14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 5 AĞUSTOS 1998 ÇARŞ/ OLAYLAR VE GORUŞLER Yargı ve Yargıçlar da Eleştirilir ÇETİN AŞÇIOĞLU )aigl çoktll laıgıda da \ı\ıcılık Suçlulaı guçhdeı konımnor /şkence\e beraat gençleıe ceza 4/i) astılaı cıdanı olduımedıleı kı idam oldınmenın c ezusı bu mu ' iargı pohnk etkı alnnda karar verdı tkıkılobakla\u\a agıı ceza adaletbu mu] Yargttcn ııı \ ııce \ argıçları bu kararı nasıl onadıLu ' Deı ınııı kokmamuuıçın tıız çare ıa tuz da kokuısa Bunlar vargı ısjem kararlanna karşı son a\larda vapılan du^unce açıklama- sından satırba^lan Kuşkusuz kars,ı go- ruşlerde \ar Eleştıı ıleı ııı olçusu kaçtı )aıgı\a \aıgısız ınfa: iargımn sa\gwlıgına golge duşurulu- vor 4maç \aıgnı etkı altına almak Bakla\a cezası doğru ama adaleth değıl • • Ikemızde vakınzamanaka- U dar -vargının dokunulmaz- lık \asağı ıçuıde korunması gerektığı, tersı durumda sa>- gınlığının zarar goreceğî'' ınançlanegemendı Adale- tın kestıgı parmak acımaz ozdevışı an- lam degıştırerek bu amaçla kullanılmış- tı Çagdaş ozgurlukçu demokrasılerde *d,uşunce>iaçıklamaozgurlügu"\e "açık- [ıkilkesi" hukukdevleti hukukun ustun- luğuılkelenneulaşabılmenınolmazsaol- maz koşullanndandır Bu nedenle ne yar- gıçlara ne de vargıya bır ayncalık tanın- ması soz konusu olamaz Kaldı kı, "sene- lerce sürduruJmuş dokumılmazhk koru- }argıta\ Onursal Uıesı masına karsın. vargıva duv ulan güven ve savgınlığuı sun-kJı azaldığr da bır olgu- dur Tum ozgurluklerde olduğugıbı duşün- ceyı açıklama ozgurluğunun de bır sını- nnın oJduğu gerçeğını goz ardı edemeyız Ancak öncelıkle yargıyla ılgılı gerçekle- nn bılınmesı toplumun bılınçlendınlme- sı, sağlıklı bır >argı düzenı ıçın kaçınıl- mazdır Olumlu sonuçlara ancak boyle ulaşılabılır, yasaklar sınırlandırmalaren son çare olmalı Yargılama çalışması, hakJann, çıkarla- nn, guçlenn çatıştığı, sert ruzgârlann es- tığı bır alanda vapılır Boylesıne zor ko- şullar altında gerçek olgulara, adalet de- nılen ustun degere ulaşma, bır de "hak- sıasuçluv u bıle venlen >argı buvnığunun sosyaldoruğuna ınandırma,smidaıı bır tş- lev olarak kabul edikmez. Unutulmamalıdır kı, yargıçlar da ınsan olarak yaratılmıştır, yargıç olarak değıl însanoğlunun genınde varolan temel ozel- lıkler, yargıçlar ıçın de geçerlıdır Polıtık dınsel, sosyal yeğlemelenn. tepkılenn, tatlı ve acı deneyımlenn, dızboyu gunluk sorunlann, yargıçlan, yargılama calışma- lannı etkılemesı beklenen bırolumsuzluk- tur Gunumuz yargıçlannın kural, ornek ve kavramlardansaltmantıkyoluylabırma- kıne gıbı çalışmalan da beklenemez On- lar, sorunlara (olgu-hukuk) yureklenyle eğılerek duyunç (vıcdan) denılen kendı- nı yargılama gucunu en ust duzeyde kul- lanarak. çıkarlar dengesını komv arak ada- lete (hakkanıyet) ulaşjnış buyruklaroluş- turmaklagorevlıdırler Çağdaşyargıdu- zenmde kadı adaletı denılen keyfi buyruk- lann da yen yokrur Bır de "bukuk ve hukuk dışt alantar- dakı gelişmeJere \eni çozümJer iıretüme- si" yukumluluğu deduşunulurse yargıla- ma ışlevmın boyutlan, zorlugu daha lyı an- laşılır Yargı >adayargılamanınözellığını or- taya koyan olgular, açıkladıklanmızla sı- nırlı değıldır Olguların belırlenmesı bır yargılamanın en zor ışlennden bırıdır Çünku olgular yargı onune her zaman değışmeden, olduğu gıbı nesnel (objek- tıO olarak gelmez Yanlann tanıkiann dığer kanıtlann ortaklaş.a oluşturduğu bu- lanık ortamda olgulann belırlenmesı, guç- lü bırsezgı gucunu degereklıkılar Buda ıster ıstemez oznel (subjektıf) değerlen- dırmeyı gundeme getınr Sıyasal, sosyal, dınsel, ekonomık guçlenn yargıçlara her turlu araçlarla ulaşma eğılunı de unutul- mamalıdır Işte bu gerçekler yargılamanın "Tan- nsal bir iş y» da zor bir sanat" olduğunu kabul ettırmıştır Oysa yargıçlann ne Tan- n gıbı ılahı guçlen ne de sanatçı gıbı do- ğuştan yeteneklen soz konusudur Onla- n, kurulu hukuk ve sosyal duzen yargıç yapmıştır ışte çagdaş hukuk, bınlerce yılda elde edılen deneyımlen, ortak yargılan deger- lendırerek buynığunu ortaya koymuştur Yargıya, yargıçlara, hıçbır kuruma ve kı- şıye venlmeyen ayncalıklı olanaklar, yet- kılervenlmelıdır Başka bıranlatımla be- delı yansızlık ve hakkanıyete ulaşmış buy- rukJar (hukumler) olan bagımsızhk Tannsal bır ışın ya da yargılama sana- tının ust duzeyde bılgı ve kulturle yapıla- bılecegıde goz ardı edılemezdı Yaüıız hu- kuk bılgısıyle değıl, polıüka, sosyal, eko- nomı, felsefe, psıkolojı, güzel sanatlarko- nusunda bılgılerle donatılmalan da top- lum ıçın bır guvencedır Oysa bızde yar- gıçlann (yuksek mahkeme uyelen de da- hıl) buyuk bır çoğunlugu, bılgı, kultur yoksunudur Son yargıç sınavlan bunu bır kere daha ortaya koymadı mı9 Kaza- nanlar bırde kultur sınav ına tutulsalar(kı tutulmalıdır)gen kalanlann sa>ısı yûz kı- zartıcı olur Hukukta duzenın, adaletın yozlaşma- ması, yetkı ve sorumluluklann dengelen- mış olmasma bağiıdır Çagdaş hukuk, yar- gıçlara venlen ayncalıklı olanakJann, yet- kılerın sağlıklı kullanılması, çalıştınlma- sı ve sonuçta kotuye kullanılmaması ıçın yargı duzenını ozel kural ve kurumlarla donatarak dengeyı saglamıştır Toplu mahkemeler, ceza ışlennde sor- gu yargıçlığı, çapraz sorgulama, açık du- ruşma, duruşmalarda sav, savunma ve ta- nıkların yargıcm anladıgı bıçımde değıl doğrudan tutanaklara geçınlmesı, ust mah- kemeler nıtehklı bırtemyızdenetımı.ka- rarlann gerekçelı yazılması gıbı Bunlarla da yetınılmeyıp "jarjpçtonıı sorumluluğunu" öbür çalışanlara gore daha buyuk boyutlarda agırlaştırmak ülkemız yargı duzenıne bakıldığında, bu açıkladıklanmızın çoğunlukla olmadı- gı, oianlann da ışletılmedığı. sağlıklı ça- lışmadığı bır gerçektır Bu durum, hak aramanın son kapısı onunde hak arayan- lann gızılguç (potansıyel) bır tehlıke ıle karşı karşıya olduğunun kanıtıdır Çagdaşyargı duzenının "oimazaıoiınaz standartlan olmadan" sağlıklı çalıştınl- madan ne yargının saygınlığının.guvenı- lırlığının korunması beklenmelı ne de "yargüamanuı Tannsal birişya da bir sa- natoiduğu sovtenmeü." O zaman da yar- gıyı sıradan bır memunyet, gorev olarak gormekten, saygınlığını da yasakJarla ko- rumaktan başka bır çıkar yol olmadıgı kabul edılmelıdır Polıtıkacının. kendı eksılenne bakma- dan, yıllardır yargıçlan memurlarla aynı potada değerlendırmelennın altında bu gerçeklenn yattıgını goz ardı edemeyız 37 yıl önce mesleğe başladığımızda gor- duğumuz yargının guvenılırlığı ve say- gınlığının gıderek çok olumsuz duzeyler- de görunmesının altında, o zamankı yar- gıçlarla bugunku yargıçlar arasmdakı kım- lık, yetenek farkı değıl bıreyın hakkınm bılıncıne Nahıp olması aranmalıdır Bu bı- lınç arttıkça, bıreyler goğuslennı gere ge- re "benim adil -doğru \e güvi'nJt- yargı- lanma hakkun var" dıvebıldığı gun bu- gunku koşullarla yargıçlık yapmak onur- lu kibilenn ışı olmaktan çıkacaktır Oyley- se, bu koşullar altında yargıçlığın yapıla- mayacağı, sosyal doğrulara ulaşmanın ço- gu kez olanaksız olduğu kabul edılmelı- dır Başta duşunen, meslegme gonul ver- mış yargıçlar, hukukçular barolar, ıletı- şım alanının (medya), yargı ve yargıç ger- çegını, kusurları yanlışları eğnlerıyle bırlıktetopluma anlatmalan, sorunlann ço- zumunde ıtıcı guç olacaktır Bu konuda kamuoyu oluşturulmadıkça yalnız ılgı du- yulan bırkaç dava ve yargılamanın olum- suz ya da olumlu sonuçlarını gorunum- lennı ele alarak bırs,eyleryapar gorunmek boşa kurek çekmektır Yanlış anlaşılma- sm, hıçbır zaman dogrulardan yola çıka- rak yapılan eleştınlere ağır, ıncıtıcı de ol- sa karşı değılım Anlatmak ıstedığım "ağaçiara bakmaktan ormanıgorememe- nin olumsuz sonuçlanna" değınmektır Yargı bağımsızlığı denıldığı zaman, yal- nız "srvasalgucun" gundeme gelmesı gı- bı, oysa yargı sorunları ıçınde "siyasaJ güç" gerçegıbırnoktadır Bu nedenle te- mele, oze mmek, yanı ormanı gormek gerekır Az daha bır gerçegı unutuyor- dum Aymazpolıtıkacılar, sızlen .. Yargı ko- nusundadaelımızsızemahkûm Sızler ol- madan sorunun çozulmesı hemen hemen olanaksız Ne olur, ıç çekışmelennızı, çı- kar beklentılennızı, gunubırlık yaşamayı bırakın da ulke sorunlannın en onemlıle- nnden bın olan yargı sorununa eğılın, gu- cunuz varsa tabıı ARADABÎR H. AVNİ USLUOĞLU em,u, Musteşar Yatdımcısı Orman Arazilerinde Tahsis' mi? Anayasa dıyor kı "31 Aralık 1981 gunune ka- dar, bdım ve fen bakımından orman nıtelığını ta- mamen kaybetmış yerlenn dışında orman alan- larında daraltma yapılamaz" (md 169) Ve de- vam edıyor anayasa "Ormanlann ıçınde ve bıtı- ştğındekı koyler halkının kalkındırılması or- man olarak muhafazasında yarargorulmeyen yer- lenn tespıtı ve orman sınırian dışına çıkanlması, orman ıçındekı koyler halkının kısmen ya da ta- mamen bu yerlere yerleştırılmesı ıçın devlet etıy- te anılan yerlerın ıhya edılerek bu halkın yararlan- masına tahsısı kanunla duzenlenır Devlet, bu hal- kın ışletme araç ve gereçlenyle başka gırdılennın sağlanmasını kolaylaştıncı onlemlerı alır Orman ıçınden nakledılen koyler halkına aıtarazıler, dev- let orman olarak derhal ağaçlandınlır " {Md 170) Bu anayasa hukmunun uygulama yasası ıse 17 Ekım 1983 kabul tarıhlı 2924 sayılı 'Orman Koy- lulerının Kalkınmalannın Desteklenmesı Hakkın- da Kanun'üur Bu yasaya şu ya da bu maksadın temını elınde bulunduran adına tespıtı gıbı ekler yasalaşmışsa da Anayasa Mahkemesı'nce bu ek- ler zararsız duruma getırılmıştır Ancak, bu yasa, uzulerek soyleyelım, anayasa- nın belırttığı gıbı yerın ıhyası ıle yeheştınlmesı ge- rekenlere tahsısı dıye çıkmamış, bu tahsısı satı- şa, temlıke donuşturmuştur' Bu yonu ıle anaya- saya açıkçaa>kırıdır Bu yonlendırme bılınerek mı oldu bırgozdenkaçmamı'? Bugorunumuıleya- rarlı mı yoksa buralar kapanın elınde mı kalacak, bılemeyız işın kotusu bu yasa ıçın Anayasa Mahkeme- sı ne başvurabılme yolu da kapalıdır Anaya- sa nın Geçıcı 15 maddesıne gore bu 17 Ekım 1983 gunu kabul edılmış 2924 sayılı yasa ıçın her- hangı bıryargıyoluna gıdebılme mumkun gorul- muyor Çunku bu geçıcı madde "herhangı bır yar- gı mercııne başvurulamaz" demektedır 12 Eylul 1980 gununden sonrakı ılk genel se- çımler sonucu toplanacak TBMM'ye kadarkı do- nem ıçınde çıkanlmış bır yasa olmasına karşın, tah- sısı, temlıke satışadonuşturmuş bu yasa Anaya- sa Mahkemes ne gelse kanımca 15 geçıcı mad- denın kabulundekı amacı aşan ve anayasadakı tah- sıs buyrugunu satış ve temlıke donuşturen huk- mu ıptal edı ır Anayasa tahsıs ve ıhya ıle yerın yer" leştırıieceoe verılmesını buyurmuş ıken, bunu uygulama yasasının degıştırılmesı açık ıptal ne- denıdır Temlıkın anan mevzuatındakı tahsısten çok farklı oidtgunu hemen anlayabılmek ıçın, "6837 sayılı Ormar Kanunu'nun 16, 17, 18 ve 115 maddeler gerggınceyapılacakarazı tahsıslen ve venleceK zır<ereaıtyonetmelık (Res Gzt 7Şu- bat 1988 T ve 19718 sayı) yeterlıdır Anayasa hukmu mu, cygulama yasasındakı temlıke donuş- turen hukjrr mu agırlık taşıyor? Satın alacaklan mı, ormar ko/usunu mu korumak, kalkındırmak ıstıyoruz7 Once ıhya sonra tahsıs gerekır Tahs s ne satıştır ne de temlıktır Bu alarlara yerleştırılecek koylulerın arazılen kamulaş'nlmşsa takas sonucu olarak satış, ya- nı teml k belir Bu koşul yoksa anayasanın tah- sıs hukm^satısa temfıke donuşturulemez Çun- . ku anayasa hukmu bunu tstememıştır Karadeniz Yanna da Kalsın! ALÂETTİNBAHÇEKAP1LI KÇKoca,iBa,t. 1 990'da kurulan bır dernektır Karadeniz Kultur veÇevreDerneğı(KÇKD) Ka- radenız'ın Turkıye kıyılannda doğup buyuyen ya da Karadenız'de dogup bu- yümemekle bırlıkte kultur ve çevre so- runlannın ulkemızın ve dünyamızın onemlı sorunu olduğunun bılıncındekı bılım adam- Ian, sanatçılar, uzmanlar ve duyarlı kışılerden ve bu kokten gelen kuşaklardan oluşmuş bır derne- Karadenız'ın doğasının çevresının, kulturunün, ınsanının ve tanhsel kalıtının (mırasının) araştınl- ması, derlenmesı, yaşatılması gelıştınlmesı ve korunması amacıyla çıktık yola Bılındığı gıbı Karadeniz. Türkıye, Bulganstan, Romanya, Ukrayna, Gurcıstan ve Rusya toprak- lannca çevrelenen, dışa yalnızca Istanbul Bogazı ıle bağlanan bır ıç denızdır ve bu kıyılarda 160 mıl- yon ınsan yaşamaktadır Karadenız'ın kıyılannda mılyonlarca aıle bu denızden ve kıyılanndan geçımını saglamaktadır Tum geçım kaynağı denız varlıklan ve kıyıdakı topraklara ekılen bırkaç urun olan aıle sayısı, bu bölgede yaşayanlann çoğuniugunu oluşturmakta- dır Karadenız'ın Turkıye kıyılan sureklı goç veren yerlerdır Toplam nufiıs sayımdan sayıma azalma gostermektedır Goç edılen yerlenn başında gelen tstanbul'da nüfusun yuzde 21 'ı Karadeniz koken- lıdır Bu bolge, Turkıye ulusal gelmnden en az pay alan uçuncu bolge durumundadır Banndırdıgı ye- raltı ve yerustu degerler olçusunde yatınmlardan pay alabıldığısoylenemeyen bır bolgedır Karade- niz ve gunümuzde denızı, karası ve havasıyla bır butun olarak çevre kırlenmesı felaketıyle karşı karşıvadır Öyle kı bılım adamlan durumu "bu- naüm" (knz) olarak nıtelemektedır Bu bunalı- mın nasıl atlatılabılecegıne ılışkın bılımsel veey- lemsel çalışmalar yapmaktadır Nıtekım bu duru- mun sonucunu acı bıçımdeyaşadı Batı Karadeniz bır sure once Bu bağlamda, Karadenız'ın çevresel sorunlan- nın ana nedenlennı araştırmak ve çozum uretmek amacıyla bır Karadeniz Eviem Ptaıu hazırlanarak (30Hazıran 1996)ımzayaaçılmıştır 6 Karadeniz ulkesının çevre bakanı tarafindan Ekım 1996'da :anı onaylanan Karadeniz Eylem Planı'yla bu denızın çevresınde yaşayan 160 mılyon kışının karşı kar- şıya bulunduğu yakın tehlıkenın gıdenlmesıne ça- lışılıyor 1992'de Rıo Çevre ve Kalkınma Konferansı 'nda butun dunyanın sorunlanyla bırlıkte ırdelenen Ka- radenız'ın çevre kırlılıgı en son, 10 Temmuz 1996'da Istanbul'da bır araya gelen Karadeniz Eko- nomık Işbırlığı Parlamenterler Asamblesı ıle Av- rupa Konseyı Parlamenterler Meclısı Çevre Ko- mısyonu uyelen arasında tartışıldı Bu toplantıda da dıle getınlen sorunlann ve çozum önenlennın ışığında baktıgımızda, şoyle bır tabloyla karşıla- şınz Bugun Karadeniz, kıyılanndakı 6 ulke dışında Karadeniz'e akan nehırlenn geçtığı (0 ulkenm olumsuzluklannındaerkısialtındadır Kıta Avnı- pa'sının neden olduğu kırlılığın uçte bın Karade- nız'e ulaşmaktadır Orneğın Almanya'dan doğan Tuna Nehn, Avrupa'> ı bır uçtan otekıne yarıp dö- kuimek ıçın Karadenız'e ulaştığında 60 ton cıva, 1000 ton krom, 4500 ton kurşun ve 50 ton petrol kırlılıgı taşımaktadır Bu olumsuzluklara Kızılır- mak, Yeşılırmak, Dınyeper ve Don gıbı buyük, ötekı bırçok küçuk nehnn taşıdıklanyla, yağmur sulannınetkısmı deeklemelıyız Kırlılığın kaynak- lanna baktıgımızda bu sa>dıklanmızın dışında şun- lan da goruyoruz Havzaulkelennden 150 mılyon ton katı malzeme erozyon yoluyla Karadenız'e ta- şınıyor, bunun sadece 17 mılyon tonu Turkıye'den Karasal kaynaklı kırletıcılenn yuzde 75'ı Tuna Nehn 'nden, yuzde 20 sı Bağımsız Devletler Top- luluğu'ndakı ırmaklardan gen kalan yuzde 5'ı de Turkıye ve Bulganstan ırmaklarından kaynakla- nıyor Kıyılardan yılda 4600 ton azot, 293 ton fosfat ve 25 mılyon 800 ton askıda katı madde banndı- ran toplam 145 mılyon ton atık su antılmadan bo- şaltılmaktadır Karadenız'e Ulkemız kıyılannda- kı evsel atıklar her yıl 87 ton oksıjenı çekıp alıyor Her yıl Ordu'da 210 bın ton çop Melet Irmağı 'na, Gıresun'da 130 bın ton çop arazıye, Trabzon 'da 280 ve Rıze'de 150 bın ton çop denıze atılıyor Bütun bu kıriıltk kaynaklannın etkısı altındakı Karadeniz, açık denızlere -dolayısıyla dışanya- ancak 70 metre dennlığı, 700 metre gentşlığı olan Istanbul Bogazı'yla bağlanmaktadır Bütun bun- lara tanhsel sureç ıçınde oluşmuş ve hıçbır canlı- nın yaşamasına ızın vermeyen sualtı yapısını da ekledığımızde bu özel coğrafyanın Kıta Avrupa'sı- nın yansı kadarnufusu yuzyıllardan ben banndır- mak ıçın ne gıbı zorluklara gogus gerdıgını anla- makîa guçiük çekenz Yaşadığı buyuk baskının al- tında yorgun duşen Karadeniz, daha dune kadar (1980) balık ve denız urunu olarak 800 bın ton po- tansıyelı ınsanlara sunarken bugun bu 100 bın to- na duşmuştur Kaldı kı venm duşukluğu yalnızca nıcel değıl, aynı zamanda nıteldır Karadenız'ın banndırdıgı canlı turu gunden gune azalmış ve neredeyse 3'e 5'e ınmıştır Canlılannyaşadığı su katmanı gıderek ıncelmış ve 80 metrenın altına duşmuştur O kadar kı bılım adamlan herhangı bjryersarsıntısında Karadenız'ın ak katmanianndakı zehırlı gaziann dalga etkısıy- leyuzeye-ç^kabıleceğınden ve aîev Slabıleceğın- den kaygılanma noktasına gelmışlerdır Aynca, etkısı süren Çernobıl'ın radyasyonuna, petrol tankerlennın sızıntılanna gemı yapım ve sokûm tesıslennın yarattığı kırlılığe, kıyı kentle- nnın denıze döktuğu çoplere, denıze akıtılan ka- nalızasyonlara, sanayı atıklanna. *İâfli meçhul" olan vanllere, dunyanın otekı ucundan gemılenn altla- nna yapışarak gelen ve hızla ureyen, denızdekı can- lı dengesını bozan yabancı canlılara dıkkat çeken aynı bılım adamlan Karadenız'ın "imdar çığlık lannı bugüne değın duymamış olanlann "ihanet" değılse bıle "aymaziık'' ıçınde bulunduklannı \ ur- gulamaktadır "Adl" onlem ahnmadıgında Kara- denız'ın21 yuzyıla "kaiamayacağuıa 1 * dıkkat çe- ken göruşlere kulaklan açmanın zamanı geçmek- tedırBıhndığıgıbı Bırleşmış Mılletler 1998"ı Ok- yanuslar Yılı olarak kabul ettı Bu bağlamda Ka- radenız'ın Çevresel Yonetımı Programı' Turkıye Ulusal Sıvıl Toplum Kuruluşlan Forumu Sekre- teryası'nın onculugunde gerçekleştınlen gınşım- ler sonucunda Çevre Bakanlığımız ıle Denızcılık ten Sorumlu Devlet Bakanlığımız 1998'ın ulke- mızde Karadeniz Yılı olarak kutlanmasını karar- iaştırdı Her yıl Karadeniz çevresındekı ülkelerle bırlık- te 31 Ekjm'm Uluslararası Karadeniz Gunu ola- rak kutlandığını da goz önüne aidığımızda bu ıl- gının Karadenız'ın yannada kalmasına katkıda bu- lunacağına ınanmak ve guvenmek ıstıyoruz ÇORLL 4SLİYE HUKUK >L\HKE.\1ESİ EsasNo 1998 280 Hâk-ir. S Samı Acar 25693 Katıp Dılek Bağnya- nık 1 1S4 Da.a^ı Nadım Kazan tarafından davalı Nufus Mudûrluğu ^levhıne açılan ısım tashıhı davasının mah- kemeniide -aılan açık vargılaması sonunda Davacı- nın talebınır bbulune karar venlmış olup Tekırdağ ılı Çorlu ılçesı Hatıp Mahallesı cılt no 003 7, sayfa no 13 k.ırÜKMiaıo 338denufusakayıtlı MustafaKemal ve Kı>ır<t'itııolmaÛl 07 1950d ludavacı Nadım Ya- zan'ın nüfiBUNadım Yazan olan adı Nladı Yazan ola- rak dCzeta}w}tır Kevfıvet M K 26 maddesı gereğın- ce îurr Tsılıe'e ılan olunur Basın 27435 Nüftıs luzdanımı ka>bettım. hukumsuzdur MRH4MYAM4Ç BİR SEVGİ KAYBOLUŞUNUN ARDINDAN... Annemın ölümü, ılerlemış yaşına, alışılan "sıralamaya" karşın, bende gene de "bır sevgı kayboiuşu" etkısı yarattı Ancak, dostlanmm yanımda olması, acımı, sıkmtımı, ıçımdekı ezıklığı hafıflettı. Telefonla arayarak, faks ya da telgraf göndererek, vakıflara bağışta bulunarak, cenaze torenını "çıçeklendırerek" ve bızzat gelerek yanımda olduklannı bana duyumsatan tum dostlanma, arkadaşlanma, akrabalanma, eşıme, çocuklanma ve ANNEM NERİMAN AKMEN'in rahatsızlığı sırasında "çok özel" ılgısını hıç esırgemeden ve her an gosteren Özel Acıbadem Hastanesı Yönetim Kurulu Başkaıu MEHMET ALİ AYDINLAR'a, amelıyat öncesı ve sonrası dahıl, meslekı başansı yanı sıra ınsancıl ılışkılenyle de anneme olabıldığınce güç veren Opr. Dr. ADNAN ABBASOGLU'na ve Dr. ASIM SEVİL dostuma, Yoğun Bakım Ünıtesı sorumlusu Dr. CEYHUN SOLAKOĞLÜ'na ve Ozel Acıbadem Hastanesı'nın hepsı bırbınnden değerlı, bılgılı, ılgılı, güleryüzlü ıkıncı kat personelıne, var olan ıyı ılışkılen daha da güçlendıren Halkla Ilışkıler Müdıresı ÎNCt ULUSOY'a ödeyemeyeceğım yoğunlukta mınnet borçlu olduğumu bılıyorum. Onlan hıç unutmayacağım ÜSTÜN AKMEN PENCERE Monden Said-iAIUPSİ. Av fışeklerınde saçmalann numaralan vardır, I sı daha ındır, kımısı daha kuçuk vurulacak ave re ayarianıp seçılır Dını ıbadetten çok, s/yaset ve tıcaret ıçın du meye başlayan kışılenn kaç numara saçma kull. caklannı hesaplamak olanağı var mO islam'da mezhepler, tankatlar, cemaatler t soylencelerle bırbırıne karışır; gızlı ınanç dalları bınne dolanır; çoğu 'bıd'at'torbunlann, saçma saj kuru sıkı, ağızdan dolma ınançlara dolanan çıkaı gutlerı, dıncılığı kullanıp ıktıdar ve para avına çıl lar Fethullahçılık bunlardan bın Nakşılığe bağlanan Nurculuk bıd'atı Saıd-ı N si'nın marrfetıdır, Fethullah Gülen de bu manfı bır cemaatınde ımamlığa sıvanarak buyuk bır or kurmuş, ıbadetten çok tıcaret, sıyaset ve me< uzenne ış tutuyor Bu koşede çıkan bır yazıya ıhşkın yanıtını dur Pencere'de yayımladım • Yazar Ismaıl Nacar'ın 13 Temmuz 1998'de Cu hunyet'ın ıkıncı sayfasında bır yazısı çıktı Sayın ^ car şoyle yazıyordu "Tankatlar 28 Şubat surecı, bırlıkte Batınîlenn polıtıkalannı ıhya etmeye çalışıyı lar Bu konuda kendı aralannda ustu kapalı olar anlaşmış durumdadırlar Bılındığı gıbı Batınîlık gızlılık daha doğrusu takıyye esastı ( ) Gelecekt kı amaçlan ıçın tanhte ılkkez takıyyepolıtıkasını kt lanan ve onu kurumlaştıran Batınîter'dır" Nacar'ın yazısını koşeme alarak onemını vurgul dım Bunun uzenne Sayın Fethullah Gulen'den t mektup aldım Gulen dıyor kı, "Batınîlık hakkında en basıt bır Islam mezheph tanhı kıtabında da bılgı bulunabılır ( ) Batınîlık Ş mezhebının kollanndan bındır" Amacım bu konuda bırtartışma açmak değıl, çur ku saçmalıga zaman ayırmak akıllı ış sayılmaz, am 'Buyuk Larousse Sozluk ve Ansıklopedısı 'nı okuya lım "Batınîlığı Şıı-lsmaılılenn bır kolu saymak yanlış tır Ismaılılerdenbunubenımseyenlerolduğugıbı baş ka mezheplerden benımseyenler de vardır" Haydı bakalım, ayıkla pınncın taşını' Dıncıler alışılagelmış kurnazlıkla sıyasal sorunlaı dmcı tarbşmalara çekerler Fethullah Gulen de bu yon temı kullanıyor, 'Ben Sunnıyım, Batınîlık Şıı manfe tıdır' dıyor, ama yalnız Gulen değıl, çoğu Islamcı po lıtıkacı, Turkıye sıyasetınde guncel yontem olaraf Batınîlerın taktık ve stratejılennı kullanıyor Nedır o? • Batınîlığın ozu ne"? Kuran'ın bır zahın (dışsal) bır de batını (ıçsel) anlamı vardır Kuran'ın ıçsel anlamını ımam bılır O zaman da ımam cemaatın burnuna halkayı ta- kar, Muslumanlan koyun surusune çevırır Dıncı televızyonlarda sureklı olarak şu propagan- da yapılıyor Herkes Kuran'ı okuyup anlayamaz, bu ışı uzmanı bılır Imam tarıkat reısı cemaat başkanı ayağına Turkıye'de yenı bır ruhban sınıfı oluştu Oy- sa Muslumanlıkta her enşkın erkek, ımamlık yapa- bılır Bız ıse İslam'da papazlığı canlandınyoruz, Ana- dolu tarıkat ve cemaatlerle parsellendı Parsellerden bırının tapusu Fethullah Gulen'de Kımdır, nedır Fethullah Gulerç 9 •k Gulen, dın adamıysa, dın adamlığını bılıp yapsın'. Polıtkacıysa dını kullanmasın 1 Medya, sıyaset, tıcaret uzenne ış tutarak dın adam- lığı olur mu? Dıne saygısızlık olur Kaç kışılığı var Fethullah Gulen ın? Başına sank sanp kursuye çıkıyor, vaaz venyor, ga- zetesı, radyosu, televızyonuyla medya patronu 1 Po- lıtıka yaşamında gun geçmıyor kı adı duyulmasın' Bır yandan Amerıka'da temaslara geçıyor, ote yan- dan Roma'ya gıdıp Papa'yı goruyor Yurt dışında ve ıçınde açtığı okullanyla, holdınglenyle, şırketlenyle ne yapmak ıstıyor? Şerıatçıyla şenatçı, Ataturkçu'yle Ataturkçu Gulen, Batınîyye'nın gayyasında kulaç at- maktadır ama bu ulkeye kotuluk edıyor Monden Saıd ı Nursı rolune çıkmış SİLtVRÎ İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN GAYRIMENKULÜN AÇIK ARTTIRMA İL ANI ÎVV6 3^1 Tal lpoteklı olup satı^ına karar \enlen Gumujvaka kovu Tekke tarla mevkıınde kaın 45 pafta 10397 par^elde kavıtlı 3496 72 m2 mıktarlı arsada kurulu 8 984 arsa pavlı 1 nor mal kat 20 no lu meskenın >alılarak paraya çev rılmesme kd- rar venlmı^tır Taşınmazın yerı Soz konusu ta^ınmaz Gumu^vaka ko- yunun çıkı^ında E-*> karavoluna cephelı olup uzennde De tmrkava sıtesı me\cut durumdadır Taşınmazın ımar durumu' Taşınmazın, Gumuşyaka Beledıyesı nın Unzım etmış olduğu ımar dunımuna gore TAKS 0 25 KvAkS 0 MJ H 6 >0 (2 kat) ımarı mevcuttur Taşınmazın halıha/ır durumu Parsel uzennde Dcmır kavd Mtesıne aıt bınalar oîup bu bınalar sıtenın ortasındakı havuzun etrafına verleştırılmış durumdadır Borçl^a an 8/984 arsa paylı 1 normal kat 20 no lu meıken sıtenın gırı- şıne gore (sağdakı) ılk bınanın ıvinde >er almaktadır E--> karayolunun kenarında oian bu bına bıtışık halde yapı/mıs 4 daırelı bır blok halınde \e ^ katlı olup soz konusu bağımsız bolum bu bloğun 2 katında ve sagdan 1 daıredır 1 vatak odaM 1 salon mutfak veban\odan ıbaretolan budaıre vak- lasık 30 m2 olup arka taratında havuza bakan kuçuk bır te- raM vardır Gavrımenkulun değerı Bılırkisı tarafından bu suvn- menkule 1 >00 000 000 TL deŞer takdır edılmıstır " Satış şartları 1 Satı^ 14 9 1WH gunu saat 1 1 00 11 15 arasında Sılıvrı kra Mudurlugu nde açık arttımıava çıkarı- lacaktır Bugun tasınmazın »atı^ını ıstevene oncelıgı olan alacaklılar alacagı toplamını geçmek uzere taşınmazın de- ğennın o o7^ \e satış gıdtrlerını geçmek kosulu ıle en çok fi yat verene »atılır Bovle bır bedelk ıMeklı çıkmadı|ı takdır- de taşınmaz 24 9 1998 gunu avnı yer \e aynı saatlerde ıkın cı arttırmava çıkarılır Bugun de taşınmazın degerının o o40 \e satıs masraflannı geçrnek kosulu ıle en çok flyat verenı ıhale edılır 2- Satısa katılmak ıstevenler taşınmazın değerı nın %20 oranında nakıt \e>a aynı mıktarda ulusal bır ban- kanın lemınat mektubunu be/geiemelen gerekır 3 Varsa Katma Deger V ergisi ıhale damga tapu alım barcı tj^ın mazın tahlıve ve teslım gıderlerı alıcıya aıt olup varsa bırık- mıs \ergt borcu ıle tellalıvesi satif> bedelınden odenır 4- Sa- tış pcşındır Isteyen alıcıva satış bedelını yatırması ıçın 20 gunu geçmemek uzere sure venlebılır Suresmde veva \erı- len surede satış bedelı yatırılmadığı takdırde satış IİK nın 133 maddesı hukmunce bozulur Ta^ınmaz yıne satışa çı kanlıp llK'nın 129 2 maddesı hukmunce en çok fıyat vere- ne ıhaleedılır Ikı satış arasındakı fark veO o30 faızmden sa- tışın bozulmasına neden olanljr sorumlu olup bu bedel hıç- bır hukme hacet kalmaksızın kendılerınden tahsıl edılır 5- Ipotek sahıplerı ıle dığer hak sahıplerının haklarını dayan- dıkJarı belgeler ıle 15 gun ıçerısınde dosvamıza bıldırmele- rı aksı takdırde hakları tapu sıcılınce sabıt olmadıkçj pay- laştırmadan ayrık tutulurlar 6- Satışa ılışkın şartname ılan tanhmden ıtıbaren ıcra daıresmde açık olup gereklı posta gıden venldığınde omeğı gonderılır Satı>a katılmak ıste- yenlerın taşınmazı ve şartnameyı gorduklerı ve tçenklennı kabul ettıklerı tazlaca bılgı almak ısteyenlerın yukanda dosya numarasi ıle mudurlugumuze başvurmaları borçlu Şukran Sumer e teblığ yerıne ge«,mck uzcre satış ılanı ıla nen teblıg olur 31 3 1998 Basın 36986
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear