Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURlYET 7 MAY1S 1999 CUMA
14 KULTUR
Oğlu Aydm Ilgaz, 88. doğum gününde 'sınıfın mimli ozanı' Rıfat Ilgaz'ı anlatıyor
'Yapıtları birer tarihsel belge'• Rıfat Ilgaz'ın yaşadıklan
ve aydınlann uğradığı
zulüm, Türkiye'nin
neden demokrasiye
geçemediğini ve neden
çağdaşlaşamadığını
açıklıyor. Altı yıl önce
ölmesine karşın Rıfat
Ilgaz'ın yapıtlan bugün
yeniden keşfediliyor,
4O'lı yıllann karanlık
günlerini yansıttıklan
için de tarihsel birer
belge olarak önem
kazanıyorlar.
FECtRALPTEKİN
Türk edebıyatınm en önemii isimle-
rinden RıfatDgaz. 88 yıl önce bugün diin-
yaya geldı... "Sınıfinozaıuyım mimli. Ha-
babam SınnVnın \azanyim iiniü** dıze-
leriyle özetlediği yaşamına birçok ro-
man. şiir kitabı ve mizah yapıtını sığdır-
dı; düşüncelerinden ötürü yargılandı, ha-
pis yattı.. Altı yıl önce aramızdan ayn-
lana dek oğlu Aydın llgazın sözleriyle
" Yaşamı boyunca inandığı şeyleri savun-
du".. "İzm'leri bir yana bırakalnn" di-
yordu Rıfat Ilgaz, "Dünyada iki tip insan
vardır; namuslular ve namussuzlar. Na-
muslular, inandıklannı sonunadek savu-
nurlar". Aydın Iigaz'la, Rıfat Ilgaz'ın
88. doğum gününde anımsamamız gere-
kenler üzerine konuştuk.
- Genç kuşaklar Rıfat Ilgaz'ı neden da-
ha çok Hababam Sınıfi'nın yazan olarak
tanıyorlar da şair yönünü pek bilmiyor-
larsizce?
Gençler Rıfat Ilgaz ismini televizyon-
da izledikleri Hababam Sınıfı'yla birlik-
te duyuyorlarçünkü. Eğitım sistemi çağ-
daş yazarlanmızı ders kıtaplannın dışın-
da bırakıyor ve Orhan Kemal gibi. Sah
Faik gibi gerçekten toplumun içinden
gelmiş yazarlar unutuluyorlar. Bugün.
kısa, kolay anlaşılan ve aslında yazınsal
değen olmayan yapıtlar birer edebiyat
üriinü gibi sunulduğundan gençlerin ka-
fası kanşıyor; roman, hikâye, şiirokuma
ahşkanlığı yitiriliyor. Rıfat Ilgaz'ın ilk
şiir kitabı 1944yılındayayımlandıktanhe-
men sonra toplaüldı. 1990"lara dek TRT'de
gösterilen Hababam Sınıfı filmlerinde
bile, sakıncalı göriildüğünden isrni pek
geçmiyordu Son yıllarda Rıfat Ilgaz'ın
kitaplan gündeme geldi; ama hâlâ ro-
manlannın ve şair yönünün öne çıkanl-
masına gereksinim var.
- Şürierini yaşamdayken okuria payla-
şamamıs olması acı veriyor... Sıvas olay-
lannın ardından Rıfat Ilgaz'ın ölümü çok
ani oldu değil mi?
