14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
27 KASIM 2001 SALI * • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 17 CÜNEYT ARCAYÜKEK • Baştarafı 1. Sayfada Hükumetın diş geçıremediği özerk kuaıllar: Örneğin Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Ku- rulu, Telekomunıkasyon Kurulu, Enerji Piyasası Ku- rulu, Şeker Kurulu, Sıgorta Kurulu, Transıt Boru Hat- lan Kurulu, Para Politıkası Kurulu, Ecevit'in büyük başarılara imza attığını söyleyerek övünegeldiği, başkanlığ ını yaptığı 57. hükümetin ürünü. 11 özerk kuruldan 7'si Ecevit damgasını taşıyor. Başbak an Ecevit bu kurulları yaşama geçirirken - yılların siyasa! deneyimıyle- "yanlış yapmış olabile- ceklerinı" söyleyerek bır çeşit özür dilemeyi de ih- rnal etmıyor. Bu türden ufak tefek sıyasal manevralar Ecevit ve yaşıtlarına özgü. Yarattığı sorunlar karşısında öze- leştıri yapan bır başbakan kımliği sergilemeye çalı- şıyor. Ne var ki; söylediği ile yaptıkları arasındaki tutar- sızlığı bu çabalar örtmüyor. Acaba ayırdında mı? Bu kuru lları kuran yasaları çıkanrken hukumette- ki dıkkatsizliği sözgelimı "geçmışemazı, pışmişeku- zu" diye ıskalayalım. Peki ama, TBMM gündemin- deki, soz dinlemeyeceği bugünden varsayılan (ad- lan Tütün Kurulu, Kamu Ihale Kurulu, Endüstri Böl- geleri Kurulu, Doğalgaz ve Petrol Piyasası Kurulu) özerk dört yeni kurulla ılgilı hükümet tasarılarına ne diyeceğız? Bu kurulları gerçekleştiren yasaların altında Ba- kanlar Kurulu'nun yanı sıra görünmeyen, ama bili- nen bir imza var: IMF! Orneğin Telekomünikasyon, Enerji Piyasası ku- rulları, IMF'nın kredi taksitlerinde vazgeçilmez koşul değil miydi? IMF dayatmaları kimi bakanlann başını yemedi mi? Başbakan hükümetin yabancı dayatmalarına kar- şı boynu büküklüğündeki nedeni açıklamıyor da yanlışlıktan soz etmeyi yeğlıyor. Kimı kurulların yasalarını derin incelemelerden sonra hazırlamakla görevlı bir hükümet, gerektiği kadar sorumlu davranmıyor... Bir süre sonra o ku- rulların başınabuyrukhareketettiğını, sözgeçireme- diğinı söyleyen bır başbakana da ilk kez rastlanıyor. Söyle söyle bitmez Şaşırtıcı rastlantılar bu ömeklerde kalsa; hadi bir derece. Hantal devlet sistemimizi düzenleyecek girişimle- re doğru dürust adım atılmazken; Ecevit, pazar gü- nü TV'de Afganıstan'a çekidüzen vereceğimizden söz ettı. VVashıngton Buyükelçımız Faruk Loğoğlu'nun "Amerika sağlam kanıtlar gösterirse Irak polıtikamı- zı gözden geçireceğimizi" ıçeren sözlerini "hangi arnaçla söylediğini" anlayamadığını söyledi. Bu söylemdekı anlam açık: Bir başbakan, -sanki tribünde seyirci bir muhalefet lıderi- emrindeki bir büyükelçınin merkeze danışmadan Türkiye'nin izle- diği Irak politıkasına değışık anlamlar verecek deme- cinden habersız olduğunu kabul ediyor! iki krizden sonra Başbakan ve hükümetin IMF ve Dünya Bankası dayatmalarına buldukları özür, diye- lim ki makul sayılabılecek bır mazeret. Taze bırörnek; Özelleştirme Idaresi Başkanı Uğur Bayar'ın açıklamaları (baskı sonucu yalanlamazsa) dayatma konusunu rezalete çevirıyor. Bayar'ın anlattığına göre, geçen yıl Dünya Banka- sı'ndan alınan 250 milyon dolar krediyle özelleştir- me sonucu işsiz kalanlara 24 ay yarım maaş sağ- lanmış. Bu işlerde kullanılmak üzere gazete ilanıyla üç uzman, bır tercüman ve bır de sekreter alınmış. Maaşlar 7.311 milyardan başhyor, 1.719 milyara kadar inıyor. ÖİB Başkanı Bayar direniyor, Dünya Bankası'nın önerdıği maaşları yarı yarıya ındiriyor. Maaş dayat- masına karşı çıkan Bayar'ı "buradaki Dünya Banka- sı temsilcisi kendi yönetımine şıkâyet ediyor". Acamlar ücretleri saptamayı bile bize bırakmıyor. Ne devlet, ne hükümet ama! ABD ile Afganistan pazarlığıANKARA (Cumhuriyet) - Türkıye ve ABD, Afganistan' ın geleceğiyle ilgili siyasi ve aske- ri konulardaki işbirliğini arttı- nyorlar. ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell, 4-5 Aralık'ta An- kara'da temaslarda bulunacak. Başbakan Bülent Ecevit ve Dı- şişleri Bakanı İsmail Cem ile görüşecek olan PoweH'ın gün- deminde Afganistan' a barış gü- cü gönderme ve Irak sorunu da bulunuyor. Diplomatik kaynaklar, Po- well'ın ziyaretiyle Kıbns'taki Denktaş-Klerides buluşması- nın aynı güne rastlamasına dik- kat çekiyorlar. Afganistan'da konuşlu Usa- me bin Ladin ve Taleban yö- netimine yönelik "Sonsuz Oz- gürlük" operasyonunu 7 Ekim'den bu yana sürdüren ABD'nin Dışişleri Bakanı Co- lin Povvell'ın, Orta Asya ruru kapsamında 4-5 Aralık'ta An- kara'da temaslarda bulunacağı öğrenildi. Povvell'ın ziyaretinin ana gündem maddesini uluslarara- sı terorizmle mücadele ve Af- ganistan operasyonu oluşturu- yor. Türkiye, Sonsuz Özgürlük operasyonuna etkin olarak ka- tılacağını açıklayan ülkeler ara- sında yer alıyor. Demokratik, laik yapısıyla Islam ülkelerine örnek gösterilen Türkiye'nin Afganistan tarafından da mo- del ülke olarak değerlendiril- mesi beldeniyor. Ecevit de Tür- kiye'nin katkısının sadece as- keri boyutta olmayacağını, sos- yal yapıların oluşturulmasında da görev üstleneceğini kaydet- ti. Görüşmelerde, oluşturulma- sı planlanan banş gücünün ay- nntılannın da ele ahnması bek- leniyor. Irak da gündemde ABD ile Türkiye arasındaki ilişkilerin yumuşak karnı ola- rak tanımlanan Irak konusunda taraflann görüşleri uyuşmuyor. Türkiye, Irak'a yönelik bir ope- rasyon fikrinden büyük rahat- sızlık duyuyor. Bu görüşün Po- well'a bir kez daha yinelenme- si beldeniyor. Diplomatik kaynaklar, Kıb- ns konusunun da görüşülmesi- nin beklendiğini bildiriyorlar. Ingiltere'nin Kıbns Özel Temsilcisi David Hannay de bugün Ankara'ya geliyor. în- giltere'nin BM Güvenlik Kon- seyi'nde daimi temsilciğini ya- pan Hannay, Dışişleri Bakanlı- ğı'nda Müsteşar Uğur Ziyal başkanlığındaki Türk heyetiyle görüşecek. AGSP'de üerleme var, anlaşma yok AYHAN ŞİMŞEK ANKARA - Türkiye ile AB arasında, Avrupa Güvenlik ve Savunma Politikası (AGSP) konu- sunda uzlaşma sağlama- yı amaçlayan görüşme- lerde ilerleme kaydedil- di. Ankara, NATO müt- tefikJeri arasında çıkabi- lecek çatışmalarda AB acil müdahale gücünün kullanılmayacağı konu- sunda güvence aldı. AB'nin KATO olanakla- nnı kullanmayacağı oto- nom operasyonlara Tür- kiye 'nin katılımı konu- sunda ise anlaşma sağ- lanamadı. Türk, Ingiliz ve ABDTi diplomatlann üzerinde uzlaştıklan gö- rüşler, siyasilerin onayı- na sunulacak. Türkiye, Ingiltere ve ABD arasında, AGSP konusunda yapılan gö- rüşmelerin 4. ruru dün Ankara'da gerçekleşti- rildi. Yaklaşık 10 saat sü- ren görüşmede Türk he- yetine Dışişleri Bakanlı- ğı Müsteşan Büyükelçi Uğur Ziyal, ABD heye- tine Dışişleri Bakanlığı Avrupa işlerinden so- rumlu Müsteşar Yardım- cısı Robert Bradtke. Ingiliz heyetine de Dı- şişleri Bakanlığı Siyasi Direktörü Peter Ric- ketts başkanlık etti. Cst düzey bir kaynak, görüş- meler sonrasında birçok noktada uzlaşma sağlan- dığını belirtirken Türki- ye'nin NATO müttefik- leri arasında çıkabilecek çatışmalarda AB acil müdahale gücünün kul- lanılmaması isteğinin kabul edildiğini söyledi. Türkiye; Yunanistan ve Kıbns konusundaki en- dişeleri nedeniyle AB gücünün müttefikler arasında kullanılmama- sında ısrar ediyordu. Aynı yetkilı, AB'nin, NATO olanak ve yete- neklerini kullanmayaca- ğı otonom operasyonla- ra Türkiye'nin belli öl- çülerde katılımı konu- sunda ise "henüz yolun başında olunduğunu" kaydetti. Yetkili, AB ta- rafının Türkiye'ye "ka- tılım" yerine "danış- ma" önerdiğini belirtir- ken, bunun tatminkâr bulunmadığını vurgula- dı. Türk, ABD ve Ingiliz heyetleri 7 Kasım'da Londra'da gerçekleştir- dikleri görüşmede, Tür- kiye'nin AB' nin otonom operasyonlanna katılımı ile AB'nin müttefikler arası çatışmalara müda- hil olmaması konulann- da orta yol bulamamış, Türk tarafı son önerileri- ni dile getirmişti. AB. 13-14 Aralıkta- rihlerindeki Laeken Zir- vesi'yle AGSP'yi ope- rasyonel duruma getir- meyi hedeflerken, Tür- kiye 'yi NATO'daki veto- sunu kaldırmaya iknaya çalışıyor. tlki mayıs ayında Istanbul'da, ikin- cisi Ankara'da 26 Ekim'de yapılan toplan- tılann üçüncüsü de 7 Kasım'da Londra'da ger- çekleştirilmişti. AB'ye çevre 4 oyunu EBRUTOKTAR ANKARA - Hükümet, Avru- pa Birliği'nin (AB) isteği çerçe- vesinde göstermelik mevzuat değişiklikleri yapmaya devam ediyor. Kamu fhale Yasa Tasan- sı ile "Çevre Etki Değerlendir- me (ÇED) Raporu gerekli olan işlerde ihaleye çıkılabilmesi için ÇED olumlu belgesinin alınmış olması zorunludur" hükmünü getiren hükümet, ÇED Yönetmeliği'nde yaptığı değı- şiklikle de raporun kapsamını daraltarak, pek çok projeyi ÇED kapsamından çıkartmaya hazır- lanıyor. Çevre Bakanlığı tarafından ha- zırlanan ve görüşleri alınmak üzere bakanlara sunulan yeni ÇED yönetmelik taslagında; ya- pılaşma ve maden sektöründeki pek çok tesis, ÇED kapsamın- dan çıkarılıyor. Bu düzenleme, "gerçekçi ölçütler" adı altında meşrulaştınlmaya çalışılıyor. ÇED uygulanacak projeler için "kapasite sının" da getiren ye- ni yönetmelik, şu olumsuzlukla- n gündeme getiriyor: • Yılda 20 bin tonun altındakı kapasiteyle çalışan ve son ürünü asbest çimento olan tesisler, ÇED zorunluluğundan çıkıyor. • Demir çelik tesislerinde; bo- ru üretimi, sıcak dövme ve soğuk presi ÇED Raporu sürecinden çıkanyor. • Mevcut yönetmelikte; tüm kimyasal ve elektrolitik işlem- lerle demir dışı metallerin üreti- mi için ÇED Raporu istenirken yeni yönetmelikte yılda 50 bin tonun altında üretim yapan tesis- ler kapsam dışına çıkanlıyor. • Fosfor, azot ve potasyum bazlı gübrelerin dışındaki üre- tim, ÇED dışına çıkanlıyor. • Mevcut yönetmelikte tüm lı- manlar ÇED kapsamına girer- ken, yeni yönetmelikte "yat li- manı ve ticaret limanları" dı- şındaki limanlar, ÇED dışına çı- kanlıyor. • 5 bin metreküp ve üzerinde- ki petrol, petrokirnyasal ve kim- yasal ürün depolama tesisleri için aranan ÇED zorunluluğu, 50 bin metreküp ve üzerinde üretim ya- pan tesisler için öngörülüyor. • Lastik, seramik, cam, porse- len, çimento, gübre ve sigara fabrikalan, tabakhane ve deri iş- leme tesisleri, denizdenpetrol çı- karma faaliyetleri, deniz dibi ta- ramalan, turistik tesisler, ihtisas sanayi bölgeleri, her türlü mo- torlu taşıt imali, boya ve monta- jı, terbiye, boyama ve apre üni- telerini birlikte içeren tekstil fab- rikalan, ham deri işleme tesis- leri, mezbahalar, entegre et te- sisleri, ÇED Raporu alma zorun- luluğundan çıkanlıyor. • Mevcut yönetmelikte, Ma- den Yasası'na göre, "enerji ma- denlerinin ve meta! madcnleri- nin tamamı, sanayi madenle- rinden bor, barit, diatomit, kü- kürt, fosfat, kalsedon, zeolit, fluroit, stronsiyum, feldspat, trona ve nadir toprak element- lerinin tamamı, her türlü ma- den zenginleştirme tesisi" ÇED Raporu almak zorundayken, ye- ni yönetmelikle; bu kapsam bü- yük ölçüde daraltılıyor. GÜNDEM MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada Başbakan Bülent Ecevit'in "sözgeçirememekten" yakındığı, "Olumlu ışlevlen de var ama, bazı sorunlar yaşadığımız kesın, doğru mu yaptık yanlış mı yaptık, bilemiyorum" dediğı kurullar, giderek devlet çarkının geleneksel çatısından ayn bir yapıya dönüşüyor. Önce konuya yönelik ikı uç yaklaşımın altını çize- lim: 1 - Kurullar son derece olumlu bir adımdır. Böylece pıyasa ekonomısinın kurumları adım adım oluşuyor. Üstelik de devletin pek çok işlevi, siyasi baskıdan uzak yerine getirilmış oluyor. 2- Kurulların yararı bır yana, zararı vardır. Devlet çarkının kontrolsuz ellere geçmesine neden olmuştur. Bu ikı uç yaklaşımdan hangisinin gerçekçi olduğu- na karar vermek için uygulamaya bakmak gerekiyor. Uygulamalara baktığımızda ibrenin ikinci şıkka daha yakın durduğunu gorüyoruz. Halen çalışmasını surdürmekte olan kurullar şunlar: Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu, Rad- yo ve Televızyon Üst Kurulu, Sermaye Piyasası Kuru- lu, Telekomünikasyon Kurulu, Şeker Kurulu, Enerji Pi- yasası Kurulu, Rekabet Kurulu, Sıgorta Kurulu, Para Kurulu, Transit Boru Hatları Kurulu... Bunların yanı sıra Meclis gündemindekı yasa tasa- rılarıyla kurulması planlanan kurullar ise şöyle: Kamu Ihale Kurulu, Tütün Kurulu, Endüstri Bölge- leri Kurulu, Doğalgaz ve Petrol Piyasası Kurulu. Bu kurulların ışlevlerine kuşbakışı göz attığımızda, hükümete gerek olmadığını soylemek abartma olmaz. Milletvekillerimiz genetık olarak kurullarda gorev alan- ların maaşlarına kafayı taktılar. "Bizmaaşımızı birmik- tar arttırmak için çırpınırken onlar, 8-10 milyar alıyor o/amaz" dediler ama, sorun sadece kuml üyelerinin yüksek maaş alması değıl... Fon gitti kurul geldi Gidiş akla ilk, 198O'lı yılların fonlarını getiriyor. Özal dönemınde denetım dışı harcama yapmak için her şeyın özel bır fonu olmuştu. Bır ara sayılan 10O'ün üze- rine çıkmıştı. Bunların bütçe denetimı ıçine ahnması zaman aldı. Bazı fonların tasfiyesi sırasında çıkan tar- tışmalara girmeyelım... Bugün de her şeyin kurullanmakta olduğunu gorü- yoruz. Hükümet uygulamaya geçtikçe, kurduğu ku- rulların ne ışe yaradığını da görmüş oluyor. Durumun ayırdına varınca da basıyor yaygarayı: - Vayy böyle şey mı olur? Bızım hiç ağırlığımız yok, karar aldıramıyoruz... Devlet biz mıyiz, kurullar mı? Yeri gelmişken vurgulayalım: Kurulların getirdiği olumsuzluğa dikkat çekıyoruz ama, orneğin kamu bankalarının bugünkü duruma gelmesinde başlıca et- ken siyasiler. Özellikle 1990'ların başından itıbaren kamu bankalarını kendı donem zengınlerıni yaratmak için sommsuzca, ihanet derecesıne varacak kadar kötü kullanan siyasi yapıya güven de çok zayrfladı. Ka- mu bankalarının kullanımı o kadar pervasız oldu ki, bu- radan aldıklan paralarla banka kuranlar çıktı. Sonra da bu bankalann içıni boşaltıp deviete teslim ettiler. Kurullarda dıkkati çeken bır başka olumsuzluk da denetim mekanizması. Kurulların ışlevlerini yerine ge- tirıp getirmediklerini kontrol edecek bir yapı yok. De- netim derken, bundan sadece yolsuzluklann ortaya çı- karılmasını da anlamamak gerekiyor. Kurumun verim- li çalışmasını sağlamak da bir denetım ışidir. orneğin medya dünyasından tüketim alanına kadar pek çok yerde rekabet kurallarının ışlemediğı görülüyor. Ele- man sayısından fazla lojmanı bulunan Rekabet Kuru- mu, mübarek rehavet kurumu gibi çalışıyor. Belki bu konularda sürdürdüğu çalışma vardır ama, her şey ortada! Burada asıl olan, siyasi ıktidarların devlet çarkını parti organı gibi görme alışkanlıklannı bırakması. Bu gerçekleştirilemezse uygulamalarından yakındığımız kurulların da daha iyi olması için değil, siyasi yapıya bağlanması için düzenlemeleryapıltr, işin ıçınden çık- mak daha da zorlaşır. Bir çağrıda bulunalım: Hedeftekı kurullar kamuoyunu bilgilendirsin! ankcum@ttnet.net.tr KÜIİ»*S*NAT r.-erarefcl«m.c«<M.lr - www.sinew.oBlm.om - (O 2121 293 «9 7» 6. ÜLUSLARARASIMİLANO FİLM FESTİVALİ "ENİYİFİLM" l. AR1BLRNU ÖDÛLLERİ, "jt Rl ÖZEL ÖDÜLÜ! Sultan: Türkiye Ortadoğu 'da aktifrol üstlenebilir Dış Haberler Servisi - Is- fflP^^^II^H Y e v e îsrail'in, siyasi ve top- rail'in Ankara Büyükelçisi Wf | B lumsal istikrara henüz kavu- David Sultan, terorizme kar- r*f mgS9^m % wa3 ^ 2in bir bölgede, iki de- şı yürütülen savaşın başanlı L^ftjfrvlP^aH mokratik ülke olarak ortak çı- olabilmesi için, terorizmin her tfgjy " 1 karlara sahip olduğuna dikkat türlüsüyle savaşıhnası gerek- ^fe m çeken büyükelçi, ilişkilerin tiğini söyledi. ^ ^ -«.--*' m gittikçe geliştiğini belirtti. Büyükelçi Sultan, Cumhu- ^ ^ ^ x J ^ Sultan, Ortadoğu'da her iki ta- riyet'e yaptığı ziyarette, Ge- ^ — 1 rafla da ilişkileri bulunan Tür- nelYayınYönetmenitbrabim David Sultan. kıye'nin, bölgede daha aktif Yıldız'la görüştü. Büyükelçi görüşme- bir rol üstlenmeye başladığını kaydetti. de, Ortadoğu'daki son gelişmeler, Afga- Büyükelçi Sultan iki ülke arasında- nistan'daki savaş ve Türkiye-Israil iliş- ki ticari ilişkilerin geliştiğini de sözle- kileri üzerine görüşlerini aİctardı. Türki- rine ekledi. EESPHsen'iı kâltirre sanata katkılaıı artarak siirecek. :1NBUL VARA «ARA 3R 3R BEYOĞLU PERA METROPOL K0URMAK SEMA KİPA dNECTTY 10-21212513240 10-312)4257478 (0-312)4255393 1,0-232)4839100 10-23213865888 12.00-15.00-18.00-21,00 12.15-14.30-17.00-19.15-2130 12.00-14.15-16.30-18.45-21.00 12.15-14.30-16.45-1900-21.15 1100-1330-16.00-1830-2100 -$*?&* nsmnmm SuVSS İKunıus F»ça«m*r «OTKMBII « ™ 3 1 1 ;f«î azss m aa» .-13» wsc < ! f (UX0( C«ii E İ I • MGE r*H»ıt»iJ»iua'B2ni -*u».t«.-şj*?i« X 33» 1! ••6-H1Hl*'JM«X - a3i' •1NKMIS1 _»mmnxfj ^rt"w1 1 *'l«-«'$1l«f « lUHlft'i* •*'»?« »ı«»«.-ı -•iie-1-> < HK i JH;"E321I( anta CIHBE mOMfVEGSPNI •vmooa w*ot»a: mMût m/naaaaa nuftmaBus UMraaeks «TV>«CW ssceusiE m^^^m^^i^aı^ • ll'UUUUIt «"*•' U*H*'l6-!UWtS »ati t*'unun»»?ı «Httî»i4*r*1!1Htl Ü S S liS-liHU&UHI 's «' •«'H5-iJE-ıİ«- h S*î1-5'XTtSaü ^' "3 S " JHIS-1US-1Î 'HJJICC TSîiS «r o •ıat-t t S4if4»rI SXT BÖL€ t İSTANBULJtfADEMI 24968971130-1300- 1 -3i-'6 uG- 1 7.3O-1900-20.15-21.30 DIYARBAHR GALERIA 22160 671100-12 30-14.00-15,30-17.00-18.30-20.00-2130 URFH EMEK 217131312 45-15.30-18.15-20 301 Sadece 1 M&\ VÂHEMEK 216T5İ513 30-16.45-19 00-2100 (Sadece 1 hafö) Film Müzik CD ve Kasetleri Pek Yakında Müzık Marketlerde MKM İRTtBAT: 0.212.2518506 - 07 İlanlarınız İçin (0212)293 89 78 perareklam@pera'eklam com tr perareklam@superonlıne com 30 KASIM DA SINEMALARDA Emire ve merhum Suat Nazif Baydur'un oğlu, Ahmet'in kardeşi, Sina'nm eşi ve Yunus'un babası, Yazar MEMET BAYDUR'u yitirdik. Memet'e, 28 Kasım Çarşamba günü Teşvikiye Camii'ndeki öğle namazmdan sonra Ortaköy Mezarlığı'nda veda edeceğiz. "...Te Quiero..." AİLESt Çelenk gönderilmemesi rica olunur.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear