Catalog

1S1AYIS1999SALI CUMHURİYET SAYFA 17 l/lerve ticareti VBD vatandaşı Fazilet »artili türbancı Merve Cavakçı, şeriatçılar çin kazanç kapısı >ldu. Akit gazetesi, >aşlattığı bir tampanya ile 3 milyon iraya "tek tip" ilan npluyor. llanda Milletin vekil seçip jönderdiği nilletvekillerini, nilletin meclisinde jörmeye tahammül »demeyen zorbalan onıyor, vekilimiz vierve Safa Kavakçı Hanımefendi'yi tutluyor ve sonuna kadar destekliyoruz" deniyor. j ^kitçiler, Türkiye L genelinde kapı kapı dolaşıp vatandaşlan zulme karşı seslerini duyurmaya çağınyor /e paralan topluyor. 3 nilyon lirayı bastıran, ılana adını yazdırdığı gibi bir de "Türkiye'deki Dönmeleri" anlatan •"Türkiye Sabetaycılığı" kitabını kazanıyor. Akitçilerin dağıttığı kitap yayımlandığı sırada henüz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığından ABD vatandaşlığına dönmediği için Faziletli türbancı Merve Kavakçı'nın adı dönmeler arasında geçmiyor! Tefc 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97Eiektronik posta: sofnOposta.cumhuriyrt.com.tr - Ortadireğin ev sahibi olması hayalmiş... "Zaten ortadirekle ancak cadır kuruluvor!" D emokratik Sol Parti Genel Başkanı Bülent Ecevit, koalisyon hükümeti üzerine çalışır- ken, gazetecilerin karşısına neredeyse hiç çıkmayan eşi Demokratik Sol Parti Genel Başkan Yardımcısı Rahşan Ecevit'in "MHP'yi İÇİ- ne sindirmenin zorluğu"nu açıklaması siyaseti dal- galandırdı. Bülent Ecevit, eşinin kaygılannı paylaş- tığını açıkladı; MHP Genel Başkanı Devlet Bahçe- li, DSP'yi milliyetçi ve ülkücü camiadan özür dile- meye çağırdı; Bülent Ecevit, eşinin özür dileceyeği- ni sanmadığını söyledi; MHP Genel Başkan Yar- dımcısı Junca Toskay, Ecevit'in sağ kolu Hüsa- mettin Özkan'dan gelen randevu talebini geri çe- vırdı; Fazilet Partisi Genel Başkanı Recai Kutan "sağ blok"un hükümet kurmasını önerdi; Cumhur- başkanı Süleyman Demirel, "Üzümün çöpü armu- dun sapı derseniz hükümet kurulmaz" dedi. Bize de Deyimler Sözlüğü'nü açmak düştü: Üzümün çöpü var, armudun sapı: Her konunun Deyimler kendine göre ufak da olsa olumsuz bir yanı buluna- bilir. Çok büyük bir olumluluk dururken olumsuz ta- rafı ele alıp ümıtsizliğe düşmek doğru değildir. Her işin, her konunun olumlu yönleri dururken olumsuz yönlerini görmek yanlıştır. Küçük kusurları dert edip mutsuz olmak yerine büyük mutluluktarla mutlan- mak, umutlanmak doğru yoldur. Küçük bir ilçe olan Susuriuk'a girişte yol, dosdoğ- rudur. Hiç viraj yoktur. Üstelik, bir havaalanı pisti gi- bi geniştir. Susurluk girişinde bir otomobille bir kam- yonun kanştığı basit bir trafik kazası Türkiye'yi umut- landırmıştır. Ama umulduğu gibi bir sonuç almak söz konusu olmamıştır, olamamıştır. Susurluk'ta yayık ayranının içine üzümün çöpü, ar- mudun sapı düşmüştür. Ayran yoğurttan yapılır. Yoğurt sütten... Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer Dik- katsiz davrandığı için kötü durumlara düşenler, da- ha sonraki olaylarda çok fazla dikkatli ve tedbirli davranırlar. Ecevit, Necmettin Erbakan'ı iktidar ortağı yapa- rak, şeriatçı kadrolan devlet organlarına taşımıştır. Alparslan Türkeş'i iktidara taşıyan ise Demirel'dir ve Demirel'e göre sağcılar adam öldümnez. 12 Eylül dönemindeki MHP Davası'nda parti yö- neticileri silahlı militan konumundaki ülkücülerle olan organik bağlarını reddetme yoluna gitmiştir. Rahşan Ecevit'in açıklaması üzerine MHP Genel Başkanı, "milliyetçi ve ülkücü camia"dan özür di- lenmesini istemesi ile önemli bir ipucu vermiştir. Ipucu vermek: Gizli kalmış bir olayı öğrenmeye çalışan kimseye olayı aydınlatabilmesi için yardım- cı bilgiler vermek. Bir olayın aydınlatılmasında yar- dımcı olacak fıkirier ileri sürmek, sözler söylemek. SESSlZSEDASIZ(l) MRİKLRTCEBE VOBHZM//... Tarihi eser kaçakçılığı tarih oldu! Kültür Bakanı Istemihan Talay'ın işadamı Rahmi Koç'a cevaben gön- derdiği B.16.0. AMG. 0.10.00.03/701.1 sayılı yazı: "18.5.1998 tarih ve 23346 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Korun- ması Gerekti Taşınır Kültür ve Tabiat Vaıiıkları Koleksiyonculuğu ve Dene- timi Hakkında Yönetmelikte Değişik- lik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile Mevzuat Komisyonumuzca hazıria- nan Taşınır Kültür Variığı Tıcaret ve Müzayedesı Hakkında Yönetmelik taslağını konu alan 16.6.1998 tarihli mektubunuz ve ekinde yer alan Sa- yın Mesud Hakgüden'in mütealası incelenmiştir. Kültür ve tabiat varlık- lanmızı korumak ve onu gelecek ku- şaklara aktarmak Bakanlığımızın baş- lıca görevleri arasında yer almaktadır. Bu çerçevede özel mülkıyete haiz ko- runması gerekli etnografik nitelikli kül- tür varlıklannın ve devlet müzelerin- de ya da koruma bilinci gelişmiş ki- şilerin koleksiyonlarında ve özel mü- zelerde korunması esas amaçlanmız- dandır. Bu nedenle amacımıza hizmet ede- cek yönetmelik düzeyinde yeni yasal düzenlemelere gidilecektir. Bu çalış- malar sırasında Sayın Mesud Hakgü- den'in görüşlerinden yararlanılacak ve bizzat kendileri toplantılanmıza da- vet edilecektir. Sayın Mesud Hakgü- den'in mütalaasına ilişkin hazırlanan bilgi notu ekte sunulmuştur." Koleksiyoner belgesi iptal edilmiş Mesud Hakgüden'in mütalaası ve Rahmi Koç'un isteği doğrultusunda hazırlanan yeni yönetmelik 29.4.1999 tarihli Resmi Ga- ^zete'de yayımlanarak yürür- \ \ lüğe girdi. Devlet malı sayılan ^ arkeotojikesederartıközelmül- kiyete geçirilebilecek. Tarihi eser ka- çakçılığı tarihe kanşacak! OKUR MEKTUPLARI tletişim: Zeynep Eşiyok Faks: 0.212. 513 85 95 4 Türkocağı Cad. 39/41 Cağaloğlu 34334 İstanbul Şanlıurfa y dan Âtatürkçülere çağru. Bizler Atatûrk Barajı Ata ln- şaat çalışanlan olarak Şanlıur- fa'da yaşayan Atatürkçü, çağdaş ve halkçı insanlara sesleniyoruz. Gelîrr UrFamtz'da ÇYDD ve ADD'yi kuralım. ÇYDD kurmaya çalışan Sayın Naci tpek'e yardımcı olalım. Iki yıldıruğraş vermekteyiz. Ama bir arpa boyu yol alamadtk. Bu bir çağn olsun. Tanışalım. Şanlıurfa'ya tur düzenleyen sivil toplum derneklerini gördükçe üzülmekteyiz. Neden mi? Medeniyetlerin beşiği olan Ur- famız'da neden sivil toplum der- nekleri yok? Bizler on beş yıldır Atatürk Ba- rajı'nda çahşmaktayız. Sivil top- lum dernekleri kurmak için hertür- lü maddı ve manevi yardıma ha- zınz. Haydi hep beraber el ele... Tel: 0.414.721 21 12 Faks: 0.414.721 21 21 İnşaat Mühendisi Hasret Usta / Atatürk Barajı çalışanlan adına. Merve Kavakçu.. Seçilmiş medya gönüllûsü 'Cumhuriyet çocuğıT Merve Kavakçı'yi televizyonlarda 'ibret'le izledik. 'İnancı' gere- ği şeriat hukukunu savunan zihniyetin pragmatik bir tutum- la, yeri geldiğinde nasıl anayasa ve uluslararası anlaşmalara sığındıâına şaşakaldık. Bizler Atatürk Türkiyesi yurttaşlan, yûce Türk ulusunu böl- meye yönelik bu turumu. Kemalist devinim karşısmda dar- madağın olacağına inancımızla şiddetle kınıyor, laik Cum- huriyet ilkelerini sonuna dek savunacağımızı bir kez daha anım- satıyoruz. Öğr. Gör. Elgiz Pamir CUMOK'lar buluşuyor. 1)15 kitle örgütü ile birlikte oluşturduğumuz 'MAI Karşıtı Çalışma Grubu'nun hazırladığı 'MAI kitabı' artık hazır! MAJ'nin anlamının ulusal bağımsızlığımı- zı yitirmek demek olduğunu Cum- huriyet okuyanlar zaten biliyor. an- cak bu anlaşmayla savaşımın yo- lu olabildiğince geniş bir kitle- nin bilgilenmesinden ve konuyu anlamasından geçiyor. CU- MOK.'un görevi de bu bılgileri yaymak olmalıdır. Kitabın nasıl edinilebileceği yine bu köşeden duyurulacaktır. 2) Sadece dini bay- ramlarda değil, ulusal bayramlanmızda da birbirimızi kartpostal yollayarak kutlamak geleneğini yerleştir- mek istiyoruz. CU- MOK. olarak bu ko- nuda üzenmize düşe- ni yapmalı ve 29 Ekim'de başlattığımız bu çabayı 19 Mayıs'ta da sürdürmeliyiz. Kart \ollayamadi- ğımız dostlanmızın 19 Mayıs'ını buradan kutluyoruz. 3) Bu hafta sonu Ankara CUMOK'la- nn oluşturduğu kala- bahk bir grup ile bir- likte olacağız. Bu gü- zel beraberliği Tekir- dağ, Bursa, diğer çev- re iller ve İstanbul CU- MOK'lann da katılı- mıyla zenginlestirmek istiyoruz. Üstelik, ga- zetemiz yazarlanndan bazılan ile de söyleş- me olanağı bulacağız. 22 Mavıs Cumarte- si saat 17.00'de gazetemizde bu- luşalım! Bu kadar CUMOK. bir araya gelir de bir akşam yemeği yenmez mi? (22 Mayıs Cumartesi, saat 19.00, her şey dahil 5 milyon TL). Sayıyı kesinleştirmek gerektiği için katılacaklann 20 Mayıs Per- şembe saat 17.00'ye kadar iş sa- atlerinde arayarak isim yazdır- malannı rica ediyoruz. (Tel: 216 - 356 68 96, Arzu An Demirka- ya). İstanbul CUMOK 'Sesimize kulak verin' Tunceli Anadolu Ögretmen Lisesi idareci, ögretmen, öğrenci ve personeli olarak sizlerden yardım bekliyoruz. Geleceğin öğretmenlerini yetiştiren okulumnz bu eğitim-öğretim yılının başında açıldı. Tüm eksikliklere, tüm olumsuzluklara, tüm zor şartlara rağmen egitime "merhaba"dedik. Yol aldık, ilerledik. Ama henüz işin çok başındaytz ve çok şeyler yapmak istiyoruz. Bunlardan bir tanesi de, kitaplarla dolu bir kütüphane oluşturmak. Sesimize kulak verin lütfen! Eğitimeyarar sağlayacağmıza inandığınız her tür kitabı bize gönderin. Şimdiden binlerce teşekkürler. Tel: 0.428.213 22 99- 0.428.213 23 00 Ayset Canbaz / Anadolu Ögretmen Lisesi Müdür Yardımcısı HAYVANLAR İSMAIL GÜLGEÇ ÇİZGÎLİK KÂMtL MASARACI H A R B İ SEMtU POROY TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 18 Mayıs CAPRA'N/N KOMSDİLERİ.. 169f'O£ SU6ÜN, ÛNLÜ AME&KAU Ff'lM MENİ FBANK. CAP&4 (KA?XA) PALBÜMO'OA Ğ . ÇOK tajçû*: y*çm AILES>)*-E ÎTAL YA'OAM A8P'r£ &ÖÇ ETMtÇ, SİNEAMYLA İL&- İYt Ç0ÜML&e A t - üç 1334,1936 *S t9Se 'O£, > "fUt KAZANAfJ CAPGA, 196O 'U CMBKUYB AY/S/LM/şrf- Smfcf»,*fioe*et ŞtŞLİ 2. SULH HUKUK MAHKEMESt'NDEN Sayı: 1998/1179 Davacı Şûkriye Çobanoğlu tarafından mahkememizde ikame olunan işbu veraset davasında: Sıvas ili, Gölova ılçesi, Soğuksu köyü cilt: 118, s. 33, k. 17'de nüfiısa kayıtlı bulu- nan Hasan ve Ayşe'den 13.6.1927'de olma Ziver Çakmak'm ikinci eşi Gülsûme Çak- mak'm eşi muris Ziver Çakmak'ın ölümün- den sonra Kastamonu, Ağlı ilçesi Alınca Mah. cilt 0006, kütûk 0062'de nüfiısa kayıt- lı bulunan Mehmet ve Aliye'den olma tbra- him Akpınar ile evlendigi ve bu hanede 14.11.1981 tarihinde ölûmü ile geriye kal- mış bulunan eşi tbrahim Akpmar'ın miras- tan tercih hakkının tespiti bakımından tüm aramalara rağmen adresi tespit edilememiş olmakla, duruşma günü olan 9.6.1999 günü saat 10.00'da gelip muris Ziver Çakmak'ın mirasından mülkiyet ya da intifa haklann- dan birine dair tercihini bildirmediğı takdır- de mülkiyet hakkını tercih etmiş sayılacağı hususu davetiye yerine kaim olmak üzere tebliğ olunur. 10.5.1999 Basın: 22003 KADIKÖY 2. SULH HUKUK HÂKİMLİĞl'NDEN Sayı: 1999/159 Vesayet Mahkememizce venlen 27.4.1999 tarih ve 1999/159 esas, 1999/227 karar sayılı ilamı ile Beşiktaş, Ortaköy, cilt: 017/01, sahife: 93. kütük: 76'da nüfiısa kayıtlı Bay- ram ve Habibe'den olma 1322 doğ. Acıbadem, Tekin Sokak No: 18 K.Y.Ç. Türki- ye Polis Emeklıleri Sos. Yard. Derneği (Huzurevi) adresinde kalan mahcur Seyfet- tin Erdoğuş M.K.nun 355. maddesı gereğince vesayet altına alınmış ve kendısine Dernek Başkanı tsmaıl Demirbaş vasi tayın edilmiştir. İlan olunur. 11.5.1999 Basın. 22022 ANKARA 11. SULH HUKUK MAHKEMESt'NDEN 1997/512 Davacı Ahmet Beybaba vekili Av. Murat Akıncı tarafından davalılar Adil Kırmı- zıgül ve aıkadaşlan aleyhine açılan ortaklığın giderilmesi davasının yapılan yargı- lamasında: Dahıli davalı Zübeyde Kırmızıgül'ün adresi belli olmadığından dava dılekcesinın ve duruşma gününün ilanen tebliğ edılmesi gerektiginden 30.6.1999 günü saat 9.15"te duruşma salonunda hazır bulunmanız ve kendinızi bir vekille temsil ettırme- niz, duruşmaya gelmediğiniz veya kendinizi bir vekille temsil ettirmediğiniz takdır- de HMUK 509-510. maddeleri gereğince dava dilekçesinin ve duruşma gününün ilanen tebliğ edilmiş ve duruşmalar yokluğunuzda yapılıp karar verileceği hususu ilanen tebliğ olunur. 4.5.1999 Basın: 22102 GÖRÜŞ Prof. Dr. CENGİZ KUDAY IÜ Cerrahpaşa Tıp Fa/cüftes/ Nöraş/rürjı Ana Bilim Dalı Başkanı 84 Yıl Önce• •• Bugün 18 Mayıs; Nkjet Steel ve Peter Hart'ın Gelıbolu (Yenilgının Des- tanı) adlı kitabının 124. sahifesinde, 18 Mayıs'a gelen olaylar şöyle aktanlıyor "Siperterinden Allah diye bağırarak iki dalga halin- de, ıslık ve borular çalarak, tıpkı öğrenciler gibi bağı- rarak çıktılar. Tüfek menziline girdiklerinde ateş açma erprialmıştık. Yüzlercesini devirdik. llk saldın sonaer- diğinde tugayımızın önünde en az 2-3 bin ölü ve ya- ralı bulacağımızdan emindik. Karakollann arasında ku- rulan btrbırineyakınateş sistemleribaşanlı oldu ve Türk- ler 10 bıne varan ağır kayba uğradı. Kanlı sırta Türk- ler hattı yaracak kadaryaktaşmışlardı." 18 Mayıs gecesi Istanbul'dan gelen çoğunluğu ta- lebe ve Istanbullu gençlerden oluşan 2. Tümen mev- zilere girdiler. Taarruz 18 Mayıs'ı 19 Mayıs'a bağlayan gece 03.30'da başladı. Bu Taarruzu General Fahrettin Altay (o zaman Ku- zey Kurmay Başkanı Yarbay Fahrettin) şöyle anlatı- yor "Enver Paşa 'nın Istanbul'dan gönderdiği 2. Tü- men, Albay Hasan komutasında gelmeye başladı. Bu tümenin nasıl kullanılacağını Esat Paşa 'dan sordum: Alaylan Mustafa Kemal'/n emrine miyoksa cepheyi ikiye ayınp bir kısmım yeni tümenin emrine mi vere- ceğiz? Cevabı şu oldu: Yeni tümenin alaylannı ayınp Mustafa Kemal'in emrine nasıl verebiliriz? Başansız- lık halinde sorumlu olmaz mıyız? Tümen Komutanı Albay olduğundan Yarbay Mus- tafa Kemal'in emrine verilmeyeceği tabiidir. Cephe- nin ikiye aynlması zarurettir. Aynca Mustafa Kemal'in şimdiye kadaryaptığı degerii hizmetleri takdirkâr ifa- delerie belirtıp 'Kılıçlı Altın Imtiyaz' madalyası verildi- ğini 2. Tümen 'in taanvza yan cepheden katılarakyar- dım etmesini ve savaşı onun karargâhında izleyıp yö- neteceğimı bildiriniz." Esat Paşa'nın emri derhal yerine getirildi. 18'i 19 Mayıs'a bağlayan gece yapılan taarnjzda 2.Tümen'intümüneyakınını kaybettik. Saat05.30'da Esat Paşataarruzu durdurdu. Yenne 16. Tümen gön- derildi. Ingilız yazar Alan Moreheod aynı olayı şöyle anlatıyor: "Eski Türk hücumlannda olduğu gibi, başlangıçta ne birborazan sesi ne de 'Allah Allah' sesleri işitHiyor- du. Sadece yan karanlıkta belirsiz gölgeler ve süngü- lerin panltılan görünüyordu. Avustralyalılar derenin herikiyanından ateş açtılar. Hemen ardından Türk oo- razanlan işitildi. Engebeli arazide bir bulut gibi saldı- nyoriardı. Birçok yerde Türkler Anzak siperierine ka- dar 2-3 yüz metre kadar uzaklığı aşmak zorundaydı- lar. Böytece 1 veya 1.5 dakika tamamen savunmasız kalıyorlardı. Bu kadarcık zamanda bile pek azı hayat- te kalabiliyordu. Sabah 05.00'te siperierimiz önünde çoksayıda Türkaskeriyatıyordu. Gelibolu'da bundan daha ağırçarpışmalarolmuştur. Ama hiçbirinde bu de- rece kısa zamanda bu kadar telefat verilmemiştir." Türkordu komutanı Liman Paşa anılarındabu sa- vaş için şunlan yazıyor: "18-19 Mayıs gecesi 2. Tü- men düşmana kahramanca taarruz etti. Taarruz ba- şanlı olamadı. Bu tümenin kaybı 9 bin ölü ve yaralı idi.' Bu geceye ait başka bir yazının dipnotu şöyle: "Istan- bul'dan getirilmiş, pek çoğu talebe olan 2. Türnen'in subaylan, erierine temiz çamaşırtar giymelerini söyle- mişlervegeceyansısiperieregirilmiş, venlen emirşöy- le: Sabaha karşı tam 03.30'da sipere sokulan tümen bandosu hücum marşı çalmaya başlar baş/amaz bü- tün eıier süngü ile düşman üzerine atılacak ve düş- man mevzilerinden sökülerek denize sürülecektir." Bölüklerin mevcutlan, en acemisi altıncı atış göre- vini yapmış 250'şer er, alaylar üç taburlu, taburiar dörder bölüklü; buna göre ilk iki alayın toplam mev- cudu 100 subay ile 6144 kişi oluyor. Saldın cephesi 800 metre olduğuna göre 800/6144 = 0.13, yanı bir kişiye 13 cm'lık bir yer düşüyor. Bir insanın genişliği en az 60 cm olduğuna göre sal- dıran birtikler sık saflar halinde dört sıra teşkil ediyor- du. O gece 03.30'dan 04.00'e kadar yanm saatte her iki alaydan 60 subay ve 5000 er kayıp verilmiştir. Sal- dın tamamen bitinceye kadar bu kayıp 9000'e yak- laşmıştır. 1921 yılında İstanbul Tıp Fakültesi hiç mezun ver- medi. O gece 2. Tümen'in içindeki diğer üniversiteli ve liseli kardeşleri gibi hepsi şehıt oldu. İstanbul Tıp 1921 yılında hiç mezun vermedi. Ama arkadan gelen kardeşlerine şanlı bir isim ve gurur ver- di. istanbul Erkek Lisesi'nin 55 talebesi de okuluna ve ondan çıkan spor kulübüne san-sıyah renklerini ver- di. Bugün bız küçük kardeşleri 84 yıl sonra onlann şe- hit düştükleri yerde onları anryoruz ve İstanbul Üni- versitesi var oldukça da her yıl 18 Mayıs'ta orada ola- cak, onlann 1915'te şehit düştükleri yılın anısına 1922 mezunlannın tıbbiye marşı yaptıklan Bizet'nın 'InciAv- cıian'nm fınal müziğini dinleyeceğız. Sevgili okurlar, 18 Mayıs gecesi uykunuz kaçar da uyanırsanız, 84 yıl önce bu ülke için şeh'rt düşen bu her dinden genci, ağabeylerimizi anın, onlar için bir dua okuyun. Şimi onlann bu topraklar için öldüğünü bilmemiz gerekiyor ve bizim bunu bilmeye, hissetme- ye her zamankinden çok ihtiyacımız var. Çünkü her birimizin bu vatanın bir parçası olduğumuzu hisset- meye ihtiyacımız var. BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4SOLDAN SAĞA: 1/ Bir yazarın bütün yapıtlan- nı içeren dizi. 2/ Şarkı, türkü.. Yoksullara yiye- 3 cek dağıtan ha- A yır kurumu. 3/ Güzel ve in çı- çeklibirsüsbit- kisi... Bir nota. 4/Güzelkoku... Adaletle iş gö- ren. 5/Kıbns'ta ° yapılan birçeşit g beyaz peynir. 6/ Bir gösterme sıfatı... Ye- mek. yiyecek. 7/Serbest bırakma... Gemilerde küçük yaştatayfayama- ğı. 8/ Çin, Japonya gibi 3 Uzakdoğu ülkelennde- 4 ki tapınaklara verilen c ad... "Mey süzülmüş şi- şeden ruhsar-ı —- ol- muş sana" (Nedim). 9/ Anadolu halklanmn en eski ana tannçası... Af- rika'da yaşayan. bacak- lan beyaz çızgili bir hayvan. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Açık eflatun renk. 2/ Ürik asıdin tuzu ya da esten... Bir kimsenin, bir şeyin bulun- duğu. bir eylemin gerçekleştiği yer. 3/ "Ben sana mec- burum bilemezsin/adını — gibi aklımda tutuyorum" (Attilâ Ilhan)... Mert, kalender ve babacan kımse. 4/ Bir operanm sözlerinın yazılı bulunduğu kitap. 5/ Üstü ka- palı olarak anlatma... Lantan elementınin sımgesi... Bir nota. 6/ Kaçan kımseyi ele geçirmek. 7/ Utanma, hayâ... Sıkı dokunmuş bir tür pamuklu kumaş. 8/ Bir bilim ya da sanat dalında kullanılan özel anlamlı sözcük... Yapı- nın ya da arsanın boyutlannı ve sınırlarını gösteren ha- rita. 9/ Ince ve uzun metal şerit... Posta paketi.