Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
5 OCAK 2001 CUMA CUMHURİYET SAYFA
KULTUR kuttur@ cumhuriyet.com.tr 15
Gün geKrçimen deCUMHURCANBAZOĞLU
Altm Portakal'dan altı ödülle çıkan Filler ve
Çimen, ramazan ayını ve uzun bayram tatilini
de geçirdikten sonra nihayet bugün gösterime gi-
rebildi. Sanınz bugünden itibaren de 'cesurfilm'
başhğıyla, bir süre Türkiye'nin gündeminde ası-
h kalacak Dervis Zainı'in bu ikinci uzun met-
rajlısı.
Ilk fılm Tabutta Rövaşata ile ödüllerle önce
yurtdışında rüştünü ispat ettikten sonra burada
kabul görmeyi başaran Zaim, bu kez Susurluk
olayından hareketle
Türkiye'nin son on
beş, yirmi yıhna dam-
gasını vurmuş bir
'dörtgenT, politıkacı,
iş dûnyası, tnafya ve
gizli servis ilişkileri-
ni sorguluyor.
Beş ayn öyküsü ve
kahramanı var yönet-
merun; Güneydogu'da
vatani görevini yaparken sakat kalnıış kardeşi-
ne ameliyat parası arayan bir uzun mesafe ko-
şucusu bayan atlet (Sanem ÇeHk), o^unun iki ta-
rafında da oynamaya hazır bir tetikçi (AB Sür-
meli), kollan her yana uzanmış uyuşturucu ka-
çakçısı (Hahık Bilginer), mafyayla ilişkiye gir-
miş kirli bir politikacı (Büknt Kayabaş) ve her
şeye hâkim bir gizli servis.
Yan tipleriyle ve olaylanyia daha da genişle-
yen bu kadar fazla öyküyü, hiçbir kahramanı öne
çıkartmadan, teknik açıdan son derece basit,
çok başanlı anlatıyor Zaim.
Bizce fılmin gücü burada. Teknik olarak hay-
li belirgin bir kalite sıçraması yapmış yönet-
men. Seyirciyi ilk kareden alıp sonuna kadar
Filier ve Çimen/ Yönetmen: Derviş
Zaim/ Senaryo/ Derviş Zaim/ Görüntü:
Ertunç Şenkay/ Müzik: Serdar Ateşer/
Oyunculan Bülent Kayabaş, Ali
Sürmeli, Sanem Çelik, Haluk Bilginer,
Mustafa Uzunyılmaz, Rıza SÖnmez,
Taner Birsel, Uğur Polat, Taner
Barlas/ 2000, Türkiye yapımı/115 dakika.
aynı tempoda kendine bağlarken, yerli sinema-
da pek alışık olmadığımız şeklide, bol kesme-
ler yerine sahneleri birkaç kare önce birbirini çağ-
rıştıran renkler ve atmosferlerle birbirine aktar-
mayı denemiş.
Ya konu? Kabaca bakıldığında günlük haber-
lerin, kamuoyuna yansımış yapay gerçeğin ar-
dına taşıp, tavır alma, gibi bir endişesi yok Fil-
ler ve Çimen'in. Tamam, Türkiye'nin başına
bela olmuş şer odaklarının aralanndaki ilişki
göz önünde, ama kök nerede?
Dolayısıyla gerçegin yakınlannda dolaşıp Tür-
kiye'nin güncel tablosuna
göndermeler yapan, sar-
kık bıyıklar, yatlar, uyuş-
turucu dili lspanyolca, bol
tabanca, toplu sünnet dü-
ğünleri, çirkin PKK'liler
gibi alışıldık simgelerle
ilerleyen bir film Filler ve
Çimen. Sanınz bu kirli
oyunun başrolünde olanlar
filmi izlediklerinde kendi
güçlerinin bu kadar basite indirgendiğini görüp
'sitem edeceklerdir'.
Her yerde karşımıza çıkan görev bilinci için-
deki bir polis, operasyonlara giden gizli servi-
sin patronu, ölen babanın yerini doldurmaya ça-
balayan bir gencin üstünkörü geçilen eşcinsel eği-
limi gibi sıntan birtakım yanlar da var, ama bun-
lar başanyı gölgelemiyor. Temelde Serdar Ate-
şer'in müziğiyle iyi okuduğu başanlı bir ikinci
film çıkmış ortaya.
Derviş Zaim, gerçek olaylar üzerine bir kur-
maca yaparak kendi gözünden çimenlere ve ta-
rihe dönem filmi tatlan taşıyan bir fılm sunu-
yor; üzeri çabuk örtülen Susurluk'u anımsa-
tacağı, çok tartışılacağı kesin, ama ya sonrası... Başroüerden Odsini HalukBflgmerfle SanemÇefik oynuyor
Usta, yaşama döndü'Duvar'ın yıkılmasıyla son on yıl-
dır bölgenin adeta ABD'si oldu Tür-
kiye. Ciddi ekonomik sorunlan olan
komşulann yeni umudu. Girmesi
kolay. hareket etmesi, kaçak çalış-
ması daha kolay. Satacak bir şeyi
olan, bavulu kapıp yann burada; ki-
mi tezgâh açıyor, kimi bakıcı, kimi
asgari ücretin yansına en pis işler-
de çalışmaya hazır. Kimi de rüyasın-
da gördüğü bol dolar uğruna vücu-
dunu satıyor... Türkiye'nin fazla sor-
gulamadan, tartışmadan bünyesine
kabul ettiği bir fotoğraf bu. Ancak
bu kadar kolay hazmedilecek bir tra-
jedi mi, Nataşa diye kodlanmışlann
sorunu?
Özgentürk'ün son filmi Balalay-
ka, sorunun kaynağına hiç dokunma-
dan Rus fahişelerin durumunu oto-
büse adım attıklan andan itibaren ele
alıyor ve gündeme getırmeyi deni-
yor.Film, başlangıçta birtabut uğru-
na Batum'a kadar gitmiş üç Türk
kardeşin öyküsü. Baba vasiyeti üze-
rine bir dostun kemiklenni tabuta ko-
yup Türkiye'ye taşıyacaklar. Anne-
babanın erken aynlığı sonucu, bir-
birleriyle fazla yaşayamamış üç fark-
lı erkek; alışkanhklanna bağlı ağa-
bey Necati (Yücd), feleğin çembe-
rinden gecmiş ortanca Hasan (Da>-
ran) ve de Almanya'da büyümüş
ufaklık Mehmet (Güven).Batum'a
BalalaykaV Yönetmen: AH
_ özgentürk' Senaryo: Işıl
Özgentürk Görüntü: Mirsad
Heroviç/ Müzik: Aşkın
Arsunan Oyuncuiar Uğur
Yücel, Cem Davran,
Yekaterina Rednikova,
Narczha Gorclova, Ercan
Yazgan, Ozan Güven, Atalay
Uluışık, Alla Juganova/ 2000,
Türkiye yapımı/120 dakika.
gidiliyor ve şans bu ya, çok iyi Türk-
çe bilen komşu kızın (Rednikova)
yardımıyla bürokratik işlemler hal-
lediliyor ve tabut Türkiye seferine
hazır otobüse yerleştiriliyor.
Sinemamızda ilginç dönemeç
Otobüsün belirlenmesiyle, öykü
hem vites yükseltiyor hem de baş-
ka bir yola sapıp Türkiye'ye fuhu-
şa giden bir grup genç güzel kadı-
nın masalına dönüşüyor. Bundan
sonrası yol boyunca bu trajikomik
oyuna bir yerinden gırip çıkan kız-
lann alnındaki Nataşa etiketini sıyı-
np gözlerinin içine bakmak isteyen
bir yönetmenin serüveni...
Balalayk,a sinemamız için ilginç
bir dönemeç; meydanı tamamıyla
gençlere bırakıp arada bir sudan öy-
külerle sahaya inmeye tenezzül eden
yorgun ustalann, sinemayı başka ad-
reslere akıtmaya heveslilerin arasm-
da Özgentürk, türlü zorluklan aşıp
yaşama dair bir şeyler anlatma en-
dişesiyle dönüyor.
Ashna bakılırsa aceleye gelmiş
şanssız bir film Balalayka; Kemal
Sunal'ın kaybı, belkemiği kınlmış
bir senaryodaki değişiklikler, tiple-
melerdeki birtakım aksaklıklar, bü-
yük moral bozukluğu arasında biti-
rilmesi bile önemli bizce.
Oyuncularagelınce; ilk yan 'Ben
bu fümde ne anyorum', dıyen bir
Uğur Yücel'den sonra ikinci yan
özellikle yakın planlarda çok iyi,
öyküye kendini veren bir oyuncu
var beyazperdede. Cem Davran da
bir dolu sabun köpüğü TV deneyi-
minden sonra ilk kez üzerine tam
oturmuş bir tiple karşımızda. Rus
oyuncuiar ise yabancı olduklan bir
dokunun, anlayışın içinde son dere-
ce ölçülü bir yorumla Türk meslek-
taşlanndan rol kapmayı başanyor.
Görüntü ise filmin vitrinlik ilk
kalemi; özenle çalışılmış ve Özgen-
türk'ün şiirsel diyaloglannı iyi sar-
malamış Heroviç, otobüsün dar me-
kânındaki handikabı kamerasını
sürekli dolaştırarak yenmeyi
beceriyor. *
YENİ BASLAYANLAR •• YENİ BASLAYANLAR. YENİ BAŞLAYANLAR.
Hlgh Lander: Endpame/ savagçı
Yönetmenliğini Doug Aarniokı»
s
k>'nin yaptîğı Fıl-
min başrollerini Christopher Lanıbert ve Adrian Paul
paylaşıyor. VVffliam Panzer ve Pe«r Davis'in yapımcı-
hğını üstlendikJeri film, 'tskoçyah' efsanesinın son aya-
ğı. 1990'larda New York'ta, sıradJ" bir hediyelik eşya
dükkânında, günün monoton akışı i«>nde duyulan kor-
kunç bir patlama Conor MacLeod'u çok eskılere götü-
nır.
Conor, vatam olan Iskoçya topraklannda acıyı ve
ölümü kanh Ingiliz savaşlanndan v°
k
daha önce yaşa-
mıştır. Ölümsüzlüğüyle sıradışı bir varoluşa sahip olan
Conor, kısa sürede yobaz din adani'
a n n ı n
hedefi hali-
ne gelmiş ve ölümsüz olduğu için
ona zarar veremeyeceğini bilen
bu adamlar, onu en can alıcı ye-
rinden vurmakta gecikmemişler-
dir. Conor, kendisi yüzünden ya-
kılarak öldürülen annesinin çare-
siz haykınşlanna seyirci kalmak-
tan başka bir şey yapamamıştır.
Yüzyıllar süren uzun yaşamı bo-
yunca huzur ve banş ararken sev-
diklerini yitıren, acı ve nefretle
yüzleşmek zorunda kalan Conor,
bu patlamada da öz kızı gibi bü-
yüttüğü Rachel'i yitirir.
0 Brother Where Art Thou? /
Nerdesln be Blrader?
Hollywood'un sıradışı isimlerinden Jod ve EtfaanCo-
en kardeşlerin son filmi olan 'Nerdesin be Birader?' Mis-
sissippi'de hapisten kaçan üç kafadann heyecanlı, duy-
gusal ve komik hikâyesini konu ediyor.
Filmde 'Outof Sight' ve geçen yıl rol aldığı, gişede
büyük rağbet görmüş 'Three Kings' filmlerindeki ba-
şansıyla adından söz ettiren George Clooney de çılgın
hapishane kaçkmmı canlandınyor.
Ağzı bozuk, haşin bir adi suçlu olan Everett Ulys-
ses McGill, taş kırarak daha fazla zaman kaybetmemek
için, kandırdığı jki zavallı mahkûmla birlikte ağır ce-
zaya çarptınldığı Mississippi'deki
hapishaneden kaçar. Özgürlüiklerini
ve kör bir kâhinin söz ettiği toprağa
gömülü bir hazineyi aramak için,
prangalanndan bile kurtulmadan ha-
yatlannın en maceralı yolculuğuna çı-
kan garip üçlü, onlan tekrar hapisha-
neye tıkmak isteyen kurnaz ve esra-
rengiz kanun adamı Cooley ile de
amansız bir zekâ savaşına girişir. Yö-
netmen Joel ve Ethan Coen kardeş-
ler, üç kafadann macerasını senaryo-
ya dökerken Homeros'un klasik eseri
'The Odyssey'den ilham almışlar.
tZLEYİCİGÖZCYLE / ERDALATABEK
Hem neşenin,
hem hüznün sesiBir yol filmi gibi görünüyor ama değil.
• Balalayka insan duyarlılıklannın bir oto-
büsün içinde ve biryolcuîuk süresince ya-
şanıp sınandığı bir film. Dokunmalann.
tutunmalann, ısmmalann içinde ve ya-
nında irkilmelenn, kopmalarm, soğuma-
lann da yaşandığı bir film. Hayatı anlatı-
yor. tnsanlann hayatını anlatıyor. Dünya-
daki hayatı anlatıyor. Başansı, filmin kav-
ramsal açıstna dayab.
Batum'dan kalkıp Türkiye'ye gelecek
olan birotobüs, yolculannı bekliyor. Yol-
cuJannın çogu, Türkiye'ye gelecek olan
Rus kadınlan. önce bu kadınlan tanıyo-
ruz. Kadınlan ve aynlışlannı. Bir tiyatro
oyuncusu, güzel bir genç kadın, arkadaş-
laruun hazırladığı vedatoplantısmdan göz-
yaşlanyla aynlıyor. Daha büyük bir tiyat-
roda oynamak özlemi mi, iyi birevliiik yap-
ma isteği mi,
para kazan-
mak için fu-
huşyapmani-
yeti mi? Yok-
sa,neçıkarsa
bahtınaoyunu
mu?
Önemli
olanbunubil-
mek değil,
önemli olan
bir genç kadı-
nın yaşadığı
yerden kopu-
şu, yeni birge-
lecek arayışı.
Annesin-
den aynian
başka bir genç
kadın. Çocu-
ğunu annesi-
ne bırakarak
otobüse bine-
cek olan genç
ve güzel başka
bir kadın.
Sevgilisine
"Bana gitme
âV diye yal-
varan ama is-
tediği sözleri
*?
S
?
TU
?JÎL, Ağabey Necati (üğur Yücd) ve Rus kadınlan içinde
b^kTbir^ endikkatçekaıimlenYekaterina Rednikova.
Balatayiia, insan duvarhhklannın birotobüsün içinde
ve bir yoiculuk süresince yaşanıp sınandığı bir film.
dm. Kocasından kaçan bir kadın. Bir de,
fihnegirerkentanıdığımız genç birkız,aya-
ği aksayan, duru bakışlı, çocuk gülüşlü
gençkız.
Oç genç adam da, üç Türk, babalannın
vasiyeti üzerine tabutunu memlekete gö-
türmek için Batum'a gelmişler, aynı oto-
büsle dönecekler. Büyük oğul Necati (Uğur
Yficd), ağırbaşlı, kurallara düşkün, suskun,
hayatını kapalı birkutu gibi yaşayan oğul.
Ortanca, gemici Hasan (Cem Davran),
dünyayı dolaşmış. feleğin çembennden
geçmiş, girgin. hayatını "her şeyin >x)lu bu-
lunur" felsefesi üzerine kurmuş birisi.
Küçük oğul Mehmet (Ozan Güven), Al-
manya'da yaşayan, her iki ağabeyine de ya-
bancı, daha çok gözlemci, olaylan anla-
mayaçaiışan birgenç. Otobüs şoforü (Er-
can Yazgan) gerekli talimatlan almış. ka-
dınlan nereye götüreceğini bilen, deneyım-
li bir eleman. Yardımcısı (Atalay Uiıüşık)
ile birlikte Batum'dan yola çıkıp Istanbul
Aksaray*akadar bildik bir yoiculuk yapa-
caklar.
Yoiculuk sırasında otobüste insan dav-
ranışlannınherçeşidı görülüyor. Hasan'ın
girişımci yönüyle kadmlara yaklaşımm-
dakı rahatlık, Necati'nin mesafeli ve ka-
palı duruşu, Mehmet'in hem istekli hem
çekingen halleri. Rus kadınlan içinde en
dikkat çekenleri Tanya (Yekaterina Red-
nikova), tiyatro oyuncusu (Nadezha Go-
rdova) ve Luba. Yakın planda kadmlann
insan yanlannı tanıyoruz.
Duyarlı, anlayışh, hayatlannı değiştir-
mek isteyen, arayışlan olan kadınlar Bu-
raya gelirken "netere evetdediklerini" bi-
liyorlar ama yeni fırsatlara da açıklar. Ha-
yatlannı değiştirme istekleri, daha önem-
lisi azimleri var. Verdikleri karann, ya-
kınlan tarafından desteklenmediğini bil-
menin yalnızhğını da çekiyorlar. Ama ar-
tık geri dönüşlen yok; hep daha ileriye, da-
ha yeniye gitmek zorundalar. Yapacakla-
n en körü iş fuhuş. Ona da bir "para ka-
zanmabiçBn"
olarak bakı-
yorlar. Konu-
nun bu yanı
keşkebiraz da-
ha yakın plan-
da işlenseydi.
En iyi bek-
lentilerdenbi-
risı evlenmek.
tyi bir adam
bulmak ve ev-
lenmek. Uzak
bir olasılık da
olsa, "adam-
Iar"dan sıkça
söz ediliyor.
tyiydi ya da
kötüydü gibi.
Hayatlannda
erkeklerin çok
önemli rolleri
var. Kapalı ku-
tu Necati ile
iyi yürekli
Tanya arasın-
daki yakınlaş-
ma,umutvaat
ediyor. Luba
da Hasan'ın
şakacı tavıria-
rına kendini
kaptırmış du-
rumda. Ayağr
aksayan genç
kızla da şofor muavini yakmlaşıyorlar.
Ama hayat neler gösterecek?
Balalayka, hem neşenin hem hüznün
sesidir. Hayat, insanJara hepsini yaşatacak-
ür. Insanlar da hayatm içinde hem neşeyi
hem hüznü birlikte yaşayacaklardır. Bel-
ki de bu yoiculuk hıç bitmeyecektir, umut-
la umutsuzluk arasındaki bitmeyen bir
yolda sürüp duracaktır. Basanlı bir film
gördük. Yaşadığımız ortak günahlan da.
Sağlam bir kungunun içi duyarlılıkla işlen-
tniş. Oyuncu kadrosunun >1iksek perfor-
manslan dafilminbaşansında büyük bir
rol oynuyor.
Uğur Yücel ve Cem Davran, olağanüs-
tü bir oyunculuk sergiliyorlar. Ercan Yaz-
gan ve ötekiler de çok iyi oynuyorlar. Rus
kadınLannda her oyuncu, kultürlennın ne-
şe ve hüzünlerini incelikle yansıtıyorlar.
Müzik çok başanlı, görüntülersıra dışı. Yö-
netmen AMÖzgtmtürk'ü kutluyorum. Uzun
süredir beklenen fılminı yaptığını düşü-
nüyorum. Işıl Özgentürk, bu başanya se-
naryosuyla bü>aik bir katkıda bulunmuş.
Bence, Balalayka'yı görün ve önyargı-
lannızi bir daha düşünün.
Yüzyılın ilk Oscar
ödülü tartışılıyor
KiUhîrSenisi- Yüzyı-
lın ilk Oscar ödülü han-
gi filme verilecek? Bu
soru şu sıralar Holh/wo-
od'dahararetletartışılıyor.
13 Şubat'ta açıklanacak
olan ödüllerin daha şim-
diden tartışılmasmın ne-
deni, ABD'de tam 11 ay-
n eleştirmen örgütünün
bu ay içinde kendi be-
ğendikleri fılmleri açık-
layacak olmalan.
Sınema çevrelerinde
genel görüş, 2000 yılı-
nın büyük film şirketle-
ri için berbat geçmiş ol-
duğu. Bu nedenle ortada
doğal bir favori film yok.
Buna karşılık yeni ve ba-
ğımsız fılm şirketleri bir
dizi ilginç filmle Holly-
wood'a imzasını attı.
'QuiDs', 'Best in Show',
'Crouching Tıger',' Hid-
den Dragon', 'Requiem
for a Dream' ve 'You Co-
unt on Me' gibi.
Öte yandan bü>ük şir-
ketleryılın son haftasına
iki bombayı saklamadan
edemedi: TomHanks'in
bir adada mahsur kaldı-
ğı'CastAwa>'ileKüba
bunalımı sırasında ABD
devlet başkanmın danış-
manı rolünde Kevin Cost-
ner'ın yer aldığı 'Thirte-
en Da>?'. Bu filmlere bir-
çoklan şu filmleri de ek-
liyor:'TaÜı Bela', 'Wbn-
der Boys', 'Almost Famo-
us', 'Gladyatör' ve 'Ta-
vuklar Fırarda'. Yalnız-
ca bir dalın ödülü konu-
sunda genel bir görüşbir-
liği egemen: En iyi yönet-
men Oscar'ına StevenSo-
derbergh'in aday göste-
rileçeğinde. Ama hangi
filminden dolayı? 'Tatlı
Bela' mi yoksa Traffic'
mi? Eleştirmenlerin ve-
receği ödüllerden pres-
tiji en yüksek olanı Gol-
den Globe. Bu ödülü
'Hoövkvood Foreign Press
Association' veriyor, ya-
ni Hollywood'daki ya-
bancı gazetecilerin mes-
lek kuruluşu Ne varki bu
tür ödüller her zaman Os-
car'lapek denkdüşmü-
yor. Örneğin geçen yıl,
Hollywood'da yaşayan
Isveçli yönetmen Lasse
HaBström'ünfilmi'Tan-
nnın Eseri Şeytanın Par-
çası' bu derneklerin hiç
dikkatini çekmemişti.
Oysa bu fılm 7 Oscar'a
aday gösterildi ve ikisi-
ni de aldı. Bu yılın en iyi
yabancı film kategori-
sinde Oscar'a aday gös-
terilecek fılmler arasm-
da Danimarkalı yönet-
men Lars von Trier'in
'Karanlıkta Dans'ının
olacağmı kesin gözle ba-
kılıyor. Binyılın ilk Os-
car'lannm kimlere veri-
leceğini 13 Şubat'ta gö-
receğiz.
İş Sanat Kültür Merkezrnde
danslı ve müzikli geceler
• Kültür Servisi - tş Sanat Kültür Merkezi, yenf'"
1
yılın ilk günlerinde bir dans gösterisi ve piyano
resitaline ev sahipliği yapacak. Koreografisini Nil
Berkan'ın üstlendiği, Devlet Opera ve Balesi
dansçılannın rol aldığı 'Ballet Comique lstanbul'
başlıklı gösteri yann saat 19.30'da İş Sanat'ta
yapılacak. 'Bayram Sabahf (müzik: Balık Ayhan),
'Eski Şarkılar' (müzik: Zeki Müren, Arif Sami
Toker, Erol Sayan) ve 'Münasebetler' (müzik:
Mısırlı Ahmet, Kamil Erdem) başlıklı üç
bölümden oluşan gösterinin dansçılan arasında Nil
Berkan, Oktay Keresteci, Nur Berkan, Lale Sezgin,
Ilke Kodal bulunuyor. 9 Ocak Salı günü ise saat
19.30'da Rus pıyanist Boris Berezovsky, Iş Sanat'ta
bir piyano resitali verecek. Piyanist
Rahmaninov'un 'Moments Musicaux\ Medtner'in
'Night Winds' ve Ravel'in 'Valses Nobles et
Sentimentales', 'Gaspard de la Nuit' ve 'La Valse'
adlı eserlerini seslendirecek.
Bilgi Eğitkn'de 2001
Kış Dönemi Prograım
• Kültür Servisi - Bilgi Oniversitesi'ndeki Bilgi
Eğitim 2001 Kış Dönemi, Pmar Kür, Gündüz
Vassaf, Mithat Bereket, Metin Üstündağ, Balkan
Naci Islimyeli, Hüseyin Alptekin, Enis Rıza
Sakızlı, Tuncer Cücenoğlu, Nesrin Topkapı gibi
alanlannda uzman olan kişilerin katılımıyla 22
Ocak 2001 tarihinde başlayacak. Program, kültür-
sanat, dünya dilleri ve bilgisayar olmak üzere üç
ana başlık altında toplanıyor. Bilgi Eğitim'in
kültür-sanat atölyelerinde yazarhktan televizyon
haberciliğine, yoga ve meditasyondan Çin
masajına, oryantal danstan Latin Amerika
danslanna kadar birçok atölye yer alıyor. Kayıtlar
19 Ocak tarihine kadar yaptınlabilir. (292 86 99)
Beş dilde yayımlanan yeni bir
dergi: Autodafe'
• Kültür Servisi - 'Autodafe' adlı dergi yılda 2
sayı ve 5 dilde çıkacak: Atina, Barselona,
Milano, New York ve Paris'te aynı anda, aynı
içerikle ve yayımlandığı ülkenin diliyle. 'Baskı
altındaki yazarlarla dayanışma parlamentosu',
aralannda Avrupa komisyonu da olan bazı
kuruluşlann desteğiyle bu dergiyi gün ışığına
çıkardı. 'Autodafe' sözcüğü, engizisyon
mahkemesince 'kâfirlikle' suçlanan ve yakılarak
öldürülen bir kişinin davasının adı. Ama bu ad
daha sonra bu cezanın infazı, yani insanlann ve
kitaplann açık alanlarda yakılması anlamında
kullanılmaya başlandı. Derginin genel yaym
yönetmeni Christian Salmon, yazdığı önsözde,
Iran. Afganistan, Bangladeş ve Cezayir'den
yazarlann baskı altında tutulması, ölüm emrine
hedef yapılması ve birçok kişinin de daha sesi
fazla duyulmadan öldürülmesinden örnekler
veriyor. Derginin ilk sayısında tanmmış adlarla
henüz tanınmamış imzalar bir arada: Salman
Rüşdü, Jacques Derrida, Bei Dao, Antonio
Tabucci ve Memed Uzun.
BUGÜN
• BABYLON'da saat 23.00'te Laika'nın
dinletisi gerçekleşecek. (292 73 68)
• tSTANBUL SANAT MERKEZİ 2. K4T'ta
saat 20.30'da 'Ormanlann Hemen Önündeld
Gece' adlı oyun sahnelenecek. Ardından oyun
üzerine bir söyleşi gerçekleştirilecek. (254 96 96)