02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 5 EYLUL1999 PAZAR 4 DEPREM DUNYADA BUGUN ALİ SİRMEN 'NedenBen?' Sevgili, "Good evening ladys and gentlemen" diye baş- lıyor anons ve sürüyor: "Meksıka Havayollan'nm New York-Acapulco seferiniyapmakta olan..." Sen, koltuğunun arkasını dikleştirmiş, kemerini bağlamış. koca uçağın içinde sarsıla sarsıla, her kez başlangıçtaki gibi, anlatılmaz duygular içinde, dikilmenin ilkel heyecanını iliklerinde duyarak, pist- te saatte 220 km'yi aşan bir hızla ilerlemektesin... Birazdan bulutların üzerinde olacaksınız. Sen düğmeye basıp hostesi çağıracak, yerden 7000 m. yükseklikte, melez güzelin getirdiği. kapağını açar- ken çıkan çıt sesi içıni ısrtacak olan küçük şişede- ki viskiyi buzlu bardağına doldururken, birazdan va- racağın Acapulco'yu ve güzel sıcak tatili düşüne- ceksin. Dışarda ay tşığı, sonra pilotun anonsu: "Şu an- da 25.000 feet yükseklikte uçuyoruz, yaklaşık 50 dakika sonra ineceğimiz Acapulco 'da hava açık, sıcaklık 30 derecedir." Her şey normal ve yaşam güzeldir. Ama bu kez öyle olmayacak, uçak inişe geçtiği sırada sarsılacak, piste garip bir şekilde yaklaşma- ya başlayacaktır... Yaşamın akışı birden degişmiştir ve günlük ya- şamın olağanlığı karabasan gibi bir sıra dışılığa dönüşmüştür. • • • _ Sevgili, ' Ya da sen, güney kıyılannda sürücünün yanın- daki koltukta, otelinden yeni bir güzel koya dogru yol alırken, gazetede Meksika Havayolları uçağı- nın öyküsünü okuyorsundur. Ama bu kez duygulann değişiktir. Senin duygu- lann günlük yaşamın olağanlığıyla. dinlencenin ola- ğanüstü güzelliğinin açı ortayından bir sağa bir sola gidip gelmekte ve için kıpır kıpır etmektedir. Üzülüyorsun uçak kazası haberine, ama insanoğ- lunun edebi iyimserlıği içinde, bu haberi okuyan- ların hepsinin düşüncesinı paylaşıyorsundur: "Ca- nım benim başıma gelmez ki..." Hep öyledir Sevgili, düşen uçaklar, yıkılan bina- lar, bir lanet gibi insanlann üstüne üstüne gelen lav- lar ve çamurlar, raydan çıkan trenler, hep başka- lannin başına gelir. . . Oysa... • '•' Öyle bir an olur ki, herkes yaşamının olağan akı- şının birden kesildiğini ve sonu belirsiz bir doğrul- tuya yöneldiğini görüverir. Örneğin güzel bir sabah, arabasıyla, yıllardır kı- pırdamadan yerinde duran viyadüğe giren sürücü, aniden önündeki yolun çöktügünü götdügünde, uçu- ruma yuvarlanırken, birden saydamlaşan boşluk- ta yankılanan şu soruyu sorar: "Neden ben?" O sırada oradan geçen o değil de başkası da ol- saydı, aynı soruyu soracaktı. Ve kuşkusuz o da, eğer vakit olsaydı, aynı buz gibi yanıtı alacaktı: "Neden olmasın?" Sorunun yanıtı başka bir soru olduğuna ve so- ran kim olursa olsuıryanıt değişmedlgine göre, ayni durumda herkesin bu sorduğu "Neden ben" sorusunun bir anlamı yok demektir. •- ' • lj - ;i » • • • ıtfiç <"*"•« Sevgili, Bu kez afet bizi toptan vurdu. Üstelik artık bili- yoruz ki, bugün başkasının başına gelen yann bi- zlm de başımıza gelebilir. Çünkü hepimiz, Türkiye denen sallanan tekne üzerinde yaşıyoruz. Artık olağanın birden anlamsız bir olağandışına dönüşmesi yalnız başkalarının başına gelebilecek bir şey değil. Öylesine uyandık ki afet konusunda, bundan böyle şu nafile "Neden ben?"\ desorma- yacağız. Tabii ki korkunç bir durum. Ama korkunç durumun ortaklığı, hepimizi birbi- rimize daha çok bağladı; kişisel köşe dönüşlerin anlamsızlığını daha iyi anlattı; eskiden kişisel olan açıları ve sevinçleri ortaklaştırdı. Çözümü dışardan ve yukardan bekleme alışkanlığının yerine, hep bırlikte kolları sıvayıp bir araya gelme duygusunu arttırdı. Yer sarsıldı, bunlar oldu. • . . . Keşke sarsılmadan olsaydı. Tekzip Cumhunyet gazetesinın Sayın Isiam Kerimov'a ya- pılan suıkastla. Fethullah Gülen'ı ırtıbatlandırması apaçık bir ıftiradır 20.06.1999 tarihlıÇum- huriyet gazetesinde Özbe- kistan Cumhurbaşkanı ls- lam Kenmov'a yönelık dar- be ve suikast gınşımindebu- lunanlann Fethullah Gülen ilc ilişkih olduğu yolunda iftira niteliginde bir yayın yapılmıştır. Bu iftira uzun süreden be- ri bazı basın organlannın kendılerinı hem hâkım hem savcı yerine koyup müvek- kilimizi gerçek dışı ıddialar- la kamuoyu nezdınde mah- kûm etme çabalannın bir ürünü olup. Türk yanpsı ver- diğı çok sayıdaki kararlany- la bu çabalann Fethullah Gü- len'e yönelik hukuka aykı- n bir saldın niteliginde ol- duğunu ortaya koymuştur. Aynca. sagduyuiu kamuoyu da bu haksızsaldınnın ardın- da. üikemızde uzlaşma. di- yalog ve hoşgörü ortamınm gerçekleşmemesi çabasmın yattığını bilmektedir. Dığer yandan bir kez da- ha vurgulamakisterizki. Fet- hullah Gülen tarafindan sa- vutıulan ve gerek ülkemiz- deıgerek dünyada farklılık- lara saygılı bir banş ve uz- laşma zemıni oluşturulma- sma yönelik düşünce ve fa- alıvetler. bütünüyle anayasal hak ve özgürlüklenn çerçe- vesınde ortaya konmakta olup. ılmı ve fikn bu faalı- yetin nerede ve hangı biçim- de olursa olsun herhangi bir darbe veya suıkastla ılışki- sının olabılmesı söz konusu dahi olamaz. Aynca herkes, müvekkilimızın Özbekistan gibi dost ve kardeş ülkelere karşı nasıl dennden birsev- gi beslediğını ve onun bu ül- kelerdeki iç siyasi olaylara kanşıp o ülkelerin curnhur- bas.kanlanna veya dıger yö- neticılerine yönelik şiddet veya benzeri türden hare- ketlerin karşısında olduğu- nu çok ıyi bilmektedir. Nitekım müvekkılimiz, Türkiye"de de sorunlann çö- zümünde her türlü şiddet ve benzeri yöntemlen kınadığı- nı ve bunlan asla tasvıp et- medığini kamuoyu önünde defaatleaçıklamıştır. Bu apa- çık gerçeklere ragmen, mü- vekkilimizin özbekistan Cumhurbaşkanı Sayın Islam Kenmov'a karşı söz konu- su yayınlarda ıddia edildigı türden eylemlerle ılıntilen- dirilmesi, Sayın Gülen'in nasıl ağır bir karalama kam- panyasıyla karşı kaışıya ol- duğunu bir kez daha göster- mektedir. Bu nedenle Fethullah Gü- len "in, bu vayınlarda ileri sürülen Ğzbekistan'daki olaylarla uzak yabn hiçbir bağlantısının olmadığinın ve olamayacağının özellik- le altını çizmek ıstiyoruz. Bunun aksıni iddia edenle- rin iddıalannı kamuoyu önünde ıspata davet ediyor, bunu yapmadıklan takdir- de ise en büyük müfteri du- rumuna düşeceklerini açık- ça ılan edıyoruz. Bu vesi- leyle Fethulİah Gülen'in Öz- bekıstan'ın da içinde bulun- dugu Türkdünyasındabanş ve istikran bozucu her tür- lü davranışın karşısında ol- duğunu ve bu kardeş ülke- lerin her alanda daha da ile- riye gitmesine yönelik ma- nevı ve fikn destek ve gay- retine devam edeceğini ka- muoyuna duyurur, saygılar sunanz. Fethullah Gülen Vekili Av. OYhan Erdemlı Depremzedelere 300'er milyon Istanbul Valiliği, yurttaşlardan gelen yardımlann Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı'na aktanldığını, buradan da evlerini kaybeden yurttaşlara ulaştınldığmı açıkladı tstanbul Haber Servisi - Istanbul Valiliği, deprem nedeniyle ilde çok sayıda ölü ve yaralının yanı sıra yaklaşık 10 bın ailenin yeniden iskân ihtiyacının ortaya çıktığını belirtti. Içişleri Bakanlığı'nın "Afet illerinde toplanan \ardımlar kendi ihtiyaçları için kullanılacak, merkezdeki hesapiara intikal ettirümeyecek" talimatı dogrultusunda toplanan yardımlann Istanbul Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı'na aktanldığını. buradan da depremde evleri enkaz haline gelerek yakınlannı ve tüm eşyalannı kaybeden ailelerin hesaplanna 300'er milyon yatınldığı kaydedildi. tstanbul Valiliği'nin yazılı açıklamasında, deprem felaketinin ardından ilde yapılan her kuruş yardımı amacı dogrultusunda kullanmanın, herkesin vicdani ve ahlaki sorumluluğunda bulunduğunu, yapılan yardımlann mutlaka bu doğrultuda kulianılacağını bildırdı Körfez bölgesini vuran 17 Ağustos depreminin İstanbul'u da önemli ölçüde etkilediği anımsatılarak "afet illerinde toplanan yardımlar kendi ihtiyaçları için kullanılacak, merkezdeki hesapiara intikal ettirilmeyecek" talimatı dogrultusunda toplanan yardımlann tstanbul Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfi'na aktanldığını ve tüm eşyalannı kaybeden ailelerin hesaplanna 300'er milyon yatınldığı kaydedildi. Açıklamada özetle şöyle denildi: "tstanbul Valiliği, paranın öncelikle İstanbul'daki deprem yaralannuı sanlması amacıyla İstanbul'un ihtiyaçlannda kullanılmak üzere topİandığı gerçeğinden hareketle Başbakanlık ve Içişleri Bakanlığı'na yazıb olarak başvumlarak ilimizde kışı geçirmek üzere geçici iskân imkanlannı aradığunız yaklaşık 10 bin aile için bu kay naktan kira yardımı yapmak ve geçici iskân sorununu bu şekilde çözmek amacıyla resmen izin istennüş olup gelecek karar beklenmektedir. Verilecek taümata göre hareket edilecektir. Sosyal dayanışma ve yardımlaşma vakıflan. Türkiye'de bütün il ve ilçelerde yasayla kurulmuş vakıflar olup yönetüni, işley işi. hesaplannın kullanımı sıkı kurallara bağhdır ve denetimi devlet tarafindan yapılmaktadır. İstanbul'da yapılan her kuruş yardımı amacı dogrultusunda Ahmet Sağar '150 çadırkent kuruldu' Haber Merkezi - Başba- kanlık Müsteşan ve Başba- kanlık Kriz Yönetim Mer- kezi Başkanı Ahmet Şağar. görevlerinin, devletın bü- tün olanaklarmı deprem böl- gesine seferber etmek ol- duğunu belirterek. bu amaç- la bölgede görev yapacak, her türlü olanak ve personel ile donatılmış özel bir örgüt kurulmasına gerek görül- düğünü bildirdi. Şağar, bu- na ilişkin çalışmaların de- vam ettiğini ve birkaç gün içinde sonuçlandınlacağı- nı söyledi. Şağar, 150"ye yakın ça- dırkentte 80 bine yakın va- tandaşa hizmet götürüldü- ğünü söyledi. Dün sabah ıtı- banyla deprem böigesinde ölü sayısı 14 bin 936'ya yükseldi. Depremde yarala- nanların sayısı ise 24 bin 24 oldu. Cumhurbaşkanı Süley- man Demirel. Bulgaristan Devlet Televizyonu 'nda ya- yımJanaBröportajında,Tüık iıısanınıtı güçlü, Türk eko- nomisinin de dinamik ol- duğunu belirterek "Tûrki- ye yaşadığı deprem acısına yenik düşmeyecek güçtedir. Ekonomik hasan 2 yıla ka- dar karşuanz" dedi. Başbakanlık Müsteşan ve Başbakanlık Kriz Yöne- tim Merkezi Başkanı Ahmet Şağar, merkezin Marmara depremi ile ılgili bugüne kadar yürüttüğü çalışmalar ve son durum ile ilgili bir ba- sın toplantısı düzenledi. Başbakanlık Kriz Yöne- timi 'nın depremden hemen sonra saat 04.30 itibanyla göreve başladığını kayde- den Şağar. Knz Değerlen- dirme ve Takip Kurulu'nun da saat 06.30'da toplanarak ilk değerlendırmesini yap- tıgını belirtti. Marmara Böl- gesi'nde yaşanan deprem felaketinin ardından ölü sa- yısı 14 bin 936'ya yüksel- di. Depremde yaralananla- nn sayısı da 24 bin 24 ol- du. Artçı depremler Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Ensti- tüsü yetkilileri Çmarcık'ta dün 01.16'da2.9, tzmit'te 01.39'da 3.2, Adapaza- rı'ndan 03.00'te3.0, Çmar- cık'ta 03.43'te 3.0, Adapa- zan'nda03.52'de2.9,Yalo- va'da 04.01'de 3.6, Gebze'de ise 04.45'te 3.3, 13.30"da 4.2 büyüklügünde toplam 7 sarsıntı meydana geldiği- ni bildirdi. Yaşam normale dönüyor, ama hiçbir şey esMsigibi olmayacak Depremin ağır sonuçlara yol açüğı G^lcük'te deniz bir zamanlar kendisinden altnanı bu kez fena halde geri aldı. Deprem coğrafyayı değiştirdi4 ARİFKIZILYALIN GÖLCÜK / DEĞIRMENDERE - Tûrkiye'yi sarsıp, Marmara'nın büyiUc bölümünü yerle bir eden doğal afetin 18. gününde yeniden depremin merkez üssü Gölcük'teyiz. 20 gün öncesinin o ışıl ışıl, rengârenk, alabildiğine canlı ilçesi gitmiş, yerine sanki ölü bir yerleşim merkezi gelmiş. İlk bir hafta dökülen gözyaşlan, yere göğe sığrnayan yardım çagnlan yerini. 'sessiz, kırgın, çaresiz' bir bekleyişe bırakmış. Kimi son bir umutla toprağın altında kalan 'eşyasmı*, 'parasını' kurtarmak için kırmızı çarpıh yıkıntılann üzerinde dolaşıyor, kimi ise enkazdan canlı çıktıği görülen, oğlunu, kardeşini, eşini arıyor. Felaketi, 'az hasarla* atlatanlann tek beklentisi ise hayatın bir an önce 'yaşanılabilir' hale dönmesi. Gerçi, bölgede hâlâ para ile satın alınabılecek şey sayısı çok az ama (Sigara, gazete, dergi. alkollü içecek) o açılan tek tük dükkânlar bile depremzedelerin içinde umut çiçeklerini yeşertmeye yetiyor. Afllatan tegekkür' Deprem felaketinin şokunu üzerinden atmaya çalışan Gölcük ve Değirmendere halkı, yabancılara yani yardım için bölgeye gelenlere teşeklcürlerini dile getirmekten geri kalnuyorlar. Bireysel ve kurumsal yardım araçlannın etrafmda toplanıp, 'gereksinimine' göre torbasını doldurmaya çalışanlar ağlamaklı gözlerle, "Vatandaş koştu, asker koştu, sıra devlette" demekten geri kalmıyorlar. 20 gün öncesine kadar Kavaklı'mn yerleşiğiyken iki haftada Gözlemen Tepe'li olan 67 yaşındaki Hatice Öztürk'ün konuşması oldukça ilginç. Çünkü sadece 3 haneyi bulmayan bir emekli öğretmen aylığından başka hiç birşeyi kalmarnış. Yaşamını ve bir de emekli cüzdamnı kurtardıgma seviniyor. Evi, anılan, arkadaşlan hep enkaz altında kalmış ve kendi deyişiyle, tanıdık bildik her şeyi 'Körfez'e dolgu' oİmuş. Arük tek beklentisi başını sokabileceği bir ev, "Bir oda bir mutfak farketmez" diyor ve ekliyor, "Yeter ki devlet yapacağım dediği evleri yapsın ve adaletli bir dağılım olsun. tstanbul'dan. Ankara'dan, Bursa'dan \ r atandaşlanmız koştu. Her hafta düzenli olarak bize yardım getiren iyiliksever insanlanmız var. flk günlerde yabancılann yardımlannı gördük. Asker koşup geldi. hâlâ da düzeni sağlıyor, ama yapacağız diyen hükümetten, Ankara'dan ses yok." öfcçeye para yofc Gölcük-Değirmendere turumuzda göz yaşartıc} sahnelere de tanık oluyoruz. İnsanlann temel gereksinimlerini edindikleri Değirmendere Kriz Merkezi'nin hemen yanı başına yaşh bir vatandaş tezgâh açmış. Bozuk bir el yazısı ile tabelayı da siperlik yaptığı şemsiyenin üstüne asmış, "Lapseki'den geldim. Ayakkabılannızı ücretsiz olarak tamir ederim. Para almam. Bu da benim yardımım olsun." Yamna yaklaşıyoruz ve adınm AH Akbulut olduğunu yıllannı ayakkabı tamirciliğine verdiğini öğreniyor ve 'zor olmadı mı dede?' diyoruz. Yanıtı ise oldukça açık: "Ne zoru evlat, Türk insanı değil miyiz. Birbirimize bugün yardım etmeyecek de ne gün edeceğiz. Varsa ayakkabm getir" Hulmfcçular görevde Deprem böigesinde yüzlerce, binlerce gönüllü yıırttaş çahşıyor. Kimi doktor, kimi eczacı, kirni hemşire, kinH temizlik görevlisi, kimi polis, kimi avukat. Evet, polis ya da doktor için, "Gönüllü mü?" diyebilirsiniz. Ancak yollarda dolasan araçlann plakasına (Muğla, Balıkesir, Bartın) baktığınızda hemen o kişikrin gönüllü olarak geldiğini görüyorsunuz. Marmarisli bir polis, "Bölgede çalışmak isteyen var mı? dediler. biz koştuk" derken Istanbul Barosu'nun görevlendirdiği gönüllü avukatlar da, zarar gören yurttaşlann, "gönüllü' savunuculuğuna soyunmuş durumda. Avukat Metin triz'in önderliginde Değjrmendere'de oluşturulan hukuksal işler masasma şu ana kadar binlerce başvuru gelmiş. Kimi tespit kimi suç duyurusu. kimi çalınan eşyası için başvurmuş. Söyleştiğimiz avukatlar, "Daha istatistik çıkaramadık. Ama onu da yapıp size açıklayacağız" derken, kendi araçlanyla geldikleri bölgede gönüllü olarak çahştıklannı ve boş vakitlerinde de çadır kentlere çıkıp depremzedelerle söyleştiklerini belirttiler. Artık yeşll alan Binlerce insana mezar olan ve bir o kadar da yurttaşm yaralanmasına neden olan Gölcük ve Değirmendere sahilindeki lüks konutlar büyük bir hızla yıkılıyor ve yapılan ilk açıklamalara göre hem Gölcük'ün, hem Değinnendere'nin coğrafyası değişecek. Öncelikle fay hattının üzerinde ohıp yıkılan hiçbir eve imar izni verürneyecek ve o bölgeler yeşil alana çevrilecek. Yerleşim merkezi ise yukan bölgelere, 'alö sağlam' kaya zeminli dağ yamaçlanna kaydmlacak. Sözün kısası belki yaşam yeniden başlayacak Körfez'in doğu sahilinde ama hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Çünkü, her ailenin kaybı var. Konuştuğumuz herkes bir yakınını. bir arkadaşını, evini, işyerini yitirmiş... kullanmak herkesin vicdani ve ahlaki sorumlulugundadır. Ve bu doğrultuda kullanılacaktır.'* Çakır, İstanbul'da 13'üeğitime başlayamayacak durumda 132 hasarlı okul bulunduğunu söyledi thale için talimat verildiğini belirten Çakır, "tlimize depremden zarar gören diğer yerlerden 50 bin civannda ögrenci geldL Bu durumda smıflann normale indirilmesi, ikili öğretimden tekli öğretime geçiş gibi çahşmaiannuz aksay acaktır. Ama onlar da felaketzedelerin çocuklandır. Onlan da bağrunıza basacağız" diye konuştu. Yardımlar sürüyor Evsizlere çadır ve tıbbidestekIstanbul Haber Servisi - Büyük deprem sonrası afet bölgesine yapılan yardımlar artarak sürüyor. Kadıköy Belediyesi ve Otuzbeş Alevi-Bektaşi dernekten oluşan Alevi- Bektaşı Temsilciler Meclisi (ABTM) deprem bölgelerine çok sayıda çadırgön- derirken Özel Darüşşafaka Ilköğretim Okulu, depremde babasını kaybeden il- kokul 3,4 ve 5. sınıf öğrencilerini smav- sız olarak kabul edecek. Özel Okullar Der- negi Başkanı Dündar Uçarda deprem böi- gesinde zarar gören okullara maddı yar- dım sağlayacak. Başbakanlık Kriz Yönetim Merkezi ta- rafmdan yapılan açıklamada, depremin yaşandığı ilk günden bugüne kadar 83 ül- kenin Türkiye'ye yardımda bulunduğu, bu yardımlann çok çeşitli kalemlerden oluştuğu kaydedildi. Bölgede toplam 412 kişiden oluşan yabancı yardım ekıplerinin saglık, kurtarma ve arama-kurtarma çalış- malanna devam ettiği de ifade edildi. Irak'ın deprem yardımı olan 10 milyon dolar tutanndaki 580 bin varil ham petro- lün TÜPRAŞ Kınkkale Rafinerisi'ne tah- liyesi tamamlandı. \ ^ Kadıköy'de çadırkent -h-Mftr» Kadıköy Belediyesi, Sapanca Kjrkpı-' nar'da 41 çadırdah oluşan bir çadırkent' kurdu. Berlin'de Türklerin yoğun olarak yaşadığı Kreuzberg Belediyesi ile ortak- laşa kurulan çadırkentte bir uzman dok- tor, bir çocuk doktoru ve bir de psikolog görev yapıyor. Kadıköy Belediyesi'nin deprem bölgesine şu ana dek 375 ton yar- dım malzemesi gönderdiği belirtildi. Dep- rem bölgelerine ekmek, su. kuru erzak, ilaç. tetanos aşısı. cerrahi eldiven, dezen- feksiyon malzemesinin yanı sıra acil ola- rak istenen bebek maması. çocuk bezi, pet, iç çamaşın, şemsiye ve su antım mal- zemelerinin nakli de sürüyor. Deprem sonrasında Otacı Ailesi de, Kurtsan tlaçlan AŞ ve Kurtsan Medikal AŞ olarak saglık malzemesi yardımında bulundu. Bölgeye. 65 bin adet fİaster, 1800 adet şampuan. çeşitli kremler ve nakit yar- dımında bulunan Kurtsan yetkilileri, özel sektörün bu felaket karşısında kayıtsız kal- maması gerektiğini söylediler. Otuzbeş Alevi-Bektaşi dernekten olu- şan Alevı-Bektaşi Temsilciler Meclisi (ABTM) de deprem bölgesine çadır, sağ- lık hizmeti ve gıda yardımında bulundu. 25 bin 300 Avustralya Dolan maddi yar- dım yapan ABTM, sahra çadmndaki ço- cuklar için de 4 rehber öğretmenle reha- bilite çalışmalan yürütüyor. Orman Mühendisleri Odası da talan so- nucu "orman nitefiğuıi kaybettigi" için or- man sınırlan dışına çıkanlan alanlara dep- remzede yurttaşlann geçici olarak yerleş- tirilebileceğini belirtti. Özel Darüşşafaka Ilköğretim Okulu. depremde babasını kaybeden ilkokul 3,4 ve 5. sınıf öğrencilerini sınavsız olarak kabul edeceklerini açıkladı. Özel Okullar Derneği Başkanı Dündar Uçar da deprem böigesinde zarar gören okullara maddi yardım sağlayacaklannı söyledi. Istanbul Ticaret Odası (ÎTO) ile ortak bir çalışma yürüten Uçar, deprem- de anne ve babasuıı kaybeden 500 çocu- ğun öğrenimleri boyunca tüm masraflan- ^IFlfiNOKTASI I ORAL ÇALIŞLAR [email protected] Almanya'nın Ankara Büyükelçisi Hans Joachim Vergau'yla aralık ayında Hel- sinki'de toplanacak Avrupa Birliğı zir- vesinde neler olabileceğini konuştuk. Bay Vergau, Dışişleri Bakanı Ismail Ccşrn'in Helsinki zirvesiyle ilgili söyledik- lerinden endişeye kapılmıştı: "Neden Helsinki son olsun. Türki- ye'nin Avrupa Biriiği'ne girişini Helsin- ki ziıyesiyle sınırtamak çok anlamsız. Helsinki den 6 ay sonra Lizbon'da bir başka zirve toplanacak. Ismail Cem'in bu tür bir konuşma yapması, Türki- ye'nin üyeliğiiçin çalışan ülkelerizordu- ruma düşürüyor." Alman Büyükelçisi, Türkiye ile ilgili dönüm noktasının geçen haziran ayın- da Köln'de toplanan zirveyle başladığı inancında. Köln zirvesinde, Isveç, Ital- ya ve Yunanistan dışındaki birlik üyele- rinin Türkiye'nin adaylığı konusunda açıkça destekleyici bir tutum içinde ol- duklarını belirtti. Bu konuda Almanya'nın büyük bir Alman Büyükelçisi'yle Helsinki Öncesi gayret gösterdigini de sözlerine ekleme- yi unırtmadı. Bay Vergau, Italya'nın tutumunu de- ğiştirdiğinı, Isveç'ı ise ikna etmeye ça- hştıklannı, geriye yalnızca Yunanistan'ın kaldığını belirtti. Türkiye'nin Yunanis- tan'la iliskilerinde çok olumhj ve ikna edi- cı bir çızgi izlediği düşüncesinde. Yu- nanistan'ın ikna edilmesi için zamana gereksinim duyduklarını özellikle vur- guladı. "Almanya elinden gelen herşe- yi yapacak, bundan şüpheniz olmasın. Eğer bunu Helsinki'de gerçekieştire- mezsekısranmızı sürdüreceğiz. Bu ne- denle Helsinki'hin son olacağını söyle- mek sorun yaratabilir. Türkiye 'nin dost- lannınişinizoriaştınyor. Türkiye'nin üye- liğiniisteyen Almanya, Ingiltere ve Fran- sa'nın Yunanistan'a baskı yapması mümkün değil. Hepimiz aynı birlikiçin- de eşit haktara sahip üyeleriz. Alman- ya elinden geleniyapıyor, ancak Yuna- nistan dahjl bütün üye ülkeler aramız- da uzlaşma sağlamak zorundayız. Bu- nun için zaman gerekiyor." Büyükelçi, son dönemde çıkarılan yeni yasalann da birlik üyelerini olumlu yönde etkilediği görüşünde. Büyükel- çiye hangi yasaları kastettiğinı sordu- ğumda, Devlet Güvenlik Mahkemele- ri'ndeki asker üyelerin degiştirilmesı, Sosyal Güvenlik Yasası, Tahkim Yasa- sı, Bankalar Yasası gibi yasalardan söz ettiği cevabını verdi. • • * Yunanistan'ın tutumu konusunda Türk basınında aşın iyimser bir hava oluşma- sı da bir bakıma iyi, ancak, burada dik- katli olmak gerekiyor. Yarın Yunanistan bu konuda olumsuz bir tavır içine girer- se, tam tersi bir yayın yapılırsa işler iyi— ce zoriaşabilir. Vergau, açıkça böyle bir şey söylemedi, ben böyle bir izlenım edindim. Almanya'nın samimiyet ve açık yüreklilikle Türkiye'nin üyeliği için mü- cadele edeceğini, Yunanistan'ı da bir- liğin bir üyesi olarak ikna edebilmek için samimi bir çaba göstereceğinı belirten Vergau, "Sonunda bunu başaracağız, bundan Türkiye emin olsun" dedi. Vergau'yla sohbetimiz sırasında, za- man zaman insan haklarını ihlal eden başka ülkelerle, örneğin Çin Halk Cum- huriyeti'yle neden sıkı ilışkiler kurduk- lannı Türk basınının sorguladığını ve bu- nun bir çıfte standart olarak eleştirildi- ğini anımsattım. Gülerek cevapladı: "Çin Halk Cumhun'yetiAvrupa Biriiği'ne üye olmak için başvurmadı. Böyle bir baş- vuru yapsa, insan haklan, demokrasi, özgürlüMer konusu kaçınılmaz olarak gündeme gelir. Bundan Nç şüphenizol- masın. " Bay Vergau'yla sohbetimiz bittığinde TV ekranlanna Başbakan Bülent Ece- vit'in açıklaması geldı. Ecevit, Türki- ye'nin Avrupa Birliği üyeliği için başvu- rusunun 1963'lü yıllara dayandığını, bu nedenle yeni bir başvuruya ihtiyaç ol- madığını söyleyerek Ismail Cem'den farklı bir üslup kullandı. Vergau, Ecevit'in açıklamasından çok memnun oldu. Almanya, özellikle Ecevit'in 26 Mayıs tarihinde Schröder'e yazdığı mektup- tan çok etkilenmişti. O mektuptan son- ra her şeyin daha kolay yürüdüğü inan- cındalar. • • • Vergau'yla yaptığımız uzun görüşme; Almanya'nın Türkiye'nin üyeliği konu- sunda çok kararlı ve net bir tutum içi- ne girmiş olduğunu kanıtlıyor. Köln zir- vesinin bir dönüm noktası olduğu şim- di daha iyi görülüyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear