02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
-10 EKİM2001 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA AFGANISTAN'DA SAVAŞ Taleban'ın serbest bıraktığı gazeteci Ridley, hapishanede açlık grevi yaptığını söyledi 11 günsürenkorkuÇeviri Servisi - Afganistan'a vizesiz girdiği için Taleban yönetimi tarafindan tutuklanan ve pazartesi günü serbest bırakılan lngilk gazeteci Yvonne Ridley, tutuklu bulunduğu sûrede açlık grevi yaptığını söyledi. Sunday Express gazetesi muhabiri Ridley, kardeş kuruluş Daily Express'e verdiği röportaj sırasındâ Kâbil'deki hapishanede geçirdiği korku dolu günleri anlatırken, en çok kızı Daisy'nin doğumgününü kaçırdığı için üzüldüğünü söyledi. Gazetede yayımlanan röportaj a göre 28 Eylül'de tutuklanan ve diğer kaduı tutuklulardan ayn bir bölûme konulan Ridley, hamamböceği ve akreplerden temizlenmiş olmasına rağmen 11 gün yaşadığı hücreyi "sefîl bir yer" olarak tanımlıyor. "Takban'm izimi kaybettirerek ya da öidürerek beni ortadan kaküracağından korktum" dıyen tngiliz gazeteci, Afganistan'da tutuklulann hiçbir hakkı olmadığını anlatıyor. Ridley, "Benim de kuUanabileceğim tek hak ve protesto şckillerinden biri açhk grevi yapmaktı. Bir gazeteciyi rutuklamalanna ve yönetim şeldllerine olan tepkinıi böyle gösterdim. Yemek yememem onlann canını sıkü, bu Taleban'dan önce ve sonra Afganistan'a gitmeden önce bakınıb bir kadın olan Yvonne Ridley, Taleban'ın eünde geçirdiği günlerde çok sıkmb çektiğini söytüyor. Ridley, Ridley, tutsakhk günleriyfc ilgili olarak "Benim kuDanabUeceğim tek hak açhk grevi yapmaktı. Bir gazeteciyi tutuldamaianna ve yönetim şekillerine olan tepkkni böyle gösterdim'' diye konuştu da bana güç verdi'' diyor. Taleban tarafindan pazartesi günü Pakistan'a gönderilen ve oradan da ülkesine dönen Ridley, Pakistanlı bir görevliyle oturup çay içene kadar serbest bırakıldığına inanmadığını, çünkü kendisini yakalayanlann hapse atmadan önce eve göndereceklerine dair söz verdiklerini söylüyor. Dlşmacunu Içlnde günlük Tutuklandıktan sonra dünya kamuoyunun tanıdığı bir gazeteci olan Ridley, korku dolu günler geçirirken mesleki hastahklanndan da vazgeçmemiş. Ridley, bir sabun kutusu ve diş macununun tüpü içinde gizlice günlük tuttuğunu anlatıyor. Kendisine fiziki anlamda hiçbir zarar verilmediğine de değinen îngiliz gazeteci, "Ancak sabahın köründen akşam dokuza kadar aynı sorulan defalarca yönelterek psikolojik olarak çökertmeye çahşıyorlardı" diyor. Pakistan'dan Ingiltere'ye döndükten sonra soluğu kızının ve annesinin yanında, Durham'da alan Yvonne Ridley, kızuu çok özlediğini, onun için geç de olsa doğumgünü partisi düzenleyeceğini söylüyor. lngiliz gazetelerindeki haberlere bırakılırsa Yvonne Ridley 'in serbest bırakılması ve sağ salim ülkesine dönmesi, ailesini olduğu kadar operasyonda ABD'nin yaru başında yer alan lngiliz hükümetini de sevindirdi. VİETNAMLI GENERAL DUNG: ABD'nin gücü yetnıez • 1975'te Amerikan ordusunu yenen kuzey güçlerinin komutanı 84 yaşındaki General Dung, yaptığı açıklamada, "Eminim, yenilecekler. Savaş nefreti söndüremez, ateşin üzerine benzin dökmek gibidir" yorumunu yaptı. HANOI/MADRİD (AA) - Vietnam Savaşı sıraşında ABD ve Saygon rejimine karşı Kuzey Vietnam'ın zaferinin baş miman General Van Tien Dung, "ABD ve müttefıklerinin askeri gücünün, Taliban ve Usame Bin Ladin'in boyun eğmesini sağlamaya yetmeyeceğiıır savundu. Vietnam Başbakanı Phan Van Khai de ABD- Vietnam savaşını anımsatarak ülkesinin deneyiminin, ABD'nin Afganistan harekâtından sivillerin zarar göreceğini gösterdiğini söyledi. 'ABD yenllecek' Eski Savunma Bakanı ve 1975'te Amerikan ordusunu yenen kuzey güçlennin komutanı 84 yaşındaki General Dung, Vietnam'da yayımlanan Thanh Nien gazetesine yaptığı açıklamada, "Eminiın, yenilecekler'' yorumunu yaptı. "Ssvaş nefreti söndüremez, ateşin üzerine benzin dökmek gibidir v« özellikle din için öimeye hazır olanlarda daha fazla nefrete, daha fazla intikam duygusuna yol açacakür" diye konuşan Vietnamlı General Dung. "asıl bilmek gerekenin, ABD ve müttefîklerinin amacırun sadece Bin Ladin'i yakalamak ve Taliban'ı devirmek mi, yoksa bu sayede sratejik hedefleri olan Orta Asya ülkelerine ııyanmak mi olduğunu " kaydetti. Madrid'de gazetecilere açıklama yapan Vietnam Başbakam Phan Van Khai, tüm dünyada terorizmi şiddetle kınadıklanru, ancak terörle mücadelede BM ve uluslararası yasalarla uyum içinde işbirliği yapılması gerektiğini söyledi. Endonezya'dagösteriye 'ateşü'müdahale Endonezya'nın başkenti Cakarta'da, ABD Büyükelçüiği önünde düzenlenen gösterilere polis müdahale etti. Görgü tanıklanrun ifadelerine göre, polis, göstericilerin büyükelçilik büıasını çevreleyen dikenli teli zoriamaya başlamalan üzerine harekete geçtL Polis, kapah olan büyükelçilik önündeki yüzkrce göstericiyi dağrtmak için uyan ateşi açü, göz yaşarücı bomba atü ve tazyikli su püskürttü. Cakarta potisinin, birçok göstericiye sopalarla müdahale ettiği, ancak yaralanan bulunmadığı behrtildL Aynı grubun, başkent Cakarta'daki BM binası önünde de gösteri yapokian kaydedildi. (Fotoğraf: AP) Unlü Alman yazar Günter Grass, 'korkunun kutsanmasının yanlış olduğunu' vurguladı Ayduılar 'banş'istedilerFRANKFUKT (CunhuriyetBüro- su) - Afganistan'ın bombalanması ile yeni bir boyut kazanan terör ve gös- terilen tepkiler, aydınlar arasında gi- derek yayılan bir tarhşma halini alı- yor. Önceki gün Berlin Güzel Sanat- lar Akademisi'nin sonbahar toplantı- sında söz alan Günter Grass, "Korku- nun estetize edilmesine ve kutsanma- gna bir son verümelidir" diyerek ay- dınlan müdahale etmeye çağırdı. Tanınmış bir diğer Alman romancı Feter Haerrüng, özgürlüklerin kısıt- ianmasmdan haz alınmasına ve hızla çıkanlan kararnamelere karşı uyanda bulunurken bir başka Ahnan yazar Christoph Hein da düşüncenin ifade- 5ine getirilen sımrlama olasılığından endişe duyduğunu söyledi. Ünlü Fransız filozof Jacques Der- rida, şiddetin sorumlulan arasmda belli ve uzunbir süredir izlenen Ame- rikan ve Avrupa politikalannın da y- ÎT aldığmı belirtti. • Dünyaca ünlü Alman yazar Günter Grass, "korkunun estetize edilmesine" karşı çıktı ve Alman İçişleri Bakanı Otto Schily'yi "aşırı tepki verdiği" için eleştirdi. Grass, düşünmeye davet ettiği insanlarla ilgili olarak "Büyük bir Amerikalı, Noam Chomsky, bu konuda önemli şeyler söyledi ve yazdı" diye konuştu. Derrida, saldırganlann suçunun da unutulmaması gerektiğini vurguladı. Bu arada Noam Chomsky'nin de te- rör eylemlennde izlenen meşru şidde- tin unsurlanna rastlandığını kaydet- mesi, tepkilere neden oldu. Ünlü ya- zar Salman Rüşdü, "Die \Vett" gaze- tesinde öncekı gün yayımlanan bir ya- zısında, saldınlann bir suç olduğunu ve bunu ABD hükümetinin izledigi politikalara dikkat çekerek mazur göstermenin mümkün olmadığını sa- vunarak "Köktendincilere karşı in- sanlar, edebiyata, adalete, müziğe, gü- zellik ve aşka yönelmelidir. Bunlar, bi- ziın sUahımızdır" dedi. Ağır eleştlrl Dünyaca ünlü Alman yazar Günter Grass, bir gazeteye yaptığı aynntıh açıklamada, Batı politikalannı ve an- layışım ağır sözlerle eleştirdi. Lübec- ker Nachrichten gazetesmin sorulan- m yamtlayan Grass, sanatçıların top- luma müdahale ederek insanlan dü- şünmeye davet etmesini istedı.Tero- rizmin nedenlerinin on yıllardır mev- cut olduğunu hahrlatan Nobel ödüllü yazar, "Gerekçe, adil olmavan dünya ekonomik düzenidir. Dünyanın zen- gin ve yoksul ülkeler şekiinde bölün- mesidir. Willy Brandt, daha Doğu- Baüçaüşması sürerkenyoksulve zen- gjn ülketerarasmda birKuzey-Güney çanşmasuıuı gündeme gelebileceğini önceden gören biriydL Bence, teroriz- min üstesinden kalıcı bir biçimde ge- linmek isteniyorsa. zengin ülkelerin Üçüncü Dünya ülkeleriyle iüşkileri te- metden değiştirmelidir" dedi.Susan Sontag, Norman Mailer, Woody Aflen gibi önde gelen Amerikalı sanatçıla- nn önce kendi suçlarmı sorgulayan bir bakışla hareket etmesinin 'ilginç'' olduğunu vurgulayan Grass, "Bu üç sanatçı da soruyor: Neden biz Ameri- kalılardan böyle nefret ediliyor? Eğer nedenler ortadan kaldırümazsa bu nefret kalacak ve sürekü yeni terörist kuşaklar yaratacaknr" dedi. Grass, sadece Islamın "aşın yo- rumlanmasının" değıl. Başkan Bush'un "iyi-kötü kategorUerinin" de dinsel bır arka planı bulunduğunu be- lirtirken "Bir Hnistiyan köktendind- liği de var. Bush gibi Haçlı Seferle- ri'nden söz edebilmek için, insan çok aptal ve tarihten habersiz olmalıdır. Sanld dinsel bir fanatizmin ifadesin- den başka bir şey olmayan, bu kor- kunç Haçlı Seferleri hiç olmanuş gibi™ Böyle 'iyi, kötüye karşı' gibi basitfcş- tirmelerle araya mesafe koymazsak kendimiz deteröristierin dilini konuş- muş oluruz" dedi. DUZYAZI ORHAN BİRGtT Üçüncü Dünya Savaşı Histerisi ABD Başkanı, savaşın Afganistanla sınıriı kalma- yacağını söylerken, aslında sıcak duşmanının ekme- ğine yağ sünmekten başka bir şey yapmadığını fark etmiyor. Etseydi, hem Bin Ladin'in, hem de Tali- ban"ın, son operasyonu Islam'a yönelmiş bir sa- vaş haline getirerek, kendi terör çetelerini mağ- durtar topluluğuna dönüştürmek gibi akıl almaz bir tehlike ile karşı karşıya kalacağını da görür- dü. Ingıltere, bu tehlikeyi fiilen gören koalisyon orta^ı olarak bır yandan cepbenın genişletilmesinden yana olmadığını açıkladı; öte yandan öncekı gece başlatı*- lan ikinci bombardıman harekâtına sadece lojistik desteğini verdığıni söyleme gereğını duydu. Üç günden beri Ankara'da yaşanan sıcak saatle- rin, savaşın başka cephelere sıçratılrnasını isteyen histerüer karşısmda bizim göruşümüzü "7" numara- lı müttefıkimize anlatmaya yönelik olduğu söylene- bilir. Gerçi, hükümetin, sadece ABD'den değil, NA- TO'dan da gelecek ıstekler doğrultusunda, bıraske- ri güç gönderme zorunluğu ile karşı karşıya kalırsa, bu çağnyı TBMM'nin karan haline getirmek amacı ile, Bakanlar Kurulu'nda bir kararnamenin imzaya açıL- dığı söylenıliyordu. Dün kımı kaynaklara göre öyle bir kararnamenin tamamlanması bugün Katar'da Islam Konferansı örgütü Dışişleri Bakanlannın yapacağı toplantının sonuna ertelendiği söylenirken Başbakan ertelemenın asıl nedeninin Bakanlar Kurulu'ndaki gö- rüşmelerin henüz tamamlanmamasından doğduğu- nu bildinyor Karen Fogg'un Teroristleri öyle görülüyor ki, "Sonsuz Özgüriük" operasyonu için düğmeye basan ABD+lngiltere ortaklıgı, tam ola- rak ne yapılması konusunda belirli bır kararda anlaş- mış değıldir. Bush.savaşın Afganistanla sınırlı kalma- yacağını söylerken lngiliz Savunma Bakanı Hoon, bir kara harekâtı için henuz karar alınmadığını açık- lama gereğını duyuyor. NATO bir yandan Akdeniz'de, kendisine bağlı de- niz gücünün gemilerinın sayılannı arttınrken, öte yan- dan örgütün Genel Sekreteri, önümüzdeki günlerde üye ülkelerden istenilecekyenı desteklerden sözedi- yor! Ve bu karmaşa korosunun bir de sevimli soprano- su var. AB'nin Türkiye Temsılcısı Buyükelçi Karen Foog, dün Istanbul'da yıllardan beri terör belasından çekmedıği kalmamış olan Turk kamuoyuna sıcak me- sajlar veriyor. Bayan Karen,Türkiye"nın bugüne ka- darterörie mücadelede AB'den destek bulamamak- tan yakındığını, belki de ilk kez bir topluluk önünde söyleyerek "Su Türkiye'nin yalnız bırakıldığı ya da kurban olduğu bir durum olarak görûlmemeli;işbir- lıği eksikliği olarak görülmeli" diyor ve AB ülkelerin- de artık "senin teroristin benim teroristimdir" kavra- mının gündeme geldiğini eklıyor. AB'nin Ankara Büyukelçısinın bu açıklamasından kim mutlu olmaz kı. Demek, nıhayet AB ye olsun bu konuda sesimizi duyurmayı oaşarabildik. öylece Bel- çika'da Fehriye Erdal'ı, Fransa' da Dursun Kara- taş'ı ve sadece bizim değil.onlann da teroristi olarak görebileceğiz. Hatta, Almanya'da Karases'çileri, Avrupa'nın he- men tüm ülkelennde PKK için zoria bağış adı altında haraç toplayan, kız-erkek çocuklan sılahlandıranlan da AB bundan böyle teronst olarak nıtelendirebile- cek! Ağanın eli tutulmaz derler ya. Belki de Atina'ya ka- dar uzanacak ve Öcalan Naırobı"ye aşırtanlan da, yine bu listede görmemızi ve tümünü, belki de bir AB Ceza Mahkemesınde yargılamayı da içlerine sindıre- cekler! Çünkü, hem stratejik konumu, hem deneyimli Özel Harp Biriikleri ile.Türkiye öyle anlaşılıyor ki, bırdenbi- re "parjayan biryıldız" haline gelmek uzeredır! Bir Üçüncü Dünya Savaşı hısterisıni bölgemizde uygulamaya koymak isteyenlerin neden olduğu kar- maşadan Ankara'nın da nasibıni almaması olası de- ğil. Bu yüzden zirvede toplantıfar birbirini izliyor. Cum- hurbaşkanı, TBMM Başkanı, Başbakan arasmda me- kik görüşmeleri yapılıyor. Bakanlar Kurulu'nun gün- deminde olduğu söylenilen "Ülke dışına silahlı güç göndermek ya da Türkıye'ye dışandan silahlı güç gelmesine izin vermekle ılgıli kararname taslağının ertelendiği anlaşılıyor. ABD Büyükelçisi, ülkelerinin Türkiye'den asker gönderilmesıne ilişkin bir talepleri olmadığını tekrar tekrar söylemek ihtıyacını duyuyor. Ve, dahası dün TBMM'de Afganistan'a yönelik operasyon için gündem dışı konuşarak, sorunu par- lamerrto çatısının altına taşıyacağı bildirilen Başba- kan, birdenbire böyle bır önerinin kendısinden gelme- diğini söylediği için, Danışma Kurulu'nun aldığı özel gündem karan uygulanmıyor. "> • • • ; Acele işe şeytanın kanştığını ileri süren özdeyiş»- mizi, akıllardan çıkartmamakta yarar var. Savaş his- terisine kapılanlar karşısında.Ankara'nın bu kâh po- litik kâh diplomatik manevralannı bu nedenle sağdu- yu süzgecinden geçırerek, anlayışla karşılamalıyız. Türkiye'nin bu savaşta bölgenin önder ülkesi olma- sı gerektiği masalına dört elle sanlanlara değıl, basi- ret ile adım atılmasını savunanlara destek olmalıyız. Faks: 0212-6770762 obirgitoe-kolay.net ILAN TC ANKARA 29. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Dosya Nayil Demirel Davacı Türk Telekomünikasyon AŞ vekili; tarafindan aleyhinize açılan itirazın iptali dava-. sı ile; Ankara 12. lcra Müdürlüğü'nde yapılan! toplam 696.417.922 TL'lik takibe itirazınızın ıptaline, takibin devamına karar verilmesi talep-" edilmekle: Bu dava ile ilgili ibraz etmek istediğınız bel- geleri duruşma günü olan 13.11.2001 günü sa-' at 10.15 'e kadar göndermeniz veya duruşmaya getirmeniz gerektiği, duruşmaya gelmediğiniz veya bir vekil ile temsil edilmediğiniz takdirde yargılamaya yokluğunuzda devam edileceği ve karar verileceği ilanen tebliğ olunur. Basın: 57126 Nüftıs cüzdanımı kaybettim. Hükümsüzdür. • HÜSEYİNBARUT
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear