA (AA) - Avrupa Insan
Haklan Mahkemesi'ne (AlHM) Tür-
kiye aleyhine 5 bin başvuru yapıldığı
bildirildi.
Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk,
ANAP istanbul Milletvekili EmreKo-
caoğju'nun, AİHM'de Türkiye aleyhi-
ne yapılan başvurular ve ödenen taz-
minatlarla ilgili soru önergesini yanıt-
ladı. Adalet Bakanı'nın verdiği bilgi-
ye göre, Türkiye aleyhine AIHM'ye
yaklaşık 5 bin başvuru yapıldı. Çoğu
kişisel olmak üzere 2 bin 250 başvuru
Güney Kıbns Rum Kesimi'nden yapı-
lırken 1500'ü Güneydoğu Anadolu
Bölgesi'nde yaşayan vatandaşlar tara-
fından yapıldı.
Bireysel başvurular dışında Türkiye
aleyhine Danimarka bir, Güney Kıb-
ns Rum Kesimi de 4 'devlet başvuru-
su'nda bulundu. Türkiye aleyhine 40
başvuru 'kabul edilemez' bulunurken
45'i de kayıttan düşürüldü. Başvuru-
lar sonucunda AlHM'de 108,Delege-
ler Komitesi'nde de 10 dava hakkında
karara vanldı. Bunlardan 101 'i Türki-
ye aleyhine, 7'si Türkiye lehine sonuç-
lanırken 2 başvuru hakkında kayıttan
silinme karan verildi. AlHM sürecin-
de 37 başvuru da dostane çözümle so-
nuçlandı.
Başvunı konulan
Başvurulann konulanna göre dağı-
lımmda, Güney Kıbns Rum Kesi-
mi'nden yapılan başvurular ilk sırada
yer alıyor. Bunu "kamulaşürma bedeJ-
lerinin geç ödenmesi, kö> yakma ve bo-
şaltma, işkence ve gözaln süresinin
uzunluğu, kayıp-faili meçhulve yaşam
hakkı, düşünce ve ifade özgürlüğü. adfl
yargüama, Yüksek Askeri Şûra kara-
nyla Türk Silahlı Kuvvetieri'nden
uzaklaşünlan subaylar ve mülteci"
başvurulan izliyor.
Türkiye aleyhine sonuçlanan dava-
larda, 179 milyar 560 milyon 885 Türk
Lirası, 171 bin 124lngilizSterlini, 139
bin 249 ABD Dolan ve 890 bin 281
Fransız Frangı tazminat ödendi.
m m
HADEP: Olümler dıırdıırulsun
Halkın Demokrasi Partisi (HADEP)
üyeleri, cezaevlerinde 213. gününe giren
ölüm orucu eylenünin bitirümesi için
görüşmelere başlanması ve kayıplann
bulunması için Zeytinbumu'nda gösteri
düzenledL Telsiz Mahallesi'ndeki futbol
sahasında toplanan HADEP üyeleri,
eDerinde beysbol sopası ve demir
çubuklar bulunan sivfl polisler
tarafindan dağıülmak istendL
Dağdmamakta direnen grup, ölüm
orucu eyleminde anlaşma sağianması
istemini içeren pankartlar açn. HADEP
Zeytinburnu İlçe Örgürü adina yapılan
açıklamada, ölüm orucu eylemcilerinin
her geçen gün durumlarnun ağuiaşüğı ve
tophı ölümlerin kapıda olduğu
vurguIandL (ALPER TURGUT)
olacak şekilde günde sadece
bir saat havalandırmaya çıkabi-
liyorlar. Tecritte olmayanlar
havalandırmada bir araya ge-
lebiliyorlar. Görevliden izin
alarak telefon kullanılabiliyor.
İSVEÇ
SÖDERTAUE HALL VE
NORVEÇ İLA CEZAEVLERİ
• Her katta 15 oda kapısının
açıldığı bir koridor ve mah-
kûmlann isterlerse yemek pi-
şirmelerini sağlayacak dona-
nımlı bir mutfak yer alıyor.
• lyi halli mahkûmlar, gö-
revü eşliğinde cezaevi dışına
kayak yapmaya gidebiliyorlar.
Mahkûmlar isterlerse belli pe-
riyotlarla eşi ve çocuklan ile
bir araya gelip bir geceyi ceza-
evinde geçirebiliyorlar. Bu
amaçla cezaevi içinde banyosu
da bulunan 4 oda aynlmış. lyi
halli mahkûmlann kaldığı oda-
larda TV, radyo ve internet bağ-
lantısı olmayan bilgisayara izin
veriliyor. Yüzme havuzu olan
cezaevleri olduğu da belirtildi.
• Ana ilke, mahkûmlara içe-
ride daha fazla özgürlük sağla-
mak.
ALMANYA
(BERLİN CEZAEVİ)
• Elişleri atölyesinde çalışan
mahkûmlar yaklaşık 200 mark
ücret almaİcta. Zemin katta
mescit olarak düzenlenen bir
hücre de yer alıyor.
• Her bölümün ayn bir dok-
toru var.
• Cezaevi yönetiminin bir
mahkûma yılda 21 gün dışa-
nya çıkma izni verme hakkı
var.
CHARLOTTENBURG
CEZAEVİ
• İlk cezaevine konulan
mahkûmlann tutulduğu ayn bir
bina var. Cezaevinde oluşan ve
mahkûmlann sosyalleşmesine
engel olan alt kültür ile tanış-
mamalan için bu tür hükümlü-
lerayn bir binada tutuluyor. Bu"
tür mahkûmlardan cezasmın
üçte birini çekenler doktor ve
psikolog kontrolünden geçtik-
ten sonra dışanda iş bulup ça-
lışabiliyor, akşamlan tekrar ce-
zaevine geliyorlar. Aylık 50
mark tutannda telefon görüş-
mesi yapabiliyorlar.
• Âvukatlar her an müvek-
killeriyle görüşebüiyor. Nasyo-
nal sosyalizm ve erotik yayın-
lar dışında hiçbir yayın yasağı
yok. Isteyen mahkûmlar oda-
lannda radyo, müzik seti ve te-
levizyon bulundurabiliyorlar.
Milli Eğitim Bakanı, DYP'li Aytekin'in soru önergesini yanıtladı
YOK'ten 'Fatih'e türban cezası
ANKARA (AA) - Milli Egitim Ba-
kanı Metin Bostancıoğhı, YOK Genel
Kurulu'nun, Fatih Üniversitesi'ninba-
zı yöneticileri haklonda 'kızöğrencile-
rin türbanla derse devam etmeleri ve
personetin türbanla görev yapmalan-
na gözyumduklan' gerekçesiyle ceza-
landınlması yönünde karan bulundu-
ğunu bildirdi. Bostancıoğlu, DYP Ba-
lıkesir Milletvekili tlhan A>1ekin'in,
"Fatih Üniversitesi'ndeki >önetici ve
öğretim elemanlarmın, kanunlann suç
saydığı bir fiilden suç alıp-almadığuıa"
ilişkin soru önergesini yanıtladı.
Bostancıoğlu, Fatih Üniversitesi
Rektör Vekili Prof. Dr. Fahrettin Gü-
cün, Rektör Yardımcısı ve Tıp Fakül-
tesi Dekanı Prof. Dr. Osman Ozcan,
eski Ankara Meslek Yüksekokulu
Müdürü Mahmut Aydın ve şımdiki
müdürü Doç. Dr. AB Fuat Balkan'ın,
kız öğrencilerin okula türbanla devam
etmelerine ve bir kısım personelin tür-
banla görev yapmalanna göz yumduk-
lan iddiasıyla haklannda Yükseköğre-
tim Denetleme Kurulu'nca yapılan so-
ruşturma sonucu düzenlenen raporda,
'Yükseköğretim Kurumlan Yönetici
Oğretim Elemanı ve Memuıiann Di-
sipün Yönetmeuği' uyannca yönetim
görevinden ayırma cezası ile cazalan-
dınlmalannın teklifedildiğini bildirdi.
Teklifin, Yüksek Disiplin Kurulu sı-
fatıyla toplanan YÖK Genel Kuru-
lu'nda kabul edildiğini kaydeden Bos-
tancıoğlu,rektörvekilinin atanması sı-
rasında yönetmeliğin amir hükmü ve
YÖK'ün olumsuz görüşüne rağmen
tayin edildiğini belirtti.
Bostancıoğlu, yükseköğretimin
"Atatürk inküap ve Ukeleri doğrultu-
sunda Atatürk millrvetçiliğine bağb öğ-
rencfler yetiştirme>i amaçlayan bir eği-
tim ve öğretimdir'' amacını benimse-
diği yolunda tereddütler bulunan bir
kişinin rektör vekili olarak tayin edil-
mesinin YÖK tarafından uygun görül-
mediğine işaret etti.
SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
Aylardır önümde bir kitap yı-
ğını duruyor. Bu kitapları alıp,
sessiz bir adaya kaçmak istiyo-
rum. Çünkü, Türkiye'nin bu ko-
şullannda hem gündelik yazı
yazmak, hem ülkenin ve Avru-
pa'nın dört biryanındaki çağn-
iara cevap vermek, hem gaze-
tecilik yapmak hem de ondan
sonra kitap okumak mümkün
değil.
Yan yana koyduğum ve oku-
maya başladığırn ya da oku-
mayı istediğim kitaplan sizinle
paylaşmak istiyorum. Cumhu-
riyet Krtaplan'ndan çıkan "G//-
gamış Destanı"n\ yıllar sonra
büyük bir keyifle yeniden oku-
dum, Ortadoğu'nun bugünlere
uzanan tarihinde, birçok şeyin
hâlâ nasıl yaşandığını bir kez
daha değeriendirme olanağı
buldum. HintliyazarArundha-
ti Roy'un "Küçük Şeylerin Tan-
nsı" Can Yayınlan'ndan_üç yıl
önce çıkmıştı. llknur Özde-
mir'in güzel çevirisi, krtabı da-
Kitaplar Arasmda Dolaşmak
hada ilginç kılıyor. 196O'lı yılla-
nn sonunda Hindistan'ın güne-
yinde bir ailenin öyküsü anlatı-
lıyor. O yillann büyük altüst olu-
şunu, Marksist hareketin Hin-
distan'a özgü mücadele biçim-
lerini, bir Hindu kadınla att kast-
tan bir erkeğin aşkını konu alan
romanı keyifle okuyup bitirdim.
Son yıllarda okuduğum ve en
etkilendiğim kitaplardan birisi
olduğunu söyleyebilirim.
Muhsin Kızılkaya'nın lleti-
şim Yayınlan'ndan çıkan "Göl-
gder Çabuk ölür" kitat» önüm-
de duruyor, parça parça oku-
yorum. Ayfer Tunç'un Yapı
Kredi Yayınlan'ndan çıkan "Bir
Maniniz Yoksa Annemler Size
Gelecek" kitabına başlamak
için sabırsızlanıyorum. Nesim
Malki'nin dramatik ölümünü ve
çeteleşmenin bir boyutunu an-
latan Zaman Kitap'ın çıkardığı
Faruk Mercan'ın "Niso" kita-
bını da dayanamayıp okumaya
başladım.
Okumaya başladığım kitap-
lardan birisi de Ahmet Attan'ın
Can Yayınlan'ndan çıkan "Is-
yan Günlerinde Aşk" kitabı.
Prof. Dr. T.J. de Boer'in 1903
yılında yazdığı "Islam Felsefe-
si Tarihi", Doç. Dr. Yaşar Kut-
luay'ın çeviri ve katkılanyla An-
ka Yayınlan'ndan çıktı. Islam ta-
rihi konusundaki bu klasiği de
okumak için bir kenara koy-
dum. Ülkemizde azınlıklann ta-
rihiyle ilgili araştırmalanylatanı-
dığımız Rrfat N. Bali'nin lletişim
Yayınlan'ndan çıkan "Musa'nın
Evlatlan Cumhuriyet'in Yurt-
taşlan" kitabı da Cumhuriyet
tarihimizin bilinmeyen yönleri-
ne ışık tutan bir araştırma ola-
rak önümde duruyor.
Perihan Mağden'in Everest
Yayınlan'ndan çıkan "Dünya
Işleri", Metin Üstündağ'ın Pa-
rantez Yayınlan'ndan çıkan
"Tentürdiyofu, Reşat Ekrem
Koçu'nun Istanbul'un tarihine
ilişkin öykülerle bezenmiş Do-
ğan Kitap'tan çıkan "ErkekKız-
lar", "Dağ Padişahlan", "For-
sa Halil" başlıklı üç kitabı, Ni-
hat Behram'ın Everest Yayın-
lan'ndan çıkan "Darağacında
Üç Fidan" ve "Kız Ali'si, Yıl-
maz Odabaşı'nın Gala Yayın-
lan'ndan çıkan "Ey Hayat"
başlıklı şiirieri, Ali Bulaç'ın Za-
man Kitap'tan çıkan "Din Dev-
let ve Demokrasi"s\, Ataol
Behramoğlu'nun Gendaş
Kültür'den çıkan "Başka Bir
Açı"s\, Mehmet Bayrak'ın
Özge Yayınları'ndan çıkan
"Köy Enstitüleri ve Köy Edebi-
yatı" ve "Kürt Sonınu ve De-
mokratik Çözüm"ü, Metis Ya-
yınlan'ndan Ruşen Çakır'ın
"Derin Hizbullah"\, Serkan
Seymen'in Sabah Grubu'nun
öyküsünü anlatan "AmiralBat-
tı"s\ ve Murat Kelkröioğlu'nun
Egebank soygununu anlatan
"Hortum'u masamın üzerinde
bekliyor.
Bu arada bir Marcel Proust
da okumak istiyorum. Fransız-
lann bu ilginç ve çarpıcı yaza-
nndan okumak üzere masama
koyduğum kitap, Yapı Kredi
Yayınlan'ndan çıkan "KayıpZa-
manın Izinde" dizisinin bir par-
çası olan "Albertine Kayıp".
Bunlar şu anda düşündükle-
rim. Daha neler neler okumak
ve bu okuduklanmı siz okuyu-
cularımızla paylaşmak istiyo-
rum. Ancak bunca kargaşanın
içinde, oradan oraya koşturur-
ken bütün bunlan nasıl yapabi-
lirim, onu ben de bilemiyorum.
Yaz tatili yaklaşıyor, bu kriz
ortamında boi kitaplı günler di-
liyorum.
2000'Lİ YILLARDA
ERDAL ATABEK
Gençleninizi
Tanıyor musunuz?..
Geçen cumartesi günü 19 Mayıs 2001 tarihini ta-
şıyordu.
O gün, Kadıköy Belediyesi Gençlik Merkezi'nin
açılışı yapıldı. Belediyelerin gençlikle ilgili projeler
yapmaları, bu projeleri yaşama geçirmeleri çok
önemli girişimlerdir. Kadıköy Belediyesi de kısa bir
süre içinde hazırlanan bir projeyi uygulamaya koya-
rak büyük Atatürk'ün emaneti olan 19 Mayıs'lara ya-
kışır bir adım atmıştır. Bu proje, girişimci-düşünen-
üreten-gelişen gençlik hedefıni gerçekleştirmeyi
amaçlamaktadır. Çalışmalannı yakından bildiğim bir
p.roje grubunun sistemli çabalanna Başkan Selami
Öztürk ve arkadaşlannın verdiği güçlü destek somut
bir hedefe ulaşmıştır. Bu adım, bundan sonraki uzun
yürüyüşün başlangıcıdır. Bu merkezde yetişecek
genç liderier, hayatın her alanına doğru atılımlar ge-
tirecek, kendi gelişimlerinde biriken büyük gücü, çev-
releriyle, ülkeleriyle, dünyayla paylaşacaklardır.
Daha önce Aliağa Belediyesi'nin, Değirmendere
Belediyesi'nin gençlerle ilgili çok önemli çalışmala-
nnatanıkolmuştum. Kuşkusuz, bilemediğim, habe-
rimizin olamadığı başka girişimler de vardır. Beledi-
yeler, gelişmiş ülkelerde görülen ömekleri gibi, sınır-
lan içinde yaşayan gençleriyle bilimsel planda iigilen-
melidir. Kendimize şu soruyu sorarak düşünmeliyiz:
- Gençlerimizi tanıyor muyuz?
'Birgenci tanımak' ne demektir? 'Birgenci tanı-
mak'; onun kişiliğini, kimliğini, isteklerini, beklentile-
rini, hayallerini, yapmak istediklerini, umutlannı,
umutsuzluklarını tanımak demektir. Bir genci tek bir
kesitle de tanıyamayız, onun değişen gelişimi bizi
başka boyutlarla da karşılaştıracaktır.
'Bir genci anlamak' ne demektir? Onun yapmak
istediklerini, yapmamak istediklerini, yapmak isteyip
yapamadıklannı, yapmak istemeyip yaptıklarını an-
layabiliyor muyuz? Bir gencin neler düşündüğünü,
neleri duyumsadığını, neden öyle düşünüp duyum-
sadığını biliyor muyuz?
'Bir gençle yaşamak' ne demektir? Onunla neleri
paylaştığımızı, neleri paylaşmadığımızı, karşılıklı bek-
lentilerimizi, iletişimimizin nasıl olduğunu, sınırian-
mızın doğru olup olmadığını biliyor muyuz?
'Bir gencin kendini tanıması' ne demektir? Bir
genç kendini kimin gözleriyie görmektedir? Kendi
gözlerinin farkında mıdır? Ailesinin gözüyle mi gör-
mektedir? Arkadaşlannın gözleriyie mi görmektedir?
Sevgilisinin gözüyle mi görmektedir? Yoksa kendi-
ne karşı kör müdür?
Bütün bunlan bilmeden 'Evet, gençlerimizi tanıyo-
ruz' diyebilir miyiz?
Acaba kendi çocuklanmızı tanıyor muyuz?
Onlan tanıyor muyuz, yoksa görmek istediğimiz gi-
bi mi görüyoruz?
Gerçek şudur ki, biz 'gençlerimizi tanınvyoruz'.
Onları seviyoruz, kızıyoruz, beğeniyoruz, beğen-
mryoruz, övüyoruz, yeriyoruz ama tanımıyoruz.
Gençlerini tanımayan toplumlar kendi gelecekle-
rine kördürier.
Çocuklannı tanımayan büyükler, beklentilerini ku-
ma gömerier.
• • Bu toplumda eğitimin en üst başanlannı kazanan-
lar da bizim gençlerimizdir.
Yollarda çanta kapıp kaçanlar da bizim gençleri-
mizdir.
Dünya birincisi olan sporcu gençlerde bizim genç-
lerimizdir.
Bir arabanın attına yatıp tamir eden genç de bizim
gencimizdir.
Önce gençlerimizi tanımak zorundayız.
Gençlerimizi araştırarak, inceleyerek, hiçbir önyar-
gıya kapılmadan, dışlamadan, suçlamadan görmek,
anlamak, kabul etmek ve 'bilmek' zorundayız.
Sonra da onlan anlayarak, onlaria işbiriiği yaparak,
onlaria yaşadığımızı bilerek ortak çalışmalar yapmak
zorundayız.
Bir toplumun gençleriyle ilgili projesi alfabe harf-
leriyle sıralanmış hapishaneler yapmak olamaz. E ti-
pini F tipi izler, sonra da G tipini yapmak zorunda ka-
lırsmız.
Gençler için yapılması gerekenler, öğrenim işlikle-
ri, çalışma işlikleri, yaratma işlikleridir.
Gençler kendi değerleriyle, toplumsal değerierie,
evrensel değerierie buluşmalıdır. İlk aşama budur.
Sonra da aynı gençler yeni değerier yaratmalıdır.
Kendilerinde, toplumlannda ve bütün dünyada ge-
çerii yeni değerierin üretimi yaşanmalıdır.
Yeni 19 Mayıs'lar bu hedefleri gerçekleştirmek için
yaşanmalıdır.
Bu hedeflere yönelenleri kutluyoruz ve destekliyo-
ruz.
e-mail: erdalatak'/ superonline.com
Faks:0212-513 90 98
.': i.ı
Türk-ls Baskan Danısmanı Koc:
Türidye AB için
tampon bölge
ANKARA (Cumhu-
rijet Bürosu) - Türk-lş
Başkan Danısmanı Yü-
dırun Koç, AvTupa Bir-
liği'nin, Türkiye'yi tam
üye olarak görmediğini
ve "tampon bölge" ola-
rak kullanmak istediği-
ni belirtti.
Türkiye'nin AB ile
olan ilişkileri, dün dü-
zenlenen panelde tartı-
şıldı. Toplumsal Araş-
tırmalar ve Kültür Sanat
Vakfı Ankara Şubesi ta-
rafından düzenlenen
"AB Nedir? Ne Değil-
djr?" paneünde söz alan
Türk-lş Başkan Damş-
manı Yıldınm Koç,
AB'nin Türkiye'ye tam
üye gözüyle bakmadığı-
nı ve tampon bölge ola-
rak kullanmak istediği-
ni söyledi. Koç, AB pro-
jesini, Avrupa sermaye-
sinin yayılma politikası
olarak tanımladı. Milli-
yetçiliğin kışkırtılarak
Türkiye'nin parçalan-
mak istendiğini ileri sü-
ren Koç, "Türldye'de
mikro milliyetçüik kış-
kırülarak Sevr yeniden
canlandınbnak isteni-
yor" dedi.
Panelde söz alan Doç.
Dr. Aziz Konukman,
AB'ye katılım sürecin-
de hazırlanan "Uhısal
Programnı'', ulusal bir
özelliğinin olmadığmı
vurgulayarak "Buprog-
ram Kaühm Ortaklığı
Belgesi'ne dayanılarak
hazırlanmıştır. AB'ye
kaülmakisteyentüm ül-
kelerin programlan ay-
nıdır. Böyle ulusal prog-
ram olmaz" dedi.
AB'nin tarihsel gelişi-
mini anlatan Doç. Dr.
Sevilay Kahraman da
AB'nin hukuki ve eko-
nomik bir birlik olmak-
tan çok siyasi bir yapı-
lanma olduğunu söyle-
di. Kahraman, "AB'nin
nihai amaa ulusal dev-
letierin üstünde federal
yapılar olusturmakür''
dedi.