Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
27 KASIM 2001 SALI * • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAMI 17
CÜNEYT ARCAYÜKEK
• Baştarafı 1. Sayfada
Hükumetın diş geçıremediği özerk kuaıllar:
Örneğin Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Ku-
rulu, Telekomunıkasyon Kurulu, Enerji Piyasası Ku-
rulu, Şeker Kurulu, Sıgorta Kurulu, Transıt Boru Hat-
lan Kurulu, Para Politıkası Kurulu, Ecevit'in büyük
başarılara imza attığını söyleyerek övünegeldiği,
başkanlığ ını yaptığı 57. hükümetin ürünü.
11 özerk kuruldan 7'si Ecevit damgasını taşıyor.
Başbak an Ecevit bu kurulları yaşama geçirirken -
yılların siyasa! deneyimıyle- "yanlış yapmış olabile-
ceklerinı" söyleyerek bır çeşit özür dilemeyi de ih-
rnal etmıyor.
Bu türden ufak tefek sıyasal manevralar Ecevit ve
yaşıtlarına özgü. Yarattığı sorunlar karşısında öze-
leştıri yapan bır başbakan kımliği sergilemeye çalı-
şıyor.
Ne var ki; söylediği ile yaptıkları arasındaki tutar-
sızlığı bu çabalar örtmüyor. Acaba ayırdında mı?
Bu kuru lları kuran yasaları çıkanrken hukumette-
ki dıkkatsizliği sözgelimı "geçmışemazı, pışmişeku-
zu" diye ıskalayalım. Peki ama, TBMM gündemin-
deki, soz dinlemeyeceği bugünden varsayılan (ad-
lan Tütün Kurulu, Kamu Ihale Kurulu, Endüstri Böl-
geleri Kurulu, Doğalgaz ve Petrol Piyasası Kurulu)
özerk dört yeni kurulla ılgilı hükümet tasarılarına ne
diyeceğız?
Bu kurulları gerçekleştiren yasaların altında Ba-
kanlar Kurulu'nun yanı sıra görünmeyen, ama bili-
nen bir imza var: IMF!
Orneğin Telekomünikasyon, Enerji Piyasası ku-
rulları, IMF'nın kredi taksitlerinde vazgeçilmez koşul
değil miydi?
IMF dayatmaları kimi bakanlann başını yemedi
mi?
Başbakan hükümetin yabancı dayatmalarına kar-
şı boynu büküklüğündeki nedeni açıklamıyor da
yanlışlıktan soz etmeyi yeğlıyor.
Kimı kurulların yasalarını derin incelemelerden
sonra hazırlamakla görevlı bir hükümet, gerektiği
kadar sorumlu davranmıyor... Bir süre sonra o ku-
rulların başınabuyrukhareketettiğını, sözgeçireme-
diğinı söyleyen bır başbakana da ilk kez rastlanıyor.
Söyle söyle bitmez
Şaşırtıcı rastlantılar bu ömeklerde kalsa; hadi bir
derece.
Hantal devlet sistemimizi düzenleyecek girişimle-
re doğru dürust adım atılmazken; Ecevit, pazar gü-
nü TV'de Afganıstan'a çekidüzen vereceğimizden
söz ettı.
VVashıngton Buyükelçımız Faruk Loğoğlu'nun
"Amerika sağlam kanıtlar gösterirse Irak polıtikamı-
zı gözden geçireceğimizi" ıçeren sözlerini "hangi
arnaçla söylediğini" anlayamadığını söyledi.
Bu söylemdekı anlam açık: Bir başbakan, -sanki
tribünde seyirci bir muhalefet lıderi- emrindeki bir
büyükelçınin merkeze danışmadan Türkiye'nin izle-
diği Irak politıkasına değışık anlamlar verecek deme-
cinden habersız olduğunu kabul ediyor!
iki krizden sonra Başbakan ve hükümetin IMF ve
Dünya Bankası dayatmalarına buldukları özür, diye-
lim ki makul sayılabılecek bır mazeret.
Taze bırörnek; Özelleştirme Idaresi Başkanı Uğur
Bayar'ın açıklamaları (baskı sonucu yalanlamazsa)
dayatma konusunu rezalete çevirıyor.
Bayar'ın anlattığına göre, geçen yıl Dünya Banka-
sı'ndan alınan 250 milyon dolar krediyle özelleştir-
me sonucu işsiz kalanlara 24 ay yarım maaş sağ-
lanmış. Bu işlerde kullanılmak üzere gazete ilanıyla
üç uzman, bır tercüman ve bır de sekreter alınmış.
Maaşlar 7.311 milyardan başhyor, 1.719 milyara
kadar inıyor.
ÖİB Başkanı Bayar direniyor, Dünya Bankası'nın
önerdıği maaşları yarı yarıya ındiriyor. Maaş dayat-
masına karşı çıkan Bayar'ı "buradaki Dünya Banka-
sı temsilcisi kendi yönetımine şıkâyet ediyor".
Acamlar ücretleri saptamayı bile bize bırakmıyor.
Ne devlet, ne hükümet ama!
ABD ile Afganistan pazarlığıANKARA (Cumhuriyet) -
Türkıye ve ABD, Afganistan' ın
geleceğiyle ilgili siyasi ve aske-
ri konulardaki işbirliğini arttı-
nyorlar. ABD Dışişleri Bakanı
Colin Powell, 4-5 Aralık'ta An-
kara'da temaslarda bulunacak.
Başbakan Bülent Ecevit ve Dı-
şişleri Bakanı İsmail Cem ile
görüşecek olan PoweH'ın gün-
deminde Afganistan' a barış gü-
cü gönderme ve Irak sorunu da
bulunuyor.
Diplomatik kaynaklar, Po-
well'ın ziyaretiyle Kıbns'taki
Denktaş-Klerides buluşması-
nın aynı güne rastlamasına dik-
kat çekiyorlar.
Afganistan'da konuşlu Usa-
me bin Ladin ve Taleban yö-
netimine yönelik "Sonsuz Oz-
gürlük" operasyonunu 7
Ekim'den bu yana sürdüren
ABD'nin Dışişleri Bakanı Co-
lin Povvell'ın, Orta Asya ruru
kapsamında 4-5 Aralık'ta An-
kara'da temaslarda bulunacağı
öğrenildi.
Povvell'ın ziyaretinin ana
gündem maddesini uluslarara-
sı terorizmle mücadele ve Af-
ganistan operasyonu oluşturu-
yor. Türkiye, Sonsuz Özgürlük
operasyonuna etkin olarak ka-
tılacağını açıklayan ülkeler ara-
sında yer alıyor. Demokratik,
laik yapısıyla Islam ülkelerine
örnek gösterilen Türkiye'nin
Afganistan tarafından da mo-
del ülke olarak değerlendiril-
mesi beldeniyor. Ecevit de Tür-
kiye'nin katkısının sadece as-
keri boyutta olmayacağını, sos-
yal yapıların oluşturulmasında
da görev üstleneceğini kaydet-
ti. Görüşmelerde, oluşturulma-
sı planlanan banş gücünün ay-
nntılannın da ele ahnması bek-
leniyor.
Irak da gündemde
ABD ile Türkiye arasındaki
ilişkilerin yumuşak karnı ola-
rak tanımlanan Irak konusunda
taraflann görüşleri uyuşmuyor.
Türkiye, Irak'a yönelik bir ope-
rasyon fikrinden büyük rahat-
sızlık duyuyor. Bu görüşün Po-
well'a bir kez daha yinelenme-
si beldeniyor.
Diplomatik kaynaklar, Kıb-
ns konusunun da görüşülmesi-
nin beklendiğini bildiriyorlar.
Ingiltere'nin Kıbns Özel
Temsilcisi David Hannay de
bugün Ankara'ya geliyor. în-
giltere'nin BM Güvenlik Kon-
seyi'nde daimi temsilciğini ya-
pan Hannay, Dışişleri Bakanlı-
ğı'nda Müsteşar Uğur Ziyal
başkanlığındaki Türk heyetiyle
görüşecek.
AGSP'de üerleme var, anlaşma yok
AYHAN ŞİMŞEK
ANKARA - Türkiye
ile AB arasında, Avrupa
Güvenlik ve Savunma
Politikası (AGSP) konu-
sunda uzlaşma sağlama-
yı amaçlayan görüşme-
lerde ilerleme kaydedil-
di. Ankara, NATO müt-
tefikJeri arasında çıkabi-
lecek çatışmalarda AB
acil müdahale gücünün
kullanılmayacağı konu-
sunda güvence aldı.
AB'nin KATO olanakla-
nnı kullanmayacağı oto-
nom operasyonlara Tür-
kiye 'nin katılımı konu-
sunda ise anlaşma sağ-
lanamadı. Türk, Ingiliz
ve ABDTi diplomatlann
üzerinde uzlaştıklan gö-
rüşler, siyasilerin onayı-
na sunulacak.
Türkiye, Ingiltere ve
ABD arasında, AGSP
konusunda yapılan gö-
rüşmelerin 4. ruru dün
Ankara'da gerçekleşti-
rildi. Yaklaşık 10 saat sü-
ren görüşmede Türk he-
yetine Dışişleri Bakanlı-
ğı Müsteşan Büyükelçi
Uğur Ziyal, ABD heye-
tine Dışişleri Bakanlığı
Avrupa işlerinden so-
rumlu Müsteşar Yardım-
cısı Robert Bradtke.
Ingiliz heyetine de Dı-
şişleri Bakanlığı Siyasi
Direktörü Peter Ric-
ketts başkanlık etti. Cst
düzey bir kaynak, görüş-
meler sonrasında birçok
noktada uzlaşma sağlan-
dığını belirtirken Türki-
ye'nin NATO müttefik-
leri arasında çıkabilecek
çatışmalarda AB acil
müdahale gücünün kul-
lanılmaması isteğinin
kabul edildiğini söyledi.
Türkiye; Yunanistan ve
Kıbns konusundaki en-
dişeleri nedeniyle AB
gücünün müttefikler
arasında kullanılmama-
sında ısrar ediyordu.
Aynı yetkilı, AB'nin,
NATO olanak ve yete-
neklerini kullanmayaca-
ğı otonom operasyonla-
ra Türkiye'nin belli öl-
çülerde katılımı konu-
sunda ise "henüz yolun
başında olunduğunu"
kaydetti. Yetkili, AB ta-
rafının Türkiye'ye "ka-
tılım" yerine "danış-
ma" önerdiğini belirtir-
ken, bunun tatminkâr
bulunmadığını vurgula-
dı.
Türk, ABD ve Ingiliz
heyetleri 7 Kasım'da
Londra'da gerçekleştir-
dikleri görüşmede, Tür-
kiye'nin AB' nin otonom
operasyonlanna katılımı
ile AB'nin müttefikler
arası çatışmalara müda-
hil olmaması konulann-
da orta yol bulamamış,
Türk tarafı son önerileri-
ni dile getirmişti.
AB. 13-14 Aralıkta-
rihlerindeki Laeken Zir-
vesi'yle AGSP'yi ope-
rasyonel duruma getir-
meyi hedeflerken, Tür-
kiye 'yi NATO'daki veto-
sunu kaldırmaya iknaya
çalışıyor. tlki mayıs
ayında Istanbul'da, ikin-
cisi Ankara'da 26
Ekim'de yapılan toplan-
tılann üçüncüsü de 7
Kasım'da Londra'da ger-
çekleştirilmişti.
AB'ye çevre 4
oyunu
EBRUTOKTAR
ANKARA - Hükümet, Avru-
pa Birliği'nin (AB) isteği çerçe-
vesinde göstermelik mevzuat
değişiklikleri yapmaya devam
ediyor. Kamu fhale Yasa Tasan-
sı ile "Çevre Etki Değerlendir-
me (ÇED) Raporu gerekli olan
işlerde ihaleye çıkılabilmesi
için ÇED olumlu belgesinin
alınmış olması zorunludur"
hükmünü getiren hükümet, ÇED
Yönetmeliği'nde yaptığı değı-
şiklikle de raporun kapsamını
daraltarak, pek çok projeyi ÇED
kapsamından çıkartmaya hazır-
lanıyor.
Çevre Bakanlığı tarafından ha-
zırlanan ve görüşleri alınmak
üzere bakanlara sunulan yeni
ÇED yönetmelik taslagında; ya-
pılaşma ve maden sektöründeki
pek çok tesis, ÇED kapsamın-
dan çıkarılıyor. Bu düzenleme,
"gerçekçi ölçütler" adı altında
meşrulaştınlmaya çalışılıyor.
ÇED uygulanacak projeler için
"kapasite sının" da getiren ye-
ni yönetmelik, şu olumsuzlukla-
n gündeme getiriyor:
• Yılda 20 bin tonun altındakı
kapasiteyle çalışan ve son ürünü
asbest çimento olan tesisler,
ÇED zorunluluğundan çıkıyor.
• Demir çelik tesislerinde; bo-
ru üretimi, sıcak dövme ve soğuk
presi ÇED Raporu sürecinden
çıkanyor.
• Mevcut yönetmelikte; tüm
kimyasal ve elektrolitik işlem-
lerle demir dışı metallerin üreti-
mi için ÇED Raporu istenirken
yeni yönetmelikte yılda 50 bin
tonun altında üretim yapan tesis-
ler kapsam dışına çıkanlıyor.
• Fosfor, azot ve potasyum
bazlı gübrelerin dışındaki üre-
tim, ÇED dışına çıkanlıyor.
• Mevcut yönetmelikte tüm lı-
manlar ÇED kapsamına girer-
ken, yeni yönetmelikte "yat li-
manı ve ticaret limanları" dı-
şındaki limanlar, ÇED dışına çı-
kanlıyor.
• 5 bin metreküp ve üzerinde-
ki petrol, petrokirnyasal ve kim-
yasal ürün depolama tesisleri için
aranan ÇED zorunluluğu, 50 bin
metreküp ve üzerinde üretim ya-
pan tesisler için öngörülüyor.
• Lastik, seramik, cam, porse-
len, çimento, gübre ve sigara
fabrikalan, tabakhane ve deri iş-
leme tesisleri, denizdenpetrol çı-
karma faaliyetleri, deniz dibi ta-
ramalan, turistik tesisler, ihtisas
sanayi bölgeleri, her türlü mo-
torlu taşıt imali, boya ve monta-
jı, terbiye, boyama ve apre üni-
telerini birlikte içeren tekstil fab-
rikalan, ham deri işleme tesis-
leri, mezbahalar, entegre et te-
sisleri, ÇED Raporu alma zorun-
luluğundan çıkanlıyor.
• Mevcut yönetmelikte, Ma-
den Yasası'na göre, "enerji ma-
denlerinin ve meta! madcnleri-
nin tamamı, sanayi madenle-
rinden bor, barit, diatomit, kü-
kürt, fosfat, kalsedon, zeolit,
fluroit, stronsiyum, feldspat,
trona ve nadir toprak element-
lerinin tamamı, her türlü ma-
den zenginleştirme tesisi" ÇED
Raporu almak zorundayken, ye-
ni yönetmelikle; bu kapsam bü-
yük ölçüde daraltılıyor.
GÜNDEM MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
Başbakan Bülent Ecevit'in "sözgeçirememekten"
yakındığı, "Olumlu ışlevlen de var ama, bazı sorunlar
yaşadığımız kesın, doğru mu yaptık yanlış mı yaptık,
bilemiyorum" dediğı kurullar, giderek devlet çarkının
geleneksel çatısından ayn bir yapıya dönüşüyor.
Önce konuya yönelik ikı uç yaklaşımın altını çize-
lim:
1 - Kurullar son derece olumlu bir adımdır. Böylece
pıyasa ekonomısinın kurumları adım adım oluşuyor.
Üstelik de devletin pek çok işlevi, siyasi baskıdan
uzak yerine getirilmış oluyor.
2- Kurulların yararı bır yana, zararı vardır. Devlet
çarkının kontrolsuz ellere geçmesine neden olmuştur.
Bu ikı uç yaklaşımdan hangisinin gerçekçi olduğu-
na karar vermek için uygulamaya bakmak gerekiyor.
Uygulamalara baktığımızda ibrenin ikinci şıkka daha
yakın durduğunu gorüyoruz.
Halen çalışmasını surdürmekte olan kurullar şunlar:
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu, Rad-
yo ve Televızyon Üst Kurulu, Sermaye Piyasası Kuru-
lu, Telekomünikasyon Kurulu, Şeker Kurulu, Enerji Pi-
yasası Kurulu, Rekabet Kurulu, Sıgorta Kurulu, Para
Kurulu, Transit Boru Hatları Kurulu...
Bunların yanı sıra Meclis gündemindekı yasa tasa-
rılarıyla kurulması planlanan kurullar ise şöyle:
Kamu Ihale Kurulu, Tütün Kurulu, Endüstri Bölge-
leri Kurulu, Doğalgaz ve Petrol Piyasası Kurulu.
Bu kurulların ışlevlerine kuşbakışı göz attığımızda,
hükümete gerek olmadığını soylemek abartma olmaz.
Milletvekillerimiz genetık olarak kurullarda gorev alan-
ların maaşlarına kafayı taktılar. "Bizmaaşımızı birmik-
tar arttırmak için çırpınırken onlar, 8-10 milyar alıyor
o/amaz" dediler ama, sorun sadece kuml üyelerinin
yüksek maaş alması değıl...
Fon gitti kurul geldi
Gidiş akla ilk, 198O'lı yılların fonlarını getiriyor. Özal
dönemınde denetım dışı harcama yapmak için her
şeyın özel bır fonu olmuştu. Bır ara sayılan 10O'ün üze-
rine çıkmıştı. Bunların bütçe denetimı ıçine ahnması
zaman aldı. Bazı fonların tasfiyesi sırasında çıkan tar-
tışmalara girmeyelım...
Bugün de her şeyin kurullanmakta olduğunu gorü-
yoruz. Hükümet uygulamaya geçtikçe, kurduğu ku-
rulların ne ışe yaradığını da görmüş oluyor. Durumun
ayırdına varınca da basıyor yaygarayı:
- Vayy böyle şey mı olur? Bızım hiç ağırlığımız yok,
karar aldıramıyoruz... Devlet biz mıyiz, kurullar mı?
Yeri gelmişken vurgulayalım: Kurulların getirdiği
olumsuzluğa dikkat çekıyoruz ama, orneğin kamu
bankalarının bugünkü duruma gelmesinde başlıca et-
ken siyasiler. Özellikle 1990'ların başından itıbaren
kamu bankalarını kendı donem zengınlerıni yaratmak
için sommsuzca, ihanet derecesıne varacak kadar
kötü kullanan siyasi yapıya güven de çok zayrfladı. Ka-
mu bankalarının kullanımı o kadar pervasız oldu ki, bu-
radan aldıklan paralarla banka kuranlar çıktı. Sonra da
bu bankalann içıni boşaltıp deviete teslim ettiler.
Kurullarda dıkkati çeken bır başka olumsuzluk da
denetim mekanizması. Kurulların ışlevlerini yerine ge-
tirıp getirmediklerini kontrol edecek bir yapı yok. De-
netim derken, bundan sadece yolsuzluklann ortaya çı-
karılmasını da anlamamak gerekiyor. Kurumun verim-
li çalışmasını sağlamak da bir denetım ışidir. orneğin
medya dünyasından tüketim alanına kadar pek çok
yerde rekabet kurallarının ışlemediğı görülüyor. Ele-
man sayısından fazla lojmanı bulunan Rekabet Kuru-
mu, mübarek rehavet kurumu gibi çalışıyor. Belki bu
konularda sürdürdüğu çalışma vardır ama, her şey
ortada!
Burada asıl olan, siyasi ıktidarların devlet çarkını
parti organı gibi görme alışkanlıklannı bırakması. Bu
gerçekleştirilemezse uygulamalarından yakındığımız
kurulların da daha iyi olması için değil, siyasi yapıya
bağlanması için düzenlemeleryapıltr, işin ıçınden çık-
mak daha da zorlaşır.
Bir çağrıda bulunalım:
Hedeftekı kurullar kamuoyunu bilgilendirsin!
ankcum@ttnet.net.tr
KÜIİ»*S*NAT r.-erarefcl«m.c«<M.lr - www.sinew.oBlm.om - (O 2121 293 «9 7»
6. ÜLUSLARARASIMİLANO FİLM FESTİVALİ
"ENİYİFİLM"
l. AR1BLRNU ÖDÛLLERİ, "jt Rl ÖZEL ÖDÜLÜ!
Sultan: Türkiye Ortadoğu 'da
aktifrol üstlenebilir
Dış Haberler Servisi - Is- fflP^^^II^H Y
e v e
îsrail'in, siyasi ve top-
rail'in Ankara Büyükelçisi Wf | B lumsal istikrara henüz kavu-
David Sultan, terorizme kar- r*f mgS9^m %
wa3
^
2in
bir bölgede, iki de-
şı yürütülen savaşın başanlı L^ftjfrvlP^aH mokratik ülke olarak ortak çı-
olabilmesi için, terorizmin her tfgjy " 1 karlara sahip olduğuna dikkat
türlüsüyle savaşıhnası gerek- ^fe m çeken büyükelçi, ilişkilerin
tiğini söyledi. ^ ^ -«.--*' m gittikçe geliştiğini belirtti.
Büyükelçi Sultan, Cumhu- ^ ^ ^ x J ^ Sultan, Ortadoğu'da her iki ta-
riyet'e yaptığı ziyarette, Ge- ^ — 1 rafla da ilişkileri bulunan Tür-
nelYayınYönetmenitbrabim David Sultan. kıye'nin, bölgede daha aktif
Yıldız'la görüştü. Büyükelçi görüşme- bir rol üstlenmeye başladığını kaydetti.
de, Ortadoğu'daki son gelişmeler, Afga- Büyükelçi Sultan iki ülke arasında-
nistan'daki savaş ve Türkiye-Israil iliş- ki ticari ilişkilerin geliştiğini de sözle-
kileri üzerine görüşlerini aİctardı. Türki- rine ekledi.
EESPHsen'iı kâltirre sanata katkılaıı artarak siirecek.
:1NBUL
VARA
«ARA
3R
3R
BEYOĞLU PERA
METROPOL
K0URMAK
SEMA
KİPA dNECTTY
10-21212513240
10-312)4257478
(0-312)4255393
1,0-232)4839100
10-23213865888
12.00-15.00-18.00-21,00
12.15-14.30-17.00-19.15-2130
12.00-14.15-16.30-18.45-21.00
12.15-14.30-16.45-1900-21.15
1100-1330-16.00-1830-2100
-$*?&*
nsmnmm
SuVSS
İKunıus
F»ça«m*r
«OTKMBII
« ™
3 1 1
;f«î
azss
m
aa»
.-13»
wsc
< ! f
(UX0(
C«ii
E İ I
• MGE
r*H»ıt»iJ»iua'B2ni
-*u».t«.-şj*?i« X 33» 1!
••6-H1Hl*'JM«X
-
a3i'
•1NKMIS1
_»mmnxfj
^rt"w1
1 *'l«-«'$1l«f «
lUHlft'i* •*'»?«
»ı«»«.-ı
-•iie-1->
<
HK
i
JH;"E321I(
anta
CIHBE
mOMfVEGSPNI
•vmooa
w*ot»a:
mMût
m/naaaaa
nuftmaBus
UMraaeks
«TV>«CW
ssceusiE
m^^^m^^i^aı^
• ll'UUUUIt
«"*•' U*H*'l6-!UWtS
»ati t*'unun»»?ı
«Httî»i4*r*1!1Htl
Ü S S liS-liHU&UHI 's
«' •«'H5-iJE-ıİ«-
h
S*î1-5'XTtSaü
^' "3 S " JHIS-1US-1Î 'HJJICC TSîiS
«r o •ıat-t
t
S4if4»rI
SXT
BÖL€ t
İSTANBULJtfADEMI 24968971130-1300-
1
-3i-'6 uG-
1
7.3O-1900-20.15-21.30
DIYARBAHR GALERIA 22160 671100-12 30-14.00-15,30-17.00-18.30-20.00-2130
URFH EMEK 217131312 45-15.30-18.15-20 301 Sadece 1 M&\
VÂHEMEK 216T5İ513 30-16.45-19 00-2100 (Sadece 1 hafö)
Film Müzik CD ve Kasetleri Pek Yakında Müzık Marketlerde
MKM İRTtBAT: 0.212.2518506 - 07
İlanlarınız İçin
(0212)293 89 78
perareklam@pera'eklam com tr
perareklam@superonlıne com
30 KASIM DA SINEMALARDA
Emire ve merhum Suat Nazif Baydur'un
oğlu, Ahmet'in kardeşi, Sina'nm eşi ve
Yunus'un babası,
Yazar
MEMET
BAYDUR'u
yitirdik.
Memet'e, 28 Kasım Çarşamba günü
Teşvikiye Camii'ndeki öğle namazmdan
sonra Ortaköy Mezarlığı'nda
veda edeceğiz.
"...Te Quiero..."
AİLESt
Çelenk gönderilmemesi rica olunur.