Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
19ŞUBAT2001 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
17
İŞ müfettişleri
yalnızlaştınlıyor
611 iş müfettişi; atölye, büro, maden,
fabrika, il, ilçe, köy, dağ, açık arazi deme-
den tüm Türkiye'yi tarıyorlar. Kestikleri
idari para cezalarıyla son 5 yıl içinde ulu-
sal bütçeye yaptıkları katkı da 14 trilyon
577 mityar liraya ulaşıyor. Ne ki degeri bi-
linmeyen iş müfettişleri haksızlıklara uğ-
ratılıyor. İş Müfettişleri Derneği, üyelerinin
sorun ve ısteklerini üç temel başlıkta top-
luyor:
- 1981'de atama yöntemi yasasında
yapılan değişikliğe kadar ortak kararna-
meyle atanabilen iş müfettişlerinin kaza-
nılmış bu hakkı geri verilmelidir.
- Fonlar aracılığıyla yapılan ödemeler-
den yararlanamayan tek denetim elema-
nı olan iş müfettişlerinin özlük haklarının
ryileştirilmesi gerekmektedir.
- Çalışma Bakanlığı'nın teşkilat yasası-
nı değiştiren tasanda İş Teftiş Kurulu Baş-
kanlığı'nın bakan adına teftiş, ınceleme ve
soruştuıma yapabileceğine ilişkin yetki
kaldınlmaktadır. Bu durum hukuka aykı-
ndır. Milyonlarcaçalışanın iş koşullannı çok
zor koşullarda denetleyen, neredeyse bir
avuç iş müfettişinin adım adım yainızlığa,
sahipsizliğe itilmesi çok anlamlı!
ISIK KANSl
17 Ağustos 1999 depreminde
yitirdiğimiz eğitimci, dilbilimci Be-
şir Göğüş adına konulan ve her yıl
yinelenecek olan ödül, geçen haf-
ta gerçekleşen yalın, düzeyli bir tö-
ren ile sahiplerini buldu.
Beşir Göğüş'ün 1940'larda aç-
tığı çığırı, Dil Derneği ile birlikte dü-
zenlenen törende aile adına konu-
şan Deniz Sungurlu, dedesinin
ağzından şöyle anlattı:
"Okullarda öğretmen ve yöneti-
ci olarak çalışırken Batı ülkelerinde
anadillerinin nasıl öğretildiğini de in-
celedim. Bizde anadili kitaplan ya-
zartardan alınmış parçalardan olu-
şan birer seçki niteliğindeydi ve adı
da 'okuma' kitabıydı. Oysa benim
inceleme olanağı bulduğum Fran-
sızca ders kitaplannda, bu seçil-
mm. m ^fe •• w •• •• ••••••
Beşır Goguş odulumiş yazılara anlama, sıralama, tür,
dil çalışmalan, dilbilgisi araştırma-
lan veyazma çalışmalan ekleniyor-
du. 1943'te Milli Eğitim Bakanlığı,
ortaokullariçin Türkçe kitabıyanş-
masıaçtı. Şartnamede, dersyapı-
lacak yazılann yukanda belirttiğim
yönlerden işlenmesi istenmişti. Bu
yanşmaya rahmetli arkadaş/m Ke-
mal Demiray'/a girdik. Bizim ki-
taplanmız en yüksek puanı aldı,
1945'te ders kitabı olarak basıldı.
O günden beri Türkçe ders kitap-
lannda yazılann çeşitli yönlerden
incelenmesi yöntemi uygulanır, ki-
taplann adlan da 'okuma' olmak-
tan çıkmış, Türkçe' olmuştur."
Beşir Göğüş Ödülü'nün, ilk sa-
hipleri "Ana Dilim Türkçe-6" adlı
kitabın Türkçe öğretmenliği yapan
yazarian Gülseren Çelebi, Gülten
Yücel, Aynur Demirdirek ve Nur-
gül Özmen oldular.
TED Ankara Koleji Vakfı Yayınla-
n'ndan çıkan kitap; renkli resimler,
fotoğraflarla bezenmiş. Yalnızca
albenisi değil, kitabın özenli içeri-
ği de önemli.
Çağcıl yazartarımızdan, ozanla-
nmızdan alıntılar, dil ahştırmalan,
okunması gereken kitap önerileri,
bulmacalar, çocuğu sorgulatan,
okuduğu üzerinde düşünmeye,
üretmeye iten alıştırmalarla dolu
krtapta ak/cı bir biçem yakalanmış.
Açıkçası, yıllar önce Türkçe eği-
tim-öğretimde devrime yol açan
Beşir Göğüş'ün adına konulan ödü-
le gerçekten yaraşan biryapıt. Ya-
zarlannı kutlamak gerek.
IMF ve Dünya Bankası'nın istem-
lerini yerine getirerek Türkiye'yi tam
anlamıyla bir sömürge durumuna
düşürecek yasa tasanlan birer ikişer
TBMM'nin önüne getiriliyor. Yeni dü-
zenlemeterle, yalnızca ilgili ilgisiz ya-
salarda uluslararası tekellerin çıkar-
lannın önünü tıkayan hükümler ayık-
lanmakla kalınmıyor, yabancı dev
şirketler için "özel" yasaların yürür-
lüğe girmesi için de çaba harcanı-
yor.
Gelin, birkaç somut örnek verelim:
Medeni Yasa'da yapılan değişik-
likle anayasaya göre devletin tasar-
rufu altındaki madenler "gayrimen-
Yangına atılan mallarımızkui" olmaktan çıkanlıyor, madenle-
rin "tapu sicili'ne benzer maden si-
ciline kaydolması zorunluluğuna iliş-
kin hüküm de kaldınlıyor. Her ne ka-
dar yasa tasansının gerekçesinde
"madenlerin ayn birkanunla özel bir
rejime tabi tutulduğu" belirtilse de
Medeni Yasa ile "gayrimenkur ola-
rak tanımlanan ve ayn birsicil zorun-
luluğu bulunan madenlerimizi koru-
yan maddelerin ortadan kaldırılma-
sı, akla hemen yeraltı zenginlikleri-
mizin toptan özelleştirilebilmesine
zemin hazırlandığı kuşkusunu dü-
şürüyor.
Ya, Başbakan Bülent Ecevit'in
ivedilikle çıkanlmasından yana ol-
duğu "endüstri bölgeleri" ile ilgili ya-
sa tasarısının asağıdaki geçici mad-
desine ne demeli?
"Halen yanm kalmış ya da tamam-
landığı halde işletmeye geçememiş
veya faaliyetidurdurulmuş olan ve sa-
bit yatınm tutan 5 milyon ABD Do-
lan karşılığı Türk Lirası'nın üzerinde
olan yerii ve yabancı sermaye yatı-
nmlan endüstri bölgesi yatınmı sa-
yılır."
Sağır sultan bile duydu ki, bu ge-
çici madde, yargı kararlan ile gerek
"çevreser, gerek "hukuksal" neden-
ler, gerekse de "kamu çıkarian" açı-
sından Türkiye'de yatınm yapmala-
n sakıncalı bulunan Eurogold gibi,
Cargill gibi dev tekellere ayrıcalık ta-
nımaya yönelik.
Iktidar, TBMM'den yangından mal
kaçırırcasına yasa çıkarmıyor aslın-
da, kamu mallannı, Türkiye Cumhu-
riyeti'nin yeraltı ve yerüstü zengin-
liklerini, topraklarını bile bile, iste-
yerek yangına atıyor!
ÇALIŞANLARIN
SORULARI/SORUNLARI
YILMAZ ŞİPAL
Kursiyerlerin sigortası ve
bildiriıııde zamaııaşımı
Sont: 1974 yılında bir ilçe belediyesine işçi olarak girdim ve tek-
nik eleman yetiştirme kursuna 9 ay süre ile katıldım. Kursu ba-
şan ile bitirdikten sonra. aynı belediyede 657 sayılı Devlet Me-
murları Yasası'na tabi "fen memuru" olarak göreve başladım.
Kursiyer olarak çalıştığım dokuz ay boyunca ücretim ödendi.
Fen memurluğu görevimden siyasal nedenlerle 1978 yılında ay-
rıldım. Üç yıl sonra 1981 yılında yine, aynı belediyede 657 sayılı
yasaya tabi ve fen memuru olarak yeniden çalışmaya başladım.
,Halen de ajnı görevde çajışmaktayım. 1974 yılında kursiyer ola-
rak çalıştığım dokuz a> boyunca ücretimin ödendlğini, ancak si-
gorta primlerimin yatırılmadığını 1^82 yılında öğrendim. Bu 9
aylık sigortasız süreyi Emekli Sandığı'na borçlanmak için baş-
vurdum. Emekli Sandığı, çalışmamın sigorta kapsamında oldu-
ğu gerckçesiyle borçlanma isteğimi geri çevirdi ve başvurunun
SSK'ye yapılması gerektiğini biîdirdi. Bu kez borçlanma başvu-
rumu SSK've yaptım. SSK de mahkemeye başvurmamı önerdi.
Mahkemeye yaptığım başvuru da olayın beş yıllık zamanaşımı
içine girmesi nedeniyle geri çevrildi. Bu 9 aylık sigorta primleri-
min yatırüması için ne yapmam gerekiyor? (A.A.)
YANIT: 506 sayılı Sosyal Sigortalar Yasası'nın 2. maddesi uya-
rınca "Bir hizraet akdine dayanarak bir veya birkaç işveren ta-
rafindan çalıştırılanlar" sıgortalı sayılırlar.
SSK Genel Müdürlüğü'nün 16 numarah genelgesinin 11. sayfa-
sında "kursiyerler"ın konumlanna yer verilmiştir. 16 numaralı ge-
nelgeye göre: Kamu ya da özel kurum ve kuruluşlaı tarafından bir
işi öğretmek, bir mesleği ilerletmek amacıyla halka açılan kurslar-
da uygulamalı ögrenim ve uygulama çalışmalan yapan kursiyerler,
kurs açan kurumlann yararına "bir hizmet yapmadıkları için ara-
larında hizmet akdine dayanan bir bağ düşünülemeyeceğinden,
bunlara yemek ve zaruri masraf kârşılığı bir mebiağ ödense da-
hi sigortalı sayılamayacaklardır".
Kursa gönderıhp yetıştınlmek amacıyla işe alındıysanız ve size
zorunlu harcamalannız için bir tutar ödendiyse belediye üe aranız-
daki ihşkinin iş sözleşmesi sayılmayacağı ve size ödenen tutann da
ücret kabul edilmeyeceği genelgedeki anlatımdan anlaşılmaktadır.
Bu nedenle genelgeye göre sigortalı olmanız da söz konusu değil-
dir. Belediye ile aranızda bir iş sözleşmesi yapılmışsa sigortalı ol-
manız ve primlerinizin de yatınlması gerekmekteydi. Ancak primi
yatınlmamış bu 9 aylık çalışmayı. sigortalı saydırabilmeniz için, be-
lirli bir süre içinde yargıya başvurmanız gerekirdi. Sosyal Sigorta-
lar Yasası'nın 79. maddesi uyannca:
(*)" Yönetmeükte tespit edilen belgeleri işveren tarafından ve-
rilmeyen veya çahştıkiarı kurumca tespit edilemeyen sigortalı-
lar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlaya-
rak 5 (beş) yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacaklan ilam
ile ispatlayabilirlerse buniann mahkeme kararında belirtilen
aylık kazanç toplamı ile prim ödeme gün sayıları nazara aünır."
Yargıya başvuru süresıni geçirmiş olmanız nedeniyle 9 aylık ça-
lışmanız sigortalılık yönünden zamanaşımına uğramıştu.
(*)(1982 yılında lÖyıl olan zamanaşımı süresi, 1 Haziran 1994'ten
geçerli olarak 3995 sayılı yasa ile 10 yıldan 5 yıla indirilmiştir.)
B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN
1 2 3 4 5 6SOLDA.N SAĞA:
T' Argoda kaba saba ve görgü-
sûz kunseye verüen ad. II Yer-
yıizüparçası... Madencılıkle il-
gili kuruluşumuzun kısa yazılı-
şı. 3/ Köpek ve ineklere yedinl-
rnek ıçın un ve kepekle hazırla- 4
nın \iyecek... Bir nota... Yaban-
c. 4/ Bir evin yabancılann gır-
rtesine izin \erilmeyen bölü- 6
rjiü. 5/ tlgeç... Yüz metrekare tu- j
Unnda yüzey ölçüsü binmı. 6/
"Canı — dilemiş vermemek ol- °
nazeydil"(Fuzuli)...Eskidil- 9
<t riizgâr. 7/ Pamuk, yün gibi
ştyleri eğirmekte kullanılan araç... Çor-
tMgibiyiyeceklerelezzetkazandırmak 1
i<ın un ve yagla yapılan sos. 8/ Gazı- 2
aıtep"in bir ilçesı. 9/ İnceden uıceye 3
aay eden, cinaslı... Boru sesi.
"%UIC\RIDAN AŞAĞIYA:
[/ "Bedavacı, beleşçi" anlamtnda ar-
g) sözcük. 21 Karakter... Ağzı yay-
vuı toprak kap. 3/ Sarp, dık. . Roman-
yt'nın plaka ışaretı. 4/ Ender, seyrek... 8
Kazak başkanlanna verilen ad 5/ Za- 9
rza uğrama tehlıkesı... Kitap getırme-
ınş peygamber. 6/ Bir peygamber... Tibet sığın. 7/ Kemiklenn yuvar-
Idc ucu... Çöl Araplan. 8/ Deriden stzan sıvı... En kısa zaman süresi.
9 Halk edebıyatında aruz ölçüsünde yazılan şiir türlerinden biri.
Bektrik Çarpması
Enerji sektörünün özelleştiril-
mesinin geniş kapsamlı bir kırli-
lik yarattığını kanıtlayan "Beyaz
Enerji" operasyonunun boyut-
lan genişliyorgenişlemesine de,
bundan hiç mi hiç ders çıkaran
yok. Meclis'ten enerji alanını tü-
müyleticarileştiren; yurttaşlann,
hattason günlerde "Yandık, bıt-
tik, külolduk" diye ortalığı velve-
leye veren işadamlarının bugün-
kü fiyatın en az iki katı daha faz-
lasına elektrık satın almalarına
neden olacak Enerji Piyasası Ya-
sası çıkanlıyor. Kimileri bakkın-
da Cumhurbaşkanlığı'nın sen-
dikalann başvurusu üzerıne in-
celeme başlattığı elektrik sant-
rallarının ve elektrık dağıtım böl-
gelerinin özel şirketlere devre-
dilme tarihleri de üç ay uzatılıyor.
"A//ye"sorusunun karşılığını. ko-
nuyu yakından ızleyenler şöyle
açıklıyorlar: "Ihale sonuçlanna
göre, Kocaeli-Gebze bolgesi
elektrik dağıtım bölgesini Ceylan
Holding alacaktı kiholdinge bağ-
lı Bank Kapital trilyonluk borçla-
rını Hazine'ye devrederek battı.
Bursa-Yalova elektrik dağıtım
bölgesi Ihlas Holding'e verile-
cekti ki Ihlas Holding de trilyon-
luk borçlarla bıriıkte battı. Eskf-
şehir-Bilecik-Kütahya elektrik da-
ğıtım bölgesi Cıngıllıoğlu Hol-
ding 'e devredilecekti ki bu şirke-
te bağlı Demirbank'a el konuldu.
Trabzon, Rıze, Artvın, Gümuş-
hane, Giresun elektrik dağıtım
bölgesi de Doğan Holding-Fi-
ba-Barmek konsorsiyumuna ak-
tanlacaktı kiDanıştay, RTÜK Ya-
sası gereğimedya kuruluşlannın
devlet ihalelerine katılamayacak-
lanna ilişkin karar verdi. Şirket-
lerin çoğu yurtdışından para da
bulamıyoriardı. Bu ömekleriart-
tırmak olası. Bu durumda, ihale-
lerin gereği 31 Mart'a değin ya-
pılamayacaktı, devirişlemleri er-
telendi."
HAYVANLAR İSMAİL GÜLGEÇ
H
igulgecC'i yahoo.com
fflhiınln'."
1
KlM KlME DUM DUMA BEHİÇAK behicakdı turk.net
BULUT BEBEK NVRAYçtFTÇl bulutbebek ; hotmail.com
Gece 4'le uyvndıçvn halJe 5'« kadar gnkımı ^çıkarmadtm/ O bmrb-a-t
yerken yemeği kzÇasma boca etrr&k. s* *%& ist&Mfim hald
ine çtvtrdinifPırka çıterrmyodiye (p A J>€ncereâ^n fcüttin
^ ^^ i lp p y
We nankör anneler vâr şo <4cıny&da/..
H A R B t SEMİH POROY semihporoy (3 yahoo.com
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 19Şubat
ASYA KÂŞİFI' SVEN HED/N
iteS'TS. BUGÜN, ÛKUJ KÂfie SVEN ANÖCRS HBOIH,
DOİOU. ÇB$İTU AKALIKLABLA ASYA'OA KE$ÎP GEZİl£-
Kİ YAPACAK OLAN H£D'N,ASYA KÂÇİFLeKİ AKASIN-
OA ÖN SIKAOA YE8 AlflCAKTIB. RUSYA'Yt, PAMİÇDA6LAM-
Nt, TÜRKİSTAU'I, TAKLAMAKAN ÇÖLİj 'NÜ V£ 778er'/ DO-
LAÇAN KÂÇİf:,C*HA SÛM&t SUBAIAR/ K/ZAPt/l&NDA
ANlATACAJCrjR. YIUAR SUÜSCEH OLAN BU YOLCU-
LUIeLAK, 6£KC£KT£N BİIYÜİC C££A/ZET VE M-
nNIKLH-HC 6£f*£KrH?M£>CTEYDİ•
İL6İNÇTİR, SVEN HE&/N, ÇOCÜKK£N KENPİ-
SİNİ ÇOĞU&A AUÇTJRtoAy/* ÇALf£AKA*C
KtlTUP KÂflFİ OLMAK İ£7EY&C£J<, ANCAK
/'L£&td m-LARDA ÇÖLl£&IN KAtrUBUOU SKA-
ĞINA ÛAYANMAK ZCGUHM KAlACAKTlRl.
SOLOA Ü ÖÜ
GÖRÜŞ
Dr. ALPASLAN BERKTAY
Akıl Denilen Virüs
Yıl 1931... Namazgâh'ta, Agora'nın yanındaki, son-
radan yanan Misak-ı Milli llkokulu'na başladığım
günü anımsıyorum. Bahçede ikili sıraoluşturduğu-
muzda, yanımdakine:
- Çocuk, seninle eş olalım mı? dedim.
Ben, 73 Alpaslan sağda, o solda, eş tutuşup sı-
nıfa girdik. Öğretmen, iri yarı, alabrus saçlı, paça-
ları potinlerinin üstünde, babacan Murat Bey, gö-
beğini hoplatarak içeriye girdiğinde, hepimiz kor-
kuyla ayağa kalktık. O, doğruca tahtaya gidip ko-
caman bir (A) yazdı ve bize dönüp:
- Aaaaaa! dedi.
Hep birden:
- Aaaaaa! dedik.
Okur-yazarfığım o anda başladı. Sonra bir türlü
'Z'yi getiremedim.
Aynı ders yılının 2. yansında, babam bir akşam
ince bir kitapçıkla geldi:
- Çocuklar, dedi, artık bunu okuyacağız!
O güne dek bize okuduğu eski Türkçe masal ki-
taplarını raftan kaldırıp bunu koydu. Baktım, "Ha-
yatAnsiklopedisi"... Çıkaran, Sabiha ve Mehmet
Zekeriya... 15 günde bir çıkar... Fasikül fasikül...
Cüzü 25 kuruş.. Her sayının sağlı sollu tam orta-
sında, hiç değişmeyen, kocaman birsoru işareti...
Altında, yine iri iri, "Neden? Niçin? Nasıl?". Son-
raki tıp öğrenimimde karşıma çıkan 'Kancalı Kurt'un
sanki bağırsağa takılan kancası gibi, onun çenge-
linin de kafama takılıp kurcaladığını hep duydum.
Yıl 1939... Kabataş Lisesi... Karşımda yine Sa-
biha ve Zekeriya Sertel... Bu kez 'cep kitaplan'm
çıkarıyorlar. Tanesi 10 kuruş.. Dünya edebiyatın-
dan, düşün adamlarından seçmeler. Cebine koy,
yolda oku.. Matbaalannı devletin yıktırıp yurtdışı-
na kaçırttığı bu insanlara çok şey borçlu olduğu-
muzu düşünuyorum. Arkasından, Milli Eğitim Ba-
kanı Hasan Âfi Yücel'in yayımlattığı "Dünya Kla-
sikleri", tanesi 60-70 kuruş.. Tüm zenginlikleriyle
Fransız edebiyatı, Rus edebiyatı.. obur gibi oku-
yoruz. Depremler doğuyor kafamda... Emile Zo-
la'nın "Hakikat"'\... Dreyfus'un haklarını savunu-
yor Zola. "Insanlann haklannı savunacağım " diyo-
rum. Hiçbir önyargı dayatmadan, davranışlanyla ör-
nek olan; demokrat, akılcı, hümanist, okumayave
düşünmeye yönelten babam geliyor aklıma. Ve
baskılarolmazsa, aklın gelişebileceğini düşünuyo-
rum. Kafalara duvarlar örüldükten sonra ise iş zor...
Felsefe hocamız geliyor aklıma, hem de felsefe!
"Hah!.." diyorum, "işte, sonunda, düşünmeye da-
yanan bir ders!". O coşkuyla, bir tartışma beklen-
tisiyle, saf saf "Hocam, ben öyle düşünmüyorum"
dediğimde, hocanın yanıtı "Otur be adam! Sen
kim, felsefe kim?" oluyor. AJ sana diyorum, işte
felsefe de buymuş! Ama matematikçi Hasip Ho-
ca, üçgenin köşelerindeki A, B, C'yi B, C, Ayapın-
ca, o aynı öğrencinin kafası da tepetakla dönüyor-
du.
Ege Üniversitesi'nin kuruluş yıllarında, oraya
bağlı yüksek hemşire ve laborant okullannda öğ-
retmenlik yapıyor ve biyoloji dersi veriyordum.
Menderes'in son, en karanlık günleriydi. Ben de -
hep ohınzır virüs yüzünden!- "sakıncalı" idim. Fa-
kat "baklagiller"\e, "turunçgiller"\e de yetinemez-
dim. Biyoloji, pozitif düşüncenin temel taşların-
dandı ve ben, bu nedenle, "Karşılaştırmalı Anato-
mi"y\ Darvvincilik'i, Lamarckçılık'ı işliyor, kitap oku-
maya özendiriyor ve dersleri, Platon'un akademi-
sindeki gibi soru-yanıt biçiminde, öğrencilere an-
lattırıyordum. Evrenin en büyüğü olduğu halde, in-
sanın, kendi eliyle hapsettiği aklını kurtarmak için,
onun çevresinde ördüğü aklını kurtarmak gereki-
yordu. Gelin görün ki, önyargıları kaldırmak kolay
değildi ve hiçbir düşünceyi dayatmadan, salt so-
rular yönelterek yönlendirdiğim o dersler bile, ba-
zı kafalarda, konuya değil, soru sahibine, bana
karşı sorular doğurdu.
Hazır düşüncelerle idare edip huzurunu kendin-
ce dengelemiş birinin kafasının duvarlarını azıcık
sallayınca neler olabileceğini ben kendi gözlerim-
le gördüm. Karşımdaki, toplumda mevki, etiket
sahibi bir hekimdi. Kafasındaki kalıplara uymayan
birkaç soru sorduğumda, gözleri, gök gürültüsün-
den ödleri kopan yerlilerinki gibi açıldı. Başını el-
lerinin arasına alarak:
- Tanrı korusun! Tanrı korusun! dedi.
Kafasındaki duvarların yıkılmasını önlemeye ça-
lışıyordu. O çatırtıyı duyar gibi oldum. Kolay değil,
ayağının altındaki hazır taban kayıyordu. Kim bilir
tansiyonu, nabzı kaça fırlamıştı?
12 Mart'tayetkililer, "Neyapalım ki, halkınuyan-
ması, ekonomikgelişmeden önce oldu" diyerek, ak-
lın uyanışınaesef ettiler (Maalesef uyandılar! Uyut-
maya devam!). Biri yer, biri bakar ekonomisi ile in-
sanlaşma gerçekleşebilir mi? "Insan, insanın kur-
dudur" diyorlar. Bir de, "Insan, konuşan hayvan-
dır..."
O duvarları yıkmak zor, sancılı iş... O soru işare-
ti böylesinin gözünde, bir "kafa kanştmcı", A1DS mik-
robu türünden gerçek bir virüs... "Zarahı Fikirter"
denilen şey.. akıl, bulaşıcı bir illet, bir salgın mıy-
dı? Yezid'in kafasına girip, başını duvardan duva-
ra vurdurarak ölümüne neden olan sinek mi? Ger-
çek şu ki, "Bız de insan değil miyiz" düşüncesi, nük-
teer bombadan da güçlü.. Hiç çam ormanı yangı-
nı gördünüz mü? Korkunç! O kozalaklar alev alın-
ca, havai fişek gibi fırlar gider, taa öteleri tutuştu-
rur. I. Dünya Savaşı sonunda kıtalararası uçup 10
milyon insanı öldüren 'Ispanyol nez/es/'nden de
bulaşıcıdırdoğru düşünce. 1789 Devrimi'nden yüz-
yıl sonra 33 yıllık bir Abdülhamrt karanlığında bir
Tevfik Fikret, ondan da bir Atatürk aydınlığı çıkı-
yor. "Gerçekyol gösterici, bilimdir" diyen insan...
Antropolojik gelişmenin son aşaması. "Düşünen in-
san!" "Ne yazık ki, erken uyandılar" diyen, dar çı-
karların dar kafalılarına, "Dün dündür, bugün bu-
gündür" diyen 'kasaba kumazlan'na karşın.. akıl,
uzun serüveninin sonunda, çatışan çıkarlann ye-
rine çakışan çıkarları getirebilecektir. Ne yapılırsa
yapılsın, bilgi birikimi ve tarih silinemiyor. Kafalara
bir yol düşen tohumlar sökülemiyor: "Biz de insan
değil miyiz?"
Insan insanın kurdu değil, kurtarıcısı! Gelecek,
hayvanca boğazlaşmakta değil.. insanca, kardeş-
çe dayanışmakta... Onun için de, akıl.. aklın emri
de plan... Evet, "Neden? Niçin? Nasıl?".. Ve o so-
ru işareti.. devrimlerin anahtan, büyük devrim!
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin yayınladığı gunlük
Bizim Cazete
Ülke soaınlanna ilişkin raportanyla, araştırmalarıyla,
köşe yazılarıyla, tarafsız haberleriyle sivil
toplumlann gazetesi.
Düzenlı okumak için abone olun. Tel: 0.212. 511 08 75