Sıvas'ta yanarak ölen aydın dostlany-.
la olaydan bir hafta önce, Yazarlar Bırli-
Shas kaüiamında dostu Asım Beârci yi de \itiren Rıfat Dgaz için yaşamarun arûk bir anlamı kalmamıştL
R ı f a t I l g a z ' ı n b ü t ü n e s e r l e r i
MİZAH
Hababam Stnrfı
Hababam Sınıfı lcraatın Içinde
Hababam Sınıfı Uyanıyor
Hababam Sınıfı Baskında
Hababam Sınıfı Sınrfta Kaldı
Pijamalılar
Apartman Çocukian
Geçmişe Mazi
Rüşvetin Alamancas»
Nerde O Eski Ustalar
Çalış Osman Çrftlik Senin
Hoca Nasrettin ve Çömezleri
Sosyal Kadınlar Partisi
Don Kişot istanbul'da
Şeker Kutusu
Garibin Horozu
Radann Anahtan
Dördüncü Bölük
ŞİİR
Yarenlik
Sınrf
Yaşadıkça
Devam
Üsküdar'da Sabah Oldu
Soluk Soluğa /Karakılçık / Uzak Değil
Güvercinim Uyur mu?
Kulağımız Kirişte
Ocak Katan Alagöz
CÜNCEL
Can Kurt
Nerede Kalmışttk
• III
ANİ
Yokuş Yukan
Kırk Yıl Önce Kırk Yıl Sonra
ÇOCUK KİTAPLARI
Öksüz Civciv
Küçükçekmece Okyanusu
Cankurtaran Yılmaz
Kumdan Betona
Bacaksız Kamyon Sürücüsü
Bacaksız Sigara Kaçakçısı
Bacaksız Paralı Atlet
Bacaksız Okulda
Bacaksız Tatil Köyünde
ROMAN
San Yazma
Karartma Geceleri
Karadeniz'in Kıyicığında
Yıldız Karaye)
Halime Kaptan
ği'nin kendisine \erdiği altın madalya
ödülünü alırken bir araya gelmişti. Bir haf-
ta sonra Nesimi, Asırn Bezirci gibi dost-
lannı yitirmekten duydugu üzüntü ne-
den oldu belki de ani ölümüne. Son gün-
lerinde bir dostuyla yaptığı telefon görüş-
mesinde, sevdiği insanlan yitirdiğini.bu
yüzden bunalım ıçinde olduğunu yinele-
yıp durmuş. Cumhuriyet gazetesinde ya-
yımlanan son yazısında da özetle "Yaşam-
İa ölümün artık bir anlamı kalmadL, her
şey yalama oldu" dıyordu. Bir devrimci
yazann bunlan söylemesi, büyük bir
umutsuzlugun ifadesi... 1993ten bııya-
na Türkiye'de olan olaylar, toplumcu ger-
çekçi edebiyatımızın öncüsü Rıfat Il-
gaz'ın bu umutsuzluğunu haklı çıkan-
yor.
- Günümüz aydıolan, toptuma karşı
aynı duyarhhğı gösteriyoriar mı sizce?
Rıfat llgaz" m "Kulağun halkta,gÖzüm
toplumda" diye bir lafı vardı... Bugün
ise yapıtlanyla halktan uzak kalan, top-
lumun sıkıntılannı göremeyen bir kesim
oluştu. Halkın sorunlanna değinmeyen,
bireysel duygulsn yansıtan yapıtlar ve-
rilmeye başlandı. lnsanlar varoşlarda yal-
nız ve sahipsiz kaldılar. Oysa bugün top-
lumumuzu yentden keşfetmenin, toplum-
cu gerçekçi edebiyatı canlandırmanın
tam zamanı. Rıfat Ilgaz şiir ve romanla-
nnda yıllarca bu konulan işledi; ancak si-
yasi iktidarlann baskısı sonucu defalar-
ca yargılandı, tutuklandı, hapse atıldı.
Eve gelmediği zamanlarda onu başka
yerlerde aramazdık; çünkü adliyede ol-
duğunu bilirdik. 1940'lardanbuyanaül-
kemizde demokrasiye temel olacak dü-
şüncelerin gelişmesine engel olunmaya
çalışıldı. Aydınlanmız akın akın sürgü-
ne gönderildi, hapislerde yok edildi. Ve
bugün, şairine. sanatçısına. yazanna zul-
meden bir toplumda sandıktan yanlış so-
nuçlann çıkacağına bir kez daha tanık
olduk. Türkiye, kendi insanının sorunla-
nna duyarsız kaldığı için açmaza girdi ve
Rıfat Ilgaz'ın dediği gibi her şey yalama
oldu.
- Rıfat Dgaz'ın ve o kuşağın üyesi olan
diğeraydınlannyaşadıklanndançıkardt-
ğııuz sonuç sizi nasıl etkiledi?
Rıfat Ilgaz'a yapılan haksızlığı kabul-
lenemedim hiç; çünkü bir aydın ve ulu-
sunu seven bir insan olarak haksız yere
suçlanmıştı. Yapıtlannı çoğaltmak ve top-
luma okutmak istedim. Bu amaçla Çmar
Yayınlan'nı kurduk ve Rıfat Ilgaz'ın ki-
taplannı yaytmladık. Alışık olmadıklan
halde kitaplar yavaş yavaş okura ulaştı;
ve ne mutlu ki okurlar arasında gençler
çoğunlukta. Altı yıl önce ölmesine kar-
şın Rıfat Ilgaz'ın yapıtlan bugün yeniden
keşfediliyor; 40'İı yıllann karanlık gün-
lerini yansıttıklan için de tarihsel birer bel-
ge olarak önem kazanıyorlar. Yayınevi
olarak okura, toplumu aydınlatan, olay-
lann gerçek yüzünü ortaya koyan yapıt-
lar sunmaya çalışıyoruz. Rıfat Ilgaz ki-
taplanndan sonra Toktamış Ateş, Cezmi
Ersöz, Sunay Akın, Akgün Akova gibi
isimlerin yapıtlannı yayımlamaya başla-
dık. Okurlanmız da tüm zorluklara, bas-
kılara, yanlış yönlendirmelere karşın ya-
yınevlerine ve yazarlanna sahıp çıktılar.
-RıfatDgaz'ın88. doğum gününde ken-
dimize anımsatacagunız şeyler otanab»
Rıfat Ilgaz'ın yaşadıklan ve bu top-
lumda aydınlann uğradığı zulüm, Türki-
ye'nin neden demokrasiye geçemediği-
ni ve neden çağdaşlaşamadığını açıklıyor.
Rıfat Ilgaz'ın doğumunun 88. yıhnda bu
gerçekleri anımsamalıyız bence. Bu ül-
ke yıllarca aydınlanm dışladı ve halkın
sorunlanndan kaçtı. Oysa Anadolu insa-
nının, kendi ulusumuzun farkına varma-
dan evrenselliğe ulaşmamız olanaksız.
Hiç olmazsa 21. yüzyılda, yüzyıhmızda
bizi saran karamsarlıktan kurtulmalıyız.
- Son olarak bize Rıfat ügaz'la ilgili bir
anınızı aktanr nusınız?
Babam bir gün bir dosyaya bakmak
için arkadaşıyla birlikte adliyeye gitmiş.
Işleri bıttikten sonra da arkadaşı babama
yemek ısmarlayacakmış. Ancak adliye-
ye gittiklerinde babam, mübaşirin, ken-
dTismini tekrariadığım duymuş. Meğer
aynı gün kendisiyle ilgili bir duruşma da
varmış adliyede. Sonuç olarak babam bir
yıl hapse mahkûm edilmiş ve mahkeme
salonundan çıkarken babamı elleri ke-
lepçelenmiş olarak gören arkadaşı şaşkı-
na dönmüş. "Haniyemeğe gkkcektik" de-
diğinde ise babam, "Sen şimdi evdekile-
re haberver, bana bir yatakgöndersinlen
gelecek yıl bugün de burada ol, o zaman
yemeğe çıkanz" diye yanıt vermış.
Sanat-TIR, ilk durağı olan Diyarbakır'da büyük ilgiyle karşılandı
Samıt halkın cıyağuuıgeldi
ESRA ALİÇAVUŞOĞLU
DİYARBAKIR-Kültür Bakan-
lığfnın desteği, Manmara Üni-
versitesi Güzel Sanatlar Fakülte-
si ve Eczacıbaşı - Virra'nın kat-
kılanyla cuma günü tstanbul'dan
yola çıkan Sanat-TIR. etkinliğın
ilk ayağı olan Dıyarbakır'da halk-
la buluşru. 27 bin dekar gibi ol-
dukça büyük bir alanı kaplayan
ve yaklaşık 15 bın öğrencisi bu-
lunan Dıcle Ünı\ersitesi'nın kam-
pusuna yerleştırilen Sanat-TIR
gerek öğrencilerin gerekse Dı-
yarbakırlılann buyük ilgisiyle
karşılandı. Geçen yıl Marmara
Üniversitesi Güzel SanatlarFakül-
yarbakır ve çevre illerden üni-
versite içinde yer alan hastaneye
gelen hasta ve yakınlannın da il-
gi gösterdiği sergi, sanatın halkın
ayağına gittiğinde ya da fırsat ta-
nındığında ilgi gördüğünün ve
bu çabanın boşa gitmediğinin de
en büyük kanıtı oldu. Diyarbakır-
lılann çoğunluğu ilk kez orijinal
sanat yapıtıyla karşılaştı bu ser-
gi sayesinde.
İlk yokuluğunda 3636 km yol
kat edecek olan Sanat-TIR, 25
ilin içinden geçecek bu süre için-
de. Işte bu yolculuk sırasında
TIR'ın geçtiği her ilden alınan
birer avuç toprak tarihlenerek
özel şişelerde saklanıyor ve TIR
tesi nde açılan 'Müzesini Düşle- Projenin miman Hüsarmrttin Koçan,sergiyiçocuklaria birliktegezdi. iç ı n
de
sergileniyor. Böylece Sa-
yen Sergi'de yer alan özgün baskı koleksiyo- cilerin çağdaş sanat yapıtlanna getirdiklen nat-TIR'ın özel tarihi ile Anadolu tarihi bir
yorumlarhayli ilginçti. Figür gördüğü her res-
mi dakikalarca anlatan. soyut resımleri ise
'bunda bir şey yok' diyerek atlamayı yeğle-
yen çocuklar, belki de Türk insanının büyük
çoğunluğunun görüşünü yansıtıyordu bu söz-
leriyle.Üniversite öğrencilerinin yorumlan
ise daha temkinliydi. Hepsinin ortak nokta-
sı sergiyi beğendiklerine ilişkindi. Çoğunluk-
la Anadolu motiflerinin yer aldığı yapıtlan
beğenmeleri ve 'Bizim buralann haNasını ta-
şıyor' diye başlayan sözleri: 'bütün resimler
çok güzel. Ne iyi ettiniz de geldiniz' cümlele-
riyle sonuçlandı sürekli. Evkadınlannın, Di-
nunun bir bölümünün sergilendiği Sanat-
TIR, 10 Mayıs tarihine dek Diyarbakır'da
kalacak.
Türkiye "de ve dünyada başka bir örneği
bulunmayan Sanat-TIR projesine ilgi göste-
renlerin başında çocuklar gelıyordu. Her yaş-
tan çocuğun gezdiği. özellikle kampus için-
de sakız satan çocuklann galeri haline geti-
rilen TIR'ın içinden çıkmamalan dikkat çe-
ken görüntüler arasındaydı. Her bır yapıtın
önünde durarak, Marmara Üniversitesi Gü-
zel Sanatlar Fakültesi Dekanı Hüsamettin
Koçan a düşüncelerinı anlatan çocuk ızleyi-
ürkiye'de
ve dünyada
başka bir
örneği
bulunmayan
Sanat-TIR'a
çocuklar çok
ilgi gösterdi.
Halkın
çoğunluğu
ilk kez
orijinal
yapıtlarla
karşılaştı.
anlamda buluşmuş olacak.
Diyarbakır Dicle Üniversitesi'nde yapılan
açılış törenine, Marmara Üniversitesi Güzel
Sanatlar Fakültesi Dekanı Hüsamettin Koçan.
Eczacıbaşı Holding temsilcisi Vüksel Gü-
ner, Dicle Üniversitesi Rektörü Mehmet
Özaydın. Olağanüstü Hal Bölge Valisı Aydın
Arslan ve Diyarbakır Valisi NaTız Kayalı ka-
tıldı. Açılış konuşmasmda. Türk çağdaş sa-
natının sadece büyük kentlerde izlenebildi-
ğine dikkat çeken Hüsamettin Koçan, bu pro-
jenin sanatın, toplumun her kesimine ulaş-
ması açısından büyük bir adım olduğunu
söyledi. Sanat-TIR'ın Anadoluinsanıyla ger-
çek anlamda buluştuğunu söyleyen Koçan,
dinamiklerin merkezlerden Anadolu'nun her
köşesine ulaşması için büyük çaba göstere-
ceklerini de sözlerine ekledi.
Dicle Üniversitesi Rektörü Mehmet Özay-
dın, Sanat-TIR'ı bir sanat kervanı olarak gör-
dülderini ve etkinliğin 27 medeniyete ev sa-
hipliği yapmış bir kent olan Diyarbakır'dan
başlamasını son derece önemii bulduklannı
dile getirdi. Projenin sloganmı 'Halksanata
gidemiyorsa, sanat halka gidiyor" şeklinde
yorumlayan Özaydın. memnuniyetinı dile
getirdi. TIR'ın ilk kez sanata hizmet için ha-
zırlandığı proje, 'yürüyen sergi' olarak Diyar-
bakır'dan sonra 13-18 Mayıs tarihlerinde Van
100. Yıl Üniversitesi'nde, 19-25 Mayıs'ta
Erzurum Atatürk Üniversitesi 'nde ve 26 Ma-
yıs-1 Haziran tarihleri arasında ise Bayburfta
olacak. Sergi bu yıl içinde Akdeniz, Ege, Iç
Anadolu ve Karadeniz bölgelerini gezecek.
Karaköy'deki Terziler Sinagogu, sanat merkeâne dönüştü.
'Yeni Bir Binyılın
Eşiğinde İnançlar'
Kültür Senisi - Karaköy'ün
Bankalar Caddesi'ndeki ünlü
Kamondo Merdivenleri'yle ula-
şılan Banker Sokağı ile Felek
Sokağı arasında bulunan Schne-
idertempel (Türkçeadıyla Ter-
ziler Sinagogu). 1960"tan bu
yana süren ışlevsizliğinden sıy-
nlarak yeni bir yüzyıla sanat
merkezi olarak giriyor.Mekânın,
ilk etkinliği ise. 38 ülkeden top-
lam 83 karikatüristin yapıtlan-
nın yer aldıeı 'Yeni Bir Binyı-
hn Eşiğinde inançlar' sergisi.
1894'te Galata'da Aşkenaz
Yahudilerinin kurduğu sina-
goglardan biri olan Schneider-
tempel, Galata Aşkenaz Kültür
Derneği bünyesinde Schneider-
tempd SanatMerkezi adıyla fa-
aliyet gösterecek olan bina, ls-
tanbul 'un çokkültütlü geçmişi-
nin önemii bir mirası niteliğin-
de. Schneidertempel Sanat
Merkezi, tarihsel mirasla çağ-
daş sanat üretimi arasında taşı-
yıcı bir köprü olmayı hedefli-
yor. Schneidertempel Sanat
Merkezi'nin açılış etkinliği olan
'Yeni Binyılın Eşiğinde İnanç-
lar' sergisi, dünyanın dört bir
yanından 83 karikatüriste ait
'inanç-insan-toplum-deviet'
bağlamındakı 100'üaşkın ya-
pıtı 31 Mayıs'a kadar bir ara-
ya getiriyor. Serginin düzenle-
me kurulunda Ferruh Doğan,
AykutKöksai, DoğanHızba Ir-
vin Mandel. Tan Oral. tzel Ro-
zentaL OhannesSaşkal ve Ma-
rianna Yerasimos yer alıyor.
Sergide Türkiye'nin önde ge-
len karikatüristlerinden Semih
Poroy, Kâmil Masaracı, Tur-
han Selçuk, Tan Oral. Semih
Balcıoğlu ve Nezih Danyal gi-
bi isimlerin yapıtlan da bulu-
nuyor.
Komik sanatın önde gelen
araştırmacılanndan ABD'li ün-
lü iletişim uzmanı Dr. John
Lent ve ünlü Ingiliz karikatü-
rist Ralph Steadman da sanat
merkezinin ve serginin açılışı
dolayısıyla Istanbul'a geldiler.
Steadman, insanlara geçmişi
ve yaşamı anlatmamn belki de
tek yolunun herkesin anlaya-
bildiği bir dil olan karikatür di-
lini kullanmak olduğunu söy-
ledi. Emik, dinsel, kültürel, dil-
sel anlamda kozmopolit bir şe-
hir olan Istanbul'un ve bu sina-
gogun böyle bir sergi için çok
uygun olduğunu düşünen Ste-
adman, "Benim ülkemde böy-
le bir binayı küttür merkezine
çevirmeyi kimse akıl edemezdi,
ya otoparkya da McDonakbya-
pariardı" dedı. Dr.John Lent
ise, serginin adının bir binyılın
sonuna yaklaşılan şu günlerde
çok derin anlamlar taşıdığını
söylüyor.
YAZIODASI
SELLM tLERİ
Hangi Pazar Günü?
Okumayı hep daha sonraki bir zamana ertele-
diğiniz kitaplar, metinler vardır; bir roman, sara-
nk dergi sayfalan arasında kalmış bir öykü, foto-
kopisi çıkartılmış bir tiyatro oyunu.
Kitaplığımı düzeltmeye kalkıştıkça, biri, ikisi
karşımaçıkar. Bu kez okumalıyım, bir köşeye ayı-
rayım, der, sonra yine hayatın hayhuyuna kapılı-
nm.
Ahmet Kutsi Tecer'in BirPazarGünü adlı oyu-
nu o soy kitapçıklardandır.
Ahmet Kutsi Tecer... Ortaokul kitabımızdaki şi-
iri, dizesi dizesine gözümün önüne gelir.
"Geceleyin birses böleruykumu, I Içim ürper-
meyle dolar: - Nerdesin? I Anyorum yıllar var ki
ben onu, I Âşıkıyım beni çağıran bu sesın."
öylesine etkilenirdim ki, bir sesin bana da ses-
iendiğine inanırdım.
Bir pazar Günü'nü genç oyuncular 1959'da ya-
yımlamış. Kitapçıkta bırkaç siyah-beyazfotoğraf,
Cengiz Tacer çekmiş. Genç oyuncuların kimler
olduklarını bu fotoğraflardan bir türiü çıkarama-
dım. Gerçekten gencecik insanlar.
Bir Gazar Günü, genç oyuncular tarafından ilk
kez Nisan 1959 tarihinde, Pangaltı Usesi'nden Ye-
tişenler Derneği'nde oynanmış. Kırk yıl öncesi.
Kırkyıl öncesi, Ahmet Kutsi Tecer'in eserini yo-
rumlayanlar, bir ayraç açıp, şu uyanmı dile geti-
riyorlar, ön oyun için:
"(Oyunun başlama zamanına çok az kala, sah-
neden, her pazar radyolanmızda dinlemeye alı-
şık olduğumuz türden bir müzik duyulur. Müzik
bir süre çalar. Seyircileryerierine oturuhar. Oyu-
nun başlama zamanı perde birden, habersizaçı-
lır.y
Her pazar radyolanmızdan dinlediğimiz o mü-
zik! Burkulup kaldım. Cihangir'deyiz, henüzTeş-
vikiye'ye falan taşınmamışız, henüz 27 Mayıs ol-
mamış, Cihangir 'çocuk' parkı yerli yerinde... Fi-
ruzağa llkokulu'na gidiyorum...
Nasıl bir pazar sabahı bu? Yaz mı? Sonbahar
mı? Kış? Kışsa, kar yağıyor. O yıllar, kışlan daha
kartıydı. Belki de aydınlık bir ilkyaz günü. Gerçek-
ten Nisan sonu, Mayıs başlangıcı.
. Evet, pazarları biraz daha geç kalkılırdı. Bütün
aile sabah kahvaltısına birlikte otururduk; ekmek
kızartılırdı, tereyağı, peynir -baharsa, süt kokan
dil peyniri-, siyah zeytin, ev yapımı reçel.
Radyomuz, kendi masasında kurumlana kurum-
lana duruyor. Ve muhakak ki radyoyu açıyoruz.
Bir pazar sabahı radyoyu açıyoruz.
EİIili yıllann Radyo Haftası dergilerini kanştırdım.
Bu dergilerde, haftalık radyo programlan günü gü-
nüne verilmiş.
Istanbul Radyosu, pazar günleri saat 13.00'te
başlıyor. O zaman Ankara Radyosu'nu dinliyoruz.
Demek yayın biraz cızırtılı. 10.25'te "makamlar-
dan bir demet" var, sonra "saz eserleri".
Fakat bu pazar günü, akşam vakti, Safiye Ay-
la'nın konseri de varmış. Program, İstanbul'da
23.00'te başlayacak Dans Müziği'nden sonra so-
na eriyor... Fehmi Ege orkestcası: Ama aç?cu-
martesi günleri, tam 18.30'da... "Viyana radyo
orkestralanndan operet melodileri ve valsler";
plaktanmış...
Hangi pazar günüydü? Genç Oyuncular, tem-
silleri için, nasıl bir müzik seçmişlerdi? Oyunu
kimler seyretti. Ahmet Kutsi Tecer neler duyum-
sadı?..
"Bu ses rüzgâriara kanşır gider."
(...)
"Ans/z/n haykınr bana: - Nerdesin?"
O pazargünlerine mi "Nerdesin!" diyorum, kırk
yıl öncesinin dar olanaklı 'masum' radyosuna mı,
neye- neye?
Dalıp gitmişim. Ahmet Kutsi Tecer'in oyununu
yazı masama getirdim. Bu kez mutlaka okuyaca-
ğım. Hayal meyal hatıriıyorum: Sokakta, kaldın-
ma açılmış bir tezgâhtan almıştım bu kitapçığı.
Bir Pazar Günü, bugün yeniden sahnelense, mü-
zik sesiyle mi başlardı? Yazarlanmızın nice tiyat-
ro eseri var ki, sahne ışıklarına yeniden kavuşma-
yı bekleyip duruyor. Ödenekli tiyatrolann, hele
onlann, varlıksebebi, bu eserlerin gündemdetu-
tulması değil mi, biraz da? Kimin umuru...
Takvimde h Bırakan:
"Vezdan - Haflaya gideriz, şekerim. Terzi o za-
mana kadar emprimemi yetiştirir. Hem sen beni
yanında öyte şık zarif görmek istemez misin?" Ah-
met Kutsi Tecer, Bir Pazar Günü'nden.
Çukurova Kitap Fuarı'nni
onun yazarı Rıfat Igaz
• Kültür Servisi - 1 .Ulusal Çukurova Kitap Fuan
bugün Adana'da açılıyor. 17 Mayıs'a dek sürecek
olan fuann onur yazan Rıfat Ilgaz. Ilgaz'ın
88. doğum gününde bugün Çınar Yayınlan
arafından yeniden basılan "San Yazma" adlı
romanı okurlara tanıtılacak. Rıfat Ilgaz'ın doğum
günü için düzenlenen panele Çmar Yayınlan'nın
sahibi, oğlu Aydın Ilgaz ve şair Hüseyin Atabaş
katılacak.
K Ü L T Ü R İ Ç İ Z t K
K Â M Î L M A S A R A C I