23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
17KASIM2001 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA kultur(S cumhuriyet.com.tr 13 Selanik Film Festivali'nde yaşam boyu 'Altın Iskender' ödülü FayeDunawayin oldu 'Rüya güzeller'in devri bitti• Bugüne kadar oynadığı tüm karakterlerin bazı özelliklerini içinde taşıdığını belirten Faye Dunaway, sinemadaki yıldız tarumının çok değiştiğini, erişilmesi zor kadınlann artık kalmadığmı, ama böylesinin daha iyi olduğunu söyledi. ASLISELÇUK 42. üluslararası Selanik Film Fes- tivali'nin açılışı, Los Angeles'tan katılan konuklar; oyuncu Faye Dıı- navvay. yönetmen-fotoğrafçı Jery Schatzberg, yönetmen- ressam Jerzy Skoiimövvski ile yapıldı. Yunanistan Kültür Bakanı Evan- gelos Venizelos'un da katıldığı açılış töreninde, yönetici MicbelDemopo- ulos festivalin geçmişine değindi: "Başta bizlere ve çalışmamıza ina- nan çok az insan vardL Başarüı ola- cağımızdan kuşkuluydolar. Fakat bugün tüm bu şüpheler silinmiş du- rumda." Bugünkü politik gerginliğe de de- ğinen Demopoulos, "11 Eylül olay- lanndan sonra sanınm Hoüyvvoöd arük daha insancıl ve duyariı konu- lara değinecek. Geleneksel Ameri- kan sineması kalitesi yenklen canla- nacak, toplumsal eieştiri taşıyan ya- pımlar gündeme gelecek" diyerek konuşmasını tamamladı. Amerikalı oyuncu Faye Dunaway, bu yıl kendisine sunulan yaşam bo- yu "Alün Iskender" ödülünü alırken tiyatronun doğum yeri olan Yuna- nistan'a karşı duyduğu hayranhktan söz etti: "Boston'da geçen Kse yılla- rundan beri tiyatronun içindeyim. Sanatun ve inancım olan tiyatronun beşiği sayılan bu ülkeye derin bir say- gı duyuyorum™" 1941 yılında F|orida'da doğan Du- naway, Boston Üniversitesi Tiyatro Okulu'ndan mezun olduktan sonra, 1962-1967 yıllan arasında tanmmış tiyatro ve sinema yönetmeni, ro- mancıEBaKazan'laçahştı. 1967'de Arthur Penn'in yönettiği "Bonnie GÜÇLÜ BtR KADEMM - "Diva olmak güçlü bir kadın olmak dcmekse, işte o beninı. Sürekli aşın istek- lerde bulunan, sürekli şunartılmayı isteyen bir kadın demekse, hiçbir zaman böyle olmadım." veGyde" filmindeki Bonnie rolü ile sinemada büyük bir çıkış yaptı. "Norman Jewison (The Thomas CrownAffair) ArthurPenn, EBa Ka- zan (The Arrangement/Uzlaşma), Emir Kustunca (Arizona Dream) gi- bi yönetmenlerle çalışmaktan dolayı kendimi çok şanslı sayıyorum" di- yen Dunaway. bugüne dek oynadığı tüm karakterlerin bazı özelliklenni ıçınde taşıdığını da belırttı: "Kınl- gan ve ince nitelikleri yansıtabilme- niz için öncelikle çok güçlü otmanız gereldyor..." 1976 da Sidney Lu- met'in "Net^ork/Şebeke" filminde- ki rolü ile en iyi kadın oyuncu Os- car'ını kazanan Faye Dunaway, 70'lenn Amerikan sı- nemasının en güç lü ve güzel oyun- culanndan biri oldu. Türk sinemasında 87. yıl kutlamalan Dunavvay. Hollywood"dakı star sısteminden söz ederken "Sinema- daki yıldız tanımı arük çok değişti. Arük 'rüya güzeller', erişilmesi, ula- şılması zor kadınlar yok. Kusursuz- luk ve nıükemmel olmakdiye bir şey de yok. Sıradan, gündelik yaşamın içindeyiz, bence böylesi daha iyi oldu. Gwyneth Paltrow'u (AşıkShakespe- are, Emma) oyuncu olarak çok beğe- niyorum. 'Mommie Dearest Sevgi- li Anneciğim' filmindeklasikHolly- wood sinemasının drvası Joan Craw- ford'u canlandırmışüm. Onu oyna- mak sanınm pek doğru obnadL Uzun bir süre onun o ulaşdmaz ima- jmı üzerimden silemedim. Diva ol- mak güçlü bir kadın olmak demek- se, işte o benim. Sürekli aşın istekler- de bulunan, sürekli şımarülmayı is- teyen bir kadın demekse, hiçbir za- man böyle olnıadım. Sanınm Barb- ra Streisand bugünün en gerçek dft- valanndan biri. Kendi imajmı altüst edebildi, divaüğı lehine çevirebilen bir kadın oldu o. Streisand, HoUyvvo- od gibi bir sektörde kendi egemenn- ğini ilan etti, kendi ayaklan üzerinde durdu. Günümüzde kadmlann böy- le olabilmesi neredejse imkâng? gö- rünüyor.J' Kapanış töreni yann yapılacak Bağımsız ve özgün yapımlarda yer almayı sevdiğini belirttien yıl- dız, "Terminatör gibi fîbnlerde rol almayı gerçekten istemiyorum. Dü- riistçe söyiemem gerekirse Idmse ge- lip bana böyle bir öneride de buluna- maz. Lars Von Trier'in 'Dancer In The DarkKaranlıkta Dans" filmini gördükten sonra aklıma hemen ger- çek yaşamı, sıradan insanlananlatan bir Yunan tragedyası geldi. Ve bu noktada dijital sinemanın ulaşüabi- lir olduğunu düşündüm." llk yönetmenlik denemesini tanın- mış öykücü Tennessee VVlüıamsın "YeUow Bird/ San Kuş" övküsün- den yapan Dunaway şöyle devam et- ti : "Tennesse ile güzel bir dostiuk da kurduk. Çok da eğlendik, çünkü ilk kez onun kahramanlanndan biri eğ- lenceli ve komikti. O, geneüikle dış- lannuş, acı çeken, güzeUigin ve sana- ün peşinde olan güne>1i trajik kadın- lan anlaür. Bu kez çok farkh bir şey yapük, başanlı da olduk sanınm.'' John Boorman başkanlığmdaki üluslararası jüri, yanşma filmlerini yoğun bir şekilde izliyor. Altın (36.500 Euro) ve Gümüş (22.000 Euro) Iskender ödüllennin sahiple- ri, yann gece yapılacak kapanış tö- reninde açıklanacak. Festivalin seç- kin, bağımsız filmleri ise kapalı gi- şe oynamaya devam ediyor. IngmarBergman sinemaya geri dönüyor ' Yemi Kültür Servisi - Türk sinemasırun 87. yaşgünü. Beyoğlu Belediyesi ta- rafından sinema denıeklerinin katılı- mı ve Kültür Bakanlığı'nın destegiy- le kutlandı. 14 Kasım Çarşamba günü Taksim Meydanı'nda saat 11.30'da toplanan sanatçılar ve sinemaseverler, anıta çe- lenk koydular ve saygı duruşunda bu- lundular. Beyoğlu Belediye Başkanı Dr. Mimar Kadir Topbaş ve sinema- cılar adına konuşmalar yapıldı. Ar- dından Muammer Karaca Tiyatro- su'na kadar süren 'Sevgi Yürüyüşü' gerçekleştirildi. Muammer Karaca Ti- yatrosu'nda Abdurrahman Şen'in yönettiği, Muzaffer Hiçdurmaz, Can Kohıkısa, Günay Görmez ve Av. Sa- dife Karataş ın konuşmacı olarak ka- tıldığı 'Sinema veTeoTHaklan' konu- lu bir panel yapıldı. Panelüı ardından seçici kurul tara- fmdan belirlenen 19 sanatçı, sinema- ya verdikleri emeklerinden dolayı pla- ketle ödüllendirildiler: Duygu Sağı- roğlu (yönetmen), Ertem Göreç (yö- netmen). HaBtAkçatepe (oyuncu), Je- >^n Mahfî Ayral (oyuncu), Mehmet Bozkuş (yönetmen), MeralOrhonsay (oyuncu), Nevin Akkaya (oyuncu), NuriErgün(yönetmen), NurhanNur (oyuncu), Oktar Durukan (oyuncu), Orhan Günşim (oyuncu), Ozdemir Öğüt (teknik eleman), Sefa Onal (se- narist), Senih Orkan (oyuncu), Suna Selen (oyuncu), Suphi Oktay (teknik eleman), Soner Kanat (teknik ele- man), Şadan Kamil (yapuncı-yönet- men), Yıldınm Gencer (oyuncu). Aynca CahitBerkay (müzisyen) ve Hürrem Erman a (yapımcı) Ozel E- mek Ödülü verildi. Törenden sonra saat 16.00'da Clkü Erakahn'ın 'Giden Memnun ki Ye- rimdenJ adlı sergisi Beyoğlu Beledi- yesi Sanat Galerisi'nde açıldı. 'Türk Sinemasınm 87. Yıh Kuflamalan' ya- nn sona eriyor. ' için bozdu Genç kalemler Cumhuriyet'te DÜŞLERİ KINALI ölsem iizgün bir kente gömülsem bana yakılsa bütün ağrtlar türküler bana yazılsa ömrümü adayıp sürgün çocukluğuma gitsem kâğrttan gemiler yapsam düşlerim büyür, ben küçülürüm yıldızları saymaktan kum fırtınası çakar gözlerimde, avuçlanm kanar oysa hiçbir fahişenin günahını almadım günahsızdı, kalın bir roman gibiydi onlar düşleri kınalı yağmur yüklü bu kenti terk etsem sevgilim cenazeye bürünür. birden akşam çöker içimize o, dökülecek yeni bir deniz arar kendine ben kalkıp yağmurda giderim içime akar tuzlu gözyaşım ölsem derim, düşleri kınalı annemin koynunda bir daha ölsem aşk yüreğimde kışlar ABDURRAHMAN ŞENEL MEZSİN Islanmak istemeyen yağmur damlalan gibiyim Kendimden kaçıyorum Içeriye girmek istiyorum, cama vuruyorum Tıpır, tıpır, tıpır Mor halkalı yaşlı iki göz camdan süzülüşümü izliyor Bir ara tam içeriye girecek gibi oluyorum Eski bir havlu son veriyor hayatıma Mezsin Bilemez, anlayamaz, hissedemezsin... Küvezdeki bir bebek gibi anlamsızca bakıyordun. Gri. Sıcactk nefesini son kez hissettim avuçlarımda, gözlerini kapatırken Bir gölgede kaç renk barındıriyorsun oralarda Ve kahve dökülmüş kaç sayfan var Hangi martıya ekmek atıyorsun göster bana. Göremiyorum. Gözlerim is, gözlerim pus, gözlerim yas Mezsin Bilemez, anlayamaz, ölemezsin... AYHANMERCAN Kültür Servisi - Bir daha film çek- meyeceğıne yemin ettiğini söyleyen Ing- mar Bergman, yeminini 'Anna' filmi için bozdu. Bergman, gazetecilere yaptığı açık- lamada "Aniden bir fihnle birükte olduğu- mu ve hamile kaldığımı arumsadun" di- yerek yeni projesini açıkladı. 1957de 'Yedind Mühür' filmiyle adını duyuran Bergman, eski filmdeki özgün sahnelerin ve karakterlerin de kullanılacağı yeni projenin bir 'devam filmi' olmadığı konusunda ısrarlı. Bergman bu filmde de önceki fîlmin karakterleri Marienne ve Johan'ı can- landıran Li\ UDmann ve Eriand Joseph- son ile birükte çalışacak. Bergman'ın es- ki eşi, Norveç'li oyuncu Ullmann "Faithkss" adlı filmiyle ilk kez yönetmen koltuğuna oturmuştu. "Fa- ithless", Bergman' ın yaşanum konu ahyordu ve ünlü yö- neüneni Eriand Josephson canlandınyordu. 'Anna' filminin yapmı çalışmalanna önümüzdeki yıl başlanması düşünülüyor. Ingmar Bergman başlama ta- rihi tam kesinleşmeyen ama senaryosu tamamlanmak üzere olan film için "Bu kez gerçekten son" açıkla- masını yapü. 7. Üluslararası Istanbul Bienali sona eriyor Kültür Servisi - Istanbul Kültür ve Sanat Vakfı'nın düzenlediği ve çağdaş Türk sanat ortamınnı vaz- geçilmez bir etkinliği haline gelen Üluslararası tstanbul Bienali'nin 7'ncisi bugün sona eriyor. Japon küratör Yuko Hasega- wa'nın küratörlüğünde "Egokaç: Gelecek Oluşumlar İçin Egodan Kaçış" teması üzerine kurulu olan bienalde 22 ülkeden 63 proje yer aldı. Hasegavva'nın 'modernego' anahtar kavramıyla küreselleşen dünyada sanata yeni işlevler yük- lediği bienal teması "Kendimize verdiğimiz değerden vazgeçme- den egomuzdan nasıl kurtulabiü- riz" sorusunda kilitleniyordu. Aya Irinı, Darphane-i Amire, Ye- rebatan Sarayı ve Beylerbeyi Sa- rayı ana mekânlannda sergilenen işlerin yanı sıra kentin çeşitlı açık mekânlanna dağılan çalışmalarla ve performanslarla da dinamik bir yapı sunan bienali 30 binin üze- rinde sanatsever ziyaret etti. Bi- enal, yurtdışından da 200'e yakı- nı basın mensubu olmak üzere 800'ün üzerinde eleştirmen, küra- tör, müze ve galeri yöneticisini ağu~ladı. Alberto Garutti'nin Boğaz Köprüsü'ndeki 'Bugün Doğanla- ra Ithaf Edilmiştir' adlı projesi, Cambalache CoDective'in kenti dolaşan ve halkın katılımını sağ- ladığı 'gezen müze'projesi, Cars- ten Nicolai'nin kar kristallerinin oluşumundan esinlenerek tasar- ladığı 'snow.noise' sergisi, Chris Cunnigham'ın video çalışmalan, AnaMariaTaveres'in 'Çıkış2' ad- lı işi, bienalin dikkat çeken çalış- malanydı. ESEVTILER ZEYNEP ORAL v Biz Olmadan... "Biz olmadan..." Bir hafta boyunca dünyada Afganistan; Türkiye'de Avrupa Birliği'nin Türki- ye için hazııiadığı llerteme Raporu esti durdu içimde... Afganistan'daTaleban güçlerinin çekilmesini, medyamızın bir bölümü sevinç nidalan arasın- da en gayri ciddi biçimde, neredeyse "eğlence- lik" olarak bize duyururken benim yüreğime saplanan, Afgan kadın örgütü RAVVA'nın çığlık- lanydı. Kâbil'i ele geçiren Kuzey Ittifakı'nın 1992- 96 yıllannda iktidardayken uyguladığı vahşete dikkati çeken kadınlar, bu cinayet çetelerinin aynı eylemleri yineleyeceklerine inanıyorlar. Şim- diden, Taleban yanlısı olsun olmasın, insanlann kentten kaçmaya başladıklannı bildiriyorlar. RA- WA, iç savaşın en korkunç döneminin şimdi başladığını vurgularken Batı'nın Kuzey Ittifakı'nı nasıl "demokratik güçler" diye tanımladığına şaşıyor, "Görünüşe aldanmayın" diye haykın- yorlar. Ama dinleyen yok... Oysa "görüntü" bi- le, şimdiden korkunç... • • • "Hay Allah, yine yutturamadık!" llerieme Ra- poru'ndan kimi bölümleri okudukça, pek çok kimsenin yukandaki nida eşliğinde ellerini ovuş- turup pek bir hayıflandığını görür gibi oluyo- rum... İnsan haklan, kadın haklan, çalışanlann hak- lan, çocuk haklanndan başlayarak demokrasi, yargının bağımsızlığı, emeğin karşılığı, çokkül- türlülük, işkencenin, baskının kaldınlması ve da- ha bunlara benzer nice alanda, bana öyle geli- yor ki attığımız ya da atacağımız her adımı salt "göstermelik" olarak yapıyoruz. Gerçekten inandığımtzdan, benimsediğimizden degil. De- ğişimi içimize sindiremediğimizden, biraz mak- yajla, biraz vitrini cilalamakla, rol yaparak, mas- ke takarak yuttururuz sanıyoruz... Ama olmuyor işte. Adamlar yine yutmadı! ••• Görüntüleri, yutturmaya çalıştıklanmızı, mas- keleri, rolleri, oyun oynayanları biryana bırakıp sahici bir insana dönüyorum. Enver Gök- çe'ye... İki gün sonra Enver Gökçe'nin 20. ölüm yıl- dönümü. Şair, 19 Kasım 1981 'de aramızdan ay- nldığında 61 yaşındaydı. Erzincanlıydı Enver Gökçe. Ankara Üniversi- tesi Türk Dili Edebiyatı'nı bitirmişti. Ikinci Dün- ya Savaşı yıllannda, faşist-antifaşist kavga dö- neminde ilk şiirterini yazdı. Sonra... Sonra "si- yasal görüşleri nedeniyle" tutuklandı. Yedi yıl hapis yattı. İki yıl da sürgün cezası çekti... Son- rası; Ankara'da çeşitli gazetelerde düzeltmen- lik, yazarlık, şairlik ve yakasını hiç bırakmayan yoksulluk... Yaşamının son dönemini Seyran Bağlan Huzurevi'ndegeçirdi. Geriye şiirleri kal- dı. Enver Gökçe'nin şiiri, dünyanın, toplumun ve birey olarak kendi yaşadığı gerçeklerden kay- naklanıyordu. Geleneksel halk şiiri özelliklerin- den, halk deyişlerinden, anonim deyimlerden," türkülerden yararlanıp bunlan kendi birikimleriy- le yoğuruyor, kendine özgü, sürekliliği olan bir şiir yaratıyordu. "Biz olmasak gökyüzü, biz olmasak üzüm, I Biz olmasak üzüm göz, kömür göz, ela göz; I Biz olmasak göz ile kaş, öpücük, nar içi dudak; I Biz olmasak ray, dönen tekerlekler, yıkanan buğday; I Ayın onbeşi; I Biz olmasak Taşova 'nın tütünü, Kütahya'nın çinisi, I Yanibizsiz, kardeş dizi, yar dizi I Güzel değildir." "Gel günlerim gel de dol I Gel Aydınlım Iz- mirlim, / Gel aslanım Mamak'tan I Erzin- can 'dan, Kemah 'tan I Düşmanlar selam ister I Gözden, gezden, arpacıktan!" "Dost" adlı uzun şiirinin bir bölümünde böy- le sesleniyordu. Ne dünyadaki ne de Türkiye'deki olaylar siz- leri şiirsiz bırakmasın, şairierden uzaktutmasın. Hem zaten yaşanmış, yaşanan, yaşanacak ger- çekleri, yalnız öğrenmenin degil, hissetmenin de yolu, televizyon ekranlarından çok, şiirler- den geçiyor gibime geliyor. e-posta: zeynep(n zeyneporal.com Faks:(0212)257 16 50 SİNBMA-TARJH BULUfMASl'NDA BUGOM • BEYOĞLU ALK\ZAR da saat 12.00 ve 14.15'te 'Gerçeğin Sözcüleri', saat 16.30 ve 21.15'te 'Duygusal Yazgılar' adlı filmler gösterilecek.Vö272 293 24 66) • BEYOĞLU ATLAS'ta saat 12.00'de 'Son Sözkşme'. saat 14.15'te 'Duvanmız', saat 16.30 ve 21.15'te 'Zorlu Yolculuk', saat 18.45'te 'VulcanKavşağı' adlı filmler izlenebilecek. (0212 252 84 76) • LEVENT StSEMA TÜRSAK'ta saat 12.00'de 'Anlaşıldı mı Arkadaşım1 . saat 14.15 ve 18.45'te 'Hanussen', saat 16.30'da 'Düğün', saat 21.15 'te 'Mefîsto' adlı filmler gösterilecek. (0212 244 52 51) • FRANSIZ KtXTÜR MERKEZt'nde saat 12.00'de 'Adalet', saat 14.15'te 'Yakanş', saat 16.30'da 'ÜlkeManzaralan', saat 18.45'te 'Yaşam Pınan' adlı filmler izlenebilir. (0212 252 61 55) • ALMAN KÜLTÜR MERKEZt'nde saat 12.00'de 'Struma', saat 14.15'te 'SohıkAl SolukVer', 'Her Şeyin HajTrhsı', saat 16.30'da 'GözkrimiKapadığımda', saat 18.45'te 'Prosedür' adlı filmler gösterilecek. (0212 249 20 09) • AKM'de saat 14.15'te 'Korkma', saat 16.30da 'KosovaÇocuklan2000', Asma Yaprağı ve Gül' adlı filmler izlenebilir. (0212 251 56 00) • BOĞAZİÇİ ÜNİVERSrrESİ'nde saat 14.15'te 'Siyah veBe\r az', saat 16.30'da 'Biz', saat 18.45'te 'NarmRengi' adlı filmler gösterilecek. (0212 263 15 00) • BİLGİÜNİVERSrrESİ'nde saat 18.45'te 'Ozgürlük Çetesi' adlı film izlenebilir. (0212 286 16 60)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear