Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 2 HAZİRAN 1999 ÇARŞAMBA
HABERLER
Tolumuz
Atatürk yolu'
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Ankara
Üniversitesi Hukuk
Falcültesı'nin bahçesinde
yaptınlan Atatürk aıutının
açılışı dün düzenlenen
töreıile gerçekleştirildi.
Heykeltıraş Burhan Alkar
tarafından 135 santimetre
yüksekliğinde yapüan
anıtta. Atatürk'ün,
fakültenin açıhşında
söylediğı "Cumhuriyetin
müeyyidesi olacak bu
büyük müessesenin
küşadında hissettiğim
saadeti hiçbir teşebbüste
duymadım" sözlerine yer
verildi. Törenin açıhş
konuşmasım yapan Milli
Eğitim Bakanı Metin
Bostancıoğlu, Atatürk'ün
Türk milletine bilim ve aklı
miras bıraktığını
vurgulayarak, "Bütûn
dünyada değişim rüzgân
eserken, kafalannın etrafina
duvar örenler. kafalannın
üstünü kapatanlar
Atatürk'ün manevi
mirasçılan değildirler"
dedi.
Dermrel'in mayıs
etkinlikleri
• ANKARA (AA)-
Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel, hükümet kurma
çalışmalannın ağırlık
taşıdığı mayıs ayında, 2 bin
295 kabul gerçekleştirdi;
yurtiçi ve yurtdışında
yaptığı gezilerde 9 bin 500
kilometre yol katetti.
Cumhurbaşkanlığı Basın
Merkezi'nden yapüan
açıklamaya göre Demirel,
vurtiçinde 3 defa
ıstanbul'u, l'erkezde
Kırklareli, Antalya ve
Izmir'i ziyaret etti.
Demirel, yurtdışında ise
Fransa'ya resmi ziyarette
bulundu. Cumhurbaşkanı
Demirel, bu gezilerinde
toplam 9 bin 500 kilometre
yol katetti.
Uyuşturucu
tüccarı PKK'Hler
• ANKARA-HAMBURG
(AA)- Almanya'da
uyuşturucu sattıklan
belirlenen PKK'nin "üst
düzey sorumlusu" Sadık
Baydaş(47)ileNihat
Durmuş (34). polis
tarafindan gözalrma alındı.
Bu arada, uyuşturucu
olayma kanşan Mirvvais
Obaidy adlı kişi aranıyor.
Obaidy'nin PKK'li
uyuşturucu satıcılanyla
işbirlıği dışında, 100
yatınmcıyı milyonlarca
mark dolandırdığı da iddia
ediliyor. PKK'nin
Almanya'da kanştığı
uyuşturucu
organizasyonlannın artması
üzerine Devlet Koruma
Dairesi geniş çaplı bir
inceleme başlattı.
Sakık, tanık
olarak dmlendi
• DÎYARBAK1R (AA) -
Kardeşı Arif Sakık ile
birlikte yargılandığı
Diyarbakır 1 No'lu
DGM'de, bir süre önce
ölüm cezasına çarptınlan
Şemdin Sakık, 2 No'lu
DGM'deki bir davada tanık
olarak dinlendi. Diyarbakır
2 No'lu Devlet Güvenlik
Mahkemesi'nde yaklaşık 6
yıldır ölüm cezasıyla
yargılanan tutuklu Harun
Simin'inbugünkü
duruşmasında Sakık, sanık
Simin'in saldınlara katılıp
katılmadığını bilmediğini
öne sürerek "O zaman
Harun çocuktu. ttirafçı
Muammer Sümer üzerime
100 tane eylem attı. tddialar
asılsız. Eylemlere katılıp
katılmadığını bilmiyorum"
dedi.
'Komımaktan
vazgeçin'
• tZMİR (Cumhuriyet
Ege Bürosu) -TOBB
Başkanvekilı ve Izmir
Ticaret Borsası Yönetim
Kurulu Başkanı Hasan
Özmen, Abdullah Öcalan'ı
korumaya çalışan ülkelere
seslenerek "Bu kanlı katili
savunmaya devam
ederseniz büyük bir
insanlık suçuna ortak
olursunuz. Katilin kanı size
de sıçrar" dedi. Özmen,
"Bebek katili Abdullah
Öcalan'ın hak ettiği cezayı
çekmesi gerektiğinin altını
çizmek istiyorum" diye
konuştu.
Düzeltme
I Gazetemizde dün,
'Eğitimde gizli protokol
yapılmadı' başlığıyla
yayımlanan haberin üst
başlığında. 'DSP'nin Milli
Eğitim Bakanlığı'nda
kadrolaşamadığı' ifadesi
Milli Eğitim Bakanı Metin
Bostancıoğlu'na ait olarak
gösterilmiştir. Düzeltir,
özür dileriz.
Başbakan, terörle Türkiye'nin yolundan çevrilemeyeceğini söyledi
Ecevit: Herkese ibret olsııııHaber Merkezi - Başbakan Büfent Ecevit, te-
rör eylemlenyle Türkıye 'nin birlik ve bütünlüğü-
nü zedelemeye. hızla kalkımp gelişmesine engel
olmaya çalışanlann başarılı olamayacaklannı
kaydederek "Terör harekederiyk Türkiye gibi
gûçlü bir devleti yolundan çeviremeyeceklerini
eninde sonunda görüp gerçeklerle yüz yüze geten-
lerin bugünlerde içine düşfükleri acınacak dunı-
mun da berkes için ibret verici olması gerekü-*1
di-
ye konuştu.
Dışişleri Şehitlerini Anma Günü kapsamında
dün Cebeci Dışişleri Şehitliği'nde tören düzen-
lendi. Dışişleri Bakanı Ismail Cem, Türkiye'nin
terörü kendi topraklannda bitirdiğini. dış bağ-
lantılannın da kesilmek üzere olduğunu söyledi.
Terorizmle mücadelenın uluslararası anlaşma-
Iann kapsamında olduğunu ve ülkelerin sorum-
luluk alanlanna girdiğini belirten Cem, "Terör
tüm dümada lanttlenmiştir. Ama eğer hâlâ bun-
lan sürdürenlervarsa bunlarçirtdnyüzlerini gös-
termektediler'' diye konuştu.
Anma günü içın mesaj yayımlayan Cumhur-
başkanı Süleyman Demirel, Türk diplomatlannın
DCM değişikliği yetmiyor
AB 'nin koşulu
DGM ve ölüm cezası
• Dışişleri Şehitlerini Anma Günü'nde konuşan Dışişleri Bakanı Ismail Cem,
terorizmle mücadelenin uluslararası anlaşmalann kapsamında olduğunu ve
ülkelerin sorumluluk alanlanna girdiğini belirterek, "Terör tüm dünyada
lanetlenmiştir. Ama eğer hâlâ bunlan sürdürenler varsa bunlar çirkin yüzlerini
göstermektedirler" diye konuştu.
dost ülkelerin saygısını kazanırken düşmanlann
da boy hedefı haline geldiğini belirterek "Nite-
Idm yurtdışuıda ülkemiri temsil ederken birçok
diplomatımız menfur saldınlara uğrayarak şehit
dedüşmüştür" dedi. Türkiye'nin bölgesinde ba-
nş ve istıkrann temel güvencesi olacağını belir-
ten Demirel, Dışişleri Bakanlığı mensuplannın
bu bilinçle çalışmalannı sürdürdüklerini kaydet-
ti.
Devlet Bakanı Sadi Somuncuoğtu ise terör ör-
gütü elebaştnın yargılanma sürecinde adalet ne-
yi gereknriyorsaonun yapılacağını söyledi. MHP
Meclis Grubu toplantısı öncesi gazetecilerin so-
rulannı yanıtlayan Somuncuoğlu, "15 yıl sonra
nihayet bölücübaşı Türk adaletinetesüm edilmiş-
tir. Bundan sonra, adalet ne gereknnyorsa o ya-
pıiacakbr" dedi.
Somuncuoğlu. Öcalan'ın banş mesajına iliş-
kin olarak da "Kendisini kurtarmak içinçeşMi yoİ-
lararayacaknr" dedi. MHP Genel Sekreter Yar-
dımcısı Murat Sökmenoglu da "Kan göJü özür
dflemekle bitmez. Türk miDeti bu özre bir anlam
vcnnemektedir'' diye konuştu.
FFdentepld
FP Genel Başkanı Recai Kutan, medya kuru-
luşlannın Abdullah Öcalan davasını çok "abart-
ögnn"ileri sürerek, halkm gerçek gündeminin unut-
turulmaya çalışıldığı görüşünü savundu. Davanın
önemli olduğunu. ancak diğer önemh' sorunlann
da gözardı edilmemesı gerektığinı belirten Ku-
tan, "Diğer önemli mesekier unutturulmak iste-
nircesine sadece bu dava üzerinde yoğunlaşmak
doğru değiT dedi.
ANKARA (Cumhuri-
yet BürosuJ-Türkiye'nin,
Abdullah Öcalan'ın yargı-
lanması sürecinde Devlet
Güvenlik Mahkemele-
ri'ndeki (DGM) askeri
üyeyi değiştirmeye yöne-
lik değişiklik çalışmalan,
Avrupa Birliği AB üyele-
rince yeterli görülmedi.
AB kaynaklan, Türki-
ye'deki yargıyla ilgili esas
sorunun DGM 'nin kendi-
si olduğunu, Öcalan'a
ölüm cezası verilmesi du-
rumunda taraflar arasın-
daki ihşkilenn daha da kö-
tüleşmesi tehlikesinin bu-
lunduğunu bildirdiler.
Öcalan'ın Imrah Ada-
sı'nda 31 Mayıs"ta başla-
yan yargılama süreci, AB
tarafindan da dikkatle iz-
leniyor. Öcalan'ın, yargı-
lanmasının ilk gününde
yaptığı savunma kapsa-
mında tüm suçlannı ka-
bul etmesi, Ankara'daki
diplomatik temsilciler ta-
rafindan şaşkınlıkla kar-
şılandı. Dava salonunun
ve yargılamanın iyi stan-
dartlarda olduğunu belir-
ten temsilciler. Cumhuri-
yet'e. "Tfirkm.tmrah'da
iyi bir iş yapıyor ve vizyo-
nunu gefiştiriyor" değer-
lendirmesini yapular. Dip-
lomatik temsilciler, dava
ile ilgili şu unsurlan dile
getırdiler:
DGM'lerdeki değişik-
lik: DGM'Ierin yapılan-
nın değiştirilmesine yöne-
lık çabalan olumlu karşı-
lıyoruz. Ancak DGM'ler-
deki askeri üyelerdeğişse
bile, sorunun esasını oluş-
turan. bu mahkemelerin
kendileridir. Adil ve şefraf
yargı için DGM'Ierin kal-
dınlması gerekmektedir.
Ölüm cezası: AB, ölüm
cezasını kabul etmemek-
tedir. Türkiye'de ölüm ce-
zalan bağımsız yargı tara-
findan verilmekte, ancak
siyasi bir organ olan
TBMM'de onaylanmak-
tadır. Öcalan'a verilen
ölüm cezasının uygulan-
ması, ilişkilerin daha da
kötüleşmesine neden ola-
bilir. Avrupa Konseyi de
ölüm cezasını onaylama-
maktadır. A\Tupalı kurum-
larla arasının açılmaması
için Türkiye'nin ölüm ce-
zasını kaldırması gerekir.
AB'nin, Köln'de yapa-
cağı zirvesınde Türkiye'ye
Öcalan davası aracılığıy-
la bir mesaj vermesi bek-
leniyor. AB'nin genişle-
mesine ilişkin konulann
ele alınmaması nedeniyle
11 aday ülke ile Türki-
ye'nin davet edilmediği
zirvede yapılacak açıkla-
malarda, Öcalan davası-
nın da gündeme gelebile-
ceği kaydedildi.
ÎĞNELt FIRÇA ZAFER TEMOÇİN
P6M'LER|N.
Rusya basını, idamın iç savaşa yol açabileceği yorumunu yapıyor
w
01üm cezası Türkiye'yi zor dııruma sokar'
HAKANAKSAY
MOSKOVA- Rusya, Imralı'daki duruşmayı
büyük dikkatle izliyor. Bu doğal; öcalan'ın
yakalanmasma gıden yol iki kez Moskova'dan
geçmişti. Aynca dünkü Kommersant gazete-
sinin de yazdığı gibi, duruşmanın ileri aşama-
lannda PKK'nin Moskova'daki üişkileri
konusunda ilginç gerçekJer ortaya çıkabilir.
Dahası Rusya'da on binlerce (bazı kaynaklara
göre yüz binlerce) Kürt ve Duma'da da gücü
olan etkin bir Kürt lobisi var. Öcalan'ın yaka-
lanması sonrasında Rusya'da bazı izinsiz gös-
terilerdüzenlenmiş, bu arada Duma önünde iki
Kürt kendini yakmıştı.
Bu nedenlerden dolayı önceki gün ve dün Rus-
ya televizyon kanallan haberi ilk sıralarda, yo-
rumsuz. ama oldukça aynntılı biçimde yansıt-
tılar.
Dün Rusya basımnda geniş yer alan Öcalan
davası ile ilgili bazı ilginç yorumlar dikkat çek-
ti. Nezavisimaya gazetesi, başlayan davanın
kamu huzurunu bozabileceği endişesinin, ye-
ni hükümetin kuruluşunu hızlandırdığını öne
sürdü. Türkiye'nin uygar ve demokratik bir
ülke olduğunu dünyaya göstermek için çoktan-
dır firsat beklediğini yazan gazete, Öcalan'a
idam cezası verileceği, ancak bunun müebbe-
te çevrilecegi öngörüsünü dile getirdi. Neza-
visimaya'nın haberi şöyle bitti:
"Ankara açısından, yaşayan, ama baskı ara-
na alınmış ve aşağılanmış bir Öcalan, milyon-
larca Kürt için efsaneieşmiş bir ölüdendaha ha-
yırüdır.''
Benzeri bir yorum yapan Vremya gazetesi,
Öcalan'm asılmasının Türkiye için "Avnıpah
nlma yıngnın mgyara gnmiılınpg anlatnına gt4-
diğiııir>
savundu. Öcalan'ın bugün söylediği
sözlerin artık PKK açısından fazla bir etkı ve
önem taşımadığmı belirten gazete, aralannda
örgüt içinde büyük otoriteye sahip Cemil Ba-
yık ve RusyayBDT sorumlusu Mahir Velat'ın
da bulunduğu 10 kişilik PKK yönetiminin, şu
sıralarda Iran veya Irak'ta toplandığmı duyur-
du.
Atina
'Öcalan
tanınmaz
durumda
9
MURAT İLEM
ATtNA-PKK üderi Abdul-
lah Öcalan'ın önceki gün ilk
defa hâkım önünde söylediği
sözler, Yunanıstan'da bekle-
nen gelişme olarak değerlen-
dirildi. Gazeteler konu ile il-
gili verdikleri haberlerde, Be-
kaa Vadisi'ndeki Öcalan ile
tmralı Adası'ndaki Öcalan
arasında büyük fark olduğu-
na dikkat çekerek PKK lide-
rinin tanınmayacak durumda
olduğunu belirttiler.
Mahkemenin ilk gününde
yaptığı Yunanistan karşıt açık-
lamalar ile Apo'nun olaya Yu-
nanistan'ı da kanştırmak iste-
dığinı belirten gazeteler, terö-
rist liderin asıl amacının Tür-
kiye ile anlaşmak olduğunu
vurguluyorlar.
Mahkemenin Öcalan ile il-
gili karannın şimdiden belli
olduğunu da ifade eden gaze-
teler, Apo'nun hayatının bağış-
lanması için Yunanistan hak-
kında Türkiye'nin ileri sürdü-
ğü tezleri bir kere daha gün-
deme getirdiğini iddia ettiler.
Öcalan duruşmasını izle-
mek isteyen, ancak bu istemi
Ankara tarafindan geri çevri-
len Yunanistan Komünist Par-
tisi milletvekili Stratis Kora-
kas'a söz konusu iznın veril-
memesi de basın organlann-
da kınandı.
Yunanistan' ın en yüksek ti-
rajlı gazetesi Ta-Nea,"Apo
Öiüme Mahkûm Edikü" baş-
hğını attı. Adesmevtos Tüpos
gazetesi, "Apo Konuşmaya
Başladı"başlıgını kullanırken
Athinaiki gazetesi, "Asnn
.MahkemesiBaşladı''. Avriani
gazetesi. "Mahkeme Parodi-
si". Enos gazetesi. "Öcalan'uı
Yunanistan Histerisi". Elefte-
ro Tipia gazetesi. "Kuş Ka-
festen Konuşmaya Başladı".
Eksusia gazetesi ise ".Apo'dan
PişmanhkAçıklamalan" baş-
lığı ile gelişmelen verdiler.
Öcalan'a pasaport sağlaya-
rak seyahatine imkân veren
Rum yetkilileT ise PKK lide-
rinin yargılanmasıyla ilgili ola-
rak bir yorumda bulunmadı-
lar. Simerini gazetesi Öca-
lan'ın şehit ailelerinden özür
dilemesini ve "banş" çağn-
smda bulunmasını "ölüm ce-
TannHan kacınılması yönünde
dola>1ı çağrT olarak niteler-
ken Poütis. haberi manşetten,
"Darağaanı kuruyoriar. A\TU-
pa'nm protestD mhingierL Ece-
vit şimdi dekoratif değişildik-
ler yapmaya çaüşıyor" başlı-
ğıyla verdi.
Haberi, FBeleftheros gaze-
tesi "Öcalan 'canunı bağışla-
yın' (Kyor", Alitbia gazetesi
"Kafeste dava başladı. Öca-
lan canını bagışlamalanna
karşılık banş vaat ediyor",
Mahi gazetesi "Öcalan canı-
nı bağtşlamalanna karşüık ba-
nş vaat edİTOr", Hanngi ga-
zetesi de "Öcalan cam kafes-
te. 138 sayfalık iddianameli
duruşma dün başladı" başhk-
lanyla verdi.
IMRALI'DAN IZLENIMLER
HİKMET CETİNKAYA Ocalan itirafçı
Masmavi bir deniz ve gökyüzü...
tmralı Adası'na ayak bastığımız yeni is-
keleden, eskisine baktığımda 25 yıl önceyi
anımsadım... Yine bir mayıs ayında tekney-
le gelmiştim Imralı'ya...
Binlerce yıllık bir uygarlığın simgesi olan
'Aigıior' yani lmralı, Bitinler, Persler, Roma-
lılann egemenliğinden geçti, Doğu Roma
Imparatorhıgu'nunisebinyıllıkyerleşimbi-
rimleri arasında yer aldı...Imralı Adası ünlü
Bizanslı tarihçi Theophanese de ev sahip-
liği yapt; Osmanlı denizcisi EmirAüBey ta-
rafindan fethedilmesinden sonra da Orto-
doks Rumlarm yerleşimine açıldı...
Yeni iskeleden yürümeye başladık...
Imrah Adası, 1935yıhndaCezaevi'nedö-
nüştürüidü. Dk konuklan 27 Mayıs 1960 dev-
riminden sonra tutuklanıp Istanbul, Bursa
cezaevlerinde tutuklu ve hükümlü 50 De-
mokrat Parti üyesiydi...
Başbakan Adnan Menderes, Maliye Ba-
kanı Hasan Polatkan ve Dışişleri Bakanı Fa-
ünRüştüZorlu..
Üçü de lmralı'da idam edildi ve oraya gö-
müldü...
Ressam lbrahim Balaban, Rus ressam An-
gulos Stafonadis de tmralı'da uzun süre yat-
ülar.
YılmazGünej de lmralı'dakaldıyıllarca...
AvTasya feribotunu kaçıranlar da lmra-
lı'da yattılar ve daha sonra kacnlar...
• • •
25 yıl sonra yeniden Imrah'ya ayak bas-
mak heyecanlandınvor insanı...
Meslektaşım Uğıir Dündar soruyor:
"Hikmet daha önce gelmiş mhdin?_"
Yanıt veriyorum:
"1974 ydmda röportaj vapmışDm tmra-
Soruyor:
"Değişen ne \'ar!J'
"Faziabirşeyyok!"
O yıllar iskelede sandallar, motorlar var-
dı, Imrairdan Mudanya'ya her sabah taze
balık, yumurta, yazın sebze getirilirdi...
Güvenükçemberinden geçtik ve duruşma-
nuı yapılacağı salonun bitimindeki kafeter-
yaya girdik...
Şehit yakınlanna bakıyorum...
Acılı insanlar tümü de...
Anadolu insanının sevgisi, yüreklerinde-
ki sıcaklık yüzlerine vuruyor...
Ellerinde bayraklar, resimler...
Mudanya'dadaaynıgörüntüleriyaşadım...
Yabancı televızyoncular onlan çekiyor-
du...
EminÇöiaşan yazdı, ben dealtını çizeyim:
" Bu riir görünhıler istismara açücnr, dik-
kaüi otunması gerekir™"
Bır başka konu:
MudanyaJandarma Kornutanlığı'nın önün-
de bir grup şöyle sîogan atıyordu:
"Ya AJlah Bbmfllai, Aflahuekber!"
Bu olay, bazı siyasal ve şeriatçı gruplann
çıkar yolu olmamalıdır. Güvenlik güçlerinin
de İBDA-C sloganı atanlara, Hizbullah se-
lamı verenlere hoşgörüyle bakmamalan ge-
Sabahın erken saatferinde Mudanya'ya gjden gazetedler, davayı TV'den izJedOer.
rekir...
Imrairdaki mahkeme salonu mükemmcl-
di... •
Dikkat ettim, Öcalan yargı sürecinde işi si-
yasal zemine çekmek isteyecektir...
Konuşmalan bu çizgide...
• • •
Ocalan'ın duruşmanın ikinci gününde an-
lathklan çok düşündürücüdur...
Dün tmralı'da yargı önünde MehmetTur-
gut Okyay'uı sorulannı yanıtlayan Öcalan,
Yunanistan'la ilgili ilişkilerine açıklık getir-
di: "BizYunanistan'u Yunanistan btdkullan-
dL Yunanistan'ın ağır silahlarm alımındaki
>
>
ardımı daha çok ticari anlamdadır. Orgüt
mensuplan eğitimi daha çok Yugoslavya'da
jnpjvordu."
Öcalan sorulan yanıüarken, bazı değerlen-
dirmeler de yapıyor: "Orgütiçindeki muha-
lif kanat pekçok dnayeti üzerime yıkmak is-
tedi-" , .
Burada önemli olan nokta şu:
"PKK'de genel bir dağüma söz konusu.
Öcalan da bunun daha önce farkındaydı. O
nedenle sık sık ateşkes ilan edip PKK'yi siya-
sijasalzemineçekmekiçin çaba harayordaJ'
PKK'nin "eroin kaçakçıbğı'' yapüğını Öca-
lan açıklamıştır...
Bakalım bu açıklamalara "demokrasi ve
insanbaJdan"dersi veren numaracı cumhu-
riyetçiler ne diyecek? Davayı Avrupa İnsan
Haklan Mahkemesi'ne götürmek isteyen
yandaşlan, Avrupa'daki akıl hocalan nasü yo-
rumlayacak?
Öcalan konuştukça açılıyor...
Apo itirafçı gibi...
lmralı Apo'ya yaramış!..
GLOBALPOLİTİKÜLTÜR
ERGtN YILDIZOĞLU
Nereden Geldik? Nereye
Gidiyopuz? Neden?
Umarım "Sosyal Demokrat Hareket" (SDH),
CHP'nin seçim yenilgisinin ardından bu sorulara
cevap arıyordur. Önümüzdeki dönemde CHP'nin
ve bir ölçüde de Türkiye'de demokrasinin gelece-
ği, sanırım bu sorulara verilecek cevaplara bağlı.
"SDH"nin, başlıktaki sorulara, şu üç konuya
açıklık getirmeden cevap vermeye başlayamaya-
cağını düşünüyorum: 1) CHP'nin dünyagörüşü, si-
yasal ekonomik programının paradigması, 2) Par-
tinin toplumda üstleneceği işlev, 3) 1990'lann ba-
şından bu yana SDH'de yaşanan gerilemenin ne-
denleri.
Kendini sosyal demokrat olarak niteleyen bir
hareket ve parti, hattını liberal demokrasiden ke-
sin olarak ayırt etmeyi başarmak zorundadır. Ak-
si takdirde partinin kimliği kitlelerin gözünde açık-
lığa kavuşamaz. Tarihsel olarak SDH kendini libe-
ral demokrasiden, bugün de hâlâ geçerli olan iki
kavramla ayırdı: eşitlik ve demokrasi. Liberal de-
mokrasi hiçbir zaman eşitlik hedefini benimse-
mez, demokrasiyle ekonomik ilışkiler arasında bir
ilişki kurmaya yanaşmaz. Bugün de SDH bu iki kav-
ramı benimsemeli, içeriğini nasıl doldurduğunu,
bunlan gerçekleştirmek için hangi yasal, ekono-
mik reformlan benimsediğini ortaya koymalıdır.
Ikincisi, SDH (bugün CHP) toplumda ne gibi bir
işlev üstlenmeye aday olduğunu anlatabilmelidir.
Bir önceki paragraftan hareketle, SDH toplumsal
işlevini ekonomik, siyasi istikrar ve toplumsal ba-
nşı demokratikleşme yoluyla sağlamak olarak sap-
tayabilir. Öyleyse, SDH, serbest piyasa mekaniz-
masının tahrip edici etkilerini giderici politikalar
gelıştirmelidir. Bu bağlamda SDH, spekülatif, pa-
razit mali-sermayeyi ve kara ekonomiyi denetim
altına alacak, kaynaklann üretici ve iş yaratıcı eko-
nomik etkinlikleri canlandırmakta kullanılmasına
olanak sağlayacak politikalar/reform talepleri ge-
liştirebilir. Bu reform talepleri genel bir "sürdürü-
lebilir ekonomik kalkınma" perspektrfıyle birbir-
lerine eklemlenebilir.
Ancak, yukandaki paragraflarda işaret edilen re-
form taleplerinin doğru bir biçimde tarif edilebil-
mesi için SDH'nin öncelikle, son dönemde hızla
kan kaybetmesine ve marjinalleşmeye doğru git-
mesineyol açan süreci çözümlemesi gerekiyor. Bir
sosyal demokrat partinin (SDP) temel işlevi, yuka-
ndaki iki paragraftaki önermelerden kolaylıkla çı-
karsanabileceği gibi, esas olarak emekçi ve yok-
sul kesimlerin çıkarlarını savunmak, seslerini du-
yurmak olacaktır. Bu sınıf ve kesimler SDH'nin
omurgasını oluşturacaklardır. Bundan sonra SDP
bu omurganın üzerine, toplumdaki diğer muhale-
fet hareketlerinin çıkarlannı, orta sınıflann kimi ta-
leplerini yükleyerek güçlü bir SDH yaratabilir. Di-
ğer taraftan omurgasını kaybeden bir SDP, kimli-
ğini ve sosyal tabanını yitirecektir.
Kimi özel koşullarda bir SDP kendine yeni bir si-
yasi yönelim, yeni bir sosyal taban bularak hükü-
met olmayı başarabilir. Ama sanınm, Türkiye'de bu-
nun koşulları yok. Tahmin ettiğıniz gibi, III. Yol de-
nen stratejiye gönderme yapıyorum. Bu III. Yol stra-
tejisine yakından bakarsak, hem Clinton'ın hem
de Blair'ın son 15 yılda palazlanmış, tüketim gü-
cünü bir ölçüde borsaya bağlamış bir orta sınıf kit-
lesini omurga olarak seçtiklerini görebiliriz. Her iki
ülkede de toplumun yaklaşık %40'ını oluşturan
ve toplam gelirin sırasıyla %66.9 ve %68.6'sını
alan bu orta sınıflar, çoğunlukla kendi kendilerine
yeterli bireylerden ve aile birimlerinden oluşuyor-
lar. Diğer bir değişle, bunlar, eğitim, sağlık, ulaşım,
konut gibi toplumsal gereksinimlerini kendi gelir-
leriyle özel sektörden karşılayabiliyorlar. Bu sınıf-
lar vergi vermek istemiyorlar, devletin yüksek ver-
gilere yol açan sosyal harcamalarına karşılar. An-
cak toplumsal dokunun suç, uyuşturucu, aile ya-
pısının bozulması (Fukuyama'nın Trust başlıklı ki-
tabındaki çözümlemeleri hatırlayalım) gibi neden-
lerie dağılmasından şikâyetçiler. Orta sınıflar, hem
özelleştirmeden, serbest piyasadan hem de dev-
letin birtakım seçici, asgari, sosyal yardım harca-
malanyla, disiplini arttıncı yasalarla alt sınıflan de-
netlemesinden yanalar. Ne ki Ingiltere ve ABD'de
bu sosyal katmanın çapı bir partinin omurgasını oluş-
turacak kadar geniş, serbest piyasa ekonomisin-
dan yana olacak kadar hali vakti yerinde. Türkiye'de
böyle bir orta sınrfın olduğu herhalde ileri sürüle-
mez diye düşünüyorum.
SDP kendisini, Türkiye'de ayakta tutacak olan
emekçi sınıflarla, yoksullarla ve hatta orta sınıfla-
nn hızla yoksullaşan kesimleriyle bağlannı, muha-
fazakâr partiyle (DYP) kurduğu koalisyon sırasın-
da ve 5 Nisan Kararlan'na imza atarak koparttı. Böy-
lece bu parti 1980'lerin sonunda yükselmekte olan
işçi hareketinin ivmesinin kınlmasında etkin bir rol
oynayarak bindiği dalı kesti. Ek olarak, bu parti (CHP),
şabloncu bir anlayışla Blair ve Clinton'ı taklit et-
meye girişirken, ülkedeki halk sınıflarının muhale-
fet söylemine uygun olmayan bir kültür ve imaj kur-
maya başladığının farkına varamadı. Bundan ön-
ceki genel kongrede Deniz Baykal'ın salona gir-
mesi sırasında oluşan "variety show" türünden
görüntülerle, hem aydınlann alaylı tepkilerine hem
de halkın kızgınlığına hedef oldu.
Hem emekçilerin, yoksullann güvenini hem de
aydınlann saygısını kaybeden bir sosyal demok-
rat partinin (CHP), ülkedeki siyasi havayı tümüyle
yanlış okuyarak yol açtığı bir erken seçimden ye-
nilgiyte çıkması, hemen arkasından da kendini hız-
la örgütsel biçimler alan bir kimlik krizi içinde bul-
ması doğal değil mi?
Bugün SDH, ülke siyasetinde etkin bir güce ye-
niden kavuşmak istiyorsa "nereden geldik, nere-
ye gidiyoruz" ve "neden" sorularına hızla, doğru
ve samimi cevaplar üretmek zorundadır.
TÜRK ŞÎLAHLIKUVVETLERİNİ
GÜÇLENDİRME VAKFI
MADDİ VE MANEVİ KATKILAR1NDAN DOLAYI
YÜCE TÜRK MtLLETtNE ŞÛKRAN VE
SAYGILAR1NI SUNAR.
VAKFIN BANKA BAĞIŞ HESAP
NUMARALARI
ALMANMARKI
T. tş Bankası Frankfurt Şubesi 23767007 no'lu hesap
T. C Zıraat Bankası Yenışehir Ankara Şubesi 47000 no'lu hesap
Vakıflar Bankası Kavaklıdere / Ankara Şubesi 4028489 no'lu hesap
A M E R Î K A N D O L A R I
T. C. Ziraat Bankası Yenisehir / Ankara Şubesi 64826 noiu hesap