14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
l MART 2001 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA 17 Tayin mi? Devrek llçe Tanm Müdürü Adil Örenli, 1989yılındaANAP iktidarında ANAP Zonguldak Milletvekili Veysel Atasoy'un hışmına uğradı, Akçakoca'ya tayin edildi. Mahkeme kararıyla döndü. 1991 yılında yine Atasoy'un hışmına uğradı, Ordu'ya tayin edildi. Mahkeme kararıyla döndü. 1995 yılında DYP iktidarında DYP Zonguldak Milletvekili Adnan Akın'ın hışmına uğradı, Afyon'a tayin edildi. Mahkeme kararıyia döndü. Bir süre sonra yine Akın'ın hışmına uğradı, merkeze alındı. Mahkeme kararıyla döndü. 1998 yılında ANAP tekrar iktidar olunca ANAP Milletvekili Veysel Atasoy'un hışmına uğradı Daday'a tayin edildi. Mahkeme kararıyla döndü. Bir süre sonra yine Atasoy'un hışmına uğradı, Bartın'a tayin edildi. Mahkeme kararıyla döndü. 2000 yılında MHP iktidarında MHP Zonguldak Milletvekili Hakkı Cerrahoğlu'nun hışmına A uğradı, Çaycuma'ya f \ tayin edildi. Mahkeme kararıyla döndü. 2001 yılında Diyarbakır'ın Ergani ilçesine tayin edildi. Adil Örenli mahkemeye gitti dava açtı. EteMtonik posta: denizsom6cumhuriyetxom.tr Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - Depremzedeler dördüncü bayramda da kalıcı konutlanna kavuşamamış... "Deprem. kalıcı oldu!" B irileri belimizdeki kemeri yıllardır sıkıyordu ve sonunda kemerde delik kalmayınca be- denimizi delmeye başladılar. Artık canımız J acıyor... Bugünlere bir eliyle cebimizdeki parayı götüren öteki eliyle de "dayan" diyerek ke- merimizi sıkanların vaatleriyle geldik. O birileri artık kendilerini de kandıramıyor ki, taa Amerika'dan ba- kan ithal ettiler... Yeni bir isimleyeni kandırmacalar... Göbek taşı çatlamış hamamda tası yenilemişsiniz neye yarar! Petrol-lş Sendikası Araştırma Servisi'nin yaptı- ğı araştırma sonunda ortaya bir sonuç çıkıyor, "Kriz üreten IMF politikalarına son verilmelidir" deniyor. Uluslararası Para Fonu'ndan ve tabii ki Başkan Yar- dımcısı'nı ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı yap- tığınız Dünya Bankası'ndan paçanızı kurtaramadık- tan sonra ne denesiniz, boş... Petrol-lş, "dolu dolu" konuşuyor "Emek karşıtı eko- nomik politikalar sonucu birbirine bağlı üç olgu ka- IMF Muhipleri çınılmaz biçimde ortaya çıkmıştır: 1 - Ekonomik kriz süreklilik kazanmıştır. 2- Krizler da- ha kısa sürelerde ortaya çıkmaktadır. 3- Izlenen poli- tikalara sermaye sahipleri bile güven duymamaktadır. Krizin süreklilik kazanması ve daha sık aralıklaria ortaya çıkması, izlenen politikalann iflasının en açık delilidir. 14 ay boyunca piyasaların yatıştınlamama- sı ve 3.5 ayda bir büyük çöküşler yaşanması prog- ramın hiçbir şekilde dikiş tutmadığını ortaya koymuş- tur. Mali kriz izlenen politikalann sermayeyi ortak- laştıramadığını, bireysel kararlar alınmaya devam edildiğini gözler önüne sermiştir. Türk özel serma- yesinin güven duymadığı bu politikalar çalışanlara, orta sınıflara, esnafa, yoksullara hangi güveni vere- cektir? Bu politikalann gözü kapalı sâvunuculan olan 'IMF Muhipleri'nin bu soruya cevap vermele- ri gerekmektedir." Bu sorunun yanıtını meydanlarda verebiliyor mu- sunuz? Cesaretiniz varsa çıkın halkın karşısına... Petrol-lş öneriyor. "Sermaye giriş ve çıkışları kayıt attına alınmah. Iç borçlanmaya son verilmeli ve iki- üç yıllık bir programlatasfiye edilmeli. Kayıt dışı sek- tör vergilendirilmeli, sermaye kesiminin vergi yükü art- tınlmalı. Istihdam ve üretimi artüracak yatınmlar özen- dirilmeli, bu yatınmlara vergi muafıyeti ve ek teşvik- ler getirilmeli. özelleştirmelere son verilmeli. Kamu bankaları yolsuzluklardan anndınlmalı. Banka siste- mi yeniden düzenlenmeli. Üretime yönelmeyip mali operasyonlaria aşırı kazanç elde etmeye yönelik iş- lemlere kamu denetimi ve vergi getirilmeli. Sendikal hak ve özgüriüklerin önündeki engeller kaldırılmalı." Aksini savunuyorsanız, Taksim Alanı'nda "Istikrar Mitingi" düzenleyin... Halkın umudunun "Çürük Yu- murta Mitingi" olduğunu gözlerinizle göreceksiniz! SESSÎZ SEDASIZ (!) Yüksek Yerilim Hatta ertfincutku(âyahoo.com Gözü doymak bilmeyenler de göz diyetine! Kuş gelip tüfeğin önüne konuyorsa Manisa Turgutlu'dan Necdet Ancı, "Karadenizlilerin o engin hoşgörüsüne sığınarak 'Karadenizlinin biri' diye başlayan fıkralara hepimız bayılınz" girişini yaptıktan sonra, "Bendeniz de Akdenizlilerin o engin hoşgörüsüne sığınarak bir Akdeniz fıkrası anlatmak istiyorum" diyor... Ancı'nın anlattığı fıkra şöyle: "Akdenizlinin biri, birgün ava çıkmak ister fakat av yasağı vardır. 'Neyse bir yolunu buluruz' diyerek tüfeğini omzuna asar ve yola koyulur... Bir torba dolusu kuş avlar fakat dönüş yolunda köydekilere yakalanır... Torbadaki kuşlar tek tek çıkartılırken bizimki: - Ne yapayım birader... Kuş gelip tüfeğin önüne konuyor... Kuş gelip tüfeğin önüne konuyor... Kuş gelip tüfeğin önüne konuyor... Akdenizli alışmıştır bir kere... Her yakalanışta aynı gerekçelerle savunmasını yapar: - Kuş gelip tüfeğin önüne konuyor... - Kuş gelip tüfeğin önüne... - Kuş gelip tüfeğin... - Kuş gelip... - Kuş... " Fıkranın kıssadan hissesi de Necdet Ancı'dan: "Bir köklü partiyi kuşa çevirenlere ithaf olunur!" GÖRÜŞ YAŞAR SEYMAN Kadınlar Diyarbakır'da 17 Mart'ta ülkenin ses du- varını aşmış kadınlan, Diyar- bakırlılarla kucaklaşacak. Bu adımın ilki erkeklerden geldi. llk adımın mimarı Mahsun Kırmızıgül'dü... Erkekçe adım, futbol maçıydı. Ikinci adimıfı mimarı Pınar Selek... Kadınca adım, ağaç dikmek, kurşun sıkılan yerlere karan- filler bırakmak, film gösteri- mi, kadınlarla söyleşmek, ba- nş güvercinleri uçurmak... Gün dönmüştü. Telefonu- ma ileti geldi. Okudum. Sev- gili Selek, "Uyumuyorsan ko- nuşalım mı?" diyordu. Araş- tık. Onlarca kadının televiz- yonda Mahsun Kırmızıgül'ü izlediğinde, aklınatakılan öne- riyı yapıyordu. "Biz kadınlar Diyarbakır'a gitsek nasıl olur? Yanıt bekliyorum, yoksa gözü- me uyku girmez." Pınar'ın, Pı- nar gibi sesine "Hayır!" de- mek kolay mı? 24 Ocak'ta Di- yarbakır kurşunlanmadı mı? O günden sonra Fırat ve Dicle yi- ne seslı ve sitemlı akmıyor mu? Kadınca bir eylem niçin Diyarbakır'da ülkeye sevgi ve barış iletileri göndermesin? Mart ayı önemli yıldönüm- leriyle baharı müjdeliyor: 8 Mart Dünya Kadınlar Günü, 21 Mart Nevruz, 27 Mart Dün- ya Tıyatrolar Günü olarak kut- lanıyor. Yine de son yıllardaya- şadığımız gerçek, mart ayı bir dolu kadın etkinlikleriyle ge- çiyor. Ülkenin her köşesinde tüm kadın hakları savunucu- larının telefonları çalıyor. Çağ- n alan kadınlar etkinliklere ko- şuyorlar. Mart ayı boyunca kadınla- rın sorunlan dillendiriliyor, çö- züm önerileri sunuluyor ve ka- dınlarımız bahar çiçeklerine dönüşüyor... Pınar Selek'le kararlaştırdı- ğımız kadınca eyleme bilim dünyamızdan, sanatçılarımız- dan, sivil toplum örgütlerin- den ve medyadaki kadınları- mızdan yüreklendiren telefon- lar geldi. Somut adımlar atıl- dı. Diyarbakır'a gelecek bir gül demetinin ilk isimlerini siz- lerle paylaşmak istiyoruz: Tûr- kân Şoray, Perihan Mağden, Nilgün Cerrahoğlu, Duygu Asena, Ferai Tınç, Şükran Soner, Işıl Özgentürk, Güler Kazmacı, Ayşe Düzkan, Zey- nep Oral, Füsun Sayek, Vıc- dan Baykara, Nuray Hafiftaş, Seda Kaya Güler, Gül De- mir, Elif Ergu, Şule Bucak, Burçin Şimşek, Ipek Çalış- lar, Pınar Selek ve ben... Kadın yazılımı özgündür. Bu nedenle dünyanın her köşe- sinde kadınlar özgün bir dil kullanıriar. Kadın duyariığı son yıllarda tartışılıyor. Artık yerel seçimlerde kadın adaylar, aday oldukları yerieşim bölge- leri için "Kadın eli değmeli! Oya gibi işlenmeli!" savsözle- riyte ıletilennı duyuruyoriar... Si- yasetteki kirlenmışlik, güven- sizlik, sevgisizlık kadınlarla aşılır. Yeter ki sivil toplum ör- gütleri, siyasi partiler kadınla- rın birikmiş potansiyellerine, üretimlerine ve seslerine ku- lak versinler. Yoksa iktidar düşlerini gerçekleştiremez, yannlara hazır olamazlar. Yeni bir yüzyılın ilk dünya kadınlar gününü Diyarbakır'da kutlamaya ne dersiniz? Diyar- bakıriılarla kucaklaşmak, men- dil satan çocuklarla konuş- mak, emekçilerden kara çar- şambaları, dalgalanmaya bı- rakılan döviz kurlarının yansı- malarını dinlemek, acılı yer- lere karanfiller bırakmak için çok gül demetine gereksinim var. Bizlere katılın! Dünya ka- dınlar gününüz kutlu olsun! e-mail: yasar.seyman(Ş is- bank.nettr ÇATALCA SULH HUKUK HAKİMLİĞl'NDEN Esas No- 1999/635 Davacı Sebatı Asarkaya vekilı Av Seyfettın Iskenderoğlu taraündan da- valı Abdülkadır Fıncan aleyhrne mahketnemızde açılan ızaleı şuyu davası- nın yapılan açık yargılaması sırasında, Istanbul ılı, Çatalca ılçesı, Durusu köyü, 127 parsel sayılı taşınmaz malıkı Abdülkadır FıncarTa çıkartılan da- va dılekçesı ve duruşma gününe kaım davetıyenın teblığı mümkun olma- dığı gibi yapılan tüm araşürma ve zabıta tahkıkatına rağmen açık adresını bılen ve tanıyanlara rastlanılmamış olmakla, adına ılanen teblığ yapılması- na karar venlmış olup, nıza konusu taşınmazda hıssedar bulunan yukanda ismi geçen davalının dunışmanın atılı bulunduğu 20'03/2001 giınu saat- 10 lO'da Çatalca Sulh Hukiık Mahkemesrne mahsus salonda hazır olma- sı veya kendısını bir vekü ıle temsıl ettınnesı, şayet adı geçen davaü ölü ise kendısıne mırasçı olanlann mırasçılık belgelen ıle mahkememıze mü- racaat etmelen aksı takdırde dunısmalann yokluklannda yapılarak karar venleceğı hususu ılanen tebliğ olunur 06/02/2001 Basın 12422 TOMARZA ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞt'NDEN DosyaNo 2000/101 Davacı Durdu kızı Medıne Karabulut tarafYndan davalı Tomarza ılçesi Köpnibası köyü nüftısuna kayıtlı Mustafa oğlu 1967 doğumlu Zafer Kara- bulut aleyhıne açılan şıddetlı geçımsızhk nedenı ıle boşanma davasının ya- pılan açık yargılaması sırasında, 12 07 2000 tanhlı dava dılekçesının ve duruşma günunün ılanen tebhğıne karar venlmekle, Yapılan tum arastrrmalara rağmen bulunamayan ve açık adresı de zabı- taca tespıt edılemeyen davalı Zafer Karabulut'un yukarda esas numarası yazılı bulunan dava dosyasının duruşma günü olan 22.03 2001 gunü saat 09 30'da mahkememızde hazır bulunması veya kendısıni bir vekılle tem- sil ettırmesı, aksı takdırde yokluğunda yargılama yapılıp karar venlecegı dava dılekçesuun ve duruşma gününun tebhğı yenne geçmek uzere ılan olunur. 01 02 2001 Basın. 6381 HAYVANLAR ISMAIL GVLGEÇ igulgec@yahoo.com KtM KİME DUM DUMA BEHİÇAK behicak(dturk.net ÇtZGtLİK KÂMİL MASARACI H A R B İ SEMİH POROY semihpomy@yahoo.com TARÎHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 8 Mart CARL PH/İJPP EMMUEL BACH 1Jt4'TE 8UGÛN,MÛZİKÇJ CA£L PMLIPPElülANUEL BACH, ÜHLÜ JBHANN SE&KTtEN 8AOİİN 2O ÇD~ CJAÎUND4N İKİA/C/SİOtA&VC DO6DU. DAHA KLL ÇİUC YAŞLA8C* ÇOK YE7EHEOJ OLOU&U AHIA- ŞlLACAK, İLK MÜ2İZ KÛLTİİeuUÜ BA8AS/NCHH ALACAtrr/.KrsA sü/eec£, KLAVSEN ÇAIAAAMKJ UST7VJĞ/ YAN/NÛ4 SESTSCJLlĞl İL£ P£ 7ANI- . OW),İHMIZCA BABASIHIH IZINPE 61R MÛZKÇ/ OLAKAK NİTEL&UEK, MÛ. ZJHJW tOASİKÇA&IAlfDAHAS/ 6O*HWrİIC ÇA- ğlN) HAzHİLAYiauklN/ YAPAtUARIN BAŞU- CALA&NDAN BÜÖNİ SÖe£M£M£K OLUfi. fafUİvıe ?o'£ YAKIN SAYIMKJ SONATI ; GELBCSĞİN MÛZİeİNI SSCB ATOM BOMBA& 195O'DE, sovrcmusm 1 N ATOM BOMBA- Sl YAPTIĞI AÇtCLANDf. MABEŞAL KÜUENr YEFBeMOVfç VDEOŞ/LÛV 7?*KA&NaW YAP1. LAN PUVtMU, 8/tTI ÛUC£LERİ 7M&AFINCMN HER AN 8E/CLENEN SİR AÇIKLAMA Ğ DÜZ ÇİZGİ UMİT ZİLELt Aşağılık KompleksiL Geçen ytl da yazmıştım; bayramlan sevmem... Hele Kurban Bayramlannı hiç sevmem!.. Çünkü bizde Kurban Bayramlan, görmemişliğin, il- kelliğin, vahşetin ve de "Bak ben kesiyorum" göste- rişçiliğinin dışavurumudurL Bu bayram, bayramlardan iyice soğudum... Bakır- köy Belediyesi'nin yıllardır başanyla gerçekleştirdiği "öze/ kesim" yeri uygulamasını bu yıl bütün belediye- ler uyguladığı halde, yurttaşlanmız ortalığı yine kan go- lüne çevirdiler. Otoyollann çevreleri açık hava mez- bahasına dönüştü... Bırakın küçükbaş hayvanlan, koca koca danalar, de- velertam da krizin en yoğun günlerinde eşe dosta gös- tere göstere boğazlandı!.. Betonlaşmış Istanbul, bin- lerce hayvanın kanını adeta kustu... Bu ilkel, bu vahşi görüntülerin üstüne büyük gaze- telerin manşetleri de oturunca iyice içim daraldı... Bayramın ikinci günü, kana bulanmış renkli fotoğraf- lann üzerindeşumanşetlervardı: "IşteAvrupayolu!.", "AB'yiMabeyi dinlemedileri.", "Bu inatniye?" Gaze- teler sözleşmişçesıne aynı düşünceyi savunuyorlar- dı; "Bu manzaralangören, Türidye'yıAvnıpa Biriiği'ne almaz, 2008 olimpiyatlannı da asla Istanbul'a ver- mez!.." Ama biz buyuz!.. Önceki yıllarda da farklı görüntü- leryoktu ki... AB'ye hoş görüneceğiz diye bir günde toplumun yapısı değişmez ki!.. Bir toplumun çağdaş uygarlığa doğru yürüyüşü, birileri istedi diye, birileri- ne sevimli görünmek uğruna değil; adam gibi eğitim projeleriyle, adam gibi kalkınma programlanyla olur! - Siz hiç uşaklaşarak, sömürgeleşerek çağdaş uy- gariığı yakalayan bir ulus gördünüz mü?!. - Bayramlan sevmiyorum ama aşağılık kompleksin- den de nefret ediyorum!.. TEMİZEL MUTLAKA DÖNECEK1... Türkiye'nin yeni umudu Kemal Derviş geldi... Ze- keriya Temizei gitti!.. Özellikle finans çevrelerinin ve de siyaset cambaz- lannın nefret ettiği Temizei, zaten uzun süredir üze- rindeki baskılardan bunalmıştı. Son "Derviş operas- yonu" ile Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kuru- lu'nun "sıradanlaştınlma" girişimi, bardağı taşıran son damlaoldu.Temizel'eatfedilen, "Derviş'ihazme- demedi", "Tüydü", "Bırakıp kaçtı" yolundaki seviye dışı ve hınç kokan" değeriendirmelere yalnızca acı acı gülüyorum. Aynca Zekeriya Temizei'in istifası için yoğun ve incelikli oyunlar oynandığını daseziyorum!.. Ama benim tanıdığım Zekeriya Bey, bu tür "entrika- lardan" yılacak bir kişiliğe sahip değildir... En kısa za- manda dönecek ve "temizlik" savaşında bıraktığı yerden devam edecektir... Üstelik bu savaş artık (bü- yük olasılıkla) siyaset sahnesınde sürecektir, o çev- reler dahil hiç kimsenin kuşkusu olmasın!.. Derviş'e gelince, ciddi kabul edilebilecek demeç- lerine, bir an önce yapılmasını istediği özelleştirme- ler ve yeni niyet mektubu açıklamalanna bakın, kar- şınızda IMF var sanırsınız. Ne farkı var?!! HALK BANKASI NİÇİN ÖFKELİ?!.. Geçen hafta yazdığım "Civcivlerin ölümü" başlık- lı yazımda bir ilçenin acıklı batışını anlatmış, banka- lann yüzlerce milyon dolar hortumlandığı ortadayken 30 bin kişinin yaşamını bağladığı bir işletmenin doğ- ru dürüst faizle 10 milyon dolar kredi bulamadığı için battığını yazmıştım. O yazımda Halk Bankası'ndan da söz etmiş, "orta ölçekliişletmelere destek olmak, kre- di vermekle yükümlû Halk Bankası'nın Murat Deml- rel'e 120 milyon dolar, Sabah Grubu'na 187 milyon dolar kredi açtığı bu güzel ülkede.." demıştım... Halk Bankası'ndan Genel Müdur Yenal Ansen ve Hu- kuk Müşaviri Semra Ünal imzalı zehir zemberek bir ya- nıt geldi. Bu yazıda yer alan, "Bankamız itibanna zarar verecek, haksız rekabete yol açacak, müşterilerimızde yanlış intibalaryaratacak tanımlamalarolup, suç oluş- turmaktadır" cümlesini hiç anlamadım!.. Yalan yanlış birşey mi yazmışım?. Hayır!.. Kendi gönderdikleri ya- zının birinci maddesinde zaten belirtmişler... - Bankarnızda Murat Demirel'in şahsına ve Sabah Grubu'na, ifade edilen miktaharda kredi açılmamış- tıri.. Demek ki kredi açılmıştır!. Ben de zaten kredi açıl- dığını yazmıştım!. Miktan ise günlerdir, haftalardır ga- zetelerde yazılıyordu. Eğer bu miktariar yanlışsa bir zahmet açıklasınlar da öğrenelım. Buradaki soru şu- dur: Büyük miktartarda kredi açılan Murat Demirel, kü- çük esnaf mıdır?!. Sabah Grubu ya da Etibank, orta ölçekli işletme midir?!. Cavit Çağlar'ın şirketleri KO- Bl midir?!.. Yoksayukanda saydığımız srfatlara hiç uy- mayan bu tür kisi ve kuruluşlara kredi açmak Halk Ban- kası için HOBİ midir?!!! Aynca bu kredıler gen dön- müş müdür??? - Yanıtlannızı bekler, saygılanmı sunanm efendim... Eposta: uzileli" ixir.com Faks:(0 212)287 42 41) B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 SOLDANSAĞA: 1/Safveaptal görünen, ama akla gelmedik kurnazlıklar gösteren, ufak tefekveçelim- siz Türk ma- sal kahramaru. 2/ Bir işe gön- lü olma... Uzun omuz at- kısı.3/Pamuk ya da ipekle kanşık pamuktan do- kunmuş ensiz bir ku- maş. 4/ Dilbilgisinde fiil çekimi... Gümü- şün simgesi. 5/ Ana- dolu'da kurulmuş es- ki uygarlık... Lifleri 5 dokumacıljkta kullanı- lan bir palmiye çeşidı. 6/ Tanmda bir yılda 8 derlenen ürünlerin tü- 9 _ mü. II îrlanda Cıunhuriyeti'nin resmi adı. 8/ Kü- çük erkek kardeş... Ihlara Vadisi'nin girişinde bu- lunan kaplıca. 9/ Uzun bir nesnenin sivri noktası... Sürekli öten bir güvercin cinsi. -. - - YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Tüylü saph, kırmızı ya da san çiçekli bir bitki. 2/ Rütbesiz asker... Tanntanımaz... "Hiçbir şey gi- deremez — sıkıntımı / Memleketimin şarkılan ve tütünü gibi" (Nâzım Hikmet). 3/ Üzerlerinde harf- ler bulunan kâğıtlarla oynanan bir kâğıt oyunu. 41. Omurgayı oluşturan kemiklerden her biri... Ilkel benlik. 5/ Meme başı üzerine yerleştirilip sütün alınmasına yarayan araç. 6/ Derinin aşın beyazlı- ğı, tenin çok yumuşak olması, ayaklarda şişme ve boyundaki bezlerde büyüme gibi belirtilerle ken- dini gösteren hastalık. 7/ tskambilde koz... Gevrek bir elma türü. 8/ Japon lirik dramı... Kamer... Yur- dumuzun bir bölgesi. 9/ Yasal... Yemek.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear