14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 16MAYIS1999PAZAR OLAYLAR VE GORUŞLER C HP'nin 18 Nisan seçimle- rinden başansız çıkması, özellikle TBMM'nin dı- şında kalması kamuoyu- nun ilgi odağı oldu basın ve görsel yaymda. CHP'nin baraja takılmasının nedenlen ûzerine \e yeniden TBMM 'de yerinı alma- st için nelerin yapılmasmın gerektiği yo- lunda yoğun bir tartışma başladı. Hiçkuşkusuz 18 Nisan öncesi CHP'nin ıçinde bulunduğu koşullar. ızledıği siya- set biçimı CHP'nin organlannda ve plat- formlannda özgürce tartışılmış olsa idi belki de bir tarih, bir kültûr, bir kimlik ve de bir özgörev (mısyon) olan CHP, 75 yıl- lık tarihsel yaşammda ilk kez TBMM'nin dışmda kalmamış olacaktı. Ne var ki bu ya- pılmadı. Kimi politıkacılar. kimı uzman- lar, sıyaset bılımcileri ve bilim adamlan CHP'nin baraja takılmasının nedenlerini şöyle sıraladı: • Sosyal demokrat bir parti olarak CHP, ıdeolojisıni sosyal smıf olgusuna orurtma- mış. doğal tabanı, hedefkitlesi ihmal edil- miş. gıderek partı gövdesıne yabancılaş- mıştır. • Altı ok. sosyal demokrasinin evren- sel ilkeleri ile toplumsal gelişmelere uy- gun bir biçimde yeniden yorumlanmadı. Halkçılık bıldırgesi ve altı okun ıçerdığı il- keler ödünsüz savunulmadı. Bu bağlam- da parti bir kimlik bunalımı sürecı yaşa- dı. BöyleceCHPkenditemelilkeierinden uzaklaştıkça toplumdan da uzaklaştı. • Clkenın temel sorunlan; enflasyon, de- mokratikleşme, terör ve Kürt sorunu ko- nusunda açık. net, saydam (şefFaO olama- di. Bu bağlamda partınin doğal tabanı sa- yılan ışçıler,"köylüler, memurlar, emekli- ler, Alevıler ve Kûrtler partiden uzaklaş- tı. • Genel başkan ve parti yönetimi, hal- kın özlem. istem ve beklentilenne uygun sıyaset sergılemedı. Ömeğın erken seçım ve hükümetin düşürülmesi halkın ıstemiy- le örfüşmüyordu. Erken seçim konusunda dayatma özellikle Genel Başkan Baykal'dan geldi. Hükümetin düşürülmesınde iseza- mansız davranıldı. Bu ve benzen pek çok başka nedenleri CHP İçin Çıkış Yolu AV. A H M E T GÜRYÜZ K E T E N C t 20. Dönem MilletveMH, eski ilçe ve il başkanı. 27. Kurultay Başkanı de sıralamak mümkün. Sıyasette bir sonuç hiç kuşkusuz bir tek faktöre dayandınla- maz. Pek çok faktör bırleşir. bir sonuç meydana getirir. Nedenler ne olursa olsun sonuç ortada. CHP, Cumhunyet ve demok- rasi tarihimizde ılk kez halktan güvenoyu alamıyor ve parlamento dışı kalıyordu. Şimdi ne olacak? Söylenen ve tartışılan- lann hemen hepsi CHP'de çıkış yolunun, kurtuluşun ancak yeniden yapılanma oldu- ğu konusunda birleşiyordu. Yeniden yapı- lanmanın kimine göre yeni bir Türkiye programı ile partinin ikrjdar obnasından geç- tiği, kimine göre ise parti üye kayıtlannın tümüyle sılinmesinden sonra yeni bir prog- ramla bu yola gıdilmesınin gerekli olduğu belirtıhyor. Ne var kj yeniden yapılanma hayata nasıl geçecek, nasıl yapılacaktı. Bu konuda hiç kimse. ama hiç kimse bugüne değın bir şey söylemedi. bir şey yazmadı. Iddıalar soyut, parti gerçeğinden uzak. ku- ramsal (teorik) dûzeyde kaldı. Önce tespit: Yeniden yapılanmanın hayata nasıl ge- çeceği konusunu ifade etmeden önce ba- zı saptamalar (tespitler) yapmak gerekir. CHP'nin ıçinde bulunduğu çıkmazın so- rumlulan kim? Başta genel başkan, genel sekreter, genel başkan yardımcılan, MYK \e öbürleri... Öncelikle sorumlu olarak bunlar gösterilecek ve hesap bunlardan sorulacaktır. Sorumlular bu kadar mı? Ör- gütün hiç mi sorumluluğu yok? Genel mer- kezin yazılı belgelenne göre "6 ikle mffl- letvekflliği adaylıgı için hiç başvuru yok. Bu durumdan sorumlu sadece genel mer- kezmi? Aday bulamayan.bulamadığıyer- de partisini adaysız bırakmamak için aday olmaya cesaret edemeyen il başkanının hiç mi sorumluluğu yok? 7 Ude milletvekilHği adayhğı için yalnız 1 kişi, 8 ilde ise sadece 2 kişi basvurmuş. 21 ilde yeterii milletve- kili aday başvurusu yok. Genel sekreterin memkketi Denizli ilinde 98 yerel yönetim merkezinden47'sinde belediyebaşkan ada- yıyok." Ömeklen daha da arttırmak müm- kün. Şimdi sormak gerekir: Söz konusu il- lerde il başkanlarınm, ilçe başkanlannın, belde başkanlannın ve de tüm yöneticile- rin hıç mı sorumluluğu yok? 28. büyük kurultayda her şeyi reddeden muhalefetin, her şeyi teslım almaya çalı- şan genel merkezin sorumluluklan ayn ayndır. Sorumlu olmayanlar, bunlann dı- şında kalan ve parti \ icdanını temsil eden- lerdir. Kimdir onlar? Senin hizbin, benim takımım demeyenlerdir. Senin adayın be- nim adayım demeyıp önce parti diyenler- dır. Başİcasının paçasına, eteğine tutuna- rak siyaset yapmayanlar, siyaseti ticarileş- tirmeyenlerdir. Geçmişte partide ruhsal bölünmelerin, hasım kamplann oluşması- na neden olanlann hiç mi sorumluluğu yoktur? Istanbul ilinde pek az ilçede delege se- çımi için cıddi demokratik yanş yapıldığı bilinmıyor mu? Büyük çoğunlukla mahal- lelerde 2 ya da 3 kişi bir araya gelerek ata- ma yoluyla delegelerin belirlendiğı bütün partı organlannca bilinırken atama dete- geter'le önseçimi muhalif-muvafık, her- kes savunmadı mı? Bölgeciliğin, mezhep- çiliğin, ırkçılığın, aşiretçiliğin, hemşeri- ciliğin. köylülüğün parti içindeki yapılaş- masının boyutlannı bile bile (ki bunlar de- ğil sosyal demokrasinin, demokratik oldu- ğu iddıa edilen bir toplumun demokratik olmayan en gen, en sağ ve yoz kurumla- ndır) yapılan önseçimi demokratik şoten diye yutturmaya kalkan parti önderlerinin hiç mi sorumluluğu yoktur? CHP'nin baraja takılmasının nedenlerin- den binnin parti ideolojisinin öne çıkartıl- madığını, günübirlik sıyaset anlayışmın, il- kesızliğin partiye egemen olduğunu iddia edenlere sormak gerek: Partinin ideoloji- si yok mu? Elbette vardır. Partinin ideolo- jisi sosyal demokrasi. Genel merkez ide- olojiyi ihmal etti, öne çıkartmadı. Çıkart- madı, ama örgüte de sosyal demokrasiyı savunmayacaksın, doğal tabanı ihmal ede- cek, hedef kitleyi de tepeceksin demedi. Peki örgüt niçin yapmadı? Bu sorunun ya- nıtı yok. Milletvekilliği seçiminde CHP bütün ülkede çökerken bazı yerel yöneti- cilerin %30'lara, %38'lere varan oylan alıp belediye başkanı seçilmelerini sade- ce güven kaybıyla izah etmek mümkün değildir. Sorumluluk, genel başkandan bel- de başkanına kadar yukandan aşağıya, aşağıdan yukanya herkese aittir. Beklenen nedir: 22 Mayıs'ta toplanacak olan kurultay- dan yeni genel başkanın ve parti meclisi- nın seçilmesi CHP'nin kurtuluşu için ye- terli değildir. Kurultayın toplanması ve se- Çİmlerin yapılması kurtuhışa giden yolda ilk ayaktır. ilk kilometre taşıdır. Devi uyan- dırmanın, ayağa kaldırmanın yolu, örgü- tün tümüyle yeniden yapılanmasıdır. CHP, kökleri Kuvayi Milliye'ye uza- nan, hatta daha ileriye, imparatorluk dö- nemindeki aydınlanma hareketlerine kadar uzanan bir büyük tarih, bir büyük kimlik, bir büyük kültür ve bir büyük özgörevdir (misyondur). Bugün yaşadıgımız coğraf- yada her köyde, her mahallede, her kent- te, hatta her evde CHP'nin kimliğı var, kültürü var, tarihi var ve izi vardır. Bunla- nn var olması yeterii midir? Hayır değil- dir. CHP'nin bu tarihsel kültürünü. özgö- revini yığınlara ve yeni genç kuşaklara ta- şıyacak, aktaracak ve de öğretecek nitelik- teki bir örgüte gereksinim kaçınılmazdır. CHP'nin var olan örgütü bu nitelikte de- ğildir. Örgüt yorgun ve yılgındır. Seçim- lerde alınan sonuç bizim bu savımızı ka- nıtlamaktadır. Siyasette aslolan sonuçtur. Onun içm önce örgütten başlamak gere- kir. Kurultayda seçılecek genel başkan ve partı meclisı 1 yıl kayyım gibi davranma- lı, görevi partinin varlıklannı korumaktan öteye gitmemelidir. Kurultaydan parti mec- lisine almacak tüzük değişikliği yapma yetkisiyle partide sadece yeniden yapılan- manın gereklerini yerine getırmelidır. Parti içi oligarşik. geri, sığ, yoz yapılan- malann kaynağının, dayanağımn öncelik- le üye yapılanması olduğu herkesçe bilin- mektedir. Yalnız CHP için değil, bütün si- yasal partiler için, hatta Türk demokrası- si için siyasal partiler yasasında yapılacak değişiklikle, ilçe seçim kurullannı yalnız seçim işleri ile görevli değil, aynı zaman- da siyasal partilerin üye kayıtlannı yapa- cak bir yapıya kavusturmak gerebr. Bu ko- nuda 20. parlamento döneminde yaptığı- mız yasa teklifı şimdi kadük oldu. CHP, Meclis'te olmadığına göre bu sorun bir başka biçimde çözümlenmelidir. Çözüm yohı noter Her ilçede belli bir noter üye "tespit" adı altında yeni üye baş- \nirulanni alabılmelidır. Noterlik Yasası açısından hiç birhukuki sakınca yoktur. Par- tiye üye olmak isteyen her kişi ilçe mer- kezinde bulunan ve önceden belirlenmiş olan bir notere başvurur, yıllık aidatını da yatınr. Cyelik başvurusu böylece noterce saptanır. Nasıl ışyeri yetki ihtilaflannda yetkili sendikanın belirlenmesinde her üye notere başvurarak hangi sendikanın üye- si olduğu saptamasını yaptınyorsa aynı şe- kilde partiye üye olmak isteyenler de bu yolla saptanabılır, belirlenebilir. Öncelik- le tüm parti üyelerinin silinmesinden son- ra kurultayla seçilmiş bulunan yeni genel başkan, bütün sıvil toplum örgütlerine, meslek örgütlerine, kadın örgütlenne, ADD derneklerine, gençlere ve bütün bir ulusa çağn yaparak onlan CHP'yi yeniden ya- pılandırmak, CHP'nin laik ve demokratik Türkiye'nin siyaset sahnesinde yeni bir heyecan ve coşkuyla yer almasını sağla- mak için işbirliği, güçbirliği yapmaya, CHP'ye üye olma yolunda belirlenmiş no- tere başvuru için çağınr. Bu çağnda, baş- vurulann 6 ay içinde tamamlanması öngö- rülür. Yapılan bu yeni üye kayıtlan ile bel- de, ilçe ve ıl kongreleri yapılarak kurulta- yagidilir. Iştebıryıl içinde yapılacak ikin- ci kurultay, partinin gerçek kurulUyı olur. Parti organları bu yeni yapılanma sonun- da ortaya çıkar. Çıkış budur, kurtuluş budur. Mayısta güller açar! Bu başlıkla bir yazı yazdı- ğımı anımsayan var mtdır? Ben bile unuttum! "Yazmak Yaşamak" adlı kitabımda görünce ya- bancı bir gözle okudum. 12 Mart günlerindeymi- şiz... Baskıcı birhava, sabah karanlığında beklen- medik ev ziyaretleri, kitap toplatmalar, sol diye ne varsa, kım varsa düşman saymalar, umutJann ki- litlenmesi... Uykudan uyanmıştım zil sesiyle... Güzel bir ilk- yaz günüydü. Sabahın altısı... Birden evin içine si- vil, asker bir kalabalık doldu. Elindeki kâğıda ba- ka baka bir şeyler soruyordu bir görevli... Falan- ca konsolosluktan telefon etmişler, niyeymiş? Or- ta Asya'ya gıtmışim, orda bızi seviyorlar mıymış? llhan Selçukla Çetin Attan gibi mi düşünüyor- muşum? "Mayısta Güller Açar" yazısını birkaç gün ön- ce yazmıştım. Haziran ayındaydık, yıldınm hare- kâtı günleri... Neredeyse otuz yıl olmuş! Selimi- ye'lerdeki duruşmalan ızlemek, tutuklanmış arka- daşlan görmeye gitmek, sonra da oturup düşün- cemizi yazmak, içine itildiğimiz bir çıkmazdan EVET/HAYIR OKTAY AKBAL Mayısta Güller Hep Açacak! kurtulmayı özlemek... Bahçede dolaşırken baktım pembe güller çıl- gınlargibi... Irilen biryana, miniciktomurcuklarya- nnlara sesleniyor... Bir bir gelecekler dünyamıza, dünün bebekleri bugünün gençleri, yannın yaşlı- lan... Hiç istemem gençlerin ucuz yollardan har- canmalarını! Çoğu boş yere ezildi, boş yere zin- danlara tıkıldı, boş yere sehpalara gitti... Boş ye- re, diyorum, bir düşününce pek de boş yere ol- madığını anlıyorum! Nadir Nadi Bey bir konuşmasında demişti ki: "Bu adam boşuna yaşamış diyecekler." Bu söz hepimız için! Elli yıldır basın dünyasın- dayım. Kırk yılı aşkın bir süredir köşeyazısı yazı- yorum. Size 1957'deki, 1960'lardaki, yetmişler- deki, seksenlerdeki, doksanlardakj yazılanmdan birini çekip sunsam hiç de "eskimiş" demezsiniz. Pekı, boşuna rr» gitti bunca çaba, bunca yazı? Ger- çekten boşuna mı yaşadık? Yalnız bizler, yazar- lar, gazeteciler mı? Tüm halkımız, aydınımız, po- litikacımız?.. "Yannlar daha güzel olacak, yannlarbizim ola- cak, gün doğmadan neler doğar, umut fakiıin ekmeği" diye diye geldik bugünlere!.. Çift uyruk- lu insanlann TC milletvekili seçilebileceği hiç ak- lımıza gelir miydi? Bir yandan Iran'da Merve Ha- nım Islamlığın Jandark'ı gibi yüceltilsin; öte yan- dan ABD kendisine bağlılık andı içen aynı insanı yurttaş olarak bağnna bassın!.. Çelişkiler, çeliş- kiler, çirkinlikler, ayıptar... Oysa bu mayıs sabahı ne güzel başlamışt! Bah- çeye çıkar çıkmaz geniş bir soluk almıştım. Içim- den, ormandan aşağı koşarak inmek isteği geç- mişti. Tek tek çiçekleri okşamıştım, pembe gül- leri sevmiştim. Bir anda yıllar öncesini anımsa- mış, ama hemen başka şeyler düşünmek iste- miştim... Mayıs ayı aşk ayidır, mayıs ayı kişiyi mut- lu düşlere götüren bir zaman parçasıdır. Öyle- dir, ama gel de güncel yaşamdan kop kopabi- lirsen! Geçmiş, bazen hiç geçmemiş gibi gelir insa- na... Oysa geçmiş, geçmiştir! Zaten yaşam bir tek gün değil mi? Insanoğlunun uydurduğu bir şey 'zaman'l Samih Rifat yüzyıllar öncenin Istanbul şairlerini çevirmiş dilimize; "Çok Eski Bir Gün Ba- tımı"... Işte sıze Moiro adlı bir kadın şairden bir mayıs seslenişi: "Dionyssos'un şerbetiyte dopdolu / asılıp kaJ- mışsın ey salkım, / altın kapısına Afrodit tapı- nağının / saramaz artık seni zarif dailanyla / anacığın asma, yayamaz başının ûstüne / o güzelim kokuhı yapraklannı." PENCERE Allah Akıl Versin... Inanılır gibi değil; ama eski Cumhuriyetçi ar- kadaşımız idris Akyüz Posta gazetesindeki köşesinde yazıyor: Deniz Baykal yine genel başkan olacak- mış!.. Delegeler öyle istiyoharmış, il başkan- landabuişe yattonmış; çünkü ortaya genelbaş- kan adayı olarak çıkanlarpost kavgasına giriş- mişler. Akyüz'ün kulağı detiktir, hem "olmaz olmaz, deme, olmaz olmaz..." "CHP'deki genel başkanlıkihalesi" yine Bay- kal'da kalabilirmiş... • Anlaşılryor ki CHP yönetiminin "tarihsel mis- yonu" daha bitmedi. Koskoca partiyı Meclis dışında bırakmakia ye- tinmeleri güç görünüyor; CHP'yi iyice tarihe gömerek üstüne "El Fatiha" yazmadan rahat edemeyecekler; sonra helvasını yiyip bir de mevlit okuttular mı, sen sağ, ben selamet, gö- revlerini yerine getirmiş olurlar. Ya ötekilere ne demeli? Akıllı dostlarımız Ercan Karakaş, Hasan Fehmi Güneş, Murat Karayatçm, Ertuğrul Gü- nay, Fikri Sağlar kendi aralannda anlaşamı- yoriar; genel başkan adayını tek kişiye indire- miyorlar; hepsi de direniyor: - Ben olacağım!.. '• Inanalım mı?.. Parçalanma ve çekişmenin yaratacağı or- tamda gelsin Deniz Baykal... Halk ve aydınlar diyecekler ki: - Allahınızdan bulun, ne haliniz varsa görûn, biz artık yokuz... • Allah'ın hikmetinden sual olunmaz, meviam neylerse güzel eyler, dere, ırmak, nehir, göl, çay gibi sözcükler şirinlik çağnştınr. Bir de sevimsizi var: Baraj Gölü. Yapay olduğundan mıdır, Frenkçe kırması yapısından mıdır, nedir, "barajgölü"deyince in- sanın aklına sevimsiz çağnşımlar geliyor; çün- kü yaşamdan uzaktır baraj gölleri, albenileri eksiktir. Adamın biri baraj gölüne düşmüş, yüzme bil- mediğinden çırpınmaya başlamış, suya atlayıp zor bela kıyıya çıkanmışlar; ama nafile... Yapay solunumu denemişler, elini kolunu açıp kapamışlar, göğsüne yumruklar atmışlan o sı- rada cankurtaran yetişmiş, acele arabaya ta- şımışlar, canavar düdüğünü çala çala yola ko- yulmuşlar... Hastaneye mi yetiştirecekler?.. Hayır!.. Adamı doğru Cumhuriyet Halk Partisi kurul- tayına götürmüşler... Neden?.. Genel başkan adayı göstermek içiru.Vı ,J U > J I v&-/ km tntar (fci
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear