23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 14 ŞUBAT 2001 ÇARŞAMBA O L A Y L A R V E G O R U Ş L E R olay.gorus@cumhunyet.com.tr CHP ve Gerçökler... Dr. Eııgin ÜNSAL Maltepe T BMM'de temsil edilen sıyasal partılerin siyasal yelpaze ile tara olarak örtüşmediği görüşü ve demokratik yapüanma- mızın sol kanadında önemlı boşluklar bulunduğu savlan bır süredir kamuoyunda tartışılmak- tadır. Konu CHP etrafında odaklanan bir biçımde yeniden gündeme gelmiş- tir. 3 Ocak 2001 tarihlı Hürriyet gaze- tesmın üst başlığında CHP Genel Baş- kanı DenizBavkal'ın, "BenimŞeyhim Kötii mü" başlığı altında Şeyh Bedret- tinın yanında 1299 yılında Osmanh De\ leti'nın kurucusu OsmanBey'inka- yınpcderi Şeyh Edebali'nin nitelikle- rini \ urgulaması sıyasal gündemimiz- de \enı bır sayfa açmıştır. Öteden be- ri Tiirk solunun sahiplendiği orlak mûl- kı\ eti sa\-unan Sımavna Kadısı Israil'in oğlu Şevh Bedrettin'e karşılîk ahi ör- gütıinün kurucusu Şeyh Edebali'nin de\ letten önce insanı öne çıkaran yak- laşımının CHP Genel Başkanı tarafin- dan dıle getırilmesi, "CHP sağa mı kayıyor" tartışmalannı alevlendırmiş- tir." ' Dün\ anın üçüncü binyüdan gün al- mav a başladığj bugünlerde siyaset adı- na. devlet adına, sosyal demokrasi adı- na tartışılacak o kadar çok şey varken Üni. HukukFak. Öğtetim Görevlisi sosyal demokrat olduğa savlanan ke- sımde bu tarüşüialaflh yapümasını şaş- kınlıkla ızlememek olanaksız. Dünya iki kutuplu olmaktan çıkmış, olanca gûcü ile küreselleşme olgusu- nu yaşamaktadır. Küreselleşmenin mi- marlan küreselleşmeye karşı sokak- tan yûkselen sese kulak veıilmesini istemektedirler. Devletin el çektiği ekonomık alanlara gireo özel sektörün toplumun bekksfHİeri koöusünda son derece duyatlı oludfflaSı uyanları ısrar- layapılmaktadff. Teknolojinin gelişme- si ile makinelerie insanlar arasındaki fark ortadan iraiVfflflk üzeredir. Stan- iey Knbrick'ın 1968'de çektiği ünlü 2001 Uzay Macerası fılmindeki kötü duygularla yûklü HAL adlı bilgisayar nasıl uzay genusini ele geçirme sev- dasına kapıldıysa günümûzde de bil- gisayarlar yaşarüıMızı yönlendinnek çizgisine nla.ynişİJgAr. Şnketieriîi elin- deki ekonomık gûcûû baa devletlerin gûcünden daha böyük olmaya başla- dığı, zengin-fakir ûlkeler arasındaki uçurumun gıderek büyûdüğü bir dün- ya düzeninde şeyhlerin Türk soluna ve onun düşûnce gergefıne katkıda bulunup bulünarnayûcaklannın tarnşıl- ması, sorgulanrnaSi ve algılanması zo- runlu asıl hedeflerin göz ardı edilme- sine yaramaktadır. Bugûn Türk siyasetinın sol kanadın- da çok önemli bir boşluk vardır. Bu boşluk, çağın koşullanna ve gerekle- rine uygun bir biçimde doldurulmadı- ğı sürece demokratik düzenimızin AB ile uyum sağlaması olanaksızdır. Iktidann bir ayağını oluşturan DSP, kendini iyice törpülemiş ve merkez sağda yerini almış durumdadır. Son seçimlerde TBMM dışında kalan CHP ise henüz ıdeolojik rotasım çizebilmiş değHdir. CHP sosyal demokrat bır par- ti olmak savmdadır. Sosyal demokrat bir arayış içinde olan CHP'nin yüzü Şeyh Edebali'ye mi yoksa sosyal re- fah devletini dört dörtlük gerçekleştir- miş tsveç'e mı dönük ohnahydı? CHP 2000'li yıllarda ülkede demokratik il- kelere dayalı sosyal devletin ilkeleri- ni ve uygulama araçlannı 1300'lü yıl- larda Osmanh Devleti'nin ve Şeyh Edebali'nin öğretılerinde mı aramah yoksa Isveç'in uyguladığı ve tüm AB üyesi ülkelerin gıpta ile baktıklan re- fah devleti ilkelerini büyüteç altına mı yaörmah? tsveç'te devlet 'gayri safırnilMhası- la'nın yüzde 60'uıı harcamakta buna karşıhk AB ülkelen arasında en yük- sek vergi oranlannı uygulamaktadır. Es- nek olmayan bir emek pazan vardır. Bir işçinin işten çıkanlması olanaksız ve neredeyse yasadışıdır. Son derece ge- lişmiş bir sosyal devlet uygulaması vardır. 65 yaşına gelen her İsveçli yurt- taş, aylığı devlet tarafindan ödenmek üzere bir yardımcı istihdam edebil- mektedir. Ekonominin büyüme hızı son iki yıldır 3.8 olarak gerçekleşmiş- tır. Bu oran Avrupa ortalamasının çok üzerindedir. Isveç, Avrupa'nın teleko- münikasyon ve interaet sistemlerinin merkezi oknuştur. Ekonomistler Is- veç'in bu noktaya, küreselleşmenin kurallarını doğru algılayarak ulaştık- lannı söylemektedirler. Her şeyden önce Isveç, Fransa'nın yaptığı gibi, üretim araçlannın sahibi olmakla ilgi- lenmemektedir. îsveç hükümeti çehk fabrikalarının, araba fabrikalannm ve bankalann sahibi değildir ve olmak da istememektedir. Hükümet özel girişi- mi, yabancılarla ortak girişimleri, ser- maye birikimini ve sektörler arası ya- nşı yüreklendirmektedir. Isveç'e gö- re önemli olan değer yaratmaktır. îs- veç'in sosyal devlet anlayışı işte bu noktada başlamaktadu-; sermayenin ekonomik değerler yaratmasına katkı- da bulun fakat üretim sonrası ve elde edilen değerlerın dağıtımı ve deneti- mi ile ilgilen. İşte Isveç mucizesinin özü burada yatmaktadır. Devlet üretim araçlarmın sahipliğini değil fakat üre- tim sonrası değerlerin denetimi ve da- ğıtımı ile ilgilenmektedir. Ülkenın en köklü ve en eskı partisi olan CHP, devlet ile özdeşleşmiştir. Atatürk ve tnönü'nün öncülüğünde karanlıktan aydınlığa çıkmanın cesur adımlarını atmıştır ama bugün TBMM'de temsil edilmemekte ve ka- muoyu araştırmalannda da bir yükse- liş gösterememektedir. CHP kendini yenilemek zorunda- dır. Bunu Şeyh Edebali'nin görüşleri ile mi yoksa küreselleşme ile yüzleşe- rek mi yapacaktır, buna kendısi karar verecektir. CHP, tüzüğündekı devlet- çüik ilkesini nasıl günümüze taşıyacak- tır? Devletçiliği üretim araçlarma sa- hiphk olarak mı yoksa üretim sonrası toplumunrefahınıkollamak olarak mı algılayacak? Partinin tabanım emek- çilere, sol aydınlara, sivil toplum ör- gütlerine mi dayandıracak yoksa eski- den olduğu gibi eşrafın, lümpenlerin partisi mı olacak? CHP çok geçmeden bir ideoloji arayışına girmeli, yapısal değişikliğini tamamlamalı ve sosyal refah devletini kurabileceğim kanıtla- malıdır. CHP üçüncü binyılın ekonomik ve sosyal gerçekleri ile bır an önce hesap- laşmalıdır. Tek kutuplu bir dünyada kendine nasıl bir yer edinecegini iyi sap- tamalıdır. Bir halk deyimi vardır: Derisini de- ğiştiremeyen yılan ölür. CHP yaşa- mak, gelişmek ve iktdar olmak istiyor- sa, üçüncü binyıl ile yüzleşmek ve ka- buğunu değiştirmek zorundadır. Bunu da partinin kurucusu Atatürk'ün önder- liğinde ve onun ilkelerinin aydınlattığı yolu ödünsüz yürüyerek gerçekleş- tirebüir. Sevmek Yaşamak... Ayşen LAÇİNEL Eğitimci B ugün 14 Şubat SevgiBkr Gûnü. Sevginın gücüne, sevginin değe- nne ınananlann günü. Sevgiyle yapılan yemek, sevgiyle çalış- mak, sevgiyle yaklaşmak olayla- ra. se\ gıyle yaşamak! Dişı öğenin egemen ol- duğu şu günlerde artık sevecenlığın, ilginin, vefanın. birbirine destek vermenin gücünü, rolünü de göreceğiz. Lütfen içinizdeki sesi uyumlayın ve dınleyın. Gerekiyorsa bırakın ak* sın olaylar ve siz ıyı kötü, güzel çirkin her şe- yi görün. tanıyın, beğendiklerinizi, sevdikle- rinizi, sıze iyi gelenleri sıkı sıkı tutun. Kötü- lerı. olumsuzlukları bırakın gitsin!.. Sonrâ olaylann üzennden ve tümünü görerek de- ğerlendınn. Aynmındalığınız arttığında, sevebildiğiiHte» de bağışlamayı da öğremyoruz. önce kendi- mizı bağışlayahm. Kimse mükemmel değil.. ben de değılım. Öğreniyorum sadece, öğren- diklerüüi de paylaşıyorum. Çevremdekilen de bağışlayabiliyor ama dersimi, öğretimımi alıyorum. Yaşarrfek gelişmek değil mi? Size çok hoşuma giden bir masalı aktarmak istiyönim: Zamamn birinde ülkenin kralı sü- rekli dövüşen, geçinemeyen üç oğlunu, ülke- nin üç yanına yollamış ve bana en değerli ar- mağanı getıren kim olursa onu kral yapaca- ğım demiş. Kardeşlerin biri gizemli Doğu'nun halı tüccarlan arasında bulmuş kendini. Gü- cünü göstermiş.. bıleginin hakkıyla uçan bir halı sahibi olmuş. ÖbÛf kafdeş ise düelloyla kılıcını konuştur- muş ve gizemli bir dürbün almış babasına. Bu öylebir dferbünmüş kı ıstedığin yeri, kışiyi gö- ıtbıliyörmuşsun bakınca. Enküçük kardeş de usta bir ok aücısıymış, Göslcrbiskalım beceiiııi demışlerrgıttigi yer- de ona. Bir çocugım başının üzerine koyduk- laftcknsşri vuttnasını istemişler. Sonuçta tt ha- yat ehnasrnı kazanacakmış. Bu elma, her der- de devaymış, her hastalığı ıyileştirirmiş. Kan ter içinde kalsa da küçük kardeş, çocuğun ba- şı üzerine konulan ehnayı tam ortasından vur- muş. Bu sefer gözlenni kapatmışlar küçük kardeşin. "O kadar ustaysangözlerinkapalry- ken vur çocuğun başı üzerindeki ehnayı'' de- mişler. Çok düşünmüş usta okçu, ama karşı- sında bir çocuğun yaşamı varmış. Son anda vazgeçmiş oku atmaktan. Yitirdiğini düşün- müş yaşam elmasını. Oysa çevresindekiler ona, "Tam kaybetti- ğini sanırken kazandın, ber ne pahasına olur- sa obunkazanmakistemedin,yaşam efanası ar- ük senin" demışler. Küçük kardeş de yaşam elmasını almış babasına. Oç kardeş önceden konuşup sözleştıkleri yerde buluşmuşlar, ül- kelerine dönmek için. Bir araya geldiklerin- de-babalanna aldıklannı göstermişler. Kar- dâşîerden biri övtrnerek dürbtinü gffstermiş. Hepsi merakla dürbüne bakıp ülkelerini gör- mek istemişler. Bır de bakmışlar ki ülke yas- ta, babalan ölüm döşeğinde. Hemen nasıl gi- deceklerini düşünmüşler. Kardeşlerinin uçan halısıyla ülkelerine gidivermişler ve hasta ba- balanna küçük kardeşin armağanı olan ya- şam elmasını vererek iyileştirmişler. Sonun- da kardeşler yalm bir gerçeği görmüşler. Bir- leşmek, aynhnaktan rvidir. Masal böyle... Gerçekten de birbirimize ge- reksınımımiz var. Bütünün parçalanyız. Sev- gOfler Gûnü'nde pek çok öykü-anı gelır akla, benimse bu masal geldi... Umanm beğenmiş- sinizdir... Ne hoş, ne güzel bir gün Sevgüiler Günü, sevenlerin, sevilenlerin, sevmeyi bilenlerin günü... Sadece sevdiğiniz kadını ya da erke- ği düşünmeyin; tüm sevdiklenmzi ammsayın. arayın sevdiklerinizi. Ne güzeldir aranmak, ne güzeldir aramak. Biz yalnız değiliz demek değil mi? "Seni duş^nûyorum" dıyebılmek,. • "benidöşünOyor" dedirtebilmel^ sizı düşünen-, lerin olduğunu bilmek... Dilerim, ülkemizin bütün insanlannın yüreği sevgiyle dolsun! PENCERE Yüz Ruhun Haritasıdır.. Nakşibendi Şeyhi Esad Coşan'ın gazete- lerde poz pozyayımlanan fotoğraflanndaki su- retini gördükçe "yüzler" üzerine düşündüm. Yüz insanın ruhunun aynası.. Resim sanatının ustaları, şeyhin yüzünde- ki anlamın gergefinde ilginç ve yaygın bir araştırmaya çıkabilirler; çünkü tarikatlarda şartlanmış çehreler, ayrı gibi görünseler de klonlanmış gibi birbirlerine benziyorlar. Nedir ortaklıkları?.. Derviş Vahdeti.. Derviş Mehmet.. Said-i Nursi.. Şeyh Sait vb'nin irtica mekânındaki üç bo- yut, ışığı yansıtmayan bir aynanın derinliğin- de, yüzlerinin enlem ve boylamlarına yayılı- yor... Bilinmeyen bir ressamın tuvaline işlenmiş yüzlerin vesikalıkfotoğraflarındaki kimliklerin hiyeroglifi, sanki tarih öncesi... Gülümsemenin G'sini ara ki bulasın.. Tebessümün T'si yok.. • Müslümanlığın gülümsemesi Nakşibendi şeyhlerinin yüzlerinde neden donuyor?.. islam hep çatık kaş mı?.. Abus surat mı?.. , ' Cehennem mi?.. : Kabir mi?.. Zebani mi?.. İslam kadını hangi 'korku'nun baskısıyla saçlarını örtmek zorunluğunu duyumsuyor? Türban takmakla kara çarşafa bürünmenin kökeni 'ürkü'den mi geliyor?.. Güneşten kaçan hamamböceklerinin güdü- lenmesini gencecik bir kıza kim aşılıyor?.. Ovada koşarken, dağa tıımanırken, deniz kıyısında yürürken bir kadının saçlarını rüz- gârdasavurabilmesinin mutluluğunu kim kim- den neden esirgiyor?.. Kahkahalarla kınlıp gülmenin aydınhğını bi- le günah sayan ortaçağ papazlığını günümü- zün Müslümanlığına aşılamayı marifet sayan çarpıklığın zifirinde, aklını şeyhine teslim et- miş bir müridin acınacak düşkünlüğü, insa- nın hüzünlenmesine yol açıyor. Isa'yı çarmıha çivileyen kafa, Müslüman kadını istavroza geriyor; işlediği suçun aza- bını taşıyan yüz çizgilerinde iblis iz sürüyor. Yüz ruhun harrtasıdır. • Müslümanlıkta aksanğın beyazlığını karar- tan, yobazlığın zifiridir. Aklını yitirmemiş insan, kendisi gibi bir in- sanın şeyhliğinde müritleşmez. uaıhtın KULTUR • SANAT www.perarelclam.com.tr - www.sinemafilm.com - (O 212) 293 89 78 KARYABTOtOZ tİNIMAlAKI SMMt POKBKHm BIMCAUS1 SIUİI YÜZLEŞK e!ed,». Yonı / ttyVoz T.l. 021i. 322 73 71 ffiUm (Sinema'da JBI&U*. KARVA GH\\DHUS A L A R I Aiaiurk Cad No i] / Moll.pt Ttl • 0216 İ42 60 30-31 Beyoğlu ALKAZAR (293 24 66) 1 2.00-1 4.1 5-1 6.45-1 9.15-21.30 fUKENTOYUNCULARI 246 35 89 247 36 34 ^JKEINTOYÜNCULARI 246 35 89 247 36 34 Rezervasyonlannızı Kredi Kartlın ıle yaplırabilirsim;. 15-22-23 SUBAT MUSFIK KENTER GOSTERISI 18 ŞUBAT saat: 20.30 saat: 15.00 O&ı Çyrthia, Ayşe Ytkbz Fatma leyia— Y7ISHZ KhVII K hep aşk vardı Yazan: Yıldız Kenler Yâneten Yıldız Kenler Mehmet Birhı<ı*e Dekor. Osman Şengezcr Kostiim: Çotpan İlhan Müzik Mete Sakpımır Koreografi: Oral Yazıcı TİJRKİYE İŞ BANKASI1 16-17-24 ŞUBAT Saat:20.30 25 SUBAT SA4T:15,00 Pılsea E F E S PUsen'inknlturvesanalakaÜalanaıtaraksüecek. JALESARAÇOaUResım Sergısı 07 Şubat - 21 Şubat 2001 Pazar hançtogOn10 00-17 00 arası açHcar TURKTICARETBANKAŞI GENEL MUD. SANAT GALERİSI Yıldız Posta Cd No 2 Gayrettepe Tel 288 59 00/43 50 Aziz Valentine MENUSU LezzetŞötenî Mûzik Dans-Dans! Her Çarşamba TANGO-LATİNDANSLARI (0212)25100 00 İlanUnnız İçin (0212)293 89 78 j perareUam6perareklam.com.lr perarelddm6superonline.com www perareklam.coni.lr www.sinemafilm.com , blls&k tlyatro atlyesi I iyi hava kötühava SON2OYUN f vm No 120-122 Tkkjm Tel (0212) 234 96 96 İlanlannız İçin (0212)293 89 78 perarel(lam@peroreklam com Ir peroreklam@superonline com www.peroreklam com Ir www sınemafılm com Senyi İ l a n l a n n ı z i ç i n (O 212) 293 89 78 14 Şubat 2001 Çarşamba Saat: 19.30 TÜRK MÜZİĞİ GELENEĞİNİ YAŞATANLAR-2 "NECDET YAŞAR'A SAYGIGECESİ" Be/jese/ Gostennı, D/n/eO . 4.000.000 TL-3.000.000 TL. ndınmsız 15 Şubat 2fX)f Perşembe Saat:!9:30 j 17 Şubat 2001 Cumartesı iaat: 19.30 Ü. Hacıbeyli LEYLAİLEMECNUN (Opera, i Perde) übretto: Ü.Hoabeyiı Azerbaycan Devlet Opera ve Balesi Bıltt Fıyatlan: 6.000.000 TL-5 003.000 TL 16 Şubat 200 ICuma Saat: 19:30 * 18 Şubat 2001 Pazar Saat. 19.30 L H a c ı b e y k N i y a z i AŞIKGARİP ~ -; (Opera,!Perde) bbreno: U.hıabeyS Azerbaycan Devlet Opera ve ialesi Bilet Fıyatlan: 6 000.000 TL-5 00) 000 TL ERESİNHO-EL' • CEİAI. «ftr ICY Komoı ULONU fozia a:» x
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear