23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
27 .AĞUSTOS 1998 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER ŞaibeH salon I ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- TBMM Başkanı Hikjnet Çetin, kamuoyunun belleğine eski başkan ve ANLAP Küıahya milletvekili Mustafa Kalemlı ile eski genel sekreter Necdet Bass'nın başrolünde yer aldığı yolsuzluk olayı ile yerleşen yenı TBMM Genel KuruJ Saionu'nun l Ekim'de açılışi ıçin talimat verdi. Çetın'in, Emlak Konut ile Meclis yönetimi arasmda sorun olan "elektronık oylama sistemindeki yansıma hatasının" gıderilmesi koşuluyla salonun devralınması içın çahşmalara hız verilmesini istedi. AIMP ÇHteP'İ kaleafcrayor • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-ANAP Genel Başkan Yardımcısı Ibrahim Yaşar Dedelek, DYP Genel Başkanı Tansu Çiller'in seçimden sonra fazla oy alan partide birleşme önerisini "kaaîe almadıklannı" belirtti. Dedelek, düzenlediği basın toplantısında. Çiller'in daha seçımlere gidilmeden toplumun tüm kesimlerinin siyasetten çekilmesini istediğini söyledi. Çiller'in ANAP ve DYP'nin seçim sonrası fazla oy alan partide birleşmesi önerisinin ammsatılmasj üzenne, "Bu öneriyi Mesut Yılmaz, REFAHYOL kurulmadan önce gündeme getirmışti.'O zaman Çiller, kendi üzerinde odaklaşan ıddialar dolayısıyla Erbakan'ın yeşil yorganının altına sığınarak bu öneriyi reddetmişti. Şimdi siyaseten bitme noktasına geldiğinde ANAP'ınayaklanna sanlmıştır. Teklifini kaale almıyoruz. 18 Nisan'da sandıkta buluşalım" dedi. Malul Gaziler Haftası' • ANKARA (AA) - Malul Gaziler Haftası nedeniyle bir mesaj yayımlayan Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, "'Şehit ve gazılerimız. herkesin gurur duyduğu kutsal sembollerimizdir"' dedi. Başbakan Mesut Yılmaz da yayımladığı mesajında "Eşsizdestan ve kahramanlıklarla dolu tarihimizin altın sayfalannda yerini alan Türk askeri. yüksek karakteri, azim ve kararlılığı ile milletinin şerefine şeref katmaktadır" dedi. Boyacıoğlu'nun cenaze töreni • BOLL (AA)- Anayasa Mahkemesı eski başkanlanndan Ahmet Hamdı Boyacıoğlu, düzenlenen törenle Bolu'da toprağa verildi. Istanbul'daki evinde, 24 Ağustos Pazartesi günü öğle saatlerinde televızyon seyrettigı sırada geçırdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybeden eski Anayasa Boyacıoğlu için Bolu'da, asri mezarlıktaki aile kabristanında tören düzenlendi. Törene eski Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Özden de katıldı. Sahte şeyh' davası • MALATYA (AA) - Malatya'da kendisini şeyh olarak tanıtarak. kûçük yaştaki kızlan kandınp cınsel ilişkiye girmekten turuklu yargılanan Ramazan Durak'ın dünkü dunışması gizli yapıldı. AğırCeza Mahkemesı "ndeki duruşmanın, 15 yaşından küçük iki mağdurenin de gelmesı nedeniyle gizlı yapılmasına karar verildi. Basın mensuplan ve dinJeyicilerin salondan çıkanlmasından sonra devam eden duruşmanın, tanıklann dinlenmesi amacıyla ertelendiği belinildı. İranlı mültecilep • ANKARA (A.\) - Tiirkıye'de baskı altında ve ınsaı haklarından yoksun Dİarzk yaşadıklannı iddia ;den iranlı mülteciler, BM Mülteciler Yüksek Komserliği'nin tutumunu Drotesto etmek amacıyla >üre>iz açlık grevine CHP'li Kul, FP'nin parasal kaynaklanyla ilgili Meclis araştırma önergesi verecek 'Kayıp 1 değiL, 36 trflyon' TUREYKOSE ANKARA-RP'nin "gjzlikasa- sı" olarak anılan Süleyman Mer- cümek ve Bosna-Hersek'e gön- derildiği savlanan yardım parala- nyla ılgıli olarak TBMM'de kuru- lan araştırma komisyonunda gö- rev yapan CHP Erzincan Millet- vekili Mustafa Kul, FP'nin para- sal kaynaklannın incelenmesi ıçin yeni bir araştırma önergesi vere- ceğini söyledi. Kul, "Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, kapaü- lan RP'nin kaybolan 1.2 trilyon U- rası için suç duyurusunda bulun- du. Oysa 1993 rakamlanyla 36 trilyon ka>ıp. trtkanın önü kesil- mek isteniyorsa Türkiye'y e girmiş paralann akıbeti iyi araştırılma- h'" dedi. Kul ayrıca, Mercümek davasmın Konya'da "oyaiandıgF nT bildirdi. Fatih 1. Asliye Ceza Mahkeme- si, Bosna-Hersek'e RP örgütleri tarafından yapıldığı savlanan yar- dımlarla ilgili olarak açılan dava- da Merciimek'e 4 yıl hapis, 20 tnlyon 600 mılyar lıra para ceza- sı vermışti. 25 Öcak 1996tarihın- de verilen bu karar, Yargıtay tara- fından bozulduktan sonra, dosya Konya'ya göndenldi ve bugüne dek bir karar verılmedi. TB- MM'de Mercümek Araştırma Ko- mısyonu'nda görev yapan CHP Erzincan Mılletvekıli Mustafa Kul, Yargıtay Cumhuriyet Başsa\ - cılığı'nın "sahtekâriarçetesi" dı- \e adlandırdığı, kapatılan RP'nin Genel Başkanı Necmettin Erba- kan ile 11 parti yöneticisi hakkın- daki suç duyurusu üzenne şu de- ğerlendırmelen yaptı: "RP dönemindeki para rrafigi iyi ineelenmeli. Parti örgütleri ve Milli Gençlik Vakfı tarafından Bosna-Hersek'e yardım diye top- lanan paralar Almanya'ya gönde- riJdi. Almany a'da toplanan para- lar da Türkive üzerinden Bos- na'ya gönderiliyormuş gibi göste- rikİLGerekyurtiçinde,gerekyurt- dışında toplanan paralar, aslında yerine ulaşmadı. Mercümek hesa- bında toplanan paralann nereye gittiğini izleyemedik. Orada para- nın izi kayboluyor. Kayıp. 1.2 tril- yon değil; bence RP'nin kaybolan, izini takip edemediğimiz parası 1993 rakamlanyla 36 trilyon. Bos- na-Hersek'e yardım, üniversite kurulmasına yardım, kurban, ar- sa parası diye toplanan paralaria ilgili tatmin edici açıklamalar ya- pılmadı. Biz komisyonda sordu- ğumuzda, Mercümek, 'Sızı ılgın- dirmez, vatandaş bize güvenmiş, Sigortalı işçi Bakanlık kampanya başlatıyor ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Çalışma ve Sosyal Güvenlik Ba- kanı Nami Çağan çalı- şanlardan kesilerek oluşturulan Tasarruf Teşvik Fonu'nun tasfıye edilmesi için yasa tasla- ğı hazıriadıklannı bildi- rerek 900 trilyonluk ke- sınti içın "Buborç,de\- letin birçeşit namus bor- cudur" dedi. Bakan Ça- ğan, Vergi Yasası'nm geçici 5. maddesinin sa- n sendıkacılığa yol aç- ması tehlikesine de dık- kat çekerek bu konuda gerekli çalışmayı yapa- caklarını ve eylül ayı ba- şında "Sigortah çahş, si- gortalı çalıştır" adıyla kampanya başlatacakla- nnı söyledi. Türk-lş Genel Merke- zı'nı zıyaret eden Ça- ğan. başkan Bayram Meral'le çalışma yaşa- mına ilışkin konular, iş güvencesi, işsizlik sı- gortası ve başlatacakla- n kampanya hakkmda görüştüklerinı bildirdi. tşsızlık sigortası, ış güvencesi gibi konula- nn örgütlenmenin önün- dekı en büyük engelı oluşturduğuna işaret e- den Meral. basın toplan- tısına katılan gazetecile- re "Bu sizi de ilgilendir- mektedir. Eğer hakkını- n ararsanız bir bakarsı- nız eünizden kaieminiz, kameranız alınmıs işsiz kalmışsınız" dedi. Tasarruf Teşvik Fonu kesintilerinin ödenme biçimi konusundaki an- laşmazlıklann gideril- mesi için çalıştıklarını da bildiren Çağan. DSP programına uygun ola- rak ödemenin Türk Te- lekom AŞ'nin tahville- riyle yapılması konu- sundaki önerileri üzenn- de uzlaşma sağlanama- dığını, değişik seçenek- lerden oluşan yeni bir taslak hazırladıklarını kaydettı. Çağan daha çok kabul gören seçene- ğin vadeli banka hesa- bıyla fonun tasfiye edil- mesi yönünde olduğu- nu, bunu Türk-Iş'in de kabul ettiğını bıldırerek isteyenın Türk Telekom hısselerinı de alabılece- ğıni belirtti. ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART Soru ve yanıtlar 26 Ağustos 1998 tarihli Hürriyet gazetesinden olduğu gibi alınmıştır. Yasakçı Vali Yazıcıoğlu eski MHP liderine övgü yağdırdı 'Türkeş'ten sırlar öğrendim' ERDOĞANERİŞE.N ORDU - Güneydogulu fındık iş- çilerine kente giriş yasağı koyarak gündeme gelen Ordu Valisi Kemal Yazıcıoğlu, Alparslan Türkeş'i u ta- kip"ertiğinı belırterek "lyi olan çok şeyi de ondan öğrendim. Çeşitli sır- lan da öğrendim. O insana sevgim ve sa>gun ömrümün sonuna kadar devam edecektir" dedi. 12 Eylül öncesinde "DAL" diye bırgrubun olmadığını da öne süren Yazıcıoğlu.' t Marksist felsefe 'D' grubunu 'DAL'açevirdi. Bana bağ- lı o vatansever arkadaşlarımla bir- likte 30 yıl terörle mücadele ettik. Karşımızdaki insanlar katildi. Inançlarımız doğrultusunda yüz- lerce terör örgütünü sildik" diye konuşru. Ordu'da Yönetim Kurulu Baş- kanlığını MHP'li Belediye Meclis üyesi Hüsnü Yücel'ın yaptığı yerel OR TV muhabirini makamında ka- bul ederek açıklamalar yapan Yazı- cıoğlu. DAL grubu ve Türkeş'in ta- ziye defterine yazdıklanna yönelik eleştirileri yanıtladı. Yazıcıoğlu ön- ceki gece yerel televizyonun ana haberbülteni ile dün de sabah 09.00 ve 11 .OO'de art arda yayımlanan rö- portajında, 12 Eylül öncesi kurul- duğu ıddia edilen DAL grubunun gerçek adının "D Grubu" olduğu- nu belirterek şunlan söyledi: "O günlerde Emniyet müdürlük- lerinde terör şubeleri, siyasi şube adı altında faaliyet gösteriiierdi. Bu şubelerde 3 grup vardı. A, B ve C grubu. Ben komiseryarduncısı ola- rak polis akadcmisini bitirip göre- ve başladıktan sonra özeUikie terör faan'yetleri de yoğun bir hale gel- mişti. Bir grubun kurulması veözel- likle terörte ilgili konularda bu gru- bun faaliyet göstermesi gerekiyor- du. Buna D grubu yani Dördüncü Grup' dediler. Marksist felsefe ise D grubunu DAL'a çevirdi. Bana bağ- b o \atansever arkadaşlarımla bir- likte 30 yıl terörle mücadele ettik. Karşımızdaki insanlar katildi. İnançlanmız doğrultusunda, de\- letten vana olan tavrımızla ve ka- nunlann verdiği yetkiyle etkili ol- duk. Yüzlerce terör örgütünü Tür- kiye tarihine bir daha geri gelmeye- cek şekikle sOdik. Adakte tevcDı et- tik. Böyle yapmca da terör örgüde- rinin hedefi haline geldik. Bunlan yaparken de birçok arkadasım şe- hit oldu. Ben de yaralandım. Bun- dan sonra da bu tür görevleri gö- zümü kırpmadan kabul ederim. 1970'li yıllardan sonra bu grubun kurucusu benim. Benimle başladı ve tarihi görevini bitirdikten sonra benimle birtikte sona erdi. Yani, D Grubu Türk siyasi polis tarihinde, tarihi görevini yapnuşOr." Türkeş'in ölümünden sonra tazi- ye defterine yazdıklanna da deği- nen Kemal Yazıcıoğlu. "O benim kişisel duygumdur" dedıkten son- ra şöyle devam etti: "O insana duy- duğum sevginin tezahürüdür. Ben partili değilim, ama insanlan seve- rim. Cumhurbaşkanumz da, Baş- bakanınuz da onun için iyi şeyler söylemiştir. Ben söyleyince niye gö- ze baâyorum? Evet, kişisel olarak o insana se\ gim ve saygım ömrümün sonuna kadar devam edecektir." göndermiş, biz de değerlendirdik' dedi Parayı nasıl çalışhrdıgını söy- lemedi. Biz, dünyanın en yüksek faizini \eren Bahrey n bankaların- da değerlendirdiğini düşünüyo- nız. Mercümek'e 'Faız haram de- ğil mı' diye sorduğumuzda da, 'Bu bizi ilgılendirir' dedl" Kul, Mercümek'le ilgili olarak açılan davalann sürüncemede bı- rakıldığmı bildirdi. Istanbul'da Fa- tih 1. Asliye Ceza Mahkemesi 'nin karannın Yargıtay tarafından "az bulunarak" bozulduğunu aktaran Kul, şu bılgıleri verdı: "Yargıtay, yapılan işin dolandı- ncılık değil,zimmetegirdiği görü- şündeydL Tekrar Istanbul'a gidince, zûnmetağır cezanın işi, denildl RP hükümet or- tağıydL Ne yazık ki, yargının bağunsu olmadığmın birör- neğini daha o zaman gördük. 1. ağır ceza mahkemesi gö- revsizUk karan vererek da- vayı Koma'va gönderdi Pa- ranın çoğu Konya'dan top- lanmış,falan dediler. 80 ilden para toplandu Konya bu il- lerden sadece biri. Şimdi dos- ya Konya'da oyalanıyor. Ay- nca, bir olay gelip bir önceki olayı kapatıyor. Mercü- mek'in arkasından Susur- luk,çeteier, irtka olaylan gel- dL Türkive irticanın önünün kesUmesini istiyorsa RP kay- naklanndan Türkiye'ye gir- miş paralann akıbeti mutla- ka ortaya çıkarılmah. Biz araştırma komisyonu olarak RP'nin defterlerini inceleye- medik." Kul, Anayasa Mahkeme- si'nin RP'yi kapatma kara- nnda olayın sadece siyasal boyutunun elealındığını, ge- rekçeli kararda akçelı konu- lara yer venlmediğinı anım- sattı. 2821 Sayılı Siyasi Par- tiler Yasası'nda bir partınin nereden para alabileceğinin açık belirtildiğine dikkat çe- ken Kul, "RP, 2821 sayılı ya- sayı defalarca ihlal etti. Asün- da akçeli konularda kapatü- ma nedeniydi. Anayasa Mahkemesi şu anda, 1993ten günümüze kadarki gelir gideıierini incelKor. Ancak RP'nin orava teslim ertiği belgelerin gerçek olma- dığınt yeniden düztnlenmiş belgeler olduğunu zannedi- yorum" dedi. Kul, FP'nin de RP ile benzer yöntemler kul- landığı görüşünü dile geti- rirken "Yöntem aym. Parti- nin isminin değişmesi bir an- lam ifade etmez, Zaten bunu kendileri de söylüyorlar. Konya'daki da\a sonuçlan- madığı sürece, bu işi yapan- lar aüşkanlık haline getire- rekdevam edeceklerdir" de- di. Kul, RP döneminde çeşit- li gerekçelerle toplanan pa- ralann örgütler için kullanıl- dığmı. FP dönemindeki pa- rasal kaynaklann da araştı- nlması gerektiğini söyledi. Kul, "TBMM açıhnca bu ko- nuda yeni bir araştırma önergesi vereceğim'' dedi. Yargıtay' ın suç duyurusu, Ankara Cumhuriyet Başsav- cı Vekılı Mehmet Ali Kara- atiı tarafından ınceleniyor. Ankara'ya yeni atanan eski tzmir Cumhunyet Başsavcı- sı Melih Tan'ya vekâlet e- den Karaatlı, dün bir toplan- tı yaparak savcıların ilgi alanlanna göre heyet oluş- turdu. IRMIKI AYDIN ENGİN aengin (a posta. cumhuriyet. com. tr Aynı başlıkla aylar (yoksa yıl mı?) önce bir Tırmık daha yaz- dıydım. Konusu aklımda değil ama başlığını iyi anımsıyorum. Konu ve başlık bolluğunda bu yineleme elbet doğru değil. Gel gör ki bizim kedi, ben yazdım diye kuyruğunu kova- lamaktan vazgeçmiyor. Bu sa- tırlar yazılırken o da halının üs- tünde umutsuz bir uğraş veri- yor ve durup dinlenmeksizin kuyruğunu kovalıyor. Biz de öyle. Bizim kedi, kuyruğunu hiç yakalayamayacak. Bu kesin. Peki ya biz? Kedi, kuyruğunun peşinde koşadursun; biz gelelim bize! ••• Alaattin Çakıcı yüzünden medyada umduğu ilgiyi bula- mayan, ikinci, hatta üçüncü ha- ber olmakla yetinmek zorunda kalan Sedat Peker'in polis ifa- desinin aynntıları birer ikişer medyaya sızmaya başladı. Dünkü ajans bültenlerine ka- dar inen bilgilere göre Sedat Peker nam "baba"yiğidin ma- rifetleri arasında, işadamları arasında patlak veren "hukuk- sal" anlaşmazlıklan çözüme Kuyruğunu Kovalayan Kedi kavuşturmak önemli biryer tu- tuyor. Örneğin Türk Ticaret Banka- sı'nın satışı sırasında işadamı Hayyam Garipoğlu'nun ya- nında yer almış (sonra banka- nın öteki talibi Korkmaz Yiğit, rakip firma "Çakıcı AŞ"r\in des- teğini arkasına alınca, Sedat Peker çekilmiş). Örneğin Trabzonspor'un başkanı ve müteahhit Mehmet Ali Yılmaz'ın ünlü Hor- zum'dan bir türtü tahsil ede- mediği alacağı için devreye gir- miş ve işi çözmüş. Kavala Grubu'nun başında- ki genç işadamı, kimi magazin dergilerince "kızıl milyoner" di- ye anılan Osman Kavala nin, bir müteahhitten sökemediği 25 milyon dolarlık alacağını 1.5 milyon dolar karşılığı tahsil edi- venmiş... Örneklerin arkası var, sonu yok, burada tek tek sıralamanın ise yaran yok. Tablo yeterince ortada. ••• Bu tabloya baktıkça kendimi ve sizi -şu anda bile- kuyruğu- nu kovalamakta olan bizim ke- di gibi görüyorum. Sedat Peker nam "baba "yi- ğidin çözdüğü anlaşmazlıkla- nn tümü de hukukun alanına giriyor. Yani bir devletin belki de en önemli işlevi olan adalet ay- grtının yetki alanına. Bencileyin ve sanınm sizcile- yin yurttaşlar, birinden alacağı- nı tahsil edemediğinde, mah- kemeye başvururlar. Senedini sepetini dosyaya eklerler. Yar- gıç, taraflan dınler, kanıtları gözden geçirir ve haklı bulursa borcun ödenmesini karara bağlar. Buna da hukuk denir. Benim ve sizin bildiğimizi el- bette bu anlı şanlı işadamlan da biliyorlardı. Şirketlerinde bir avukat or- dusu besliyorlardı ve adalet ay- gıtına başvurarak hak arama konusunda hiçbireksikleri yok- tu. Ama öyle olmadı. Adalete değil Sedat Peker'e başvurdular. Aldıkiarı sonuç doğru bir tercihte bulundukla- rını gösteriyor. Sedat Peker adalet aygıtından hem daha "adil", hem daha "hızlı" sonu- ca ulaştı. Daha adil; çünkü olağan hu- kuk yolu işleseydi, yıllar sonra bu alacak tahsil edilse bile, bu enflasyon ortamında ortaya çı- kacak parasal kayıp, Sedat Pe- ker'e ödenen "mafya komisyo- nunu" kat kat aşacaktı. Öyley- se çok yalın bir akıl yürütme ile adalet aygıtının deıtıal düzettil- mesi gerektiği sonucuna van- yoruz. Adalet aygıtını ülke gereksi- nimlerine uygun olarak yeniden düzenlemenin, hukukun üstün- lüğünü ve işlevselliğini yeniden üretmenin yolu siyasetten ge- çiyor ve üretecek kurum da TB- MM. TBMM dediğimiz kurum mil- letvekillerinden oluşuyor ve çok sayıda milletvekilinin, örneğin Sedat Peker ya da Alaattin Ça- kıcı yakalandıklannda serbest bırakılmaları, poliste hırpalan- mamaları için kollan sıvadıkla- rını biliyoruz. Ya da Mehmet Ağar, Sedat Bucak, Tansu Çiller, Kubilay Uygun gibi çok sayıda "güzide vatan evla- d/"nın miltetvekili olduklannı bi- liyoruz. TBMM'nin, ulusal egemenli- ğirl somutlandığı en yüksek or- gan niteliğine kavuşması için seçimlerde oy kullanan yurttaş- lann bilincinden öte bir yol ol- madığını da akıl yürüterek bu- lup çıkanyoruz. Gel gör ki seçimlerde oy kul- lanacak yurttaşlann ciddiye alı- nacak kadar büyük bir bölümü- nün, Tansu Çiller'i alkışladığını, Mehmet Ağar'la gurur duydu- ğunu, Şevki Yılmaz gibileri ön- ce Rize Belediye Başkanı, son- ra miltetvekili seçip Ankara'ya yolladığını biliyoruz. Bu saydığımız partamenter- ler hakkında adaletin sırtına yı- kılmış çok ciddi ve çok ağır suçlamalar bulunduğunu; so- nucun ise yalnızca ve yalnızca "yargı aygıtının işlemesine, hu- kukun üstünlüğünün kanıtlan- masına" bağlı olduğunu da bi- liyoruz... • • • Bizim kedi hâlâ kuyruğunu kovalıyor. POIİTİKA GUNLUGU HİKMET ÇETtNKAYA ^DAL Kemal Bey... Ordu'da Güneydogulu, Kürt kökenli fındık işçi- lerine konulan yasak kaldırıldı... Sahi fındık işçilerinin Ordu'ya girişlerini Vali Ke- mal Yazıcıoğlu, yasaklamış mıydı? Yazıcıoğlu, Milliyet'ten Yalçın Doğan'a 'içinidö- kerken' özetle şöyle demişti: "Bir kere bu Güneydoğu lafını kaldıralım. Olur mu böyle şey. Benim, vatandaşlarımız arasında böyle bir aynm yapmam mümkün mü?.. Ne ya- zık ki, bu habeheri birileri kasten çıkanyor. Bazı ga- zeteler de bunu maalesef yazıyor. Asparagas derierdi, bu kadarını tahmin etmezdim." Vali Yazıcıoğlu'nun bu konuda Içişleri Bakanlı- ğı'na söylediği de şu: "Bu kadar duyarlı bir konuda, beni suçlamala- nnın arkasında başka niyetler var..." Ordu'da Güneydogulu fındık işçilerine uygula- nan 'yasağı' ilk kez Cumhuriyet muhabiri Erdo- ğan Erişen verdi. Ben de üç kez bu olayı yazdım. Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Vafi Kemal Yazıcıoğlu da Ordu Valisi'dir Onun için de Vali Yazıcıoğlu 'doğru' konuşmak zorundadır. önümde bir belge var. Ya bu belge 'sahte 'dir ya dagerçektir... Vali Yazıcıoğlu böyle bir açıklama yapıldığını ya- lanlayabilir, ancak olayı bir başka yöne kaydırma- ya hakkı yoktur... Üzerinde 'Ordu Valiliği Basın Bülteni' yazılı açık- lamada (21 Temmuz 1998) aynen şöyle deniliyor:. "Yaklaşan fındık toplama sezonu nedeniyle, ili-. mize bölgemiz dışındaki illerden fındık işçisi adı, altında kişiler gelmektedir. Bu kişiler hakkında ya-. pılan incelemelerde bunların kendi yörelerinde î çeşitli suçlara katılmış ve aranan kişiler olduğu, belirlenmiştir. Aynca bu kişiler, Karadeniz yöresine ve arazfc yapısına da yabancı olduklan için fındıklan topla- • maktan ziyade heba ettikleri, valiliğimize yapılan • şikâyetlerden öğrenilmiştir. Bu nedenlerden dolayı bölgemiz dışındaki iller^- den fındık işçisi getirilmesı valiliğimizce yasaklan 1 - mıştır." "' Bu bir genelge değil, açıklamadır Açıklama-' nin altında Vali Kemal Yazıcıoğlu'nun adı da bu- 1 ,' lunmamaktadır... e , Ancak! Gürgentepe Kaymakamı Mahmut Şirinoğ- lu'nun imzasını taşıyan bir başka yazı da 'Ordu Va- \ liliği'nin 22.7.1998 tarihli' yazısını göstererek Be- lediye Başkanlığı'na bir duyuruda bulunmuştur: . "Fındık toplama sezonu nedeniyle bölge dışın-* dan gelecek işçilerle ilgili yazı ekte gönderilmiştir. * Belediyemiz hoparlöründen ilan edilmesi gereği-- ni önemle rica ederim." *2 Bu yazı llçe Jandarma Komutanlığı'na, köy ve! mahalle muhtarlıklanna da gönderilmiştir... ••• Ordu 'duyarlı' bir ilimiz... Son yıllarda 'terörist' eylemlerin yoğunlaştığını da biliyoruz... Elbet güvenlik güçleri her türtü önlemi alacaktır, teröristlerle mücadele edecektir... Benim üzerinde durmak istediğim, Kemal Yazı- cıoğlu'nun konuşmasındaki biçem... Umur Talu'nun da altını çizdiği gibi 'Susurluk sarmalı'nn önemli ayaklarından birini oluşturan Topal cinayeti'nde 'olayı örtüştüren sarmaşıkla- rın' bahçıvanıdır eski Istanbul Emniyet Müdürü Kemal Yazıcıoğlu... Konuşma 'bıçem'i detıpkı Sedat Bucak'a ben- ziyor: "Beni çete olarak suçlayanlann arkasında baş- ka niyetler var..." IsterTürk, isterKürt, isterzengin, isteryoksul bu ülkede herkes birinci sınıf yurttaştır... Kemal Yazıcıoğlu gibi çok sayıda yönetici her Kürt kökenli yurttaşımızı potansiyel suçlu, yani PKK teröristi olarak görüyor, onun için de 'güven- lik önlemi' alıyor; bir hukuk devletinde yapılma- yacak işler yapılıyor... Kim kazanıyor bundan? PKK!.. Kim kaybediyor? Türkiye Cumhuriyeti devleti... Güvenlik güçleri 'teröristle' değil de terörle' mücadele etmeye kalkarsa işte işler böyle kanşır... Terörle mücadele silahla, baskıyla olmaz! Ya nasıl olur? Ekonomik çözümlerle, işsizliği, yoksulluğu orta- dan kaldırarak!.. • • • Ordu'da yasak kalkınca, Kemal Yazıcıoğlu yine ilginç bir açıklama yaptı: "Benim, Güneydogulu fındık işçilerini Melet ır- mağı havzasından çıkarmamın nedeni, Allah ko- rusun bir sel felaketinden kurtarmak içindi. Bir sel felaketi olsa ve bu insanlar sulara kapılsa, bunun vebalini kim üstlenecek?" İşte 1980'lerde kalan tipik 'DAL' (Derin Araştır- ma Laboratuvarı) mantığı bu... Işkenceden geçen gençlerin gözleri bağlıdır ve sorgucu onlarla konuşurken şöyle der: "Sen çok iyi çocuksun, konuşsan dayak yeme- yecektin. Bak, ben seni korumak için yanındayım. Birisi gelir seni pencereden atar ölürsün. Haydi beni dinle de anlat bildiklerini..." Aradan 18 yıl geçti. Kemal Yazıcıoğlu yükseldi ve vali oldu. Az kalsın Emniyet Genel Müdürü ola- caktı... Ama, Yazıcıoğlu hiç değışmemiş, aynen^ 'Dy4Z.'dakigibi... 'DAL' Kemal Bey, önceki gece Ordu'da 'Ülkü-'- cü' yayın yapan bir TV kanalında içini dökmüş, AI-- parslan Türkeş'e övgüler yağdırmış... İyi deyapmış!.. ! Demek ki 'davadan' hâlâ dönmemiş!.. •'' hckaya " posta.cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 TEMA DOĞASEVERLERE DUYURU! TEMA VAKFI DOĞA GEZİSİ Vakfımız, Asortı Turızm ışbıriığıyle 25.07 / 01.08.1998 tarıhlerınde Köyceğiz - Dalyan bölgelerınde bir "Doğa Gezisi" gerçekleştırecektır. Doğa ile iç ıçe bir hafta geçırmek ıstiyorsanız vakit geçırmeden bızı arayın. TÜRKİYE ÇÖL OLMASIN! 0212 283 78 16fpbx) 148'tien Burcv Hanımyada 129'Oan UfukBey 0212281 1132 Çayır Çımen Sokak Bria* Kredı Bloklan A-2 Biok da/rB 6 I Levent/tst. ASOflTt TVRİZM: 0216 418 ÖS 08- 30 SögûtBçefme Cad Nal So*. Özanslan Işhanı 4,2 KacMtöy/kt Fate Adre$
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear