Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
15OCAK1999 C U M A * * * * CUMHURİYET SAYFA
HABERLERİN DEVAMI 19
TURKIYE
stanbul
Edırne
Kocaeli
Çanakkale
Izmır
Manisa
Aydın
Denızli
Y
PB
Y
PB
PB
P3
PB
Y
1Ü
3
10
9
15
14
15
14
Zonguldak Y 14 Antalya
Sinop
Samsun
Trabzon
Giresun
Ankara
Eskışehır
Konya
Sıvas
Y
Y
PB
PB
Y
Y
Y
Y
14
15
16
15
11
9
12
6
Y 17 Kars
Adana
Mersin
Diyarbakır
Şanlıurfa
Mardın
Siirt
Hakkâri
Van
Y
Y
PB
PB
PB
PB
PB
PB
15
16
12
13
13
10
6
5
PB -2
Bütün bötoelenmız çok
bulutlu, Marmara'ran
doğusu, Iç Ege, Akde-
mz, iç Anadolu, Batı ve
Orta Karadenız ıle Doğu
ve Güneydoğu Anado-
lu'nun batısı yağışlı ge-
çecek. Hava sıcaklığı
batı kesimterde azala-
cak, doğuda değışme-
yecek. Rüzgâr kuzey ve
batı yönlerden hafif ara
sıra orta kuvvette, yur-
dun batısı da kuvvetlı
olarak esecek.
DIS MERKEZLER
Oslo
Helsınki
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Parıs
Bonn
K
K
K
Y
Y
Y
Y
Y
-6
-7
-5
3
9
8
8
8
Berlin 6 Moskova
Budapeşte Y 3 Aşkabat PB 9
Madrıd PB 10 Astana PB-10
Vıyana
Belgrad
_Y 7 Taşkent PB 4
Y 8Y 10 Bakû
Sofya
Roma
PB 7 Bışkek PB -1
PB 11 Tıflis PB 7
Atina PB 10 Kahire PB 19
Münih 5 Zürih PB 5 Şam Y 16
Sıslı , Bututlu t Çok bulutlu Yağmuriu Karlı Sulukar , Gök gurultuKj
G U I N CELcÜNEYT ARCAYÜREK
• Baştarafi 1. Sayfada
düzeni" üzerinde bır araştırma yaptırmış.
SeçimleryakJaştıkça, Erder'in başkanlığındaya-
pılan bu türden ciddi araştırmalar değer kazanıyor.
Araştırmadan kimi sonuçları aktarmaya başlar-
ken; örneğin "seçmenlerin nitelikleri ve eğilimle-
n"ne öncelıkle değinmek gerekiyor.
Işte seçmen nitelikleriyle ilgili bulgular: Yüzde
56.5 kentlerde, yüzde 43.2 kırsal alanda yaşıyor.
Yüzde 84.4'ü "ortaokul ve daha az", yüzde
15.6'nın "lıse ve dahayüksek" eğitim gördüğü or-
taya çıkıyor.
Etnik-dinsel kimlik konusundaki soruya, denek-
lerin yüzde 6.3'ü Kürt, yüzde 3.6'sı Alevi yanıtı ve-
riyor. "Türk-Sünni" olduklarını söyleyenler yüzde
79.7. Yüzde 10.5'lik bir kesim Laz, Arap. Balkan
ve Kafkas göçmeni.
Siyasal eğılimleri açısından seçmenler kendile-
rini şöyle tanımlıyor: Yüzde 13.4 solcu (1996'da
yüzde 15.5), yüzde 41.1'i sağcı (1996'da yüzde
41,1) Yüzde 35.1 'lik bir kesim ise, kendilerini "sağ-
sol" bağlamı dışında tanımlıyor. (1998'de yüzde
43.3)
Türkiye'nın en önemli sorunu nedir?
Enflasyon-ekonomi: 1993'te yüzde 37-1996'da
yüzde 47-1998'de yüzde 46.
Terör: 1993'te yüzde 45-1996'da yüzde 47-
1998'de yüzde 12.
Işsizlik: 1993'te yüzde 10-1996'da yüzde 12 -
1998'de yüzde 11.
Ülke yönetimı: 1993'te yüzde 1-1996'da yüzde
4.5-1998'de yüzde 7.2.
Demokrasi ve insan hakları: 1993'te yüzde 1.1-
1996'da yüzde 2.2-1998'de yüzde 2.3.
Dinsel konular: 1998'de yüzde 2.3.
Bu yüzdelerden çarpıcı bir sonuç çıkıyor. Önem
sırasında terör gerilere düşüyor. Hayat pahalılığı tır-
manıyor. birinci sıraya geliyor.
Fakattt, demokrasi, insan hakları ve laikliği içe-
ren "dinsel konular" çok alt sıralarda yer alıyor. Ül-
ke yönetimı geri sıralarda.
Çarpıcı başka bir sonuç; "Türkiye'nin karşı kar-
şıya bulunduğu en büyük tehlike nedir" sorusuna
verilen yanıtlarda göze çarpıyor.
1998'de seçmen: Yüzde 40'la terörü birinci sı-
rada gösteriyor. Enflasyon-ekonomi yüzde 15, dış
politika yüzde 9, dinsel konular yüzde 5.5, ülke yö-
netimi yüzde 4, işsizlik yüzde 4, demokrasi ve in-
san hakları yüzde 1.5.
Seçmen dış politika gibi toplumun ilgilenmekte
geri kaldığı varsayılan bir konuyu önplana alıyor.
Seçmende şeriat
Araştırrna-grubu "toplumsal-ekonomik adalet-
sizlik sorunsalı bağlamında seçmen göruşürSü"'
şöyle özetliyor:
"Seçmenlerin 5 'te 4 'ü 'Türkiye'de hak etmedık-
leri kadar para kazananlar bulunduğunu' ifade et-
mektedir".
Ardından doğal olarak "Hak etmediği kadar pa-
ra kazananlar kimlerdir" sorusuna yanıtlar sırala-
nıyor:
Milletvekilleri-politikacılar: 1996'da yüzde 40.4,
1998'de yüzde 51.6.
Sermayesahipleri: 1996'da yüzde 42.1,1998'de
yüzde 20.1.
Yasadışı çalışanlar (mafya): 1996'da yüzde 7,
1998'de yüzde 14.8.
Devlet-kamu yöneticıleri: 1996'da yüzde 17,
1998'de yüzde 10.3.
Bu yüzdeler araştırmada şu sonuca bağlanıyor
"Milletvekili-politikacılar'ın çoğunluk tarafından
hak etmedikleri kadar para kazanan toplum kesi-
mi olarak gösterilmesi, siyasetçilere güvensizliğin
boyutlan hakkında fikir vermektedir".
llginç sonuç şeriat üzerine; "Türkiye'nin şeriat
yasalanna göre yönetilmesini istiyor musunuz?"
Şeriat isteyenler: 1993'te yüzde 20,1996'da yüz-
de 27, 1998'de yüzde 20. Şeriat istemeyenler:
1993'te yüzde 62,1996'da yüzde 58,1998'de yüz-
de 60.
Araştırma; Türkiye'nin şeriat yasalanna göre yö-
netilmesini isteyen "5'te 1'lik bir toplum kesimi"
olduğuna işaret edıyor.
RP'nin 1995'te aldığı oylar yüzde 21. Şeriatı is-
teyenlerin bu ve benzeri partilerde toplandığını bu
yüzdeler göstermiyor mu?
Laiklik savaşımı verenlere bu olasılık haklılık ka-
zandırmıyor mu?
Türkiye mozayiğini yansıtan bu araştırmada ya-
nnki yazıda değinmemizi gerektiren daha pek çok
konuda önemli sonuçlar yer alıyor.
Örneğin, partiler ve olası oylan gibi.
Hizbullahçılann
namaz eylemi
DİYARBAK1R/ŞANLI-
URFA (Cumhuriyet) - Bin-
göl Cezaevi'nde tutuklu
Hizbullahçılann, başka ce-
zaevlerine nakil edilmeleriy-
le başlayan gerginlik sürer-
ken militanlar. olay çıkma-
ması için toplu namaz kıl-
malanna izin verilmesini is-
tedı. Şanlıurfa'nın Ceylan-
pınar ilçesindeki camilerde
örgütlenen 13 Hizbullah mı-
litanı yakalandı.
DiyarbakırDGM"de cina-
yetle suçlanan ve nakiller sı-
rasında olay çıkardıklan öne
sürülen 40 Hizbullah milita-
nı, Bingöl Cezaevi'nde tek
kişilik hücrelerde tutuluyor.
Diyarbakır'da öncekı gün
basın-yayın kuruluşlarına
gönderilen ve Bingöl Ceza-
evi'nde yaşanan olaylarla ıl-
gili avrıntılı bılgilerın akta-
nldığı iki sayfalık bır yazıda.
'Bingöl Cezaevi'nde yaşa-
nan olaylann can kaybı ol-
madan makul bir çözüme
kavuşturulması gerektiği"
belirtıldi. Yazıda. Hizbullah
mıiıtanlan istemlerinı şöyle
sıraladı: "Cuma namazlan-
nı topluca kılmak: Tutuklu-
lann tümü Şafii mezhebine
mensup olduklanndan cu-
ma namazının kılınabilmesi
için en az kırk kişinin bir ara-
ya gelmesi gerekir. Aynca
Adalet Bakanlığı'nın daha
önce yayımlamış olduğu ge-
neJgelerde ve cezaevi idare-
sinde tutuklulara sözJü ola-
rak öğk ve ildndj namazlan-
nın topluca kılma hakkına
sahip olduklan rjclirtilmişti.
Yeniden koğuşlara dönmek:
Bu olmadığı takdirde koğuş
sisteminin uygulandığı her-
hangi bir cezaevine nakledil-
mek ve nakil işlemine kadar
Bingöl Cezaevi'nde bulunan
20 kişilik koğuşlardan birine
toplu olarak geçmek. Hiicre-
lere konulmadan önce alınan
eşyaiar ile namaz kılmakiçin
aldıklan halıfleksler ve otur-
ma minderierinin iade edil-
mesi."
eroin sebekesr*• Baştarafi 1. Sayfada
# Türkiye-Bulgaristan-Roman-
ya-Macaristan-Avusturya-Avrupa.
# Türkiye-Romanya-Macaris-
tan-Slovakya-Çek Cumhuriyeti-Al-
manya-Batı Avrupa.
# Türkiye-Bulgaristan-Sırbistan,
Hırvatistan-Slovenya-ltalya-Batı
Avrupa biçimindedir.
- Hemen güneyimizde yer alan ve
terör örgütlerinin yatağı haline gelen
Kuzey Irak ve Lübnan da önemli
uyuşturucu madde üretim alanlann-
dandır. Bu bölgede üretilen büyük
miktardakj uyuşturucu maddenin bir
kısmı ülkemiz üzerinden Avrupa ve
Kuzey Amerika ülkelerine gönde-
rilmektedir. Kuzey Irak ve Lübnan
menşeli uyuşturucu maddeierin ül-
kemize girişleri Güneydoğu Anado-
lu sınınndan olmaktadır. Deniz yo-
luyla kaçakçılıkta ise Kıbns Rum
Kesimi 'nin, ülkemize ve büyük öl-
çüde Avrupa ülkelerine yönelik ola-
rak yapılan kaçakçılıkta transit ülke
olarak sıkça kullanıldığı gözlenmek-
tedır
- Altın Hilal'de üretilen uyuşturu-
cu, Hazar Denizi'nin kuzey ve gü-
neyinden (Kuzey Karadeniz rotası)
olmak üzere Karadeniz'in kuzeyin-
den de Avrupa ülkelerine sevk edil-
tnektedir.
PKK bağlantılı uyuşturucu trafi-
ğinde Ortadoğu'da tran, Suriye, Ku-
zey Irak, Güney Kıbns ve Yunanis-
tan; Avrupa'da Almanya, Hollanda,
Ingiltere ve lspanva önemli merkez-
ler konumundadır.
- Terör örgütü PKK, Uyuşturucu
kaçakçılığından elde ettiği geliri ba-
nnma, beslenme ihtiyaçlan, lojistik
destek. ulaşım giderlerinde harca-
maktadır.
- Uyuşturucu kaçakçılığı terör ör-
gütünün başkanlık konseyine bağlı
cephebürosu tarafından yönlendiril-
mektedir. Merkez cephe bürosu, bir
yandan sözde her eyalette oluşturu-
lan yurtiçi cephe faaliyetlerini yü-
rütmekte, diğer yandan da Avrupa,
Ortadoğu ve Kafkasya'da teşkilat-
lannı sevk ve idare etmektedir.
- Uyuşturucu ticaretinin yurtiçi ve
Kuzey Irak'taki sorumlulugunu ör-
güt başı Abdullah Ocalan'ın karde-
şi Osman Ocalan yürütmektedir.
Yurtiçindeki uyuşturucu kaçakçılı-
ğı, cephe teşkilatına bağlı, deşifre
olmamış işçi ve gençlik kesimi ile
köylü ve esnaflardan oluşan eleman-
lar ve sempatizanlararacılığıylayü-
rütülmektedir.
- Yurtdışı bölümü, dernekler, bun-
lara bağlı paravan şirketler ve uyuş-
turucu kaçakçılığı yapan kuruluşlar
aracıhğıyla sürdürülmektedir. Orgü-
tün yurtdışındaki dernek sayısı,
187'si Almanya, 10'u Avusturya ol-
mak üzere toplam 302'dir.
- PKK terör örgütü uyuşturucu
kaçakçılığından yılda 150trilyonli-
ra gelir elde etmektedir. Uyuşturu-
cu maddeierin üretim bölgeleriyle
tüketim bölgelerindeki birim fiyat-
lan açısından çok büyük farklar var-
dır. Bu fark. Türkiye'nin doğusu ile
batısı arasında dahi ciddi boyutlar-
dadır. Sözgelimi, Van'da bir kilog-
ram eroin 9-12 bin Alman Markı
, arasındadır, lstanbul'da ise 15 bin
Alman Markı'ndan fazladır.
- PKK 1982'den bu yana bir yan-
dan Suriye'nin kontrolü altındaki
Lübnan'ın Bekaa Vadisi'nde ve Ku-
zey Irak'ta bulunan kamp yerleri ci-
vanndaki tarlalarda (Baelbek ve
Hermen) kenevir ve haşhaş ekimi
yaparak elde ettiği büyük miktarda-
ki uyuşturucu maddeyi Abdeh, Tri-
poli. Beyrut, Sayda, Sur ve Minyan
limanlanndan denizyoluyla Avrupa
ülkelerine sevk ederken diger yan-
dan da Iran'ın Afganistan sınınnda-
ki bölgede yerleşik olarak Beluci-
ler'den elde ettiği uyuşturucu mad-
deleri Türkiye üzerinden Avrupa ül-
kelerine göndererek gelir olanağı
bulmaktadır. Bekaa'daki yıllık ero-
in üretiminin 60 ton civannda oldu-
ğu, yine çok büyük miktarlarda es-
rar üretimi yapıldığı bilinmektedir.
- lOyıl içınde Türkiye'deki uyuş-
turucu yakalamalannda 27 İranlı. 6
Suriyeli. 4 Lübnanlı. 3 Mısırlı, 1 Yu-
nan uyruklu ele geçirilmiş. di-
gerlerinin büyük çoğunluğunun da
PKK'yle bağlantılı olduğu beiirlen-
miştir.
- Almanya'nın Göttingen polisi-
nin 13 üyeli özel komisyonu 14 ay-
lık izleme faaliyetinden sonra Ma-
yıs 1998 sonunda ıkı Kürt asıllı
muhbiri kaçakçılann arasına sok-
mayı başarmış ve aşıretin 1997 yı-
lında Almanya çapında 40 kilogram
eroinı pazarladığını ve elde edilen
gelirin karanlık kanallardan bölücü
terör örgütüne aktardığmı saptamış-
tır. Kürt asıllı ailenin uyuşturucu
madde kaçakçılığından sağladığı
gelirin yanı sıra her ay Alman ma-
kamlanndan 3 bin 500 mark sosyal
yardım aldığı belirlenmiştir. Bu o-
lay, Alman Anayasası'nı Koruma
Örgütü'nün Ocalan'ın terör kasası-
nı Kürt uyoışturucu kaçakçılannın
bağışlan ile de doldurduğu venle-
riyle uyuşmaktadır.
- PKK. Güney Amerika'daki
uyuşturucu kartellerinin dağıtımda
uyguladığı yöntemleri Avrupa ülke-
lerinde rahatlıkla uygulamaktadır.
PKK ülkemizdeki Doğu kökenli si-
lah, altın ve uyuşturucu kaçakçılı-
ğıyla uğraşan ve aynı aile fertlerinin
organize bir şekilde bir araya gele-
rek oluşturduklan aile gruplannı
kendı amaçlan doğrultusunda işbir-
liğine sevk etmektedir.
Avrupa'da ortaya çıkanlan ve ül-
kemiz yoluyla gerçekleşen büyük
uyuşturucu madde olaylannın orga-
nızatörlerinin bu aile gruplanna ait
olduğu ve bölücü terör örgütüyle iş-
bırliği içinde faaliyet gösterdiği an-
laşılmıştır. Baybaşin, Kocakay&, Ay.
Yıldınm, Aksoy; Polat ve Cantürk
aileleri bunlardan birkaçıdır.
- PKK terör örgütüyle bağlantılı
uyuşturucu madde olaylannda; 2
ton 502 kilogram eroin. 13 ton 364
kilogram esrar, 4 ton 255 kilogram
baz morfin, 2 ton 125 kilogram hint-
kenevıri, 22 ton 440 kilogram ase-
tik anhidrit. 621 kilogram kokain.
267 bin raphynol tablet, 10 bin adet
amhetamin tablet, 1 ton 80 kilogram
sodyum karbonat ele geçirilmiş, bu
olaylarda toplam 575 sanık yakalan-
mıştır.
- PKK'ye yönelik operasyonlarda
ortaya çıkanlan sığinak ve hücre ev-
lerinde çok sayıda silah ve mühim-
matla birlikte 7 ton 500 kilogram es-
rar, 2 milyon kök hintkeneviri, 63
kilogram 375 gram eroin, 33 kilog-
ram baz morfin ele geçirilmiştir.
- Sonuç olarak PKK'nin terör ör-
gütü kimliğinin yanı sıra bir uyuş-
turucu şebekesi de olduğunun göz
önünde bulundurulması gerekir.
IMF yüzüne gözüne bulaşbrdı
• Baştarafi 1. Sayfada
krize yol açtığı beşinci ülke. Cenevre Uluslara-
rası Çalışmalar Enstitüsü'nden Prof. Charies
\Vypiosz, International Heral Tribune gazetesi-
ne verdiği demeçte, "Korkanm (dfinya ekono-
misinde) artık geri dönülemeyecek bir noktaya
ulaşıldı" dedi.
Geçen sene Brezilya, real ile dolar arasmdaki
bağı korumakta zorlanmaya başlayınca ABD ve
IMF (Washington Konsensus) inısiyatıfıyle 41
milyar dolarlık bir kurtarma paketi hazırlanmış,
Brezilya'dan buna karşılık. bütçe açıklannı önem-
li ölçüde azaltması. reali ne pahasına olursa olsun
koruması istenmiştı. IMF ve ABD, bu operasyo-
nu. "IMF ilk kez bir ülke krize girmeden müdaha-
le ediyor. Asya krizinden dersini akh" dıyerek sun-
dular.
Ancak herkes aynı fıkirde değıldı. Brezilya eko-
nomisi yavaşlamayabaşlamıştı. Bırçok gözlemcı-
ye göre IMF. Asya'da yaptığı hatayı tekrarlıyor,
ekonomisi yavaşlamakta olan bir ülkeye daraltıcı
reçete dayatıyordu. Bu tartışmalar olurken Finan-
cial Times gazetesı, IMF'nin kriz performansmı
değerlendıren bir yorumunda. Brezilya kurtarma
operasyonu için "Rio'da son tango" ıfadesini kul-
lanacak, IMF'nin son şansı olduğunu vurgulaya-
caktı. Uluslararası değerlendirme kurumu Standart
and Poors'un ABD baş ekonomisti Cynthia Lat-
ta. Reuters'e. "IMF parasu uluslararası yaünmcı-
lara. paralannı ülkeden çıkarma olanağı sağladı"
diyecekti. Brezifya'nmrealı korumak için faizle-
ri yüzde 20'lere yükseltmesi, krizi ertelemekten
başka bir ışe yaramadı.
Kriz geçen hafta, MinasGrais eyaletinin. fede-
ral hükümete borçlannı ödeyemez duruma düşe-
rek üç ay moratoryum ilan etmesıyle başladı. Eko-
nomi hızla daralırken diğer eyaletlerin de benzer
bir yola gıtmeleri korkusu yayılmaya. bu ise ulus-
lararası pıyasalarda Brezilya'nın kredi değerini
hızla düşürmeye başladı. Güvensizliğin ilk etkisi
ABD Dolan'nın değer kaybetme sürecine yaptığı
katkıyla kendini ortaya koydu. Brezilya'dan döviz
kaçışı hızlandı; real artık korunamaz bir noktaya
geldi ve devalüe edildi.
Rusya krizinin ardından piyasalar durulduktan
sonra, bir taraftan krizin geçtiğini savunanlar art-
maya, diğer taraftan dikkatler özellikle ABD eko-
nomisinde ve ABD'yi etkileyecek gelişmelerde
yoğunlaşmaya başlamıştı. Gözler, ABD ıhracatı-
nm yüzde 5'ini (Asya yüzde 20'sini alıyordu) alan
Latın Amerika'ya ve Latin Amerika'nın
GSMH'sinin yüzde 50'sini üreten Brezilya'ya di-
kilmişti. ABD bankalannın Brezilya'ya yatırdık-
lan paranın 26 milyar dolan geçtiğı göz önüne alı-
ANA MUHALEFET DERGİSİ
nırsa tehlıkenm boyutlan daha ıyi kavranabilir.
Rusya krizi sırasında yalnızca 6.2 milyar dolar
tehlikedeydi. Meksika krizi sırasında ise ABD
bankalannın, bu ülkedeki yatınmı 13 milyar do-
lan geçiyordu. Bır yaklaşıma göre Rusya krizin-
den sonra uluslararası fonlar. borçlanarak yapılan
operasyonlannı büyük ölçüde azalttıklan için çok
fazla etkilenmeyecekler, Brezilya krizi bölgesel
sınırlar içinde kalacak. Nitekim bu inanış çarşam-
ba günü New York Borsası'ndakı ilk paniğin da-
ha sonra kısmen yatışmasına yol açmıştı.
Ancak. Brezilya krizi gelişmekte olan piyasala-
ra ilişkin korkulan canlandırdı ve Asya paralan-
na tekrar bir spekülatif saldın olasılığını gündeme
getirdi. Bu gelişmenin Çin'de ikinci büyük şirket
iflasıyla çakışması, bir başka sürecin devreye gir-
mek üzere olduğunu da gösteriyordu. Şu sıralar-
da uluslararası kredi piyasalannda hızlı birdaral-
ma yaşanırken risk primleri yükselebilir.
Şimdı gözler, parası bir süredir Brezilya gibi
aşın değerli, reel faizleri aşın yüksek Meksika gi-
bi ülkelerde. tlk akla gelen diğer ısimler Brezilya
ekonomisine yakmdan bağlı Arjantin, petrol fi-
yatlanndan etkilenen Venezüella, spekülatif saldı-
n olasılığı ile karşı karşıya olan Hong Kong,
ekonomik ve toplumsal istikran bozulmakta olan
Çin.
Brezilya'ya
ABD müdahalesi
u
olabilir
BTVAH!
7a konufursa'
ukl Sunlak ÇetMİ'»ln ıctr t ^ t i Ibtak Kıra Data
-«au, k^w, kaatt* lıkt&tertaln tontj* (trmttijU trtr ka jmlifiıklı HitatttaiTtkdu,bü
k*x M ıMu "ka«ınluı* faşict tatikfl, |a*t«cfla« "Mli «Wl«rtMİıi ırtlria, bui ular mpAua'
dMÜI BtktbB Koa'ın •Kb«t kıiMis için »• ka fmfi, Ktkulu
Ekonomi Servisi - Brezilya'dakı devalüasyon
uluslararası pıyasalan sarsarken ülkedeki para
krizinden en çok etkilenecek olan ABD'nin mü-
dahalesinin söz konusu olacağı ıleri sürüldü.
Öte yandan, uluslararası kredi derecelendırme
kuruluşu Standard & Poor's (S & P), Brezilya'nm
uzun vadeli dış borç notunu düşürdü. Dış borcu
58.1 milyar dolara ulaşan Brezilya'nın kredı no-
tuu
B+"dan"BB-"yeindi.
Sanayileşmış ülkelenn oluşturduğu G-7'lerde
Brezilya'dakı ekonomik gidişatı değerlendirmek
üzere bir araya geldiler. G-7'lerin finans bakan-
lan. Brezilya'nın ekonomik refoım paketine ulus-
lararası destek verdıklenni açıklayarak hüküme-
te garanti verdıklerini belirttiler.
Bu arada. IMF yetkilılen, Brezilya'daki deva-
lüasyona karşın ülkenin ekonomik reformlan sür-
dürmesı konusunda kararlı davranması gerek-
tiğini ifade ettıler.
Atlı jandarma
birlikleri kunıluyor
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Jandarma
Genel Komutanhğı'nın toplumsal olaylar. önle-
yici zabıta hizmetleri, törenler. yurtiçi ve yurtdı-
şı binicilik yanşmalan için "aflı jandarma bir-
likleri" kuracağı bildirildi.
Alınan bilgiye göre başlangıçta Kara Kuvvet-
len Komutanlığı Atlı Spor ve Eğitim Merkez Ko-
mutanlığı emrinde Kirazlıdere bölgesınde konuş-
lanarak faaliyete geçmesi beklenen birliklerin
kullanımında elde edilecek verimlilik ve gerek-
sınime göre kısa sürede geliştirilecek.
Jandarma Genel Komutanlığı, Afrika ülkele-
rinden Gambia'dan sonra Senegal'ın jandarma
personelini de eğitmek üzere hazırlık yapıyor.
Senegal'in güneyındeki aynlıkçı faalıyetlerde
son dönemde artış olmuştu.
Jandarma Genel Komutanhğı'nın halen 39 ül-
ke ile askeri eğitim. güvenlik, terorizm ve or-
ganize suçlarla mücadelede işbirliği anlaşması
bulunuyor.
• •
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafi 1. Sayfada
Ziya Aktaş ne yapacak?"
Aktaş, bakanlık koltuğuna oturur oturmaz, ku-
cağında "tabii kaynakları" değil, 55. hükümetinda-
ğıttığı "tatlı kıyaklan" buldu.
Uzun süredir tartışmalı olan, elektrik dağıtım böl-
geleriyle termik santrallann satışına ilişkin sözleş-
meler Meclis'in beşte üçünün oyuyla düşürülmüş
bir hükümetin bakanı tarafından onaylandı.
Biz bunun bir "yanlışlık" olduğunu düşünüyoruz!
Eski Başbakan Mesut Yılmaz'ın, Ecevit'in hü-
kümeti kuracağı kesinleşir kesinleşmez kendisi-
ne, "Sayın Ecevit, ben söz verdim. Bu santrallan
ve dağıtım bölgelerini satmak zorundayım. Yoksa
başımın etiniyerler. Bunu hemen biz imzalayalım.
Senin dönemine sari<mış olmasın" dediğini san-
mıyoruz!
Elektriği çarpacak olan firmaların eski bakan
Cumhur Ersümer'e ikide bir baskı yapıp, "Bunu
bir an önce çıkar. Izinler, yasal gereklilikler arka-
dan gelsin" dediğini sanmıyoruz!
Danıştay'ın, "Biz izin vermiş gibi göriınelim. Iş-
lemin yasal gereklere tam uymadığını da pek dile
getirmeyiz. Sakın bizi zor durumda bırakmayın"
dediğini sanmıyoruz!
Elektriği çarpacak firmaların kendi aralannda
toplanıp, "Kimimizin payı az olabilir, kimimiz iste-
diğiyeh alamayabılir, sakın bunu sorun yapmaya-
lım. Mahkemelik olma durumu gündeme gelirse
iş uzar. Kaybı olanı biz karşılarız. Aman bir an ön-
ce islem bitsin" dediklerini sanmıyoruz!
Bu tür satışlarda önemli işlevi olan Rekabet Ku-
rulu'nun, "Satısa RefakatKurumu" haline geldiği-
ni sanmıyoruz!
Devir sözleşmesi diye bir şeyden söz ediliyor.
Bunun saklandığı, neleri içerdiği açıklanmıyor. Böy-
le gizli kapalı işler yapılacağını, Ecevit'in bunlan
kendisine yakıştıracağını sanmıyoruz!
Cumhuriyet Ankara Bürosu Ekonomi Muhabiri
Banu Salman'ın haberine göre, 14 elektrik dağı-
tım bölgesi ve 8 termik santralın satışından alına-
cak paranın bir fonda toplanması, yine bu elektri-
ği çarpan firmalara kredi olarak verilmesi planlanı-
yormuş. Devletin bu kadar enayi yerine konacağı-
nı sanmıyoruz!
Elektriği çarpan fırmalar, bu kurumları aldıklann-
da, ileride idari teknik herhangi bir zarar gündeme
geldiğinde "bizüstlenmeyiz" demeyi düşünüyor-
lar. Yüzsüzlüğün bu noktaya varacağını sanmıyo-
ruz!
Elektriği çarpan firmalara yanında maden ocak-
larının hediye olarak verilmesi planlanıyor. Kamu
kaynaklannın böylesıne "maden" olarak kullanıl-
masına izin verileceğıni sanmıyoruz!
CHR Türkbank olayında kamu yaranna tavır al-
dı. Türkbank'ı en az ona katlayacak bu haksız ka-
zanç durumuna aynı CHP'nin sessiz kalacağını
sanmıyoruz!
Konu edilen kurumlarda çalışanların iş güvence-
si konusunda net bir durum yok. Bu işçiler ola ki
atılırsa kıdem tazminatlannı devletin ödemesi ön-
görülüyor. Buna, kişinin hem cüzdanını alıp hem
borçlannı ödetmek derler. Devletin bu kadar he-
sapsız olacağını sanmıyoruz!
Darphaneniz nasıl olsun?
Biz "sanmadıklanmızı" vurguladık.
Yakın siyasi tarihımize baktığımızda, hükümet-
lerin ilk ve son yaptıkları işler, gerçek yüzlerinı de
gün ışığına çıkarryor.
Özal, 1983'te iktidara geldiğinde ilk iş olarak fa-
izsiz finans kurumlannın serbest bırakılmasını sağ-
layan kararnameyi imzalamıştı. Böyiece, ideolojik
hedefleri de olan Islami sermaye önemli bir tuta-
mak elde etmişti. O gün atılan adımlar daha son-
ra giderek sağlamlaştınlmıştı.
Çiller başbakanlığının son günlerinde ilaçta pa-
tent uygulamasının 1999 yılında başlamasını ön-
gören kararnameyi çıkarmıştı.
Ecevit hükümetine ilk düşen işlerin başında bay-
ram tatilinin dokuz gün olarak düzenlenmesi geli-
yor. Bunu saymıyoruz. Haydi araya bayram giriyor,
onu da saymıyoruz. Ancak, bu ay içinde yapılacak
icraat, bu hükümetin de "ilk"\en olarak tarihteki
yerini alacak.
Yukandaki tablonun savunulur yanı yok.
Elektriği çarpan kurumların sağladığı avantaj,
darphane sahibi olmak kadar kâriı bir iş...
Ecevit hükümeti bunu engellemezse DSP se-
çimlerde darp-hane olur... Holdingler elektriği çar-
parken seçmen de DSP'yı çarpar!
Asgari ücret
• Baştarafi 2. Sayfada
cebındeki para ile çarşı paza-
ra çıktığında acı gerçekle yüz
yüze geldiğinde bunun açık-
İamasını kim, ne yüzle yapa-
bilecektir. Bu aldatmaca yıl-
lardan ben tekrar edilegel-
mektedir. Ancak bu aldatma-
caya. başta aldatanlar olmak
üzere kimse ınanmamakta-
dır. Şu bir gerçektir ki bugün-
kü yaşam koşullannda alla-
nıp pullanıp ortaya sürülen en
az ücret. tam bır sefalet ücre-
tidir. Ancak gerçek bir asga-
ri ücretın saptanması ise sa-
nıldıgı gibi zorbir iş değildir.
Bunun için, yasa ve yönet-
melik ilkelerine göre hareket
etmek yeterlidır. Aynca otu-
rup günlerce kafa patlatmay a
gerek de yoktur. Yönetmelik-
te belirtilen ilkeler ışığı altın-
da günün yaşam koşullan da
göz önüne almdığında iş sa-
dece matematikse! bir işleme
kalmaktadır. Yeter ki bu işin
görevlileri içtenlikle ve yan-
sız olarak konunun üzerine
eğilsinler. Aksi takdirde bu
yapılan işin adı, yasal kural-
lann rafa kaldınlması olur.
0800 261 18 38
ücretsiz maviyi kurtarma hattı