14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet Imtivaz Sahibi: Berin Nadi GenelYaymYönetmeni: Ibrahim Yıl&z • Yazuşlen Müdıirü. Saita Alpaslan # Sorumlu Müdür: Fîkret ÜJdz • Haber Merkezi Müdürü: Hakan Kara Istıhbanıt: Cengiz Yıldınm • Ekonomi: Özlem Yüzak # Küitûr: Handan ŞenJcöken • Spor Abdülkadir Yücelman • Makalelen Sami Karaören 9 Düzeltme: Abduliafa V azıcı # Fotoğraf: Erdoğan köseoğlu 0 BUgı-Belge: Edibe Buğra • Yurt Haberleri: Mehmet Faraç # Avnıpa Temsiicisi: Güray Öz Yayın Kunılu: Öhan Selçuk (Başkan), Orhan Erinç, Hikmet Çetinkava, Şiikran Soner,tbrahim Yiküz,Orhan Bnrsalı, Mustafa Bslbay, HakanKara. Ankara Temsiicisi: Mustafs Balbay Atatürk Bulvan No: 125, Kat:4,Bakanlıklar-AnkaraTel: 4195020(7hat), Faks: 4195027 • Izmir Temsiicisi: Serdar Kızık, H. Ziya BIv. 1352 S. 23 Tel: 4411220. Faks: 4419117 •AdanaTemsiicisi: Çetin YiğenoğJu, Inönü Cd 119 S. No:l Kat.l, Tel: 363 12 l!,Faks:363 12 15 Müessese Müdürü: Erol Erkut 9 Koordınatör: Ahmet Korulsan # Mu- hasebe: BüJent Yener • tdare: Hüseyin Gürer • Sanş: Fazilet Kuza MEDYA C: • YÖDetım Kunılu Başkanı - Genel Müdür. Gilbia Erdnran # Koordınatör: Refcn Işıtnun 0 Genel MüdürYardımcısı. SevdaÇotan Tel: 514 07 53 - 51395 80-5B84«Wl,Faks:5l38463 Ya.Mmiatan >e Basan: Yenı Gün Haber Ajansı, Basın vc Yayıncılık A.Ş. Türiiccagı Cad 39 41 Cagaloglu 34334 Islanbul. PK: 246 - Siriceci 34435 Istanbui Tel: (0,212)51205 05(20 hat) Faks: (0/212) 513 85 95 www.cumhuriyet.com.tr 16NİSAN2001 lmsak:4.42 Güneş:6.17 . Öğle: 13.11 Ikindi: 16.52 Akşam: 19.52 Yatsı: 21.19 Trittin, sera gazı emisyonu olan ülkelerin iklim değişikliğine karşı önlem almaktan kaçamayacaklannı belirtti suçlusu sanayfleşme Tekne otomobile çapptı • İSTANBUL(AA)- Antalya'nın en işlek caddelerinden 100. Yıl ilginç bir kazaya sahne oldu. En yakın sahile 1 - 2 kilometre uzakta olan caddede park halindeki 07 SF 353 plakalı otomobile tekne çarptı. Balık avlamak için yola çıkan 34 UL 2665 plakalı pikapın arkasına bağlı olan tekne, aradaki bağ kopunca fırladı. Yolun sağında duran otomobile çarparak otomobilin üstüne çıkan tekne şaşkınlıkla izlendi. Roberts 'şişmanlayacak' • ANKARA (AA)- Beyazperdenin en güzel yıldızlanndan Julia Roberts, yeni filminde hayraniannı bir hayli şaşırtacak. Roberts, Catherine Zeta-Jones ile rol alacağı "American Svveethearts" adlı filmde, şişman bir kadın olarak kamera karşısma geçecek. Internetteki "mr.showbiz" sitesinin haberine göre, genç yıldız şişmanlıktan zor yürüyen bir kadını canlandırarak ilginç bir deneyim yaşayacak. AHMET TEVFtK ORTAÇ BERIİN - ABD ile Avrupa ve Almanya arasında Kyoto Protokolü nedeniyle bir kez daha ortaya çıkan görüş ayn- lığının, sanayileşmiş ülkelerin çevre kirliliği ile ilgili sorum- luluklannı azaltmayacağı vur- gulandı. Cumhuriyet'in soru- lannı yanıtlayan Federal Çev- re Bakaru JürgenTrittin, Japon- ya, Rusya ve Kanada gibi ül- kelerin Kyoto Protokolü'nden yana tavır almalanrun cesaret verici olduğunu savundu. Trit- tin şunlan söyledi: • Alman Çevre Bakanı Jürgen Trittin "Hükümetimiz, AB'deki partnerleriyle birlikte, ABD'nin Kyoto Protokolü'nün temelinde yer aldığı gibi dünya çapında iklim koruma çabalanna katılımı için her türlü güçlüğün altına girecektir" dedi. ; "Bûtün sanayi üiketeri,özei- Bkk sera gazı emisyonu olan- lar,iklim değişikliğine karşı ct- kiü önlemler almak fizere yü- kömlölüklerûsdendL Hiçktm- se sanayileşmiş ülkekri bu so- nımhıluktan kurtaramaz. An- cak eğer Kyoto Protokolü 'ne göre indirün yükümlülükleri- ni yerine getirirlerse, ancak ikincigefişmekteolan ülkelerin sera gazı emisyonlannı sınır- lama şansı vanfa." Bazı büyük sanayileşmiş ül- kelerin Kyoto yanlısı tutumla- n olduğunun da göz ardı edi- lemeyeceğini kaydeden Trit- tin, "Yînedeşansvar^dedi. Al- man Bakan sözlerini şöyle sür- dürdü: "Federal hükümet,yeni Ame- rikan bükümetinin süregelen denetimleri çerçevesinde de çevre ve enerji poüiikalaruıda iklimi korumaya yer vereceği- ni düşünüyor. Böyle bir şans vardır. Bu ne- denle, hükümetimiz Avrupa BirKği'ndeki parmerierivle bir- likte,ABD'nin KyotoProtoko- lü'nün temelinde yer aldığı gi- bi dünya çapında iklim koru- ma çabalanna katüımı için her türlü güçlüğün altına girecek- tir. Bununla birliktefederal hü- kümet,Bonnfoa vapıiacakDün- ya İkfim Konferansı'nın başa- nh olması ve Kyoto Protoko- lü'nün 2002 yıhna kadar ger- çekleşebilmesi için her türlü çabayı gösterecektir." OPLUMUN YÜZDE 43 'Ü TOMBUL Lahmacun kültiirii Türkkrisişmanlafy tSTANBUL (AA) - Istanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nce yapılan araştırmaya göre, Türk toplumunun vücut yapısı son yıllarda genişledi. tnsanlann yanya yakını tombul" hale geldi. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Iç Hastalıklan Anabilim Dah Başkanı Prof. Dr. Hüsrev Hatemi, yaptıklan araştırmanın sonuçlannı değerlendirdi. Prof. Dr. Hatemi, Türk toplumunun, yemek kültürüne sadık kalmayıp kebap-lahmacun türü yiyeceklerle beslenmesinin, bu olumsuz gelişmenin en önemli nedeni olduğunu vurgulayarak şunlan kaydetti: "Şişman bir millet obnamız, kendi '- mutfak kûltürümüze sahip çıkmamamızdan kaynaklanıyor. Tüm Akdeniz ülkeleri mutfak külrürterini korurken biz, 1950'lerde başlayan . lahmacun kültürünün esiri olmuşuz." Prof. Dr. Hatemi şöyle konuştu: "1998-2000 ydları arasında şişman bir millet olmuşuz. Halkın yüzde 26'» şişman, yüzde 43'ü tombuL Ideai Idlosunda ofauılann oranı ise sadece yüzde 31." tfMEGA3 VE OMEGA6 Zeııgttıa fivskleri korumaaütndaGAZtANTEP (AA) - Zeugma antik kentinden geçen yıl acil kurtarma kazılan strasında çtkanlan 92 firesk (duvar resimleri), Ankara Üniversitesi Başkent Meslek Yüksekokulu'ndan gelen ekip tarafından restore edilerek korumaya alındı. Proje Yöneönen Yardımcısı Dr. Bdar Eskki, yaklaşık 7 aydır 12 elemanla yürütülen projenin 23 Mayıs'ta tamamlanacağını söyledi. Zeugma antik İcentinden 92 fresk getirildığini anımsatan Dr. Eskici, "Bu çabşma sıraaııda, yerinden ahnırken geçici panoiar üzerine «ktanlan freskler, u> gun yöntemferle yeni taşıyıcı üzerine nakfedfliyi>r" dedi. ^Sağhkhyaşamınsırn landengelemekte tSTANBUL (AA) - ABD'de 20 yıldır beslenme konusunda çahşmalar yapan Yunan uzman Artemis Simopoulos, uzun ömürlü olma, geç yaşlanma, kalp-damar hastalığı riskini azaltma ve akıl sağlığını korumak için, balık, ceviz ve sebzeyle birlikte hayvansal ürünlerin dengeli alınması gerektiğini bildirdi. Endokrinolog ve pediatrist Dr. Simopoulos, son yıllarda insanlann "Bütün yağuır aynıdır ve az yenilmelidir" düşüncesinin doğruluğuna ınanarak az yağlı, yüksek karbonhidratlı yiyecekler tüketmeye başladığuu söyledi. Dr. Simopoulos 1980 yılında başkanlığıru yaprığı bir kornite tarafından beslenme ve yağı oluşruran unsurlar konusunda araştırma yapıldığuu anlattı. Araştırma sonucunda çoklu doymamış yağlann 'Omega 6' (linoleik) ve 'Omega 3' (linolenik) yağ asitlerinden oluştuğunun belirlendiğini ifade eden Dr. Simopoulos, şunlan kaydetti: "Omega 3 ceviz, bahk ve bütün yeşil yaprakh bıtküerde, Omega 6 ise bütün bitkisel yağlar Üe tahıl ürünierinde bulunuyor. Bunlar, insanlar için temel yağlar. Her ikisi de şart Yağlarla sağuklı besienmenin sun, bu ikisinin dengeli alınmasında." e-posta: tan (d prizma. neL tr H A B « A TARAFSIZ, DOGRÖJ KALITELI SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN Türkiye'ye 'Soğuk Savaş' Başta ABD olmak üzere, 'Sistem'in başımıza sar- dırdığı bu 'ekonomik bunalım'; açıkça görülüyor ki, -Demirel de altını çlzdi ya- 'sryasi sebeplere' bağ- lıdır; Deviet Bahçeli'nin 'pimi kim çekti?' sorusunun cevabıise.ABDSavunmaBakanlığı'na'vekâJeten' bak- mış Paul Wotfowrtzin, New York Tımes'dataa8 Mart 1992'de yayımlanan 'raporu'nun, üçüncü şıkkında, açık ve seçik olarak özetlenmişti: Ister misiniz onu ha- tırlayalım, bakalım ne demiş: "... teksüpergüç' statûsû(,..) ABD'nin üstünlüğû- ne kafa tutabilecek herfıangi bir millet ya da milletler grubunu caydınvayayeterli, askerigüçlerie sürdürûl- melidir..." Elbette unutmadınız, 1996'da düzenlenmiş 'XXI. yy. ABD Ulusal Güvenlik Stratejisi' de, ABD'yı dün- yanın hâkimi' olarak kabul ediyordu; bu 'hâkimiyet'in devamı için, Azerbaycan ve Orta Asya petrol hav- zalannın 'denetimini' şart koşuyordu ki, gerçekte bu, 'Avrasya'ya hâkimiyet' demekti, temel hareket üssü olarakda, VVashington'ın 'sadıkmüttefiki'Türiayedü- şünülmüştü. Stratejinin 'işleyselliği' acaba mümkün mti? Mümkünse, neytemümkün? KuşkusuzTüridye'nin 'Sistem' açısından 'dikensiz gül bahçesi' olmasıyla! Oysa bu köşede, epeydir, Atlantik ötesinden Anka- ra'ya-daradoğrusu. Türkiye'nın 'Ulusal GüvenfkSlra- tejisi'ne; dolayısıyla, 'Ulusal Güvenlik Kurulu'na- 'diken' şikâyetlerini sayıp döküyoruz. Çağnşımlarm işi yok... • Bunlardan birisi, Washington Yakındoğu Enstitü- sü'nün -ki uzmanlan arasında, AJan Makovskiy ve eski gözağnsı Graham Fuller de bulunuyor- çalış- maiandır. 9O'lı yıllar sona erdiği sırada, seminerler dü- zenleyip; Türkiye'nin 'Soğuk Savaş' sonrasında, ne türden dış politikalar geliştirebileceğini tartışırdı. Ne- deni, şöyle açıklanıyor: "... 1923'teki kuruluşundan bu tarafa Türkiye Cumhuriyeti 'nin dış politikası en oynak, en canalıcı sürecini yasamaktadır". Türki- ye'nin stratejik önemi, jeo/politik düzeyde, zaten kap- samlı nüfuz sahasından doğuyormuş;"... çünkü Tûr- kîye, birbiriyle iç içe yedi değişik bölgede, siyasi rol oynayabiliyor. Bu bölgeler Bato Avrupa, Balkanlar, Ege ve Doğu Akdeniz, Ortadoğu, Kafkaslar ve Hazar Denizi, Orta Asya ve Karadeniz bölgeleri. Bu Sov- yet sonrası dûnyası, Türkiye 'ye karşı hâlâ birçok teh- like banndınyor olsa da, (buraya dikkat) Rusya ile ekonomik ilişkJleryanında, fırsatlarda sunuyor... Ne var ki Türkiye, "... çoğu ona düşman komşu- larla çevrilmiş, bu birengelama, Türkiye 'ninkomşu- lan karşısında, askeri bakımdan korkunç derecede güçlü olması ve neyapacağı belli olmayan birkuvvet oluşturması..." tehlikeli ihtimalleri akla getiriyor. (Bkz. Makovskiy ve Sayar, 'Türkiye'nin Yeni Dünyası: Türk Dış Politikası'nda Değişen Dinamikler') Şimdi bakın, çağnşımlann işi yok, bunlan okur okumaz in- sanınaklına, 'asken bakımdankorkunç derecede güç- lü ve neyapacağı belirsiz' iki büyük ülkeyi ve uğradık- lan kötü akıbetı getiriyor Sovyet Sosyalist Cumhu- riyetler Birtiği'ni ve Yugoslavya Federal Cumhuri- yeti'nü. Yaa!.. - - . , . , , • , - , - • • r ^ Harftayı değljtlrmelc' nlyetl... ; Junlardan bir başkası ve en çarpıcısı; 'Strateji' der- gisinde yayımlanmış olan; ABD Hava Harp Aka- demisi Türkiye Masası Şefi, Albay Michael Robert Hickok'ın Vükselen Hegemon -egemen- Türk Stra- tejisiileAskeriModemizasyonArasındaki Uçurum' baş- lıklı makalesi idi; çünkü 'Ulusal Türk Savunma Stra- tejisi'nin, 'Sistem'in değil, Türkiye'n/r) çıkarlannı gö- zettiğini' ısrarta iddia ediyondu. Doğrusu ya, onu ha- tırlamamızda yarar çok! Şimdi bakar mısınız, 'muma- ileyh' bir manada Pentagon'un bu yoldaki 'sıtonbla- nnı' ne güzel özetlemiş: "... Ankara'daki kararvericiler, günümüzdeyenifır- satlardanyararianmak; vebelirsizgelecekkarşısında, Türk çıkarlannı kommak için, daha aktif güvenlik po- litikalanyla ilgilenrnektedir. Türkiye'nin bölgede, ba- ğımsız bir güvenlik faktörü olarak yükselmesi, kom- şularının dikkatinden kaçmış değildir. Ankara'nın PosVKemaiistdışpolitika denemesiile, Türidye'nin Silahlı Kuvvetteri V)/ modemize ederek tüm komşu- lanndan daha fazla kabiliyetkazandırması, aynı zama- na denk gelmiştir..." "... Türkiye n/n güvenilirpolitikasının, giderek da- ha fazla tahmin edilemezolması; bununyanı sıra, An- kara'nın komşulanna oranla, artan askeri gücü, böl- geselistikrarsız/ığı arttırmaktadır. Türkiye'nin ihtiras- lı güvenlik stratejisi ve kanıtlanmış askeriyetenekteri, tüm bölgede, yeniden birjeo/politikyapılanmayızor- lamaktadır..." "... Türkiye'nin bölgeselhâkim (pegemon) güç ola- rak ortaya çıkma olasıltğı, Bat için müspet ve menfi taraflan olan kanvaşık bir durumdur. (...) Amerika'// kararalıalar, Türkiye'n/n dış politikada vegüvenlikko- nulannda, giderek daha aktif olmasına hazır/ıksızdır. (... buraya dikkat!) Türkiye'nin müttefik olarak gerçek değeri artarken, Ankara daha az güvenilir bir güven- lik ortağı olmuştur..." "... silah transferieri, Kürtlerie ilgilipolitikalar vede- mokratikleşme konusundakianlaşmazlıklardan dola- yı; ortak bölgesel güvenlik çıkarlannın ortadan kalk- masıyla, Washington7n da daha kanvaşık bir ortak olduğu (Türklerce) anlaşılmıştır. Buparadoks, hertür siyasi görüşten, sivil ve asker lideri, yeni politalar de- nemeye teşvik etmiş; ve bu durum, Ankara'nın ulus- lararası ilişkilerde, tek taraflı, daha büyük riskier alma yolundaki isteğini ortaya koymuştur..." Uzun sözün kısası... rv>laylı ve dolambaçlı bu ifade, hakikatte 'pimin çe- LJkilmesine' gerçek neden olanı, jeo/stratejik duru- mu açıklamıyor mu? Konuştuğumuz, gündelik 'so- muf Türkçeyle, sanınm, şöyle özetlenebilecektir a/ Türkiye, alıştklan eski 'uysal' Türkiye değildir. b/ 'Bölgesindeki' ulusal çıkarlan korumak bakımın- dan, 'daha büyükriskleri'göze alabitecek gibi gö- rünüyor. c/ VVashington, Türkiye'nin 'giderek ak- tif olma yolundaki heveslerine', 'hazırlıksızdır'. d/ Sonuçta Türkiye'nin 'stratejik değeri' artmrştır ama, bu durum, onu 'güvenilir bir güvenlik ortağı olmaktan uzakJaşnrmışnr 1 . e/ Bütün bunlar, 'böl- gede yeniden birjeo/politik yapılanmayı zorkıyor1 . Şimdi soru şu: bu Onasya'da haritayı değiştirmek niyetinin, 'diplomatik' bir ifadesi olarak görütemez mi? Öyleyse, başta ABD olmak üzere, Bat ile Türkiye arasında, ciddi bir 'Soğuk Savaş'ın sürdüğünü; kaç yıldır tekrartayıp durmamız; çok daha ger- çekçi, çok daha inandına bir perspektif içine otur- muş olmuyor mu? Merakhsı içm not Cumhuriyet'tekiilkyazıiçin bkz. 'Türkiye'ye Karşı Soğuk Savaş', 20Kasım 1996. ('Bir Sap Kırmızı KaranfH', s. 703. Bilgi Yayınevi. 1998). http://vvww.prizma.net tr/AILHAN rrttp-y/www.bilgiyayınevi.com.tr7ailhan Faks/0-212/2601988
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear