23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 17 KASIM 2001 CUMARTESİ HABERLER MHP'li Ulaştınna Bakanı Oktay VuraVâan acı itiraf: Bizde bitmeyen senfoni çok Hızh trenbaşkabaharaMITLUSEREIİ ANKARA - Ulaştırma Bakanı Ok- tay Vural, 26 yıldır bitirilemeyen Is- tanbul-Ankara Sürat Demiryolu-Ayaş Tüneli projesinin askıya alındığını, bakanlığın var olan Istanbul-Ankara Demiryolu'nun rehabilitasyonu proje- si üzerindeçalıştığını bildirdi. Ulaştır- ma Bakanlığı'nın bünyesinde Ayaş Tüneli gibi yülardır bitirilemeyen ve friJyonlarca Üranın gömüldüğu çok sa- yıda proje olduğunu belirten Vural, "Bizde bitmeyen senfoni çok" dedi. Vural, demiryollannın "korunmava mubtac" olduğunu, bu nedenle yeni bir yasal düzenleme üzerinde çahştıkla- nnı açıkladı. Oktay Vural, Cumhuriyet'in Anka- ra-Istanbul arasmdaki Hızlı Tren Pro- jesi, yanm kalmış projeler ve Türki- ye'nin ulaşım ve demiryolu politıka- lanna ilişkin sorulannı yanıtladı. Ankara-tstanbul arasmdaki hızlı tren projesi üe ilgfli bilgi verir misiniz? • Ulaştırma Bakanı Oktay Vural, 26 yıldır bitirilemeyen Istanbul-Ankara Sürat Demiryolu-Ayaş Tüneli projesinin askıya alındığını söyledi. Vural, mevcut hatlann rehabilite edileceği yeni bir proje üzerinde çalıştıklarını bildirdi. VURAL-Türkıye'de 1975'teAnka- ra-Eskişehir-Arifiye arasında mevcut güzergâhın dışında Sincan'dan Arifi- ye'ye kadar416 kilometrelik sürat de- miryolu başlamıştı biliyorsunuz. Meş- hur Ayaş Tüneli ile beraber. 85 kilo- metrelik kısmı 26 yıldır bitiremedik. Iptal olmadı ama bakanlık olarak bir etüt yaptınyoruz. Etütten sonra nere- ye gider, ne yapanz belli değil. Düşün- senize 416 kilometrelik projenin 26 yıl- dır sadece 85 kilometresi ihale edilmiş ve bu da altyapısı dahil bitmemiş. Harcanan onca zatnan ve paraya karşın neden birirüemedi? VURAL - 625 trilyon lira harcamı- şız oraya ve bitmemiş. Bilemiyorum tabü. Aynca 85 kilometre bitse ne ola- cak ki? Proje yine tamamlanmamış olacak. 110 milyon dolar harcayıp ben alkışlanabilirdim. 85 kilometrelik bö- lümü tamamlatabilirdim ama nereye gidilecek bu 85 kilometre ile. Bunun dışında, mevcut hattı rehabilite ettiği- miz, Ankara-Istanbul arasını 3 saate indirecek bir proje var. Hazlne'den onay bekleniyor Bu proje ne aşamada? VURAL - Devlet Demiryollan (DDY) mevcut hattın rehabilite edil- mesini ıstemişti. 1 yıl önce ihale edil- di. Bununla Ankara-Eskişehır arasını 1.5 saate düşüriiyoruz. Biliyorsunuz 3.5 saat civannda. Bu da Ankara-Istan- bul arasuıı 5-5.5 saate düşürüyor. Ha- zıne'den bunun onayım bekhyoruz. Ankara-Eskişehir'den sonra Eskişe- hır-Istanbul da var. Eğer onu da biti- rirsek Ankara-Istanbul arası 3 saate düşecek. thaleyi hangi fîrma kazandı? VURAL - Bu ihaleyi alan Fransız- Türk konsorsiyumu. Kredi onayı ol- madığı içüı 1 yıldır bekliyoruz. Eğer kredi onayı olsaydı şu anda inşaat de- vam ediyor olacaktı. Ama maalesef onayı geciktiği için henüz başlayama- dık. Takriben 3 yıl içinde bitirilecek birprojedir. HIZLI TREN PROJESÎ 1943yılında başlayan hayal ANKARA(Cmnburiyet Bürosu)-27 yıldır bitirile- mediği için bugün iptali gündemde olan ve Ulaş- tırma Bakanlığı'nın "naal değerlendirilebüeceğine" ilişkin olarak biretüt çalış- ması yürüttüğü Istanbul- Ankara Sürat Demiryolu projesinin geçmişi 1943'e kadar gidiyor. Projenin Ayaş Tüneli'ni kapsayan inşaatının ihalesini, döne- min başbakanı Süleyman Demird'e yakınlığı ile bi- linen "Nurol inşaat ve Tî- caretAl}? üstlenmişti. Bu- güne kadar 625 trilyon li- ra harcanmasına karşm pro- je bitirilemedi, ama ihale- yi üstlenen fırmalar yeni iş- ler almaya devam ettiler. Ankara-lstanbul Sürat Demiryolu projesine iliş- kin ilk çalışmalar Arifiye- Sincan bölümünde 1943 yılmda başladı, 1966 yı- lında haritalar tamamlan- dı, 1972 yılında Ingiliz Da- vies-Robson fırması tara- fından arazi çalışmalan sürdürüldüve 1977-1980 yıllan arasında Alman Obermeir fırması tarafin- dan bugünkü çalışmaya esas oluşturan projeler ha- zırlandı. Bu çalışmalann sonucunda AnfıyerSincan arasmdaki sürat hattımn gerçekleştirihnesi için en uygun güzergâhm Arifi- ye-Göynük-Çayırhan-Bey- pazan- Sincan güzergâhı olduğu belirlendi. Proje- nin 85 kilometrelik Sin- can-Çayırhan ve 175 kilo- metrelik Çayırhan-Arifı- ye olarak iki bölüm halın- de ele alınarak inşaatına başlanması kararlaştınldı. 5 flrmava İhale Hattın 85 kilometrelik Sincan-Çayırhan Bölümü 1976-1979 yıllan arasın- da 5 ayn kısım haünde 5 firmaya ihale edildi. Bi- rinci kısım Ayaş Tüneli in- şaatı, 31 Ma^e 1976tari- hinde, o zamanın fiyatla- nyla 773 milyon hra bedel- le Nurol tnşaat ve,Ticaret A.Ş.'ye ihale edildİBubö- lüme 2001 yılı fiyatlany- la 136 trilyon lira harcan- dı. Ovaçayı güzergâhında 2 tünel inşaannı ise 1977'de Palet inşaat ve Ticaret Ltd. Şti. aldı. 4.5 trilyon hra har- canan iş, Bakanlar Kuru- lu karanyla 1980 yılında tasfıye edildi. Üçüncü kısım Sincan Kontrollü Tesislerinin ya- pımmı da Yapı ve Ticaret A.Ş. üstlendi. Bu bölüme de 2001 yılı rakamlanyla 14.2 trilyon lira gömüldü. Kirmir'de 2 tünertnşaaö- m kapsayan dördüncü kıs- mı ise Mustafa Özcan İn- şaat ve Ticaret A.Ş.'ye iha- le edildi. 16.4 trilyon lira harcandı. Beşınci kısım ise Kiska Komandit Şirketi 'ne ihale edildi. Ödenek soru- nu nedeniyle 1991 yılın- dan itibaren hiçbir çalış- ma yapılmadı ve 1994'te Bakanlar Kunılu karany- la tasfıye edildi. 2001 yılı rakamlanyla 73.5 trilyon lira harcandı. GÜVENLİK VE KONFOR İÇtN TERCtH EDİYORLAR- Avrupa'da hızh trenler ulaşımda önemli bir roJ ruruyor. Insanlar karayohı yerine konfor ve güvenlik nedeniy le treni tercih ediyorlar. Projenin maliyeti nedir? VURAL-Ankara-Eskişehir arasını kapsayan bölümün maliyeti 410 mil- yon dolar. Toplam maliyetin ise 800 milyon dolar civannda olacağı söyle- niyor. Eskişehir-Istanbul arasmda bir tünel var. Sovyetler Birligi zamanın- dan Ruslann Eximbank'a borçlan var. O borçlara mahsuben Rusya tarafin- dan yapıhnası gibi bir altematifimiz de var. Onu gerçekleştirebilirsek çok daha az maliyetle bu hatü hizmete sun- muş olabıleceğiz. Manvetlk trenler Projenin özeüikleri nderdir? VURAL- Her şeyden önce hızlı ola- cak, daha konforlu, güvenilir olacak. Dünyada 500 kilometreyi bulan man- yetik trenler de var. Bunlan da gerçek- leştirmemiz lazun. Türkiye'de demir- yollannın bu konulardaki kabiliyetle- ri oldukça zayıflaülmış durumda. Ama Ankara-lzmir, Ankara-lstanbul, Anka- ra-Konya, Ankara-Afyon, Ankara-An- talya gibi ana arterlerin demiryollan bağlantılanmn mutlak gerçekleştiril- mesi gerektiğini düşünüyorum. AyaşTünefi gibiyıllardır bitirileme- yen kaç tane vaünm var? VURAL - Sıvas-Tecel arasmda yol yapıyoruz. Orası da 27 yıldır devam ediyor. Hâlâ bitmedi. Biz de çok "bit- meyen senfoni" var. OzeflUde 1980 sonrasmda ulaşnnpo- Ifökasının bilinçU bir biçünde karayol- lanna kaydınldığı söylenir hep. Siz ne düşünüyorsunuz? Bu bakışı değiştir- mek yönünde çaba var mı? Altyapı ve işletme VURAL - Böyle bir çaba var, ama her şeyden önce Türkiye'de bir ulaş- tırma politikası entegrasyonu yok. Bi- rinci çözmemiz gereken husus odur. Sa- dece demiryollan açısından değil. Ka- rayollan Baymdırlık'ta, demiryollan bizde. Demiryollan DDY'nin omzu- na yüklenmiş. Gariban bir biçünde ta- şımaya çalışıyor. Ondan sonra "Za- rar ediyorsun, yaünm yapamazsın" dıyoruz. Bu nedenle önceliîde yapma- mız gereken bir "ulaşürma masterpla- nı" hazırlamak. Sonra da demiryolla- nnın kendi içinde rehabilite edilmesi lazım. Demıryollannda altyapı ile iş- letmeyi ayırmak lazım. Bu. sıkmü yaratmaz mı? VURAL - Hayır. Karayollan'nda böyle bir şey yok. Ama en üstte birulaş- tırma politikası olması gerekir. Kara- yollan ve demiryollan yatınmlan açı- sından uçurumlar var. Karayollanmı- zın bakımını nasıl yapıyorsak, demir- yollanmn da bakımını yapmamız la- zım. Bu bağlamda bir demiryolu ya- sası hazırlığı içindeyiz. Bu yasa hazırüğı ana başüklanyla neleri içeriyor? VTJRAL - Demiryollan yasası tas- lakhahnde. Altyapıyla işletmeyi ayır- mak lazım. Limanlarla taşınmazlan ayırmak lazım. Tren işletmeciliğine, hat işletmeciliğine dönmemiz lazım. Ben inanıyorum; DDY eğer kaliteli bir hiz- met vermiyorsa bir başka şirket de ge- lip orada demiryolu işletmesi yapsın, aynı hat üzerinde. Bunu, bir kurul or- ganize etsin. Bunlan yerleştirmeye dö- nük bir çalışmamız var. CUMARTESİ YAZELARI ATAOL BEHRAMOĞLU Evlilik... Tabu kavramlar (ve kurumlar) vardır. Devlet gibi, din gibi... Evlilik bu türden kavram ve kurumların belki de en başında geliyor. En masum bir niyette irdelemeye kalkışmanız bile sizi tehlikelerte karşı karşıya bırakabilir. Kadın ya da erkek, insanlann bu konuda soğukkanlılıkla konuşmaya pek fazla yetenekleri yok. Neden? Kurulu düzenlerin sarsılabileceği korkusundan mı? Eğerbu düzenleryeterince sağlamsa sarsılmasından ne diye korkulsun? Yeterince sağlam değilse, tartışılmalan aksayan yönlerinin ortaya çıkmasına böylece de belki sağlamlaşmalarına katkıda bulunamaz mı? Bu türden sorulan dilediğınızce çoğaton, sonuç değişmiyor. Evlilik konulu tartışmalarda çiftlerin bırbirlerine karşı bir anda kirpileştiklerine çok kez tanık oldum. Tabulann tabusu bu konu beni yine de kurcalamayı sürdürüyor. Nedir bu evlilik? Zorunluluğu, kaçınılmazlığı nereden geliyor? Soyun sürekliliğinın koşulu ille de ıki insanın sürekli biriikteliğinden mi geçiyor? Evlıliğı zorunlu kılan bir başka neden düzenlı cınsel ılişki gereksınımi mi? Düzenlılik ve cınsel ilişki kavramlan birbııieriyle neölçüdebağdaşıyor?.. Evlilik ve aşk ilişkısi? Evlilik, ileri yaşlarda ya da genel olarak yalnızlık korkusunun birsonucu mu?Toplumsal üretim ilişkilerinin gerekliliği olarak evlilik.. bu anlamda. tek eşfi evliliğe kadar gelen tanhsel süreçlerin ırdelenmesi.. vb. Böylece içinden çıkılması pek de kolay olmayacak bir sorunlar yumağıyla karşı karşıya kalıyoruz... En iyisi hiç kafa yormamak mı? Herkesin kendi seçımidir, bir diyeceğımizolamaz... • • • Alman romancı-oyun yazarı Martin Walser bu sakıncalı konuda kafa yormayı göze alanlardan... Bakırköy Beledıye Tiyatrosu Yunus Emre Kültür Merkezi'nde "Odada Savaş" adlı oyunu bir süredir izleyıcıyesunulmakta...OrhanAlkaya'nınyonetımı, Mümtaz Sevinç'in. Gül Onat'ın oyunculukları, gerçekten başarılı, etkileyıcı... Ya Martin VValser'in görüşleri? Bunlar tartışmaya açık... Bir yerde aynen şöyle diyor: "Evlilik, iki cerrahın bırbirinı durmadan ameliyat etmesine benzer. Hem de narkozsuz. Böylece nereye dokunurlarsa daha çok can acıtacaklannı keşfederier." Bence VValser, evlilikten çok yine de aşkı tanımlıyor burada... Ya da henüz gerçek anlamda sona ermemiş bir evliliği... İki insanın arbk birbirierinın canını bile acrtmaya gerek görmedikleri o durgunluk dönemı daha mıiyi? Nitekim oyunun ikinci bölümü böyle bir dönemin acıklı güldürusünü sergiliyor... Yönetmenin oyun broşüründekı kımı sözlerinin altını çizmek gerek: "O iki insanın, kadın ile erkeğin yapabileceklen fazla birşeyyok. Kurumun mantığı ele alınmalı. Yıllaryılı dayatılmış sadakat ve toplumca zorlanmış bir mekân paylaşımı masaya yatınlırsa, belki çoktan unutulmaya yüz tutmuş bir şeyi, 'sevgi'y/, yıpranmış, örselenmiş, incitilmiş haliyle de olsa, biraz övebılir, tek eşliliği dayatan toplum yasalanyla göz göze gelebılinz." • • • Orfıan Alkaya'nın saptamasındakı "sevgi", "toplum yasalan" kavramlan da, o sihirli pırıltılanna karşın bence tartışmaya açık... Neden "aşk" değil de.onun evcilleştirilmiş, uysallaştınlmış bir biçimi olan "sevgi"? "Aşk"\ tanımlamaya kalkıştıgımızda ise bilinçaltının uçurumlanyla karşılaşabiliriz... Öteyandan, tek eşliliği dayatan sadece toplum yasalan mı? Bundan da çok emin değilim... Bir başka yazar, bu yıl Tüyap Kıtap Fuan'nın konuğu olan Italyan romancı Ferdinando Camon "Balinalann Şarkısı" (İnkılap" Yayınlan, Çev. S. Sayrt) adlı, birsolukta okunabılen, küçük, eğlenceli anlatısında, çok fazla derıne ınmese de bilinçaltının uçurumunda azıcık gezinmeyi deniyor... Italyan romancı, anlatısını "sır" kavramındatemellendirmış... Buna göre, insanın bir "sır"n olmalı. Evlilikleri ayakta tutan da iki insan arasmdaki (çoğunlukla cinsellik kaynaklı) bu "s/r"lardır... Öyleyse, kitabın sonlanndaki şu cümleler bir çelişki mi: "Herikisinin kafasında da aynı sorun: Acaba onu benden ayıran birsım mı var? Biryandan da kendileriniyatıştırmaya uğraşacaklar: Merak etme, eşinın yaşamında hiçbir sır yok..." Ferdinando Camon şunu demek istiyor belki de: İki insanın onlan başkalanndan ayıran ortak sırtan olmalı, evliliğin koşuludur bu. Ama onlan birbirinden ayıran kendi kişisel sırlan olmamalı, evlilik buna ızin venmez... Italyan romancının savını belki şöyle de ozetleyebiliriz: Evlilik, iki kişi arasmdaki ortak sıriartemelınde, topluma karşı kale gibi güçlü bir kurumdur... Ortak sırlar başkalanna açılırsa (roman kahramanının eşi, evlilik sırlannı psikanalistine açıyor) bu kale yıkılır... öte yandan, kurumu oluşturan iki kişi, karşılıklı olarak, birbirinin kişisel bir sım olup olmadığını öğrenme çabasındadır... Çünkü kişisel sır sahibi olmak da evlilik kalesi (kurumu) için bir tehlikedir... Acaba gerçekten öyle mi? Bunun üzerinde düşünmeyi bir başka yazıya bırakıyorum... e-posta:ataolb » cumhuriyetcom.tr Faks: 0212 513 85 95 -513 90 98 TÜSİAD, Kıbns konusundaki açıklamalann Türk iş dünyası tarafından kaygıyla izlendiğini kaydetti AB fle derin kriz yaratılıııasııı p Cumhurryet "^ kitap kulübü | tSTANBUL(AA)-Türk Sanayicüeri ve Işadamlan Derneği (TÜSlAD). Kıbns konusunun önümüzdeki dönemde Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) üyeliği önünde engel oluşturmaması için izlenecek politikalann AB ile derın krizler yaratmayacak şekilde ele alınması gerektiğini bildirdi. TÜSİAD, Türkiye'nin dış politikasında önemli yer tutan Kıbns konusunda son günlerde yapılan açıklamalan değerlendirirken Türk iş dünyası açısından açüdamalann kaygı verici olduğunu belirtti. Kıbns engel olmamalı Açıklamada, Kıbns sorununun çözümüne yönelik mesafe kaydedilememesinin, konunun Türkiye'nin dış ilişkilerini belirleyici konumunu sürdürmesine neden olduğu ve dış dünyayla olan ilişkilerinde bulunması gereken olumlu noktaya gehnesini engellediği ileri sürülerek "AB'nin Kıbns poütikasuu tarihsel gerçekler ve hukuki \erilerden _vola çıkarak oluşturmaktan kaçınması, vizyondan ve sorumhıhıktan yoksun bir görünrü çizmektedir'' denildi. AB içinde son zamanlarda etkileri azalan Türkiye karşıtı çevTelerin, Kıbns konusunu AB ile ilişkilerin tıkanma noktasına getirmek amacıyla kullandıklannm gözlendiği belirtilen açıklamada. şöyle denildi: " İ lkemizin öncelikh ulusal çıkaru istikrart ekonomik bihıime ve refah diizeyinin artünlması doğrultusunda AB üyeliği hedefıni bir an önce gerçekleştirmektir. Bu nedenle. Kıbns konusunun önümüzdeki dönemde Türkrye'ıün AB üveügi önünde engel oluşturmaması için izlenecek politikalann AB ile derin krizler \aralma>acak şekilde ele ahnması gerekmektedir. Kıbns konusunda çözümsüztüğün, Türkiye- AB ilişkilerinde ve Türidye'nin tam üyetik perspektiflnde aksamaya yol açmasının tarihi ve toptumsal sorumhıluğunun ağu* olacağı unutulmamabdırr Açıklamada, son anayasa değişiklikleri ile ivme kazanan demokratik reformlarm, AB uyum sürecinde aksamaya yol açmadan bir an önce tamamİanarak Cürel, Almanya Yahudi cemaati Başkan Yardımcısı Friedman ile görüştü Herkes önündeki işle ilgilensin BERLİN (AA) - Sermaye Piyasası Kurulu'nun (SPK) yurtdışında yaşayan vatandaşlann tasarruflarmın Türkiye'de değerlendirilmesi konusunda Berlin'de yapacağı toplantıya katılmak amacıyla Maliye Bakanı Sûmer Oral ile birlikte Almanya'da bulunan Devlet Bakanı Şükrü Sina Gürel, Almanya Yahudi Cemaati Başkan Yardımcısı Michel Friedman ile görüştü. Görüşmeden sonra bir açıklama yapan Gûrel, Alman hükümetinin Kıbns konusundaki tutumuna ilişkin bir soruya karşılık, "Almam'a Kıbns konusuyla değil, AB'nin sorunlanyla ilgüenmeti. Herkes önündeki işle ilgilensin. Biz Kıbns konusunu ne Almanya ile ilişkilerinıiz ne de AB ile ilişkilerinıiz bakmundan ilintili bir sorun olarak görmüyoruz'' dedi. uluslararası saygınlığın ve Kıbns konusundaki müzakere konumumuzun güçlendirihnesine çalışılması, Türkiye içindeki AB karşıtı çevrelenn, Kıbns konusunu tam üyelik hedefıni aksatmak amacıyla kullanmalanna izin verilmemesi gerektiği kaydedildi. Kıbns'ta uzlaşmaya ve çözüme yönelik yaklaşımlann daha iyi anlatılarak uluslararası kamuoyunda desteğin güçlendiriknesinin son derece önemli olduğu vurgulanan açıklamada. "Bütün bunlann gerçekleşmesi, Türkiye'nin siyasi kararhlıgmı ortaya koyarak bu yönde kapsamh ve sürath' adunlar atması ile mümkün olabilir'' denildi. Açıklamada, Kıbns konusunun çözümüne yönelik önerilerin ve geçen günlerde dile getirilen "ödenecekbedeOer"in, demokratik bir ülkeye yakışan somut ulusal çıkar verileri ve saydamlık çerçevesinde tartışıhnası gerektiği de belirtildi. IMZA GUNU TAKSİM SERGİ SALONU'NDA 17 Kastm Cumartesi (Bugün) OUVGU ASBVA Saat: 17.00-19.00 Istıklal Caö. (Fransız Konsolosluğu Yanı) TAKSİM Tel.: 252 38 81 - 82 Nüfus cüzdanımı, askeri kimlık ve gıriş kartımı ve vergi kartımı kaybettım. Hükümsüzdür. AYRALSAVECI
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear