23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 21 ARALIK 2001 CUMA OLAYLAR VE GORUŞLER olay.gorus(a cumhuriyet.com.tr AÇI MUMTAZ SOYSAL Iyimserlik, Esenlik Tomurcuklan... Prof. Dr. Ergül HAN Anadolu Ünıversıtesı on gunlerde gerek ıç gerekse dış koşullarda ortaya çıkmaya başlayan olumlu gelışmelcr, toplumda bunalımlı ayların artık sona erecegı beklentısını yaratıyor Bu algılama, erken dahı olsa bundlımın ustesındcn gclmedc, en azından psıkolojık engelın aşılması açısından onemlıdır Uzunca bır siıredırgenelbırkotumserlığındayanılm.ız her turlıı ağırlığını taşıyan ınsıınımı/., aslında karaktennde var olan yaratıcılığını ve dınamızmını, adeta baskı altına alınmış enepısını harekete geçırememenın dayanılınaz sıkıntısını yaşadı ve artık katlandığı onca o/verının karşılığım almaya hazırlanıyor Insanlarımı/da ıyimserlik ve uınııt tomurcuklarının oluşmaya başladığı bu dönemde, bu olumlu psıkolojık ruzgânn her kesunın gostereceğı sorumluluk anlayışı ve davranışıyla değerlendırılmesı, kaçınlmaması gerekmektedır Bu umutlu hava, hukümetle IMF arasındakı ek kaynak sağlanması konusundakı goruşmelenn olumlu bır bıçımde gelışmesınden ve kımı ozel sektor kuruluşlarmın. tam zamanındabaşlattıkları fıyat ındırımleıınden esmlenmıştır. İMF'nın bu ek kaynağı sağlamasında hem onun lıcm de hukumetın ışı cıddıye almış olduğunu görmezlıkten gelemeyız, bu, her ıkı taraf ıçın onemlı bır başarıdır IM1 ıle yapılacak yenı bır standby anlaşması ıle de sağlama alınacağı anlaşılan bu ek kaynağın temcl koşullarından bırı kamuda verımlılık, etkınlık ve tasarruf sağlayıcı yapısal donuşumlenn gerçekleştırılmesıüır Kamu kesımınde rasyonali/asyonıı sağlayacak donuşümlcre karşı çıkmanın bır mantığı yoktıır Işın üzucu yanı, ulkemızde uzunea yıllardır çeşıtlı kesımlerce dıle Yanlış Bağlamalar BAŞBAKAN söyledı: önümüzdeki ayın ortalarında gerçekleşecek VVashington ziyaretinde başlıca konu Irak olacağa benzer. öyle anlaşılıyor kı, Ankara'nın tüm çabalarına karşın Büyuk Müttefik, ne pahasına olursa olsun, Baba Bush'un yarım bıraktığı söylenen ışi tamamlamak niyetindedır. Akla, mantığa, sağduyuya sığmasa da. Ortadoğu'daki bütün Arap halkları, hatta aklı başında devlet adamları karşı çıkıyor olsa da. Türkiye'nin, askerıyle siviliyle, bunu hiç istemedıği bilindiği halde. Ama, Amerikan dış politıkasını yönetenlerin ilk büyük hatası olmayacak bu. Vietnam'dan berı aynı cins hatalar o kadar çok kı. abıi, Özal dönemınde olduğu gibi şimdi de, Ankara'nın bu gırışıme bulaşmakla elde edebıleceği yararları sayanlar yine çıkacaktır: Musul petrollerine sarkmak, Bağdat'ın gölgesinden çıkmış bir Kürt devletinin koruyucusu durumuna gelmek, Türkmenlere özerklik kazandırmak falan. Hepsinden önemli olarak da, bu işte VVashington'a yardımcı olmakla başka alanlarda güçlü Amerikan desteğinin edinilmiş olacağı söylenecektir: Bazı borçların silinip yeni kredilerin alınmasında, Avrupa Birliğı üyeliğinin bir an önce gerçekleşmesinde, Kıbrıs sorununun çözümünde. ilmezler ki, dış ılişkilerde bırbırinden ayrı ayrı sorunları birbirıne bağlayıp birindeki davranıştan öbürleri için yararlar ummak yanlıştır. Çünkü, her sorun kendi koşullarında, kendi mantığı içinde çözülür; devletlerın belirli bir sorundaki tutumlarını o koşullar ve o mantık belirler. örneğin, borç silmek ve kredi vermek, para işidir; bankacılık mantığıyla çözülür. Türkiye'nin AB üyeliğı, Avrupalıların sorunudur ve bu konuya Amerika'nın karışması bazen lehte sonuç verse de çoğu zaman tepkı uyandırıp geri teper. Kıbns kuçukturama, sorunun kökleri derin ve çözümü çetindir; uzaklardakilerin akılları pek ermez. Irak konusunda Büyük Müttefik'i uyarıp onu yanlıştan caydırmak varken başka sorunlardaki tutumunu etkileme uğruna bu konuda serdengeçtiliğe soyunmak, hem kendinizı aynı yanlışa ortak etmek demektir hem de öbür konularda ona güvenip başka yanlışlar yapmaya sürükler sizi. S T getırılen bu ve benzerı temel yapısal sorunların ııstune, yabancı kuruluşlardan gelen /orlamalarla gıdılıyor olmasıdır Umut verıcı bu gelışmelerın guçlenmesı ve artık hem ıç ve dış borcun döndurulebılmesı ve hem de kendını besleyen bır buyume surecını, endışe duyulmayacak bır kararlılıkta olanaklı kılması, ıvedı olarak kamu kesiminin de ü/i'rine diişeni yapmasına bağlıdır lç ve dış borçlann dondiirülmesı ıle faız uranlan ve esnek dovız kuru sıstemı arasında karşılıklı bır etkıleşımolduğunubılıyoruz Nedenlı yeterlı ve sağlıklı ıı, ve dış kaynak yaratabıhrsenız f'aız oranları ve dovız kurları da o denlı olumlu gelışır, f'aı/ oranları ve dovız kurları ne denlı olumlu gelışır ıse, ıç ve dış borçlar da o denlı aksaksız dondurulebılır Buna göre temel sorun, ılgılı buyuklukler arasındakı etkıleşım sonucunda oluşacak faız oranları ıle dovız kurlannın makul duzeyde gelişımının sağlanmasıdır Bu amaçla, ozellıkle yeterlı ve sağlıklı ıç ve dış kaynak yaralılması gereğı olanca önemı ıle en ön sırada yer alınaktadır Buyazımı/dadış kaynak uzerınde değıl, onu da dolaylı olarak etkıleyecek ıç kaynak yaratmada kanıuııun harcama ve tasarruf alunında alması gereken önlemler uzerınde durmak ıstıyoruz Devletın bu konuya genel yaklaşımı, 1 Vergı ve benzerı zorlamalar yerıne, kamuda venmlılık ve etkınlık arttırıcı önlemler ıle harcamaların kısılması yoluyla kamu tasarruf eğılımının yükseltılmesı, 2 Ozellıkleıhracatı özendırecek para, kredı, faız polılıkaları ıle ıhracat ve doğrudan yabancı o/el sermaye yatırımlarını arttııacak kurumsal ve yapısal lyıleştırmelerın yapıl ması, 1 Buaradayerlı ve yabancı para cınsınden ıddıhann çozulmesını hızlandıracak sıyasal, yönekel ve finansal guven arttırıcı onlemlenn onemle alınması yonunde olmalıdır Kamu harcamalannda tasarruf Devletın, özellikle kamuda tasarruf eğılımını yukseltme amacına yönelık alması gereken önlemlen ıse şoylece sıralayabılmz. 1 Doğnıdan ya da yakın dolaylı olarak venmlı uretım ve ıhracat uzennde olumsuz etkıler yaratmayacak tum alanlarda, a) Zarareden tum kamusal mal ve Iıi7met uretım bırımlerının sosyal venmlılıklennın arttınlması koşuluyla faalıyetlerının mınımıze edılmesı, b) Subvansıyon ve ozendırme malıyetlennın mınımıze edılmesı, c) Kamuda yenı yatınm ve büyuk onarım harcamalarına kesınlıkle gıdılmemesı 2 Kamu ıhalelerınde, ılgılı fıyat deflatöm ustundekı fıyat artıştaleplerının kesınlıkle kabul edılmeyeceğı, ıhale şartnamelerınde, önceden açıkça belırtılmelıdır ^ Sosyal venmlılık krıterı dıkkate alınarak yenne getınlmesı gereken kamu hızmetlerını aksatmayacak olçııde bakanlık ve bağlı kuruluşlarının sayısı kesınlıkle sınırlanmalıdır 4 Venmlı, etkınve tasarrufçuçalışan kamu kurum ve kuruluşlarının yonetıcılerı ve ozellıkle çalışanları odullendırılmelıdır ^ Bakanlıklardahıl kamu kurum ve kuruluşlarındakı otomobıl, lo|man, luks makam odası, dınlenme lesıslen vb saltanatına kesın bır bıçımde son venlmesı, "Danılayadamlayagölolur" ozdeyışının ışığı altında, tepe yonetıcılerının ornek dav B Suçsuz Denen Insanlar... Vcdat GUNYOL ferorun elebaşı.sı Usame bin Ladin'ın düzenlediğı New York'un V ı f \c kulelerine yönelık saldırının, ınsanlık adına bircınayet, hem de eşıne az rastlanır bircınayet olduğundan kımsenin kuşkusu yok. Ne var kı bu cınayette, salt uçak yolculannın masum ınsanlardan oluştuğu konuya katılırken, hesaba alınmayan bır başka sorun yok nıu'' Var. Sorun şu. Saldırıya uğrayan, daha doğmsu sürüklenen masum (suçsuzgünalısız) dedığımız ınsanlann yanında bu saldınya cennet vaadı ıle ozendmlen ve saldırıda yaşamını yıtıren gencecık insanlar da masum değıl mı'' Haklı haksız, herhangı bir savaşa sürüklenen askerlerı duşünelım bir. Onlar da her bakıtndan masum değıller mı 7 Ben her tür savaşta, asker olsun sivil olsun gencecik insanlann, gerek cephelerde, gerek cepheler dışında sıvil asker ayrımı yapmadan kıyımlara uğrayanların tümüne masum ınsan gözuyle bakıyorum. Usame bın I adın'e karşı girışılen savaşa katılan katılmayan, asker sıvıl ayrımı dışında, herkesın masum olduğunu düşunüyorum Elıne sıluh verılen, duşman dıye bellenen gent; yaşlı ınsanlara saldıranların.gonullüler dışında, her ıkı cephede de masum olduklarına ınanıyorum Masum ınsan varsa eğer, onu, savaş çıkartanlar dışında aramalıyız. Savaş, ıkı karşı cephedekı ınsanları birbirıne kırdıran polıtıka adamlannın marıfetı değıl mı'' Aslında savaşa asker olarak katılanlar masum, savaş çıkaranlarsa katıl değıller mı? ranışlannın yerleşık hale getınlmesı, bu konudakı uygulamanın, devletın başlattığı bır "kampanya" olarak toplum vıcdanını tatmın edecek bıçımde sergılenmesı 6. Iç borcun, gıderek daha sıkıntısı? bır bıçımde döndürulmesını sağlayacak oranda bır "kamu tasarruf eğilimi"nın gerçekleştırılmesı ıçın, ozellıkle DP1 'nın de ıçınde yer alacağı nıspeten bağımsız bır kurulun, burada belırtılen ılke, krıter ve amaçlara uygun gerçekçı bır "kamu tasarruf programı" hazırlaması 7. Bu kurulun kamu harcamalarını, ıç borcun, ıç kaynaklarla dondürülmesını sağayacak bıçımde "acil öncelik kritcrlcri" dıkkate alınarak öncelıklendırmesı 8 Kamu kurum ve kuruluşlannın odenek ısteklerının bu oncelık skalasına gore ve T başlığında belırlenen kısıtlar ıçınde değerlendırilmesı, öngörulen kamu tasarruf eğilımını duşurccek odenek ısteklennın, bu skalanın altından başlanarak tırpanlanması 9. ölçumu daha kolay olduğu ıçin, öncelıkle uretıcı kamu gırışımlerinde sosyal venmlılık kntcrı çerçevesınde gereklı ışgucu, makıne, hammadde ve enerjı kullanım standartları gelıştırılerek bu standardı tutturamayanlardan herturlü ek tınansal ve maddı desteğın çekılmesı 10 Kamu denetçılerıne, somut olarak belırlenen kıstaslar çerçevesınde uKamuda tasarruf uvgulaması"nı etkın bır bıçımde denetleyecek ek yasal yetkıler venlmesı ve bu denetleme raporlannm gereğının tavızsız yenne getınlmesı. Yukarıda sıraladığımız önlemler kısmen uygulanıyor ya da 2002 yılı butçesı çerçevesınde kısmen dıkkate alınacak olabılır Ya da, ozellıkle henu7 ıçenğını tam bılemedığımız yenı standby kapsamına alınacak farklı yaklaşımlar soz konusu olabılecektır Burada asıl vurgulanmak ıstenılen, yazımızın başında dıle getırmeye çalıştığımız bunalımdan çıkış çabalanna, devletin de etkinveinandıncı bıçımde katılmasıdır Turk toplumu, oyle sanıyoruz kı, kamu yonetımı ve biyaset alanında, ozellıkle son yıllarda yaşadığı deneyımler, uğradığı hayal kınklıkları ve katlandığı sıkıntılardan sonra, gerekıyorsa son bır kez dışını sıkarak kendısıne bır daha bugunlen yaşatmayacak basıretlı bır uygulamanın faturasını odemeyı kabul edecektır, yeter kı son kez ve kararlı bır uygulama olsun Devletı ve ekonomıyı yonetenler, eğer bu cesur önlemleri alacak ve uygulayacak olurlarsa yıne en buyuk desteğı, ulusal geleceğinı ve gücunu guvenceye aldıkları toplumdan göreceklerdır Turk toplumunun bu bılınce sahıp olduğuna inanmak, ona saygı duymaktır. PENCERE Türk Olmak ZOP... Sık sık aklıma duşuyor, kafama takılıyor, soru ışaretı kasabın çengelı gıbı Turk neden boyle?.. Kendi kendısıne bu kadar kufreden bır başka ulus var mı yeryuzunde? Tarıh boyunca kendi kendımızı aşağılamışız; Osmanlı ne demış" "Kaba Turk!.." "IdraksızTurk!.." "Bılısız Türk!.." Yalnız bız mı?.. Avrupalı da sureklı Turklere sovegelmış; bu yolda cılt cılt kıtap var... Bız ıçerden, onlar dışardan, Turklere demedığımızı komamışız. Bugun bıle medyamıza bakıyorum; Beyaz Turkler, Turklere veryansın edıyor... Macar, Fın, Fransız, Alman, Italyan vb kendi kendısıne kufredıyor mu?. • Tarıhımızbırgarıp!.. Sen Orta Asya'dan kalk, onca yolu yuru, Anadolu'ya yayılıp yerleş Ama yetmıyor Anadolu'dan kalkan Turk, Çanakkale Boğazf ndan Avrupa'ya geçıyor.. Balkanlar da yetmıyor.. Vıyana'ya dayanıyoruz.. Herkesın tek vatanı var, bize tek vatan yeter mı, uç yurdumuz oluşuyor Anayurdumuz Orta Asya.. Yurdumuz Anadolu. Yavruvatan Kıbrıs.. Ya, 'Son Türk Devletı'7.. Abıler, bıze tek devlet yeter mı?.. Adıyla sanıyla on altı devletımiz var!.. Ustunde yaşadığımız Anadolu'da kolay kurmadık 'Son Turk Devleti'rn... Ingılızı, Fransızı, Italyanı, Yunanı Anadolu'ya çıkmış, her bırı kendi harıtasını çızmış. Sevr kotarılmış!.. Tanhte eşı menendı gorulmemış bır olay, bızı paylaşmışlar Avrupalılar; Tstanbul'da oturan eskı devletımızın Padışahı da buna eyvallah demış.. Mustafa Kemal bu ışın ustesınden nasıl gelmış, hepsını nasıl dehlemış?.. Inanılırgıbı değıl... Şaşılası bırış!.. Şımdı de yeryuzunde bır buçuk mılyar Musluman varken bır bız tutturmuşuz, "Avrupa Birlığı'ne gıreceğım" dıye kapıları zorluyoruz, Hırıstıyanlar dırenıyorlar Vaktıyle Vıyana'ya gıremedık. . Belkı Bruksel'de muradımıza ererız1. Ne var kı bır kez alışkanlık olmuş; hem Avrupalılar hem bız, Turklere sovmeyı surduruyoruz; onlar dışardan bız ıçerden ılertutaryanımızı bırakmıyoruz. Bır de bayramda kar yağmasın mı?.. Bıldığınız gıbı bızde kar toprağa, meydana, sokağa, çatıya, dama yağmaz . Anamızın orekesıne yağar!.. örekeyı kötu bır şey sanmayın; ben Türkçe sozluğe baktım, 'öreke' yun, keten gıbı şeylerın eğrılırken tutturulduğu bır ucu çatal değnekmış... • • Yunus Nadi Armağanı Yarışmast, 1946 da kuruldu, hem geçmişe hem geleceğe dönük olan anlumı, gazetemızin kurueusu Yunus Nadi'ye saygı ve sevgiden kaynaklanıyor Yalnız Cumhuriyet gazetesinin değil, Türkiye Cumhuriyeti 'nin kuruluşunda büyük emeğı bıilıınan Yunus Nadi nin anısım her yıl tazelemek bızim için bir görev. Devrımci ve demokrat Cumhuriyet 'ın Ulusal Bağımsızlık Savasımızla ve Türkiye Cumhuriyeti 'yle zamandas ve eşanlamlı bir kuruluş tarihçesi var. Yunus Nadi, gazetemizin temel taşlarım bu doğrultuda koydu. Yunus Nadi 'nin ölüm yıldönümünü geçmişe dönük bir acı olarak değil, geleceğe yönelik bir kültür olayına dönüştürmek amacıyla bu yarısma düzenlendi. Yarışmanın ilk düzenlendiği yıllarda Türkiye de sanat alanında hiçbir özel ödül yoktu; tek parti dönemiydi ve yalnız CHP 'nin koyduğu bir şıir ödülü vardı. Aynı dönemde bütün dünyada sanat, bilim ve edebiyat ödülleri ün yapmışlardı. İsveç 'te Nobel, ABD de Pulitzer, Sovyetler de Lenin, Fransa da Goncourt ödüllerimn sonucları Türkiye de de izleniyordu, ama ülkemiz bu alanda da geç kalmıştı. Cumhuriyet gazetesi bu öncülüğü üstlendı, elli altı yıl önce düzenlenen Yunus Nadi Armağanı 'yla sanat ve kültür yasamımızda bir yarışma coşkusu oluşturdu. Daha sonraki yıllarda Türkiye de de yarışmalann ve ödüllerin sayısı çoğaldı, yırmıvı aştı. Bugün belki ödül enflasyonundan söz açılabihr; eleştirel bir yaklaşımla sakıncaları gündeme getirılebılir. ama yıne de kültür, bilim ve sanat konulannda yapılan yatırımların çok yararlı olduğu rahatlıkla söylenebilir. 56. YIL YUNUS NADİ ÖDÜLLERİ 2002 Zamanla ödüller arasında ayrımlar ortaya çıkar; bir yarışma kurumsallaştıkça, amacı, niteliklerı, karakterı belirginleşır. Bu arada kimi holdınglerin kendi amaçlarına yönelık yanşmalar düzenlemeleri ve ödüller dağıtmaları da bu alanda kaçınılmaz çoğulculuğu yansıtı yor. Kimi bankaların, şirketlerin, ticari tekellerın reklam amacıyla düzenlediklerı yarışmalann ödülleri, parasal açıdan ne kadar büyük olursa olsun; özü, maddi çerçevenin dışındaki anlamda odaklaşıyor. Ödüller, Yunus Nadi Armağanı Yarışması adıyla aralıksız olarak kırk yılı aşkın bir sürede düzenli olarak gerçekleştirildi, kültür ve sanat hayatımıza amaçlanan katkıları yaptı ve etkilerini duyurdu. Daha önce bir dalda yapılan ödüllendirmenın kapsamı 1990 yıhndan ıtibaren genişletildi ve Yunus Nadi ödülleri adıyla sürmeye başladı. Ülkemizin kültür ve sanat yaşamı bütün baltalanmalara ve olumsuz yatırımlara karşın sürekli gelişiyor ve yaygınlaşıyor. Fıkir ve sanat özgürlükleri Türkiye de tam değil; siyasal ıktidarların baskıları hâlâ sürüyor ve çağdaş demokra tik ortamdan henüz yoksun sayıhyoruz. Buna karşın fıkir, sanat, bilim, kültürde çabalar sürüyor Tarıhsel gelışım sürecınde elbette aydınlanma'nın önüne hiçbir güç geçemez. Cumhuriyet, çağdaş uygarlığa gıden yolun fıkir, sanat, kültür, bilim yolu olduğunu kuruluşundan beri savunan bir gazete Bu yoldakı çabaları desteklemek ve özendırmekte Yunus Nadi ödülleri nin işlevi sürecek. 1999 yılında başlanılan iki ana haşlık altında dört ödül verilmesi yöntemi, bu yıl da sürdürülmekte. '2002 Yunus Nadi Ödülleri Edebiyat Ana Dalı'nda, öykü, roman, şiir, Görsel Sanatlar Ana Dalı 'ndafotoğraf olarak behrlendi. Önümüzdeki yıllarda ödül ana dalları ve dallarında gereksinımlere göre değışıklik yapılabılecek. Adaylara başarılar diliyoruz. ÖYKÜ Ödüle 1 Nisan 2001 ile 31 Mart 2002 tarihleri arasında yayımlanmış bır kitap ya da yayına hazır bir 'kitap dosyası'yla aday olunabilir. Yayımlanmamış yapıtların, beyaz dosya kâğıdına makine yazısı ilc çift aralıklı yazılmış olması gereklidir. Adaylar yapıtlannı altı adet olarak göndereceklerdir. ödül bir yapıta verilir. Scçici Kurul, ödülü, kitap ve kitap dosyası arasında paylaştırabilir. Seçici Kurul: Mehmet Başaran, Vedat Günyol, Selirn îleri, Tarık Dursun K., SamiKaraören. Seçici Kurul: Ahmet Cemal, Konur Ertop, Fethi Naci, Prof. Dr. Jale Parla, Muzaffer Uyguner. Orhan Erinç, Ara Güler, Paul McMillen. Ş İ İ R Ödüle 1 Nisan 2001 ile 31 Mart 2002 tarihleri arasında yayımlanmış bir kitap ya da yayına hazır bir 'kitap dosyası' ile aday olunabilir. Yayımlanmamış yapıtların beyaz dosya kâğıdına makine yazısı ile çift aralıklı yazılmış olması gereklidir. Adaylar yapıtlannı altı adet olarak göndereceklerdir. Ödül bir yapıta verilir. Seçici Kurul, ödülü, kitap ve kitap dosyası arasında paylaştırabilir. Seçici Kurul: Ataol Behramoğlu, Prof. Dr. Cevat Çapan, Muzaffer llhan Erdost, Doğan Hızlan, Kemal Özer. HER D A L İÇİN C EÇERL İ G E N E L K O Ş U L L A R ödüller, her dalda amatörprofesyonel herkese açıktır. (Cumhuriyet mensupları hiçbir dalda ödüle aday olamazlar.) Adaylar gerçek ad ve adreslerini ve telefon numaralarını belırtmek zorundadırlar. Ancak adaylar ad ve adreslerinin saklı tutulmasını isteyebilirler. Ödül koşullarına uymayan yapıtları yarışma dışında tutmak zorundayız. Adayların yapıtlarıyla birlikte adlarını ve soyadlarını arkasına yazacakları iki fotoğraflarını, açık adreslerinin de yer aldığı katılma belgesini ve yaşamöykülerini 15 Nisan 2002 Pazartesi günü saat 17.00'ye kadar 'Cumhuriyet Gazetesi Yunus Nadi ödülleri Cağaloğlu 34334 lstanbul' adresine iadeli taahhütlü olarak postayla ulaştırmaları ya da elden teslim etmeleri gerekmektedir. Yayımlanmış yapıtların daha önce herhangi bir ödül almamış olması şartı geçerlidir. Zarfın ya da paketin üzerine hangi dal ile ilgili olduğunun (şiır, roman, öykü vb.) yazılması zorunludur. ödül dallarında konu sınırlaması yoktur. Yapıtlar hiçbir şekilde iade edilmcz. ödül alan ya da herhangi bir şekilde ön elemeden geçirilen yapıtlar, genel yayın ilkelerimiz doğrultusunda gazetemizde yayımlanabilir. Ödül sonucları 28 Ilaziran 2002 günü açıklanacaktır. Ö D Ü L Her dal için: 1.000.000.000 TL. R O M A N Ödüle 1 Nisan 2001 ile 31 Mart 2002 tarihlcri arasında yayımlanmış bir kitap ya da yayına hazır bir 'kitap dosyası'yla aday olunabilir. Yayımlanmamış yapıtların, beyaz dosya kâğıdına makine yazısıyla çift aralıklı yazılmış olması gereklidir. Adaylar yapıtlannı altı adet olarak göndereceklerdir. Ödül bir yapıta verilir. Seçici Kurul, ödülü, kitap ve kitap dosyası arasında paylaştırabilir. KATILMA ADIM, SOYAD1M: ADRESİM: BELCESİ F O T O Ö R A F Ödüle, en çok 4 adet siyah beyaz fotoğraf ile aday olunabilir. Gönderilecek siyahbeyaz ibtoğrafların en az 18x24, en çok 30x40 cm. boyutlarında ve daha önce başka yerde ödül almamış olması gerekmektedir. Seçici Kurul: tsa Çelik, Şakir Eczacıbaşı, TELEFONUM: KATILD1ĞIM DAL:
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear