Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 5 EYLUL1999 PAZAR
4 DEPREM
DUNYADA BUGUN
ALİ SİRMEN
'NedenBen?'
Sevgili,
"Good evening ladys and gentlemen" diye baş-
lıyor anons ve sürüyor: "Meksıka Havayollan'nm
New York-Acapulco seferiniyapmakta olan..."
Sen, koltuğunun arkasını dikleştirmiş, kemerini
bağlamış. koca uçağın içinde sarsıla sarsıla, her
kez başlangıçtaki gibi, anlatılmaz duygular içinde,
dikilmenin ilkel heyecanını iliklerinde duyarak, pist-
te saatte 220 km'yi aşan bir hızla ilerlemektesin...
Birazdan bulutların üzerinde olacaksınız. Sen
düğmeye basıp hostesi çağıracak, yerden 7000 m.
yükseklikte, melez güzelin getirdiği. kapağını açar-
ken çıkan çıt sesi içıni ısrtacak olan küçük şişede-
ki viskiyi buzlu bardağına doldururken, birazdan va-
racağın Acapulco'yu ve güzel sıcak tatili düşüne-
ceksin.
Dışarda ay tşığı, sonra pilotun anonsu: "Şu an-
da 25.000 feet yükseklikte uçuyoruz, yaklaşık 50
dakika sonra ineceğimiz Acapulco 'da hava açık,
sıcaklık 30 derecedir."
Her şey normal ve yaşam güzeldir.
Ama bu kez öyle olmayacak, uçak inişe geçtiği
sırada sarsılacak, piste garip bir şekilde yaklaşma-
ya başlayacaktır...
Yaşamın akışı birden degişmiştir ve günlük ya-
şamın olağanlığı karabasan gibi bir sıra dışılığa
dönüşmüştür.
• • •
_ Sevgili,
' Ya da sen, güney kıyılannda sürücünün yanın-
daki koltukta, otelinden yeni bir güzel koya dogru
yol alırken, gazetede Meksika Havayolları uçağı-
nın öyküsünü okuyorsundur.
Ama bu kez duygulann değişiktir. Senin duygu-
lann günlük yaşamın olağanlığıyla. dinlencenin ola-
ğanüstü güzelliğinin açı ortayından bir sağa bir
sola gidip gelmekte ve için kıpır kıpır etmektedir.
Üzülüyorsun uçak kazası haberine, ama insanoğ-
lunun edebi iyimserlıği içinde, bu haberi okuyan-
ların hepsinin düşüncesinı paylaşıyorsundur: "Ca-
nım benim başıma gelmez ki..."
Hep öyledir Sevgili, düşen uçaklar, yıkılan bina-
lar, bir lanet gibi insanlann üstüne üstüne gelen lav-
lar ve çamurlar, raydan çıkan trenler, hep başka-
lannin başına gelir. . .
Oysa... • '•'
Öyle bir an olur ki, herkes yaşamının olağan akı-
şının birden kesildiğini ve sonu belirsiz bir doğrul-
tuya yöneldiğini görüverir.
Örneğin güzel bir sabah, arabasıyla, yıllardır kı-
pırdamadan yerinde duran viyadüğe giren sürücü,
aniden önündeki yolun çöktügünü götdügünde, uçu-
ruma yuvarlanırken, birden saydamlaşan boşluk-
ta yankılanan şu soruyu sorar:
"Neden ben?"
O sırada oradan geçen o değil de başkası da ol-
saydı, aynı soruyu soracaktı.
Ve kuşkusuz o da, eğer vakit olsaydı, aynı buz
gibi yanıtı alacaktı: "Neden olmasın?"
Sorunun yanıtı başka bir soru olduğuna ve so-
ran kim olursa olsuıryanıt değişmedlgine göre,
ayni durumda herkesin bu sorduğu "Neden ben"
sorusunun bir anlamı yok demektir. •- ' •
lj
-
;i
»
• • • ıtfiç <"*"•«
Sevgili,
Bu kez afet bizi toptan vurdu. Üstelik artık bili-
yoruz ki, bugün başkasının başına gelen yann bi-
zlm de başımıza gelebilir. Çünkü hepimiz, Türkiye
denen sallanan tekne üzerinde yaşıyoruz.
Artık olağanın birden anlamsız bir olağandışına
dönüşmesi yalnız başkalarının başına gelebilecek
bir şey değil. Öylesine uyandık ki afet konusunda,
bundan böyle şu nafile "Neden ben?"\ desorma-
yacağız.
Tabii ki korkunç bir durum.
Ama korkunç durumun ortaklığı, hepimizi birbi-
rimize daha çok bağladı; kişisel köşe dönüşlerin
anlamsızlığını daha iyi anlattı; eskiden kişisel olan
açıları ve sevinçleri ortaklaştırdı. Çözümü dışardan
ve yukardan bekleme alışkanlığının yerine, hep
bırlikte kolları sıvayıp bir araya gelme duygusunu
arttırdı.
Yer sarsıldı, bunlar oldu. • . . .
Keşke sarsılmadan olsaydı.
Tekzip
Cumhunyet gazetesinın
Sayın Isiam Kerimov'a ya-
pılan suıkastla. Fethullah
Gülen'ı ırtıbatlandırması
apaçık bir ıftiradır
20.06.1999 tarihlıÇum-
huriyet gazetesinde Özbe-
kistan Cumhurbaşkanı ls-
lam Kenmov'a yönelık dar-
be ve suikast gınşımindebu-
lunanlann Fethullah Gülen
ilc ilişkih olduğu yolunda
iftira niteliginde bir yayın
yapılmıştır.
Bu iftira uzun süreden be-
ri bazı basın organlannın
kendılerinı hem hâkım hem
savcı yerine koyup müvek-
kilimizi gerçek dışı ıddialar-
la kamuoyu nezdınde mah-
kûm etme çabalannın bir
ürünü olup. Türk yanpsı ver-
diğı çok sayıdaki kararlany-
la bu çabalann Fethullah Gü-
len'e yönelik hukuka aykı-
n bir saldın niteliginde ol-
duğunu ortaya koymuştur.
Aynca. sagduyuiu kamuoyu
da bu haksızsaldınnın ardın-
da. üikemızde uzlaşma. di-
yalog ve hoşgörü ortamınm
gerçekleşmemesi çabasmın
yattığını bilmektedir.
Dığer yandan bir kez da-
ha vurgulamakisterizki. Fet-
hullah Gülen tarafindan sa-
vutıulan ve gerek ülkemiz-
deıgerek dünyada farklılık-
lara saygılı bir banş ve uz-
laşma zemıni oluşturulma-
sma yönelik düşünce ve fa-
alıvetler. bütünüyle anayasal
hak ve özgürlüklenn çerçe-
vesınde ortaya konmakta
olup. ılmı ve fikn bu faalı-
yetin nerede ve hangı biçim-
de olursa olsun herhangi bir
darbe veya suıkastla ılışki-
sının olabılmesı söz konusu
dahi olamaz. Aynca herkes,
müvekkilimızın Özbekistan
gibi dost ve kardeş ülkelere
karşı nasıl dennden birsev-
gi beslediğını ve onun bu ül-
kelerdeki iç siyasi olaylara
kanşıp o ülkelerin curnhur-
bas.kanlanna veya dıger yö-
neticılerine yönelik şiddet
veya benzeri türden hare-
ketlerin karşısında olduğu-
nu çok ıyi bilmektedir.
Nitekım müvekkılimiz,
Türkiye"de de sorunlann çö-
zümünde her türlü şiddet ve
benzeri yöntemlen kınadığı-
nı ve bunlan asla tasvıp et-
medığini kamuoyu önünde
defaatleaçıklamıştır. Bu apa-
çık gerçeklere ragmen, mü-
vekkilimizin özbekistan
Cumhurbaşkanı Sayın Islam
Kenmov'a karşı söz konu-
su yayınlarda ıddia edildigı
türden eylemlerle ılıntilen-
dirilmesi, Sayın Gülen'in
nasıl ağır bir karalama kam-
panyasıyla karşı kaışıya ol-
duğunu bir kez daha göster-
mektedir.
Bu nedenle Fethullah Gü-
len "in, bu vayınlarda ileri
sürülen Ğzbekistan'daki
olaylarla uzak yabn hiçbir
bağlantısının olmadığinın
ve olamayacağının özellik-
le altını çizmek ıstiyoruz.
Bunun aksıni iddia edenle-
rin iddıalannı kamuoyu
önünde ıspata davet ediyor,
bunu yapmadıklan takdir-
de ise en büyük müfteri du-
rumuna düşeceklerini açık-
ça ılan edıyoruz. Bu vesi-
leyle Fethulİah Gülen'in Öz-
bekıstan'ın da içinde bulun-
dugu Türkdünyasındabanş
ve istikran bozucu her tür-
lü davranışın karşısında ol-
duğunu ve bu kardeş ülke-
lerin her alanda daha da ile-
riye gitmesine yönelik ma-
nevı ve fikn destek ve gay-
retine devam edeceğini ka-
muoyuna duyurur, saygılar
sunanz.
Fethullah Gülen Vekili
Av. OYhan Erdemlı
Depremzedelere 300'er milyon
Istanbul Valiliği, yurttaşlardan gelen yardımlann Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma
Vakfı'na aktanldığını, buradan da evlerini kaybeden yurttaşlara ulaştınldığmı açıkladı
tstanbul Haber Servisi - Istanbul
Valiliği, deprem nedeniyle ilde çok
sayıda ölü ve yaralının yanı sıra
yaklaşık 10 bın ailenin yeniden iskân
ihtiyacının ortaya çıktığını belirtti.
Içişleri Bakanlığı'nın "Afet illerinde
toplanan \ardımlar kendi ihtiyaçları
için kullanılacak, merkezdeki
hesapiara intikal ettirümeyecek"
talimatı dogrultusunda toplanan
yardımlann Istanbul Sosyal
Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı'na
aktanldığını. buradan da depremde
evleri enkaz haline gelerek yakınlannı
ve tüm eşyalannı kaybeden ailelerin
hesaplanna 300'er milyon yatınldığı
kaydedildi. tstanbul Valiliği'nin yazılı
açıklamasında, deprem felaketinin
ardından ilde yapılan her kuruş
yardımı amacı dogrultusunda
kullanmanın, herkesin vicdani ve
ahlaki sorumluluğunda bulunduğunu,
yapılan yardımlann mutlaka bu
doğrultuda kulianılacağını bildırdı
Körfez bölgesini vuran 17 Ağustos
depreminin İstanbul'u da önemli
ölçüde etkilediği anımsatılarak "afet
illerinde toplanan yardımlar kendi
ihtiyaçları için kullanılacak,
merkezdeki hesapiara intikal
ettirilmeyecek" talimatı dogrultusunda
toplanan yardımlann tstanbul Sosyal
Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfi'na
aktanldığını ve tüm eşyalannı
kaybeden ailelerin hesaplanna 300'er
milyon yatınldığı kaydedildi.
Açıklamada özetle şöyle denildi:
"tstanbul Valiliği, paranın öncelikle
İstanbul'daki deprem yaralannuı
sanlması amacıyla İstanbul'un
ihtiyaçlannda kullanılmak üzere
topİandığı gerçeğinden hareketle
Başbakanlık ve Içişleri Bakanlığı'na
yazıb olarak başvumlarak ilimizde
kışı geçirmek üzere geçici iskân
imkanlannı aradığunız yaklaşık 10
bin aile için bu kay naktan kira
yardımı yapmak ve geçici iskân
sorununu bu şekilde çözmek amacıyla
resmen izin istennüş olup gelecek
karar beklenmektedir. Verilecek
taümata göre hareket edilecektir.
Sosyal dayanışma ve yardımlaşma
vakıflan. Türkiye'de bütün il ve
ilçelerde yasayla kurulmuş vakıflar
olup yönetüni, işley işi. hesaplannın
kullanımı sıkı kurallara bağhdır ve
denetimi devlet tarafindan
yapılmaktadır. İstanbul'da yapılan her
kuruş yardımı amacı dogrultusunda
Ahmet Sağar
'150
çadırkent
kuruldu'
Haber Merkezi - Başba-
kanlık Müsteşan ve Başba-
kanlık Kriz Yönetim Mer-
kezi Başkanı Ahmet Şağar.
görevlerinin, devletın bü-
tün olanaklarmı deprem böl-
gesine seferber etmek ol-
duğunu belirterek. bu amaç-
la bölgede görev yapacak,
her türlü olanak ve personel
ile donatılmış özel bir örgüt
kurulmasına gerek görül-
düğünü bildirdi. Şağar, bu-
na ilişkin çalışmaların de-
vam ettiğini ve birkaç gün
içinde sonuçlandınlacağı-
nı söyledi.
Şağar, 150"ye yakın ça-
dırkentte 80 bine yakın va-
tandaşa hizmet götürüldü-
ğünü söyledi. Dün sabah ıtı-
banyla deprem böigesinde
ölü sayısı 14 bin 936'ya
yükseldi. Depremde yarala-
nanların sayısı ise 24 bin
24 oldu.
Cumhurbaşkanı Süley-
man Demirel. Bulgaristan
Devlet Televizyonu 'nda ya-
yımJanaBröportajında,Tüık
iıısanınıtı güçlü, Türk eko-
nomisinin de dinamik ol-
duğunu belirterek "Tûrki-
ye yaşadığı deprem acısına
yenik düşmeyecek güçtedir.
Ekonomik hasan 2 yıla ka-
dar karşuanz" dedi.
Başbakanlık Müsteşan
ve Başbakanlık Kriz Yöne-
tim Merkezi Başkanı Ahmet
Şağar, merkezin Marmara
depremi ile ılgili bugüne
kadar yürüttüğü çalışmalar
ve son durum ile ilgili bir ba-
sın toplantısı düzenledi.
Başbakanlık Kriz Yöne-
timi 'nın depremden hemen
sonra saat 04.30 itibanyla
göreve başladığını kayde-
den Şağar. Knz Değerlen-
dirme ve Takip Kurulu'nun
da saat 06.30'da toplanarak
ilk değerlendırmesini yap-
tıgını belirtti. Marmara Böl-
gesi'nde yaşanan deprem
felaketinin ardından ölü sa-
yısı 14 bin 936'ya yüksel-
di. Depremde yaralananla-
nn sayısı da 24 bin 24 ol-
du.
Artçı depremler
Boğaziçi Üniversitesi
Kandilli Rasathanesi ve
Deprem Araştırma Ensti-
tüsü yetkilileri Çmarcık'ta
dün 01.16'da2.9, tzmit'te
01.39'da 3.2, Adapaza-
rı'ndan 03.00'te3.0, Çmar-
cık'ta 03.43'te 3.0, Adapa-
zan'nda03.52'de2.9,Yalo-
va'da 04.01'de 3.6, Gebze'de
ise 04.45'te 3.3, 13.30"da
4.2 büyüklügünde toplam
7 sarsıntı meydana geldiği-
ni bildirdi.
Yaşam normale dönüyor, ama hiçbir şey esMsigibi olmayacak
Depremin ağır sonuçlara yol açüğı G^lcük'te deniz bir zamanlar kendisinden altnanı bu kez fena halde geri aldı.
Deprem coğrafyayı değiştirdi4
ARİFKIZILYALIN
GÖLCÜK / DEĞIRMENDERE -
Tûrkiye'yi sarsıp, Marmara'nın büyiUc
bölümünü yerle bir eden doğal afetin
18. gününde yeniden depremin merkez
üssü Gölcük'teyiz. 20 gün öncesinin o
ışıl ışıl, rengârenk, alabildiğine canlı
ilçesi gitmiş, yerine sanki ölü bir
yerleşim merkezi gelmiş. İlk bir hafta
dökülen gözyaşlan, yere göğe sığrnayan
yardım çagnlan yerini. 'sessiz, kırgın,
çaresiz' bir bekleyişe bırakmış.
Kimi son bir umutla toprağın altında
kalan 'eşyasmı*, 'parasını'
kurtarmak için kırmızı çarpıh
yıkıntılann üzerinde dolaşıyor, kimi ise
enkazdan canlı çıktıği görülen, oğlunu,
kardeşini, eşini arıyor. Felaketi, 'az
hasarla* atlatanlann tek beklentisi ise
hayatın bir an önce 'yaşanılabilir' hale
dönmesi. Gerçi, bölgede hâlâ para ile
satın alınabılecek şey sayısı çok az ama
(Sigara, gazete, dergi. alkollü içecek) o
açılan tek tük dükkânlar bile
depremzedelerin içinde umut çiçeklerini
yeşertmeye yetiyor.
Afllatan tegekkür'
Deprem felaketinin şokunu üzerinden
atmaya çalışan Gölcük ve
Değirmendere halkı, yabancılara yani
yardım için bölgeye gelenlere
teşeklcürlerini dile getirmekten geri
kalnuyorlar. Bireysel ve kurumsal
yardım araçlannın etrafmda toplanıp,
'gereksinimine' göre
torbasını doldurmaya çalışanlar
ağlamaklı gözlerle, "Vatandaş koştu,
asker koştu, sıra devlette" demekten
geri kalmıyorlar. 20 gün öncesine kadar
Kavaklı'mn yerleşiğiyken iki haftada
Gözlemen Tepe'li olan 67 yaşındaki
Hatice Öztürk'ün konuşması oldukça
ilginç. Çünkü sadece 3 haneyi bulmayan
bir emekli öğretmen aylığından başka
hiç birşeyi kalmarnış. Yaşamını ve bir
de emekli cüzdamnı kurtardıgma
seviniyor. Evi, anılan, arkadaşlan hep
enkaz altında kalmış ve kendi deyişiyle,
tanıdık bildik her şeyi 'Körfez'e dolgu'
oİmuş. Arük tek beklentisi başını
sokabileceği bir ev, "Bir oda bir mutfak
farketmez" diyor ve ekliyor, "Yeter ki
devlet yapacağım dediği evleri yapsın
ve adaletli bir dağılım olsun.
tstanbul'dan. Ankara'dan, Bursa'dan
\
r
atandaşlanmız koştu. Her hafta düzenli
olarak bize yardım getiren iyiliksever
insanlanmız var. flk günlerde
yabancılann yardımlannı gördük. Asker
koşup geldi. hâlâ da düzeni sağlıyor,
ama yapacağız diyen hükümetten,
Ankara'dan ses yok."
öfcçeye para yofc
Gölcük-Değirmendere turumuzda göz
yaşartıc} sahnelere de tanık oluyoruz.
İnsanlann temel gereksinimlerini
edindikleri Değirmendere Kriz
Merkezi'nin hemen yanı başına yaşh bir
vatandaş tezgâh açmış. Bozuk bir el
yazısı ile tabelayı da siperlik yaptığı
şemsiyenin üstüne asmış,
"Lapseki'den geldim. Ayakkabılannızı
ücretsiz olarak tamir ederim. Para
almam. Bu da benim yardımım olsun."
Yamna yaklaşıyoruz ve adınm AH
Akbulut olduğunu yıllannı ayakkabı
tamirciliğine verdiğini öğreniyor ve 'zor
olmadı mı dede?' diyoruz. Yanıtı ise
oldukça açık: "Ne zoru evlat, Türk
insanı değil miyiz. Birbirimize bugün
yardım etmeyecek de ne gün edeceğiz.
Varsa ayakkabm getir"
Hulmfcçular görevde
Deprem böigesinde yüzlerce, binlerce
gönüllü yıırttaş çahşıyor. Kimi doktor,
kimi eczacı, kirni hemşire, kinH temizlik
görevlisi, kimi polis, kimi avukat. Evet,
polis ya da doktor için, "Gönüllü mü?"
diyebilirsiniz. Ancak yollarda dolasan
araçlann plakasına (Muğla, Balıkesir,
Bartın) baktığınızda hemen o kişikrin
gönüllü olarak geldiğini görüyorsunuz.
Marmarisli bir polis, "Bölgede
çalışmak isteyen var mı?
dediler. biz koştuk" derken
Istanbul Barosu'nun görevlendirdiği
gönüllü avukatlar da, zarar gören
yurttaşlann, "gönüllü' savunuculuğuna
soyunmuş durumda.
Avukat Metin triz'in önderliginde
Değjrmendere'de oluşturulan hukuksal
işler masasma şu ana kadar binlerce
başvuru gelmiş. Kimi tespit kimi suç
duyurusu. kimi çalınan eşyası için
başvurmuş. Söyleştiğimiz avukatlar,
"Daha istatistik çıkaramadık. Ama onu
da yapıp size açıklayacağız" derken,
kendi araçlanyla geldikleri bölgede
gönüllü olarak çahştıklannı ve boş
vakitlerinde de çadır kentlere çıkıp
depremzedelerle söyleştiklerini
belirttiler.
Artık yeşll alan
Binlerce insana mezar olan ve bir o
kadar da yurttaşm yaralanmasına neden
olan Gölcük ve Değirmendere
sahilindeki lüks konutlar
büyük bir hızla yıkılıyor ve yapılan ilk
açıklamalara göre hem Gölcük'ün, hem
Değinnendere'nin coğrafyası
değişecek. Öncelikle fay hattının
üzerinde ohıp yıkılan hiçbir eve imar
izni verürneyecek ve o bölgeler yeşil
alana çevrilecek. Yerleşim merkezi ise
yukan bölgelere, 'alö sağlam' kaya
zeminli dağ yamaçlanna kaydmlacak.
Sözün kısası belki yaşam yeniden
başlayacak Körfez'in doğu sahilinde
ama hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.
Çünkü, her ailenin kaybı var.
Konuştuğumuz herkes bir yakınını. bir
arkadaşını, evini, işyerini yitirmiş...
kullanmak herkesin vicdani ve ahlaki
sorumlulugundadır. Ve bu doğrultuda
kullanılacaktır.'*
Çakır, İstanbul'da 13'üeğitime
başlayamayacak durumda 132 hasarlı
okul bulunduğunu söyledi thale için
talimat verildiğini belirten Çakır,
"tlimize depremden zarar gören diğer
yerlerden 50 bin civannda ögrenci
geldL Bu durumda smıflann normale
indirilmesi, ikili öğretimden tekli
öğretime geçiş gibi çahşmaiannuz
aksay acaktır. Ama onlar da
felaketzedelerin çocuklandır. Onlan
da bağrunıza basacağız" diye konuştu.
Yardımlar sürüyor
Evsizlere
çadır ve
tıbbidestekIstanbul Haber Servisi - Büyük deprem
sonrası afet bölgesine yapılan yardımlar
artarak sürüyor. Kadıköy Belediyesi ve
Otuzbeş Alevi-Bektaşi dernekten oluşan
Alevi- Bektaşı Temsilciler Meclisi (ABTM)
deprem bölgelerine çok sayıda çadırgön-
derirken Özel Darüşşafaka Ilköğretim
Okulu, depremde babasını kaybeden il-
kokul 3,4 ve 5. sınıf öğrencilerini smav-
sız olarak kabul edecek. Özel Okullar Der-
negi Başkanı Dündar Uçarda deprem böi-
gesinde zarar gören okullara maddı yar-
dım sağlayacak.
Başbakanlık Kriz Yönetim Merkezi ta-
rafmdan yapılan açıklamada, depremin
yaşandığı ilk günden bugüne kadar 83 ül-
kenin Türkiye'ye yardımda bulunduğu,
bu yardımlann çok çeşitli kalemlerden
oluştuğu kaydedildi. Bölgede toplam 412
kişiden oluşan yabancı yardım ekıplerinin
saglık, kurtarma ve arama-kurtarma çalış-
malanna devam ettiği de ifade edildi.
Irak'ın deprem yardımı olan 10 milyon
dolar tutanndaki 580 bin varil ham petro-
lün TÜPRAŞ Kınkkale Rafinerisi'ne tah-
liyesi tamamlandı. \ ^
Kadıköy'de çadırkent -h-Mftr»
Kadıköy Belediyesi, Sapanca Kjrkpı-'
nar'da 41 çadırdah oluşan bir çadırkent'
kurdu. Berlin'de Türklerin yoğun olarak
yaşadığı Kreuzberg Belediyesi ile ortak-
laşa kurulan çadırkentte bir uzman dok-
tor, bir çocuk doktoru ve bir de psikolog
görev yapıyor. Kadıköy Belediyesi'nin
deprem bölgesine şu ana dek 375 ton yar-
dım malzemesi gönderdiği belirtildi. Dep-
rem bölgelerine ekmek, su. kuru erzak,
ilaç. tetanos aşısı. cerrahi eldiven, dezen-
feksiyon malzemesinin yanı sıra acil ola-
rak istenen bebek maması. çocuk bezi,
pet, iç çamaşın, şemsiye ve su antım mal-
zemelerinin nakli de sürüyor.
Deprem sonrasında Otacı Ailesi de,
Kurtsan tlaçlan AŞ ve Kurtsan Medikal
AŞ olarak saglık malzemesi yardımında
bulundu. Bölgeye. 65 bin adet fİaster, 1800
adet şampuan. çeşitli kremler ve nakit yar-
dımında bulunan Kurtsan yetkilileri, özel
sektörün bu felaket karşısında kayıtsız kal-
maması gerektiğini söylediler.
Otuzbeş Alevi-Bektaşi dernekten olu-
şan Alevı-Bektaşi Temsilciler Meclisi
(ABTM) de deprem bölgesine çadır, sağ-
lık hizmeti ve gıda yardımında bulundu.
25 bin 300 Avustralya Dolan maddi yar-
dım yapan ABTM, sahra çadmndaki ço-
cuklar için de 4 rehber öğretmenle reha-
bilite çalışmalan yürütüyor.
Orman Mühendisleri Odası da talan so-
nucu "orman nitefiğuıi kaybettigi" için or-
man sınırlan dışına çıkanlan alanlara dep-
remzede yurttaşlann geçici olarak yerleş-
tirilebileceğini belirtti.
Özel Darüşşafaka Ilköğretim Okulu.
depremde babasını kaybeden ilkokul 3,4
ve 5. sınıf öğrencilerini sınavsız olarak
kabul edeceklerini açıkladı.
Özel Okullar Derneği Başkanı Dündar
Uçar da deprem böigesinde zarar gören
okullara maddi yardım sağlayacaklannı
söyledi. Istanbul Ticaret Odası (ÎTO) ile
ortak bir çalışma yürüten Uçar, deprem-
de anne ve babasuıı kaybeden 500 çocu-
ğun öğrenimleri boyunca tüm masraflan-
^IFlfiNOKTASI I ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@turk.net
Almanya'nın Ankara Büyükelçisi Hans
Joachim Vergau'yla aralık ayında Hel-
sinki'de toplanacak Avrupa Birliğı zir-
vesinde neler olabileceğini konuştuk.
Bay Vergau, Dışişleri Bakanı Ismail
Ccşrn'in Helsinki zirvesiyle ilgili söyledik-
lerinden endişeye kapılmıştı:
"Neden Helsinki son olsun. Türki-
ye'nin Avrupa Biriiği'ne girişini Helsin-
ki ziıyesiyle sınırtamak çok anlamsız.
Helsinki den 6 ay sonra Lizbon'da bir
başka zirve toplanacak. Ismail Cem'in
bu tür bir konuşma yapması, Türki-
ye'nin üyeliğiiçin çalışan ülkelerizordu-
ruma düşürüyor."
Alman Büyükelçisi, Türkiye ile ilgili
dönüm noktasının geçen haziran ayın-
da Köln'de toplanan zirveyle başladığı
inancında. Köln zirvesinde, Isveç, Ital-
ya ve Yunanistan dışındaki birlik üyele-
rinin Türkiye'nin adaylığı konusunda
açıkça destekleyici bir tutum içinde ol-
duklarını belirtti.
Bu konuda Almanya'nın büyük bir
Alman Büyükelçisi'yle Helsinki Öncesi
gayret gösterdigini de sözlerine ekleme-
yi unırtmadı.
Bay Vergau, Italya'nın tutumunu de-
ğiştirdiğinı, Isveç'ı ise ikna etmeye ça-
hştıklannı, geriye yalnızca Yunanistan'ın
kaldığını belirtti. Türkiye'nin Yunanis-
tan'la iliskilerinde çok olumhj ve ikna edi-
cı bir çızgi izlediği düşüncesinde. Yu-
nanistan'ın ikna edilmesi için zamana
gereksinim duyduklarını özellikle vur-
guladı. "Almanya elinden gelen herşe-
yi yapacak, bundan şüpheniz olmasın.
Eğer bunu Helsinki'de gerçekieştire-
mezsekısranmızı sürdüreceğiz. Bu ne-
denle Helsinki'hin son olacağını söyle-
mek sorun yaratabilir. Türkiye 'nin dost-
lannınişinizoriaştınyor. Türkiye'nin üye-
liğiniisteyen Almanya, Ingiltere ve Fran-
sa'nın Yunanistan'a baskı yapması
mümkün değil. Hepimiz aynı birlikiçin-
de eşit haktara sahip üyeleriz. Alman-
ya elinden geleniyapıyor, ancak Yuna-
nistan dahjl bütün üye ülkeler aramız-
da uzlaşma sağlamak zorundayız. Bu-
nun için zaman gerekiyor."
Büyükelçi, son dönemde çıkarılan
yeni yasalann da birlik üyelerini olumlu
yönde etkilediği görüşünde. Büyükel-
çiye hangi yasaları kastettiğinı sordu-
ğumda, Devlet Güvenlik Mahkemele-
ri'ndeki asker üyelerin degiştirilmesı,
Sosyal Güvenlik Yasası, Tahkim Yasa-
sı, Bankalar Yasası gibi yasalardan söz
ettiği cevabını verdi.
• • *
Yunanistan'ın tutumu konusunda Türk
basınında aşın iyimser bir hava oluşma-
sı da bir bakıma iyi, ancak, burada dik-
katli olmak gerekiyor. Yarın Yunanistan
bu konuda olumsuz bir tavır içine girer-
se, tam tersi bir yayın yapılırsa işler iyi—
ce zoriaşabilir. Vergau, açıkça böyle bir
şey söylemedi, ben böyle bir izlenım
edindim. Almanya'nın samimiyet ve açık
yüreklilikle Türkiye'nin üyeliği için mü-
cadele edeceğini, Yunanistan'ı da bir-
liğin bir üyesi olarak ikna edebilmek için
samimi bir çaba göstereceğinı belirten
Vergau, "Sonunda bunu başaracağız,
bundan Türkiye emin olsun" dedi.
Vergau'yla sohbetimiz sırasında, za-
man zaman insan haklarını ihlal eden
başka ülkelerle, örneğin Çin Halk Cum-
huriyeti'yle neden sıkı ilışkiler kurduk-
lannı Türk basınının sorguladığını ve bu-
nun bir çıfte standart olarak eleştirildi-
ğini anımsattım. Gülerek cevapladı: "Çin
Halk Cumhun'yetiAvrupa Biriiği'ne üye
olmak için başvurmadı. Böyle bir baş-
vuru yapsa, insan haklan, demokrasi,
özgürlüMer konusu kaçınılmaz olarak
gündeme gelir. Bundan Nç şüphenizol-
masın. "
Bay Vergau'yla sohbetimiz bittığinde
TV ekranlanna Başbakan Bülent Ece-
vit'in açıklaması geldı. Ecevit, Türki-
ye'nin Avrupa Birliği üyeliği için başvu-
rusunun 1963'lü yıllara dayandığını, bu
nedenle yeni bir başvuruya ihtiyaç ol-
madığını söyleyerek Ismail Cem'den
farklı bir üslup kullandı. Vergau, Ecevit'in
açıklamasından çok memnun oldu.
Almanya, özellikle Ecevit'in 26 Mayıs
tarihinde Schröder'e yazdığı mektup-
tan çok etkilenmişti. O mektuptan son-
ra her şeyin daha kolay yürüdüğü inan-
cındalar.
• • •
Vergau'yla yaptığımız uzun görüşme;
Almanya'nın Türkiye'nin üyeliği konu-
sunda çok kararlı ve net bir tutum içi-
ne girmiş olduğunu kanıtlıyor. Köln zir-
vesinin bir dönüm noktası olduğu şim-
di daha iyi görülüyor.