Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 16 MAYIS 2001 ÇARŞAMBA
HABERLER
Paris'te 'AniSergisi'açan Ermenistan, bölgedeçalışan taşocaklannagözyunuıyor
Tarihe dinamit atiyorlarOKTAY EKİNCİ
Bir süre önce Paris'te kültürel mi-
rası "şovenist siyasete" alet ederek
"Ani Anrik Kenri"nı konu alan bir
sergi açtıran Ermenistan yönetimi,
yaklaşık iki aydır aynı kenti "tah-
rip" eden "taşocaklannı" durdur-
muyor...
Ani'nin Türkiye'de kalan kesi-
minde restorasyon çalışmalannı ya-
pan mımarların son günlerde bası-
na yansıyan gözlemlerine göre, Er-
menistan kesimindeki dinamit pat-
latmalan nedenıyle tarihsel yapılar
da sarsılıyor ve zarar görüyor...
A>TH gözlemi, "geçen yü" biz de
yapmış ve konuyu Cumhuriyet'te-
ki yazı ve haberlerimizle gündeme
getirmiştik.
28-30 Haziran 2000 tarihinde top-
lanan "Kars Kent Kurultayı" gün-
lerinde. Kars'a yaklaşık 40 km. me-
safedeki Ani'yi de ziyaret edip, hem
sevinmış hem de üzülmüştük...
Sevincimizın nedeni, Türkiye'nin
bu "tam suurdald" kültür mirasına
artık sahip çıkıyorolması ve Kültür
Bakanlığı'nın kıt bütçesinden
Ani'nin bakımı ve onanmına da bi-
raz olsun para ayrılabilmesiydi...
Üzüntümüzün nedeni ise aynı tari-
hi kentın "devamı" olan Ermenistan
tarafindaki yamaçlarda, yani iki ül-
keyı ayıran ve Ani'nin de içinden
geçen Arpaçay'ın öbür tarafında,
akıl almaz bir "taşocağı duyarsızn-
ğının'" gözler önünde sürmesiydi...
Kuşkusuz bu, Erivan'daki yöneti-
min aynı zamanda ne denli "zayrf"
bir "tarih bilincine" sahıp olduğunu
gösteriyor, doğrusu böylesi bir "ce-
halet" de yine son zamanlardaki
"soykmm" spekülasyonlanna çok
yakışıyordu...
Buna karşın Ani'nin Türkiye'de
kalan kent ve uygarlık kalıntılannı
ise turistlere bir "çavuş" gezdiriyor-
du... Öğrendiğımize göre Kars'taki
komutan. askerler arasında bir "sa-
s yakınlanndaki tarihi Ani kentinin bir kesimi de Arpaçay'ın çizdiği sınınn
Ermenistan tarafında kalıyor... Türkiye, bu büyük mirasın 'kendi sorumluluğunda'
kalan bölümünde koruma çalışmalannı sürdürürken Erivan'daki iktidar kendine
düşen yükümlülüğü 'tarihe dinamit atılan taşocaklanyla' gösteriyor...
nat tarihçisini" Ani'de rehberlik
yapması içın görevlendirmişti. Böy-
lece kültür hazinelerimizin korun-
ması ve tanıtılması çabasında "ku-
rumlar arası dayanışmanın" da gü-
zel ve anlamlı bir örneğini sergile-
mişti...
insanlık suçu
Işte bu Ani kenti için, bir yandan
"Ani biam tarihimizdir" diyerek
Paris'te şov yapan bir yönetimin,
öbür yandan Türkiye'nin aynı mira-
sı korumak için gösterdiği az buçuk
çabanın bile binde birini aklma ge-
tirmemesi; hatta tutup "taşocağı"
gibi her yerde yapılabilecek sıradan
bir üretim uğruna sürekli tahrip et-
mesi, üzerine gitmemiz ve mutlaka
durdurmamız gereken bir "aymaz-
hk", bir "insanlık suçudur"...
Nitekim. bu suçun önlenmesi için
yine o geçen yılki Kars Kent Kurul-
tayı'nda şöyle bir proje için de giri-
şimlerde bulunulması kabul edil-
mişti: "Türkiye, Ermenistan'a çağ-
n yapsın ve Ani'nin korunması-ya-
şaûlması yönünde ortaklaşa bir ça-
hşma başîaülsın..."
Bu iyi niyetli ve tamamen iki ül-
ke halklannın "kültüreldosthıldan-
nı" yaşatma dileğini içeren proje
üzerinde henüz ilk hazırlıklara bile
başlanamadan Erivan yönetimi "ta-
şocağı dinamitlerini" yoğunlaştır-
dı... Ardından soykınm yasalan
kampanyalan ve son olarak da Pa-
ris'teki "göstennelik" sergi gösteri-
leri...
Sorumluluk
Oysa, Ermenistan da aslında bi-
zim gibi bir "Avrupa Konseyi üye-
si" olmuş durumda... Gerçi Türki-
ye bu konseyin "kurucu" üyesi ola-
rak 50 yıllık bir "lademe" sahip, a-
ma birkaç yıldır Ermenistan da bu
üyeliğin "sorumhıluğunu'' taşıyor...
Avrupa Konseyi'nin, özellikle
"sınırdaş" ülkeler için önemJe üze-
rinde durduğu ve geliştirdiği proje-
lerin başında ise, "iki ülkede kalan
sınır kültürlerinin ve mirasın, Avru-
pa Konseyi üyeleri arasında ortak
çabalarlakorunmasıve yaşanlmas"
geliyor...
Ani, işte bu anlamda da özel bir
"değer" kazanıyor ve iki ülke ara-
sında ilişkilerin, soykınm uydurma-
lanna bağlı "siyasal aymazhklar"
yüzünden sürekJi gerilim içinde ol-
masını giderebilecek bir büyük
"olanak" sergiliyor...
Bakalurı Erivan'daki iktidar böy-
lesi bir "Avrupa Konseyi bilincine"
ne zaman kavuşacak ve Ani'nin
Türkiye'deki kesimini "çavuşun*
rehberliğinde gezen ve tanıyan tu-
ristlerin şaşkın bakışlarla izledikle-
ri "taşocağı katiiamından" ne za-
man vazgeçecek?..
sürdürüyor.
Deprem semineri
Oğrencilere
afet dersi
verilecek
tstanbul Haber Servisi -
Prof. Dr. Ahmet Metelşıkara,
bugün için bir depremin ne
zaman olacağını söylemenin
mümkün olmadığını belirte-
rek "Depremi bilmek demek,
büyüklüğü 5.5'in üzerindeki
depremi bilmektir" dedi.
Şehit Polis Aileleri Daya-
nışma Derneği ve Arama
Kurtarma Araştırma Demeği
(AKA) işbirliğiyle "Anneler
Günü" nedeniyle Caddebos-
tan Kültür Merkezi'nde dep-
rem konulu bir serniner dü-
zenlendi. Boğaziçi Üniversi-
tesi Kandilli Rasathanesi ve
Deprem Araştırma Enstitüsü
Müdürü Prof. Dr. Işıkara,
depremlerin ardından gezdiği
illerdeki okullarda öğrencile-
rin afet dersi olmamasından
yakındıkJannı belirterek Mil-
li Eğitim Bakanı Metin Bos-
tancıoğlu'nun 2001 -2002 eği-
tim ve öğretim yılında okulla-
ra afet dersi konulmasını
onayladığını söyledi. Afet
derslerinde oğrencilere ilk-
yardım ve hafif kurtarma
yöntemlerinin öğrefilmesi ge-
rektiğini anlatan Işıkara,
"Çarpık kentleşmeden ötfirü
İstanbul'un bazıyerlerine ula-
şılamayacağıgözönüne ahnır-
sa bu eğitim kaçınılmazdır"
dedi.
Işıkara, Istanbul Valiliği ta-
rafından 25 Mayıs'ta Anado-
lu Yakası'ndaki bütün okul-
larda sanal deprem tatbikatı
yaptmlacağını ifade etti.
Sorulan yamtlayan Işıkara,
şunlan söyledi:
"Depremi bilmek demek,
belli bir kesinlikte, nerede, ne
zaman ve ne büyüklükte <ria-
cağınj bilmek demektir. Ben
Türkiye'de büyüklüğü 3-4
arasında Ege'de deprem ohır
dersem hiç yanılmam. Bu,
depremi bilmek demek değil-
dir. Depremi bilmek demek,
büyüklüğü 5.5'in üzerindeki
depremi bilmektir."
Dışişleri Suriye'yi uyanrken DSİ aşın yüklenme nedeniyle su bıraktıklannı açıkladı
Baraj kapağını Türkiye açü
AKINBODUR
İSKENDERUN - Türkiye, Asi
Nehri üzerindeki baraj kapaklannı
açmaması için Suriye yönetimini
uyanrken, DSl"nin, şiddetli yağışlar
sırasmda Amik Ovası'nı da sulama-
sı amacıyla yapılan Yarseli Barajf nın
kapağını açtığı ortaya çıktı. DYP Ha-
tay Milletvekili MehmetDönen. böl-
gedeki sel felaketinın nedenlerinden
biri olan olayı Hatay Vali Vekili Oğuz
KağanKöksal'dan ögrendiğini söyle-
di. DSİ yetkililen de kapağın açüdı-
ğını doğruladı.
Antakya ve çevresinde felakete
yol açan sel baskını sonrası, bölgede-
ki kimi barajlann kapaklannın açıl-
dığı, bu nedenle Asi Nehri'ndeki su
oranının arttığı öne sürülmüştü. Bu
tartışmalar sırasmda Türkiye'nin Su-
riye'yi aynı endişeyle uyardığı açık-
lanmıştı.
DYP Hatay Milletvekili Mehmet
Dönen, Iskenderun'da DYP binasın-
da düzenlediği basın toplantısında
konuya açıklık getirdı. Dönen, Yarse-
li Barajı kapağının DSİ ile Hatay Va-
liliği yetkililerinin görüşmesi sonucu
açıldığını söyledi. Baraj kapağının
açıldığını Hatay Vali Vekili Oğuz Ka-
ğan Köksal'ın kendisine söylediğini
belirten Dönen şöyle konuştu:
"Aşın yağışlar, Yarseli Barajı'nı
patlama noktasına gerirmiş. Baraj
çok büyük tehlike atlatınca. bu karar
alınmış.Valivekili bana' Mecburduk.
Karar vermek durumundaydık. Çok
kontrollü bir biçimde baraj kapağını
açtık' dedi. Eğer baraj kapağı açıl-
maz ve Yarseli patlamayla sonuçlan-
saydm Antakya ve çevresi çok büyük
zarar göriirdü. Kontrolsüz bir su akı-
şı hem AmikOvası'nı hem de Antak-
ya'yı ortadan kaldınrdL"
1991 yılında Beyazçay'ın geçtiği
Hatay'ın Altınözü ilçesinde kurulan
Yarseli Barajı, 37 metreyüksekliğin-
de, 3.98 kilometrekare genişliğinde
bir alana sahip.
DSİ Antakya Şube Müdürü AH
Şensöz, baraj kapaklannı açtıklannı
doğruladı. Şensöz,"Yağış fazla oldu-
ğu için suyu tahliye ettik. Barajın
maksûnum kapasitesi 55 milyon met-
reküptür. Ama biz bunu 53 milyon
metreküp sınınnda durduruyoruz.
Yağtş günü de 54 milyon metreküpe
doğru gidiyordu. Bu nedenle suyu
tahliye ettik" diye konuştu.
MECLİS 'SEL'İ GÖRÜŞTÜ
4
Hatay9 Derviş'in
insafina kaldı
9
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Devlet
Bakanı Kemal Der-
viş'in, Hatay'da yaşanan
sel felaketinin ardından
bölgeye yapılması plan-
lanan yardıma "Bütçede
böyle bir ödenek yok"
diyerek karşı çıkması,
millervekillerinin tepki-
sine neden oldu. FP'li
Metin Kalkan. "Hatay,
Derviş'in insafinakakb"
dedi.
TBMM Genel Kuru-
lu'nda dün, Hatay'da ya-
şanan sel felaketi ele
alındı. FP Hatay Millet-
vekili Metin Kalkan,
"Hatay Milletvekili ola-
rak 0in sorunlannın
Devlet Bakanı Kemal
Derviş'e havale edilme-
sininümitsizliği içindeoJ-
duğunu" söyledi. Kal-
kan. "Hatay. Derviş'in
insafina. sorumluluğuna
bırakıldı. Hükümet, Ha-
tay 'a karşı vurdumduy-
maz" diyerek sorumlu-
luğun Derviş'ten alın-
masını istedi.
Bu konuşmadan sonra
Başkanvekili Vecdi Gö-
nüL konunun önemi ne-
deniyle bütün milletve-
killerine oturdukJan yer-
den söz verdi.
'Anadolu'yu bilmez'
MHP Hatay Milletve-
kili MuratSökmenoğlu,
bölge çiftçisinin perişan
durumda olduğunu kay-
dederek "Hazine'den
sorumlu Devlet Bakanı
Anadoiu'dan geünediği,
elit olduğu için bunu bil-
mijor" diye konuştu.
Tarım ve Köyişleri
Bakanı Hüsnü Yusuf
Gökalp. bölgede ıncele-
meler yapan bir bakan
olarak sorunlan yakın-
dan bildiğini ifade edip
altyapının tamamen tah-
rip olduğunu söyledi.
Gökalp'in bölgeye
MHP Genel Başkanı
Devlet Bahçeü nin tali-
matı üzerine gittiğüıi
söylemesine muhalefet
tepki gösterdi. Gökalp,
Derviş'e yönelik eleşti-
rileri yanıtlarken de
"Hükümet,görevv«yet-
kflerini bir kişiye havale
etmez" dedi.
Başbakan Ecevit, Vali Köksal'dan sel felaketi ve sonuçlan hakkmda bilgi aldı. (Fotoğraf: AA)
Ecevit felaket bölgesinde
HATAY (Cumhuriyet) - Başbakan Bülent
Ecevit, deprem felaketi kadar ağır bir felaketin,
sel dolayısıyla yaşandığını belirterek "Devleti-
miz, 1999 > üındaki deprem felaketinin üstesin-
den halkla büiikte başanyla çıkmışnr. Aynı gü-
cü. selden zarar gören yörelerimizde de göste-
recektir" dedi.
Başbakan Ecevit, dün Adana'dan Hatay'a ka-
rayoluyla giderken Hatay il sınınnda Adana
Valisi ve Kriz Merkezi Başkanı Oğuz Kağan
Köksal ve Antakya Belediye Başkanı tris Şen-
türk tarafından karşılandı. Ecevit, daha sonra
Hatay Valiliği'ne geçerek Köksal'dan, Hatay
ve çevresinde yaşanan sel felaketi ve sonuçla-
n hakkında bilgi aldı. Köksal, felakette 159
evin tam hasar, 376 evin orta hasar, 576 evin
ise az hasar gördüğünü kaydetti.
Ecevit yine unuttu
Ecevit ise konuşmasına, "Hatay ve Osmani-
ye'deki depremlerbaşladıgı andan itibaren, Ba-
kanlar Kurulu, sonuçlan konusunda yakmdan
ilgüendi" diyerek başlayınca, Rahşan Ecevit,
Ecevit'i "sel" yerine "deprem" dediği için ku-
lağına eğilerek uyardı. Ecevit, çiftçi ve esnafın
kredi borçlannın ertelenmesi için gerekli hazn--
hklann başladığmı, elektrik borçlannın öden-
mesi için hazırlıklann yapıldığını ifade etti.
AVRUPA'DAN
GURAY OZ
Fatima'nın Uçüncü Sırrıl
Soğuk savaş, taraflardan birinin yenilgisiyle so-
na erdi. İki kırtuplu dünyanın yerini, şimdi çok ku- _
tuplu, jandarması güçlü ve pervasız dünya aldı. Ar-
tık soğuk savaş döneminin birtakım karanlıkta kal-
mış olayları; işlevini yitirmiş, biçim ve kabuk de-
ğiştirme çabasındaki, çoğunlukla dağılmış terör
örgütleri su yüzüne çıkabilir.
Herhalde Fatima'nın Üçüncü Sım'nı da önü-
müzdeki günlerde yeniden yorumlamak gereke-
cek! Papa suikastının sırn belki şimdi çözülebilir.
Belki Papa suikastının en direngen araştırmacısı
Uğur Mumcu'nun öldürülmesi olayında dataşe-
ronlan aşmak, soğuk savaş döneminin güçlü ör-
gütlerinin izini bulmak mümkün olabilir.
• • •
Mumcu, 'Papa, Mafya, Ağca' adlı çalışmasın-
da şöyle yazmıştı: "Ben Ağca ile görüşmeden
önce olduğu gibi görüştükten sonra da aynı
kanıyı taşıyorum: Malatyalı terörist hiçbir za-
man doğruyu söylemedi. Bütün amacı resmi
sorgulan saptırmak, yanıltıcı iz vermek, biri-
lerini gizlemek." Mumcu, Papa suikastı ile ilgili
araştırmalannda kendisinin yönlendirilmesine hiç
izin vermedi. Kanıt olmadıkça ne Bulgar bağlan-
tısına, ne CIA bağlantısına yüz vermek gerektiği-
ni savundu. Titiz bir araştırmacı olarak varolan
belgeleri ortaya koydu ve sımn çözülemediğini
açıkladı.
Ama belki artık sır çözülebilir. " ' .
* • •
Italya'da yaşayan Alman gazeteci Valeska von
Roques'in geçen günlerde yayımlanan kitabı ye-
ni ipuçlan, yeni kanıtlar, yeni itiraflar içeriyor. ftal-
yan gizli servisi Sismi'nin eski bir ajanının ifade-
lerine dayanan çalışma, Papa suikastında Bulga-
ristan ve CIA parmağı yerine daha farklı, daha il-
ginç ve 'muktedir' bir örgütün izini sürüyor. Bü-
tün gizli servislerle bağlantılı çalışan ya da daha
doğru bir ifade ile bütün gizli servislerde ilişkileri
bulunan bu örgüt, soğuk savaşın son dönemine
damgasını vurmuş görünüyor. Her ülkede kendi-
ne bir şekilde bağlı alt çeteleri ve bağlantılan bu-
lunan bu güçlü örgütün sırlannın gizli kalması bü-
yük bir olasılıkla artık olanaklı değil.
Şimdi Ağca'nın bir türlü yanıtlamadığı sorular,
örneğin, neden iki Sismi ajanı ile görüştükten son-
ra ifadesini değiştirdiği ve Bulgar bağlantısını keş-
fettiği; neden suikast öncesi Almanya'da kaldığı
günleri ısrarla gizlediği, belki yanıtlanabilir. Vales-
ka von Roques, Abdullah Çatlı ve Papa suikas-
tı sırasmda Ağca'nın yanında bulunduğu kesin .
olan Oral Çelik'in Almanya'da eğitıldiklerini iddia
ediyor. Çatlı, Çelik ve Ağca'nın yalnızca Türki-
ye'deki 'bozkurtlar'ın değil, aynı zamanda birçok
Batılı ülkede vaıiığı bilinen gizli bir yeraltı örgütü-
nün de üyesi olduklannı söylüyor. Bu gizli örgütün
NATO ile bağlantılı olduğu da yazarın savlan ara-
sında.
öyle anlaşılıyor ki, birzamanlar adı şöyte birdö-
laşmış olan Gladio çözülme sürecinde. Uğur
Mumcu'nun araştırmalannda bir bir ortaya koydu-
ğu mozaik taşlannın eksikleri tamamlanıyor. Söz
konusu olan P2 locasından Vatikan'daki iç müca-
deleye, NATO ülkelerindeki militer, para-militerör-
gütlere, Alman GSG9 uzmanlanna, Fransız ve Is-
viçre gizli servislerine uzanan, taşeronlannın mez-
hepleriyle değil, ulaştıklan sonuçlarla ilgilenen bir
örgüttür.
Fatima'nın Üçüncü Sım çözülüyor! Sözde bu sır,
Papa'ya suikastı yıllar öncesinden haber veriyor-
du. Oysa asıl sır, kimin kimi vurduğu değil, arka-
daki örgüt olmalı. Bu da yavaş yavaş sır olmak-
tan çıkıyor: Çünkü savaşı kazanmış olanlar ken-
dilerine yük olacak eski örgütlerini ve adamlannı
terk ediyorlar.
Öyle ya, 'yeni' dünya düzeni, 'yeni' koşullara
uygun *yeni' örgütlenmeler gerektirir.
New York
Central Park'ta
Turk muzığı ,
NEWYORK(AA)-
"Moon and Stars Pro-
ject" adlı kültür ve sa-
nat vakfı tarafından
Nevv York Central
Park'ta duzenlenen
Türk halk müziği kon-
seri, büyük ilgiyle kar-
şılandı. Her ulustan ve
renkten yaklaşık 2 bin
New Yorklu, "Bands-
heDStage''deki konser-
de, kendinden geçerek
saatlerce dans etti.
Konserin açılış ko-
nuşmasını, New York
Belediyesi Parklar
Müdürü HenryJ.Stern
yaptı.
NewYork'tailk
Konserin hem Türk
toplumu hem de Nevv
York için bir ilk oldu-
ğunu vurgulayan
Stem, "Biz her etnik
toplumun sanat ve kül-
türünü sergilenıesini
destekliyoruz. Sanatın
insanlanyakuılaştırdı-
ğuıa,bilmediğimizkül-
türier hakkmdaki
olumsuz duygu ve gö-
rüşlerideğistirdiğineve
insanlan bir araya ge-
tirdigine inamyoruz.
Ancak biz toplumun
her kesimine ulaşanıı-
yoruz. Bu yüzden, sizle-
rin bize gehneniz gere-
kiyor. Bu bağlamda,
Türk toplumu adına
bu önemli adunı atarak
bizegelen Moon and S-
tars Project'ikudamak
istiyorum. Bu bir baş4
langıçür diyor, yine*
bekhjoruz" dedi.
Halk müziği ile
coştular
"MayFest2001"çer-
çevesinde düzenJenen
Central Park konseri,
Ömer Faruk Tekbi-
lek'in buğulu neyinden
süzülen parçalarla baş-
ladı. Kozmik efektlerle
süslü bu parçalan yük-
sek ritimli Türk halk
müziği düzenlemeleri
izledi. Darbukanın rit-
miyle dans etmeye baş->
layan yüzlerce dinleyi-
ci, Tekbilek'in zurnayl
eline almasıyla ayağa
fırladı. Bandshell Sta*
ge'in sahne önü, otur-'
ma düzenli konser ala-»
nının koridorlan ve et-»
rafı bir anda dans eden
yüzlerce New Yorklu
ile doldu.
"Moon and Stars
Project"in bu boyutta-
ki ilk açık hava konser
organizasyonunda,
"Mark Anthony Kon-
seri" ve "tstanbul Fes-
tivali" gibi yapımlar-
daki başanlı yöneti-
miyle tanman Fırat
Kasapoğlu da görev al-
dı.