23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 16 MAYIS 2001 ÇARŞAMBA HABERLER Paris'te 'AniSergisi'açan Ermenistan, bölgedeçalışan taşocaklannagözyunuıyor Tarihe dinamit atiyorlarOKTAY EKİNCİ Bir süre önce Paris'te kültürel mi- rası "şovenist siyasete" alet ederek "Ani Anrik Kenri"nı konu alan bir sergi açtıran Ermenistan yönetimi, yaklaşık iki aydır aynı kenti "tah- rip" eden "taşocaklannı" durdur- muyor... Ani'nin Türkiye'de kalan kesi- minde restorasyon çalışmalannı ya- pan mımarların son günlerde bası- na yansıyan gözlemlerine göre, Er- menistan kesimindeki dinamit pat- latmalan nedenıyle tarihsel yapılar da sarsılıyor ve zarar görüyor... A>TH gözlemi, "geçen yü" biz de yapmış ve konuyu Cumhuriyet'te- ki yazı ve haberlerimizle gündeme getirmiştik. 28-30 Haziran 2000 tarihinde top- lanan "Kars Kent Kurultayı" gün- lerinde. Kars'a yaklaşık 40 km. me- safedeki Ani'yi de ziyaret edip, hem sevinmış hem de üzülmüştük... Sevincimizın nedeni, Türkiye'nin bu "tam suurdald" kültür mirasına artık sahip çıkıyorolması ve Kültür Bakanlığı'nın kıt bütçesinden Ani'nin bakımı ve onanmına da bi- raz olsun para ayrılabilmesiydi... Üzüntümüzün nedeni ise aynı tari- hi kentın "devamı" olan Ermenistan tarafindaki yamaçlarda, yani iki ül- keyı ayıran ve Ani'nin de içinden geçen Arpaçay'ın öbür tarafında, akıl almaz bir "taşocağı duyarsızn- ğının'" gözler önünde sürmesiydi... Kuşkusuz bu, Erivan'daki yöneti- min aynı zamanda ne denli "zayrf" bir "tarih bilincine" sahıp olduğunu gösteriyor, doğrusu böylesi bir "ce- halet" de yine son zamanlardaki "soykmm" spekülasyonlanna çok yakışıyordu... Buna karşın Ani'nin Türkiye'de kalan kent ve uygarlık kalıntılannı ise turistlere bir "çavuş" gezdiriyor- du... Öğrendiğımize göre Kars'taki komutan. askerler arasında bir "sa- s yakınlanndaki tarihi Ani kentinin bir kesimi de Arpaçay'ın çizdiği sınınn Ermenistan tarafında kalıyor... Türkiye, bu büyük mirasın 'kendi sorumluluğunda' kalan bölümünde koruma çalışmalannı sürdürürken Erivan'daki iktidar kendine düşen yükümlülüğü 'tarihe dinamit atılan taşocaklanyla' gösteriyor... nat tarihçisini" Ani'de rehberlik yapması içın görevlendirmişti. Böy- lece kültür hazinelerimizin korun- ması ve tanıtılması çabasında "ku- rumlar arası dayanışmanın" da gü- zel ve anlamlı bir örneğini sergile- mişti... insanlık suçu Işte bu Ani kenti için, bir yandan "Ani biam tarihimizdir" diyerek Paris'te şov yapan bir yönetimin, öbür yandan Türkiye'nin aynı mira- sı korumak için gösterdiği az buçuk çabanın bile binde birini aklma ge- tirmemesi; hatta tutup "taşocağı" gibi her yerde yapılabilecek sıradan bir üretim uğruna sürekli tahrip et- mesi, üzerine gitmemiz ve mutlaka durdurmamız gereken bir "aymaz- hk", bir "insanlık suçudur"... Nitekim. bu suçun önlenmesi için yine o geçen yılki Kars Kent Kurul- tayı'nda şöyle bir proje için de giri- şimlerde bulunulması kabul edil- mişti: "Türkiye, Ermenistan'a çağ- n yapsın ve Ani'nin korunması-ya- şaûlması yönünde ortaklaşa bir ça- hşma başîaülsın..." Bu iyi niyetli ve tamamen iki ül- ke halklannın "kültüreldosthıldan- nı" yaşatma dileğini içeren proje üzerinde henüz ilk hazırlıklara bile başlanamadan Erivan yönetimi "ta- şocağı dinamitlerini" yoğunlaştır- dı... Ardından soykınm yasalan kampanyalan ve son olarak da Pa- ris'teki "göstennelik" sergi gösteri- leri... Sorumluluk Oysa, Ermenistan da aslında bi- zim gibi bir "Avrupa Konseyi üye- si" olmuş durumda... Gerçi Türki- ye bu konseyin "kurucu" üyesi ola- rak 50 yıllık bir "lademe" sahip, a- ma birkaç yıldır Ermenistan da bu üyeliğin "sorumhıluğunu'' taşıyor... Avrupa Konseyi'nin, özellikle "sınırdaş" ülkeler için önemJe üze- rinde durduğu ve geliştirdiği proje- lerin başında ise, "iki ülkede kalan sınır kültürlerinin ve mirasın, Avru- pa Konseyi üyeleri arasında ortak çabalarlakorunmasıve yaşanlmas" geliyor... Ani, işte bu anlamda da özel bir "değer" kazanıyor ve iki ülke ara- sında ilişkilerin, soykınm uydurma- lanna bağlı "siyasal aymazhklar" yüzünden sürekJi gerilim içinde ol- masını giderebilecek bir büyük "olanak" sergiliyor... Bakalurı Erivan'daki iktidar böy- lesi bir "Avrupa Konseyi bilincine" ne zaman kavuşacak ve Ani'nin Türkiye'deki kesimini "çavuşun* rehberliğinde gezen ve tanıyan tu- ristlerin şaşkın bakışlarla izledikle- ri "taşocağı katiiamından" ne za- man vazgeçecek?.. sürdürüyor. Deprem semineri Oğrencilere afet dersi verilecek tstanbul Haber Servisi - Prof. Dr. Ahmet Metelşıkara, bugün için bir depremin ne zaman olacağını söylemenin mümkün olmadığını belirte- rek "Depremi bilmek demek, büyüklüğü 5.5'in üzerindeki depremi bilmektir" dedi. Şehit Polis Aileleri Daya- nışma Derneği ve Arama Kurtarma Araştırma Demeği (AKA) işbirliğiyle "Anneler Günü" nedeniyle Caddebos- tan Kültür Merkezi'nde dep- rem konulu bir serniner dü- zenlendi. Boğaziçi Üniversi- tesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Işıkara, depremlerin ardından gezdiği illerdeki okullarda öğrencile- rin afet dersi olmamasından yakındıkJannı belirterek Mil- li Eğitim Bakanı Metin Bos- tancıoğlu'nun 2001 -2002 eği- tim ve öğretim yılında okulla- ra afet dersi konulmasını onayladığını söyledi. Afet derslerinde oğrencilere ilk- yardım ve hafif kurtarma yöntemlerinin öğrefilmesi ge- rektiğini anlatan Işıkara, "Çarpık kentleşmeden ötfirü İstanbul'un bazıyerlerine ula- şılamayacağıgözönüne ahnır- sa bu eğitim kaçınılmazdır" dedi. Işıkara, Istanbul Valiliği ta- rafından 25 Mayıs'ta Anado- lu Yakası'ndaki bütün okul- larda sanal deprem tatbikatı yaptmlacağını ifade etti. Sorulan yamtlayan Işıkara, şunlan söyledi: "Depremi bilmek demek, belli bir kesinlikte, nerede, ne zaman ve ne büyüklükte <ria- cağınj bilmek demektir. Ben Türkiye'de büyüklüğü 3-4 arasında Ege'de deprem ohır dersem hiç yanılmam. Bu, depremi bilmek demek değil- dir. Depremi bilmek demek, büyüklüğü 5.5'in üzerindeki depremi bilmektir." Dışişleri Suriye'yi uyanrken DSİ aşın yüklenme nedeniyle su bıraktıklannı açıkladı Baraj kapağını Türkiye açü AKINBODUR İSKENDERUN - Türkiye, Asi Nehri üzerindeki baraj kapaklannı açmaması için Suriye yönetimini uyanrken, DSl"nin, şiddetli yağışlar sırasmda Amik Ovası'nı da sulama- sı amacıyla yapılan Yarseli Barajf nın kapağını açtığı ortaya çıktı. DYP Ha- tay Milletvekili MehmetDönen. böl- gedeki sel felaketinın nedenlerinden biri olan olayı Hatay Vali Vekili Oğuz KağanKöksal'dan ögrendiğini söyle- di. DSİ yetkililen de kapağın açüdı- ğını doğruladı. Antakya ve çevresinde felakete yol açan sel baskını sonrası, bölgede- ki kimi barajlann kapaklannın açıl- dığı, bu nedenle Asi Nehri'ndeki su oranının arttığı öne sürülmüştü. Bu tartışmalar sırasmda Türkiye'nin Su- riye'yi aynı endişeyle uyardığı açık- lanmıştı. DYP Hatay Milletvekili Mehmet Dönen, Iskenderun'da DYP binasın- da düzenlediği basın toplantısında konuya açıklık getirdı. Dönen, Yarse- li Barajı kapağının DSİ ile Hatay Va- liliği yetkililerinin görüşmesi sonucu açıldığını söyledi. Baraj kapağının açıldığını Hatay Vali Vekili Oğuz Ka- ğan Köksal'ın kendisine söylediğini belirten Dönen şöyle konuştu: "Aşın yağışlar, Yarseli Barajı'nı patlama noktasına gerirmiş. Baraj çok büyük tehlike atlatınca. bu karar alınmış.Valivekili bana' Mecburduk. Karar vermek durumundaydık. Çok kontrollü bir biçimde baraj kapağını açtık' dedi. Eğer baraj kapağı açıl- maz ve Yarseli patlamayla sonuçlan- saydm Antakya ve çevresi çok büyük zarar göriirdü. Kontrolsüz bir su akı- şı hem AmikOvası'nı hem de Antak- ya'yı ortadan kaldınrdL" 1991 yılında Beyazçay'ın geçtiği Hatay'ın Altınözü ilçesinde kurulan Yarseli Barajı, 37 metreyüksekliğin- de, 3.98 kilometrekare genişliğinde bir alana sahip. DSİ Antakya Şube Müdürü AH Şensöz, baraj kapaklannı açtıklannı doğruladı. Şensöz,"Yağış fazla oldu- ğu için suyu tahliye ettik. Barajın maksûnum kapasitesi 55 milyon met- reküptür. Ama biz bunu 53 milyon metreküp sınınnda durduruyoruz. Yağtş günü de 54 milyon metreküpe doğru gidiyordu. Bu nedenle suyu tahliye ettik" diye konuştu. MECLİS 'SEL'İ GÖRÜŞTÜ 4 Hatay9 Derviş'in insafina kaldı 9 ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Devlet Bakanı Kemal Der- viş'in, Hatay'da yaşanan sel felaketinin ardından bölgeye yapılması plan- lanan yardıma "Bütçede böyle bir ödenek yok" diyerek karşı çıkması, millervekillerinin tepki- sine neden oldu. FP'li Metin Kalkan. "Hatay, Derviş'in insafinakakb" dedi. TBMM Genel Kuru- lu'nda dün, Hatay'da ya- şanan sel felaketi ele alındı. FP Hatay Millet- vekili Metin Kalkan, "Hatay Milletvekili ola- rak 0in sorunlannın Devlet Bakanı Kemal Derviş'e havale edilme- sininümitsizliği içindeoJ- duğunu" söyledi. Kal- kan. "Hatay. Derviş'in insafina. sorumluluğuna bırakıldı. Hükümet, Ha- tay 'a karşı vurdumduy- maz" diyerek sorumlu- luğun Derviş'ten alın- masını istedi. Bu konuşmadan sonra Başkanvekili Vecdi Gö- nüL konunun önemi ne- deniyle bütün milletve- killerine oturdukJan yer- den söz verdi. 'Anadolu'yu bilmez' MHP Hatay Milletve- kili MuratSökmenoğlu, bölge çiftçisinin perişan durumda olduğunu kay- dederek "Hazine'den sorumlu Devlet Bakanı Anadoiu'dan geünediği, elit olduğu için bunu bil- mijor" diye konuştu. Tarım ve Köyişleri Bakanı Hüsnü Yusuf Gökalp. bölgede ıncele- meler yapan bir bakan olarak sorunlan yakın- dan bildiğini ifade edip altyapının tamamen tah- rip olduğunu söyledi. Gökalp'in bölgeye MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeü nin tali- matı üzerine gittiğüıi söylemesine muhalefet tepki gösterdi. Gökalp, Derviş'e yönelik eleşti- rileri yanıtlarken de "Hükümet,görevv«yet- kflerini bir kişiye havale etmez" dedi. Başbakan Ecevit, Vali Köksal'dan sel felaketi ve sonuçlan hakkmda bilgi aldı. (Fotoğraf: AA) Ecevit felaket bölgesinde HATAY (Cumhuriyet) - Başbakan Bülent Ecevit, deprem felaketi kadar ağır bir felaketin, sel dolayısıyla yaşandığını belirterek "Devleti- miz, 1999 > üındaki deprem felaketinin üstesin- den halkla büiikte başanyla çıkmışnr. Aynı gü- cü. selden zarar gören yörelerimizde de göste- recektir" dedi. Başbakan Ecevit, dün Adana'dan Hatay'a ka- rayoluyla giderken Hatay il sınınnda Adana Valisi ve Kriz Merkezi Başkanı Oğuz Kağan Köksal ve Antakya Belediye Başkanı tris Şen- türk tarafından karşılandı. Ecevit, daha sonra Hatay Valiliği'ne geçerek Köksal'dan, Hatay ve çevresinde yaşanan sel felaketi ve sonuçla- n hakkında bilgi aldı. Köksal, felakette 159 evin tam hasar, 376 evin orta hasar, 576 evin ise az hasar gördüğünü kaydetti. Ecevit yine unuttu Ecevit ise konuşmasına, "Hatay ve Osmani- ye'deki depremlerbaşladıgı andan itibaren, Ba- kanlar Kurulu, sonuçlan konusunda yakmdan ilgüendi" diyerek başlayınca, Rahşan Ecevit, Ecevit'i "sel" yerine "deprem" dediği için ku- lağına eğilerek uyardı. Ecevit, çiftçi ve esnafın kredi borçlannın ertelenmesi için gerekli hazn-- hklann başladığmı, elektrik borçlannın öden- mesi için hazırlıklann yapıldığını ifade etti. AVRUPA'DAN GURAY OZ Fatima'nın Uçüncü Sırrıl Soğuk savaş, taraflardan birinin yenilgisiyle so- na erdi. İki kırtuplu dünyanın yerini, şimdi çok ku- _ tuplu, jandarması güçlü ve pervasız dünya aldı. Ar- tık soğuk savaş döneminin birtakım karanlıkta kal- mış olayları; işlevini yitirmiş, biçim ve kabuk de- ğiştirme çabasındaki, çoğunlukla dağılmış terör örgütleri su yüzüne çıkabilir. Herhalde Fatima'nın Üçüncü Sım'nı da önü- müzdeki günlerde yeniden yorumlamak gereke- cek! Papa suikastının sırn belki şimdi çözülebilir. Belki Papa suikastının en direngen araştırmacısı Uğur Mumcu'nun öldürülmesi olayında dataşe- ronlan aşmak, soğuk savaş döneminin güçlü ör- gütlerinin izini bulmak mümkün olabilir. • • • Mumcu, 'Papa, Mafya, Ağca' adlı çalışmasın- da şöyle yazmıştı: "Ben Ağca ile görüşmeden önce olduğu gibi görüştükten sonra da aynı kanıyı taşıyorum: Malatyalı terörist hiçbir za- man doğruyu söylemedi. Bütün amacı resmi sorgulan saptırmak, yanıltıcı iz vermek, biri- lerini gizlemek." Mumcu, Papa suikastı ile ilgili araştırmalannda kendisinin yönlendirilmesine hiç izin vermedi. Kanıt olmadıkça ne Bulgar bağlan- tısına, ne CIA bağlantısına yüz vermek gerektiği- ni savundu. Titiz bir araştırmacı olarak varolan belgeleri ortaya koydu ve sımn çözülemediğini açıkladı. Ama belki artık sır çözülebilir. " ' . * • • Italya'da yaşayan Alman gazeteci Valeska von Roques'in geçen günlerde yayımlanan kitabı ye- ni ipuçlan, yeni kanıtlar, yeni itiraflar içeriyor. ftal- yan gizli servisi Sismi'nin eski bir ajanının ifade- lerine dayanan çalışma, Papa suikastında Bulga- ristan ve CIA parmağı yerine daha farklı, daha il- ginç ve 'muktedir' bir örgütün izini sürüyor. Bü- tün gizli servislerle bağlantılı çalışan ya da daha doğru bir ifade ile bütün gizli servislerde ilişkileri bulunan bu örgüt, soğuk savaşın son dönemine damgasını vurmuş görünüyor. Her ülkede kendi- ne bir şekilde bağlı alt çeteleri ve bağlantılan bu- lunan bu güçlü örgütün sırlannın gizli kalması bü- yük bir olasılıkla artık olanaklı değil. Şimdi Ağca'nın bir türlü yanıtlamadığı sorular, örneğin, neden iki Sismi ajanı ile görüştükten son- ra ifadesini değiştirdiği ve Bulgar bağlantısını keş- fettiği; neden suikast öncesi Almanya'da kaldığı günleri ısrarla gizlediği, belki yanıtlanabilir. Vales- ka von Roques, Abdullah Çatlı ve Papa suikas- tı sırasmda Ağca'nın yanında bulunduğu kesin . olan Oral Çelik'in Almanya'da eğitıldiklerini iddia ediyor. Çatlı, Çelik ve Ağca'nın yalnızca Türki- ye'deki 'bozkurtlar'ın değil, aynı zamanda birçok Batılı ülkede vaıiığı bilinen gizli bir yeraltı örgütü- nün de üyesi olduklannı söylüyor. Bu gizli örgütün NATO ile bağlantılı olduğu da yazarın savlan ara- sında. öyle anlaşılıyor ki, birzamanlar adı şöyte birdö- laşmış olan Gladio çözülme sürecinde. Uğur Mumcu'nun araştırmalannda bir bir ortaya koydu- ğu mozaik taşlannın eksikleri tamamlanıyor. Söz konusu olan P2 locasından Vatikan'daki iç müca- deleye, NATO ülkelerindeki militer, para-militerör- gütlere, Alman GSG9 uzmanlanna, Fransız ve Is- viçre gizli servislerine uzanan, taşeronlannın mez- hepleriyle değil, ulaştıklan sonuçlarla ilgilenen bir örgüttür. Fatima'nın Üçüncü Sım çözülüyor! Sözde bu sır, Papa'ya suikastı yıllar öncesinden haber veriyor- du. Oysa asıl sır, kimin kimi vurduğu değil, arka- daki örgüt olmalı. Bu da yavaş yavaş sır olmak- tan çıkıyor: Çünkü savaşı kazanmış olanlar ken- dilerine yük olacak eski örgütlerini ve adamlannı terk ediyorlar. Öyle ya, 'yeni' dünya düzeni, 'yeni' koşullara uygun *yeni' örgütlenmeler gerektirir. New York Central Park'ta Turk muzığı , NEWYORK(AA)- "Moon and Stars Pro- ject" adlı kültür ve sa- nat vakfı tarafından Nevv York Central Park'ta duzenlenen Türk halk müziği kon- seri, büyük ilgiyle kar- şılandı. Her ulustan ve renkten yaklaşık 2 bin New Yorklu, "Bands- heDStage''deki konser- de, kendinden geçerek saatlerce dans etti. Konserin açılış ko- nuşmasını, New York Belediyesi Parklar Müdürü HenryJ.Stern yaptı. NewYork'tailk Konserin hem Türk toplumu hem de Nevv York için bir ilk oldu- ğunu vurgulayan Stem, "Biz her etnik toplumun sanat ve kül- türünü sergilenıesini destekliyoruz. Sanatın insanlanyakuılaştırdı- ğuıa,bilmediğimizkül- türier hakkmdaki olumsuz duygu ve gö- rüşlerideğistirdiğineve insanlan bir araya ge- tirdigine inamyoruz. Ancak biz toplumun her kesimine ulaşanıı- yoruz. Bu yüzden, sizle- rin bize gehneniz gere- kiyor. Bu bağlamda, Türk toplumu adına bu önemli adunı atarak bizegelen Moon and S- tars Project'ikudamak istiyorum. Bu bir baş4 langıçür diyor, yine* bekhjoruz" dedi. Halk müziği ile coştular "MayFest2001"çer- çevesinde düzenJenen Central Park konseri, Ömer Faruk Tekbi- lek'in buğulu neyinden süzülen parçalarla baş- ladı. Kozmik efektlerle süslü bu parçalan yük- sek ritimli Türk halk müziği düzenlemeleri izledi. Darbukanın rit- miyle dans etmeye baş-> layan yüzlerce dinleyi- ci, Tekbilek'in zurnayl eline almasıyla ayağa fırladı. Bandshell Sta* ge'in sahne önü, otur-' ma düzenli konser ala-» nının koridorlan ve et-» rafı bir anda dans eden yüzlerce New Yorklu ile doldu. "Moon and Stars Project"in bu boyutta- ki ilk açık hava konser organizasyonunda, "Mark Anthony Kon- seri" ve "tstanbul Fes- tivali" gibi yapımlar- daki başanlı yöneti- miyle tanman Fırat Kasapoğlu da görev al- dı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear