Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cumhuriyet
İmtrvaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmenı Orban Erinç
• Genel Yaym Koordinatöru Hikmet
Çetinkaya # Yazıışlen Müdürü. Ibrahim
Yıldız 0 Sorumlu Müdür: Fikret tlkiz
• Haber Merkezi Müdürü Hakan
Kara 0 Görsel Yönetraen- Fikret Eser
tstihbarat Cengiz Yıldınm • Ekonomi Özleoı
Yüzak # Kültur Handan Şenköken • Spor
Abdülkadir Yücelman # Makaleler Sanıi
Karaören • Düzeltme: Abdullah Yazıcı #
Fotograf. Erdoğan Köseoğlu # Bılgı-Belge
Edibe Buğra • Yurt Haberlen MehmetFaraç
Yayın Kurulu İlhan Selçuk
(Başkan), OrhaD Erinç. Okta>
Kurtböke. Hikıpet Çetinkaya.
Şükran Soner. Ergon Balcı.
Ibrahim Y ıldız, ürhafl Bursak.
Mustafa Balba\. Hakan Kara.
Ankara Temsilcısi Mustafa Balbav Atatürk Bulvan
No: 125, Kaf4. Bakanlıklar-Ankarâ Tel: 4195020 (7
hat), Faks- 4195027 • lzmır Temsilcisı: Serdar Kıah,
H ZiyaBlv 1352 S 2-3Tel:4411220, Faks 4419117
• AdanaTemsilcısi. Çetin Yiğenoğiu, tnönüCd. 119
S Nol KatKTel 363 12 11, Faks 363 12 15
Müessese Muduru. tstün Akmen 9
Kootdmatör Ahmet Konıban • Mtıha-
sebe Büknt Yeoer • ldare Hüseyin
Gürer • Uletme Öndcr ÇeHk • Bılgı-
Işlem: Nıil Inal 9 Bılgısayar Sıstem
Mürûvrt ÇflerCSaH) FaaktKuza
MEDYA. C: • Yoneüm Kurulu
Başkanı - Genel Müdur Gûlbin
Erduran # Koordınator Refaa
tytman • Genel MûdurYardımcısı
SevdaÇoban Tel- 514 07 53 -
51395 80-51384«O«l,Faks.5138463
\ j>ıırtsxan»e Bıtau: Yenı Gün Haber Ajansı, Basın ve Yayıncılık A Ş
Turicooıg, Cad 39-UCagaloglu34334lst PK.246 lsanbul Tel (0.212ı 512 05 05 (20 hall Faks (02121 5 L3 85 95
17ŞUBAT1999 Imsak: 5.23 Güneş: 6.50 Öğle: 12.25 Ikindi: 15.18 Akşam: 17.46 Yatsı: 19.08
Prtmosyon
davaian
• NEVŞEHİR
(Cunüıuriyet) - Yeni
GünEydın gazetesinin
okuyaculanna kupon
karşı ıgından vermeyi
taahbüt ettiği buzdolabını
alanuyan 3 tüketicinin
açtığ dava, tüketıcilerin
lehine sonuçlandı. Nevşehir
1. Asliye Hukuk
Mahkemesi'nde görülen
davada mahkeme heyeti,
teslirai öngörülen ICing First
marka buzdolabının davalı
Mehrnet Sanıhan'dan
alınarak davalılara
verilmesini kararlaştırdı. Bu
arada 11 tüketicinin açtığı
davalar ise takip
edilmedıklen ıçin düştü.
Ibman doktor
istiyoruz'
• HAKKÂRİ(AA)-
Hakkân'de biremekli
öğretmen tarafından
başlatılan "Uzman doktor
istiyoruz'" kampanyası
büyük ilgı gördü. Emekli
öğretmen Adil Erdoğan,
devletin çözüm olarak
getirdiği rotasyon
sisteminin. çözüm yerine
sorun yarattığını savundu.
Onlü tiyatro sanatçısı
Yılmaz Erdoğan'ın amcası
olan Erdoğan "Rotasyonla
atanan doktor ya bir neden
bulup gelmiyor ya da
geldiginde tedavisini
üstlendiği hastasını görev
süresinın dolması nedeni ile
bırakıp gidıyor. Uzman
doktor olmadığı için
hastalanmız sürekli çevre
illere sevk ediliyor.
Kampanyada ilk etapta 3
bin imza topladık.
Topladığımız imzalan başta
Cumhurbaşkanlığı olmak
üzere Başbakanlık ve Sağhk
Bakanhğı'na faksladık"
dedi.
Böcekli pizzaya
tazminatyok
• ANKARA (AA) -
Yargıtay, satışını yaptığı
pizzadan böcek çıkan işyeri
sahibinin, siparişi veren
müşteriye tazminat
ödemesini gerekli görmedi.
Sattığı pizzadan böcek
çıkan işyeri sahibi, benzer
bir hatayı işleyen Batılı
meslektaşlan yüksek
miktarda tazminat
ödemekle karşı karşıya
kalırken, yüksek mahkeme
tarafından 'ağırkusurlu'
bulunmadı. Dava konusu
olayda, pizzasından böcek
çıkan müşteri, "yemek
yiyemez olduğunu, kişilik
haklannın zedelendiğini"
ileri sürerek işyeri sahibi
tarafından kendisine 500
milyon lira ödenmesı
istemiyle manevi tazminat
davası açmıştı. Davaya
bakan yerel mahkeme,
istemi kısmen kabul ederek,
işyeri sahibini 200 milyon
lira manevi tazminat
ödemeye mahkûm etmişti.
YÖK'iin matbaası
devredild
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Yükseköğretim
Kurulu (YÖK).Döner
Sermaye lşletmesi
bünyesinde çalışan
matbaaya ait makine ve
teçhizatın. Kırgızistan-
Türkiye Manas
Üniversitesi'ne
devredilmesini kararlaştırdı.
Kırgızistan-Türkiye Manas
Üniversitesi Tüzüğü'nün
20. maddesi uyannca
yapılan devir işlemi,
Bakanlar Kurulu'nun
onayına sunulacak. Devir
işlemi uyannca. matbaada
Iş Kanunu'na göre çalışan
26 personelden 17'sinin
işine derhal son verilecek.
Kalan personelin işlerine ise
devirden sonra tazminatları
ödenerek son verilecek.
Türkiye'de
hortumtar
• İZMİR (AA) - Deprem,
sel. heyelan, çığ, hatta
çamur seli gibi doğal
afetlere alışkın olan
Türkiye'de. seyrek de olsa
tropikal iklim kuşağının
atmosfenk olaylanndan
hortumlar (tornado)
görülebiliyor. Son olarak
Muğla'nın Dalaman
ilçesindeki Dalaman
Havaalam'nda büyük hasara
yol açan hortum, daha önce
Konya. Alanya. Diyarbakır,
Balıkesir ve Şile'de
görülmüştü. Meteoroloji
Bölge Müdürlüğü
yetkilileri. hortumların
önceden kestirilemediğıni,
ancak hortumu hazırlayan
koşullar bilindiğinden
olasılıkların
belirtilebilecegini
söylediler.
2. derece SÎT karanyla ANAP'lı politikacının kaçak otel inşaatma izin verildi
Gemile'ye sözde koruma• Ege'nin en güzel koylanndan biri daha peşkeş
çekildi. Koruma kurulu, bölgeyi 1. derece SlT alanı
ilan ederken ANAP'lı milletvekili adayının kaçak
otel inşaatının tamamlanması için alanı 2. derece SÎT
yaptı. Çevreciler olaya büyük tepki gösterdi.
ÖZCAN ÖZGÜR
MUĞLA - Çevrecilerin koru-
ma altına alınması için büyük mü-
cadeleler verdiği Gemile Koyu'nu
daha önce SlT alanı ilan ederek
yapılaşmayı durduran lzmir 2
No'lu Kültür ve Tabiat Varlıkla-
rını Koruma Kurulu, 8 Ocak
1999'da SlT'i derecelendirirken,
hem koyu hem de ANAP millet-
vekili adayı Hasan Özyer'in 600
yataklı turistik tesisini koruma al-
tına aldı. Özyer, geçen yıl durdu-
rulan inşaatına hemen başlaıken,
çevreciler karan protesto etti.
ÇevTecilerin yoğun mücadele-
leri sonunda Çevre Bakanlığrnın
koruma altına almmasını. Orman
Bakanlığı'nın da milli park ilan
edilmesini ıstediği Fethiye'nin
yapılaşmay a açılmamış ender koy-
lanndan biri olan Gemile için Kül-
tür ve Tabiat Varlıklannı Koruma
Kurulu son sözünü söyledi. Ge-
mile Koyu'nda Bayındırlık Mü-
dürlüğü'nün verdiği ruhsat ile
başlayan yapılaşmayı geçen yıl
SlT İcararı alarak durduran ve
SlT'in derecelendinlmesıni da-
ha sonraya bırakan kurulun, 8
Ocak 1999'da derecelendirmeyi
yaptığı öğrenildi.
lzmir 2 No'lu Kültür ve Tabi-
at Varlıklannı Koruma Kurulu, 1.
derece SlT olan Kelebek Vadi-
si'nden Yedi Tepeler'e kadar ko-
yun tamamını 1. Derece Doğal
SlT ilan etti. Ancak Hasan Oz-
yer'in turistik tesis inşaatının bu-
lunduğu alan 1. derecenin dışın-
da tutularak 2. derece SİT olarak
gösterildi.
Yasaya göre 1. derece SİT alan-
lanna her ne şekılde olursa olsun
inşaat yapılamıyor, ancak 2. de-
rece SİT alanlanna sadece Tu-
rizm Bakanlıği'ndan yatınm bel-
gesi almış turistik tesis inşaatla-
nna izin verilebiliyor.
Bu yasal durum nedeniyle Fet-
hiye'nin en güzel koyunda 'ayn-
calık' edinmiş olan ANAP Muğ-
la birinci sıra milletvekili adayı Ha-
san Özyer' in, valilik bildirimini de
beklemeden inşaattaki mühürle-
ri sökerek çalışmaya başladığı bil-
dinliyor.
Kurul karannı doğrulayan Muğ-
la Valisi A. Cemil Scrhadh "An-
cak henüz kurul karan bize ulaş-
madı. Karar gelmeden inşaata
başlav^maziar. Konuyu incelete-
^ ' " demekle yetindı.
Fırtına Vadisi tez konusu olduIstanbul Haber Servisi -
Çamlıhemşın'deki Fırtına
Deresi'nde yapılan Dilek-
Güroluk Hidroelekrrik Santralı
ile ilgili tartışmalar. tez
çalışmasına da konu oldu.
Mimar Sinan Üniversitesi
Mimarlık Fakültesi'nde Şehir ve
Bölge Planlama Bölümü Kentsel
Koruma Yüksek Lisansı'nı yapan
Tolga Yılmaz, Çamlıhemşm'in de
içinde bulunduğu bölgenin
tarihsel ve mimari özelliklerini
anlattığı tez çalışmasında Fırtına
Vadisi'nin önemine dikkat çekti.
MSÜ öğretim görevlisi ve
Mimarlar Odası Genel Başkanı
Oktay Ekinci nın yürütmekte
olduğu -Koruma PDtitikalan"
dersi kapsamında tezıni
hazırlayan Tolga Yılmaz, tezinde,
vadinin üst kısımlannın "MilH
Park" ilan edildigini, burasının
dünyada korumaya alınmış 200
bölgeden biri olduğunu belirtti.
Vadinin, 2 bin 460 bitki türünü
banndırdığını vurgulayan
Yılmaz, aynı zamanda suyla
gelen ender bir kültüre de
yatakhk ettiğini ifade etti.
Yılmaz, yörenin en önemli geçim
kaynağının yayla turizmi
olduğuna da dikkat çekerek
"Bütün bunlann sonucunda
baraj bu yöreye ne \erecek"
sorusunu yönelttı.
Burada üretilecek elektnğin
Türkiye'de üretilen en pahalı
elektrik olacağını belirten
Yılmaz, tezinde şu görüşlen
savundu:
"50 sene veya 25 sene sonra enerji
talebi daha da azalacak ve santral
verimsiz sayılacak. Milli park
sınırian içerisinde başlayacak
inşaat ve tünel çahşmalan için 535
ton dinamit kuÛanılacak, günde 3
atun, 5 >ilda 5 bin 750 atım
yapılacakür. Bu padamalar ve
bunlann aüklannın temizienmesi
sırasında ekolojik denge ciddi
derecede zedelenecektir. Yer
ahında açüan tüneller savesinde
sular buralara toplanacak. Bu da
birçok yeralb ka> nağını yok
edecek. Böylelikle su zirveye
ulaşmayacak \t zinedeki ağaçlar
ve insanlar susuz kaiacak."
Fırüna Vadisi'nde doğa 8e insan eme§ arasındaki dostluk bağ-
laru korunması gereken küJtürün Uk adımlannı oiuşturuyor.
'Ayncalıkh karar'
Gemile Koyu'nun SfT alanı ilan
edılmesi için yöre halkıyla birlik-
te mücadele veren Gökova Sürek-
li Eylem Kurulu Sözcüsü Saymır
Gelendost karan a>Ticalıklı karar
olarak nitelendirerek şunlan söy-
ledi:
u
Bu karann sevinilecek biçbir
yanı yok. Bizim Kelebek Vadisi'ni
kurtardıgımız gibi Gemile Ko-
yu'nu kurtarmak için verdigimiz
mücadele. bu kararla Hasan Öz-
yer'in turistik tesisinc a\ncahk>-a-
ratma mücadelesine dönüşmüş ol-
du. Kurul bu karanyla hem bi-
zim tepkikrimiri ortadan kaldır-
maya hem de Hasan Özyer'in ka-
mu yaranna olmayan haklannı
koruma çabasun ortsr^akoymuş ol-
du. Ko>da Hasan Özyer'in tesis in-
şaatı dışında iki de konut inşaaü
vardı. Şimdi bu kararla iki konut
inşaatı yıkılrvor. Özver'in inşaaü
devam edi\or. L stelik bundan son-
ra ko>da Öz>er dışında kimse tek
bir çivi çakamayacak. Bu yapılan,
ANAP'tn 18 Nisan'dan "sonraki
milletvekiline kıyakçılıkür. Kül-
tür Bakanhğı'na başMn-arakbu kı-
yakçıiığı iptal etmesini isteyeceğiz.
Bakanuğın bu kıvakçılığa ortak
olmayacağuıı umuyoruz."
GELİŞMÎŞ ÜLKELERDE CİNSEL tLİŞKİ SIKLIĞIGİDEREK AZALIYOR
Oveda cinsel heyecanÇeviri Servisi - Uzman-
lar özellikle gelişmiş ülke-
lerde yaşayan insanlann
cinsel heyecanlannı git gi-
de yitirdiklerini belirtiyor-
lar. Focus dergisınin habe-
rine göre Amerika. Alman-
ya, Ingiltere ve Fransa'da
yapılan araştırmalar, bu ül-
kelerde e\liliklerde cinsel
ilişki sıkhgının azaldığını
ortaya koyarken, evlilik dı-
şı ilişkilerin ve gençler ara-
sı cinsel ilişkilerin de eski-
si kadar yoğun yaşanma-
dığını gösteriyor.
1990 yılı sonrasında adı
geçen ülkelerde yapılan
(19-32 yaş grubu) geniş ta-
banlı ve uzun süreli araştır-
malaragöre, 1960'lıve70'li
yıllarda yapılan aynı tür
araştırmalarla karşılaştınl-
dığında haftada bir kez cin-
sel ilışkide bulunan çiftle-
rin oranı yüzde 60'a yük-
selirken, daha fazla ilişki-
de bulunanların oranları
yüzde 10'lara düşmüş bu-
lunuyor. Evli olmayan çift-
lerin cinsel yaşamlannda
da aynı durgunluğu gör-
mek olası. Evli olmayan
100 çifrin yüzde 55'i haf-
tada bir kez, yüzde 20'si ise
10 günde bir ilişkide bulu-
nuyor. Bu çiftlerin sadece
yüzde 25'lik bir oranı da-
ha sık ilişkiye girdiğini be-
lirtiyor. Aynca sürekli bir
ilişkisi olmayan gençler ara-
sında da seks öncekı kadar
yoğun yaşanmıyor. Çiftle-
rin yüzde 4O'ı birbiriyle
cinsel ilişkiye girmekten
kaçınırken, sadece yüzde
22'si bir gecelik ilişkıler
yaşamaya açık olduklannı
söylüyorlar.Uzmanlar ge-
nel olarak kaybolan cinsel
heyecan ve tutkuyu şu un-
surlara bağlıyorlar:
• AIDS korkusu «eüşmiş
ülkelerde özgür seks ka\-
ramına darbe vurdu. Bu-
nun sonucunda bir güniük
ilişkilcr \ a da kaçamaklar
çekiciliğini yrardL
Avrupa ve Amerikada yapılan araşürmalara göre evli
çiftlerin yüzde60' ı haftadâ bir kez cinsel ilişkiyegiriyor.
• 70'li yılların özgür
seks kavramı yerini roman-
tizme bıraktı. Gençler an-
cak uzun süreli ilışkilerde
seks yaşamak istiyorlar.
• Açıkta ve bolca sunu-
lan her şey çekiciliğini yitt-
rir. Özellikie medyanın ka-
duu, anlamlı anlamsız her
zaman ve her yerde kullan-
ması. bundan 20-30 yıl ön-
ce afrodiz> ak etkisi yapby-
sa da, artık erkekleri psi-
kolojik olarak bıktırdı.
• Femınist anlayışın ya-
yılması ve kadının sekste de
eşitliği ıstemesi, erkekleri
hem evlilik içinde hem de
dışarda zorluyor.
Araştırmalann sonuçla-
nna göre erkeklenn >1izde
69'u kadınlann da yüzde
32'si daha sık seks ister-
ken, erkeklerin yüzde 51 'i
kadınlann da yüzde 17'si
eşlerinin cinsellikten yete-
rince haz almadığını düşü-
nüyor. Çiftlerin yüzde 69'u
seks yüzünden problem ya-
şadıklannı, yüzde 35'i seks
üzerine eşleriyle hiç konuş-
madıklanm, yüzde 32 si ise
zaman zaman başka biriy-
le cinsel ilişki kurmak ih-
tiyacı duyduklannı belir-
tiyorlaı.
Sultan Abdülmecid hazırlatmıstı
Tarihi 'Ayasofya
Albümü' bulundu
e-posta : tan (a prizma. net. tr
ANKARA (AA) - Sultan
Abdülmecid'in emriyle
Fransız ve Osmanlı ressam-
lara yaptınlan 50'den fazla
orijinal resmin yer aldığı
Ayasofya Albümü bulundu.
Osmanlı Araştırmaları
Vakfı. Ayasofya'nın bugüne
kadar hiç rastlanmayan gö-
rüntülerinin yer aldığı yak-
laşrk 160 yıllık albümü, Os-
manlı Devleti'nin 700. yılı
kutlamalan çerçevesinde ya-
yımlamayı planlıyor.
Osmanlı Araştırmalan
Vakfı Başkanı Prof. Dr. Ah-
met Akgündüz, böylesine
değerli bir albümü vakıfola-
naklanyla yayımlamamn
mümkün olmadığıru belir-
terek, projenin hayata geçi-
rilebilmesi için sponsorara-
dıklanm bildirdi. Prof. Dr.
Akgündüz, albümde, Aya-
sofya'nın bugüne kadar hiç
rastlanmayan en eski resim-
lerinin yeraldığını ifade ede-
rek "Bu seviyede bir resün at-
bümü yok. Bu resimler tari-
hi birer belge niteuginde.Ör-
neğin resimlerde, Ayasof-
ya'nın çevresinde arnk yok
olan baa yapılan görebili-
yoruz"dedı.
Prof. Dr. Akgündüz, Aya-
sofya Albümü'nün özellik-
le tarihçiler ve yabancı araş-
tırmacılann dikkatini çeke-
ceğini vurguladı.
Sultan Abdülmecid za-
manında özel olarak hazır-
latılan albümde, 40/50 san-
timetre ebatlarında Fransız
ve Osmanlı ressamlannın
imzasını taşıyan 50'den faz-
la resim yer ahyor. Bunlar
arasında, Sultanahmet Çeş-
mesi'nden Ayasofya man-
zarası, Ayasofya'yı ziyaret
eden yabancı seyyahlann
görüntüsü ile Topkapı Sara-
yı-Sultanahmet-Ayasofya
üçlüsünün yer aldığı bir re-
sim dikkati çekiyor.
Abant Gejik Üretme tstasyonu'nda üretilen 52 geyik
doğal hayata bırakılacak. (AA)
Kaçak avlanma
cezalarına zaııı
BOLU (AA) - Milli
ParkJar Av ve Yaban Ha-
yatı Koruma Genel Mü-
dürlüğü, Bolu Abant 'taki
Geyik Üretme Istasyo-
nu'nda yetiştirilen 52 ge-
yiği, ormanlık alana bı-
rakacak.
Milli ParkJar Av ve Ya-
ban Hayan Koruma Genel
Müdürlüğü yetkilileri,
Abant Gölü'ne 4 kılomet-
re uzaklıktaki 96 hektar-
lık alana. 1976 yılında 4
dişi, 1 erkek boz geyiğin
bırakılması ile başlayan
geyik üretme çalışmalan-
nın istenilen sonucu ver-
diğini belirttiler. Geyik
Üretme lstasyonu'nda,
9'u erkek, 35'i dişi, geri
kalanian da yavru olmak
üzere 52 geyik üretildiği-
ni bildiren yetkililer, bu
geyiklerin doğal hayatabı-
rakılması karan alındığı-
nı kaydettiler. Geyiklerin,
kaçak avlanmanın önüne
geçilmesi halinde, özgür
ortamda sayılannın daha
hızlı artabileceği belirtildi.
Merkez Av Komisyonu
ise 1999 yılında izinsiz
avlanan, kanunsuz olarak
canlı yakalanan, yumur-
talan toplanan hayvanlar-
la ilgili olarak suçlu görü-
len avcılarm ödeyeceği
tazminatlan açıkladı. Bu-
na göre Fok (Akdenizfo-
ku, foça, ayıbalığı) avlan-
manın cezası, her biri için
1 milyar lira olarak belir-
lenırken geyik, alageyik,
yaban koyunu, ayı, yaban
keçisi, çengel boynuzlu
dağ keçisi, karaca, ceylan
avlamanın cezası ise her
hayvan için 500 milyon
lira olarak belirlendi.
17 Ekim'de başlayan
yeşilbaş, suna, boz ördek,
çulluk, su çulluğu ve de-
niz ördeği avının 24 Şu-
bat tarihinde sona erece-
ği bildirildi. tzinsiz ördek
avlayan avcılann ödeye-
ceği tazminat miktan ise
15 milyon lira olarak açık-
landı.
SÖYLEŞİ ATTİLA İLHAN
'Mazlumlar', Nasıl Birleşmesin?
Galiba 'Bati Sorunu'nu okurken, çok çarpıcı bul-
muş; 'Tatlısu Alafrangalığı'n 'Kemalizm' zanne-
den, bazı şaşkınları belki uyarır diye, 'Hangi Batı'nın
başında zikretmiştim: Niyazi Berkes'ın, 'tesbiti'dır.
"...bizde Batıcılık'la anlaşılan şey Türk evrimi-
ni çağdaş uygarlığa uygun yönde geliştirmektir.
Halbuki Avrupa'da ve Amerika'da Batılılaşma ve
Batıcılık, Bat diplomasisine boyun eğme anlamı-
na gelir. Bu yüzden onlara göre, Kemalist devir
Bat aleyhtariığı, Menderes devri ise Babcılık dev-
ridiıi Batı diplomasisinden bağımsız olan bir Ba-
tıcılık, Batı dilinde Bat düşmanı kötü bir ulusçu-
luk demektir..."
O gergin 70'li yıllann, herhangi bir yazıdır, Ankara
henüz serin; Kavaklıdere'nin kavaklan pamuklaş-
mış, Tunahhilmi Caddesi uzerinde uçuşuyor; ka-
fam, Bağlantısızlar (Üçüncü Dünya) Cezayir Kon-
feransı'nın (1973) sonuçlanyla meşgul, 1917 Inkılâ-
bı'yla 1919 Inkılâbı'nda 'ortaklaşa olan şeyin; nasıl
olup da. sonradan ayrıldığını araştınyorum; çünkü
Cezayir Konferansı sonuç bildirisi, neticede, 'Maz-
lum MilletJer' davasının yenıden gundeme gelişı!.. Oy-
sa. Belgrad'dakı ilk Konferans'tan (1961) beri, Üçün-
cü Dünya Hareketi, Moskova'ya yakın sayılıyordu.
Öğrenmek istediğim nedir? 1917, geleceğı Batı'lı
emekçinin, potansiyel devrimciliğine bağlamış; 1919
daha çok, Doğu'lu 'Mazlum Milletier'ın, bu işi ba-
şaracağına inanıyor. Ister formef olsun, ister diyalek-
tik,- mantık, ikisinin birbirini tamamlayacağını söylü-
yor çünkü, gezegen'in 'Dip Dalgası', her iki dünya-
nın 'mazlumlannı' içermektedir. Öyledir de, Suttan Ga-
liyef, Turar Rıskulof, Feyzullah Hocayef, Neriman
Nerimanof, vb. 1917'nin, Büyük Rusyacı'lann elin-
de, 'mazlumlar'\a değil, 'Batılılar'\a beraber olduğu-
nu görtip, bunu açıkJamadılar mı? Bunun bedetini, can-
lanyla ödememişler midir? 20'li yılların sonlarına doğ-
ru, Rusya'da. 'Sovyet diplomasisinden bağımsız
birTürkçülük', 'devrim düşmanı kötü bir ulusçu-
luk' sayılmıyor muydu?
Hâlâ bir zorunluluktur!...
(Oovyet Parantezi', 'Mazlumlann Davası'nı,
ORusya lehine, aşağı yukan yanm yüzyıl, yok
saymıştr. Şımdi Bağlantsızlar, Cezayir Konferan-
sı'nda, 'temel çelişki'n\r\, "Soğuk Savaş'm iddia et-
tiği gibi, 'Doğu ile Batı' arasında değil; 'Mazlumlar'\n
iddia ettiği gibi, 'Kuzey'le Güney' arasında mı oldu-
ğunu tartışıyorlar. 'Bağlantısız' sayılmaya, önemli bir
koşul getirilıyorf 'az geiişmişlik!' İki başka koşul, bu-
nu izlemektedir a/ 'ulusal bağımsızlığın gerçekleş-
tirilmesi, ya da geliştirilmesi' b/ ekonomik ve kül-
türel bağımsızlıklann elde edilmesi! İnsan nasıl
heyecanlanmaz: bu, Müdafaa-i Hukuk'un, 'Istiklâl-
i Tam' programıdır!
Bilmem bilir misiniz, 'NATO gururu' içindeki Ba-
yar/ Menderes Türkiye'si. Bandung/Asya-Afrika
Konferansı'nda (1955), 'Bağlantsızlık' Hareketi'ni
küçumsemişti. Nasıl ki, günümüzün 'Sistem' uşak-
ları da küçümser; elleri mecbur çünkü, 'Istiklâl-i
Tam' ilkesini Gâzi'den devralan Trto, Nehru ve Nâ-
sır, şu beş koşulu temele koyuyoriar: 1/ Banş için-
de bir arada yaşamaya dayalı, bağımsız bir djş po-
litika güdeceksin! (Ankara, çoktan VVashington'a
tutsak) 2/ Ulusal Kurtuluş Hareketlerini destekle-
yeceksin! (Ankara, tınmıyor; ya da, 'destek' çokluk
lâfta kalıyor.) 3/ Hiçbir askeri ittrfak içinde bulun-
mamak! (Ankara, NATO ittifakı ile övünüyor) 4/ Ikin-
ci ülkelerie askeri ittrfak kurmamak! (Peki, CEN-
TO'ya ne diyeceksiniz?) 5/ Topraklannda yabancı
ülkelerin askeri üslerini banndırmamakl (Hâlâ ba-
rındırmıyor muyuz?) _
Acı ama gerçek! 'Üçüncü Dünya Hareketi', ne-
resinden bakılsa, 'Kemalist' bir 'Müdafaa-i Hukuk
Hareketi'ydi: ulusal, lâik, demokratık ve anti/emper-
yalist! Ankara ne yazık kı, o 'hareket'ten haylı uzak-
larda! İlk Konferans'tan, Cezayir Konferansı'na,
kat'ettiği mesâfe, Galiyef'in ve öteki Sovyet Türkçü-
leri'nin kat'ettiği mesâfedir: Bat'lının, ezilmişinden
de Doğu'lu ezilmişe fayda gelmez: çünkü o da, giz-
lice 'sömürüden' yanadır. Oyle sanıyorum ki, Şâmir
Amin, Mahmud Hüseyin, Maurice Dobb, Andre
Gortz, Frantz Fanon gibi düşunürlerin aynı dönem-
de ortaya çıkması; Sosyalizm'le (Marksizm), 'totali-
ter'Sovyet 'fikriyatını've 'azgeliştirilmiş' ülkeler 'ger-
çeğini', karşılaştınlmalı olaraktartışması, besbelli, 'fe-
sâdûfi' değildir.
Birzorunluluktu o! Gezegenin kaderini ilgilendiren,
fevkalâde bir zorunluluk! Hâlâ bir zorunluluktur: çün-
kü, şu devâsâ gerçek, -ki, 'Dip Dalgası' anlamına ge-
liyor- hiçbir şekilde üstü örtülemeyecek, bir gerçek-
tir: "...Dünyanın geri kalmış denen ülkelerinin, in-
san ırkının üçte ikisini meydana getirmekteolma-
lan, hiç akıldan çıkanlmaması gereken kocaman
bir olgudur." (Maurice Dobb, R. Nurske'den zikre-
diyor, 'Kapitalizm, Sosyalizm, Azgelişmiş Ülkeler ve
Iktisadi Kalkınma', s. 193. Doğan Yayınevi, 1973).
fstedJğin ifberalliği' bile uygulayamazsııi!
Fakat asıl sorun, başka biryerdedir: azgelişmiş ül-
keler, ekonomik kalkınmayı, IMF'in ve Dünya Ban-
kası'nın tatlı tatlı melemelerine rağmen, liberal/kapi-
talist yoldan sağlayamayacaklannı, elle tutulurcası-
na görüyorlardı. Polonya'lı ünlü iktisatçı Oskar Lan-
ge, Mısır Merkez Bankası'nda verdiği bir konfe-
ransta, (1961) bunun nedenini, basit ve açık bir şe-
kilde aydınlatmıştır:
"...tekelci kapitalizm ve emperyalizm, azgeliş-
miş ülkelerin geieneksel kaprtalist gelişme yolu-
nu izlemelerine imkân vermemiştir. Bunun çok ne-
deni var. En önemlisi şudun en başta gelen kapi-
talist ülkelerde, büyük kaprtalist tekellerin geliş-
mesryle buralardaki kapitalistler daha az gelişmiş
ülkelerdeki gelişme sağlayıcı yatınmlara ilgi duy-
maz oldulan çünkü bu türiü yatınmlar, bunlann
sağlam tekelci durumlannı tehdit edebilecek bir
rekabetin doğmasına yol açabilirdi..."
"...bunun sonucu olarak, gelişmiş ülkelerin az-
gelişmiş ülkelerdeki yatınmlan özel bir karakter
kazanmıştı. Bu yatınmların başlıca hedefî, geliş-
miş ülkeler endüstrilerinin, hammadde olarak
kullandığı doğal kaynaklann sömürülmesi ve ge-
lişmiş kaprtalist ülkelerdeki nüiusu beslemek için
azgelişmiş ülkelerdeki besin maddeleri üretimi-
ni geliştirmekti.. Sonuç olarak, azgelişmiş ülke-
lerin ekonomileri, tek yönlü hammadde ve besin
maddeleri ihraç eden ekonomiler haline gelmiş-
tir. Bu memleketlerde yabancı sermayenin elde
ettiği kârlar, tekrar bu ülkelerdeki yatınmlar için
kullanılmamış, ama sermayelerin geldiği ülkele-
re dönmüştür.
"...bu kârlar, modern iktsadi gelişmenin gerçek
dinamik etkeni olduğunu bildiğimiz, herhangi bü-
yük çaplı bir sanayi yatınmı için kullanılmamıştır.
Azgelişmiş ülkelerin, klâsik kaprtalist kalkınma yo-
lunu izleyememelerinin temel sebebi budur..."
("Economic Development, Planning and Internati-
onal Co-operation...")
Işte Berkes'in söylemek istediği de bu: Bat'nın dip-
lomasisi, böyle bir uygulamayi öngörüyor. sana, onun
önerdiğinden farklı, 'liberallik' bile yasak; buna kar-
şı çıktığın anda, 'kötü milliyetçi' oluyorsun, yâni
'kemalist'!
'Mazlumlar' nasıl birleşmesin?
http:// www. prizma.net tr/ A İLHAN
http://www.eda.tr/-bikjiyay/yazar/ailhan.htlm