23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET HABERLER 7 ARALIK 2001 CUMA Spermler donduruluyor Baba olmak kolaylaştı tstanbul Haber Servisi HrkekJerin korkulu rüyalanndan biri olan çocuk yapamama, gelişen tıbbın rahathkla çözebildiği konulardan biri haline geldi. Üreme hücrelerini etkileyecek bir hastalığa yakalanan bir erkeğin spermleri istenildiği zaman kullanılmak üzere başanyla dondurulabiliyor. Actbadem Hastancsi Üreme Merkezi Sorumlusu Op. Dr. Ayşe Aytoz, özellikle kanser tedavisi görecek hastalar için bir seçenek olan dondurulma işlemini şöyle anlattı: "Sperm analiderinin ardından, elde edikn örnekler dondurma işleminin neden olabileceği zarara karşı koruyucu niteliği olan bir madde ile kanştınbyor ve programlanan dondunıcularla eksi 196 derecede donduruluyor. İştem kttçttk kanüller içinde yapılarak bu örnekler avı nitrojen içinde saklanıyoıf 22 erkek çocuk tutuklandı Acarlar beldesindeki 'erkenyaşta evlilik soruşturmasıgenişliyon Çocuğunu okula göndermemekte direnen 86 aileye 400'er milyon lirapara cezası verildL OZAN YAYMAN ACARLARAydın'ın tncirliova ilçesine bağlı Acarlar beldesindeki çocuk cvlilıklcrini, 8 yıllık temel eğitim açığa çıkardı. Kamuoyunun gündemine, 1215yaşarasıkızçocuklarının 1416 yaş arasındaki erkek çocuklarıyla evlennıesi yöniinde haberlerle gelen Acarlar'da soruşturmagenişletiliyor. Beldedeki 100 çocuğun küçük yaşta evli olduğunun belirlenmesinin ardından şu ana kadar 22 erkek çocuk, 15 yaşın altındaki kızı alıkoyma suçundan tutuklandı. lncirliova Cumhuriyet Savcılığı'nın yürüttüğü soruşturma kapsamında tutuklananlann sayısının artabileceği bildirildi. Çocuğunu okula göndermeme konusunda direnen 86 aileye de 400'er milyon lira para cezası verildi. IIALEN 107 ÇOCUK OKULA GİTMİYOR Vvdın'ın lncirliova ılçcsinc bağlı Acarlar bcldcsindc 100 çocuğun küçük yaşta evlendirildiğinin belirlenmesinin ardından başlayan soruşturma kapsamında ruruklama sayısı artarken halen 107 çocuğun okula gitmediği bcUrtildi. lncirliova Kaymakamı Köten, "En kısa siin.de cocukları okulla buluşturacağız" dedi lan ve 1416 yas arasındaki erkek çocuklannın evli olduğunu belirleyen lncirliova ICaymakamlığı, 8 yıllık zorunlu temel eğitimi dayanak alarak, 479 çocuğu yeniden okulla buluşturdu. 1500 öğrencinin temel eğitim alması gereken beldede, 107 çocuk hâlâ okula gitmiyor. tncirliova Kaymakamı Kânül Köten, "Bu bölgedeevHMkyaşı200yüdırbövJe.8yTİlık temel eğitimden önce durumu saptamak zordu. Durum 8 yılbk eğitimle anlaşıldL Zorunlu eğitim gereği ve çocuk evliliklerinin hukuken geçersiz olması nedeniyle işi sıkı tuttuk" diye konuştu. lerini belirten Yener, "Gelsinler beldemizde şube açsınlar. Onlarla birlikte eleleverereksorunu aşahnT diye konuştu. Yener, kamuoyuna, "Babasmdan sanhk ktztar* yönünde yansıyan haberlere beldenin büyük tepki gösterdigini de vurgulayarak "Evet küçük yaşta evlilik olduğunu biz de kabul ediyoruz. Ancak söyiendiği gibi sanlık kız yok. Baştak parası geleneği söz konusu. Bu şekilde haber yapanlan mahkemeye vereceğiz" dedi. 9 BİRBAK1MA SERVER TANİLLİ Kabataş Usesi'nde Bir Söyleşi... Istanbul'a bu kez gidişimde son eylemim, Kabataş usesi'nde 29 Kasım günü yaptığım bir söyleşi oldu. Okulun felsefe öğretmeni Sayın Aliye Ediz'in önayak olmasıyla, lise yönetiminin davetlisiydim. Konu da, "Genel Kültürden Ne Anlıyonız?" diye saptanmıştı. Okurlarıma Kabataş Lisesi hakkında uzun uzadı, ya bilgi vermenin anlamı yok. 1908'de kurulan Istanbul'un bu eski ve koklü eğitim ocağı, yakm zamanlara kadar erkek öğrencilere açıkken, son yıllarda kız öğrencileri de çatısı altında barındırıyor. Ve kimleri yetiştırmedı kı o ocak? Aklınıza ilk gelen Behçet Necatigil olmuştur herhalde. Ona, örnek diye Ozdemir Asaf ı, Hasan Pulur ustamızı, Hilmi Yavuz'u, Demir Özlü'yü de eklemelısiniz. Behçet Necatigil, üstelik, yetiştiği ocakta yıllarca edebiyat hocalığı yaptı ve binlerce öğrenciyi edebiyat kültürü ile donatırken, onun zevkini de aşıladı. Lisede bugün de eli öpülesı hocalar var... Söyleşinin konusunu "genelkültürünanlamı"olarak seçişimizin altında yatan şu: llköğretim, öğrencilere ilk bilgi ve hünerlerin kazandırıldığı bir aşama ise, liseler, "genel kültür"ür\ vehldiği ve temellendirildiği kademelerdir. Üniversitelere gelince, onların sağladığı, genel değil şu ya da bu mesleğin kültürüdür. Genel kültürde, evren, üstündeyaşadığımız dünya, canlılar, bu arada insan, toplum ve kültür üstüne, onlann geçmişi ve bugünüyle ilgili bir sentez. Çeşitli derslerin, astronomınin, matematik, fizikkimya, biyoloji, tarih, edebiyat, sosyoloji ve felsefenin yaptığı, daha doğrusu yapması gereken bu. Dermeçatma bılgiler değil, bir sentez sunma! Kaç yüzyıl öncesinden Montaigne, bundan bir eğitim felsefesine varıyor; "içine bılgiler tıkıştınlmış kafalar"değil, "oturmuş olgunlaşmış kafalar" bekliyordu egitimden. Işte bu sentez lisede sağlanıyor. Buradan kalkarak, gençlerin temel dünya görüşleri lisede biçimleniyor; orada fikrî ve kişisel kimlikleri belirginleşiyor. Eğitim bir yerde "insan yetiştirme sanatı" ise, bu sanat lisede kemale eriyor. Ortada pırıl pırıl bir eser vardır: "Aklf ve bilimsel bilgilerle" donanmış; "birey" olarak oluşmuş, "özgür"; dünyaya ve topluma "hümanist" bir bakışla bakan bir genç. Ve dört dörtlük bir yurttaş ve yurtsever... Cumhuriyet'i kuranların "Fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür" kuşaklar derken, istedıkleri böylesi gençlerin yetişmesiydi; ve o yüzden de eğitimi, en başta da onu "laik" temeller üstüne oturtmuşlardı. Cumhuriyet, bırsüre böyle kuşaklar yetiştirdi. Demokrat Parti'nin karşıdevrimi, yarattığı lise enflasyonu ile liseyi çökertmiştir. 12 Eylül faşizmi 1980'lerle üniversitenin canına okumuştur. Son yılların vakıf üniversiteleri çığırı ise, bir başka planda çöküşü sürdürüyor ve devletçe de destekleniyor. Türkiye'de eğitim düpedüz ihanete uğramıştır. Bu gidişi tersyüz edecek olanlar, bir iktidar değişikliğinin yanı sıra, bizzat liselerden başlayarak, . gençler, onların aileleri ve oğretmenlerdır de. özellikle temel kültür derslerinde, yani edebiyat, tarih ve felsefede, programların bugünkü çağdışı içeriğinden uzaklaştınlıp yenileştirilmesinde onların ağırlığı önemlidir. O günkü söyleşimde, gençlerin edebiyat kültürü için "klasikler"\r\, yani evrensel boyutlar kazanmış eserlerin önemine de işaret ettim. llkçağdan bugüne kadar örnekler sergiledim. Batı klasikleri deyip aklı sadece onlara takmamalı; Doğu'nun da klasikleri var. Daha doğrusu, klasiğin doğusu batısı yok; kendisi var. Shakespeare'in Ham/ef'ini okurken, Ömer Hayyam'ın Rubailer'ine sırt çevirmek olmaz; Goethe okunacak da Hafız'ın D/Van'ı bir yana bırakılacak diyebilır mısiniz? Ve elbette bizim klasiklerimiz de var. özellikle çağdaş edebiyatımızın daha şimdiden klasikleşmiş yazarları... Edebiyat, ne yazıktır ki, gençlerimize bu boyutlarda götürülmüyor. Milli Eğitim Bakanlığı'nın resmi programları bunu engelliyor. Ama edebiyat öğretmenleri, bu iğrenç barikatı yıkmalılar. Her zaman olduğu gibi, öğretmende başlayıp biten bir şey vardır; o, işlevini yapmalıdır. Aynı şeyi, tarih ve felsefe öğretmenleri için de söyleyeceğim. Kabataş üsesi'ndeki söyleşimden unutulmaz anılarladöndüm... 8 yıllık eğitim ortaya çıkardı 20012002 yılı eğitim sezonunun başında IJlusal Eğitime Destek Kampanyası çerçevesinde 586 çocuğun okula devam etmediğinin belirlenmesiyle başlayan araştırmalar, okul sırasında olması gereken çocuklann bir bölümünün evli olduğunu ortaya koydu. 1314yaşındakikızçocuk Sonın eğitim eksikligi Acarlar Belediye Başkanı Ayhan Yener de sorunun eğitimsizlikten kaynaklandığını belirterek "Acarlar'da ünrverslte mezununun sayısı 10'u geçmez." dedi. Eğitim gönüllüsü kuruluşlann yardımını bekledik Baba adaylarına öğüt Eşinize destek olun Haber Merkezi "www.bebek.com" adresindeki internet sitesi, eşleri haraile olan erkeklerin, bu zorlu dönemde eşlerine yardımcı olabilmeleri için çeşitli ipuçlannı yayımladı. Sitede, baba adaylanna, ilk üç aylık dönemde, baba olmanın kendilerinde yarattığı korku ve endişeleri eşleriyle paylaşmalan, kendilerine babalıkla ilgili kitaplar almalan, eşleriyle birlikte yürüyüşler yapmalan öneriliyor. Baba adaylanna yapılan bazı öneriler ise şöyle: • Evinizdeki işlerin çoğunu üzerinize almaya başlayın. • Eşinize iyi bir anne olacağını anlatın. • Hamile olmanın olumlu ve olumsuz yönlerini konuşun. • Bebeğinizin odasını, giysilerini birlikte hazırlayın. KÜLTÜR • S A N A T UZMANLAR, TÜP CERRAHÎSÎNE BAŞVURULMAS1NI ÖNERİYOR Kısırlık artık sorun değil tstanbul Haber ServM Türkiye'de nüftısun yüzde 10'unun kısırlık sorunu yaşadığını belirten uzmanlar, yumurta yapımınm uyanlması, tüp cerrahisi ve tüp bebek yöntemleri kullanılardk bu sorunun giderilebileceğini söylüyorlar. "Korunmaksızın düzenli ilişkiye karşı 1 yıl içinde gebelik oluşmaması" olarak tanımlanan kısırlık, Türk insanının başını ağrıtıyor. Amerikan Hastanesi doktorlanndan Senai Aksoy, tedavide başanyı belirleyen en önemli unsurun "doğru tanı ve çifti yormadan en etkintedavinin" seçılerek hızlı bir şekilde uygulanması olduğunu söyledi. Aksoy, kısırlığın nedenlerini şöyle sıraladı: "Kadınlardaki kısırhk, yumurta bozukhıklan, endometriozis (rahim içini döşeyen dokunun rahim dışında gelişmesi) ve tüplerin hasaıîı veya ükan olmasL Erkeklerde ise sperm sayısınınharekctliliğinin yetersiz ohnası, spermi dışan taşıyan kanallann ükanıklıgı, sperm sayı ve kaKtesini etldleyen üretiın bozukluklan olmasL* Erkek kısırlığında devrim Son 34 yıldır yeni bir tüp bebek yöntemi olarak kullanılan mikroenjeksiyonun erkek kısırlığırun te(O 21 2) 293 89 78 (3 HAT) Tüp bebek yöntemi Tüp bebek yöntemi, klasik yöntemlerle gebe kalamayan kadınlarda uygulanan bir tedavi şekli. Sperm ve yumurta hücrelerinin laboratuvar koşullarında birleştirilmesi sonucunda oluşan embriyoların rahme transferi ilkesine dayanıyor. Bu işlemler sonucu kaduıların yüzde 50'sinde gebelik oluşuyor. Tüp bebek önceleri, enfeksiyon veya cerrahi işlem sonucunda tüplerinde kalıcı hasar oluşan kadınlarda uygulanıyordu. Ancak günümüzde kısırlığa yol açan diğer nedenlerin tedavisinde de kullanılabiliyor. davisindc büyük bir devrim olarak nitelendiğini söyleyen Aksoy, bu konuda ise şu bilgilen verdi: "Menisinde hiç sperm bulunmayan erkeklerde bile tesn'sten sperm aunarak gcbclikler elde edilmektedir. Kısırlıktan yüzde 35 erkekler, yüzde 3540 kadınlar sorumlu." Sigara riski arttınyor Uzmanlar, kısırhk riskini arttıran etkenlerin başında sigaranın geldiğini vurguluyorlar. Kadının yaşı, alkol, çevre kirliliği, radyasyon ve çiftlerin yaşamına ait diğer etkenler de kısırlığa yol açan etmenler arasında bulunuyor. CANNES 2001 E C U M İ N I A I . O DÜl Ü )*# UN6SCO P t l U N I ÖDÜLÜ SEUNİK FİLM KSTtVAli HCMSCI ÖDÛLÜ Rektörlük Seçimi ve Neoliberalizm Uzerine Istanbul Ünversitesi öğretim üyelen birkaç gün sonra üniversitenin yeni rektörünü belirleyecekler. Tüm seçimlerde olduğu gibi, bugünlerde de Istanbul Üniversitesi'nde saflaşmalar yaşanıyor. "Seçim" zaten "taraP olmak olduğuna göre bu saflaşma son derece doğal. Ancak doğal olmayan, oluşan "saf "lardan, başını Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği'nin (ÜÖÜD) çektiği anlaşılan bir tanesinin "Idmliği''. Anlaşılır gibi değil. Bu grubun bileşimine biraz yakından bakıldığında görülen çarpıklık şaşırtıcı boyutta. Yakm geçmişte "sol" kimliğiyle tanıdığımız bazı öğretim üyelerinin, bu saflaşmada muhafazakârlar, liberaller ve tslamcılarla kol kola olduklannı görüyoruz. Birzamanlar, sağa ve temsil ettiği kapitalizme karşı tavırlan ve "sol" kimlikleriyle tanınan öğretim üyeleri tarafından kurulan ve temel amacı 1980'lerin baskıcı döneminde, bu baskı sisteminin ve egemen sınıfın hedeflerine varmalarında bilinçli seçilnıiş araç olarak tasarlayıp gelıştirdikleri YÖK'e karşı koyarak üniversiteleri bu düzenin cenderesinden kurtarabilmek için güçbirliği olmak üzere kurdukları ÜÖÜD'nin, bugün kuruluşunun nedenini oluşturan olumsuzluklann sorumlusu kafa yapılannın temsilcileriyle yolunun birleşmiş olması hazin. tnandıklan, istediklen düzensistemlerbirbirinden bunca farklı temellerüzerinc inşa olan bu gruplar için aynı kavramlann nasıl olup da ortak payda olabilmiş olması da kavranılnıası güç bir olgu. Ancak, son günlerde kavramlann içlerinin nasıl boşaltıldığına bakılırsa, belki de kolayca kavranabilir. Yani belki de amaç üzüm yemek değil bağcı dövmek. Kaldı ki başında da sıklıkia izlediğimız üzere, nedamet getiren ttsolcu"ların sayısı giderek artıyor. Insanlar yararzarar hesaplarma giriştiler, bir "tercih", bir "ahlaksonımT olarak algılanmaz oldu insanın "tavn". Birtakım eskı "solcular" ise ne yârdan ne de serden vazgeçmek istiyorlar; onlar bir yandan o onurlu günlere ait kimliklerinin hâlâ rantını isterken bir yandan da yeni dünya düzeninin çarklan dışında kalmamak, buradan da paylannı almak çabasındalar. Tüm bu tavırlar, bu görüşler doğrultusunda işbirliği yapmak üzere seçilen kişi ve gruplar, kişisel bağlamda, başka hiç kimseyı ılgılendıremez. Ancak bir "demek" söz konusu olduğunda bu tavır kabul edilemez. ÜÖÜD, öğretim üyeliğini meslek olarak seçen herkesin üye olduğu bir meslek odası değildir, bir dernektir. Dernekler, belirli bir görüş ve amaç doğrultusunda bir araya gelmiş bireylerden oluşur. Hele ÜÖÜD gibi bir derneğin adeta özalvari bir tutumla, bu denli farklı dünya görüşlerini birleştirmesi bir başan değil, aksine acı bir olaydır ve derneğin kimlik kaybını açıkça göstermektedir. Bu grubun içinde, tstanbul Üniversitesi'nde 15 yıl boyunca üniversitede açıkça antidemokratik ve hukukun hiçe sayıldığı bir yönetimi savunmuş, desteklemiş kişiler de var. öyleyse ÜÖÜD'ye tüm bu gruplan bünyesinde banndıracak denli geniş yürekliliği, Mevlana'yı kıskandıracak bir hoşgörüyü veren nedir? Bunun gerçek yanıtını, yalnızca ÜÖÜD yönetimi verebilir. Ancak, bizim görebildiğimiz bir gerçek belki de bu yanıtın bir parçası olabilir: Bu grupların Istanbul Universıtesi'ne karşı sürdürdükleri saldınlann açıkça dile getirilmeyen hep söylenenler var ama odak noktası tstanbul Üniversitesi'nde Cumhuriyet'e sahip çıkma, ulusal varhğımızın temel koşulu olan laik düzeni tehdit eden radikal tslama karşı başlatılmış olan ve Ankara'ya taşınan harekettir. Gerisi lafügüzaftu, inandıncı değildir, çünkü tüm üniversitelerden öğretim üyelerinin üyesi olduğu ÜÖÜD nedense başka üniversitelerdeki açıkça bilinen ve/veya derneğin ilgilenip bilmesi gereken baskıcıhukuka aykın vs. yönetim ve yöneticilerle ilgilenmemekte direnmekte veya buna zamanı kahnamaktadır. Bu kimlik erozyonundan, bu tavırsızlıktan ya da başka bir açıdan bakıldığında benimsenmesi güç tavndan kaygı ve rahatsızlık duyan, üniversitesinin sorunlannın dünya ve ülke sorunlarıyla bağını kurabilen ve bunun neoliberalizmin yer aldığı sorunlann bir parçası olduğunu gören, neoliberalizmin şemsiyesi altında ulusal bütünlüğümüzü tehdit eden güçlerle işbirliği yapanlara karşı olan öğretim üyeleri seslerini yükseltmek zorundadu"lar. Prof. Dr. MEHMET CAN AKYOLCU Prof. Dr. SERAP ERDEM Prof. Dr. MİNE KÜÇÜKER Prof. Dr. EREN OMAY Yrd. Doç. Dr. CÜNEYT AKALIN KANDAHAR SAfAH f 0 A N D L H M / AYIN ARİtfMCMKII.UNI i CDiüâT IIII»IL BEYOĞLU ALKAZAR KADIKÖYATLANTİS "ton oyunculuOun bu Udır knıınuz oklııta bir TUrlc Hlml ılıhı hılırlımıyonım ' HmâlUlıtMIAH •Sımlt Mınyfnt'ln "ŞtUılııl gldllrat gürtlıtlltılrlllmHıan PtlıırMlUlm 293 24 66 12 00/13 45/15 30/1/15/19 15/2130 336 06 22 11.30/13.30/15.30/17 30/19 30/2130 572 64 39 11.30/13 30/15.30/17.30/19 30/2115 Bostancıoğlu'ndan yalanlama: BAKIRKOYİNCİRLİ Dogma 95 Fllmlerl Dogma Sly«nThouı Vintarb«tq Şölen Dinlerin temsilcileri derslere girmeyecek ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)Milli Hğitinı Bakanı Metin Bostancıoglu, dinlerin temsilcilerinin okullarda derse gireceği haberlerini yalanladı. Bostancıoğlu, bakanlığının hiçbir çalışmasında yeni bir din anlayışının geliştirilmesi ya da bir dinin diğerini etkilemesini hedeflcmediğini belirterek "Dinlerintenısflcüerininokullarda derse girmekri şekünde bir uygulama olmayacakür" dedi. Bostancıoğlu son günlerde bazı gazete ve televizyonlann Milli Eğitim Bakanlığı'nca yeni bir din anlayışuun geliştirilmeye çalışıldığına dair haberler yayımladığını kaydedereİc bu haberlenn gerçeği yansıtmadığını açıkladı. tirilen "Küreselleşen DUnyada Dinler Arası İlişkiler" ısimli hiznıet ıçi eğitim kursları ve çalışma gruplanna değişik dinlere mensup din dersi öğretmenlerinin katıldığını belirterek şunlan söyledi: "Bu çahşmalara kar> lanlar, bir kitap veya müfredat hazırlamak için bir araya gelmemiştir. Milli Eğitim Bakanlığı'nın hiçbir çalışmasında dinlerin birleştirilerek yeni bir din anlayışının geliştirilmesi ya da bir dinin diğerini etkilemesi hedeflenmemektedir. Bütün bu çalışmalarda, bireylerin her dinin farklı özellikleri yaıııiKİii, sevgi, saygı, barış, lıoşgörü, insan onuru gibi ortak özellikleri olduğunu kavramalan ve dinler hakkında doğru bilgi edinmeleri üzerindc durulmaktadır. Ancak bu şekilde din öğretinıi sürecinden geçen bireyin farkhhklara karşı hoşgörü, kabul vc saygı gcliştirnıesi münıkün olacakür." O*KVW SMUK1B KLEvntumnE ;<"j ı.:. t SlBd B ( H 0 H / I W U W 4 441210911&1*Blt3H30fr2l 1S j1ZUIRŞAN (İTOHZ mamn «UHU nı« »laiıı» «ııccBiats 322 7371 !1J&133HSW1SJ&?1M sioısjınumünuBis 571(11 II»IJ»I(IHI<HIIİ IKft I1JWIH1H!KI11 41236SS !DSIBI!»l(IHl»l!IHII5 2136SM 11 D013.3D'1L0OmO2100 jatilîilMIHİIHIM» BSSI!»1<IHUH!IMIS 9*MKrrrw»CMJ WNKKKİ wxm mmrnm» «IUMMIIUC IKfftMHİ) mmm EftKMB MÜBS* mmmnaa 7171320 »OJIIISIK ı I2IHO»U.', i müfi reı<ı>ıun!ww KM «1230(0 IU»WW21Jt 425 74 71 IİBIUH7JHÜHU1 (1IIS1S ttlHUMUHIM IS WI7« HIH(»W!»!l1SMS21ti Î1SHH HtlUMSIUUIlCICIEÜİOO M1113J airaraaB nnEnnE 2i«giwımoııuis SURSASOMEZPlAttlCU tt»S/BIIWtlHf*IIM1S !Ufl)71lftllHMIS MMBUU( 224 99391IMI3İSI61SWX21ÛO MNSEIMJIIIBIE mnnvmm 2»(S»1IWI»IİW1M(S îiıiinuınuBü !II1İS13W51}'UOÎHİ(XBI1IO 718 SS 771?0frl< 15^*900?! 15 !WSFŞ*I HM»4WHI1HBIQ TKVU >«B;I MMBU «»»: 12ltUtS1i«M2l]t JMUHEIItŞllllE'f tsıni] 1İOTIİ KJM!IM1JI 1)10(11 I K M K n U İ I V tmm tmmm aıııı W14I^OIlfr2IO] 2219696 MİOI'MJOtO 1108 1I«»IWΫ VIMHUI 222111 ıunıwum»!uı 21! 111! ımıiMot «upwae tımşEm an »OtlllDÜODItKIIIS MllffHMt 2li 9)0 IWW2IXC1ESIMMligt ııııtts U»IUHH0CBMOItll0ll sMnm BIIJM EflfTtM EJTniK KIMTR SANAr AKAŞT1RMALAIIIVAKR Osmanağa Mh Kırtasıyecı Sk No 21 KadıkOy Tel 0216 349 91 56 İlanlarınız İçin (0212) 293 89 78 perareklam@perareklam.com.tr erareklam@superonline.co www.perareklam.com.tr 13.0015.3018.0020.30 Semir Asbnyiirekin ülkemizde çektiği ilk (ilm obn "Şellale", 19501erin sonundan Amakya manzarahn sunuyor Cemafin babası Demokrat Parti'li, amcası ise Halk Panili'dir. Birbirlenne öfkelenen bu iki kardeş, evtennın arasına buyuk bir duvar orerler. Sadece bu iki kardeşin degıl, diğer insanlann da bajka \as\a hikâyeleri vardır... Hülya Koçyigit'den Tuncel Kurtrce, Aykut Oray'a ve daha birçok önemli oyuncuya uzanan oyuncu kadrosuyla da goz ddduran bu (ilm, yönetmen Aslanyürek'in çocukluguna dondügu ılgınç bir yapım. Amaç, dinlere karşı saygı kazandırmak Bostancıoğlu, bakanlığının düzenlediği "Din Oğretiminde Yöntem ArayışlarT konulu uluslararası sempozyumun ve daha sonra gerçekleş
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear