Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 20 MAYIS 2001 PAZAR
HABERLER
DUNYADA BUGUN
ALİ StRMEN
'Bir Teselli Ver...'
Sevgili,
Dünya, arabasına bindiği "iyi" diyorsa, "ohne
ala, ne ala!"; "kötü diyorsa", "eyvah, ne kötû,
bu ne biçim bela!" düdüğü çalan yalaka gibi, bir
o yana bir bu yana değil, hep aynı yöne döner
ve bu dönüşü sırasında, gören gözlere, algıla-
yan kafalara ders olabilecek birçok olayı önümü-
ze serer.
Yalnız insan ise, çevresinde deneylerinden
ders alabileceği başka bir hemcinsi veya karşı
cinsi olmadığından, o kendi özüne eğilmek zo-
rundadır.
Ne var ki, bu çok güçtür. Nitekim, Montaig-
ne de "kendimi kendime bakarak öğrenmek is-
terdim, eğer iyi bir öğrenci olsaydım; çünkü
eninde sonunda, istersultani olsun isteravami,
heryaşam, içinde türlü zenginlikleri olan ve ib-
ret oluşturacak deneyimlerle doludur" der. Der
demesine de, kendi edimlerine eğildiğinde, ak-
lının kendisını aldattığını, öznelliğınin berrakgör-
mesini engellediğini söyler...
• • •
Dünyaya kapalı, geçmişini bilmeyen uluslar
da her şeyi kendi başlarına öğrenmek, başkala-
rının yaşadıkları musibetleri kendileri bir kez da-
ha yaşayıp sonuç çıkarmak durumundadırlar..
tıpkı, sağlığı pek iyi olmadığı için, çocukluk yıl-
larında harıl harıl matematik çalışmasın diye, bir
odaya kapatılıp kitaplan elinden alınan Blaise
Pascal gibi...
Sağlık nedeniyle, kitapları elinden alınan Pas-
cal, temel bilgilerden hareketle, gününe kadar
olan matematiğı kendi başına keşfetmiştir. Keş-
fetmiştirdiyorum, çünkü Pascal onu bilmesede
o matematik onun dışında vardı.
Ama bir an düşunelim: Eğer Pascal uzun za-
man o eşsiz zekâsını insanların daha önce bil-
diklerini, kendi başına yeniden keşfetmek için
harcayacağı yerde bunlar kendine sunulmuş ol-
saydı, bize olasılık hesapları alanındaki büyük
çalışmaları yanında acaba daha neleri armağan
ederdi?
Neyse bırakalım bunları bir yana da, gelelim
geçmişten ve başkalannın deneyimlerinden ib-
ret alma konusuna...
italya'da, faşist ortağı lüpçü, hortumcu, yol-
suzluklara batmış, mafya ve en kirii politikacılar-
la kol kola yaşayarak iktıdara gelmiş olan, ve bu-
nu ikinci kez tekrarlayan medya imparatoru Ber-
lusconi olayından alınacak bir sürü ders var.
Bunlardan birini de geçenlerde Ercan Akyol
dostum, "Açık Pencere"öebirlikteçalıştığı Me-
lih Aşık'a aktarmış.
• • •
Öncekı gece, mimarlıktaki sanatkâriığı, dost-
luktaki vefası, ilışkilerindeki sevecenliği kadar,
politik konularda tavır almayı savsaklamaması-
nı ve çarpıklıklar karşısında Sesini yüksettmesi-
ni de çok sevdiğim bir dostum toplumun gırtla-
ğına kadar battığı yolsuzluk ve pislik batağı kar-
şısında, ısyan edıp haykınyordu:
- Hangi gelişmiş demokraside olup ve yaptı-
nmsız kalır böyle bir rezalet?
Ercan Akyol'un dile getırip, Melih Aşık'ın yaz-
dığı görüşü okumamıştı anlaşılan.
Ercan, gözlerindeki pınltı dışında, hiç heye-
can belirtısi vermeyen muzipliğiyle sormuş Me-
lih'e,
- Biz Italya'dan daha ilerdeyiz herhalde; bak-
sana, bizde Dinç Bilgin içerde, orda ise Berius-
coni ıktidarda... Hani insanın duyunca hem be-
ğendiği hem de "Ben bunu daha önce neden
düşünmedım!" diye ifrit olduğu türden bir göz-
lem. Üstelik de çok rahatlatıcı...
Öyleya! Demekki, "biz adam olmayız" türün-
den, hamakatı kendi tekelimizde sanan, karam-
sar düşünceye bir tür yanıt.
Demek ki adam olmayan yalnız biz değilmi-
şiz, başkaları da varmış. Doğrusu insana tesel-
li veriyor.
Evet biraz züğürt tesellisi, ama yine de...
Sevgili, pazar günleri insanı rahatlatan, sıkın-
tılannı gıderen şeyler yazmak istiyorum. Işte bu
hafta da bunu buldum.
Ne dıyorsun? Olmadı mı?..
EkmekçVyi4. ölüm
yılında amyoruz
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Gazete-
miz yazarı Mustafa Ek-
mekçi. aramızdan ayn-
lışının 4. yıldönümünde
düzenlenen çeşitli etkin-
liklerleanılıyor. Ekmek-
çi için ilk tören yarın sa-
at 12.30'da Cebeci Asri
Mezarlığrndaki gömü-
tü başında gerçekleştin-
lecek.
'Mustafa Ekmekçi
Gcleneği ve Bugünkü
Gazetecilik' konulu pa-
nel, yann saat l8.30"da
ParisCaddesiNo: I4'te-
ki Uğur Mumcu Araştır-
macı Gazetecilik Vak-
fı'nda (um:ag) düzenle-
necek. Gazetemiz yaza-
n Işık Kansu'nun yöne-
teceği panele, gazeteci
Metin Aksoy, gazetemiz
Ankara temsilcisi ve ya-
x
zan Mustafa Balbay. ga-
zeteci yazar Bekir Coş-
kun \ e gazetemiz yaza-
n Aydın Engin konuş-
macı olarak katılacak.
Mustafa Ekmekçi için
Çağdaş Gazeteciler
Derneği Bursa Şubesi
de, 24 Mayıs Perşembe
gûnü anma etkinlikleri
düzenleyecek.
Ekmekçi, 1927'de
Konya'nın Hadim Ilçesi
Hocalar Köyü'nde doğ-
du. Ilkokulu Hadim'de
tamamladı. 1948-1949
döneminde Konya Lise-
si'nden mezun oldu. Is-
tanbul ve Ankara hukuk
fakültelerinde bir süre
öğrenim gördü, Kon-
ya"da öğretmenlik yaptı.
Gazeteciliğe, küçük bir
taşra gazetesi olan II-
gın'da başladı. 1951 'de
köşe yazılan yazmaya
başlayan Ekmekçi'nin
ilk yazılan Ilgın, Öğüt,
Yeni Konya ve Devrim-
lere Bekçi adlı gazete-
lerde yayımlandı. Vatan,
Öncü, Yeni Ortam, Mil-
liyet gibi gazetelerde ya-
zan Ekmekçi, 1 Mayıs
1975 'ten, yaşama gözle-
rini yumduğu 21 Mayıs
1997'ye kadar Cumhu-
riyet'te yazılanm sür-
dürdü. Ekmekçi'nin,
GünOlaHarmanOla(2
cilt), Kılçıklı Bahklar,
Uyanın Heeey, Tilkiyle
Kuyruğu, Çanklılar,
Domuzuna Yazılar, Ey-
lül Yazılan, Öksüz Ya-
malığı adlı kitaplan ya-
yımlandı. . .*-. •
CHP îstanbul İl Kongresi, 609 kongre delegesi ve partililerin katılımıyla başladı
Topuz'a karşı Ozdemir• Kongrede konuşan Genel
Sekreter Önder Sav, CHP'nin 2.
Cumhuriyetçilere, ılımlı Islamı
savunanlara ve küreselleşme
yandaşlarına karşı mücadele verecek
tek parti olduğunu söyledi.
tstanbul Haber Servisi - CHP îstan-
bul II Kongresi başladı. Ortak öner-
geyle Kongre Divan Başkanlığı'na se-
çilen CHP Genel Sekreteri Önder Sav,
partçunin toplumcu, çağdaş, katılım-
cı veJ'sürekli devrimci bir Kemalizm
anlayışıyla, 2. Kurtuluş Savaşı'na ön-
derlik edecek tek siyasal güç olduğu-
nu söyledi.
CHP îstanbul II Kongresi, 609
kongre delegesi, çok sayıda parti yö-
neticisi ve partililerin katılımıyla Ata-
köy Ahmet Cömert Spor Salonu'nda
başladı. Bugün yapılacak seçimle so-
na erecek olan kongrenin coşkusuz
geçtiği ve izleyici tribünlerinin dol-
madığı dikkat çekti. Il başkanlığı için,
şimdiki II Başkanı Ali Topuz ile Be-
şiktaş Ilçe Başkanı Cemal Ozdemir'in
tki rakip, Topuz ve Ozdemir kongre önccsi el sıkışarak birbirlerine başan dilediler.
yanştığı kongrede konuşan Genel
Sekreter Sav, partisinin. 2. Cumhuri-
yetçilere, ılımlı Islamı savunan ve kü-
reselleşme yandaşlanna karşı müca-
dele verecek tek parti olduğununun
altını çizdi. Gelinen noktadaki Türki-
ye tablosunun, CHP'nin haklılığmı bir
kez daha ortaya koyduğunu ifade eden
Sav, "CHP yönetimine, Deniz Bay-
kal'a va da bana kızabilirsiniz. Ama
CHP'yi cezalandıramazsmız. Gerçek
CKP'liler partilerini cezalandırmaya
kalkanlanafferrnejeceklerdir. Fethul-
lah Gülen'in önünde diz çöküp ay di-
leyenlere, şerefsizleri kahraman ilan
edenlere, canlan Madımak'ta diri di-
ri yakan yobazlara karşı birtik olmah-
yız" diye konuşru.
Il Başkanı Ali Topuz da Türkiye'yi bu
noktaya CHP'nin getirmediğine dikkat
çekerek 12 Eylül kalıntısı anlayışm ül-
kenin bu hale gelmesinde ciddi payı ol-
duğunu ifade etti. Topuz, Türkiye'yi bu-
nalımdan çıkaracak partinin CHP oldu-
ğunu vurgulayarak hükümetin teslimi-
yetçi anlayışını eleştirdi.
lOOistifa
Öte yandan CHP Bakırköy Ilçe Ör-
gütü'nden aralannda eski yöneticile-
rin de bulunduğu yaklaşık 100 kişi is-
tifa etti. Istifa eden yurttaşlar, Ata-
tûrk'ün CHP'sinden değil, Deniz
Baykal ve hizbınin, sağa kaymış par-
tisinden aynldıklarını, yeni bir sosyal
demokrat oluşumda yer alacaklannı
açıkladılar.
Ulusal eğitim
Sezer'ler
kathistedi
ANKARA (Cumhurtyet
Bürosu) -
Cumhurbaşkanı Ahmet
Necdet Sezer ve eşi
Semr^Sezer tüm
yurttaşlan, ulusal
dayanışmaya güç
katacak olan "Ulusal
EğiumeDestek
KampanyasT
doğrultusunda
kenetlenmeye çağırdı.
Cumhurbaşkanı Sezer'in
adına eşi Semra Sezer'in
önderlık görevini
üstlendiği kampanya ile
ilgili dün Çankaya
Köşkü'nden yapdan
açıklamada, eğitimin
Türim'e'nin en önemli
ve IRelikli konulannın
başında geldiği
vurgulandı. Yurttaşlann
eğitim düzeyinin hızla
yükseltilmesi gerektiği
belirtilen açıklamada,
Türkiye'nin zengin
potansiyeli ve yetişmiş
insangücü ile eğitim
alanında yaşanan
sorunların üstesinden
gelecek güce sahıp
olduğu vurgulandı.
İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN
Ermenistan'daki mali işler sorumlusu Murat Bayun kaçarken öldürüldü
PKK'de raııt kavga^ı iııfazıTUNCELt (Cumhuriyet) - PKK'de görüş
aynlıklan giderek tırmanırken örgüt sorum-
lulan arasında yaşanan rant kavgası da yeni
infazlara neden oluyor. Ermenistan'ın baş-
kenti Erivan'daki PKK'nin mali işler sorum-
lusu Murat Bayun, örgüte ait paralarla Ka-
rabağ'a kaçarken militanlar tarafından öl-
dürüldü.
Rızgari adlı internet sitesinin Azerbaycan
Ekspres gazetesine dayanarak verdiği habe-
re göre, PKK tarafından Rusya, Ermenistan
ve Avrupa ülkelerinde bağış adı altında top-
lanan paralar, Ermenistan'da örgüt adına fa-
aliyet yürütmesi amacıyla Envan mali so-
rumlusu Murat Bayun'a aktanldı. Bayun,
örgütün 100 bin dolanyla Karabağ'a kaç-
mak isteyince könu PKK militanlannca baş-
kanlık konseyi üyelerine iletildi. Konseyin
ölüm karan almasının ardmdan Bayıın, Er-
meni kasabası Gyumri'de örgüt militanlan
tarafından 25 Nisan tarihinde kurşunlana-
rak öldürüldü.
PKK'nin silahh çatışmayı durdurduğunu
açıklaması ve elemanlannın büyük bölümü-
nü Kuzey Irak'a çekmesinin ardından örgüt
içinde baş gösteren başkaldınlar, infazlar ve
kaçışlann giderek çoğaldığı da belırtildi.
Yunanistan'da PKK muhalifleri tarafın-
dan çıkanlan 'Ozgür Kürtier' dergisinın son
sayısında, PKK'den kaçanlann sayısının gi-
derek hız kazandığı yazıldı.
PKK'nin Iran ve Kuzey Irak bölgesinde-
ki kamplanndan kaçışlann yaşandığı belir-
tilen haberde şöyle denildi:
"PKK tarafından Iran'da görevlendirilen
4 sorunılu. örgütten a>Tilmak isteyince tu-
tuklandılar ve bir süre sonra kendilerinden
haberabnmadı. Yine aralannda örgütün üst
düzeş sorumlulan Metın Yalçın, Ruşen Ça-
çan veZafer Bilgin'in de bulunduğu 20 kişi-
lik bir grup tran'da bulunan kamplardan
kaçmayı başanfa. Kaçanlann verdiği bügiye
göre, daha önce örgütten kaçma>a çahşan
ise PKK'nin kadın sorumlulanndan Nazi-
me Aktürk öldürüldü, Gülşen Baş, Şükran
Diner, Casim Elma, Harun Turhallı ve Sürey-
ya Sönmez ise kaçmaya çahşırken yakalan-
dı ve işkence gördü."
Kececiler:
145ayn
södeşme
imzalanz
ANKARA (Cumhuri-
yetBürosu) - Devlet Baka-
nı Mehmet Kececiler,
Türk-Iş'in istediği zam
farkınm 3 katrilyon lira
düzeyinde olduğunu sa-
vunarak uzlaşma sağlana-
maması durumunda top-
lam 145 sözleşmeyi sen-
dikalarla ayn ayn görüşe-
rek imzalayacaklan teh-
didinde' bulundu. Görüş-
melerde IMF'nin dayat-
malannın dile getirilme-
suıden duyduğu rahatsız-
lığın altmı çizen Kececi-
ler, "IMF 2 çarpı 2 dört
eder derse biz 5 diyeme-
yiz. EV1F davetsiz gelen mi-
safir değiL onlan biz ça-
ğjrdık" dedi.
TRT-2'de yayımlanan
'Televizyon Gazetesi'
programına katılan Meh-
met Kececiler, birinci 6 ay
herhangi bir ücret artışı
yapmamak kaydıyla, işçi
ücretlerinde de memurlar
gibi ikinci 6 aydan sonra
eşelmobil sistemine ge-
çibnesini ve ilk 6 ayda
ödenmeyen farkın, Türki-
ye'nin kalkınma hızının
yüzde 50 fazlasıyla 2002
yılının temmuz ayında
ödenmesini önerdi. Kece-
ciler, işçi sendikalannın
özel sektörden istemedi-
ğini kamudan istediğini
ileri sürdü.
Keçeciler'in her kuru-
luşla ayn ayn sözleşme
imzalayabileceklerine
ilişkin sözleri, Türk-Iş
Genel Başkanı Bayram
Meral' in tepkisine neden
oldu. Daha önce bu tür
girişimde bulunanlann
pişman olduklannı vur-
gulayan Meral, "Ağırbe-
del öderler. Ne kimseyle
görüşebilirkr, ne de ben
ve arkadaşlanm buna
müsaade ederiz" dedi.
SamiSelçuk
Selçuk:
Ölüm ;
cezası
kalkmalı
tstanbul Haber Ser-
visi - Yargıtay Başkanı
Sami Selçuk, Türki-
ye'nin Avrupa Birliği
(AB) üyeliğine giden
yolda uluslarüstü huku-
kun varlığını kabullen-
me konusunu "onur so-
runu" yapmasımn yan-
lış olduğunu belirterek
"Türkiye'nin asıl onur
sorunu yapması gere-
ken işkenceden, çocuk
ölümlerinden Avrupa
İnsan Haklan Mahke-
mesi'nde (AİHM) hü-
küm giyTnesidir" dedi.
Sabancı Üniversite-
si'nde 44 üniversiteden
öğrencilerin katılımıy-
la yapılan ve 3 gün sü-
recek "Istanbul Buluş-
ma" toplantılannın ilk
oturumuna Yargıtay
Başkanı Doç. Dr. Sami
Selçuk, CNN Türk Ge-
nel Yayın Yönetmeni
Taha Akyol ve Alarko
Holding Yönetim Ku-
rulu Başkanı Üzeyir
Garih konuşmacı ola-
rak katıldı. Sami Sel-
çuk, "küreseUeşme"nin
her alanda olduğu gibi
hukuk alanında da
uluslarüstü bir anlayış
g6tirdiğine dikkat çe-
kerek Türkiye'nin bu-
nun ayırdına bir türlü
varamadığını söyledi.
Uluslarüstü hukukta,
düşünce özgürlüğünün
insan onuruyla eş tutul-
duğunu vurgulayan
Selçuk, "AncakTürld-
ye'deki özgürlük anla-
yışında hep bıze göre'
kavramı geçeriL Arük
bu kavramın kalküğuu
bilmek gerekir" dedi.
AB'ye aday Bulga-
ristan, Polonya gibi ül-
kelerin bile AlHM'nin
kendileri hakkında ver-
diği kararlan sanki
kendi yargıtaylan veri-
yormuşçasına tanıya-
rak, hukukJarında ge-
rekli değişiklikleri yap-
tıklarını vurgulayan
Selçuk, "Bizde ise ölüm
cezası hâlâ tartışüıyor.
Oysa ileri devletier bu
cezamn arük caydıncı
olmadığının farkuıda"
diye konuştu. Selçuk,
Türkiye'nin ölüm ceza-
sını kaldırmak konu-
sunda çok geciktiğini
söyleyerek "Türkiye
ancak birileri kulağını
çekince ya da çalar saat
çahnca uyamyor" dedi.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
Türkiye değişmeli mi, değişmeme-
ii mi? Değişirse hangi yönde değişme-
li? Bugünlerde en çok bu sorulara ce-
vap anyoruz. Türkıye'nin kötü yöne-
tildiği konusunda hemen herkes hem-
fikir. Sorun, neden kötü yönetiliyor so-
rusuna verilecek cevapta düğümleni-
yor. önce şunda anlaşıyoruz, Türkiye
bu haliyte gitmez. Peki ne yapmak ge-
rekir?
Ne yapmak gerekir sorusuna veri-
lecek en iyi cevap, neden bugünkü
duruma geldik sorusunu enine boyu-
na tartışmaktan geçiyor. Türkiye, 12
Eylül askeri darbesinden sonra biryo-
la sokuldu. Bu yolun ne olduğunu
cuntanın lideri Kenan Evren, o dö-
nemde Anayasa Mahkemesi üyeleri-
nin önünde yaptığı konuşmada çok
açık bir şekilde şöyle dile getirdi:
"Anayasa Mahkemesi'nin (önüne
gelen) sonınlan, öncelikle devletin ül-
kesi ve milletiyle bûtünlüğü, Cumhu-
riyetin ve milli egemenliğin üstünlüğü
ve milli güvenliğin idamesi açısından
ete alması, bilahare iktisadi ve siyasi
12 Eylül'le Hesaplaşmadan...
yönlerini düşûnmesi(...) sorumluluk
ve görevinin gereğidir." Kenan Ev-
ren'in burada söyledikleri çok açık.
Yani açıkça diyor ki, iktisadi, siyasi ve
sosyal ihtiyaçlar, "milli güvenlik"ten
sonra gelir ve her şey "milligüvenlik'e
göre belirienir.
Peki milli güvenlik nedir? Bunu kim,
nasıl karartaştıracak? Birülke, her tür-
lü sistemini, ekonomisini, siyasetini,
sosyal ihtiyaçlarını nasıl "milli güven-
lik"ten sonraya atabilir? Burada açık-
ça görülmektedir ki, Türkiye "milligü-
venlik" denilen ve herkes tarafından
farklı yorumlanması mümkün olan bir
tercihin arkasına takılmıştır. Kenan
Evren'in bu sözlen söylemesinin ve
buna uygun örgütlenme ve yasal dü-
zeni kurmasının üzerinden 20 yıldan
fazla zaman geçti.
Darbeyi yapanlar için o gün amaç,
muhalefeti bastırmak, Türkiye'nin so-
la ve demokrasiye açılmasını engelle-
mekti. Işte bu sözler o amaçlan yan-
sıtıyordu. O dönemde bu sözlerin;
dünyanın içinde bulunduğu durum,
Türkiye'nin Batı'yla olan bağlannın ve
Batı dünyasının "Sovyet tehdidi" stra-
tejisinin bir parçası olarak bir anlamı
vardı. O dönemde Sovyetler, ABD ile
bir rekabet ve hesaplaşma içindeydi.
O günden bugüne köprülerin al-
tından çok sular aktı. Türk solu, 12
Eylülcü baskıların sonunda büyük
ölçüde çökertildi. Dünyada ise
Sovyetler'in yıkılmasıyla dengeler
değişti, savunma kavramları değiş-
ti. Batı stratejisi yeniden belirlen-
meye başladı. Orneğin eskiden
düşman kabul edilen "Doğu Bloku"
ülkelerinin önemli bir kısmı, şimdi
AB'nin bir parçası olmak üzereler.
Sovyet tehdidinin ortadan kalkma-
sıyla AB üyesi ülkeler, savunma gi-
derlerini düşürdüler, ortak bir sa-
vunma şemsiyesi oluşturabilmek
amacıyla denemelere başladılar.
•••
Bütün bu değişim tablosu ve yeni
dünya stratejisi, siyasi tercihleri, savun-
ma mantığını, güvenlik mantığını fark-
lı boyutlara taşıdı. Peki Türkiye'de ne
oldu? Kenan Evren'in 12 Eylül'ün ba-
şında belirttiği kavramlarda, darbenin
ortaya çıkardığı yasal ve kurumsal an-
layışlarda bir değişiklik oldu mu? Dün-
yadaki değişimi anlayan ve buna uy-
gun yeni yapılanmalan gerektiren bir
yönelim oldu mu?
12 Eylül dönemi ve Kenan Evren'in
o dönemdeki konuşmalannı yeniden
inceleyin, o dönemde yapılan otoriter
kurumlaşmalan gözden geçirin ve gü-
nümüzde bu konuda değişiklik olup ol-
madığını bir düşünün. Esasta hiçbir de-
ğişikliğin oJmadığını şaşırarak görecek-
siniz. Bugün Türkiye'ye egemen olan
yönetme anlayışının 12 Eylül'den bir
adım ötede bulunmadığını anlayabilir-
siniz. 12 Eylül'ün acılannı çeken bazı
"sol" kesimlerin bile, bugün 12 Eylül-
cüler gibi konuştuğunu görüp hayrete
düşebilirsiniz.
Türkiye değişmek zorunda. Nereden
başlayacağının cevabı çok açık. Türki-
ye, 12 Eylül'ün yasal ve kurumsal ya-
pılanmalartyla hesaplaşmadan bir iler-
leme sağlayamaz. Ancak hemen her
değişiklikte görüyoruz ki, Türkiye hâlâ
12 Eylülcüler tarafından yönetiliyor.
Isimler önemli değil, anlayış aynı. Çe-
telerie mücadele için kanun çıkanlıyor.
Yetkiler, çeteleşme nedeniyle üzerinde
tartışmalar olan güvenlik güçlerine,
DGM savcılanna ve DGM yargıçlanna
veriliyor. RTÜK, daha da cebemrt bir
kurum haline dönüştürülüyor. Türki-
ye'nin savunma anlayışı 12 Eylül'den
birmilim bilesapmıyor. Bunlan değişik
ömeklerle çoğaltabiliriz.
Gelin değişimi tartışalım. Özgür, de-
mokratik, gelirini hakça paylaşacak ör-
gütlü bir Türkiye'yi nasıl yaratacağız,
bunu konuşalım. 12 Eylül'ü tartışalım.
Çünkü hâlâ egemenliği sürüyor.