Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 26 KASIM 2001 PAZARTES
OLAYIAR VE GORUŞLER olay.gorus a cumhuriyet.com.tr
Kültürümüz ve Bakanlığımız
Yazar, müzik eleştirmeni
f Ik Kültür Bakanımız Talat
I
SaitHabmn'la başlayan otuz
yıJlık süreçte belki otuz kül-
tür bakanı geldi geçti. Beş yıl
öncesinin sadece bir yaz dö-
neminde bu koltuğa dokuz
bakanın oturduğunu anunsanz. Sa-
yının kabank olnıası şu bakımdan
dikkat çekicidır: Her kültür bakanı-
nın kendince bir "kültüreJ yaldaşmıı"
olduğuna göre, ülkenin kültür poli-
tikası zikzaklı bir yol izlemiş demek-
tir. BüyiLk ozanınuz Cahit Külebi.
bakanJann değışipdurmasını önem-
semezdi. Şöyle derdı Külebi.''Tür-
kiye,iki kiiltür bakanı tanımjşör: Bi-
nndaHasanÂE Yücd, OdndsideHa-
san Âli Y"iicel.r
Gelip geçen bakan-
lann bir kusmı. belırli bir kültür po-
litikası uygulamak niyetinde değil-
di; bürokratik işlenn kazasız belasız
yüriimesi yetiyordu onlara. Kimile-
ri ise kendi görüşleri dogrultusunda
köklü bir kültür hareketi yaratmak
amacıyla, örneğin "operavebalege-
nel müdiir yardırncüığır
' görevine,
Et ve Balık Kurumu mezbahasında
"kesim şefüği'' yaptnış bir bürokra-
tı atamakta diretiyordu. Bu ilginç ko-
nuya birkaç yıl önce Cumhuriyet'te-
ki bir yazımda değinmiş, opera ve ba-
le sanatlan ile kesim şefliğinin bağ-
daşan taraflanru pek anlayamadığı-
mı belirtmiştim llgili bürokrat, be-
ni telefonJa arayarak aydınlatıcı bil-
giler vermek inceliğini göstermişti:
"Kesim şefGğinden geldiğim doğru-
dur, ama biUniz ki ben şu anda KiU-
tür BakanJığı'nda daire başkanryım,
bu mevkün bir iist kademesi ise ge-
nel müdür yardımcıbğıdır, memuri-
yette hep yükseldiğim için operada-
ki bu göreve layığım, aniaşılmayan
ne var bunda?"
Kesim şefliği olayı bir "uç ör-
nek"tir, genellenemez. Türkiye, Ho-
tanto kabilesi değildir. Ulusal kültür
birikimimiz. bakanlık işlerinin epey
üzerindeki bir düzeyi sergiler, hatta
bakanhğı da etkileyecek kadar zin-
dedir: Tek başına şiirgeleneğimiz, 20.
yüzyılda uluslararası düzeyin baş kö-
şesine oturmuştur. Plastik sanatlar-
da ve müzikte, Batı dünyasının 600
yılda başardığını biz 60 yıla sığdır-
dık. Şairlerimiz, yazarlanmız, beste-
cilerimiz, çalgı ve şan sanatçılan-
mız, ressamlanmız, yontuculanmız,
tiyatrocularımız, sinemacılanmız ve
çizerlerimiz, cumhuriyet dönemi ku-
şaklan olarak sanattnı yedi düvele ka-
bul ettirdi. Halkımızın yaratıcıhğırn
hiçbir güç engelleyememiştir. Kül-
tür Bakanlığı 'ndan bizim beklediği-
miz, ulusal kültür birikimini göz
önünde bulundurmasıdır.
Her insan gibi bakanlar da gökten
"meiâike" olarak inmediğine göre,
dört yıldan beri kültür bakanlığı ya-
pan Sayın İstemihan Talayın bazı
eksik gedikleri, yanlış uygulamala-
n olmuştur. Bu nedenle kendisini
"skı markaja" alan köşe yazarlan bi-
le. "Türk Bestecilerinin Eser Üreti-
mini Teşvik" projesı kapsamında ba-
kanhğın 15 bestecimize sipariş etti-
ği eserlerin ilki olan "Nâam" dola-
yısıyla ona alkış tuttular. Sıradaki
ikincı eser, Yalçm Tura'nın "4. Sen-
foni"siydi. Eser sıparişi verilen öte-
ki bestecilerimiz ise şu adlardan olu-
şuyor: Ühan Usmanbaş,NevidKodal-
h, Muammer Sun, Çetin IşıközJü,
Okan Demiriş, İstemihan Taviloğlu,
Sefanan Ada,Turgav Erdener, Kâm-
ran Ince, Ertuğ Korkmaz, Hasan
Uçarsu,Muhiddin Dürrüoğhı, Sinan
Savaşkan.
Kuşkusuz ki proje, bestecilerimiz
için özendiricidir, müzik sanatıru
destekleyicidir. Ama onun arkasın-
dan gelen iki yeni bakanlık projesi
varki, önemsenecek değerdedir: "Ço-
cuk Şarkılan YanşmasT ile bütün
illerimizde kurulması öngörülen
"Kültür Bakannğı Çocuk ve Genç-
KkKorolarvGençfikOrkestraları'' gı-
nşüni. Çocuk Şarkılan Yarışması,
önceki hafta Ankara'da yapılan gü-
zel bir ödül töreniyle sonuçlandı. Bi-
rincilik, ikincilik, üçüncülük ödülle-
rinin yaru sıra, 17 "başan ödülü" ve-
rildi. Birkaç milyarlık küçük bir kay-
naklagerçekleştirilen bu proje, 25 rnil-
yon çocuğumuza uzanması bakımın-
dan aslında dev bir adımdır: Tazeli-
ğini birçok yönden yitirmiş bulunan
çocuk şarkılan dağanmızın yeniden
çiçek açması sağlanmış, çocuklan-
mızın bağnaz düşüncelere kapılma-
sını engelleyen en etkili eğitsel yön-
temlerden biri devreye sokulmuştur.
Çocuk şarkılan geleneği, bütün uy-
garülkelerdeki gibi bizim temel eği-
timizde de önemli yer tutar. Cumhu-
riyetimizin "Kunıhış'' döneminden
başlayarak sevinç ve coşkuyla hep bir-
likte uçarcasına söylenen çocuk şar-
kılanmız umut aşılardı. Şimdi ya-
nşma fırsatıyla kazanılan bu güze-
lim 20 çocuk şarkısının kaset halin-
de, notalanyla birlikte 3 bin 500 mü-
zik öğretmenine gönderilmesini bek-
liyoruz. Eğitim fakültelerinde "sınıf
öğretmenliği'' bölümlerindeki on
binlerce öğrenci de öğrenmelidir on-
lan. Kültür Bakanlığı'nınil merkez-
lerinde kurmaya başladığı çocuk ve
gençlik korolan ile gençlik orkestra-
lan projesi ise yeni kuşaklann mü-
zikal disiplin içinde örgütlenerek
halkla bütünleşmesini öngören hari-
ka bir buluştur. Çocuk Şarkılan Ya-
nşması'nın ödül törenindeki konuş-
masında bu konuya değinen Sayın is-
temihan Talay'ın verdiği bilgilere
göre, bakanlık şimdiden 13 ilimiz-
de çocuk ve gençlik korolan kur-
muş, bu amaçla birçok ilimize piya-
no göndermiştir. Bütün illerimize
yayılacak olan topluluklan çalıştı-
ran müzik öğretmenleri, geçen ma-
yıs ayında yapılan ilk seminerden
başlayarak düzenli biçimde eğitile-
cektir. Proje, 125 milyargibi küçük
bir kaynakla gerçekleşmektedir. Alt-
yapı donanımlan, işleyiş biçimi ve
etkinlikleriyle sağlıklı planlandığı
belli olan bu topluluklann kurulma-
sı düşüncesini kimin üretip yaşama
geçirdiğini merak etmeye başladığı-
mız sırada Bakan, projelerin üçünü
de aynı uzmanın hazırladığını belirt-
ti ve onun adını açıkladı: Müsteşar
Yardımcısı Hüse\1n Akbulut.
Sayın Akbulut 'u Çumhurbaşkan-
lığı Senfoni Orkestrası'run keman
sanatçısı olduğu 25 yıl öncesinden be-
n izleriz. ÇSO Yasası'na göre or-
kestra genel kurulunun oylanyla bu
köklü kurumun yöneticiliğine geti-
rilmiş, orkestra müdürlüğü yaptıgı
dönemde konser etkinliklerine yeni
boyutlar kazandırmıştır: Elli bin An-
karalının ızledigi "Hpodrom konser-
leri"ni, beş bin kişilik spor salonla-
nndaki özel etkinlikleri, ÇSO'nun
haftalık konserlerine gelen üç bin
müzikseveri geri göndermemek için
konser salonu ruayesine "sineviz-
yon" yerleştirmeyi icat eden odur.
Daha sonra Devlet Opera ve Balesi
Genel Müdürlüğü'ne atanan Akbu-
lut, başanlannı bu kurumda da sür-
dürmüştür. Bugün Ankara'da opera
ve bale temsillerinin biletleri 15 gün
önceden satışa çıkar ve birkaç saat-
te tükenir. Öci yıl önce atandığı müs-
teşaryanhmcılığı görevinde üretip ya-
şama geçirdiği "proje"Ier ise bizim
için sürpriz değildir. Çünkü Akbu-
lut da bir "uç örnek"tir. Kesim şefi
olgusunun öte ucunda yer alan bir
"müzikal örgütlenme şefi"nin karşı-
suıdayız bu kez. Peki, birinin yara-
tıp kültürürnüze kazandırdığı proje-
leri, başka biri gelip keser biçerse ne
olacak? "Kurumsallaşma" denen ve
hukuki dayanağı olan yönetmelik-
leri oturtamadıkça nereye vanr kül-
türel kazanımlann sonu? Yann Ak-
bulut gider, "Karabuluflar gelir.
Altında Kültür Bakanı Talay'ın im-
zası bulunan bu projeleri başka bir
bakan ortadan kaldınverir. Nedir gü-
vencemiz?
Bizim Kültür Bakanlığı 'ndan bek-
lediğimiz, yaratıcı çalışmalann önü-
nü kalıcı biçimde açmasıdır. Beste-
cilerimizin yeni eserleri seslendiril-
meli, çocuklanmızın söylediği şar-
kılar bütün illerimizden yükselmeli
ve bu gelışimin çığ gibi büyümesi-
ne kimse engel olamamalıdir. "Şar-
ia söyleyen Türkiye'' çok mu görii-
lüyor bize?
ARADABİR
Prof. Dr. UÇKUN GERAY
tst. Üni. Orman Fakültesi
İşte Siyasetin Hali Bu!
Ülke sloganlarla, sloganlar dıştan gönderilen da-
yatmalaria yönlendirilmeye çalışılıyor. Ayaklannın üze-
rinde durup bu ülkenin soaınlarına özgün çare geliş-
tiren siyasetçi yok denecek kadar az. Hemen hemen
hepsi ABD'nin, Almanya'nın, Fransa'nın acentası gi-
bi. Batı da zaten bunu istiyor. Köleleştirilmış beyinler,
robotlaşmış insanlar etiyor. Medya da Batı'nın açmaz-
lannı, yeni planlannı, özeleştirilerini örtünce ortam si-
yasetçinin sömürüsü için tamamlanıyor.
Sloganlarla devlet yönetiliyor, dedik: Bakanlık sa-
yısı azaltılsın, devlet küçültülsün, bölge kuruluşları
kapatılsın, lojman da ne demekmiş, eğitim tesisleri
tunzme açılsın, resmı arabalar satılsın. Bunlar kadar
büyük çarpıtma ve aldatmaca mümkün değil. Hepsi
yıkıcı, zira yansız saptamalara dayanmıyor.
Devlet kendini planlamamışsa siyasetçi böyle sar-
saklıklar yaşar, dıştan esen yalan rüzgârlannı yedek-
leyerek sloganlarla toplumu yönetmeye kalkar. Bir
örrtekle yukarıdakilere açıklık kazandıralım.
Varan Bir: Orman Bakanlığı ile FAO anlaşıyorlar ve
bir miktar parasal destek sağlanarak bir proje başla-
tılyor. İlk görüşmeler ne zaman başladı bilmiyorum,
ama projenin harekete geçtiği tarih 2001 yılının başı.
Uljsal danışmanlar, eş uzmanlar belirleniyor, iş tanım-
lan yapılıyor ve yedi çalışma grubu kuruluyor. Proje-
nin adı "Türkiye Ulusal Ormancılık Programının Ha-
zıranması Projesi". Yaklaşık beş yıldırbu sektörde ya-
pısal değişim ve reform gerektiği şeklindeki yaygın dü-
şüncenin cevabını hazırlamak da bir fırsat... Rapor-
lar hazırlanacak, durum değerlemesi yapılacak; po-
litı<a, öncelikler, kurumsal düzenlemeler önerilecek;
seçenek (alternatif) senaryolar oluşturulacak, bunlar
tartışılacak, yetkililere sunulacak.. ve sektöre yeni bir
yajı tasarfanarak eylem akışına bağlanacak. Dolayı-
sı\1a, bu arada orman ışletmeleri, bölgesel örgütler,
genel müdürlükler, iş bölümü, motivasyon sorunu, mev-
zuat boşlukları, araştırmaların organizasyonu da..
gczden geçirilecek ve bunlara yeni bir biçim verile-
ce<. Bu süreç iyi niyetle devam ediyor ve Temmuz
2C02'de bitirilmesi planlanıyor.
Varan iki: Aynı bakanlık, 6.11.2001 tarihli Bakan-
larKurulu karanna veBaşbakanlık'ın 9.7.2001 tarih-
li osnelgesine dayanarak "Orman Bakanlığı Yeniden
Y&ılanma ve Norm hadro Araştırma Projesi" çalış-
misına başlıyor. Bu çalışma, Orta Doğu Amme Ida-
resı Enstrtüsü gözetiminde gerçekleştirilmek üzere
bırekibe sözleşmeyle yani para karşılığı veriliyor. 9.5
a^süreli bu çalışma da Temmuz 2002'de bitirilmek
istîniyor. Özetle, projeöen Orman Bakanlığfnın etkin,
veimli ve çağdaş bir >apıya kavuşturulması bekleni-
ycr. Proje ekibinde, temel kadroda, ormancı uzman
yod.. Yaparım yahu cenilecek, kolaya alınacak, ku-
la^an dolma bilgilerie üstesinden gelinecek bir sek-
to- değil ormancılık. 3irçok özelliği itibarıyla hiçbir
se-^öre benzemeyen. kolay anlaşılamayan bir sek-
to- Ne kadar eleşt'ırirsen'ız eleştirin, ama ormancılık
kırdluşlannın öteki pek çok bakanlıktan daha köklü
birKimi var. Cesarete, cürete bakın. Sanki Belçika'dan
gemiş Kenya'yı planlayan beyaz edası... Neyse, bu
işr bir başka yanı.
Yaran Ûç: 2001 yılıKasım ayında ise bir dış kredi
buabilmek için yedi karilyonluk tasarruf yapmak üze-
re zamların, vergilerin yanına bölge müdürfüklerinin
ka:atılması da konuluyor. Doğru mu, değil mi.. ne ka-
dffdoğru, hangi kuruluşlariçin doğru, bunlar kalkar-
sa/erine hangi mekarizma konulur, bu mekanizma-
nırtanımı ve sorumluljğu nedir? Hiçbir şey bilinmi-
ycr Zaten bilinmediği çındir ki sorun araştırılıyor ve
arsştırılmalı. Ama önefni yok. dışarıdan ısmarlandığı
içr "kapatılsın" deniyor. Peki, şimdi bu üçlü kıska-
cırortalamasını bu ba<anlık nasıl alsın da sonuç ül-
ke;ıkarına olsun!
jurada önemli olannokta, devletin devletten, si-
yasetçinin devletten haberinin olmamasıdtr. Ayrıca
arştırma gereksinimi (htiyacı) açık olduğu halde ka-
ranuşi kararalınması /e bunlann dayatma halinege-
tr.-nesidir. Yoksa, belk de gerçekten Orman Bakan-
lıŞDölge müdürlüklernin yeni bir biçim alması, da-
raniması.. uygun olabilr. Şu enerji, para ve zaman sa-
vuganlığına bakın. Ay-ıı ülkede, aynı konuda, birbi-
nraen habersiz, birbimi beklemeden söylenenlere,
ysıianlara bakın!..
-erşeyiyleayıp birteblo... Bakın aranızdayeniyet-
rm kırsal kaikınmadan >e yönetimden de haberli, ken-
örie bir şeyler vehmeden yetenekler var. Bu güç-
ler:en de mi yararlananıyorsunuz?
2
886 Sayıh Devlet
Ihale Yasası'nın
değiştirilmesi Tür-
kiye gündeminin
en acil konulanndan biri
oldu. Yıllardırdeğiştinle-
ceğı söylenen ve bir türlü
yapılarnayan yasa değişik-
lıği bu İcez AB'nin ve
IMF'nin dayatmalan sonu-
cu ivedilikle ele alındı. Ya-
sada yapılacak değişiklik-
lerin, uluslararası ticare-
tin işlerliğinin kolaylaştı-
nlması ve ihalelerde şa-
ibelerin azaltılması ama-
cına yönelik olduğu anla-
şılıyor.
Kimsenin, ulusal yarar-
lara zararverilmeden, ulus-
lararası ticaretin işlemesi-
nin kolaylaştınlması ve
ihalelerde şaibelerin orta-
dan kaldırümasına yöne-
lik olarak yapılacak deği-
İhale Yasası Değişirken...
Aytekin ZfYLAN
şıkliklere birdiyecegi ola-
maz. Ancak bu arada, ge-
nellikle bütün uygar ulus-
lann kamu ihale yasala-
nndan ve kısmen de olsa
halen yürürlükte bulunan
2886 sayılı yasada bulunan
ve ülkelerin bilim ve tek-
noloji yeteneklerinin yük-
seltiünesini ve sanayi alt-
yapısının gelişmesini des-
tekleyen hükümlerin ay-
nen korunması da hayati
önem taşımaktadır. Dim-
yat'a pirince giderken ev-
deki bulgurdan olunma-
malıdır.
Yürürlükte bulunan
2886 sayıh Devlet îhale
Yasası'nın ülkemizin bi-
Emekli General
lim ve teknoloji yeteneği-
nin yükseltilmesını des-
tekleyen, hiç uygulanma-
mış veya sınırlı olarak uy-
gulanan bazı maddeleri
bulunmakla beraberyasa-
nın esas amacı, Kasım
1995 tarihli DPT Türki-
ye- AT Mevzuat Uyumu
Özel Öıtisas Komisyonla-
n raporunda da belirtildi-
ğı gibi, "kamu matiyesi-
nin konınmasıdır'
7
.
Taslak yasada "miffi"
sözcüğü çıkanlmış, millı
firma ibaresi yerine "yer-
li istekli" deyimi kullânıl-
mıştır. Heryerli istekhnin
üretici olacağı düşünüle-
meveceĞinden taslak vasa-
SES-1885 0RTA0YUNCULAR
29 KASIMDAN BAŞLAYARAK
Ferhan Şensoy'un
KÖKÜ Bİ7Tİ
ZIKKIM ZULAOA
MM\
EKONOMIK GULDURU
bir buçuk perde
FERHAN ŞENSOY-TARIK PAPUÇCUOĞLU-RASIM OZTEKİN-LEVENT ÜNSAL
CEIAI BELGİLSERAP GUNAYDIN-ALİ ÇATALBAŞ-ORHAN ERTÜRK
PINAR ALSAN-RESUL OKKAN ÖZKAN AKSU-SAYGIN DELJBAŞ-ELİF DURDU
ORÇUN KAPTANÖZ6E ÇATTKKAŞEBRU SOYUERDENECE ERDOĞUŞNATALJ IZKÜBARÜVS
ve Artız Kuş GAGOŞ
Ferhan Şensoy' un
SAHIBINDEN SATILIK
BİRİNCİ EL ORTAOYUIMU
cumartesi 120:00 - pazar / 15:00
Anton Çehov / Ferhan Şensoy
FİŞNE PAHÇESU
Cüfdürü
cuma / 20:00
Ferhan Şensoy
FERHANGl ŞEYLER
perşembe / 20:00
Bifet Satış Yerlerl: Ortaoyuncular Gişesi / 0 212 251 18 65
/
VAKKORAMALAR / Taksfm, Suadfye, Akmerkez
İSVİÇRE HASTANESİ "GerçekSamtın Yanında"
6ZEL
da kullanılan "yerK istek-
H" deyimi bir üretıcı tanı-
mı ohnayabilir. O zaman
da bu istekhnin fıyat avan-
tajından yararlanması doğ-
ru değildir.
Aynca herhangı bir mal
veya hizmetin ülke içinde
üretilmiş ulusal teknolo-
jiyle.geliştirilip üretihne-
si halinde ülkelerin kaza-
nacağı ekonomik, sosyal,
bilimsel ve teknolojik ka-
zançlar her zaman, ülke
içinde ancak yabancı bir
teknoloji kullanılarak ya-
pılan bir üretime nazaran
daha yüksek olur. Bu ne-
denle ulusal teknolojiyle
geliştirilmiş ürün teklifle-
rine daha yüksek bir fiyat
avantajı, örneğin yüzde 25
gibi, sağlanması uygun-
dur. Ülkelerin ulusal tek-
noloji yeteneklen ancak
ulusal teknoloji üretimi
özendirilırse yükselebilir.
Me\cut De\let Öıale Yasa-
mızda ulusal teknoloji üre-
timıni özendirmek için
kullanılabilecek tek mad-
de 28/4 maddesidir. Yerli
firmalara ulusal ve özgün
teknolojiyle ürettikleri
ürünler için daha yüksek
oranda avantaj \eriünesi
uluslararası kurallara da
uygundur. Çünkü devlet-
lerin Ar-Ge desteği yap-
malan kabul edikruş bir
uluslararası kuraldır. Öte
yandan ürünlerin tekno-
loji geliştirme (tasanm),
üretim, pazarlama ve satış
sonrası hizmetlerden olu-
şan dört halkalı değer zın-
ciri içinde en fazla katma
değeri sağlayan bölüm tek-
noloji geliştirme süreci-
dir. Türkiye ancak özgün
teknoloji geliştirebildiği
takdirde rekabet gücünü
arttırabihr, ekonomisini
canlandırabilir ve sosyal
huzura kavuşabüir. Bu ne-
denle amaç üücenin bilim
ve teknoloji yeteneğinin
yükseltilmesi olmalı ve
ihale yasası buna olanak
sağlamalıdır.
Asünda yasa koyucu yü-
rürlükteki yasanın 28'4
maddesini. yeni yasada da
aynen koruyabilir.
DPT'nin Türkiye-AT
Mevzuatı Uyumu Ihtisas
Komisyonu Raporu bu
maddenin AB ile imzala-
dığımız Gümrük Birliği
Anlaşması'na aykın ol-
madığını belirtinekte, ben-
zerbirkoruma hükmünün
AB üUcelerini yabancı fir-
malara karşı korumak için
AB mevzuatında bulun-
duğunu ve bu maddenin
Türkiye'nintopluluğatam
üye oluncaya kadar değiş-
tirihnemesini önennekte-
dir.
Yasal durumun ulusal
firmalara sağladığı bu ola-
nak kullanıhnazken, uy-
gulamada yerli firmalar
aleyhine ve yabancı fir-
malann lehine olan daha
başka hususlar da bulun-
maktadır. Örneğin.
• Dış alım ihalelerine
yabancı firmalar dolar,
DM vb. dövizler bazında
tekhf v ermektedir. Ancak
iç ihalelerde yerli firmalar
döviz bazında teklif vere-
memekte ve enflasyona
karşı teklif fiyatlan koru-
namamaktadır. Bu durum-
da yerli firmalar, ihale de-
ğerlendirmesi ve işin sü-
resi birkaç ay sürebilecek
işlerde muhtemel kur far-
kı ve enflasyon risklerini
fiyatlanna eklemekzorun-
da kahnaktadır. Öıale de-
ğerlendirmesi esnasında
ise yabancıfirmalanndö-
viz fiyatlan ihale tarihin-
deki kur üzerinden yerli
firma fiyatlanyla karşı-
laşûrümaktadır. Doğal ola-
rak, yerli firmalann TL
teklifleri, fiyatlanna dahil
edihniş olan 3-5 aylık kur
ve enflasyon farklan nede-
niyle, üıale tarihinde ya-
bancı firma fiyatlanndan
daha yüksek çıkmakta ve
yerli firmalar aleyhine bir
haksız rekabet doğmakta-
dır.
• Dış alım ihalelerinde
yabancı firmalara akredı-
tif açılarak ödeme yapıl-
makta ve yabancı firma-
lar mallannı yüklediğin-
de ihale tutannın yüzde
80 ile yüzde 100'ünü al-
maktadırlar. Yerli firma-
larise mallan tesüm edip,
montajı ve geçici kabulü
tamamladıktan sonra öde-
me için en az 1 ay, hatta ge-
nelliİde 2-3 ay daha fazla
beklemektedirler. Türkli-
rasının yıllık yüzde 80 de-
ğer yitirdiği göz önüne ah-
nırsa, yerli firmalann fi-
yatlan en az ayda yüzde 6-
7 kayba uğramaktadır.
• Yabancı firmalar al-
dıkları işleri yüzde 3-6
mertebesinde kredilerle fi-
nanse edebilirken, yerli
firmalar döviz bazında
yüzde 12-14, TL bazında
ise yüzde 80-90 faizlı kre-
dilerle finanse edebilmek-
tedirler. Sonuç olarak, gü-
nümüzde ülkelerin sosyal
refah düzeyleri sahip ol-
duklan rekabet güçlerine,
rekabet gücü de ülke ola-
rak sahip olunan ulusal
teknolojik düzeye daha
çok bağımlı oldu. Bu ne-
denle Türkiye her durum-
da bilim ve teknoloji dü-
zeyini yükseltmeyi amaç-
lamah, bunun için de, ge-
hşmiş her ülkenin geçmiş-
te ve zamanımızda yaptı-
ğı gibi Devlet Öıale Yasa-
sı'nı ulusal teknoloji geliş-
tirilmesini özendirecek
doğrultuda düzenlemeli
ve mevcut Devlet thale
Yasası'ndaki 28/4 madde
hükmünü yeni yasada da
aynen korumahdır.
Cumhuriyet
k i t a p 1 a r ı
İLHAN SELÇÜK
Yüzbaşı Selahattin'in Romanı
Yüzbaşı Selıhüttin'in Romıoı yalzuz kendısınm değil, bir
kuşagın romanıdu Bu romanda değ«r yargılanyla birlikte çöken
OsmanJı împaratorluğu yenne yeni bu ımparatorluk humak
isteyenlenn dranu ve devietın çökûşıinü durdunnak ısteyen bır
asker kuşağının fedakârbk destanı yer alır
Çağ Pazariama A.Ş. Turkocağı Cad. No:39/41
•^ kitap kulûbû (34334)Cağa)oğlu-lsta/ibul Te): (212)514 01 96
fahs KW Slf'nıın soMr: "Çmtt* %tı' haks
Mpfffr Mik IMÎ «ktfMjuık
Cumhuriyef
k ı t a p ) a r ı
Miyase İlknur
BAHÇE BIZIZ
GÜL BİZDEDİR
Geçmişten
Günümüze
Alevi
Mizaht YEM
ÇIKTI
Mızah adı venlen sıhirlı dun>a>a yabancı olaniaıa, espn özgıırlüğûnun
tadına \-aramayan ham ervaha. bu tataptakı kımı anekdot ters gelebılır
Anadolu'nun enguı hoşgörusünde yaşamın anlamına nûktenuı tadıyla
tuzuyla katkıda bulunan kültürün özgürlüğunû bılenler ıçındır bu
derleme... Bır toplum kendı kendısıyle alabıldığıne alay etmek
olgımluğuna kavuştuğu zaman uygariıga kapılannı açntış olur"
tLRANSELÇUK
p"Cum(Hjrtye( Çağ Pazarlama A.Ş. Turkocağı Cad. No:39/41
^ kitap kulûbû (34334)Cağa/oğlu-lstanbul Tet (212)514 01 96
İSTANBUL6.İCRA
MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN
İLANEN TEBLİGAT
Dosya numaraları. borçlu ısım ve adresleri ile borç
miktarlan aşağıda belirtılmiştir.
Yapı \e Kredı Bankası AŞ taraflndan -TL alaca-
ğın (x) tahsili için aleyhınize yapılan ıcra takıbmde gön-
derilen ödeme emri tebliğ edilmemış \e zabıta tahkikatı
netıcesinde de yeni adresmızin tespitine ımkân bulunma-
dığından ödeme emrinin ilanen tebliğine karar verilmiş-
tir.
Yukanda yazılı borcunuzu masraflan ıie birlikte kanu-
ni süreye 15 gün ilavesiyle 22 gün içinde ödemeniz bor-
cun tamamına \eya bır kısmına \eya alacakhnın takıbat
hakkına veya ımzaya bır ıtırazınız olursa yıne 22 gün
içinde açıkça bıldırmenız aksi halde senedın sLzden sadır
olmuş sayılacağı, imzayı reddettiğıniz takdirde merci
önünde yapılacak dumşmada hazır bulunmanız bulun-
madığmız takdirde ıtırazınızın kaldınlacağı 74. madde
mucibinde mal beyanında bulunmanız, mal beyanında
bulunulmaz veya hakıkate aykın beyanda bulunulursa
cezalandınlacağınız. borç ödenmez veya itıraz edilmezse
cebn ıcraya devam edıleceğı, ödeme emrinin teblığı ma-
kamına kaın olmak üzere ilanen tebliğ olunur.
Dosya No
Borçlular ve Adresleri
Borç miktarlan. avukutlık üereti \e ıcra masraflan
2000 20669
L'fur Akıncı
1. 705.303.650. TL'nin 05.06. 2000 tanhinden ödenince-
ye kadar işleyecek yıllık yüzde 135 temerrüt faizi, faizin
yüzde 5 gider vergisı. kredı karti üyelık sözleşmesı gere-
ğı avukatlık ücretı ve gider vergisı, ıcra masraflanyla bir-
likte (diğer kredi hesaplanna fazlaya ve borçlunun siste-
me girmeyen harcamalanna dair hakkımız saklı kalarak)
tahsili
Mimar Sinan Mah. M. Akif Ersoy Cad. Anıl Apt. No:
128 KörfezKocaeli
2000 20668
Ersın Özcan
4. 657.435.842. TL'nın 05.06. 2000 tanhinden ödenince-
ye kadar işleyecek yıllık yüzde 135 temerrüt faızi. faizin
yüzde 5 gider vergisi, kredı kartı üyelık sözleşmesi gere-
ği avukathk üereti ve gider vergisi. ıcra masraflanyla bir-
likte (diğer kredi hesaplanna fazlaya ve borçlunun sıste-
me girmeyen harcamalanna daır hakkımız saklı kalarak)
tahsili.
Mımar Sinan Mah. M. Akıf Ersoy Cad. Anıl Apt. No:
128 KörfezKocaeli
2000'20667
Yahya Kayıhan
2.962.413.432 TL nin 05 06.2000 tanhinden ödenınceye
kadar işleyecek yıllık yüzde 135 temerrüt faızı, faizin
yüzde 5 gider vergisı. kredı kartı üyelik sözleşmesi gere-
ğı avukatlık üereti ve gider vergisı, icra masraflanyla bir-
likte (dıger kredi hesaplanna fazlaya ve borçlunun sıste-
me gınneyen harcamalanna daır hakkımız saklı kalarak)
tahsili. Basın: 69716