25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
9 TEMMUZ 1998 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA KULTUR 13 UYCARLIKLARIN İZİNDE OKTAY EKİNCt tkinci Dünya Savaşı'ndan sonra 'uygarlık ve barış adına dayanışma' için kurulmuştu Dünya Mîınarlar Birliği 50 yaşında Cumhuriyet'in 75. yılını kutladıği- mız 1998vılıiçındeuluslararasıbircoş- kuyu da Insan Haklan Evrensel Bildir- gesrnin "50. yıh" nedeni> le yaşay acağız. Birieşmiş Milleder (BM) tarafindan Pa- ris'te düzenlenen dünya konferansı so- nucunda imzalanarak 10 Aralık 1948'de ilan edilen bildirge, özellikle 2. Dünya Savaşı nedenıyle yaşanan "insanhk dışı yjlarm'" y ine insanlık dışı politikaları- na bir tepkı olarak uluslar topluluğunun "ortak özlemlerini" yansıtıyordu. Zaten BM örgütü de aynı korkunç yıllann ar- dından ve aynı tepkilerin bir ürünü ola- rak "uhıslararasıbirbanşvedayamşnıa'1 hedefiyle 1945'te kurulmuştu. Işte >ıne o savaş sonrası dönemin ın- sanlıktan, banştan ve uygarlıkıan yana ortak duygulan ıçınde BM dayanışma- sına paralel bir uluslararası işbirliği sü- reci de "mimarhk" alanında başlatıla- rak Dünya Mimarlar Birliği'nin kurulu- ^u gerçekleştinldi. Türkiye'nin de yine tıpkı BM gıbı "kuracu üye" olarak ka- tıldığı buevTensel meslekbirlığı, 28Ha- ziran - 1 Temmuz 1948 tanhlennde Lo- zan'da düzenlenen konferansla birlikte tüzel kışılığıne de kavuşmuşru. tngilizce adından ötürü (Intemational Unıon of Archıtects) kısaca LIA olarak anılan (Jlusiararası Mımarlar Bırligi, 2. Dünya Savaşı'nda yıkılan ve yok edilen "mimari ve kentscl mirasın" yeniden in- sanlığa kazandınlmasını e\Tensel gün- demin ılk sıralanna alarak "banşçıJ bir dünyanın" kuruluşuna da katkıda bu- lunmak üzere çalışmalanna başladı. Baş- langıçta 27 ülkeden mimarlann destek verdikleri Lozan'daki kuruluş konferan- sına Türkiye'den katılan temsilciler ıse UIA Kurucular Meclisi delegeleri ola- rak Prof. Emjn Onat ile Prof. Kemali Söy- lemezoglu'nun yanı sıra Ankaraüan Sel- ma F.mler ve Istanbul 'dan Apostol Pisti- kas'tı Ayrıca yine o yıllarda Lozan'da okuduklan anlaşılan Tufan Enönier ve Rüştü Sehbal Tavfur'un da Türk heyetı içinde mımarlık öğrencileri olarak kon- • Aralannda Türkiye'den de bir avuç duyarlı mimann bulunduğu 27 ülkeden katılımcUar 28 Haziran-1 Temmuz 1948'de Lozan'da bir araya gelerek kısa adı UIA olan Dünya Mimarlar Birliği'ni kurmuşlardı. UIA'nıfî bugün 100*ü aşkıh ülkeden 1 milyon üyesi var... Uluslararası Mimarlar Birliği (II A) Merke/ Konseyi toplanrısı 1990 yılı Ocak ayında İstanbul'da yapılmtş ve Sultanahmet'teki tbrahim Paşa Sarayı'run tarihi mekânı dünya mimarlannı derinden etkilemişti. feransta bulunduklan biliniyor... Ilk örgütlenmeler... MimarlarOdası'nın Uluslararası llış- kiler Komıtesı üyelerinden Aydan Erim, UIA'nın 50. yılı nedeniyle son Mûnar- hkdergisinde (Hazıran 98-s. 281) yayım- lanan "Bir Durum Değerlendirmesi" başlıklı yazısında, mimarlann uluslara- rası düze> de örgütlenme çabalanna. as- lında 19. yüzyıldabaşladıklannı, Türkı- ye'de ise ilk dayanışma girişimlerinin ancak Cumhuriyet'ten sonra gerçekleş- tiğini ayrıntılanyla anlatıyor. Ilk kez 1867yilında Paris'tekı Merke- zı Mimarlar DerneğYnin girişımıyle "l luslararası Mimarlar Komifesr ku- ruluvor ve bu komıtenın duzenlı aralık- larla organıze ettığı uluslararası kongre- lerarasındadaörneğin 191 l'dekı Roma buluşmasında "uluslararası mimarbk yanşmabnnın'' kurallannı belırleyen yö- netmelık benımsenıyor. 1927'deisebiryandanyıneUluslara- ras.i Mimarlar KongreM'nde e\rensel meslek kurallan tartısmaya açılırken öbür yandan da Türkiye'dekı mimarlar bu sürece örgütlü olarak katıiabılmek ıçın > ıne aynı yıl "Türk V iiksek Mimar- lar BirtiğTnı \ e ardından "derneğinr ku- ruyorlar. 1948'den sonra ülkemiz mi- marlanntn UIA'daki temsiliyerini de üst- lenen Mimarlar Derneği. 1954'te TMMOB'yle birlikte MimartarOdasıda kurulunca. bu misyonunu odaya bırak- tı. Mimarlar Odası'nın 1959'daki genel kurulunda ise özel bir "UIA Komite- si"nin sürekli görev yapmasmakararve- rilerek bu uluslararası dayanışmada et- kin yer alınmaya başlandı. "Çevreye bağımlılık" Dünya mimarlıgının evrensel sorum- luluklan açısından UIA'nın son yıllar- da ürettigi en önemli belgelerden biri, 1993'te Şikago'da yapılan Dünya Mi- marlar Kongresf nın kabul ettıği "Sür- dürülebiür Bir Gelecek İçin Bağunhuk Bildirisrdir Yapı üretiminin doğal ve kültürel çev- re üzerindekı kaçınılmaz "müdahaJeci" özelligi nedeniyle özellikle mimarlann bu değerlere karşı "mesleki sorumlu- luk" taşıdıklannı saptayan UIA Kong- resi, "günümüztoplumlannıniseçevre- yi ciddi olarak bozduğunu" belirterek yine mimarlar ıçın "sürdürülebilir tasa- nının" ınsanlığa karşı kaçınılmaz bir görev olarak benımsenmest gereğıni vur- gulamıştı. Nıtekım 1997 yılı ekim ayında Ro- manya'da yapılan ve Türkiye ıle bu coğ- rafy av. a komşu konumdakı dığer ülkele- rin oluşturduğu UIA II. Bölge toplantı- sında da aynı ılkelerin altı çizilmiş ve ta- rihsel binkimleri zengin topraklann mi- marlan olarak alınan "ortak kararlar" arasında şunlar vurgulanmıştı: "Rant çıkarlannın baskılan birçok kentsel ya da doğal değere sahip alanın niteliğinin bozulmasına (...) çoğunlukla yabancı kaynaklı >atırun artışı da kültü- rel değerlerden yoksun ve >erel ortama uymavan yapılann yaygınlaşmasına yol açmaktadır. (Bu nedenle) L'IA II. Bölge Ulusal Kesimleri LIA'nın yapıh çevre- nin tekdüzeleştirilmesinin karşıtı olarak mimari kimliği bir değer olarak konıma- sı gerektiğine inanmaktadır." Işte şimdi bu "inancın" da e\Tensel bir uygulamayadönüşebılmesı için UIA'nın 1999 Pekın Konferansı belkı de bir "dö- nüm noktası" olacak. Sadece yerel kimliklerin korunabil- diği bir mımarlık etiğini kurumsallaştır- ma anlamında değil. Bu özgün ulusal kimlikleri tekdüze bir tüketim mimarlı- ğiyla yok etmeye aday görünen "Yeni Dünya Düzeni tasanmlanna" karşı da tıp- kı 2. Dünya Savaşı sonrasındaki "uy- garlık dayanışmasını" yeniden dünya mimarlıgının küresel yükümlülüklerine kazandırmada bir dönüm noktası... 6. ULUSAL MIMARLIK SERGİSİ VE ÖDÜLLERİ Büyük Ödül Prof. Nezih Eldem'in MimarlarOdası'nın 1988 'den bu yana ıkı yıl- Ödülleri"ne üikenın değişık yörelennden 108 >apıt katılırken 1998 yılı büyük ödülü Prof. Nezih Eldem'e venldi. 3 Temmuz 1998 Cuma günü Ankara'da Çan- kaya BeledıyeM'nınyenı hızmetegıren Çağdaş Sanat Galerisi'nde düzenlenen sergı açılışı ve ödül törenıne. mimarlarla birlikte Kültür Ba- kanlığı adına Müsteşar Yardımcısı Tevfik Ke- tencioğlu ıle Koruma Genel Müdürii KeınalSo- y«rde katıldılar Gürhan Tümer başkanlığında Baran Idil, Zeynep Ahunbay, Haydar karabey ve Murat Uluğ'dan oluşan seçıci kurul, bu yıl 10. yaşını dolduran v e 6. kez düzenlenen sergı kapsamın- daki ödüllendınneyı ve gerekçelennı özetle şoyle belırjedı: Büvük Ödül (Sinan Ödülü): Prof. Dr. Nezih Eldem'e. (Bir kuşağın temsılcısi olarak benım- sedıgi ılkelerden ve etık kurallardan hiç ödün vermemesı. eğitıme yaptığı katkılan, mesleki tutarlılık ve süreklılik açısından referans konu- mu oluşturması nedeniyle.) MESLEĞE KATKI ÖDÜLLERİ: Prof. Dr Erdem Vksoy 'a. (hğıtım alanında mımarl ık ku- ramına bılımsel çerçevedekı öncü katkılanyla.) v e Türkive Mimarhk Öğrencileri BuluşmasTna (Üniversıtelerdekı ve egıtım bürokrasısındekı olumsuz koşuüan kendı çabalanyla aşarak yak- laşık 5 yıldır kendi aralannda ve öğretim üye- leriyle kurduklan ilişkilerle sürdürdükleri öz- verilı çalışmalan ıçın.) Yapı Dalı Ödülleri: "Yönetmehk Mımari- 9i"'nı aşan bir özgün v e çağdaş tasanm olarak Bodrumda Mimarhk Bürosu'yla Ender Öa- şık'a: mütevazı bir konudakı özen \e duyarlı- lığın ürünü olan Kadıköv Parkı, Yeraltinda Bir AlançalışrnasıylaGökhanAvcıoğlu'na; "büyük ev" kavTamına getırdığı yorum. yalınlık ve ya- pım tekniğındekı arayışı nedeniyle Tekirdağ- Saray'daki Ev uygulamasıyla Nevıat Sayın'a. Yapı Dalı/Yaşam Çe\ resi Ödülü: Bırbırinden soyutlanmış kent parçalannın entegrasyonun- dakı başansı ve koruma-yenileme platformu- na sağladığı tartışma ortamı nedeniyle Şanb- urfa Tarihi Kent Merkezi Projesi'yle Merih Karaaslan'a (Haydar Karabey "in karşı oyuyla) Proje Dah Ödülleri: "Lojman" anlayışını tekdüzelıkten çıkaran bir yorum ve yoğun bir araştıımay la tasarlanmış ATK Lojmanlan'yla Han TümerteWn'e: yerel kıyı mimansi verile- rini özgün bir mıman dile yansıtan İnciraltı Akvaryum Projesitasarımıyla Prof. Dr. Ahmet E>1icebaşkanlığındakı İzmir YüksekTeknolo- ji Enstitüsü ekıbine (Baran Idil v e Murat U lug'un karşı oylanyla) Grafik Dah Ödülleri: -Esir Kenlin E\Tİmi" başlıklı çalışmasıvla Mehmet Durmuş'a ve "Bilgisayar Ortamında Bir Bina İmajının Ko- du" konulu bilgisayar destekli sunumuyla Ali Mahmut Demirere... IS^panodanoluşan6. Ulusal Mimarlık Ser- gısı ve Ödüllen, Ankara'dan sonra Istanbul. !z- mır ve dığer illerde de iki yıl boyunca sergile- necek. Mimarlar da ağlar Taşkışla bınasının doncmın Başbakanı Turgut Ozal ve Belediye Başkanı Bedrettin Dalan tarafindan şimdi yurtdışında kaçak olarak yaşayan Seiim Edes'e 49 yillığına 'otel' yapnıası için kiralanması iizerine iç a\luda toplanan İTÜ'lii hocalar ve öğrenciler karan protestoediyorlar. Tarihe\e bilime karşı bu vefasızlığa dayanamayarakö^enclsi Prof. Dr. Yıldız Sey 'e tutunup gözyaşlannı döken hocalann hocası isc yillannı mimarhk kültüriimöze adajan Prof. N'ezih Eldem... Prof. IVea'h Eldem, 1998 Yılı Büyük Ödülü (Sinan Ödülü) ilke ve etiğinden ödün vermeyen mimarhk kav gasryla aldi— Avustralya 'da yaşayan Türklerden kurulu 'Anadolu dan Esintiler' topluluğu Türkiye de Çokuluslu ülkede bütününparçası olabümek • Avustralya Türk Musikisi Cemiyeti'ndeki halk müziği öğretmenleri tarafindan kurulan topluluğun etkinliklerinde Irlandalı ve Aborijin kökenli uyelerin dans ve müziklerine de yerveriliyor. Çokulusluluk sayesinde de pek çok kültürün değerleri buluşuyor toplulukta. Gösteriler Irlanda ve Avustralya'nın geleneksel danslanyla zenginleştiriliyor. QİJL ERÇETtlS Yaklaşık otuz >ıldır AvustraK a'da yaşa- nakta olan Türklerden kurulu 'Anado- lı'dan Esintikr topluluğu iki yıldır sürdür- .uklen etkınhklerin ardmdan bu yaz ılk kez "ürkıyelı sanatseverlere seslendıler. Ilk . arak Bursa Festıvalı'nın konuğu olan opluluk pazartesi akşamı da Cemal Reşit 'ey'de çıktı izleyicilenn karşısına. Ismi Vnadolu'dan Esintiler' olmasına karşm opluluk tıpkı üzennde yaşadıklan toprak- ırgibi çokuluslu bir kimliğe sahip. ! 997 ılında Türk Musikisi Cemıyeti'nde halk ıfiziğı ögretmeni olarak görev yapan Ne- i Yılmaz, Fadime Ydmaz ve Gazi Yalçın ırafından kurulan topluluğun etkınlikle- ıride îrlandaiı ve Abonjin kökenli üyele- 11dans ve müzıklenne de yervenlıyor. Top- luluğun kuruculanyla konserleri öncesin- de görüşrük - Avustralya'da Anadolu'dan Esintiler Topluluğu'nu kurma amacınız oeydi? Avustralya Türk Musikisi Cemıyeti'nde halk müzıgi öğretmenleri olarak çalışır- ken Av ustralya gibi çokuluslu bir ülkede Türk kültürünü. Atatürk ilkeleri doğrul- tusunda yaşatabılmek. sonraki kusakiara ve diğer etnık topluluklara sevdirip be- nimsetebilmek için kurduk topluluğu. Türk- ler, Avustralya'ya gitmelennin üzerinden 30 yıl kadar zaman geçmış olmasına kar- şın kabuklannı kıramadılar bir türlü. Bir kenara çekilmiş durumdalar. Ne kendı kül- türlenni sürdürüyorlar ne de Avustralya kültürüyle bütünleşıyorlar. Bız önce ken- di kültürlerini benimsetip daha sonra da bü- tünün parçası olma olanağını sunnıak ıs- tıyoruz onlara. Av uitraiy alia çok say ıda der- nek var aslında ama ışierlıklen yok. Der- nek sayısı yenne bu dernekierın etkı ora- nını arttırmak gereklı. Bız bu bağlamda Türk halk muziğınin biltmsel bir şekılde öğretilmesine dayandırıyoruz çalışmala- nmızı. - Topluluk üyeleri hakkında bilgi verir misiniz? '»aşlan 12 ile 64 arasında değışen ara- lannda Aborijin. Şili, Çın. Guatemala ve Avustralyalı profes>onel dansçılann bu- lunduğu 50'nın üzerinde aktıf üyenıiz var. - Repertuvarınız] nasıl belirliyorsunuz? Çoğunlukla TRT Radyosu'nun reper- ruvannı ızlıyoruz. Bırde kendi besteleri- mızden bu repertuvann çizgısiyle örtüşen- len seslendınyoruz. - Yaş ve milliyetier konusundaki çeşitli- lik reperruvannızavegrubunvapısına na- sıl yansıyor? Küçüklerle büyüklerin biraraya gelme- si topluluğu bizim birincil amacımız olan eğitim kurumuna dönüştürüyor. Çocukla- nmız. gençlerimiz bugün artık değerini yitirmekteolan büyüğe saygı. küçüğe sev- gi kavramlannı öğrenıyorlar. Çokuluslu- luk sayesinde de pek çok kültürün değer- leri buluşuyor toplulukta. Gösterilenmizi de Irlanda ve Avustralya'nın geleneksel danslanyla zenginleştiriyoruz. Programla- nmızın sonunda bütün bu kültürel deger- lerin bir arada sunulduğu gösterilere yer ve- nyoruz. Amacımız kesinlikle Avustral- ya'daki Türklerin bir araya geldiği küçük ve kapalı bir topluluk oluşturmak değil. - Son dönemlerde Avustralya'ya göçk- rin artması ve nüftisun çoğalması nedeniy- k bu ülkede de yabancılara yönelik sınır- lamalar getirildiği hatta yabancı düşman- lığınuı kışkırtıldığını duyuyoruz. Bu duru- mu değeıiendirir misiniz? Ulusal Parti bir süre anlamsız demeçler vererek ülkede karşıt kutuplaryaratmak is- tedi. Bızler Türk asıllı da olsak çokuluslu bir ülkede yaşamaktan gurur duyuyoruz. Avustralya'dakı öteki göçmenler için de geçerlı bu. Bu nedenle Ulusal Parti'nin çabalan halk arasında bir etkiye yol açma- dı. tşçi Partisi bu görüşlere gerekü yanıtı en kısa zamanda verdı. Avustralya yapısın- daki hoşgörü ile örnek bir ülke dünyada. Bu nedenle gerici v e ilkel görüşlerin halk aşamasında başanya ulaşması olası değil. ODAK NOKTASI AHMET CEMAL Sanatçı Olmak ya da Olmamak... Konservatuvarda, özellikle son sınıf öğrencıle- rime her yıl vermeye çalıştığım bir öğüt vardır. Şöy- le derim sanat yaşamlarının başlangıcındakı 0 genç insanlara: "Günün birinde bu yola artık devam et- mek istemeyebilirsiniz. Çeşıtli nedenlerle devam edecek gücünüzün kalmadtğtna inanabilirsınız. Maddi anlamda daha iyi biryaşama layık olduğu- nuzudüşünebilirsiniz. 'Ben,rahatetmekistiyorum', diyebilirsiniz. Böyle düşünme ve davranrna öz- güriüğünüze kimse kanşamaz; kimse de yolunu- zu değiştırdiniz diye sizi kınama hakkına sahip de- ğildir... Ama o zaman, tek bir şeyi yapmaya asla hakkınız olmadığını kesinlikle bılın: Hem artık sa- natın yolundan ayrılmak, hem de bir zamanlarki sanatçılığınızı, 0 sanatta artık ılintısiz bıryenı alan- da -örneğin para kazanmak için- kendınıze çıkış noktası almak! Yani hem sanatın yolundan ayrıl- mak, hem de hâlâ sanatçıymış gibı davranmak... Bunu yapmak hakkına kesinlikle sahip değılsınız, çünkü böyle yaptığınız anda hem sanata, hem de o sanatta yetışmekte olanlara ıhanetlenn en bu- yüğünü etmiş olursunuz!" Kimse, bir kez seçtiği yolda sona kadar gitme- ye yargılı değildir. Bir kez sanatçı olmuş bırı de. bu yolun çilelerini sonuna kadar çekmek zorunda de- ğildir. Yolundan dönmek ve alan değıştırmek. og- rencilerime de söyledığim gıbı, bütünüyle onun özgürlük alanına giren, başka hiç kımseye de bu yüzden onu kınama hakkı vermeyecek bir karar- dır. Ama bir tek koşulla! Artık kendıni hâlâ "sanatçı" diye tanıtmaması, bir zamanlarki sanatçılığı üzerine oynamaması ko- şuluyla! Hemen olası bir soru: Peki ama, sanatçı sürek- li sıkıntı çekmek zorunda mıdır? Değildir elbet. Keşke hiç çekmese. Ama bılinen çileler ve sıkıntılar, sanat tarihinın başından bu ya- na sanatçılığın hep beraberinde getirdiğı gerçek- lerdir. Başka deyişle hemen butün gerçek sanat- çılar, yollannı hep bir şeylen -hem de ne yaman şey- lerü- göze alarak ve hep bir şeyler, çok şeyler pa- hasına sürdürebilmişlerdir. Peki yok mudur bunun seçeneğı? Vardır elbet. O yoldan dönmek. Sanatçılığı, sanatını bir yana bırakmak. Ama ondan sonra, yeni bir alanda "sanatçı" ge- çinmeye de kalkmamak! Şöyle beş, on yılda bir kendi sanatının vıtnnle- rinde de görünüp, kalan bütün zamanını bol para getiren alanlara ayınrken, bu kadarını bir zaman- larki sanatının manevi nimetleri üzerinde hak id- dia etmek için yeterli görmemek! Sanat adına, "Sanatımı devam ettirebılmek ıçın başka islerden para kazanmak zorundayım!" ya- lanını söylememek. Ve en kötüsu, zamanla bu ya- lana kendisini de inandırmamak! Peki, nedir bütün bunlar! Bunlar, adına sanatın ve sanatçının ahlakı dedi- ğimiz şeyin variığını ya da yokluğunu belirteyen şey- lerdir. Genel ahlak gibi, bu ahlak da ya vardır, ya yok- tur. "Birazı", söz konusu bile değildir! Evet, sizler, özgürce sanatı bırakıp reklamların ya da başkaca uğraş alanlarının vitrinlerini seçen- ler, böylece elde ettiğiniz bütün parasal nımetler- den güle güle yararlanın. Yüzme havuzlu yazlıkla- rınızda, lüks kışlıklarınızda güle güle oturun. Ama sanat yollanna binbir çıleyle devam eden- lerin yüzlerine baka baka hâlâ sanatçılığınızdan, he- le hele bu yaptıklannızın da sanat sayıldığından sa- kın söz etmeyin! "Gerçek nedir" diye sormuşlar bılgeye. "Hiçbir yalanı kaldırmayan şey" karşılığını ver- miş. Tıpkı sanat gibi... Edeöiyatçılar Derneği Genel Başkanlığı'na Şükrü Erbaş getipildi • ANKARA(AA)- Edebıyatçılar Derneği 6. Olağan Genel Kurulu Genel Başkanlığf na Şükrü Erbaş seçildi. Edebıyatçılar Derneği'nden yapılan açıklamada. Dernek genel yönetim kurulunun yaptığı ilk toplantıda Genel Başkanlığa $ükrü Erbaş. Başkan Yardımcılığma Hüseyin Atabaş, Genel Sekreterlığe Özgen Seçkın. Genel Saymanlığa Selma Ağabeyoğlu. Genel Sekreter Yardımcılığma ise Hüseyin Şahın'ın getınldığı belirtıldı Ara Güler Rekiamcılar Derneği'nde •Kültür Senisi - Reklamcılar Derneğf nin bahçesinde düzenlenen 'Ustalarla Sohbet Toplantısı'nın bu sezon ilk konuğu Ara Güler Bugün saat 19.00'da gerçekleştırilecek olan 'Fotoğraf, Fotoğraf ve Reklam' konulu sohbete. reklam sektöründen isimler de katılacak Toplantı. Reklamcılar Derneği Yıldız Çiçeği Sok. No:19 Etıler adresinde gerçeklestirilecek. Gençlîk Kltabevi Öykii Yarışması •KüJtür Servisi - Gençlık Kıtabevinin 50. Kuruluş yılında başlattıgı öykü yanşmasının bu yıl beşincisi gerçekleştiriliyor. Gençleri edebiyata özendırme ve onlan ödüllendirerek yüreklendırme amacıvla düzenlenen 'Gençlik Kitabevı Ödül!eri-Öykü'98" yanşması, 30 yaşını aşmamış tüm amatör v e profesyonel yazarlara açık. Fendun Andaç, Mustafa Özyalçıner. Muzaffer Uyguner ve Doğan Dancfdan oluşan seçici kurulun değerlendirmesıyle birinciye 60.000.000, ikinciye 40.000.000, üçüncüve 20.000.000 lıraödül verilecek. Yarışmaya katılmak için 3 öykü ile 1 özgeçmiş yazısı (6'şar nüsha halinde) 31 Ağustos tarihine dek göndenlecek. Sonuçlar, kasım ayı ortalannda düzenlenen bir törenle açıklanacak ve başanlı öyküler kitaplaştınlacak. Bilgı ıçın: Vlühürdar Caddesı No: 68 Kadıköy - Istanbul Tel: (0216)336 30 17, web:www.gençlik.com. BUGUN • AKSANAT'ta 12.30 ve 19.00 saatlennde vıdeodan Alberta Hunter'ın caz konsen ızlenebılır • tFSAK'ta saat 19.30'da Ufuk M. Duygun'un konuk olarak katılacağı 'Fotoğrafçı Gözüyle Bir Di Capri Filmi Bisiklet Hırsızlan' başlıklı dia destekli söyleşi ve film gösterimi izlenebilir. • BORUSAN KÜLTLR VE SAJNAT MERKEZl'nde saat 17.30'da video'dan 'Bach, Yaşamı ve Müziği' başlıklı belgesel ızlenebılır.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear