17 Haziran 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 12 MAYIS 1999 ÇARŞAMBA 8 HABERLER Mario Teran, 9Ekim saat 13:10'da infaz emrini titreyerekyerinegetiriyor Efsaneler asla ölmez C he'nın \akalandığı saniye hakkındaki belirsizliklerbir- kaç detaydan ıbaretse de. o andan ölümüne kadar geçen 22 saatlik sürede neler yaşan- dıgı konusundakı rivayetlenn bazılan çok çelişkilerle dolu. Olay yerinde öldürülen gerillalar Antonio \e Arturo'rrun cesetle- ri, ağır yaralı Pacho, Che ve VVTlh ile be- raber Hıguera'ya getinldiler Che'nin el- len önden baglıydı. Kaymakam Miguel Ayoroa ve Albay Andres Seüch'in ve bir- çok asker ve meraklmın önünden geçir- diler. Che'yi sağından ve solundan tutan askerler. Hugo Franco ve Humberto Mon- tenegro ıdı. Montenegro. Che'nın 'pusu- laya benzeyen" saatinı almak ıçin onu ik- na\açalışı>ordu. Selıch ona küfrederek teh- dit ettı. Başka askerler de Che'nın saatle- rine ve üzerindekı eşyalara saldınp aldı- lar. Higuera'daki küçük. eskı okul bınası- na götürüldüler Iki oda vardı. Che. oda- lardan birine arkadaşlannın cesetleri ile kondu. Öbür odaya ıse VVilly ve Pacho alındı. Bu arada La Paz'da bu 'mutiu haberi' alan Başkan Barrientos. General Ovando ve Torres durumu analız ettıler. Hıguera'da ise Selich. Yüzbaşı Gary Prado ve Ayo- roa önce yemek yiyıp. telgrafçının evin- de Che'nin kâğıtlannı. eşyalarını karış- tırdılar. Che'nın iki ajandaya yayılan Bo- livya günlüğü. alınan ve yollanan mesaj- lar dosyası, ikı "sosyalizm' üzerine kıtap. haritalar, 12 boş film. Bolivya pesoslan ve dolarlar, bir M-1 tüfek. bir 9 mm taban- ca ve bir şiirdefteri. Oradan okula. Che'ye gittiler. Ondan. yakalanamayan gerillala- nn yerini öğrenmeye çalıştılar ve tabii ba- şanlı olamadılar. 'Kübahlar'a göre Selich "Vallegrande'de çok resmini çekecekler. ne dersin. Seni şöyle bir nraş etsek" deyip onun sakalını cektı ve kısmen kıllan ko- pardı. Che bağlı elleriyle sertçe onun çe- nesine hamle >aptı. sonra da suratına tü- kürdü Gece saat 21 'e doğru Vallegran- de'den Başkan Barrıentos'a "Che'yi ne yapacağız?" diye bırmesaj geldı. Başkan henüz karar almamıştı. "Şimdilik ruruk- lulara bir şey yapmayın" şeklindeki yanı- tı La Paz'dan Vallegrande'ye. oradan da Higuera'ya gitti. Saatler 22.00yi göste- riyordu. Kübalılara göre. Che'yi ortadan kaldırma karan Washıngton'da 1960 yı- lında çoktan alınmıştı. ABD Che'nin yaşamasını istemiyor Saat 23.00'e doğru Büyükelçi Hender- son aracılığıyla Barrientos'a \Vashing- ton'un mesajı geldi. Buna göre komüniz- me karşı verilen savaşta kav betmiş ve \ u- rulmuş bir Che imajı göstermek çok önem- liydi. Che hayatta kalırsa. mahkemesi uluslararası de\ bir olay olur ve tüm dün- ya kamuoyunun gözü ve sempatısı Boliv- ya 'yakayardı. Gece yarısını bıraz geçe Henderson. Barrientos, Ovando ve yakın bazı gene- rallen karan alıp sav fayı çev ırmişlerdi ar- tık. Higuera'da a>nı anlarda kaymakam Ayoroa ortalığı kolaçan etmek ıçin çıkmış- tı. Askerlerin bulunduğu bölgeden gürül- tüler gelıyordu. Gıdınce gördüğü tablo. epey alkol almış olan Mano Teran ve Ber- nardinoHuanca'nın kafayı bulup Che'yi öldürmeye kalkışmalanydı. Pacho ise al- dığı yaralar v e hıçbır tıbbı yardım gelme- mesiyle o sıralarda ölüp gıttı. Ayoroa ve Prado araya sert bir şekılde gırerek cina- yete manı oldular ve Toty Aguilera. Car- los Perez Panoso. Eduardo Huerta Loren- zetti et Raul Espinosa yı da Che'ye bekçı olarak bıraktılar. Che'nın başında nöbet tut- ma sırası Huerta Lorenzettf ye gelince. Comandante onunla da uzun uzun konuş- tu. Lorenzetti Che'yı hipnotıze olmuş gı- bi dinliyordu. Huerta Lorenzetti onu bir ağabeyi dinler gibi dinliyordu. Bu adam- dan etkılenmemesi imkânsızdı. Yıllardır şöhretiyle kıtalan sarsan adam karşısın- daydı ve o anda 'tarih' yaşadığmın farkın- daydı. Che üşümüştü. Huerta ona bir ör- tü getirdi. Ağzına koyduğu sigarasını yak- tı, Che teşekkür etti ve emperyalizme kar- şı savaşın önemıni ısrarla anlarmayı sür- dürdü. Che tekrar ondan ellenni çözmesini ve oradan kurtulmak içın yardım etmesini ıstedi. Huerta dışarıya çıkıp okulun cıva- nndaki durumu kolaçan etti. 'El Oso' la- kaplı Aranabar isimli bir arkadaşına du- rumdan söz ettı. O ıse bu projenin çok tehlıkeli olduğunu \e hayatlanna mal ola- bileceğini söyleyerek Huerta'yı vazgeçir- di. Huerta Lorenzetti o gün Che'yi kaçı- ramadı. ama yaşanan her an belleğine ka- zındı.Hatıratınıkalemealmayakalkıştık- tan sonra 1970'te Bolivya ordusu onu da ortadan yok etti. Hem de bu cinayeti sol- culara yükleyerek! O günkû çaüşmalardan üç Kübalı, Pombo, Benigno ve Lrbano ve üç Bolivyalı. Inti Peredo. Dario ve Nato kurtulmuşlardı. Önceden saptanan buluş- raa yenne vardıklannda Che'nin aralann- da olmadığını dehşetle fark ettiler. Gerillalar tekrar Higuera'ya doğru yö- neldiler. Kader onlara tarihin en büyük ve de en kalleş oyunlanndan birini oynamak üzereydi. On gün önce o bölgede kaybet- tiklen arkadaşları geldi akıllanna. Inanıl- maz bir şekilde gidip Higuera'da Che'nin esır bulunduğu okulun yakınlannda bir yere oturup çöktûler. Inti Peredo'ya göre Daha sonra çatışma bölgesinden Ani- ceto'nun cesedı ve 'Chino' getınliyor. Fe- lix Rodriguez onu da dayakla konuştur- maya çalışıyor. Bu arada La Paz'da sabah 09.00'da Bolivya Dışişleri Bakanı Dr. Wd- terGuevara Arce, Washington'dan Barri- entos'u anyor. Israrla Che'nın öldürül- mesinın Bolivya'ya getireceği ımaj zara- nnı anlatıyor. "İnsanlar uzun süre hapis kalınca unutur giderter" diyor. .Ama ge- celeytn ödevıni ıyı çalışan Barrientos inan- dıncı bir sesle sözünü kesiyor: "Üzgü- nüm doktor. Telefonunuzgeç geldi. Che si- lahhçaüs.madaöldü." 9 Ekim günü sabah 10.00'da Felix Rodriguez herkesten önce 'kahraman gerilla'nın (heroico guenlle- ro) öldürülmesini emreden kodlu mesajı almıştı bile. Saat 12.30'da da La Paz'dan Zenteno emir alır almaz kendinı NVılly'nin odası önünde bulur. Tüfek sesleri duyan Che sıranın kendisine geldiğini bilmektedir. Hemen akabinde kapıda Mario Teran be- lirir. Onun da elinde M-2 otomatik tüfek vardır. Che smıf sıralanndan bırinın üstü- ne oturmuştur. Teran onu ayağa kaldınr, ama heyecandan ve sinirden bir türlü ateş edememektedir. Che sakın gözlerle onu süzerken cellat adayı güç toplamak için içkı ister. Ellen titremektedir. Odadaki diğerleri "Ateş et arük, salak. ateş et" diye bağırmaktadır- lar. Bu saniye uzadıkça Che'nin da sab- n taşar, "Ateş etsenealçak, alttarafi bir in- san öldüreceksin" diye bağınrken Bolı\ - yalı subayların ve Felix Rodrigez'ın tut- tuklan Mario Teran nihayet gözünü kapa- yıpateşeder. tlkkurşunlar Che'yi ellerin- 8Ekim gecesi Che, Higuera'da küçük bir okul binasında son gecesini tutuklu olarak yaşarken çahşmadan kurtulan kendi gerillalan onun varlığını bilmeden, binanın yanı başında, Comandante'nin akıbetini tartışmaktadırlar. Che Guevara'yı öldüren Mario Teran, bugün hâlâ Bolivya'da yaşamaya devam ediyor. Estetik ameliyatiar geçirerek, saklanarak, sokağa gece çıkarak, tam çekilmez bir hapis hayatı artık onunki. Yalnız bazı paralı röportajlara, kayıt olmamak kaydıyla olurunu veren, yaşayan bir ölü artık o. hatta neredeyse okulun karşısındaydılar. Tarih acaba bundan daha dramatik bir sah- ne yaşamış mıydı? Che de hıçbir zaman, o son gecesinde gerillalannın o kadar bur- nunun dibinde olduğunu bilemeyecekti. 9 Ekim sabahı, güneşin ilk ışıklan or- taya çıkmaya calışırken öğretmenlerden Ju- lia Cortes okula, Che'yi görmeye geliyor. İlk düşüncesi ona küfredip, o kutsal okul bınasından atürmak. Ama Che onunla öy- le yumuşak bir sohbet başlatı>or ve öyle bir soru-yanıt silsilesı gerçekleşiyor ki Ju- lia'nın bütün bakış açısı birden değişiyor. Karşıstnda, askerlerin kendisine tanıttı- ğından tamamen farklı bir insan var. Ju- lia Cortes Higueralılara ve askerlere Che'nin nasıl dürüst ve asil bir insan ol- duğunu anlatıyor. Tam o sıralarda sabah saat 06.15 'te bir helikopter Higuera'ya Albay Joaquin Zen- teno .Anaya ve CIA ajanı Felbt Rodrigu- ez'i getınyor. Yüzbaşı Prado onlan Che'nin yanına götürüyor. Bir köşede duvara yas- lanıp oturan Che'nin bandajlı >arası öyle duruyor. hiçbir doktor müdahalesi olma- dan. Zenteno bu ünlü tutukluyu başanlı ola- madan konuşturmaya çalışıyor. Anaya'ya, Albay Selıch'e verilmek üze- re bir mesaj geldi. Emir, 'Senor Gueva- ra'nın ortadan kaldınlmasınT buvuruyor- du. Selich de Zenteno Anaya'ya görevın Ayoroa'nın olduğunu hatırlattı. Oğle ci- varında Higueralı Bn. NinfeArteagave b- zı EBda Hidalgo. Che'ye çorba getirdıler. Askerler ıçen sokmak istemeyince çorba- nın onlar dahil herkes için olduğunu söy- leyip barajı aştılar. Villa Clara'da Che anı- tının müzesinde Ninfa Arteaga'nın o gün Che'ye çorba getirdıği parlak bakır kabı gördüğümde içimde bir şey cız etti. Nin- fa Arteaga bu kabı daha sonra Kübalı yet- kililere verebilmişti. Kadın ve kızı. Che ile yalnız kalıp, ellerini çözüp onun çor- bayı icmesini sağlamışlardı. Arteaga o gü- nü müteakiben yıllarca Che'nin o günkü yumuşak ve derin bakışlannı anlatacak, ne zaman kendini güçsüz hissetse Che'nin o bakışlannı çağırdıgını ve onun yardımıy- la zor sorunlannı aşabildiğini \-urgulaya- caktı. Selich, Ayoroa ve Rodriguez bera- berce nöbettekı askerlerden bu ınfazlan yapmak için 'gönüllü' ısterler. Bernardi- no Huanca. Mario Teran \ e Carlos Perez Panoso öne çıkarlar. Bernandino Huanca den \e ayaklarından vurmuştur. Che'nin 'çanşmada öldiigü' palavrasını insanlara yutturmaya çalışmak ıçin kendisine boyun- dan aşağıya ateş etmesi emn \ erilmiştir. Che bağırmamak için yerde bileğini ısır- maktadır. Sonra Teran otomatik silahın tetiğını yine çeker. Dokuz kurşundan ölüm- cül olanı Che'nın gögüs kafesmi aşıp cı- ğerini kanla doldurur. Bir başka ıddia ise. yerde can çekışmekte olan Comandan- te'nin acısına son vermek içın bir başka subayın onun kalbine yakın mesafeden ateş etmiş olduğudur. Bir heliEopter Che'nin cansız \ ücudu- nu almaya gelır ve VaHegrande'de Senor de Malta hastanesıne götürür. 10 Ekim salı günü Albay Saucedo dişçi alçısı kul- lanarak Comandante'nin yüzünün mas- kesini almak ister. Ama özel bir pomad sür- mediği içın deriyi, kaşlan ve kıllan bera- ber kaldınr. Sonra Albay Roberto Quin- tanilla. Che'nin kafasını ve ellenni kesip La Paz'a götürme emrini gündeme getı- nr. .Ama Saucedo bu kadanna ızın vermez... Sonuçta yalnız kanıt ve parmak izleri açı- sından eller bileklennden kesilir. Selich ise vücudu kaçınp gizlice gömer. Ondan bir önceki gün. 9 Ekim öğle vakti geceleyin Higuera'da Che'nın bulunduğunu bilme- den orada olan kendi gerilla arkadaşlan bu sefer şehrin dışından gidip gelen bir heli- koptere pek anlam vermezler. Bolivyalılar hemen bir bastn toplantı- sı yapıp, Che'nin •silahlı çaüşmada' can verdığinı açıkladılar. Tabiı ayyuka çıkan bilgiler, dedikodular ve somut verilerle bu yalanın balonu 24 saat içinde patladı ve gerçekler su yüzüne çıktı. Özellikle olaylar yaşanırken bölgede olan ve herkes- ten bilgı toplayan lngiliz Rkhard GouM gibi gazetecilerin varlığı tüm yalanı hemen eritti. Che'nin ölümünde sorumluluğu olan insanlann çoğu bir felaketle enyıp git- tiler. Barrientos 1969'da bir helikopter ka- zasında feci şekilde yanarak öldü. Gene- ral Ovando. oğlu bir uçak kazasında ölün- ce hayattan soğudu ve 1982'de gözlerini yumdu. General Juan Torres 1976'da Bu- enos Aıres'te bir cmayete kurban gittı. Jo- aquın Zenteno Anaya 1976'da Paris'te so- kakta sözde bir 'Che Guevara komando- su' tarafından vurulup katledildı. Bu ör- gütün varlığı kanıtlanamadı. Che'nin ka- fasını vücudundan a>ırmak ısteyen Albay Roberto Quintanılla 1971'de Hamburg konsolosunun bürosunda öldürüldü. Al- bay Andres Selich 1973'te La Paz'da de- mır çubuklarla dövülerek öldürüldü. Che'yi yakalayan yüzbaşı Prado, 1972'de yediği bir kurşunla ömür boyu felç oldu. Che'ye ölümcül kurşunu sıkan Mario Te- ran bugün. 1999'da hâla canlı ve Bolhya'da nefes alıp vermeye devam ediyor. Hayatı kaymış bir çöp torbası olarak sürekli sak- lanarak. sürekli tebdıl-i kıyafetlere gire- rek, perukalar takarak. paranoyak bir ya- şamla günlerini doldurmaya çalışıyor. 20. yüzyılın efsanesi CIA ve Bolivyalılar Che'nin ellerini kanıt olarak kesip sakladılar ve ceset 30 yıl boyunca saklı kalacağı Vallegrande'de- ki bir çukura başka genlla cesetleri ile atıldı. Che'nin gerilla arkadaşjan, 15 Ka- sım'da çıkan bir çatışmada ağır yaralanan Nato'yu kendileri onun isteğıne uyarak vurup yola devam ederler. 18 Şubat 1968'de Şili topraklanna geçip kurtulurlar. Inti Pe- redo ve Dario, Bolivya'da kalırlar, ama 1969'da polis tarafından öldürülürler. Ara- lanndan Inti ölmeden önce 'Che ile Karn- panyam' (seferim) kitabını yazar. Che'nin ölümü 15 Ekim 1967'dc Kübaj- tarafından kabul edildı. Gerek Küba'da. ge- rek tüm dünyadamilyonlarca insan Coman- dante'nin anılan. fikırleri, kişilıği ve yıl- maz mücadelesi önünde saygı duruşuna geçtiler. François Mitterand i *Gue> r ara savaşı, özgür insanlann savaştdır" dıye- rek ona şapka çıkaran onca ünlü ismm arasındadır. 20. yüzyılın sonunda ise Che hâlâ dünyanın milyarlarca insanına ışık tutan birefsanenin kahramanı olmaya de- vam ediyor. İİTTÎ B/BL/YOGRAFYA 1. Pierre Kalfon. Che Edınons du Seuil Mai 1997 Pans 2. Adyss Cupull ve Froilan Gonzalez. La CIA contre le Che' (CIA. Che\e karşı). Edi- tıonEPO199S. 3 Adyss Cupull ve Froilan Gonzalez A Brave \fan' (Cesur Bir Adam). Edıtorial Jo- seMarti. 1997 Brüksel, Belçika. 4. Ernesto Che Gue\ara Alberto Granado. Latino Americana' A\-ustralya. 1986-1992 5 J.L Anderson. Che Guevara, A Revolu- tionary Life' (Guevara De\rimciBir Havat) Grove Press 1996 Ne* York 6 Michael Ratner & Michael Smith. Che Gue\ara and the FBI' (Che Guevara ve FBl) 1997 Ocean Press, Melburn. ,Ven' York. " FidelCastro Che, A Memoir'(Che. Bir Anı KUabıl 1994 Ocean Press Avustralva. 8 Ernesto Che Guevara Bolnıan Diary ' (Bolhya Günlüğü) ve Inti Peredo, 'My Cam- paign wıth Che' (Che ile Seferim) 1994 Path- fınder Press \ew York L'SA 9 Tncontinental. Specıal Tnbute Issue•'. S'o. 83 5-1982 10. CIA Targets FideV (CIA, Fideli He- defAlıyor). Ocean Press 1996. Australya 11 Ernesto GuevaraL\nch 'OğlumChe' Çivi Yazılan. 1996 12. Ernesto Che Gue\ara. Savasçıya Pra- tık Önerıler' Yar Yaymlan (36) Uart 1977 13. Ernesto Che Gue\ ara Saıaş Anılan' Ant Yaymlan. 14. Claudia Funati. The Plot to Kill Ken- ned\ and Castro (Kennedy ve Castro yu öl- dürmekıçinsuikastplanı). OceanPress Avust- ralva, Şubat 1994 15. David Sandison. Che Guevara '. St Martin 's Gnffin, New York. 1997. 21. yüzyılın eşiğinde: Çocuk ve ergen ruh sağlığı Sokak çocuklan toplumun kaybıdır Dr.ERDALATABEK ADANA-Kongrenin birinci günündeki önemli panel "Sokak Çocuklan" konusunu ele alıyordu. Prof. Dr. Tiirkân Saylan, Prof. Dr. Esin Küntay, Prof. Dr. Fazilet Aksu, Prof. Dr. Oğuz Polat ile Uzm. Dr. Türkay Demir'in katıldığı panelde sokak çocuklanyla ilgili çalışmalann sonuçlan irdelendi. Prof. Dr. Türkân Saylan. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Başkanı olarak "sokak çocuklarTnı derneğin bütün şubeleriyle birlikte ele almakta, uzun süredir bu çalışmalarda somut çözümler için uğraş vermektedır. Burada en önemli konu. "sorunu deviet çözümlesin" anlayışının bir yana bırakılarak, ama kuşkusuz kamu hizmetlerinin ilkeleri de göz önüne alınarak sivil toplum kurluşlannın etkin ve somut çözümler üretebileceklerinin kanıtlanmış olmasıdır. Işte "Cumhuriyet bireyi"nin yazan, laik demokratik cumhuriyetin savunucusu Prof. Dr. Türkân Saylan, topluma en önemli mesajı "Gel, kaül, sen de bir tuğla koy" çağnsıyia yapmaktadır. "Sokak çocuklan" evlerinden neden kaçıyorlar? Panelde bu sorunun yanıtı şöyle veriliyordu: • Baskı • Şiddet uygulanması (dayak vb.) • Duygusal, fiziksel, cınsel ıstısmar • Aile içi çatışma • Ailenin dağılması Bu konuda yapılan çalışmalarda. bu nedenlere ek olarak "dilendirme/zoıia çalıştırnıa. üve> anne- baba, kardeş, ailenin çocuğa bakmayı reddi, ana baba alkolizmr görülmektedir. Prof. Dr. Fazilet Aksu. Adana'da 381 çocuk üzerinde yapılan araştırmada sokak çocuklannın yaş ortalamasının, çocuklann yüzde 55'inde 11-15 yaşlar arasında olduğunu açıkladı. Aile durumlannda yüzde 76'sının ana- Bir 'sokak çocuğu'nun mektubu "Ben sokağa dört senedir düştüm. Babam beni dövdü, evimden kaçom. tstanbul'a geldim, karakola düştüm, orada bana sahip çıktılar, yurda yatırdıiar. evimi öztemiştiın, ama gidemiyordum yurda yaürdıklan zaman. Bir sevinçliyim bir de değUim. Niye ' sorarsanız annemi ve r , '^kardeşimi ozKryorum. Vurtta çok iyiyim, büyüyünce potis olacağmı, sokaklardald çocuklan kurtaracağun. Onlan evlerine götüreceğim. Annesi ounayanlan yuvaya götüreceğim, canüerihapse götüreceğim. Çok büyük bir adam Adun Biigiıı Kip (Kaynak, Çocuk Forumu'99) l!.5'inintek ebeveyni vardır. Çocuklann yüzde 7T'i geceevlerinde kalmaktadır. Sokakta çalışan, sokakta yaşayan çocuklann yüzde 12'si sokakta, yüzde 7'si kâğıt deposunda gecelemektedir. Prof. Dr. Esin Küntay, bu çocuklann karşı karşıya kaldıklan tehlikeleri (risk) şöyle açıkladı: - Cinsel sömürüye uğrama, suç işleme, suç aracı olma, madde bağımlılığı (uyuşturucu, tiner, bally vb.) şiddet uygulama/şiddete maruz kalma. AIDS'ten bitlenmeye kadar sağlık sorunlannı yaşama, küçük yaştaki kız çocuklannın seks aracı olarak pazarlanması. Prof. Dr. Oğuz Polat "sokak çocuklannuı" en büyük eksiğinin "güven duygulan" olduğunu, bu çocuklann geçirdikleri hayat deneyimleri nedeniyle hiç kimseye ve hiçbir şeye güvenmediklerini belırtti ve "Bu çocuklan kazanmamn yolu güven sagiamaktan geçecektir" dedi. Bu çocuklann kara para ve uyuşturucu kuryeliğine yöneltildiklerini. hırsız çetelerine katılmaya zorlandıklannı, suça itildiklerini belirten Prof. Dr. Oğuz Polat "Onlara çocukluklannı hediye etmeliyiz" dedi. Istanbul'da yapılan bir çahşmada sokakta çalışan çocuklann ağırlıklı olarak 12-15 yaş grubunda olduklan (yüzde 77). ikinci sırayı ise 6-11 yaş grubunun (yüzde 19) aldığı görülmüştür. (Ilik ve Türkmen-1994). Ankara'da yapılan bir araştırmada da sokak çocuklannın yüzde 60'ının 11-14 yaş grubunda olduklan ortaya çıkmıştır.Uzman doktor Işık Görker ve psıkolog Füsun Aygölü'nün çalışmalannda "Çocukİarda Özkavram" ölçeğiyle yapılan testte sonuçlar şöyle bulunmuştur. Mutsuzluk, doyumsuzluk yüzde 53.84, kaygı yüzde 60.57, popüler olamama, gözde olamama yüzde 33.5, da\Tanış sonınu, uyum güçlüğu yüzde 46.87, fiziksel görünümünden rahatsız olma yüzde 43.12, zihinsel yetersizlik ve okul durumu yetersizliği yüzde 41.07. Kaynak: Çocuk Forumu, Mayıs '99 K e m i k i l i ğ i t r a n s p I a n t a s y o n u n d a T ü r k i y e ' d e g i i n c e l s o r u n l a r , g e l i n e n n o k t a v e ö n e r i l e r ( 2 ) Kemik iliği vericileri bilgi bankaları aracılığıyla saptanmalı Prof.Dr.HALUKKOÇ Ankara Üniversitesi TıpTakültesı Hemato- loji Bilim Dah Başkanı, Türk Hematoloji Derneği Genel Sekreten Ülkemizde başarı oranları. hem ge- nelde, hem hastalık gruplan göz önüne alındığında dünya ortalamalan ile aynı dü- zeydedir. Genel beklentilere ve önerile- re geçmeden önce, son günlerde yoğun- laşan aile dışından verici belirleme gay- retlerıne deginmek gerekiyor. Kemik iliği nakli ile yüksek oranda iyi- leşme olanağı sağlanabilecek uygun hastalıklann uygun hastalık dönemle- rinde, tam uygun kardeş bulunamama- sı durumunda ne yapılıyor? Neler yapıl- malıdır? Bunun için toplumda hastanın doku antijenleri ile tam benzerliktaşıyan aile dışı bir verici bulunması durumun- da, bu kişinin verici olarak kullanılması (kendi öz isteği ile) ne derece geçerlidir? Bu vericiler nasıl belirlenmelidir? Dünya- da özellikle ABD, Ingiltere, Fransa ve tüm istekli verici adaylannın doku anti- jeni bilgilerinin kayıtlandığı Hollanda'da birimler bulunmaktadır. Bugün için 8 mil- yon kişinin kayıtlı olduğu bir bilgi ban- kası mevcuttur. Ülkemizde Istanbul (Is- tanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Bölü- mü) ve Ankara'da (Ibni Sina Hastanesi) kendi kardeşleri için verici incelemeleri yapılan sağlıklı kişilerin kendi öz istek- leri de göz önüne alınarak küçük çaplı kayıtlar tutulmaktadır. Bu konuda son 10 yıldır kendi çabalan ile hem bu uygu- lamalann ülkemiz insanına sunulabilme- si hem de çeşitli olanaksızlıklar içerisin- de dünya standartlarını yakalama gay- retleri içinde özveri ile çalışan ekıplere; "Neden bizde bu eksik?", "Neden biz dünyadan kopuğuz?" gibi eleştiriler ge- tirmek, dozu ağır bir haksızlık olmuyor mu? Bir diğer konu; aile dışında buluna- cak bir vericinin doku uygunluk antijen- leri hastanınki ile tam uygunluk göster- se de; bu vericinin tam uygun bir kardeş verici kadar başanlı sonuç vermeyece- ğinin bilinmesidir. Çünkü bugünkü tek- niklerle belirleyemediğimiz bazı minör antijenik yapıların aile dışı vericilerde, gösterilebilenlertam uygun olsadafark- lılıklartaşıyabileceği birgerçektir. Budu- rum, nakil sonrası yaşanabilecek ve ba- şarıyı olumsuz etkileyecek birçok sıkın- tının nedenı olacaktır. Bütün vericiler- den yapılan kemik iliği nakillerinde ba- şarı şansı, yan yanya azalmaktadır. Güncel tartışmalardaki bir diğer yan- lış anlaşılmayı vurgulamak gerekiyor. Ke- mik iliği nakli mutlak başarı demek de- ğildir. Çeşitli kan hastalıklarında bazen ilaç tedavisi ve izlem daha başanlı olmak- tadır. Bu şekilde kesin çözüm olarak yansıtılan bu işlem, bazı hastalarda, uy- gulanan akılcı tedavi yöntemlerinin alter- natifi olmamaktadır. ikonuyla ilgili biruz- man olarak, tüm hastalara ve ailelerine, tedavilerini üstlenen kurum ve hekimle- re güvenmelerini ve önerilerini uygula- malarını salık veriyorum. Olayın parasal boyutunu da kısaca aktarmak gerekiyor. Yurtdışındaki uygu- lama maliyeti 200.0O0-250.CX)0 USD ola- rak değişen bu tedavi yöntemleri, ülke- mizde hastane ve genel hizmet ücret bi- rimterinin, gelişmiş ülkelere göre daha dü- şükolması nedeniyle, ortalama 20.000- 30.000 USD'ye mal olmaktadır. Aradakı fark yıllık uygulama sayısı ile çarpılırsa, ülkede tutulan kaynak karşı- iığı kolayca hesaplanmış olur. Konuya bu boyutuyla yaklaşılırsa, bugün ülkemiz- de çeşitli kapasitelere sahip 9-10 kadar merkezde gerçekleştirilebilen bu teda- vi seçenekleri, özellikle üniversitelerin bu merkezleri çeşitli olanaklarla destek- lemesi ile daha büyük boyutlara ulaştı- nlabilecektir. Bu konuda çeşitli duygu yüklü kam- panyalar ile bireysel sıkıntılann çözümü yönünden kamuoyu oluşturmak yerine, akılcı, ileriye dönük yatırımlann gerçek- leştirilmesini sağlayacakgirişimlerin için- de olunmasının, hastalara ve ailelerine yanlış tedavi edildikleri telkini yapılma- masının, daha tutarlı, daha etik ve so- rumluluk taşıyan bir davranış şekli oldu- ğuna inancımı belirtmek istiyooım. İÎTTİ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear