01 Haziran 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
8 EKİM 2001 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA 17 Yaman çelişki Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, SSK ve Bağ-Kur emeklilerinin aylıklarını ödemede zoriandığını belirterek Hazine'ye başvurdu: "Ek ödenek istiyoruz." Hazine, başvuaıyu "tartışmasız" reddetti. Aynı günlerde Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDT), zora düşen bankalara devletin ortak olmasını, dolayısıyla ödenek aktarmasını önerdi. Bu istek "tartışılabilir" bulundu. CevatGerayaarmağan Dile kolay, tam 45 yıllık bir akademik emek, ona yakın kitap, yüzlerce makale, mezun edilmiş binlerce öğrenci, Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekanlığı, Mülkiyeliler Birliği Başkanlığı, kooperatiflere ve halk eğitimine verilen hizmetler... Mülkiyeliler Birliği'nde geçen cuma akşamı hocaların hocası Prof. Dr. Cevat Geray'a "Armağan Kitabı" sunuldu. Meslektaşları, dostları, yetiştirdiği öğrencileri ile birlikte oldu Cevat Hoca. Mülkiyeliler Birliği Başkanı Füsun Çiçekoğlu Oralp. Geray'ın 1980 öncesi SBF'nin son seçilmiş dekanı olduğunun altını çizdi. "Cevat Hoca" dedi, "heryere seçilerek ve hakkıyla geldi." Cevat Geray, Armağan Kitabı'nı Prof. Dr. Cahit Talas'tan alırken heyecanlıydı. 12 Eylül sonrası 1402'lik olarak okuldan uzaklaştırılmasının kendisi için bir "onur" olduğuna değinerek, "Biz bugün ayaktayız, ama bizi o günlerde ispiyonlayanlar, okuldan uzaklaştınlmamıza neden olanlar herhalde ulusun içine çıkacak durumda değiller" deme gereğini duydu. Cevat Geray konuşmasını, alkışlar arasında "Bana onur veren bu geceyi ve Armağan Kitabı'nı sağlığım elverdiğince onurla anımsayacağım" diye bitirdi. Cevat Hoca'nın aklına, ellerine, kollarına sağlık. Birlikte daha yürünecek epey yolumuz var. ISIK KANSÜ .net.tr. Yurnaşlara önnek olun!Milletvekilleri, yalnızca kıyak maaş almak için anayasa değiştirmediler. Kendileri için kıyak koşullan da kabul ettiler: "Milletvekillerinden üyeliği sona erenle- rin, istekleh halinde T.C. Emekli Sandığı ile ilişkileh devam eder." Bu hüküm, kelimenin tam anlamıyla ay- n-ca-lık-tır. Çünkü: SSK'ye yıllarca prim ödeyen işçi Meh- met'in, emekli olmasına az bir zaman kala işten çıkanldığını -ki ekonomikbunalım son- rası on binlerce kişi işçi Mehmet'in durumun- dadır- varsayalım. İşçi Mehmet'in emekli olabilme koşullarını yerine getirebilmesi için öncelikle bir iş bulması gerekir. Iş bulması yetmez. Bulduğu işin sahibi, işçi Mehmet'i sigortalı etmesi -ki, on binlerce işçinin sigor- tasız çalıştırıldığı yadsınmaz bir gerçektir-, sonra da sigorta primlerini işçi Mehmet emekli olma hakkını kazanıncaya değin dü- zenli ve tam olarak ödemesi gerekir. Görüldüğü üzere işçi Mehmet, iş bulma- dan, bir işyerinde çalışmadan, primleri öden- meden "Benim canım, dışandan sigorta pri- mi ödeyip emekli olmak istiyor" diyemez. Bu koşullar, Bağ-Kur'dan emekli olacak es- naf için de, Emekli Sandığı'ndan emekli ola- cak memur için de geçerlidir. Ancak TBMM'de kabul edilen anayasa değişikliğine göre, milletvekilleri hiçbir işe girmeseler, çalışmasalar dahi dışandan "is- teğe bağlı" olarak prim ödeyerek Emekli San- dığı'ndan kıyak emekli olabileceklerdir. Memurlann, esnafın, işçilerin sosyal gü- venlik haklarını budayan, Emekli Sandığı, SSK ve Bağ-Kur'un hizmetlerini daraltıp "özel emeklilikyasas/"nı çıkararak, bir sos- yal devlette yurttaşların en temel hakkı olan sosyal güvenliği "piyasa'ya açan milletve- killerine önerimiz şudur: Madem kıyak emekli olmakta, kıyak emek- li maaşları almakta kararlısınız; madem ka- musal sosyal güvenlik kuruluşlarının aktü- eryal dengesinin bozukluğundan, az maaş vermelerinden, kötü sağlık hizmeti sunma- lanndan yakınıyorsunuz, o zaman Emekli Sandığı'na ya da diğer kamusal sosyal gü- venlik kuruluşlarına yük olmayın! Büyük oy çoğunluğu ile kabul ettiğiniz özel emeklilik yasasından yararianın, özel emekliliğin ilk müşterileri siz olun! Israrla önerdiğiniz yön- temi yaşama ilk siz geçirin: Sosyal güven- liğinizi, hastalığınızı satın alın! Yol gösterdi- ğiniz yurttaşlara örnek olun, örnek! Türk Kütüphaneciler Derneği, Türkiye çapındaki 1405 kütüphanede 175 milyon ile 228 milyon lira arasında aylık maaşta çaUşan kütüphaneciler adına Kültür Bakanı Istemihan Talay'a bir rapor sundular. istemleri hiç de abartılı değil: "Kültür Bakanlığı bünyesinde çalışan kütüphanecilere, yan ödeme ve özel hizmet tazminatının yükseltilmesiyle aylık ortalama 72 milyon 780 bin lira civannda bir katkı sağlanacaktır. Bu şekilde katkmın aylık maliyeti 34 milyar 949 milyon 740 bin lira, yıllık maliyeti 419 milyar 396 milyon 880 bin liradır. Maaşlannda değişiklik istenen kütûphanecinin yalnızca 482 olması nedeniyle bu rakamın uygulanan istikrar programını olumsuz anlamda etkilemeyeceği açıktır. Açlık sınınnın 4 kişilik aile için 200 milyon olduğu ülkemizde, istenilen bu artışla dokuzuncu derecenin birinci kademesindeki bir kütûphanecinin alacağı maaş 225 milyon 860 bin lira civannda olacaktır. Istenilen bu artışın olumlu ve makul karşılanacağını umuyoruz. Böylelikle Kültür Bakanlığı'nda çalışmak istemeyen kütüphanecilerin sayısı azalacak ve kütüphane hizmetlerinin kalitesi yükselecektir." Türk Kütüphaneciler Demeği Ankara Şubesi Başkanı Ali Fuat Kaıtal, artık dayanma gücü kalmayan kütüphanecilerin, yetkililerin dikkatini çekmek amacıyla Ankara Üniversitesi'nin alacağı iki kütüphaneci için topluca srnava başvurduklannı betirtiyor ve destek çağnsı yapıyor: "Ulusal benliğimizi gelecek kuşaklara aktarmak ve haikımızın biiinç düzeyine katkı sağlamayı kendilerine görev edinmiş kütüphanecilerin sorunianna tüm kamuoyunun duyahı olmasını bekliyoruz." ÇALIŞANLARIN or s; SORULARI/SORITNLARI YILMAZ ŞtPAL 'Fiili hizmet zammı' ve emeklilik yaşı SORU 10 Ekim 1957 doğumluyum. tlk kez 1976 yüında SSK'ye ait bir işyerinde 9 ay 22 gün sigortalı ola- rak çalıştım. 1 Eylül 1977 tarihinde 657 sayılı Dev- let Memurlan Yasası kapsamında ve mühendis ola- rak T.C. Emekli Sandığı'na bağlı çahşmaya başla- dım. Halen de aynı statüde çalışmaktayım. Yaptı- ğım iş ağır ve yıpratıcı işlerden sayıldığı için 2 yıl ...fİÜİ hizmet zammı sürem var. Sosyal Güvenlik Re- - c fofm Yasası'ndanönce, emeklili«ime2 yıldan azbir süre kalmıştı. Ancak, yeni uygulamada, 2 yıllık fi- ili hizmet zammı emeklilik yaşında hesaba katılmı- yorsa, emekliliğime 2 yıldan fazla bir süre kalmış oluyor. Bu bakımdan, emeklilik tarihi yönünden kuş- kuluyum: Öğrenmek istediğim: 1) Emekli Sandığı Yasasf nın 32. maddesine göre verilen 2 yıllık "fiili hizmet zammı" süresi, hizme- time sayılacak mı? 2) Fiili hizmet süresi, fiili hizmetten sayılırsa, yaş sınırı uygulamasında da geçerli olacak mı? Yoksa, yaş sınırını beklemek durumunda mıyım? (Z. Ç.) YANIT: 1) 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Yasasf nın 33. maddesi uyarınca, ağır ve yıpratıcı görevler için tanınan "Fi- ili hizmet müddeti zamları, emeklilik muamelelerinde fi- ili hizmet sayılır. Bu zamların toplamı 8 yılı geçemez." Yasanın 33. maddesine göre. fiili hizmetten sayılan 2 yıllık "fiili hizmet müddeti zammı" ile birlikte. Sosyal Güvenlik Reformu Yasası olarak isimlendirilen, 4447 sayılı yasanın yü- rürlüğe girdiği 8 Eylül 1999 tarihinde: "Kadın iştirakçilerden 20, erkek iştirakçilerden 25 fiili hizmet yılını dolduranlann istekleri üzerine emekli aylığı bağlanır." Yine, yasanın yürürlüğe girdiği 8 Eylül 1999 tarihinde, "Emeklilik hizmet süresini doldurmaya 2 yıldan az ka- lan iştirakçilerden kadın ise 38, erkek ise 43 yaşını" dol- durmalan, aynca "kadın iştirakçinin 20, erkek iştirakçinin 25 fiili hizmet süresini tamamlamaları halinde istekleri üzerine emekli aylığı bağlanır." 5434 saytlı T.C. Emekli Sandığı Yasasf na 4447 sayılı yasa ile eklenen Geçici Madde 205'e göre. "32. madde gereğince fiili hizmet sürelerine zam yapılanların bu maddede belir- tilen yaş hadlerinden bu sürenin üç yıldan çok olmamak üzere yarısı indirilir." Bu madde uyannca. 2 yıllık "fiili hiz- met zammı" alan bir iştirakçinin. yaş sınınndan bu sürenin yansı olan bir yılı indirilecektir. 2) 9 ay 22 gün SSK sigortahsı olarak çahştıktan sonra 1 Ey- lül 1977 tarihinde T.C. Emekli Sandığı'na bağlı bir göreveata- nan ve 2 yıl fiili hizmet zammı alan bir iştirakçinin, 4447 sa- yılı yasanın yürürlük tarihi olan 8 Eylül 1999 günü, prim ve kesenek süreleri toplam 24 yıl 9 ay 22 gündür. Doğum tarihi lOEkim 1957 olan bir iştirakçi. 8 Eylül 1999 tarihinde 41 ya- şını doldurmuş durumdadır. 8 Eylül 1999'da prim ve kesenek ödeme süresi 23 yıl ve da- ha fazla olan erkek iştirakçilerin emekli olabilmeleri için, 25 fiili hizmet yılını doldurmaları ve 43 yaşmı bitirmiş olmalan koşuldur. Ancak "fiili hizmet süresi" 2 yılın yarısı olan 1 yıl- lık süre bu yaştan düşüldüğünde yaş sının 42'ye inecektir. Özet olarak, 42 yaşmız 10 Ekim 1999'da, 25 yıllık fiili hiz- met süreniz ise 16 Ekim 1999"da dolmuştur. Bu verilere göre 16 Ekim 1999, emekli olmaya hak kazandığınız tarihtir. KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behicaku turk.net HARBİ SEMÎH POROY semihporoyfi yahoo.com BULUT BEBEK SURAY çtFTÇt bulutbebekuı hotmail.com KEDİ LEVO APTL'LİKA i* Î3T£ e-posta aptulikaelcioğlu(g hot.mail.com. UUJSA*_ BİZ - POLATLI İCRA TETKİK MAHKEMESİ'NDEN Sayı: 2000 144 Davacı Bivo Akrilik San Dış. Tic. AŞ vekili Av. Enis Güneyli tara- fmdan davalı Kıyı Dış Tic Tunzm AŞ aleyhıne açılan itiraz davasın- da: Kıyı Dış Ticaret Turizm AŞ Gazi Mustafa Kemal Bulvan 117/8 Durak Pasajı Maltepe/Ankara Yukanda adı ve açık adresi yazılı bulunan davalıya gerekli tebligat çıkartılmış olup, bila ikmal ıade edilmiş olmakla emniyetçe de gerek- li tahkikat yapılmış, yine davalının adresi tespit edılemediğinden da- vetiyesinin yûrt sathıiıda yayın yapan gazetede ilan yapılmasına karar verildiğinden, karar gereğince davalı Kıyı Dış Ticaret ve Turizm AŞ'nin mahkememizde 31.10.2001 günü saat 9.30'da hazıı bulunma- sı veya kendisini bir vekil ile temsıl ettirmedıği takdırde duruşmanın gıyabında devam edeceği cıhetle davetiyesinin ilanen tebliğ yerine ka- im olmak üzere ilan olunur 20.6.2001 Basın: 56803 TARİHTE BUGÜN MVMTAZ ARIKAN 8 Ekim TOM JONES'UN YAZARI BO6ÜU, İNGİÜZ YA2AIZ1 ( 4? YAŞMOA ÖLOÛ. İLK GENÇLtK. YruA&UDA T/'yAT- R.OYA 6ÖMÜL ve&EN FtELPIUG, OYUNLAB. yAZM/f- TT. ANCAK BUNLAK. İC£Ü£>E BÜYÜK Ç4P7* UMU- TULACAK, £#HA/Ey£ £ q & J/l, ÜA/Lti OUUU, SHAKESPBAEe P/ŞlNPA < oy yAzA&( OLPUĞUMU sö CHA ÇOK, /ZOMAUCJUĞirLA , SUMLAIS. Aeos/fjpA «TOM JONBS" EN SevİLENİ OLACA/CTI. FlELSHMG BU YAPlTI fÇıAJ, "KOMİK EPİK ŞlİfS. TAZ2.IMPA PÜZYAZI n DeMİŞTİ. ğd İ363'ie & khnhn 7ö/»Jot^s'-h, n gârülüyor. SAGNAK NtLGÜN CERRAHOĞLU Blz ve Onlar...' ROMA -11 Eylül'den beri tartışma ortamlanna gi- derek sinen bir üslup bu. En ciddi köşe yazılarında, en saygın TV programlarında karşımıza çıkıyor. Biz ve onlar... "Onlar" kim? Teröristler=köktendinci- ler=lslam dünyası. "Biz ve onlar" sendromu -iki karşıt uygarlık var- sayan- "uygarlık çatışması" konseptinin çok ötesi- ne geçen bir kavram gerçekte. "Biz ve onlar"\a kas- tedilen "uygarlık ve barbarlık" özetle. Bu kadar ba- sit. En sık karşılaştığım cümlelerden biri şu örneğin: "Bizde hayat kutsaldır. Onlar için (kamikaze terö- ristler=Jslam) hayatın hiçbir değeri yok. Onlan biz anlayamayız..." Italyan düşünür Antonio Negri'nin dünyayı birbi- rine katan son kitabı "Imparatoriuk" -birebir- bu cümlenin analizine sayfalar (Aynntı yayınları s. 143- 146) ayırmış oysaki. "Avrupalı olmayan ötekilerin negatif kuruluşu... Avrupa kimliğini kuran ve ayakta tutan şeydir... Dünyayı ikiye ayıran dışlama mantığıy- la işler... (Ötekileştirilenler) ...düşünce ve değeher- de Avrupa uzamtndandışlanır... Avrupa'nın temelde- ğerlerinden yoksun bırakılır. -Biz onlan anlayamayız, onlar insan hayatına değer vermez, onlar şiddetten anlar. -Irksal farklılık tüm kötülük, barbarlık, sınırlan- dmlmamış cinsellik vb. kapasiteleriniyutabilen birka- ra deliktir... (Batı'da)apartheid...dünyanın bölmele- re aynlmasının bir biçimi, bir örnek biçimidir yalntz- ca.. ."diyor Negri. Eski kıtanın genlerine sinmiş "apartheid düşünce sistemilapartheidzihniyeti" 11 Eylül'le birlikte pıtrak gibi yeniden hortlayıverdi. Geçmiş yüzyıllarda si- yahlara ve Yahudilere yönelen bu "apartheid'ci ba- kış" şimdi Islama yöneliyor. Laiklerin korkusu ~~ italyanlar "çağın kitabı" olarak tanımlanan Neg- ri'nin başyapıtını okumak olanağından yoksun ne ya- zık ki. Negri'nin kendisi hapiste. Dünyanın dört bir yanında "21. yüzyıl başına tanıklık eden olay kitap" olarak lanse edilen "Imparatoriuk" "sansür" perde- si altında Italya'da. Patron Başbakan Beriusco- ni'nin sahip olduğu yayınevi "Mondadori" başta ol- mak üzere hiçbir yayınevi "Imparatoriuk'u basma- yayanaşmıyor. Kitabın Ingilizce orijinal versiyonu bi- le yok ortada. Kitapçılarda bulunmuyor. ABD de 'Harvard Üniversity Press" tarafından yayımJanan "Im- paratoriuk" aylardır "bestseller". Ancak Fallaci'nin "nefret kışkırtıcılığına" sayfalar ayıran gazeteler, Neg- ri'nin adını anmıyor. Böyle bir iklim var Italya'da. Fakat beni en çokşa- şırtan Negri çizgisine yakın aydınlanmacı, sol aydın- lann bile bugün biçimsel itirazlar dışında bu çağdı- şı "biz ve onlar" üslubundan "esasa dair" mesafe al- mamalan. Irkçılığa kökten ve samimi olarak karşı ol- duklarına inandığım, bildrğim, tanıdığım "tutarir ay- dın dostlarla yaptığım "sansürsüzsohbetlerde", bu kesimin de Islamdan korktuğunu görüyorum. Onlar da Islamı demokrasi açısından en az "ırkçılık virü- sü" kadar büyük bir tehdit olarak algılryortar. Artık Avrupa'da olan, kendi aralanndayaşayan Islamla la- ikliğin yan yanayaşayamayacağından endışeleniyor- lar. Laikliğin Islamın doğasına aykın olduğunu dü- şünüyorlar. Demokrasinin kilit kavramı olan laik dü- şüncenin Hıristiyan Batı'da büyük mücadaleler so- nunda edinilmiş bir kazanım olduğunu, laikliğe yer vermeyen bir dünya görüşüne müsamahayla yak- laşmalannın mümkün olmadığını anlatıyoriar. Bu bakış Islamı, Avrupa'nın ırkçılık kâbusundan koruyacak tek dayanağından, aydınlanmacı entelek- tüel direnişinden yoksun bırakıyor. Aydın solun "la- ikliğe tehdit" olarak gördüğü Islama, kilise propagan- dasıyla yaşayan dindarların saplantılannı ekleyince önyargının derinliği ve çapı kaygı verici boyutlara ula- şıyor. Sol ve sağ "biz ve onlar" söyleminde -birbi- rine zıt ve farklı nedenlerle- buluşuyorlar. "Bin Ladin'in 50 kardeşi, 40 çocuğu var" diyor her gün önünden geçtiğim mahalle terzisi Giulietta ör- neğin: "Bir aile yemeğini gözünüzün önüne getirin. Kanlan -kı birtaneyleyetinmiyoriar-, görümceleri, eniş- teleriyle sofraya oturduklannda en mütevazı tahmin- le 300 kişiyi buluyoriar... Bu korkunç bir rakam. Biz çocukyapmıyoruz. Yapan da artık tek çocukla yeti- niyor. (slam -hiçbir şey yapmasa- çoğalarak yutup yok edecek bizi..." Avrupa'yı saran "biz ve onlar" kâbusu yağ halka- ları gibi böyle büyüyor işte. nil.gün y superonline.com B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN SOLDANSAĞA: 1/Genişleme, yeni boyutlar kazanma... Derviş sela- 3 mı. 2/Beyoğ- 4 lu'nun eski adı... Leyleğe benzer bir kuş. 3/ Radon elementinin simgesi... Anadolu'nun kırsal kesiminde er- kekler arasında dü- -| zenlenen yâren top- 2 lantılanna verilen ad. 3 4/ Eski Yunan kent- 4 lerinde pazar yeri. 5/ ,- " — Tüfekçi": Halk müziği sanatçımız... Bir yerde biriken sı- vılan dışarıya akıt- makta kullanılan oluk ya da boru. 6/ Düşmanlık. II Kalın bükül- müş sicim... Ateş... Istem dışı yapılan hareket. 8/ Bir Avrupa ülkesinin para birimi... Çıplak vücut resmi. 9/ Pamuktan dokunmuş basma... Istek, amaç. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Yanş atlannın bakımıyla yükümlü ve antren- man için zaman zaman onlara binebilecek yete- nekte seyis. 2/ Çalgı eşliğüıde oynamayı meslek edinmiş kadın... Süs için yapılmış giysi kıvnmı. 3/ Şarkı, türkü... Yeniçeri kışlası... Köpek. 4/ Ka- nada'nın kuzeydoğusunda büyük bir yanmada. 5/ Bir haber ajansının simgesi... " — evladı bık- mamış cidden / Ne ezilmek, ne hakkı ezmekten" (Tevfik Fikret). 6/ Rus köylü topluluğuna veri- len ad... Tuzağa düşürülen şey... Bir cetvel türü. II Asfalt yo\\m yan tarafındaki toprak bölüm. 8/ Kurnaz ve cin fikirli kimse... Avrupa'da bir baş- kent. 9/ Bıkkınlık... Küçük ağıl.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear