Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
I MAYIS 1999 CUMARTESİ • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAMI 19
stanbul A 24 Sınop A 23 Adana A 27
zdırne A 26 Samsun PB 21 Mersin A 25
<ocaelı A 25 Trabzon
^anakkale A 24 Gıresun PB 19 Şanlıurfa
PB 18 Diyarbakır A 24
A 27
zmır A 28 Ankara A 23 Mardın A 25
Vianısa A 28 Eskişehır A 24 Siirt A 24
<\ydın A 29 Konya A 23 Hakkâri A 16
Denızli A 26 Sıvas A 21 Van PB 16
Zonguldak A 23 Antalya A 28 Kars PB 12
Yurdun kuzeydoğu
kesimleri parçalı
bulutlu, ötekı yerler Oslo
az bulutlu ve açık
geçecek. Hava sı-
caklığı Doğu'da
değişmeyecek, Ba-
tı'da artacak. Rüz-
gâr, güney ve batı
yönlerden hafrf ara
sıra orta kuvvette
esecek. Münih
DIS MERKEZLE
PB 11 Berlin PB 17 Moskova Y 16
Helsinki
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Paris
Bonn
PB
PB
PB
PB
PB
Y
Y
11
10
19
16
17
21
17
Budapeşte
Madrid
Viyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atina
Y
PB
Y
PB
Y
PB
PB
21
17
19
25
24
21
26
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bişkek
Tiflis
Kahıre
PB
A
A
PB
A
A
A
26
18
25
19
24
16
32
Y 18 Zürih PB 21 Şam A 31
Açık Parçalı bulutlu Bulutlu k
Çok buluttu Yağmuriu
''İMMP
Kartı GOK gürultülü
GUNCELcÜNEYT ARCAYÜREK
• Baştarafı 1. Sayfada
Bu öğeler, siyasette ciddiyeti ön planda tutan-
lara özgü davranışlar.
Ne ki, koalisyona girmesi olası partilerde aynı
davranış gözlenmiyor.
Son günlere kadar DSP ile ortaklığı gerçekleş-
tıımek için her türiü özveriyi gösteren MHP'den bir-
den garipsenecek sesler gelmeye başladı.
Örneğin, MHP'nin -üstelik- Teşkilattan Sorumlu
Genel Başkan Yardımcısı Şevkat Çetin'in son de-
mecindeki üslubu yadırgamamak olanaksız.
Partisinin hükümet dışında kalması durumunda
ortaya çıkacağını varsaydığı tablo; gerçekten ya-
dırgamaktan öteye şaşırtıcı da..
Şevkat Çetin, "MHP'nin iktidar dışında kalması
rejim bunalımı doğurvr. 129 milletvekili çıkarmış bir
partiyi yok sayarsanız, kargalar bile güler" diyor.
Kargaların ne yapacağmı bilemeyiz ama, bu de-
meç kimi çağrışımlar yapıyor.
Koalisyonlar çeşitli seçeneklerle oluşuyor. Genel
kurala göre, ilk başta koalısyonu oluşturan parti-
ler arasında "asgari müşterekler"de uzlaşma, an-
laşma geliyor.
MHP'nin düne kadar DSP'yi, tabii kamuoyunu
rahatlatacak iyiniyet gösterilerine gölge düşüre-
cek çıkışı partinin iki numaralı sorumlu kişisi yapı-
yor.
MHP, hükümette yer almazsa "rejim bunalımı
doğacağım" söyleyen Şevkat Çetin, acaba neyi
duyurmak istıyor?
Ustelik bu vurgulamayı yapan, söylediği önem-
senmeyecek bir kişi de değil. Partinin "örgüt so-
rumlusu", MHP hükümet dışında kalırsa Türkiye
"allak bullak olur" diyor.
Şevkat Çetin'in başka sözleri de aynı kıvamda:
Örneğin, "milletin arzusu dışında zora dayalı bir
şey telkin ederseniz, toplumun sizi boğacağını"
öne sürüyor.
MHP'yı yok sayanı toplumun silkeleyeceğinden
söz ediyor. Boğmak, silkelemek. allak bullak et-
mek?..
Bütünüyle sözleri hükümette yer almanın koşul-
larını saptamaktan çok, partisi adına "olmazsa ol-
mazı" tarif eden bir kimlik taşıyor, hatta tehdit iz-
lenimi veriyor.
Ne yazık ki bu demeç ister istemez "eski gün-
lerdeki MHP'yi" anımsatıyor.
Sinen parti
Bir başka söylem, bir başka partinin baskılar
karşısında sindiğinı gösteriyor.
FP Genel Başkanı Recai Kutan, hükümetin
DSP-MHP ekseninde kurulmaya çahşıldığını, bu
hükümette yer almalan iştenirse y^îtkiK kurullarda
görüşeceklerini söyledikten sonra.. ™"
"Ama, ortalığa çıkıp illa hükümet olacağız şek-
linde bir mücadele içerisinde değiliz" diyor.
Böylece Kutan, parti olmanın birinci koşulunu
reddediyor.
Neredeyse FP'nin iktidar olma, hükümete gele-
rek hizmet verme ihtirasını yitirdiği gibi bir havaya
girdiğini duyumsatıyor.
Koşullar ne denli olumsuz olursa olsun, bir par-
tinin iktidar yolunda dirençten yoksun görünmesı
-en azından- kendi kamuoyundaonaylanır mı aca-
ba?
Zaten bızim siyaset dünyamızda komedi türün-
den olaylar yaşanıyor.
Bakınız olan bitene: Necmettin Erbakan FP'yi,
Deniz Baykal CHP'yi. Özer Çiller DYP'yi "dışar-
dan ıdare ediyor".
Partileri "içerden idare etmek" isteyenlerden de
beklenen girişimler ya da çıkışlar gelmiyor.
Örneğin, DYP'yi bugünkü genel başkandan kur-
taracağı sanısıylaadı etrafında bırleşilen Necmet-
tin Cevheri'nin, Çiller'e "istifa et" demediği açık-
lanıyor.
DYP'nin "iç dinamikleri" diye adlandırılan eski
MHP'lilerden şimdi milletvekili Celal Adan ıle es-
ki vahlerden Hayri Kozakçıoğlu neyle uğraşıyor-
lar? Bilemezsiniz.
Çiller'in doğum tarihini saptamakla... 1946 mı
yoksa 1944 mü?
Adan kazanıyor. 1946! Çiller 53 yaşında.
Bu, bir kadın için çok şey ifade ediyor.
w w
Ocalan duruşmasmda olay
1977 kıyımı içîn
suç duyıırusu
İstanbul Haber Servisi -
1 Mayıs 1977 katliamının
faillerini aradan geçen 21
yılda yargı önüne çıkara-
mayan tüm içişleri bakan-
lan ve emniyet yetkilileri
hakkında suç duyurusunda
bulunuldu. 1 Mayıs'ta
"toplu kıyım'" gerçekleşti-
rildığı için "süreaşımının
7
"
söz konusu olmavacağının
belirtildiğı dılekçede katli-
amı gerçekleştirenlerin
"Susurluk çetelerinin ağa-
beyleri'" olduğuna dikkat
çekildı.
DİSK Genel Sekreteri
Murat Tokmak ve davanın
avukatlarından Rasim Öz,
dün İstanbul Cumhuriyet
Savcılığı'na \erdikleri di-
lekçede. katledilen 34 kişi
ile yaralanan 126 kişinin
sorumlulannın olaylann
mağdurlan arasından seçil-
diği belirtildi. Dilekçede
DİSK yöneticileri ile ras-
gele toplanan 526 kişi ara-
sından seçilen 98 kişinin
olayın faili gibi gösterildi-
ği bildirildi.
Davayı açan savcılann,
bu tertibin farkına vardık-
lan ve olayın gerçek faille-
rinin bu kişiler olmadığını
belirttikleri ifade edilen di-
lekçede şöyle denildi: "Bu
faciayı yaratan, kararlılıkla
uygulayan, planlayan. > urt
ve insanhk düşmanı gerçek
suçluların \e olay sırasında
silah atan noktaJardaki suç-
lulan yakalamak yerine
şaşkınhğa düşen. topluluk
üzerine panzerieriyle su sı-
kıp, siren çalarak, bomba
atarak ve ateş ederek 34 ki-
şiden 29'unun ezilerek öl-
mesine sebebiyet veren em-
niyet güçleri olduğunu ha-
zırladıklan iddianamede
açıkça beHrtmişlerdir."
ANKARA (Cumburiyet Bûrosu)
- PKK lideri Abdullah'Öcalan ın.
Imralı Adasfndaki duruşmasının
31 Mayıs 1999 Pazartesi günü ya-
pılmasına karar verildi. Öcalan'm
Ankara'da dün gıyabında yaptlan
duruşmasmda yine olaylar çıktı.
Duruşmayı izlemeye gelen şehit ya-
kınlan, mahkeme koridorunda sa-
nık avukatlarından trfan Dündar'ı
linç etmek isterken, yargılama sıra-
sında da diğer avukatlara küfürler
yağdınp demir para ve eşya fırlat-
tılar.
Şehit aileleri ve avukatlan en
çok, Öcalan'ın avukatlarından Er-
can Kanar' m, yargılamanın Diyar-
bakır DGM'de yapılmasını isteme-
sine tepki gösterdiler. Sık sık uya-
nda bulunan Mahkeme Başkanı
TurgutOkyay'ın, salonun boşaltıl-
ması istemi yerine getirilmedi.
Sanık Öcalan'ın Ankara 2 No'lu
DGM'de, "vatan hainliği yaptığı.
devletin ûikesine ve egemeıüiğine
karşı suç işledigT gerekçesiyle "i-
dam" istemli duruşması dün saat
09.30'da başladı. DGM içinde ve
çevresinde yoğun güvenlik önlem-
leri alındı. Öcalan'ın güvenlik ne-
deniyle getınlmedıği dünkü otu-
rumda, Ahmet Zeki Okçuoğlu ve
Hasip Kaplan ın da aralannda yer
aldığı 17 sanık avukatı, 60 dolayın-
da müşteki ve müdahil avukatı,
300'e yakın şehit yakını hazır bu-
lundu. Mahkemeye gelenler sıkı
aramadan geçirilirken. duruşmaya
foto muhabirleri ve kameramanlar
alırunadı.
Kimlik tespiti yapüdı
Savcılık makamında DGM Baş-
savcısı Cevdet \blkan ile savcı L-
nal Haney'in yer aldığı duruşmada
Başkan Okyay önce taraf avukatla-
n ile dilekçe sahibi müdahillerin
kimlik tespitini yaptı. Bu sırada söz
alan Öcalan'ın avukatlanndan Er-
can Kanar. CMUK uyannca suçtan
doğrudan zarar gördüğü tespit edil-
meyenlerin müdahil olamayacakla-
n * söytedtr v •- «• . » i
Kanar,
u
Tüm PKKolaylanndan
zarar görenler müdahillik talebinde
bulunamaz" dedi. Müdahiller tara-
fından tepkiyle karşılanan Kanar'ın
bu istemi heyet tarafindan oybirliği
ile reddedildi.
Müdahil avukatlanndan Mehmet
Cehd Nacar. CMUK'un 223. mad-
desi uyannca sanığın yokluğunda
yapılan yargılamalarda sanık avu-
katlannın bulunamayacağını savoı-
nurken söz alan Hasip Kaplan şun-
ları söyledi: "Türkiyeçokacıçekti,
işimiz zor. Yalnızbizim defiL hâkim
ve savcılann da zor. İ Ikemizi sevi-
yorsak dışanya yansı>acak görüntü
için sağduyulu da\ranmalı> IA Keş-
ke bütün anneler burada olsa\dı da
her şey konuşulsav dı. Keşke ilk gün
sanık da getirilseydi de, müdahillik
için yanıt verseydi. Biz burada ne
kadar i>i görev yaparsak Türkiye o
kadar yüceBr."
Şehit yakınlan bayıldı
Bu sözlerinın tepki görmesi üze-
rine Kaplan, salonda baro kıyafeti-
ne aykm cüppeli avukatlann bulun-
duğunu ileri sürdü. Sanık avukatla-
n söz alırken sürekli olarak müda-
halede bulunan şehit yakınlanndan
bayılanlar oldu. Omuzlanna ve gö-
ğüslerine Türk bayragı sararak du-
ruşmaya gelen ailelerden bazıları
yanlannda, çatışmalarda şehit dü-
şen yakınlannın resimlerini de ge-
tirdiler.
Yargılamanın yapılmasını güç-
leştirmeye çalışan şehit yakınlan,
uyanlara karşın susturulamadılar.
Zaman zaman zor durumda kalan
Başkan Okyay sinirlenerek, "Siz
böyle yaparsanız biz burada yargı-
Kiıienen Dünyamızı
Fidan Dikerek Arıtalım
ORMAN BAKANLIĞI
AĞAÇLA.ND1R.MA VEEROZYON KONTROLÜ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Ankara'daki duruşmaya gelen şehit aikterini polis durdurmakta zorluk çekti. (AA)
lama yapamayız. Siz bu davanın se-
nelerce sürmesini mi istiyorsunuz?"
dedi. Bu sözler üzenne müdahiller
hep bir ağızdan. "Hayır bir an ön-
ce bitmesini istiyoruz" diye bağırdı-
lar. Yeniden söz alan avukat Ercan
Kanar, mahkemeye sunduğu 4 say-
falık dilekçesinde istemlerini sıra-
larken. müvekkili Abdullah Öcalan
ıle Imralı Adası'nda şimdiye kadar
sağlıklı bir şekilde görüştürülme-
diklerini, sa\Tinmayı özgürce yapa-
madıklannı ileri sürerek, bu konu-
da gerekli önlemlerin almmasını is-
tedi.
Kanar'a tepki
Kanar. dava konusu eylemlerin
yargılamanın Diyarbakır DGM'de
yapılması gerektiğini söyledi. Bu
sırada tepki gösteren müdahiller,
"Sizler Apo'nun yandaşlansınız,
da\^ arkadaşlansuuz. Sizler bir va-
tan hainisiiHz. Burada yeriniz yt>k-
tur. Sizin yeriniz Yunanistan. Bu
mahkemeye güvenmiyor musunuz
ki Diyarbakır'ı istiyorsunuz? Orası
sizin başkentiniz olduğu için mi ora-
yı istiyorsunuz? Türk bayrağı size
ağır mı geliyor? Gidin PKK bayTa-
ğuıa sahip çıkın" diye bağırdılar.
Mahkeme Başkanı Okyay'ın,
Imrah'daki duruşma salonunun dar-
lığı ve güvenlik nedeniyle sınırlı sa-
yıda şehit yakını ile 12'şer kişilik
taraf avukatının alınacağını söyle-
mesi de tepkilere neden oldu.
Koridorda dövüldû
Yargılama sürerken, duruşma sa-
lonuna giremeyen şehit yakınlann-
dan bazılannın mahkeme korido-
runda sanık avukatlanndan trfan
Dündar'a saldırması, içerideki ha-
vanın iyice gerilmesine yol açtı. Ço-
ğunluğu MHP'li olan ve sloganlar
atan saldırgan kalabalığın elinden
polislerce güçlükle kurtanlan Dün-
dar, apar topar kaçınlarak polis ka-
rakoluna sokuldu. Saldınya uğra-
dıgı sırada Dündar"ın yanında bu-
lunan bir bayan avukat ise güçlük-
le duruşma salonuna kaçabildi.
Olaylar üzerine, çevik kuvvet poli-
si DGM içinde ve dışında koridor
oluşturdu.
Okyay, kısa bir aradan sonra, Im-
ralı Adası'ndaki duruşma için ah-
nan kararlan şöyle sıraladı:
• Sanık avukatlannın 24 Nisan
1999 tarihli dilekçelerinde belirt-
miş olduklan hususlar idarenin gö-
revine girdiğinden, bu konuda Ada-
let Bakanlığı'na başvurmakta muh-
tariyetlerine,
• Sanık avukatlanndan Hasip
Kaplan'ın muhakemenin durması-
na yönelik talebine gelince. yürür-
lükte bulunan Türkiye Cumhuriye-
ti Anayasası ve 2845 sayılı yasa göz
önünde bulundurularak muhake-
menin durdurulmasına karar veril-
mesine yer olmadığına.
• Adanın durumu. duruşma salo-
nunun kapasitesi, ulaşım imkânla-
n ve güvenlik önlemleri göz önün-
de tutularak duruşmayı izlemek is-
teyen yerli ve yabancı ızleyiciler,
yerli ve yabancı basın mensuplann-
d9h BmleıitHcatüacağinm'Ankara
DGM Başsavcılığı'nca saptanması-
na,
• Bağımsız Türk yargısına gölge
düşmemesi açısından gözlemci sı-
fatıyla duruşmalara katılmak iste-
yenlerin duruşmalara alınmamala-
nna ve duruşmanm imkânlan ölçü-
sünde ara verilmeksizin sürekli ya-
pılmasına,
• Mahkememize sunulan ek id-
dianamenin adadaki duruşma gü-
nüyle birlikte sanığa tebliği için id-
dianamenin bir örneğinin ivedi ola-
rak DGM Başsaveılığf na sunulma-
sına,
• Müdahil ve sanık avukatlannın
tespiti açısından kendilerine 5 gün-
lük mehil verilmesine, isimleri bil-
dirdiklerinde gerekli güvenlik ön-
lemlennın alınması ve adaya gidiş
geliş güvenliginin sağlanması için
başsavcılığa yazı yazılmasma,
• lsimlerin taraflarca bıldinlme-
diği ve uzlaşılmadığı göz önünde
tutularak mahkeme heyetince tespi-
tine ve başsavcılığa bildirilmesine,
• Sanığın üzerine atılan suçun ni-
teliğine göre tutukluluk halinin de-
vamuıa ve lmralı Adası'ndaki yar-
gılamanın 31 Mayıs 1999 günü sa-
at 10.00'da başlanmasına oybirliği
ile karar verilmiştir.
Duruşma bittikten sonra sanık
avukatları sıkı önlem altında
DGM'nin arka kapısından çıkanl-
dı. DGM önünde toplanan MHP'li
bir grup ise sürekli sloganlar attı.
Daha sonra bir araya gelen şehit ai-
leleri ve avukatlan. tmrairdaki du-
ruşmaya herkesin alınması ve du-
ruşma salonunun buna göre yapıl-
masını istemek için Adalet Bakan-
lığı'na yürüdüler.
Avukatlara polis saldınsı
Duruşmaya katılan Abdullah
Öcalan'ın a\ ukatları Ercan Kanar,
Hasip Kaplan, Refık Ergun, Mük-
rime Tepe, Turgay Kaya. Hatice
Korkut, Fehim Güneş, M. Sait Ka-
rabakan, Ahmet Avşar, Zeynel Po-
lat, Doğan Erbaş ve Fatma Kara-
kaş. şehit yakınlannın yoğun tepki-
si üzerine çevik kuvvet polisleri ta-
rafindan DGM'nin arka kapısından
gizlice çıkanlarak zırhlı araca bin-
dirildi. Avukatlan Sıhhiye'deki Ye-
nişehir Pazan'na götüren polisler,
daha sonra araçtan indinp tartakla-
maya başladılar. O bölgeden kaça-
rak Kizılay'daki Mülkiyeliler Birli-
ği'ne kadar koşan avukatlar, daha
sonra özel bir doktora gidip rapor
aldılar. Yapılan muayenede avukat-
lardan Mükrime Tepe, Fatma Kara-
kuş, lrfan Dündar, Niyazi Bulgan,
Ahmet Avşar ve Derya Bayır'ın vü-
cutlannda çeşitli darp izlerine rast-
landığı bildirildi. Yaralanan avukat-
lardan Ahmet Zeki Okçuoğlu ile
Refık Ergun'un doktor raporu al-
madıklan belirtildi.
Çağdaş Hukukçular Demeği Ge-
nel Başkanı avukat Aydın Erdoğan,
olay nedeniyle yaptığı açıklamada
saldırıyı kınadıklannı belirterek
"Hiçbir aMikat savunduğu sanık
nedeniyle suçlanamaz, kınanamaz.
Savunma haklo, yasalarla güvence
alüna alınmıştır. Suçlama ne kadar
ağır olursa olsun, herkesin sa\un-
ma hakkı vardu*. Devlet yetkili ve
görevlilen, bu olaylara ortam haar-
ladıklan, önlem almadıklan için so-
rumlu ve suçludur" dedi.
tnsan Hakları Demeği İstanbul
Şubesi'nden yapılan açıİdamada da
saldın kınandı. Açıklamada, "Bu
saldın direkt olarak savunma hak-
kına yapdmışür. Bu saldınnın alün-
daki neden halka linç psikolojisini
empoze eden anlayişür. Savunma
hakkına yönelik bu saldınnın so-
rumluları, saldırganlar olduğu ka-
dar günler öncesinden bu saldınla-
nn yapüacağmın bilinmesine rag-
men gerekli önlemleri almak yerine
gerginliği ürmandıncı ve saldınyı
özendirici açıklamalar yapan gü-
venlik gûçleri yıe devkttir" denildi.
tstanbul Barosu da saldınyla il-
gili dün akşam baro başkanlığı bi-
nasında bir basın açıklaması ya-
parak olayı kınadı.
Uşak hahsı dünyamn gözdesi
• Baştarafı 1. Sayfada
Iran Tebriz hahsı 206 bin dolarla (yaklaşık 82.5
milyar lira) liste başı oldular.
Daha sonra Londra Sotheby's müzayedesin-
de yine bir Iran Tebriz hahsı 250 bin dolarhk
(yaklaşık 100 milyar lira) satışla bu rakamlan
aşarak öne geçti.
Ancak bu satıştan bir gün sonra Christie's'in
Londra müzayedesinde, 16. yüzyılda yapılnuş
'Lotto tipi Uşak halı'ya, kıran kırana bir çekiş-
meden sonra adı açıklanmayan bir özel kolek-
siyoncu 267.5 bin dolar (yaklaşık 107 milyar li-
ra) ödeyince Uşak hahlan birinciliği korumuş
oldu.
Özellikle Venedikli ressam Lorenzo Lot-
to'nun tablolannda görüldüğü için dünyada bu
adla anılan bu Uşak hahsı, müzayedede başa
güreşen ötekiler gibi taban hahsı büyüklüğün-
de olmayıp (259 cm x 150 cm) boyutunda. Bu
halıya 96-130 bin dolarhk bir ön tahmin yapıl-
mıştı.
Londra Christie's temsilcisi VVUliam Robin-
son, "Daha önce hiç yayımlanmamış bu Uşak
Lotto halısuun böytesbie çok güçlü bir fiyata u-
laşmasu tarihsel ve iyi korunmuş halüara pazar-
daki ilginin artüğuu göstermesi açısuıdan sevinç-
Uyiz" dedi.
New York Christie's Müzayedeevi'nin halılar-
dan sorumlu yöneticisi Elisabeth Poole da, "Sa-
üşlann sonuçlanndan,hele40-60 bin dolarhkfi-
yat beklediğimiz Uşak halısuun 74 bin dolara
abcı bubnasuidan çok memnunuz" açıklaması-
nı yaptı.
Son yıllarda uluslararası alanda. koleksiyon-
culann ve bazı zenginlerin "yaünm" amacıyla
antik halılara ve özellikle Uşak, gumüş simli
ipek Istanbul-Kumkapı ve tran Tebriz hahlan-
na yöneldikleri dikkati çekiyor.
Sotheby's halı sorumlusu Judith Glass "Saüş-
lar özellikle özel koleksiyonculan çekmesi açısuı-
dan Hgüıç" derken bir başka uzman şu yorum-
da bulundu: "Nasü ressamı ölen resimlerin de-
ğeri arüyorsa, bir daha yapılması olanak dışı es-
ki hahlar da antika pazannda önemli sıçrama
göstermeye başladı. Çünkü bu tür hahlann sa-
yısı ghtikçe azahyor. Azakukça da fiyatı aröyor.
Özel koleksiyon ve yaünm aracı oluyor."
Nevv York Christie's Müzayedeevi'nce düzen-
lenen açık arttırmadaki 250 Avrupa ve Doğu
halı ile kilimleri arasında 24 Uşak hahsı dikka-
ti çekerken bunlardan beşi ilk on halı arasına gi-
rerek özellikle halı tüccarlannca önemli rakam-
lara satın alındı.
16. yüzyılda dokunmuş deseninden ötürü
a
Yıkhz Uşak" denilen 30-40 bin dolar öngörü-
len bir halı ise 34.500, aynı tarihlerdeki bir baş-
ka "Yüdız Uşak" da 32.400 dolara satıldılar.
Ötekilerini halı tüccarlan alırken bu son ikisin-
den birincisini bir Amerikalı, ikincisini ise bir
Avrupalı özel koleksiyoncunun aldığı belirlen-
di.
New York Sotheby's müzayedesinde ise daha
çok Iran hahlan öne geçti. En fazla 60 bin do-
lar beklenen Tebriz taban hahsı olağanüstü bir
çekişmeden sonra 206 bin dolara satıldı. Bu mü-
zayedede ikinci sırayı Sultanabadhahsı 123.500
dolar ve bir başka Tebriz 122.500 dolarla ikin-
ci ve üçüncülüğü aldı. Londra Sotheby"s'de Teb-
riz halısı 250 bin dolara ve Heriz ipek halısı 91
bin dolarla ilk iki sırayı aldı.
Nevv York Sotheby's müzayedesinde bir Uşak
54.5 bin, Istanbul-Kumkapı ipek 46 bin, Berga-
ma 22 bin dolara satılan en yüksek Türk hahlar
oldu. Buna karşıhk Londra Christie's'te Lotto
Uşak'tan sonra ikinciliği 1910 tarihli Istanbul-
Kumkapı sirrdi ipek hahsı 117 bin dolarla aldı.
Ünlü Zareh Penyamûıs ustanın eseri olan ben-
zeri iki Kumkapı ipek halı da 64 bin ve 59 bin
dolarla en yüksek fiyat sıralamasında 7 ve 8. ol-
dular. Bu müzayedede 11 Uşak halısı satışa
sunulmuştu.
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
bul ediyoruz. Ancak, siyasetin zemini ekran olun-
ca, olmuyor!
Salt '/cana/'izasyon sistemi sonuç vermiyor, hat-
ta tıkanmaya bile neden olabiliyor!
Kanal sosyal demokrasisinin başsolistlerinin bu
yaptığını, diş hekimliğinden esinlenerek yorumlar-
sak şunu söyleyebiliriz:
Sökülmüş dişe kanal tedavisi uyguluyorlar!
Görünüm de bize ister istemez şu soruyu sor-
duruyor:
Solistler, yeniden yapılanmayı mı planlıyor, yeni-
den kapılanmayı mı?
Başta Ankara ve İstanbul olmak üzere büyük
şehirlerdeki sosyal demokrat iklimlerde metreka-
reye iki-üç "Ne olacak partinin hali" toplantısı dü-
şüyor. Bu toplantılara katılanlann hemen tümü bü-
yük bir iyi niyetle çözüm önerilerini ortaya koyu-
yor. Kimileri düşüncelerini Cumhuriyet'e ulaştınp,
değerlendirilmesini istiyor. Geçen gün Sami Ka-
raören'le sohbet ediyorduk. İkinci sayfaya nor-
malde günde 25-30 yazı geldiğini, Türkiye günde-
minin yoğunlaştığı dönemlerde rakamın 50'ye ka-
dar çıktığını söyledi. Bugünlerde sadece CHP ko-
nusunda günde 10-15 yazı ulaşıyormuş. Karaören,
"Yazılann büyük çoğunluğu basılacak nitelikte.
Hele gençlerin yazılannda değişik önerilehe dolu
dinamizm var" diyor.
Geçen gün gazeteye bir grup CHP'li geldi. Ka-
falanndaki "CHP'yi kurtaracak" kadronun listesi-
ni yapmışlar, "Çözüm budur" deyip gittiler.
Sözün kısası, yeri geldikçe vurguladığımız "göv-
de" kaynıyor. Buna karşın tepeye oynayanlar hep
solist. Koroyok. CHP kadrolanna "çözüm şu kişi-
lerdedir" gibi bir öneri götürmeye hakkımız yok. Bi-
ze düşen, görüneni olabildiğınce yapıcı biçimde
kamuoyu önüne getirmek. CHP kadrolannın hep
solist değil, koro olabilmeyi de kabul etmeleri ge-
rekiyor. Tıpkı "çoksesli müziğin uyumu, çekiciliği,
canlılığı, renkliliği" gibi bir arada olabilmeyi başar-
maları gerekiyor.
"Genel başkan kim o/ma/ı" sorusuna bu yakla-
şım ışığında yanıt ararsak şunu söyleyebiliriz:
Baykal ekibinin ve bu ekibe muhalif olanların be-
nimseyebileceği bir aday.
Baykal'ın 350-400 dolayında kemik oyu var.
Yanılmayı dileyelim; iki liste girer, Baykal kaza-
nırsa, öteki ekip partiden aynlır. Baykal ekibi kay-
bederse, kazananlann başarı sağlaması için çaba
harcamaz! Bu yorumu açmaya dilim varmıyor.
'Ben yoksam güçsüz biri olsun!'
Herkesin üzerinde uzlaşacağı aday konusunda
ise ciddi bir "hastalıklı bakış" var. "Güçlü" aday-
lar, "Ben yoksam ne olsun" sorusuna içlerindenşu
yanıtı veriyorlar:
- Çok güçsüz biri olsun. Güçsüz olsun ki önü-
müzdeki seçimler öncesi yapılacak kurultayda ben
kazanayım!
Oysa CHP'de devir, "zayıf emanetçilik" devri
değil. CHP'nin, parlamentoda olduğu günlerden
daha güçlü olması gerekiyor. Bunu da başarabile-
cek zemine sahip. Önümüzdeki dönemde arzu et-
mediğimiz gelişmelerin yaşanması halinde, buna
karşı duruşun adreslerinden biri CHP olabilir. Ama
CHP'de bu yönde bir hazırlık, kamuoyuna güven
verme arzusu hissetmiyoruz.
Baykal genel başkanlıktan istifa edip, yönetimi
Baykalcılara bıraktı. Baykalcılar da "Yerimizden
aynlmayız" diyor. Bu tutumu eleştirince de şunu
söylüyorlar:
"Yaralıya bıçak çekiyorsunuz."
Ne güzel bir tanım! Bıçak kısmı değil de yaralı
kısmı... Bu tanımdan yola çıkarsak, bugünkü CHP
yöneticilerinin görünümü şuna benziyor:
Araç kaza yapmış. Içindekiler yaralı. Çevreden
yetişenler bir an önce aracın düzettilip yola çıka-
nlması için çabaharcıyorlar. Bizimkiler içerden ba-
ğınyor.
- Çıkmayız...
"Kardeşim çıkın, araba takla atmış. Düzeltelim.
Yine binersiniz!"
- Çıkmayız, biz içindeyken düzeltin!
Çetin, Başbakan 'a veda etti
PaMstan Başbakam
Ecevitilegörüştü
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Başbakan Biilent
Ecevit, Italya ve
Arnavutluk'u kapsayan
gezisinden Pakistan'a
dönerken Ankara'ya
uğrayan Pakistan
Başbakam Navaz Şerif ile
de bir araya geldi. TBMM
Başkanlığı görevi sona
eren Hikmet Çetin,
Ecevit'e veda ziyaretinde
bulundu. Görev süresi
dolan Çetin, dün Ecevit'i
makamında ziyaret etti.
Ecevit, ziyaretin veda gibi
bir anlamı olsa da her
zaman birlikte olmaya
devam edeceklerini
belirtti. Ecevit, "Sayın
Çetin, Meclis Başkanlığı
döneminde çok başardı
oldu. Demokrasüıin gereğJ
olan uzlaşmacıhğm krvanç
verici örneklerini verdL
Bundan sonra da iilkeye
çok yararlı hizmetleri
olacağuıa inanıyorum"
dedi. Ecevit, ltalya ve
Arnavutluk'u kapsayan
gezisinden ülkesine
dönerken Ankara'ya
uğrayan Pakistan
Başbakam ile bir süre
görüştü. Esenboğa
Havalimam'ndaki
görüşmeden önce bir
açıklama yapan Ecevit, iki
ülke arasında her zaman
iyi ilişkiler olduğunu, bu
ilişkilerin siyasi,
ekonomik ve kültürel
alanlarda geliştirilmesi
amacında olduklannı
bildirdi. ABD'nin Türkiye
Büyükelçisi Mark Parris,
Ecevit'i makamında
ziyaret etti. Parris,
görüşmenin özel bir
gündemi olmadığını,
Ecevit'le iki ülkeyi
ilgilendiren konularda
görüş alışverişinde
bulunduğunu söyledi.
Parris'in, pazartesi günü
de seçimlerden ikinci parti
olarak çıkan MHP'nin
genel başkanı Devlet
BahçeH ile bir araya
geleceği öğrenildi.
EhJiyetimi, pasaportumu, nüfus cüzdanımı
kaybettim. Hükümsüzdür.
ADtLE ÇAM