23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 10 AĞUSTOS 1998 PAZARTE HABERLER Vakıflar Bankası'ndan eğitime destek • İstanbui Haber Servisi - Tiirkiye Vakıflar Bankası, 8 yıllı'k eğıtinıe katkı amacıyla Bitlis"in Ahlat ve Tatvan ilçelerinde okul yaplırıyor. Bankanııı yaptırdığı okul sayısı. Bitlis'te yapılacak 2 okıılla birlikte 15 ilde toplanı 20 derslikli 16 okulu bıılacak. Krueger Güneydoğu için yürüyop • ANKARA(UBA)- Yaklaşık biryıldır ODTÜ'de öğretim aörevlisi olarak çalışan Brian Krueger, çatışmada insanların ölmesinden çok etkilendiğini belirterek Tiirkiye"de insanların ölmemesi için bıreysel bir eylem basjatına kararı aldığını; 16 gün önce Diyarbakır'da üzerinde. ••Peace Talks Nou 1998- Diyarbakır-Ankara- lstanbul. Banş görüşmeleri hemen şimdi" yazan tişörtü) le y ürüyerek Ankara'ya geldiğini ve 8 gün içinde de İstanbul'da olmayı planladığını söyledi Baştıakan Yılmaz'ın gezileri • Haber Merkezi - "Başbakan Mesut Yılmaz, bazı açılış ve temel atma törenlerine katılnıak üzere saat 11 30"da özel uçak ,.AJA ile Istanbul'dan Muş'a gıtti. Yılmaz buradan askeri bir helikopterle Bitlis'e geçti. Yılmaz. daha sorira Tat\an'a harekei e*derek Tatvan Anadolu tfSesi'nin açılı^ törenine «Srildı. Tatvan'daki temaslarını tamamlayarak birpolis helikopteriyle yeniden Muş'a gelen Başbakan Mesut Yılmaz. •rimkara'ya hareket etti. Bilgin hakkında 1 fedeke daha • ANKARA(IBA)- •nrfbaft Genel Mörförlüğü sırösmda; Bayındırlık ve »Iskâti Bakanlığı Tekntk Heyeti Raporu ve vergi inceleme raporu ile "Marmaris Turban Tesisleri nde duvar. sıva, boya işlerinin ödemelerine sahte faturalar karşılığında gider gösterdigi"' tespit edilen Isparta DYP Milletvekili Ömer Bilgin hakkındaki 10'uncu dokunulmazlık fezlekesi de Meclis'e ulaştı. Rafet Genç anıldı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Gazeteci Rafet Genç. ölümünün 9. yıldönümünde Cebeci Asri Mezarlığfndaki mezan başında düzenlenen törenle anıldı. Törene. ÖDP Genel Başkanı Uftık L'ras. İHD Genel Başkanı Akın Birdal. ÇGD Başkanı Ismet Demirdöven, Genç"in yakınlan ve gazeteci arkadaşlan katıldı. Birdal, yaptığı konuşmada. gazetecileri. "gerçeğin ve özgürlüğün resmini çizenler" diye tanımladı. Birdal. "Kimi gazeteciler. çetelerin resmini çizerek onlan aklamaya çalışırken kimi gazeteciler ise gerçeğin ve özgürlüğün resmini çizme uğraşı içindeler" dedi. ÇGD"nin Rafet Genç Haber Ödülü. UBA kameramanı Cengiz ' Aldemir'e verildi. Terör eğitimi • ANKARA (ANKA)- Milli Eğitim Bakanlığı. ilköğretim 7 ve 8'inci sınıflarda okutulacak vatandaşlık ve insan haklan dersi programını hazırladı. Milli Eğitim , Bakanlığı. insan haklan dersinde öğrencilere terörü anlatacak. Öğrencilere. bölücü ve irticai terörün ' hedefleri anlatılacak; terörle mücadelede kişilere 1 düşen görev ler konusunda bilgi verilecek. Bakanlık. ögrencilerden "Tiirk olmakla gurur duymalarınf. "vatan ve bayrak sevgisiyle dolu . olmalannı" istedi. Düşünce ve ifade : özgürlüğünü kullanmaları nedeniyle yüzlerce avdın , ve yazar cezaevine 1 girerken bakanlık. öğrencilere: herkesin I düşünce. kanaat ve ifade ' özgürlüğüne salıip 1 olduğunu anlatacak. Okullarda 13, 14 ve 15 yaşlarındaki çocukların yaşamına önce esrar giriyor. Bunların çoğu geleceğin potansiyel eroin kullanıcıları Uyuşturucu okıüdabaşhyor BİZBİZE, ERDAL ATABEK T"*v urak'ın danışmanı yüksek peda- / lgog Alev KubatÇelik. yitikkuşa- ' -J ğın bağımlıları hakkındaki görüş- lerini aktarmayı sürdürüyor. - Bağımlı gençlerin babalannın ya da anneterinin çoğunun sigara tiryakisi oldu- ğu kanısındayım. Aralannda içki içenler de vardır. Ama bu tür bağımlılık. aile ara- sında utanç kaynağı olmuvor değil mi? - Babalar. alkol bağımlısı olabiliyorlar. Bundan kimse utanmıvor. Gençlerin sağ- lık bakımından göz göre göre erimesi. ai- leleri ciddi şekiTde rahatsız edi>or. Ayrı- ca uyuşturucuya bağlı olarak hırsızlık yapma. erkekler arasında kendini ya da kız arkadaşını satma gibı olaylarda yaşa- nı>or. - Danışmanlığın önemli kurallanndan biri de. başMiruda bulunan bağımlı kişi- lerin doğru bilgi vermesidir. Bu konuda nasıl dav ranıyorsunuz, gelenler doğru ko- nuşuyoriar nıı? - Doktorlargibi bizdesırsaklamakzo- rundayız. Bize anlatılanlar bizde kalır. Annelerle babalarla konuşurken çocukla- rının söylediklerinı onlara anlatmıyoruz. Buraya gelen gençler bunu biliyor. Kar- şımda oturan gence güv en v ermek zorun- dayım. Bu konuda hiç sorunumuz olma- dı. Gençler çok açıklar. Öyle bir duruma gelmişler ki. gızleyecek bir şeyleri de kal- nıamış. Bitkin bir halde geliyorlar. "Ba- na >ardım edin de ne v aparsanız yapın!.." dıyorlar. Kimileri karşıma öyle birduygu ile oturuyor ki. "Hemen teraphe götüriin. Beni bu bataklıktan bir an önce çıkann" diyerek yalvanyor. Uyugturucu ve ölüml -Alev Hanım.sertuyuşturucukudanan bir gencin sonu ne olabilir? - Çok kısa. çok net söy leyeceğim; uyuş- turucu kullananın sonunu ölüm olarak gö- rüyorum. Kimi insanlarçokdayanıklıdır. 20 y ıldır eroin kullanan insanlan da tanı- yorum. 5 y ıldır eroin kullanan bir genç- ten çok daha sağlıklı görünüyor. Bütün uyuşturucu kullananlar. kendileri kabul etmek ibtemeseler de şunu biliyorlar; eninde sonunda bu bağımlılığın sonu ölümdür. Vücut giderek zayıflıyor. Beyinde kim- yasal maddelermeydana geliyor. Tüm ya- şamın odak noktası uyuşturucu oluyor. Günlük normal yaşam. insan ilişkileri bi- tiyor. sıfıra iniyor. Yaşamda önem verdi- ğimiz değerlerin hiç önemi kalnvyor. 24 saatlikbirişbu. Düşünebiliyormusunuz, gece yatmadan. "Sabah kalktığım zaman krizini gelmeden uvuşturucuvu nereden bulurum" dıye düşünmek zorunda kalan bir gencin durumunu. Yaşamı onun çev- resinde dönüyor. - Sizce, gençlerimizin bu hale gelmesin- de Alman hükümetinin de suçu \ok mu? - Alman hükümeti. Türkiyelilere ikin- ci sınıf insan muamelesi vapmaya devam ettikçe. aileler maddi sıkıntı içinde yaşa- dıkça bu felaketten nasıl kurtulacaklar! Burası Kreuzberg: Berlin'in Türki>eliler gettosu. Birinci ve ikinci kuşağın burada nasıl yetiştiğıni. nasıl vaşadıgını biliyo- ruz. Birinci kuşak zor şartlar altında ge- ceyi gündüze katarak çalıştı. Türkiye'ye geri dönme hayalleri yıkıldı. Hasta oldu- lar, emekli oldular. Yarım insan olarak kaldılar. Çocuklannın eğitimini göz ardı ertiler; bir yerde etmek zorunda kaldılar. Bu gençler şimdi bize geliyor. Kimi hır- sızlık yapıyor. kimi uyuşturucu kullanı- yor, kimileri de çete oldu çıktı. Bu düzen bövle devam ettiği sürece. bizim terapi merkezinde 20 kişi değil. 40 kişi de çalış- sa uyuşturucu bağımlısı gençlerin yardı- mına yetişemeyeceğiz. Türkiyeli çocuk- lar arasında esrar ve alkolün ne kadaryay- gın oldugunu görmek isterseniz. gelin okullaragidelim. 13, 14. 15 yaşlarındaki çocuklann yaşamına esrann nasıl girdiği- nı göreceksiniz. Bunlar geleceğin eroin kullanacak insanlan olacaklar. -Şimdi esrar icenleringeJecekteeroin iç- meleri şart mı? - Hayır. şimdi esrar içenler gelecekte eroine başlayacaklar diye bir kural yok. Derler va. "Esrar içen, eninde sonunda eroin de içer." Hayır. ben bunu kabul et- miyorum. Bir genç. esrarı sadece merak için içiyorsa. bunu annesiyle babasıyla konuşabiliyorsa. sosyal yaşamında çok büy ük bir sorun yoksa. iv i bir aile yaşamı varsa, çocuklugu ve gençliği güzel geç- mişse merakını giderdikten sonra bırakır. Neden kendini uyuştursun. Bırdefadene- yen çok genç tanıdım. Denemek gençli- ğin merakıdır, normaldır. Ancak kendini uyuşturmak için içiyorsa o zaman tehli- kelidir. Tehlike esrarda değildir; tehlike. çocuğun içinde bulunduğu sosyal ortam- dadır. Ama kendini uyuşturmak için içi- yorsa bir gün ona esrar yetmevecektir. Bu durumda esrar içtikçe sorunlar da çoğa- lacak. Bunları kapatmak için biraz daha çok içecektir. Bir gün daha çok!.. Bir gün daha çok!.. derken gün gelecek bakacak ki esrar yetmiyor. Uyuşturucunun daha sertıni aramaya başlayacaktır. Tablet ala- cak. annesinin babasının ilaç dolabını açıp başağrısı haplannı kullanacak ve işte o zaman esrar. eroine götürmüş olacaktır. - Dönüpdolaşıp sorun önce ailelerde yo- ğunlaşıvor. Aileler ne yapmalt Almanya koşullarında çocuklanna nasıl yardımcı olmalılar? çocuklarla dostluk kurmak - Aılelere seslenmek istiyorum. En bü- v. ük sorumluluk onlarda. okullarda ve top- lumumuzda. Bazı sorunlan çocuklanmı- zı kandırarak ya da onlar bizi kandırarak • Pedagog Çelik: Alman hükümeti, Türkiyelilere ikinci sınıf insan muamelesi yapmaya devam ettikçe, aileler maddi sıkıntı içinde yaşadıkça bu felaketten nasıl kurtulacaklar! Burası Kreuzberg; Berlin'in Türkiyeliler gettosu. Birinci ve ikinci kuşağın burada nasıl yetiştiğıni, nasıl yaşadığını biliyoruz. Birinci kuşak zor şartlar altında geceyi gündüze katarak çalıştı. Türkiye'ye geri dönme hayalleri yıkıldı. Yarım insan olarak kaldılar. Çocuklannın eğitimini göz ardı ettiler; işte sonuç ortada. halletmeye çalışıvoruz. Bir çocuk bunu çok çabuk algılar. ~Çocuk küçük, anla- maz~ deınev in Küçük yaşta onunla dost- luk kurun. Ilende çocuğun herhangi bir sorunuolursa "Ben onu bunu kandırarak çözerim" anlavişivla degil. "Benim bir sorunum, hatam olsa da bu insanlara sö> - leyebilirim. Hep beraber bir çözüm yolu buluruz"anlavışıv la vetiştirebilirsek. ço- cuğumuz esrarı belki bir defa dener. on- dan sonra denemeven bir çocuk olur. Ço- cuğun. yaşamından bir tat alması lazım. O zaman kendini uyuşturmak zorunda kalmaz. Uyuşturucuva bağımlılık çocuk- luktan başhyor. Bu çok önceden engelle- nebilir. Annenin babanın sorunlan var. Çalış- tıklan için çocuklara gereken ilgiyi gös- teremiyorlar. Bunun verineoyuncak.giy- si ahyorlar. Kendilerini. çocuğa karşı ne kadarsuçluhissediyorlarsaokadarpaha- lı o>uncak alıyorlar Çocuklann oyuncak odaları ovuncaklarla doludur. Çikolata alıyorlar. Fazla oldu mu tatlı, çocuğu tat- min ediyor. Çocuğun ihtiyacı olan sevgi. ilgi vok. Ona. "İşimiz çok, sana yardım edemiyoruz" devip gerçekler anlatılmı- dan da bunu alabilirsiniz." Bu tür içkileri. çok açık şekilde çocuğun vanında iç- memeli. Aile. çocuğunun alko! içmesini istemiyorsa ona örnek olmalıdır. Gençlik Mahkemesi yargıcıyla söyleşi VVuppenal kentı Gençlik Mahkemesi yargıçlarından Bav Richard Pieper'le mahkeme bina.Miidakı çalışma odasında görüştük. Bana av ırdığı süre içinde Pıeper açık konuştu. dev letııı politikasını sav un- dıı. Alman millıvetçıliğini öne çıkardı. - Sa\ın Pieper. benimle göriişmeye za- man av ırdığını/ icin teşt'kkür ederim. Sö> - leşimize si/i tanıvamk başlamak istiyo- rum. - Adımı sizsöylediniz. yaşım54. Wup- pertal kentinde bulunan dört gençlik yar- gıcından birivim ve aynı zamanda fahri üyeli Gençlik Mahkemesi Başkanı>ım. Benım baktığım mahkeme on dört-yirmi bir yaşları arasındaki gençlerı yargılıyor. Bu nedenle zaman zaman Türk gençleriy- le de karşılaşıyorum. Önümüzdeki hafta bir Türk uencinın mahkemesi var. Gençlik Mahkemesi Başkanı Richard Pieper. Düsseldorf Gençlik Cezaevinde M. hücresinin önünde. yor. Böylece çocuk savaş vermesini. iç dünyasını dışarıya vurmasını öğrenemi- yor. - Çocuklara, annelerivle her çarşıya çık- tıklarında çok sov dikkri. peşinde koştuk- ları ov uncak alınmalı mı? - Bilinçlı alınmalı. Bir çocuğun önüne beş oyuncak atın, sevinir; ama ilk defa hangisiyle oynayacağını şaşınr. Çocuğa vereceğiniz güvenin, sevginin karşılığı yoktur. Oyuncak vermek bir nev i rüşvet- tir. - Kimi aileler. 8-10 vaşlarındaki çocuk- lara zaman zaman bira. şampanva gibi al- kollii içkiler verivorlar. Bunu doğru bulu- yor musunuz? - Çok kötü. Bu. şıı demektir: "Bizolma- - Kaç > ıldır gençlik mahkemesi yargıcı- sınız? Birkaç söz daha u-tkinizin ne oldu- ğu üzerine sövlevebilir misiniz? - 16 vıldır gençlik mahkemesi yargıcı olarak görev yapıyorum. Ağır olmayan suçlara ve biryıla kadar olan hapis ceza- lanna tek başıma karar \ermede yetkılı- yim. Daha ağır suçları hevet olarak var- gılıyor ve karar verivoruz. - Yasalara da> anarak gençlere çeşitli ha- pis cezaları verivorsunu/. Sizce bu cezala- rın amacı nedir? Çoğu cezaevi müdüıie- rinin sö> ledikleri gibi. bu cezalann genç- ler için eğitici olduğuna siz de inanıyor mu- sunuz? - Söyle>eceğim nesnel değil. öznel ola- caktır. Yani sadece kendi görüşümü dile getireceğim. Sorunuz benim yanıt \ere- meyeceğim kadar zor bir soru. Ama ka- nımca burada şu iki noktayı belirleyebilı- riz: Birincisi açıkça suç işlenivor ve bu suçlar çevreye zarar veriyor. Yıgınlar ta- rafından çekilmesine olanak vok. tkinci- si bu suçlara ceza yasasıv la karşı vanıt ve- riliyor. Ben karanmı ceza yasasına göre veriyorm. Yasada bu suçlara karşı çeşitli yanıt vemieolanaklan vardır. Örneğin.bu bir uyarıyla başlayabilir ve ertelenmez ha- pis cezasıyla biter. Gençlerin eğitimi konusunda tek tek uygulamalann ne gibi sonuçlar \ erdiğini söylemek oldukça zor. Buna ilişkin ola- rak elimizdekesin sav ısalbilgilervok. Az önce verdiğim hapis cezası örneğinden başlarsak. bu suçu ağır olanlara verilen cezadır. Normal olarak. ilk defa cezaya çarptırılan gencin cezası ertelenir. Ama buna karşı önemli nedenler yoksa. Ağır cezaya çarptınlanlar daha önce ertelenmiş cezayı almış olanlardır. Ya da öyle ağır suç işlemişlerdir ki, ertelenme olanagı orta- dan kalkmıştır. Böyle ağır suçlar yumu- şak kararlarla geçiştirilemez. O insan çok tehlikelidir. Onu normai insanlardan ayır- mak zorunlu olur. Elbette ceza vermenin \e ceza çektir- menin amacı daha çok eğitime yöneliktir. Sık sık gençlerin cezaevine atıldıgı ve ora- da onlara bir şey verilmediği söyleniyor. Bu dogru değildir. Benim göriişüme gö- re, cezaevleri gençleri egitmek için çeşit- li olanaklarsunmaktadır. Çoğu defa genç- ler bu tür olanaklardan yeterince yararla- namıyorlar. Çünkü ilgi duymuyorlar. Yardımcı uzman ve suçlu Hapis cezası uygulamasının en iyi ol- duğu söylenemez. Ama elimizdeki tek olanak bu. Ayrıca bir insan acı ve eziyet çekmesi yoluyla da değişime uğrayabilir. düzelebilir. Bence burada önemli olan cezaevinden çıkan gencin ne olacağıdır. Çezayı çekmiş olanla ilginin nasıl olacağı konusudur. Şüphesiz bu alanda tüm olanaklar kulla- nılmıyor. Normal uygulamada suçun bir bölümü enelenerek suçlu serbest bırakı- lır. Onun ilişkilerini düzene sokacak ve yaşama uyum sağlamasına yardımcı ola- cak bir uzman verilir. Onunla sadece pa- zartesinden cumava kadar ilgilenecek bu uzmanın mucize yaratma olanağı yoktur. Bunların sayılan da azdır ve öte yandan vapacaklan yardım sınırlıdır. Böyle du- rumda olan gençler cumartesi ve pazar günleri yardımcısız kalırlar. Ov sa bu gün- ler onlar için en tehlikeli günlerdır. - Deneylerinizden çıkarak gençleri suça iten etkenleri de anlatır mısımz? Ceza ve- rirken bu etkenleri, günlük vaşamdaki olumsuzluklan dikkate alıvor musunuz? Örneğin. vabancı bir gencin yabancılık- tan kav naklanan sorunlan gibi. Aile yapısı bozuk gençler ve suç - Bu konu üzerine açıkça birgörüşoluş- muşdeğil. Kendi bildiğimi söyleyeceğım. Suçun nedeni tek değildir. Birçok nedeni vardır Suç bunların birleşmesinden meydana gelir. En önemli tarafı kişisel yandır. ^a- ni kişinin yapısında yatıyor. Tübingen Üniversitesi'ninsonaraştırmalannagöre, özellikle yaşam biçimi insanın suç işleme- sini etkiliyor. Bunun açık örneği çabuk tüketme istemi. Son günlerde kimi araba- lara yapıştınlan şu sloganlarda da bu gö- rülmüştür: "Keyfi hemen tadalını" (Ge- nus sofort). Sabırlı olmama eylemı. Bu- nun yanında alkole yönelik eğilim. genç- lerin kontrolsüz davranışlannda alkolün payı büyük oluyor. Bir diğer önemli olan da gençlerin sos- yal çevreleri ve aile ilişkileri. Suç işleyen gençlerin çoğu aile yapısı bozuk olan ke- simden geliyor. Yabancı gençlerin yabancı bir çevreye uvum sağlayamama sorunlan ve iş bul- madazorlukları var. F. Almanya'dadoğan Türk çocuklan da suç işliyorlar. Alman çocuklanna göre ailelerinin Almanlarla eşit olmadıklan için ayrıcalıklı durumla- rı var. Nedenleri çok çeşitli. - Bunlan dikkate alıvor musunuz? - Sosval durumlanna dikkat etmeye ça- lışıyorum. Ama daha ilk başta bunlara şans tanımıyorum. Her olayı kendi başı- na değerlendiriyor. yabancılara ve Al- man lara eşit dav ranıyorum. Çoğu kez yabancılann sosyal yaşamlan- nın bozuk olduğunu göz önünde turuyo- rum. Ama bu her yabancı için geçerli de- ğil. Örneğin bir yardımcı uzman bana gelip. mahkeme edeceğimiz Türk genciy- leilgıli olarak babasının. "Birgün bilece- za giyerse evden kovarım" dediöini söy- ledi." Sürecek ÖZİİr - Dizimizin dünkü bölümünün sonuna yanlışlıkla "Bitti" konulmuştur. Okurlarımızdan özür dileriz. Bencillik Hepimiz bencillikten yakınıyoruz. Herkesin ya nız kendisini düşündüğünü, kendisinden başka; yokmuş gibi hareket ettiğini görüyoruz, bunu eleş tiriyoruz. "Bencillik"giderek "ben-merkezcilik" b çimini alıyor, yaygınlaşıyor. Buna karşı yaptığımı ise yakınmak ve eleştirmek. Ama bencilliğin ne den oluştuğunu, neden yaygınlaştığını düşünmü yoruz. Ben nedir? Benlik değeri nedir? Birey olma nedir? Bencillik nedir? Bir çocuk gelişirken ilk olarak "kendini başkala rından ayırtetme "y\ öğrenir. Bu öğrenme "ben bi- linci"ri\n başlangıcıdır. "Ben bilinci" giderek "benlik değeri"ne ulaşa- caktır. Bu, çocuğun kendi değerleri, becerileri, et- kileri konularındaki görüşüdür. Kendinin farkındî oluşudur. Kendini başkalarında olan özellikiertc birleştiren ve onlardan ayıran nitelikleri fark etme- si demektir. "Ben bilinci" ve "benlikdeğeri", çevresinin (an- ne, baba, aile üyeleri, ilerde öğretmen vb.) kendi- sine "değer arttıncı davranışlar" gösterdigi koşul- larda gelişir. Bu gelişme "birey olma "nın önemli altyapısıdır. "Değerarttıncı davranışlar", toplumumuzda çok görülen şımartma, pohpohlama, olmayan nitelik- leri malederek çocuğu abartma değildir. Tam ter- sine. "değer arttıncı davranışlar". çocuğu hak et- tiği zaman fark ederek değerlendirme, fark edilip değerlendirilecek davranışlara özendirme, yanlış- larını anlatma ve onu düşündürme ile sağlanır. Çocuk baskı altında, fark edilmeden, küçümse- nerek. önem verilmeden büyütülürse "olumsuz ben bilinci" gelişir, buradan "benlik değersizliği" doğar, "birey olma" koşulları ortadan kalkar. "Birey olma", kendinin farkında olma, kendi de- ğerini bilme demektir, bu da başkalarının değeri- ni de bilmenin yolunu açar. "Birey olma" aşama- sını başarmış kışiler "kendinden başkasına da de- ğer vermeyi öğrenmiş "lerdir. Böylece "empatik yaklaşım" sağlanmış olur. "Birey olma"n\n altyapısında özgürlük ve so- rumluluk birlikte bulunur. Sorumluluk vermeden özgürlük verilirse "bencil başıboşluk", özgürlük vermeden sorumluluk verilirse "köleci itaat" do- ğar. Bencillik. birey olma yetkinliğini kazanamamış kişiliklerin kendini koruma güdüsüyle güvensizlik arasında sıkışmış bir tutumudur. Böylece, bencil kişi, "her olayı, herınsanı, her durumu yalnız ken- di çıkan için değerlendirerek yaşar." Kendisinden başka hiç kimse, hiçbır şey yokmuş gibı davranır. Acaba "bencil kişiler" ve "öenc/7//A"toplum ta- rafından nasıl karşılanıyor, nasıl değerlendiriliyor? • • • Bizim geleneksel kültürümüz "birey olma"ya olumsuz bakarak kişiyi ancak "bir kurumun üye- si" olduğu zaman değerlendirmiştir. Onun için de toplumumuzda birey olabılenlaıya bu du/qmy bj- len bir aile desteğiyle ya da kendi çabalanyla bjj- nu başaımışlardır. Geleneksel aile kültürümüz de ancak "kendine ait olduğu zaman çocuğa değer verme"ye yatkındır. Toplumun görece değişimi bu duygusal bağlılığı çok değiştirmemiştir. Ancak geleneksel kültürden çağdaş kültüre geç- me de "birey olma" sürecine olumlu bir katkı ge- tirememiştir. Çünkü çağdaş kültür, kapitalist sis- tem tarafından biçimlendirilmiştir. Kapitalist sistem ise özellikle son dönemin ka- pitalizmi "başanlı insan" profilini şöyle çizmekte- dir: Saldırganlık biçiminde aktif, hep üstün olma- ya çalışan, bunu çevresine kabul ettiren, sahip ol- duğu mal ve para varlıklarıyla üstünlüğünü anla- tan, bunu sürdürmek için de hıçbir duyguya yer vermeden hareket eden insan. Bu insan tipi, kaçınılmaz olarak "bencil, acıma- sız, çevresini ezici, üstünlüğe koşullanmış, duy- gularından kaçan" kişiler demektir. Toplumun yaşama ideolojisinin teslim edildiği sistem işte böyle insanlara yeşil ışık yakmakta, başarı şansını onlara vermektedir. "Bencillik" olgusunu trafikte görüp de yakın- mak, artık yaşlılara yer verilmediğini söyleyip eleş- tirmek bir önem taşımamaktadır. Toplumlar gide- rek bu yeni kapitalizmin yeni insan tipini kabul et- meye, onu yetiştirmeye zorlanmaktadır. Sorun ki- şisel değil toplumsal bir sorundur, boyutlan çok geniştir. Bencillikten yakınıyorsak toplumsal sisteme bakmamız gerekiyor. Kapitalist dünyada dinin ye- niden yükselmesinde bu olgunun da önemli bir pa- yı olduğunu neden düşünmüyoruz? CHP Genel Sekreteri Keskin 'Yolsuzluklar 8 yıllık eğitimi aşındırdı' ANK.ARA (Cumhuri- yet Bürosu) - ÇHP Genel Sekreteri Adnan Keskin. hükümetin irticanın en- gellenmesine yönelik dü- zen lemeleri gerçekleştire- mediğini belirterek, bu yöndeki en önemli uygu- lama olan 8 yıllık eğiti- min de çeşitli yolsuzluk ve usulsüzlüklerle aşındı- rıldığını söyledi. Keskin. "Shasal istikrarsızlığı bi- linçli olarak körükleven 55. hükümet, kendi yarat- tığı kargaşadan vararla- narak yağmaya. yolsuzlu- ğa en geniş hovutlarda ka- pı araladı" dedi. Keskin. "Bataklık üzerinde siya- set yapmam" dıven Baş- bakan Mesut Yılmazın "bataklık yaratma uzma- nı" olduğunu söyledi. Keskin dün parti gene! merkezinde düzenledıği basın toplantısında. Ba- yındırlık ileTarım ve Kö- yişlen Bakanlıklarında yapılan bazı ihalelerde usulsüzlük olduğuna yö- nelik bilgi ve belgeleri sundu. Bayındırlık Ba- kanlığfnca, 8 y ıllık temel eğitim kapsamında yapı- lacak ilköğretim okulu bi- na ihalelerinin ANAP yanlılanna peşkeş çekil- diğini belirten Keskin. Ta- nm ve Köyişleri Bakanlı- ğı'ncadatoprak Mahsul- leri Ofisi (TMO) için ya- pılan iki ıhaiede usulsüz- lüge göz yumulduğunu söyledi. Kükümet ortaklannın tarikatlan koruma konu- sunda birbirleriyle yarış- tıkların kaydeden Keskin. "Bu yanş nedeniyle Tür- kiye'de din bezirgânlan- nın yarattığı tehlikeyi en- gellemek amacıyla günde- me getirilen 8 yıllık eğitim uvgulamalan pörsütülüp aşındınlmaktadır" dedi. Hâlâ eğitımde yönetici kademelerde Türk Islam sentezcilerinin yer tuttu- ğuna işaret eden Keskin, 8 yıllık eğitime karşı olan insanlann "atoynatDgmı1 " söyledi. Keskin. bu or- tamda bir sıvasal inancın arka bahçesinın militan- lannın yetiştirilmesıni en- gellemenin hayal olduğu- nu savundu.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear