14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 8 NİSAN 2001 PAZAR 14 t%\ Jf ıi kultur(Scumhuriyet.com.tr 46 yıllık Dormen Tiyatrosu'nu yine kapatan Haldun Dormen, farklı projeler planlıyor Orta sınıf izleyicimîzi kaybettîk INENAÇALÎDtS Oyuncu, oyun yazan, öğretmen, yapımcı ve yönetmen olarak yaşa- nunı tiyatroya adayan Devlet Sanat- çısı Haldun Dormen, pazar günü Dormen Tiyatrosu'nun perdelerini son kez açtı. Sanatçı, bundan sonra sanat yaşamını farklı projelerle sür- dürecek. - Son günlerde özel tiyatrolann içinde bulunduğu kriz sizi nasıl etki- ledi? H \İ.Dl N DORMEN - Üç gûn öncc .^auumuzunsezonunukapat- tık. Bundan sonra çeşitli yerlerde oynayarak tiyatro yaşamıma devam etmeyi düşünüyorum. Gezginci oyunlara ağırlık vereceğim. Binanın büyük sorumluluklan var. Kira, ekip vs. Gelen seyirci hiçbir şekilde mas- raflan karşılamıyor. 46 yıllık geç- mişe sahip Dormen Tiyatrosu'nun veya Genco Erkal'ın tiyatrosunu ka- patması bizim ayıbımız değil. -Tryatronuzuikinci kez kapanyor- sunuz. O dönemle bugünün farkuh- ğınedir? DORMEN-Evet. Tiyatroyu 1972 yılında tamamen kapatma kâran al- mıştım. Bu isteğim tamamen kişisel nedenlere dayalıydı. Yorgunluk, iyı oyun bulamama, terör ve Beyoğ- lu'nun eski önemini yitirmiş olma- sı beni böyle bir karar almaya yö- neltmişti. O dönemlerde televizyo- na, kitap çahşmalanna ve gazetede- ki yazılanma daha çok ağırlık ver- dim. Altı yıl sonra 1979 yılında yeni- den perdelerimizi açtık. O dönem Egemen Bostancı ile müzikal çalış- malan yapıyorduk. Bu defa neden- ler farklı. Türkiye şu an büyük bir kriz yaşıyor, bu bizi de etkiledi. lz- leyici kitlemız gençler ve memurlar- dı, şartlar böyle olunca biz onlan kaybettik. - Peki o gençler nereye yöneldi? DORMEN - Gençler tiyatroya gelmıyor, eskiden bizim talebe ma- ürkiye şu an büyük bir kriz yaşıyor, bu bizi de etkiledi. Izleyici kitlemiz orta sınıftı, bu kitleyi kaybettik. Dormen Tiyatrosu'nun veya Genco Erkal'ın tiyatrosunu kapatması bizim ayıbımız değil.' tinelerimiz vardı, onlar bize büyük keyif verirdi. Artık bunlar kalktı. Gençlik, televizyon, internet gibi başka ilgi alanlanna kaydı. - Seyirci tiyatro ile yeniden nasıl banşacak? DORMEN - Seyircinin 6O'lı yıl- larda olduğu gıbı yeniden tiyatroya gelebilmesi için ekonomik koşulla- Nedim Saban, Tiyatrokare'yi 10. kurulus yıldönümunde kapatma düsüncesinde Kültürsüzlükle kuşatıldık!Nedim Saban, geçen hafta sahneye koyduğu 'Hayanmın Oyunu' isimli oyunuyla tiyatronun içinde bulunduğu maddi ve manevi krizi büyü- teç altına alıyor. Ekonomikkrizin tiyatrolan çok kötü vurduğunu her firsatta dile getiren Saban, kötü koşullar sürdüğü takdirde sahibi olduğu Tiyatrokare'yi 10. kuruluş yüdönümü olan Ara- lık 2001de kapatmayı düşünüyor. - 'Hayaümın Oyunu' isimli yeni ovununuzun konusu şu an yaşadığınız durumun bir gösterge- sL. NEDtM SABAN - Evet. Tiyatronun gerçek teknisyenıyle aynı sahneyi paylaşıyorum. Ente- resanbir oyun, bir tiyatropatronumm, son oyun- culanmn ihaneti karşısında tiyatrosunu ayakta tutabılmesinin yollannı, batmak üzere olan ti- yatronun sahibi Nedim Saban'i anlatıyor. 'Seyirci somnumuz yok ama batiyoruz' - Son zamanlarda n'yatronuzu kapatacağmız- la ilgili demeçkr veriyorsunuz. Bunlartn doğru- hıkpayınedir? SABAN -10 sene içinde öyle bir hale geldik ki, tiyatro tıklım tıklım dolsa bile artık yaşaya- mıyor. Bilet fiyatlannı senede bir defa yüksel- tebiliyoruz. O da enflasyon oranıyla aynı değil. Sponsorlar her yıl biraz daha azalıyor, vergiler, gazete ilanlan, oyuncu parası derken masraflar daha da artıyor, direnmek mümkün değil. Bu oyun Tiyatrokare'nin bir veda oyunu olabüir. - Peki sponsorlar™ SABAN - Vallahi çözemiyorum.Efes Pfisen var, onun da hangi tiyatroya, hangi kriterlerle destek olduğunu bilmiyorum. Sponsor bulmak zorlaşıyor. Sponsor olan cahil bir işadamı smı- fi var Türkiye'de. Hep söylerim; para ile kültür her zaman beraber gitmez. Çoğu zaman bu in- sanlar bir futbol kuhlbüne sponsor olabiliyorlar ama tiyatroya olamıyorlar. Seyirci olarak soru- numuz yok, fakat tiyatro şu an kendini kurtara- mayacak konuma geldi. - Özd tiyatrotenn sorunlan neier? Son oyunuyla bulunduğu dunımu aktanyor. SABAN -Öncelikle şunu söylemek lazım. Po- litikacıların tiyatrodan nefret ettiği bir ülkede yaşıyoruz. Dünyada faşist, sosyalist veya kapi- talist hiçbir ülkede tiyatrodan bu kadar nefret e- den politikacılar yoktur. Cehaletlerini, tiyatro- suz bir ülkede daha kolay örtüyorlar. Cahilin bir anlamda, kamburunu ortaya çıkaran bir sanat- tır tiyatro. tkinci sorun Kültür Bakanlığı'mn ödenekle- rinin Maliye Bakanlığı tarafından durdurulma- sı. Bu da Kültür Bakanlığı'nm Türkiye'de işlev- siz bir kurum haline getirilmesi anlamına geli- yor. Aynca ciddi bir boyuta varan meslektaşla- rımızın ihaneti var. Gelen dizi teklifleri karşısın- da tiyatroyu tamamen bırakıp gitmeleri söz ko- nusu. Son on yılda gerek oyuncu gerek kalite açısından büyük bir gerileme göze çarpıyor. Türkiye'de çok ciddi bir rol dağıhmı sorunu var. Aynca ödenekli tiyatrolann yanlış ve kötü yö- netihnesi de önemli bir etken... 'Tlyatro eğJence ama bizde sanki ceza' - Ekonomikkriz tiyatrolann oyun sezonlanna dayansıdbu SABAN - Doğru. Eskiden sezon ekim başın- da açılırdı. Şimdi kasım ayının ortalanna kadar sarktı. Salonlar bayram, yılbaşı ve ramazan ak- şamlannda dolup taşardı. Bunlar günümüzde artık tarih oldu. Ödenekli tiyarrolar bile bay- ramda kapandı. Bu affedUemeyecek bir şey... Bayram tatilinde lstanbuFda açık tiyatro yok. Noel'de New York'a gittiğinizde iki kat daha fazla oyun var. Oradaki insanlann kültüründe ti- yatro bir eğlence, bizde sanki ceza. -Busorunlannortadankalkmasıiçinsizcene yapdması gerekti? SABAN - En basit çözüm özel tiyatrolann ödeneklerinin on kat arttmlması. Devlet Tiyat- rolan'nın şişkin kadrolannın temizlenmesi ge- rek. Sanat kurumlannın ve onlara destek olan kuruluşlann vergiden muaf edihnesi şart. Gen- cay Gürûn böyle bir yasanın çıkartümasıyla il- gili çahşmalarda bulunmuştu. Bunun bir an ön- ce uygulamaya geçmesi gerek. Türkiye tam an- lamıyla bir kültürsüzlük polrrikasıyla fethedil- di. Bunu çok geride aramamak lazım. Asıl fi- kir-sanat düşmanlan demokrasi adıyla bizim çok yakuumızda yer alan isimler. - Bundan sonraki yaşamuuza nasıl bir yön vermeyi düşünüyorsunuz? SABAN - Tekrar Amerika'ya dönüp orada ti- yatro yapmaya çahşacağım. Tiyatro yapamadı- ğım bir ülkede yaşayamam. Medyadaki var oluş kimliğim daha ikinci planda. Herhangi bir ûlke olabüir, Zambia, Mozambik... Oradaki koşullar Türkiye'den daha iyidir. nn dengelenmesi gerekmektedir. Ti- yatronun en belirgın kesimi olan or- ta smıf kendini toparlamadan tiyat- ro eski seyircisine kavuşamaz. Med- yannı gereken ilgiyi göstermesi se- yirciyi tiyatroya geri döndürebile- cek en büyük etkenlerden biri ola- caktır. 'En büyük sorun para' - Diğer özel tiyatrolann durumu- nu nasıl değerlendiriyorsunuz? DORMEN - Bütün tiyatrolann bugün yaşadığı en büyük sorun pa- ra. Genel olarak baktığımızda tiyat- rolarda akıllıca ve herkesi tatmin edecek oyunlar var. Bunun yanı sı- ra seyirci sıkmtısı da söz konusu. Bir aile için tiyatroya gelmek olduk- ça masraflı. Ekonomik kriz vurun- ca olaylar daha da çıkmaza girdi. Bu durum karşısında ilk önce tiyarrolar harcandı. Bizim izleyici kitlemiz or- ta sınıftı, bu kitleyi kaybettik. - Son dönemkrdeki oyunlannıza sponsor buluyordunuz. Bu desteğin eksilmesi sizi nasıl etkiledi? DORMEN - Şu şartlarda ekono- mik destek isteyemiyoruz. Insanlar kendi işlerini kurtarmaya çahşıyor. - Tiyatrolann bu çıkmazdan kur- tulması için umut var nu? DORMEN -Kültür Bakanlığı'nın bütçesi yeni açılan tiyatrolara gidi- yor. Öncelikle bunun bir zapturapt altına alınması gerekiyor. Herkes ti- yatro açıyor, bence 5 yılını geçirme- miş tiyatrolara para verilmemeli. Toplam 80 tiyatroya para veriyorlar, durum böyle olunca doğru dürüst bir para da kalmıyor geriye. Prodüksi- yon parasının dörtte biri bile çıkmı- yor, onun da bin türlü prosedürü var. Ashnda ortada çok iyi oyunlar var, bunlann çoğu Batılı ülkelerle reka- bet edebilecek durumda. Teknik ola- naklardan değil, oyun, oyuncu kali- tesi, dekor vs.'den söz ediyorum. Is- tanbul'da geniş bir tiyatro yelpazesi var, bunun ayakta durması zor. tçin- de bulunduğumuz krizi aşabilmek için sponsorlar araya girecek gibi gözüküyor. Şu an ona da imkân yok. Insanlar kendi işlerini kurtarmaya çahşıyor. Bu durumda sponsor iste- mek zor. Müzikal ve gezginci bir oyun - Son dönemde televizyona ağırhk verdiniz~. DORMEN -Hiçbir şey yapmadan oyunculuk yapmak beni çok mutlu ediyor. Dadı'nın tutması sanatsal bir eser oluşundan değil kaliteli bir ya- pun ohnasından kaynaklanıyor. Di- zide tiyatro oyunculan var. Espriler banal değil, prodüksiyon da kalite- li. Gülben'in çalışmasım, zekâsını ve disiplinini çok beğeniyorum. Di- zideki usta tiyatro oyunculanna kar- şı zor bir işi başardığını düşünüyo- rum. - Bundan sonra gerçekleştirmeyi planladığuuz projeleriniz neler? DORMEN-Televizyon dizısi çok ilgi gördü, muhtemelen devam ede- cek. Yayla Sanat ve Yapı Kredi Si- gorta'nın sanat danışmanlığıru ya- pıyorum. ŞehirTiyatrosubendenbir müzikal istiyor. Muhtemelen benim yazacağım bir şey olacak. Efendy Shovvland için de bir projem var. Dormen Tiyatrosu için gezginci bir oyun koymayı düşünüyorum. Bunun yaru sıra Haluk Bilginer'in yer ala- cağı bir projem var. Türkiye'de ilk kez, insanoğlunun tarih boyunca yaşadığı en korkunç soykıranla ilgili sergi açılacak Fotoğraf ve belgelerle Auschwitz kampı Kültür Servisi - II.Dünya Savaşı sırasında toplama ve imha kamplannda yaşananlar- la ilgili olarak ülkemizde dü- zenlenen ilk sergide Ausch- witz Kampı, belge ve fotoğ- raflan yer alacak. 19 Nisan'da Istanbul Karaköy Schneider- tempel Sanat Merkezi'nde açılacak olan sergi süresince bir video fılm izlenebilecek ve katalog yayımlanacak. Vıdeo film, savaş yıllannda Avrupa'da bulunan Türk asıl- lı Yahudileri kurtaran Türk konsoloslan, tutuklandıktan sonra Drancy Toplama Kam- pı'ndan kurtulan ve savaş yıl- lannda Paris'te yaşayan Türk Yahudileriyle yapılan söyleşi- leri içeriyor. Katalogda ise Auschwitz Kampı'nın kuru- luşu, kamptaki gündelik ya- şam ve insanlık tarihinin en büyük insanlık suçu, fotoğraf ve belgelerle günümüz insa- nına anlatılıyor. tstanbul Karaköy Schneidertempel Sanat Merkezi'ndeki sergide fotoğraflann yanı sıra bir video film de izlenebilecek. 14 Haziran 1940 ile 17 O- cak 1945 arasında, dört buçuk yıl boyunca Almanya'dan, Av- nıpa'nın Almanya tarafından işgal edihniş ülkelerinden ve Alman taraftan hükümetlerce yönetilen ülkelerden yola çı- kan sayısız tren konvoyunun son durağı Polonya'da, adı o güne dek duyuhnamış Ausch- witz olmuştu. Savaş sonrasın- da ortaya çıkan gerçekler, Auschwitz adını, insanın in- sana yapabileceği en büyük zulmün simgesı olarak insan- lığın belleğine kazıdı. Dört buçuk yıl boyunca Toplama Kampı'na getirilen insan sayısı 1 mılyon lOObini Yahudi olmak üzere, en az 1 mılyon 300 bindi. Çalıştırmak için uygun bulunmayan 850 bın Yahudi, daha kampın ka- pısından hemen gaz odalanna götürüldü ve oradazehirli gaz- la öldürülerek özel frnnlarda yakıldı. 17 Ocak 1945'te Al- manlann Auschwitz'i terk et- meden önce yaptıklan son iç- timada 1 milyon 300 bin kişi- nin girdiği bu kampta canh in- san sayısı sadece 31 bin 894'tü. 'Fotoğraflarla ve Belgelerte Auschwitz' sergisi, Ahnanla- nn Yahudileri yaş ve cinsiyet ayırmadan, kurduklan topla- ma kamplannda sistemli ve bilinçli bir biçimde katletme- lerini gözler önüne seriyor. Açlık, soğuk, salgın hastalık ve insanlık dışı yöntemlerle yok edilen insanlann, kaçış ve direniş öyküsünü de içeriyor. Tutuklulann kollanna bir numara dövülür, saçlan kazı- nır, onlara çizgili tutuklu elbi- sesi giydirilirdi. Böylece 'in- sanhklanndan armdıruan' tu- tuklulann sayısı artınca 1944'ten itibaren toplu katli- amlan hızlandırabilmek için trenler artık doğrudan gaz odalannın bulunduğu Ausch- witz 2'ye gitmeye başlamıştı. Y A P I Y O R L A R ? 'BridgetJones 'un Günlüğü' sinemada • Renee zelweger ve Hugh Grant, başrolünü paylaştıklan ve Helen Fieldıng'in kitabmdan sinemaya uyarlanan 'Bridget Jones'un Günlüğü' adlı filmin Londra'da yapılan prömiyenne katıldılar. Zelweger'm hızlı içkicı Bridget'ı canlandırdığı filmde, Hugh Grant da romantik ve çapkm bir adamı canlandınyor. Film Ingiltere'de 13 Nisan'da gösterime girecek. • LeAnn Rimes. 9 Mayıs'ta Los Angeles'ta düzenlenecek olan 'Counrry Müzik Akademisı Ödülleri'nin sunucusu olacak. 18 yaşındakı genç şarkıcı, 1996'da 13 yaşındayken 'Blue' adlı parçasıyla listelerde bir numaraya çıkmıştı. • BOV Ceorge. Bosna'da savaşın sona ermesinden bu yana Bosna'da çalan ilk Batılı DJ oldu. George, iki günlük zıyaretinde 7000 Hırvat, Sırp ve Müslümanın yaşadığı Banja Luka kasabasında müzik yaymı yaptı. George 1997'de Sarajevo'da konser veren U2'dan sonra Bosna'ya gıden ikinci sanatçı oldu. • Cerard Depardleu ve oğiu Guillaume, kanşık bir baba-oğul ilişkisinin anlatıldığı 'Honor Thy Father'da birlikte oynayacaklar. 4.8 milyon dolara mal olacak filmin eylülde vizyona girmesi planlanıyor. Film, senaryoyu da yazan Jacob Berger tarafından yönetilecek. Baba-oğulu ekranda ilk kez canlandıracak olan Depardieu ve oğlu, daha önce 'All the Mornings of the World'de birlikte oynamışlardı. • Leonard Nlmoy ve eşı. Los Angeles'taki Gnffith Rasathanesi'nin konınması için yapılacak çalışmalara 1 milyon dolar bağışladılar. 'Uzay Yolu' adlı bilımkurgu dizisınde sıvri kulaklı 'Mr. Spock'ı canlandıran aktör, bunun için 63 milyon dolara ihtiyaç olduğunu ve çalışmalann 2004'te bitirilmesinin planlandığını söyledi. Rasathane'deki 200 koltuklu konferans salonuna da yenileme çahşmalan bittikten sonra katkılanndan dolayı 'Leonard Nimoy Events Horizon' adı \enlecek. ,^ • Roman ^ f, Polanski Varşova'da Piyanist adlı filmi bitirmeye uğraşıyor. Geçen yıl ölen Polonya Yahudisi müzısyen Wladyslaw Szpilman'ın yaşamnıı anlatan Polanski, on yıl sonra bu film için Polonya'ya döndü • Roberto Benigtil, mayıs ayında yeni filmi Pinocchıo'nun çekimlerine başlıyor. Senaryosunu Vincenzo Cerami'nin yazdığı filmde kansı Nicoletta Brashi'yle oynayacak Benigni, kameranın ardma geçip yönetmerüik de yapacak. • Agnieskla HOİIand, yirmi yıl sonra Polonya'ya döndü ve yeni fîlmi 'Julia Eve Dönüyor'u yönetmeye başladj • Tom Hanks, 1974'te mezun olduğu lisenin tiyatro salonunu restore ettirmek için üç hafta önce 125 bin dolar bağışladı. Hanks, restorasyon çahşmalan 2002'de bitecek olan tiyatronun açılışına katılacağını da açıkladı. Tiyatro salonundaki koltuklardan birine de Hanks'in ismi yazılacak.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear