23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
10 AĞUSTOS 1998 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA KULTUR 13 Elif Naci doğumunun 100. yılı nedeniyle bugün bir tören ve sergi ile anılacak Nüktedan bir htonbulbeyefetutisiydi• 89 yıllık yaşamına çok şey sığdırmıştı Elif Naci. Dost canlısıydı, espriliydi... Soyadı Kanunu çıktığında ağabeyi, Erkan soyadını aldığını bildirmişti Elif Naci'ye. Kendisi Elif soyadını almış ve adının önüne eklemişti Elif i. Çünkü babası onu hep 'gözümün elifi' diye severdi. Kültiir Servisi - Ressam. müzeci. ga- zeteci ve yazar ElifNacibugün yaşıyorol- saydı 100. >aşını kutlavacaktı. Kendisini "D Grubu'nun papaganı" olarak tanım- layan Naci, nükıedan bir İstanbul beve- fendisıydi. Renkli kişilıği ve konuşkan- lığıyla sevenlerinın kalbinde taht kurmuş- tu o. Ö\ le ki Cumhunyet gazetesınin ar- şıv şefi ıken "Öldüğüzamanzahmetçe- kilmesin de\u işbu satıriar yazddT başlı- gı altında kendisi hakkında bilgi edinile- bilecek bir lıste bırakmaya kadar götiir- müştü ışı. Türk Sesı Gazetesi'nde File imzasıyla (Elif' in tersi) yazdığı \ asiv etin- de şunian kalemealmıştı: "ÖMükten son- ra yapılmasını istediğim basit bir arzum \-ar. Çimento bir mezara gömülmek. Bu- nun tahakkuk etmevecegini bilirim. Ka- nrru çocuğum. dostlanm hep ağlavacak- lar bilirim. Beni sevenler dövünecekler, bilirim. Ama bu. >irmi dört saatlik ömrü olan üç çelenk masrafına tekabül edebi- lecek bir fedakârlığa vabeste olan bu çi- mento mezaryapdmayacak.Çünkü çeknk bir gösteriş, kalanlar icin bir övünme ve- silesidir." 8 Mayis 1987'de 89yaşindayken yitir- diğımız Elif Naci. ölümü bile benimse- mişti. alay ederdı onunla. "Yaşamdüş gi- bi, kısacık.gö/açıp kapayana dek. birşim- şek avdınlığında geçivor. Daha \aşama uburiuğuna tam şövle tıkabasa dovma- dan. dilediği başanva ulaşamadan bir de bakıvorsun. AzraiTle imam efendi başının ucuna gelivermiş ve arkadan yakınlan- nın gecici ah-u- \ahlan... İnsanoğlu >aşa- dıgı sürece becerilerinden öriirii >a ö\ü- liir. va Mi\ülür. Öklükten sonra çok kere pohpohlamakgeienektir. Egergeridehoş- nutiukJar. beğenili > apıtlar. tatlı anılar bı- rakmışsa basında kısa bir süre öv ücü ya- Hİar >er alır, sonra.. unutulur gider. Ve 0- denin bunlardan haberi olmaz bile. Ardın- dan söylenecekteri peşin olarak du> abilen pek a/dır. Bcn «ider ayak o muttu kişiler- den birivim. işte_" 89 yıllık yaşamına çok şey sığdırmış- tı Elif Naci. Dost canlısıydı. espriliydi... Soyadı Kanunu çıktığında Van'da Asker- lik Şubesi Başkanı olan ağabeyi. Erkan soyadını aldığını bildirmişti Elif Naci'ye. Küçük ağabeyi de başka bir soyadı al- mıştı. Ama hepsinı sıradan bulmuşru o. Kendisi Elif soyadını almış ve adının önü- ne eklemişti Elifi. Çünkü babası onu hep "gözümün eHfi" diye severdi. Elif Naci ölümünden birkaç gün önce 2000'e Doğru dergisiyle yaptığı röportaj- da şöyle anlatıyordu kendisini: "Ben 19. rlif Naci deyince aklıma 'D Grubu'nun en verimli seneleri gelir. Grubun en güzel sergilerinin açılmasına önayak olan ekseriya Elif Naci olmuştur. Ya... Bizim bir D Grubumuz vardı. Nerelere gitti dersin Elif Naci? Süleymaniye taraflarmda görürsen haber ver. olmaz mı? 'Gençliğini hiçbirzaman yitirmedi' "EliFin Resimde ve Basında 60 Yılı" başlıklı kitap- ta dostlarının Elif Naci için sövledikleri: OKTAY AKBAL- Önümüz denizdı, sokaktı, ala- biidiğineaçıkbirgökyüzü. uzayan, uzayan... Baktık- ça açılan. genışleyen... Üç kişiydik masada. Içkiler. mezeler, dostluklar Hep, en iyiden, en güzelden aç- mak sözü. yaşamın tadını duymak. Bu, rakı masala- nnda olur yalnız. Birtortuduryaşam, biryanaatılan. Birden baktı baktı. "Bir kâgtt helvacı" dedi. Koştu, gitti, üç kâğıt helvasıyla döndü. Dur, bırak demeden. Kocaman çocuklardık. Rakıdan sonra kâğıt helvası yiyen, meze yapan. Nerden geldi bir esin. hangi giz- İi yandan, kapalı anıdan, eski eski eskiden... Bir kâ- ğıt helvasının çocuklaştırdığı kişj oydu. Beni de or- tak etmişti o duygusuna, alıp götürmüştü eski günle- rine. çocukluk, ilk gençlik arkadaşı yapıp çıkmtştı. MELİH CEVDET ANDAY - Elif Naci'nin başh- ca özelliği, yaşamının tümüne damgasını vurmuş oian güçlü kişiliğidir. Türk resminin yenilenmesin- deki katkılan ile başta gelenlerden biri olan sanatçı Elif Naci. atılganlığın kaynağı olan gençliğini h/çbir zaman yitirmemiş, davranışlan ile. konuşmalan ile, çalışmalan ile hepyeni kalmayı başarmıştır. VEDATGÜNYOL - Birkaç resmine yakından, can alıcı bir gözle baktım geçen gün. Gördüm ki ya da duydıım ki biresrardünyasının kapılarını araiamak- ta Elif Naci. Girişi zor, insanı ilk anda duraksatan, bin- bir engelle kapattığı bir düşler dünyasına "engin dü- şürihor" bizleri. Bir düş dünyasıdır bu. NÛRULLAH BERK - Elif Naci, Türkiye'de mo- denı resim sananmn kurucularnxlan biridir. Onun, 1928 ve 1933'ten beri. da\amızm kazanılması uğrunda sarf ettiği gayretler. mücadeleci karakteri, atak mizacı, resim tarihimizde daha şimdiden yerini almıştır. Sa- nat planında, neslimizin öndcri bulunduğu 'cesaref fikrinin ilk temsilcilerinden biridir. BEDRİ RAH.Mİ EYl'BOĞLL' - Elif Naci deyin- ce aklıma 4 D Grubu'nun en verimli seneleri getir. Grubun en güzel sergilerinin açılmasına önayak olan ekseriya Elif Naci olmuştur. Serginin birçok güçlü- ğünü üstüne aldığı zamanlar bir taraftan birkaç mek- tepte hocalığı vardı. Mektepten kurtulup gazetede çalışmaya mecbur oluyordu. Bu şartlar tçerisinde bir meslege bağlanmak, resim yapmaya vakit bulmak her babayiğidin ba$aracağı işlerden degildir. Ya... Bi- zim bir D Grubumuz vardı. Nerelere gitti dersin Elif Naci? Süleymaniye taraftannda görürsen haber ver, olmaz mı? yüz> ıl çocugvıv um. Gerçi 20. > üz> ıla inri- bak etmektc güçlük çekmedim, ama y ine de geçmişin hüKalı bürümcüğü ile kun- daklanmış bir bebek olmaktan kurtuldu- ğumu sanmıyorum. Şimdi ise bu >aşta. yani hesaba göre 90fllanolsa gerek... Ço- ook yorgun. bitkin bir haldey im. SWi. du- manlu \ıcık \ıcık bir bdlekl~ Elif Naci ıçin bugün saat 17. OO'de Ca- ğaloğlu Anadolu Moda Tasarımı Meslek Lisesi'nde bir tören düzenlenecek. Tö- rende Naci'nin sesınden yaşamı \e sana- tına ılişkın görüşlen dia gösterisı eşliğin- de izleyicilere sunulurken. yapıtlarının yer aldığı bir sergi de açılacak. Ayrıca 1922-25 Mİlan arasında Sanavı-ı Nefise Mekteb-i Âlisi olan aynı l>inadaki. ElifNd- •^jcı'nın öğrenim «ördüğüV#l>e\<>dc-ün- lii re^samın adiAerılecek. TürkıveGaze- tecılerCemiyeti. cemiyet üyesı olan Na- ci'nin yaşamının }5 \tlını \e ilk öğrenci- lık dönemini geçirdiği Cağaloğlu Çatal- çcşmc Sokağı'nın adının Elif Naci Soka- ğı olarak dcğıştirılmesı ıçın Eıııınönü Be- lediye Başkanlığı'na ba.ş\ ıırdıı. ilköğrenımi Edıme'de Darülırfanda. orta \e yükseköğrenımini ise istanbul'da Ayasofya Rüşti\esi. Vefa Idadisi \e Sa- nayi-i Nefise Vlekteb-ı Âlisi'nde İbra- him Çallı Atölyesı'nde resim eğitimi gö- rerek tamamladı. 1930 y ılında Alay Köş- kü'nde Türkiye'de ilk kez kişısel resim ser- gisi açması ve 1933 yılında beş akademi- lı arkadaşıvia birlıkte DGrubu'nukumıa- M> la Türk resim sanatındaönemli bir atı- lım yapmiştı. Hat sanatından esinlenerek gerçekleş- tırdiğı soyııt kompozısyonlarıyla tanınan Elif Naci."Türk resmi Alpler'in ötesinde değiL Toroslar'ın efeklerindedir" v e " Re- sim sanatı > urt bilgisi hocası degildir. Top- lumun. pothikanın emrindedeğüdir" söz- lerınin arkasında durdu hep. 1937'de Türk Islam Eserleri Müzesi Müdür Yardımcı- lığı'na. iki yıl sonra damüdürlüğünege- tirıldi Elif Naci. Daha sonra Topkapı Sarayı Müzesi Mü- dür Yardımcısı oldu \e 1963'teemekliye aynldı. Mıllıyet. Ikdam. lleri ve Tan ga- zetelerinden sonra 1937 yılında CumhM^, riyet gazetesine gırdi ve tam 40 yıl boyun- ca gazetemizin Arşiv Servisi'ni yönetti. Arap hartierinı ustalıklı bir renk uyumuy- la tablolarına yerleştirdi ve bu yüzden sık- ça eleştirildi. Naci'nin Türk resim tarihin- deki en önemli çıkışı 'DGrubu' hareke- tiyle oldu. Günün koşullarına uygun mo- dernısteğilimleri Türkiye'de tanıtmakve yaymak amacıyla Zeki Faik İzer, Nurul- İali Berk. Cemal lollu, Abidin Dino ve Zühtü Mürkloğlu'yla birlikte kurduklan grup. uzunyıllaretkinliklerinisürdürerek. Türk resminin önemli basamak taşların- dan bırisi oldu. Elif Naci, büyükbabamdı..• Prof. Dr.ELİFTÜL TLLUNAV Elif Naci Bey. benim bü- yükbabamdı. Ve ben onun tek torunuy dum. Yazacak- larım. bu yüzden biraz duygusal. biraz çocukça. hattabencilceolabilir. Ben onun e\ ınde doğdum. bü- yüdüm, vetiştim. Anım- sayabildiğimce çocuklu- ğumda. Cağaloğlu'nda bü- yük bir konakta oturur- duk: yüksek ta\anları fev - kalade kabartmalarla süs- lü. yağlıboya duvarlı geniş birevdi burası. Çok şık giyinirdi bü- yükbabam: onun giysile- rindeki renk ahengine \e kra\atını bağlayışındaki ustalığa hayran kalırdım her defasında. Asabi mi- zaçlıydı. heyecanlı konu- şurdu; fakat onun ağzından bir tek körü söz, birküfür. bir beddua duyduğumu hatırlamtyorum. Akşa- müstü müzedeki mesaisi bitince Cumhunyet ga- zetesine gider. saat sekiz sulannda eve yemeğe ge- lirdi \e bana mutlaka bir şeylergetirirdi. Aileorta- mına her arkadaşını da sokmaz. onları titizlikle seçerdi. Gayet tatlı sanat ve edebiyat sohbetlerinın ya- pıldığı. ölçülü tartışmala- ra sahne olan soframızda- kı bu lezzet. ender nefaset- teydi. Gece iki-iki buçuk sulannda eve gelişini ve -HadibakalırruTül'ükal- dınn" deyişini uykumun arasında hayal meyal du- yardım. Beni çok severdi büyükbabam. Adımı da o koymuş. Elif Tül... Bü- yükbabamla Beyoğlu'na çıkışlanmızı anımsıyorum çocukluğumda. Büyük bir sorumluluk örneğiy le eli- mi sıkı sıkı tutar. o zaman- ki seyrek trafik akışında dahi sağa sola iyice bak- madan karşıdan karşıya geçirmezdi beni. Sonra da "Geçtik karşjya biz" diye makamlı birtekerleme tut- tururdu. O sesi hâlâ duyar gibiyim. Beyoğlu'nda iki adımdabirdurur. kendisi- ni selamlayan dostlarıyla hal hatır eder. espriler ya- pardı. Hafta sonlarında eve geldiğimde hafif Batı mü- ziğinden beğendiğim bir- kaç parçanın adıııı yazar. büyükbabama verirdim. ıçlerindçn birinin plağını alsın diye. O gider. hepsi- ni bulur buluşturur alırdı \e benimle birlikte büyük bir zevkle bunlan dinler. günün moda dansı t\ist yapardık. O zamanlar 70 yaşlanndaydı. Ben de ona "aslan büyükbaba" der- dim ve bu söz nedense onun çok hoşuna giderdi. Hervesileyle "Hadigene aslan büyükbaba de ba- kalım" derdi. Arkeolog ol- mama pek sevinmişti. "Ortak noktalanmız çok" derdi. Oğlum Devran'ın dediği gibi koodedeydi. Işte bu. torunu gözüy le an- latmayaçalıştığım Elif Na- ci Bey benim büyükba- bamdı ve büyük adamdı. Ruhun şad olsun. aslan bü- vükbaba! Ressam ElifNaci... Elif Naci. "Resim yapmadığını günü yaşanmış sa> mı- yorum" sözleriyle resme olan aşkını dile getirmiştir. Prof. Dr. GÜL İREPOĞLLI Elif Naci. herkesçebilindıği gıbi Türk resim sanatı tarihine gerek ressam olarak. gerekse sanat yazarı olarak adını yaz- dırmış ender kişiliklerdendir. Sanat yazan. gazeteci ve mü- zeci Elif Naci. "Resimyapma- dığım günü yaşanmış saymh yonım*1 sözleriyle resme olan aşkını dile getirmiştir. Sanat- çı, Türkiye'de resim sanatmın benimsenmesi. sevilmesi için yoğun çaba gösterdi. Elif Naci. önceleri peyzaj ve natürmortlann yanı sıra daha çok figürlü kompozisyonları tercıherti. Kendi ifadesine gö- re öncelikle hat sanatı örnek- leri ile Selçuk halıları. çini ve nıinyatür gibi Türk sanatmın değişik dallanndakı örnekleri ışığında çevresini yepyeni bir gözle görmeye başladı. Elif Naci özgün bir "Türk resmi" kav ramı peşınde koştu durdu. sürekli "yerli sanaf'ın savu- nucusu oldu: Türk kültürünün özümlenmiş olduğu eserlere değer verdi. Elif Naci, sanatı insanlığın ifadesi olarak gördü ve tuval- den mutlaka bir mesaj iletmek gerekmediğini. sanatın yalnız- ca sanat olarak v ar olması ge- rektiğıni ince bir ironi ile be- zenmiş yazılannda hep anlat- tı. Geleneksel motifli resimle- rinden sonra Elif Naci. yakla- şık kırk yıl sürecek bir soyut- lama dönemine girdi. Taze renk aray ışları ile hayal gücünün bi- çimlerini birleştirdiği soyut kompozisyonlara yöneldiği bu dönemde, soyut resmin yeterin- ce anlaşılamaması onu durdur- madı. Desenden çok iç içe renk- lerle sağladığı hareketliliği çe- şitlendinnesini bilen sanatçı. böylece renkli içdünyasını coş- kunca yansıttı. Son döneminde yine figüra- tif çalışmalar yapan sanatçı. duyarlı bir renk armonisi ve ustalıklı desenlerle örülü pey- zaj ve natürmortlannda yılla- rın birikimini ortaya koydu. Elif Naci. Türk resim sanatı tarihi içerisinde çok yönlü. çok renkli. çok üretken bir sanatçı olarak her zaman saygı ile anı- lacak bir değerdir. Ankara Birlik Tiyatrosu koltuklarmı satıyor ABT, oy unlarını özgürce sahnelemek istiyor. BERTAN AĞANOĞLl -\nkara Birlik Tiyatrosu (ABT). oyunlarının engellenmesi nedeniyle girdiği ekonomik krizı aşmak için sa- lonundaki koltukları satıyor. Türkıye. 1980 sonrasında yaşanan kültiir erozyonuyla birlikte birçok tı- yatronun yok olmasına taııık oldu. Tı- yatrolann birahanelere dönüştürülme furyasına direnen ABT ise arabesk kültürün etkisıyle değıl. "yasakçızih- niyet" sayesınde kapanma tehlıkesıv- le karşı karşıya geldı. 1971 "den bu ya- na oynadığı tüm eserlerı ya^aklanan ABT'nin ekonomik krize girmesı de buyasaklann sonuncusuyla başladı. ls- tanbul'a 1988'de taşınan ve art arda 2 kültiirmerkezi açan ABT. 1995 yılın- da bu merkezlerin çeşitli nedenlerle ka- panmasından ötürü. 12 E> lül'üıı ardııı- dan 15 vıl sürevle kapalı kaldıktan sonra Eğitimciler Derneği'ne verilen salonu lOyıllığınakıraladı. ABT'liler devraldıklarındayarısmadeksu için- de olan salonu yaklaşık 150 bin mark- lık bırmasrafla veniden ınşa ettırdıler. Masrafların bir kısmını Av rupa turne- sineçıkaraködediler. 1997 Evlülü'nde salon "Ankara Birlik Tiyatrosu Sana- te\i" adıyla hızmete açılırken gerı ka- lan borçların ödcnmesı ıçin bir Ana- dolu turnesi planlandı. Tumcde Yıhnaz Güne>'ın yaşammı anlatan "Bir Gü- zel Çirkin KraP adlı oyunu sahnele- meyi planlayan ABT'liler v ine engel- lerle karşı laştılar. Turneye başladıkları Gaziantep Va- liliği oyunu "toplumu etnik ay nmalı* ğa sev k edeceği. kamu düzenini boza- bileceği" gerekçesıyle 26 Hazıran'da >;ı.sakladı. Sa\cılığın oyun hakkında "takipsizlik" kararı vermesine karşın valilik kararında direndi. Bunun üze- rine ABT yöneticılen. idare mahkeme- sıııe başvurdu. Mahkemenın "yürüt- meyi durdurma" kararı vermesı üze- rine yenıden bir tume planlayan ABT. yasaklar nedeniyle ekonomik krize gırdi. Turneyi gerçekleştiremeyen ti- yatrova hacızlergelmeyebaşladı. Yak- laşık 6 ınilyar lira borcu olan ABT'nin vöneticilerihacizlerinardındanetkin- liklerineson vermeyi kararlaştırdı. Bu olaylarüzerine izleyicilerden ABT'li- lere destek geldi. Diğer bir destek de ABT yöneticilerinin hiç beklemedik- leri biryerden. ÜmraniyeCezaevi'nden geldi.Tiyatronun kapatılacağını gaze- telerden öğrenen tutuklu ve hükümlü- ler 900 Alman Markı göndererek bir kampanyantn başlatılmasmı saöladı- lar. "Biz bu riyatrmu kendi karanmız- la kapatma hakkına sahipolmadıgımt- n anladık" dıyen ABT'nin yönetme- ni Zeki Göker, tiyatronun yaşaması. baskıları ve yasaklan protesto ermek için bir "Koltuk kampanyası" başlat- tıklarını belirtti. ABT Sanatev i'nin ti- yatro salonundaki koltuklan 15 milyon liradan satışa sunduklannı kaydeden Göker, koltukları satın alanlann bir yıl boyunca tüm etkinlikleri ücretsiz izleme hakkına sahip olacaklarını ifa- deetti. BUAŞAMADA ŞÜKRAN KURDAKUL Gençlepin 'Bergama Buluşması'nda YDD Sorgulandı Dünya gençliğinin Bergama buluşması bızim gıbi iflah olmaz iyimserlere de uygarlık savaşımının öl- mezliğini kanıtladı bir kez daha. Bir kez daha geçmişle yaşanmakta olanın koparı- lamaz bağlannı somutlayarak belleğimizdeki soruyu getirdi gündeme. - Ne yapacağız? 1940'larda tek yanıtı vardı bu sorunun: Dünyayı faşizmin zincirlerinden kurtarmak.. EIH beş-altmış yıl öncesinin milyonlarca genci da- ha özgür bir dünya kurulacağı umuduyla ölümün kar- şısında esirgemediler kendilerini. Utkuları ve bıraktıklan kültür mirası dünya değer. Savaş sonrası tiyatrolan, konser salonları bile yer- le bir olan Avrupalı kurtulabildi mi aynı sonjya yanıt aramaktan? überalizme, sosyal demokrasiye. sosyalizme de ina- nanlann yıllarca aynı soru düğümlendi boğazında: - Ne yapacağız? Şimdi, Afrikası'ndan Uzakdoğusu'na, Avrupası'ndan, Kuzey-Güney Amerikasf na kadar yaşam savaşı ve- ren çağdaşlarımızın kafalannda aynı sorunun türev- leri var. Silah tacirlerinden kurtulmak için ne yapacağız? Işsiz kalmamak, istediğimiz gibi eğitim yapabilmek, sömürülmemek, görünür görünmez egemenliklerin tutsaklığından kurtulmak için ne yapacağız? Bergama'da buluşan gençlerin yanıtları aynı öz- lemden kaynaklanıyor: Yeni Dünya Düzeni'ne karşı tavır almak... Kapitalizmin biçimlediği sözüm ona yeni ideoloji- nin yarattığı dünyayı şöyle anlatıyor gençler: "Çalışanlann ancak yüzde yirmisinin iş güvencesi- ne sahip olduğu Batı Avrupa'da dayatılan yoz kültür nedeniyle gençlerşiddeteyöneltiliyoriar." (Christina Müller) "Emperyalizmin kendisi için yaptığı her şey ışçiler ve gençler için ırkçılık ve savaş anlamına gelıyor. Ko- lombiya 'da her gün en az on kişı politik nedenleüe öldürülmektedir." (Victor Meudoza) "Yeni Dünya Düzenı savaşın ve yoksulluğun adı- dır." (Polikos Polikanos) 22 ülkeden gelen gençlerin Bergama buluşmasın- da Fakir Baykurt, Sennur Sezer, Adnan Ozyalçı- ner, Gülsüm Cengiz, Hasan Hüseyin Yalvaç, Meh- rizat Poyraz, Mustafa Köz, Asım Önen vb. gibi dostiaria karşılaştım. Edebiyata ilgi duyan gençlere ZBı- ni Anadol, Güngör Gencay'la birlikte 1940 Şiir Ha- reketi'ni anlatmaya çalıştık. Savaş o yıllann tüm sanatçılanna çağdaş hümaniz- manın temel ilkelerini özümsemeyi ikinci doğa halıne getirmişti. Aragon, Eluard, Neruda, Ritsos, Nâzım gibi ça- ğımızın büyük sanatçılan bu dalganın ruzgânnda ye- niden yarattılar kendilerini. Günümüzün aykın güçleri onlann bıraktıklan kürttir mirasını silip götüremedi "Ihtiyar Vüzy//"ımızdan. Sanınm, "Bergama Buluşması"m gerçekleştiren iki bini aşkın gencin iç dinamiğinde bu kültür kazanımı yaşıyor. Koçam Ortttstar'ın attNimü çılctt- I Kültür Servisi -Yeni Dünya Müzik. dünya müzıklerinden örnekler yayımlamayı Makedon ınüziğinden bir albüm yayımlayarak sürdürüyor. Adını Makedonya'nın Koçani şehrinden alan, Makedonvalı Roman Nefesli Çalgılar Orkestrasının müzıklen bir albüm halinde yayımladı. Düzenlenıelerıni orkestra şefi Naat Veliov 'un yaptığı albüme adını veren parça "Doğu Kızıldır' Tito döneminde Yugoslavya'da hit olmuş bir Çin Halk Cumhuriyeti şarkısıdır. Bölgede Romska Orientalna Musika denilen bu müzik türiinü nefesli çalgılardan ve vurmalılardan oluşan küçiik bir orkestra icra ediyor. Bu canlı müzik türünde Türk ve Bulgar rıtimleri. Doğu tarzı sololar bir araya geliyor. Radio 2019 Dance Tour İstanbul'da • Kültür Servisi- Radio 2019 için Hip Prodııctıons tarafından düzenlenen "Radio 2019 Dance Tour" Istanbul'da başlayacak. 12 Ağustos'ta İstanbul High End. 14 Ağustos'ta Çeşme Seaside ve 15 Ağustos'ta Bodrum Lushlife'tagecçekleştirilecek turda. \okalist ve dansçılanylabirlikte tngiltere'den gelecek Jimmy Somerville sahneye çıkacak. Ayrıca Radio 2019 Dance Department"dan. DJ U.F.L'.K, DJ Kürşat. DJ Tangun ve Londra'dan DJ Zeki Lın yeralacak. Ayrıntılı bilgı için 227 42 63 numaralt telefon aranabilir. Erol Yıldtrım'ın sonromam I Kültür Servisi-Erol Yıldırım'ın son romanı "Elveda Kavga Merhaba Sevda'nın 4. baskısı Toplumsal Dönüşüm Yayınlan'ndan çıktı. 1944 Sıvas doğumlu yazar Yıldınm'ın ikinci romanı olan kitabını. ilk romanı 'Höllük'ün motifleriyle bezeyerek kaleme almış. Yazarın ayrıca yayımlanmış dört tane de şiir kitabı bulunuyor. Eski Cami'nin restorasyonu tamamlanıyor I EDİRNE (.\A) - Edime'de bulunan. iç mekândakı yazılarıyla ünlü Eski Cami'de 10 yıldır süren restorasyon çalışmalarının bu yıl tamanılanacağı bildirildi. Edime Vakıflar Bölge Müdürlüğü yetkılıleri. restorasyon çalışmalarının tamamlanması için yakla>ık 70 mılyar lira civarında bir harcama yapılacağını belirttiler. Yetkililer. cami içındeki kubbelerde kalem işleri. dışta ise duvarlardaki taş çürümelerinin onanmının gerçekleştirildiğini kaydettiler. Eski Camı'nin temeli 1403 yılında atılmıştı. ; Culture Club'un dönüşü • • Kültür Servisi-80'li yıllarda "Doyoureally vvantto hurt me" gibi şarkılanyla başanlı birgrafik çizen. ancak uzun süredir ortalıklarda görünmeyen Culture Club grubu gen döndü. Lıderlığıni Boy George'un • yaptığı grup. Nevv York'ta verdiği konserle « hayranlarına yeniden çalışmalara başlayacaklarını j müjdeledi. George konsere gelen izleyicıleri İ "Hoşgeldiniz gençler ve yaşlılar. homoseksüeller ve İ heteroseksüeller. siyahlar ve beyazlar" sözleriyle selamladı. ' Atilla Özkımmlı'mn yeni kitabı \ • Kültür Servisi-Atilla Özkırımlı'nın venı kitabı 'Ol- Güzel tnsanlar". lyi Seyler Yayıncılık'tan çıktı. Ferrurf Doğan'ın çizgileriyle katkıda bulunduğu kitap. Özkırımlı'nın 1972-1995 vılları arasında. yitirdiğimiz edebiyatçıların ardından yazdığı vazılar ve yine edebiyatçılarla yaptığı bir dizi söyleşiden oluşuyor. Anma vazılannı. yayımlanış tarihlerine göre değil. kişileri göz önünde tutarak sıralamış Özkırımlı. Yazılar genelde bir değerlendirme niteliği taşıdığı ıçın. kitap bir anlamda çağdaş edebiyatımızın panoramasını sunuyor okura. Söyleşiler ise yayımlanış tarihlerine göre sıralanmış.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear