23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
16 MAYIS 2001 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA 17 oa Oervtş Işçfye ve •ŞVCTMM 6Şıt ötettMHhrvenL. Etektronik posta: deruzsom#cumhuriyetctHn.tr Tefc &21&S12 05 05 Fafcs: 0.212.51244 97 - ttalya'da seçimi medya patronu kazanmış... "Başkalannı kazandıracağına en Msini vapmıs!" Koz belva Ankara'dan bir okur "Aydınlıkevler, Altınparkta satn aldığım bir kâğıt helvanın üzerindeki yazı, beni hem şaşırttı hem de düşünmeye sevk etti. Kâğıt helvanın bir yüzünde 'nefis koz' yazısı ve diğer yüzünde ise •Allah'ın dediği olur' ifadeleri yer almakta. Bunun bir yaratocılığı mı yoksa bir cüretkârtığı mı örneklediğine karar veremedim. Farkına varmadan neler 'yutmakta' olduğumuzu düşünmek de beni aynca rahatsız etti. Ve sanınm Allah'ın adının yer aldığı bir rfadenin bir yiyecek maddesinin üzerine yazılması inanç sistemi açısından da aynca rahatsızlık verici bir durumdur. Helva paketinin üzerinde yapımcının açık adı adresi, sipariş telefonlan mevcut. Bu jfadenin bir yiyecek maddesine yazılmasının ne kadar doğru ve iyi niyetli olduğu karannı bunu öğrenenlerin takdirine bırakıyorum." D in önce siyasete alet edildi... Sonra ticare- te alet edildi... Eğitime alet edildi... Küttü- re alet edildi... Sanata alet edildi... Bilime alet edildi... En sonunda geldik spora... Şimdi de dini spora alet ettiler... Trabzonsporlu bir taraftarın Fenerbahçe yengi- sinden sonra ve Fenerbahçeli bir taraftann Galata- saray yengisinden sonra sahanın içine girip namaz kılmasına polis seyirci kalınca Konya'da Ladik Kom- penspor'un 11 futbolcusu, stadın ortasında iki re- kat namaza durdu... Dinin futbola malzeme yapılması karşısında Fut- bol Federasyonu'ndan, Içişleri Bakanlığı'ndan, spor- dan sorumlu Devlet Bakanlığı'ndan, Diyanet Işleri Başkanlığı'ndan ses çıkmadı... Türk futbolunun üç-beş büyük kulüp başkanından da itiraz eden olmadı... Demek ki onaylıyorlar... Fakat, bu iş böyle olmaz... Dinin spora alet edil- Futbol mesi tarikatlann, birkaç şeriatçının eline bırakıla- maz... Futbol Federasyonu Başkanı Haluk Ulusoy ve spordan sorumlu Devlet Bakanı Fikret Ünlü, ka- fa kafaya verip dinin spora alet edilmesi konusunu belli kurallara bağlamakla yükümlüdür... Bu konuda egitimci Mehmet Aktay'ın önerilerini dikkate alabilirler: 1. Futbol Federasyonu, Diyanet Işteri Başkanlığı'na bağlansın... 2. Futbol kulüplerine teknik direktör, antrenör, doktor, masör, malzemeci gibi kadrolann yanında en az bir imam bulundurma zorunluluğu getirilsin. 3. Futbol sezonu, hayırlara vesile olması için her yıl kurban kesilerek ve mevlit okutularak açılsın. 4. Hakemler imam-hatip okulu çıkışlı olsun. 5. Sakatlanmalara karşı futbolculara muska tak- ma zorunluluğu getirilsin. 6. Statlara mescit açılsın. 7. Maç başlamadan Ulusal Marş yerine ezan okun- sun; maç sonunda yenilen takım için sala verilsin. 8. Beş yabancı futbolcudan en az biri şeriatla yö- netilen Müslüman ülkelerden transfer edilsin. Bu arada Mehmet Aktay'ın din büyuklerine de bazı soruları var...Umanz, Diyanet işleri Başkanlığı futbol sezonu kapanmadan gerekli açıklamayı ya- par 1. Ezan yerine düdükle namaza çağrı yapılabilir mi? 2. Sahada koştururken istemeyerek gaz çıkartmak durumunda kalan, küfüryiyen ve küfüreden futbol- cular aptessiz namaza durduğuna göre aynı du- rumda olan fakat futbolcu olmayanlar da istedikle- ri yerde aptessiz namaz kılabilir mi? 3. Yenen takımın kıldığı 'Şükür Namazı' gibi yeni- len takım için de 'Cenaze Namazı' kılınabilir mi? SESSİZ SEDASIZ (!) NU&ÎKUSTCEBE Yüksek Yerilim Hatta efdincutku'a yahoo.com Ikinci el bir yaşam sanki bızımkısi. Daha önce tepe tepe kullanılmış! Kamuda tasarruf dediğin böyle olur Istanbul Kadıköy'de Tapu Sicil Mu- hafızlığı ile Kadastro Müdürfüğü, çar- şının içinde Kadıköy İş Merkezi'nin dördüncü katında bulunuyor... Mal sahibi aylık 750 milyon lira olan kirayı yeni sözleşme döneminde 6 mil- yar liraya yükseltmek istiyor... Tapu ve Kadastro, kira artışına iti- raz edip mahkemede kira tespit da- vası açtırmaya gerek görmüyor ve bu arada mal sahibi icra karanyla kapı- ya dayanıyor. Tapu ve Kadastro, ayda 6 milyar li- ra kira vermemek için Kadıköy'de ta- şınabileceği yeni bir yer anyor. Yeni yer, Kadıköy'ün itçe sınırlannın bitmekte olduğu Ataşehir'de bulunu- yor... Emlak Bankası'nın uydu kenti Ata- şehir'de, Emlak Konut'a ait bir bina... Tutulmak istenen binanın kira- sı, 10 bin dolar ve üstüne katma değer vergisi ile ayda yaklaşık( 13.5 milyar lira tutuyori Yıllık ki- ra gideri 162 milyar lira... Kadıköy'ün göbeğinde fazla bulu- nan kiranın iki katından fazla... Tapu ve Kadastro'da işi olan vatan- daşın ve devlet dairesinde çalışan me- murların çarşı içine göre Ataşehir'e ulaşımı zor olsa da, dolar üzerinden fahiş kira ödense de yeni yer havuz başı manzarasıyla pek beğeniliyor! Kadıköy'deki müdür beyler, Ataşe- hir'de dolar üzerinden bina kiralamak için Ankara'daki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü'nden onay bekli- yor... . ' = ÇED KÖŞESİ OKTAY EKÎNCt 'Katllaveli' RestorasyonlarL Beyoğlu'ndakı Narmanlı Han'ın üzerine yeni katlar çı- karak tarihı binayı "sözde ko- nıyan" projeyle ilgıli tartışma- lar sürerken dikkatlerinıze bu yazıdaki fotoğrafı sunmak iste- dim. Paris'te'çekmiştim... "Sen Nehri" kıyısı gibi, sadece Pa- ris'in değil, belki de tüm dün- ya kentlerinin "imar rantı en yüksek" yerlennden birinde, her iki kenanndakı 6-7 katlı ta- nhı bınalann arasında sıkışıp kalmış 3 katlı bir binanın üze- nnde "ilave cam katlar" yok!.. Üstelik belli ki yakın geçmiş- te "restore" edılmiş ve ılk ya- pıldığı özgün mimari şekli ol- duğu gibi korumuş... ••• Avrupa kentlerinı gezdiğinız- de. buna benzer sayısız örnek- le karşılaşırsınız... Kültür mirası niteliğindekı binalann ömrii uzatılırken bız- dekı gibi "boylan" da asla uza- tılmaz. Çünkü onlann hem ken- dı kültür kımlikleri hem de ken- te kattıklan "anı" değerlen. Bunun açıklaması sadece "rant" ıse Sen Nehri kıyısın- da evı olan için, hatta Vene- dik'tekı. Roma'dakı, Lond- ra'dakı. Prag'dakı bina sahip- leri ve onlara mesleki hizmet su- nan mimarlar için rantın hiç mi değeriyok?.. "Evtiya" mı on- lar?.. Benzer şekilde bu tür komşu- lanndakilerden daha az katlı yapı sahiplerinin mağduriyetle- nni de neden düşünmüyorlar? Üstelik. "insan hakJan" konu- sunda da bizi sorgulayacak ka- dar "hassas" durumdalar... • •• Bu sorulann yanıtını, her fır- satta venyorum. Kültür mirasını, bir uygarlık birikımı olarak "dejenere etme- den koruma" bılıncı bir "ay- dınlanma" kültürüdür. Bu kültür ise belediye baş- kanı olmakla. mimar olmakla ya da uzman. gazeteci, bakan, bürokrat olmakla edinilemi- yor. "Yaratıcı aklın" ve bu- nunla gelışen "uygarlık bi- lincinin" gelecek kuşaklara Paris'te Bir İmar Durumu: Sen Nehri kjvısı-h:kat ilavesiz... orijinal niteliklenndedir... Yıne bir kentın tarihsel doku- sunda duyumsanan "geçmiş zamanlann" ızleri de birbiriy- le aynı yükseklikteki binalann oluşturduğu "tekdüze" cephe- lerde değıl. her birinin "ayn karakteri" yan yana geldiğin- de bir ritim oluşturan "mima- ri peyzajda" algılanabilir. Bu "armonide" insanı etki- leyen "uyumun" tek nedenı de tümünün özgün ve "farklı" olmalanyla örülmüş "karak- teri i doku"dur... ••• Peki, bu evrensel kurallar biz- de neden yürümüyor? Bitişi- ğinde yüksek binalar bulunan ta- rihi yapılann üzerine "sahiple- ri mağdur olmasın" gibi insa- ni duygulann öne çıkanldığı bir gerekçeyle neden ilave kat- lara ızin veriliyor?.. Üstelik bu projeleri herhan- gi bır mımar da değıl, koruma ve restorasyon konusunda "aka- demik kariyer" (!) yapmış olanlar da hazırlayabiliyor!.. da aktanlmasıyla "insan ol- manın gereğinin" yerine ge- tirilmiş olacağını çok iyi kav- ramakgerekiyor... Son günlerde asabımızı boz- salar da bunu ilk kavrayanlar "Fransız aydınları" oldular ve daha 1830'larda mimari mi- rasın korunmasının "kamusal bir görev" olduğunu kabul ede- rek "ilk" Anıtlar Kurulu'nu kurdular. Yıne ilk koruma ya- salannın 19. yüzyıl ortalannda yazanlardan biri de Victor Hu- go idi ve kaleme aldığı metnin adı: "Anıların Korunması Ya- sası" ıdi... Şimdi. bizim gibi "anılannı" yitiren bir toplumun restorasyo- na bakış açısı da "üzerine kat ilaveli" oluyor... Sadece bu nedenle sağlam yapının tümüyle yıkılarak "be- tonla yenilenmesi" ıse kültü- rü yok etmekle kalmıyor. resto- rasyon nedir bilmeyen "resto- ratörler" (!) yaratıyor... Oekinci" cumhuriyetcom.tr. KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK behicak(<ı turk.net ÇtZGtLlK KÂMtL MASARACI HARBt SEMtH POROY semihporoyfğyahoo.com TARtHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 16 Mayıs DEVBOMBAL4R/NfeLEMf. 1943'7S BUGÜM, JT. OÛNYA İNGİLİZ BOM8ALA&HIN (UZİ, tCAAfl KHU^AJfLPt. ÛA/US MÜHEHDİS VE BUUlŞÇU BAGNES WAUIS(6A*NrS VOLlS)'tM YAPMtŞ OLDUĞU BU BOM-^ O€f Ç ATIUYGG Y£ ÇOfC BÜYÜK YfKtMA YOL- AÇ'Y0ej>U. "GRAUD SLAM* AOI ve&L&N oev 8OMgAuıgtu A&GUĞ/ ON 7*>M/ BULUYO&OU. SÖZ. KJONUSU BOM BALAR. VİYAPÛK, OEPO, BABAJ G'Oİ ÖZBL. «£DEFL£R iÇİU YAPtLMrfTf. Sağciei, £>,r Avrv i-emcaster BAKIRKÖY 5. SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN • ' . . Esas No: 2001/202 • • ' ' - - ' " Karar No: 2001/350 f Davacı Metiye Tekin tarafından mahcur Recep Tekin'e vasi tayini için açılan davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonun- da, Davanın kabulü ile Kastamonu ili, Taşköprû ilçesi, Kabalar Köyü, 091/01 cılt, aile sıra 20 ve sıra no 11'de kayıtlı, Satılmış ve Feride oğlu 5.5.1927 d.lu mahcur Recep Tekın'in mevcut hastalığı nedeniyle hacir altına alınmasına ve kendisine aynı yerde nüfüsa kayıtlı, Ab- dullah ve Nebiye kızı 25.3.1939 d.lu eşf Metiye Telun'm TMK'nin 355. maddesı gereğince vasi olarak nasp ve tayinine 18.4 2000 gün- lü otummda karar verilnuştir. llan olunur. 2.5.2001 Basın: 26611 .. ' . •• : -; '.,-\; PANO DENİZ KAVUKÇUOGLU Elverişli Farklılık Geçen ekim ayının son pazartesi akşamı haftalık toplantılannda, ünlü bir mali müşavir tarafından ve- rılen '2001 Yılında Türkiye Ekonomisi' başlıklı kısa konferansı izleyen kulüp üyeleri dinlediklerinden bü- yük mutluluk duyarak aynlmışlardı Maçka'dakı beş yıldızlı otelden... Mesleklerinde, uğraş verdikleri alanlarda başanları kanıtlanmış, sosyal çevrelerin- de saygınlığı olan insanlardı... Dışan çıktıklanndayüz- lerini tırmalayan ekim ayının kuru soğuğunu hisset- meyecek kadar ısınmıştı içleri... Konuşmacı once, on ayı geride bırakılan 2000 yılının ekonomik pano- ramasını yansıtmış, daha sonra da elindeki somut verilerden yola çıkarak gelecek yıl için tozpembe bir dünya müjdelemişti... Türkiye'de her şey "/y/"ye gi- diyordu. Başımızda "istikrarfı" ve "^arafy/"birhükü- met vardı. Enflasyon düşüyor, dünya kredi piyasa- larında Turkiye "itibar" kazanıyordu... Gelecek yılın sonlarına doğru yıllık enflasyon oranı tek haneli ra- kamlarla ifade edilmeye başlanacak, sanayi üreti- mi ivme kazanacak, ihracatımız artacak, turizmde beklenen patlama gerçekleşecekti... Konuşmacının çizdiği tablo o günlerde iktidar söz- cülerinin, iş çevrelerinin, özellikle de iktidar güçleri ve iş çevrelerinden beslenen medyanın sergiledik- lerinden farklı değildı... Kendimizı elbirliğiyle "dol- duruş"a getiriyor, yelkenlerimizi kendi üflediğimiz yalan rüzgârlarıyla şişiriyorduk... Nitekim bu "ma- sal günleri"rim üzerinden daha bir ay geçmeden "kasım krizi" gelmiş, -herhalde başka ad bulunama- dığından olacak-, hâlâ "bankacılık" diye adlandın- lan "şubeli karmanyolacılık" düzenı çökmüştü. Bu- nu izleyen "şubatkrizıyle" de yalancı pehlivanlar gi- bi sırtımız yere yapışıvermışti... Amerikan Dolan'nın değeri bir gecede ikiye kat- lanınca yarı yarıya yoksullaşmıştık... Sanayi üretimi durma noktasına gelmişti. Sayısız küçük ve orta öl- çekli ışletme birbiri ardınca kapanıyordu. Toplu iş- çi çıkarmalar başlamıştı. Kurduğumuz "şato" yıkılı- vermış, "masalprenslığimiz" sonaermişti. Kapı ka- pı dolaşıp para toplayan ortaçağ soytarılanna dön- müştukbırden... "Haydieşekgibianır!", "Köpekgi- bihavla!", "Birazda maymunlukyap bize!" diye çağ- rılıp önüne para atılan o soytarılarınkinden çok da- ha zordu işimiz... "Sana para veririz, ama artıkpancarüretmeyecek- s//7/"diyorlardıbize. "Peki!" diyorduk. Şekerıonlar- dan alacaktık bundan sonra. "Buğdaya teşvık ver- meyeceksın!", "Tütünü desteklemeyeceksın!", "Hay- vancılıksenin işin değil!" diyorlardı. Buğdayı da, tü- tünü de, eti de onlar satacaklardı bıze. "Tekel'ı özel- leştireceksin!" diyorlardı. Sigarayı onlar üretecekler- di bizim için. "TürkHava Yollan'nı, Telekom'u özel- leştireceksin!" diyorlardı. Uçaklarımızı artık onlar iş- letecekler, bizi birbirimizle onlar konuşturacaklardı... Istekleri bir türlü bitmek bilmiyordu. Türkiye Büyük Millet Meclisi onlara yasa yetiştirmek için fazla me- sai yapıyordu... Bıze kala kala birtek turizm kalmış- tı... Bütün bunlar, vereceklerini söyledikleri topu to- pu 15 milyar dolar borç karşılığı istenen güvence- lerdi! Gelecek ve yine onlara dönecek olan para üst üste binmış dış borçlanmızın yanında devede ku- lak bile değildi oysa... Üç kuruş için en değerli mal- varlıklarımızı elden çıkartıyorduk. llende altından kalkamayacağımız, ne kadar pışman olsak da bır da- ha gerı donemeyecegımız dayatmalara boyun egi- yorduk. Cumhuriyettarihinin hiçbir döneminde böy- lesine aşağılanmamıştık. içımızdeki, ömürleri ken- dilerine kapılanacak kapı aramakla geçmiş yandaş- ları ise, Osmanlı'nın "Düyun-u Umumiye"besleme- lerine rahmet okutacak derecede kendilerinden geç- mişler, "Daha fazla verelim! Daha fazla satalım!" di- ye çığlıklar atıyorlardı. Ne kadar verseler, o kadar ra- hatlayacaklardı! Ne var ki, yaşananlann, yaşadıklanmızın hıçbiri bek- lenmedik sürprizler değildı aslında. Küresel libera- lizm geri ekonomilere her yerde, üç aşağı beş yu- karı, buna benzer sonuçlarla yansıyordu. Birçok Güney Amerika ülkesı böyle teslım alınmıştı. Belki bizde koşullar daha çabuk olgunlaşmış, ortam bı- raz daha hızlı uyum sağlamıştı gelişmelere... Ama yeryüzünün neresinde iktıdarlar ulkelerine, değer- lerine bizdeki kadar yabancılaşmış, halklarına biz- deki kadar sırtlannı dönmuştülerki... Öteyandan da mılliyetçilerin sağcısını, solcusunu, üstüne üstlük bir de muhafazakâr liberallenni bır yerde buluştu- rup iktidar yapan da bizdeki bu "elverişli farklılık" de- ğil miydi zaten?.. Faks:0212-723 84 97 (e-posta: dkavukcuoglua tuyap.com) BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4SOLDANSAĞA: 1/ Küçük bir kelebek türü. 2/Üstükapa- 2 lı olarak anîat- ma... Türk müziğınde bir makam. 3/ Marksist ter- 6 minolojide. j proletaryanın fi sınıfbilincin- denyoksunalt 9 tabakasına verilen ad... Kuzu sesi. 4/Bir seçimde adaylardan hiçbirinin gerekli oyu sağlayamaması ne- . deniyle seçimin so- nuçsuz kalması. 5/ Temel niteliğinde olan... Gürcistan'ın para birimi. 6/ Bir no- ta... Buyurucu. 7/Kü- tahya'nın bir ilçesi. 8/ Pamuk ipliğinden yapılan kalınca kilim... Doğu Anadolu'da bir ırmak. 9/ Yunan mitolojisıne göre uçmayı başaran ilk in- san... Bir soru eki. YUKARIDAN AŞAĞIYA: •• 1/ Ayn bir tüzel kişiliği olmakla beraber. serma- yesinin önemli bir bölümünü elinde bulunduran bir ana şirket tarafından denetlenen şirket... Bir nota. 2/ Avustralya'da yaşayan bir cins devekuşu... içi- ne ok konulan kılıf. 3/ Bir aydınlatma aracı... Düz ve geniş arazi. 4/ Gemileri iskeleye bağlamaya ya- rayan kalın halat. 5/ Gerçekleştirilmesi zamana bağlı istek... Kumar oynanan yere bırakılan para. 6/ Yapağıdan elde edilerek eczacılıkta ve parfüme- ride kullanılan sanmsı yağ. II Yan memnunluk be- lirten bir ünlem... Birine dokunsun diye söylenen söz. 8/ Ortaya para koyarak oynanan talih oyunu... Bir ağaç. 9/ Perhiz... Çemberin çevresinin çapına oranını gösteren sayı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear