23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 31 TEMMUZ 1998 CUI 14 KULTUR Kültür Bakanı İstemihan Talay, DT Genel Müdürü Bozkurt Kuruç'un iznini uzattı Bakan, Kuraç'u göreve başlatmadı MIRDAN CİHANŞÜMUL De\let Tıyatrolarrnda Genel Müdür Bozkurt Kuruç'un göre\ den alınması yö- nündekı iddialanyogunlaşırken, Kuruç'un çarşamba günü bıten yıllık ıznı, Kültür Bakanlıgı tarafindan "önceki talebi" doğ- rultusunda uzatıldı. Çarşamba günü göre- vine başlaması beklenen Kuruç'un yıllık izni, bakanlık tarafindan daha önceki ta- lebi göz önüne alınarak 30 Ağustos 1998'e kadar uzatıldı. Kendisine bildirilmesine rağmen 27 Temmuz'da tiyatrodaki maka- mına gelen Genel Müdür Kuruç, bakanlı- ğa iznini keserek görevine başlamak iste- diğinı bildiren dilekçe verdi. Ancak bu ta- lebı. Kültür Bakanı İstemihan Talay tara- findan uy gun görülmeyen Kuruç, göreve başlatılmadı. Deviet Tıyatrolan Genel Müdürü Boz- kurt Kuruç. görevden alınacağı yönünde- kı ıddıalann gündeme gelmesinın ardından, yıllık izne aynlmıştı. Dev letTiyatrolan Ge- nel Müdürü Bozkurt Kuruç'un adına Mus- tafa Nuri Güler vekâlet ederken Sanat Yönetim Kurulu kararlan ile gerçekleştirilen yeniden yapılanmada: lstanbul. Ankara, lzmır. Bursa. Adana, Trabzon. Antalya ve Konva De\ let Tiyatrolan müdürlerini gö- re\ lerınden alındı. Buna göre Ankara Dev- let Tıyatrosu Müdürü Tansu Aytar'ın ye- nne Şahap Sayügan. lstanbul Dev let Tiyat- rosu Müdürü Osman VVöber"in yerine Nes- rin Kazankava. tzmir De\let Tiyatrosu Müdürü Önder Alkun'ın yerine Mahmut Gökgöz. Bursa De\ let Tiyatrosu Müdürü Emin Gümüşkaya'nın yerine Sefim Güra- ta. Adana De\ let Tiyatrosu Müdürü Mus- tafa Kurt'un yerine Yunus Emre Bozdo- ğan. Trabzon Devlet Tiyatrosu Müdürü L. Burak Karaman'ın yerine Canberk Uçu- cu. Diyarbakır Devlet Tiyatrosu Müdürü LeventŞenbay' ın yenne Harun Özer, An- talya Devlet Tiyatrosu Müdürü ZaferKa- yaokay' ın yerine DefheSezer. Konya Dev- let Tiyatrosu Müdürü Adnan Erbaş'ın ye- rine de Bahadır Özyurt getinldi. Sanat Teknık Müdürü Vekilliği'ne Su- arŞeylan.Personel ve Eğitım Dairesi Baş- kanvekıllığı'ne CebrailÖzdemir, Başdra- maturgluğa ise Füruzan Tercan atandı. Deviet Tiyatrolan müdürlerine "görev- ierine son verfldiğiııi'' bildiren yazılarda "Sanatçdığınıza devam etnıek kaydıyla, müdürlük göre\inden alındınız. HizmerJe- rinize teşekkür ederiz" ıfadesı yer alıyor- du. Değişıkliklenn bu kadarla da kalmaya- cağı ileri sürüldü. Devlet Tiyatrolan Baş- rejisörü ErginOrbev - in yenne ErhanGök- gûcü atandı. Müdür yardımcılığı görevi- ne de Rahmi Diliigü getirildı. Kulislerde Bozkurt Kuruç'un >erine Rahmi Dilligil'in genel müdür olacağı söylentileri dolaşır- ken, Rahmi Dilligil konuyla ilgili sorula- nmıza, "BusorulanTanıerLevent'esorun. genel müdür adayı ben değUim" biçimın- deyanıt \erdı. Yasalara göre genel müdürlük görevini vekâleten yürüten bir kışinın. atama ve gö- rev değişiklıği yapma yetkısi yok. Peki, 'öreve başlamak için dilekçe veren DT Genel Müdürü Bozkurt Kuruç'un iznini, Bakan Talay 'önceki talebi' doğrultusunda ağustos sonuna dek uzattı. Görevden alınan sekiz tiyatro müdürü de kendilerine açıklama yapılmamasını kınıyor. Mustafa Nuri Güler bu yetkıyi nereden al- dı? Kültür Bakanlığı'nın konuyla bir ilgı- si var mı? Mustafa Nun Güler yeni bölge müdürlerini neye göre belirledi? Görevlennden alınan bölge müdürleri. kendilerine niçin göre\ lerinden alındıkla- nna dair bir açıklama yapılmamasını kı- myor. 'Kurumun özerkliği yara ahyor* lzmir Devlet Tiyatrosu'ndan yapılan açıklamada, Mustafa Nuri Güler'ın imza- sıyla bu mektubun ellerine geçtigi. ancak bunun ne kadar "yasaT olduğu konusun- da bir bilgileri olmadığı söylendi. A>Tica bu tür atamalarla Devlet Tiyatrolan'nın yara aldığı v urgulandı. TOBAV Genel Miidürü Tamer Levent ise Devlet Tiyatrolan'nın Türkıye'de laık, demokrat cumhuriyet insanınm kimliğini oluşturmak için kurulduğuna dıkkat çeke- rek bu oluşumun, tiyatro kültürünün yay- gınlaştınlmasıy la doğru orantılı olduğunu söyledi. Tiyatro kültürünü yaygınlaştır- mak için sadece sahnede oyun sergileme- nin yeterli olmayacağını savunan Tamer Le- vent, "Neden oyun sergilendiğinin kültü- rünü de tanıtmak, yavgınlaşnmıak. toptu- mun tiyatroyu vazgeçilmez bir demokrasi kültürü olarak görmesini sağlanıak gere- kir. Bu nedenletiyatro> önetimi önemli so- runıluluklar gerekririr" dedı. 701ı yıllar- dan ıtıbaren. siyasi iktidarlann devletten doğrudan doğruya ödenek alan Dev let Ti- yatrolan'na müdahale etmeyı. kendi siya- sal düşünceleri açısından hak olarak gör- meye başlamalanndan yakman Levent. bu konuda Devlet Tiyatrolan genel müdürle- rini suçladı. Devlet Tiyatrolan genel mü- dürlerinin birçok konuda taviz vermesi, çeşitli oyunlan kaldınnası, bakan istediği için 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü'nde Tiyatro Bildirisi'nin okunmamasıyla sı- yasetin tiyatroya müdahalesine olanak sağ- landığını \urgulayan Levent şunlan söy- ledi: "Tîyatrovu tiyatro kültürüyle yönet- mekyerineentrika ile>önetmekakıllılıkola- rak gösterilmekistendi. Dev let Tîyatrosu da Türkti>atrosuda bu rurumlardan aşın za- rar gördü. Bu yüzden doğru tiyatro kültü- rü, doğru kkrecüer geiişemedl Bugün Tür- kiyeti>atrosu geldiği noktada bir yeniden yapılanma gervksininıi içinde. Ancak bu ye- niden yapuanmav ı sağlayacak tiyatrocula- ra ihti)aç var. Tivatroyu en ivitivatrocular bilir. Ovsa bugün eksiklerimiz \ar. Ama bu eksiklikleri bilerek. tahlil ederek, Türk tivatrosunu veniden Türkiye insanınm de- mokrat,laikkimliğini oluşturacak duruma getirmek gereklL Eskij anlışlann tekrarian- ması gibi gelivor tünı bu olanlar. Dev let TV- yatrolan'nda tayin ve atamalann seçimle olmasını istiyoruz. Ancak biz bu seçimi eği- tim gibi > apmak istivorduk. Kurunuımuz- da senelerce sahne amirliği vapmış bir ar- kadaşımız genel müdürlüğe \ekâlet ediyor, tavin ve atanıalar onun imzasıvia \apılı- yor.Gecen dönem seçimlerinde kurum için- de sadece sanatçıların ov kuUanmasını se- çimi kav bettikten sonra sav unmava başla- >an grup ise onun imzasıvia tavin ve ata- rnalarsonucugörev alıvor. Yanivanlış,\ an- lış üstüne>apılıyor. Kurumun özerkliği sü- rekli v ara alıyor. Ne ekerseniz onu biçersi- niz. Şu anda bir _>anlışı kaldırmak için baş- ka vanlışlar vapıldığı kanısındavım."' Görevden alınan lstanbul De\ let Tiyat- rosu Müdürü Osman VYöber de bu konu- da kendisine hiçbir açıklama yapılmadığı- nı, ancak müdürlük görev inin bir nöbet değişimi olduğunu belirtti. \\'öber. yerine atanan Nesrin Kazankaya'nın bu konuda yeterli bulunduğunu söyleverek "Bizim, scyirci sayısının artması. İnternet kullanı- mı konusunda vaptığunızşevleridevanı et- tireceğini unıuvorum" dedı. Yapılan ışle- mın nezaket kurallanna aykın olduğu için üzüldüğünü vurgulayan VVöber. durumu Bozkurt Kuruç'un alt kadrosunu temizle- me operasyonu olarak degerlendirdi. "Bir sanatçuun asıl işi sahnededir'" diyen \Vö- ber şunlan sövledı: "Müdürlük yalnızcabir unvan ve oldukça da vorucu bir iş. tstan- bul Dev letTîvatrosu, Dev letTivatrolan'nın bir vitrini. Bunun böv le dev am ettirilmesi- ni istiyoruz. Ancak vaptlan iş nezaket ku- rallanna av kın. Böv le bir şev. bunu vapan arkadaşlann da başına gelebilir." McCartney hayvanlar için savaşıyor Kültür Servisi - Sır Paul McCartney, eşi Linda'nın ölümünün ardından hayvan hakla- n savunuculuğunun meşalesıni üstlendi. Sanat- çı verdıği konserlerdeki ses şiddetinden çok da- ha vüksek ses şiddetine maruz bırakılarak sa- ğır edılen maymunlar için mücadele ediyor. Linda'nın hayvan haklan konusundaki mü- cadelesini sürdürme karan alan McCartney ılk olarak Kalifomıya Üniversitesi Rektörü'ne oldukça ağır bir mektup yazarak sağırlığın te- dav isi için maymunlar üzerinde uygulanan de- neylere son verilmesini istedi. Üniversitedeki bilim adamlan 6 maymunu bir uçağm kalkış anında çıkardığı sesten de yüksek olan 140 desibellik ses şiddetine maruz bırakıyorlar. Bi- lim adamları bu oranm ma\Tnunlan sağır bı- rakabileceğini, hatta öldürebüeceğini kabul ediyorlar. Ote yandan bu deneylerin yüksek se- se maruz kaldıktan sonra duyma yetisini yiti- ren insanlar için bir umut vaat ettiği söyleni- yor. McCartnev. teknolojik olarak bu derece ge- lişmiş ve doğanın. başka türlerin ihtiyaçlan konusunda yeterli bılınce erişılmiş bir dünya- da havvanlann böyle bir şıddete maruz bu^a- kılmasırun kabul edılemeyeceğinı belırtıv or. Sa- natçı aynca maymunlann uyuşuırulmasının ve sağır olarak uyanana dek hiçbir şey hisset- memelerinın bir tesellı olamayacağını vurgu- lu>or. Paul McCartney. dünv a üzerinde 600 bin üye- si bulunan \ e havvanlara iyı dav ranılmasını ön- gören PETA Vakfı adına yazdığı mektupta şu sözlere yer \enyor: "Size ve deney vapan bi- lim adamlanna, insanlık adına bilgi toplamak için hav\anlara işkence etnıekten daha başka voüann da olduğunu hatuiatmak isterinı." Ha\ \ ansev er demekJerin bılgisi dışında ger- çekleştınlen deneyler ıkı bilim adamının San Francısco'daki bir dükkânda 145 desibel ses çıkarabilen bir alet ıstemelerıvle ortaya çıktı. Dükkânın sahibı Radlev Hirsch. sirür uzmanı olan bilim adamlanna böyle bir aleti ne yapa- caklannı sorduğunda. bu aletin maymunlarda işitme bozukluğu \aratmak için kullanılacağı yanıtını aldı. Duvduklarına inanamadığını belirten satı- cı. bilim adamlanna böv le bir aleti olsa bile on- lara satmay acağını söv ledi ve derhal dükkânı- nı terk etmelerini istedi. a>\ anlann dört saat boyunca maruz bırakjl- dıklan ses şıddetı 140 desibeli aşarken rock kon- serlerinın ortalama şıddetı 100 desibeli, bir Concorde'un kalkış sırasındaki sesi de 120 desibeli geçmivor. Ünıversıteden vapılan açıkJamada ise in- sanlarla maymunlann işitme sistemleri ara- sındaki benzerlık nedeniyle böyle bir yola baş- vurulduğu ve araştırmalar sonunda beynin yükses şiddetli ses karşısında nasıl bir değişi- me uğradığını, bu nedenle ortaya çıkan sorun- lann nasıl çözülebileceğinin bulunacağı söy- leniyor. Bılım adamlannm tek mazereti hay- v anlann uyuşturulması ve sese maruz bırakı- 'ırken bir şey hıssetmemeleri. Londra'dayeraltı savaşı sinemada Kültür Servisi - Yatırımcılar şimdi de başrollerinde Rik Mayall ve Sean Maguire'ın oynayacaklan yeni filme 1000 pound koyuyorlar. Gerçek olaylardan yola çıkılarak sinemaya aktanlan 'Out of Depth, ısimli fılm 1990'larda güney Londra'daki gangster çeteleri arasında geçen yeraltı savaşını anlatıyor. 'Outh of Depth ın tüyler ürpertıci bir gerilim filmi olacağı göyleniyor. Bütçeyi yükseltmeye çalışan yapım şirketi Steon Films; filmin, lngiliz sinemasının son yıllardaki ağır topları "Dört Nikâh Bir Cenaze' ve Anadan Doğma Çıplak' kadar başanlı olacağını umuvorlar. Out of Dept, beklenen ba^arıya ulaşırsa, yatınmcılar da kârdan belli bir pay alacaklar. Ayrıca yatınmcılann fılm setini ziyaret etmek ve özel gösterime katılmak gibi haklan da olacak. Yatınmcılar filme olan katkılan karşılığında yüzde 20 vergi ındıriminden de yararlanacaklar. Filmin başrol oyunculanndan Mayall, bir süre önce geçirdiğı trafik kazası nedeniv le tedavi gördüğünden. filmin çekimlerine ekim aymda başlanacak. Amerikan yaymcılığmtia ağr okıM çantatanna son verecek l devpim' Bir efltte on kitap • Roket Kitap yanm kilodan daha hafif, hesap makınesinden biraz daha büyük ve pille çalışıyor. Yazı karakterini büyütüp küçültmek de mümkün, aynca bir de sözlüğü var. Kültür Servisi - Elektronık kitap kısa bir süre sonra Amerika'da pıyasaya çıkıyor. Klasik kita- bın yerini hemen alamasa da teknolojinin bu son mucizesinin geçici bir macera olarak kalmayaca- ğı da kesin. Bilgısayarmouse'unun yaratıcısı JimSachs. "Kı- sasürede>avgınlaşacağına eminim" diy or elektronık kitap için, "Kitabı de- ğjşik biçim, değişik büyük- lük ve değişik renkierde sa- tacağız". Bir kilodan az çe- ken ve hafızasındaki kitap- lan okuyabilmenin yanı sı- ra çeşitli kataloglara gırme şansı veren Softbook eylülde satışa sunuluyor. Softbook. şimdiden piyasadaki rekabetı hızlan- dırmışa benziyor. Sonbaharda Softbook satışa çıktıktan hemen sonra, uzay kitabı olarak anılan 'Roket Kitap' da (Rocket Book) tüketicinin be- ğenisine sunulacak. Roket Kitap, Nuvomedia fir- ması tarafindan üretiliyor. "Tatile giderken yanıma en az 5-6 kitap alınm" diyor Nuvomedia'nın müdürü Martin Eberhart "Ama bu kitaplar banulumdaçokfazla ağuiık va- par. Roket Kitap'la tekcilt içinde 10 kitabı yanım- da taşunam mümkün olacak. Aynca ucakta her- kes televizv«n izlerkenya da vatakta karim vanım- da uyurken bile kitabınu okuvabileceğim" Elektronik kitabı, bilimsel bir fantezi olmak- tan çıkanp somut bir ürün olarak okura sunma atı- lımı bu yıl gerçekleştirilmiş. Softbook'un ardın- da üç yayıncılık devinin desteği var Sımon & Shus- ter, Alberto VTtale tarafindan yönetilen Random House ve Robert Murdoch'un sahibi olduğu Har- perCollins. Nuvomedıa'nin buluşu uzay kitabı- na yatınm yapan fınnalar ise dünyanın en büyük kitapçılar zinciri Barnes & NoMes ve Bertels- mann. Bames & Nobles'in patronu Steve Riggio ko- nuyla ilgili görüşlerini şöyle dile getiriyor: "Ba- sılmış bir kitabı elektronik hak getirmenin mali- yeti çok düşük. Kısa bir süre içinde miNonlarca kitap elektronik bicimleriyle sauşa çıkanlacak- Yeni uygulama pratik kullanımda okurlar için büyük avantajlar sağlayacak. Roket Kitap yanm kilodan daha hafif, hesap makinesinden biraz da- ha büyük ve pille çalışıyor. Gerektiği zaman ya- zı karakterini büyütüp küçültmek de okurun ko- mutası altında. Kitabın hafizasında bir de sözlük bulunabilecek. Kitap satın almak isteyen okur, ken- di kişisel bilgisayan aracılığıyla tnternet'e bağ- lanıp büyük kıtabevlerine sipariş verebilecek. Softbook'a ulaşmak isteyen okurun da he- nüz tamamlanma- mış olan zengın katalogdan se- çimini yapıp birkaç dakika ıçınde ekranda istediği yapıt- la buluşması mümkün olacak. Yaymcılar, tüm teknolojik ürünler gibi ilk elekt- ronik kıtaplann fıyatının da oldukça yüksek ola- cağma ve satışlann temposunun düşeceğine, an- cak fiyat şoku atlatıldıktan ve yenıliklere alışıl- dıktan sonra geniş bir tüketici kitlesi tarafindan benımseneceğine inanıyorlar. Sachs. Softbook'un özellıkle de teknik ve bı- lımsel araştırmalar yapan kişiler için çok kulla- nışlı olacağını söylüyor \ e ekliyor: "Fiyatiardüş- tüğü zaman Softbook savesinde öğrendler daha hafif çantalarla okula gideceklcr." "Gutenberg zamanında başlayan ldtap serüve- ninin sonuna mı gddik" dıye bir soru geliyor in- sanın aklına. Seattle'da bulunan ve kütüphane kültürünün korunmasmdan sorumlu kitap merke- zinın yöneticisı Chris Higashi, "Geleneksel kitap her zaman bizimle kalacak" sözlenyle yanıt ve- riyor bu soruya, "Elektronik kıtaplann, saf oku- ma zevldnin yerini alabileceğine inanmıyorum" Zaten hem Sachs hem de Eberhart, buluşlarımn eskı kitabın yennı almasını beklemedıklerini be- lirtiyorlar: "Tek isteğimiz, yeni bir pazar açmak." Türk sinemasının sorunlan tartışıldı Kültür Servisi-Türk sine- masının sorunlan önceki gün İstanbul 'da Kültür Bakanı ts- temihanTalay ile sinema sek- törünün temsilcilerinin ka- tıldıklan bir toplantıda tartı- şıldı. Topkapı Sarayı'nda ger- çekleştirilen toplantıya, SE- SAM (Sinema Eserleri Sahip- leri Meslek Birliği), Fİ- YAP(Fılm Yapımcılan Der- neği), SODER (Sinema Oyuncuları Derneği) ve FÎLMYÖN (Film Yönetmen- leri Derneği) gibi sinema ör- gütlerinin temsilcilerinin y a- nı sıra Türk sinemasının ün- lü isimlerinden Tanju Gür- su. Anf \ilmaz, Sabahattin Çetin, Ahmet L'ğurlu da ka- tıldı. Toplantıda, iki y ıldır sı- nemacılarla Kültür Bakanlı- ğı arasında gerilen ilişkile- rin yeniden düzetılmesi ıçın çabaharcandı. Sektörtemsil- cileri. yüzde 10'luk rüsumla ilgili isteklerini tekrar günde- me getirerek Kültür Bakanı Talay'dan RTÜK'le ilgili ta- lepleri konusunda aracılık et- mesini istedıler. İstemihan Talay, toplantıda. rüsumun bir önerge ile gündeme geti- rileceğı sözünü verirken Ma- liye Bakanlıgı ile bu konuda anlaşmaya vardıklarını da vurguladı. Sınemacıların bir araya geldiği toplantıda, yetersız olan sinema fonu için yeni bir kaynak bulunması da isten- di. Sektörtemsilcilerinin, top- lantıda sinema fonunun yal- nızca yüzde 30'unun kulla- nılabilmesine neden olan ha- vuzdan çıkanlması gerekti- ğtnı de belirttiklen bildırildı. Kültür Bakanı Talay"ın Tanıt- ma Fonu'ndan Sinema Fo- nu'na kaynak aktanhnası ve Hazıne'den de bu konuda yar- dım alınması yönünde giri- şımdebulunacağını söyledi- ği kaydedildi. Talay'ın. sek- tör temsilcilerinin özel rad- yo ve televizyon kuruluşla- nnın brüt reklam gelirlerin- den yüzde 5'lik pay alan RTÜK'ten para alınması yö- nündeki istemine de ılımlı baktığı öğrenildi. Bu konu- da, ey lül ayında RTÜK, özel telev izy onlar. TRT v e bakan- lık yetkılilerının katılacağı bir toplantı düzenlenmesi gündeme geldi. Toplantıda, ay rıca yerli ve yabancı sınemalara uygula- nan y üzde 10 oranındaki rü- sumun belediyelerden alı- narak Sinema Fonu'na ak- tanlnıası yönünde. TBMM'de Mahallı tdareler Reform Ya- sa Tasansı'nın görüşülmesi sırasında bir önerge verilme- si planlandı. Bakan Talay. bunun ger- çekleşmemesi durumunda 1999 bütçe görüşmeleri sıra- sında sinemadan rüsumun kaldırılması yönünde tekrar girişimde bulunacaklannı bil- dirdı. \ r önetmen Atıf Yılmaz. toplantının gayet olumlu bir havada geçtiğini söylerken Kültür Bakanı İstemihan Ta- lay'ın kendılenne her konu- da y ardımcı olacağı sözünü verdiğini belirtti. istemihan Talay, sinemacılann siyasile- re ısteklennı belirterek bas- kı oluşturmaları gerektiğini de söyledi. Kültür Bakanlı- gı tarafindan düzenlenen top- lantı . küskünlüklerin ortadan kaldınlması için olumlu adım oldu. YAZI ODASI SELİM tLERİ Bu Şiir Benimle Yaşıt Elli yıla çok yakın bir zaman. Varlık dergisinin, 1 ^ yıs 1949 tarihli, 346. sayısı. Behçet Necatigi "Boşluk" şiiri. Bu şiiri Necatigil nerede yazdı? Günlefden ha gündü? Şiir bir çırpıda kendini söyledi mi? Yol günler haftalar mı gizli ardında? "Bu kuytu sokaktan geçmek/Nerden aklıma ç dil Günlerden pazardı/Güzel günlerden bih." Günlerden sahiden pazar mıydı? Pazarlan sevmem. Cumaları cumartesinin haya le yaşarım. Cumartesileri çoğu kez bir hayal kınl- olup çıkar. Pazar hem küskündür, hem hafta so nun bittiğini haber verir. Kuytu sokak, Istanbul'un sokaklarından mı? I nüz otuz üç yaşındaki şair, şiirdeki sokaktan ge gidiyor. Fakat geçip gitmemiş de olabilir. Şiir1erd< öykülerdeki, romanlardaki, oyunlardaki sokaklar' lan' sokaklar olabilir. Yıne de lstanbul. lstanbul olmalı: "Pencerede oturan kız/EIİ alnına dayalı/lçi sık du/Çalışan kızlardan olmalı." 'Çalışan'... Ancak büyük kentlerde söz konusu lebilir o yıllarda çalışan kızlar. Biraz da şiirin iç düzenine eğilirsek; uyak anla> nı Necatigil'in nasıl yalınlaştırdığını, bir yandan uyak alışkanlığını nasıl kırmakta olduğunu yakalc Şairler, artık yeni bir şiire yönelmektedirler. Şiir ölç dü, uyaktı dememekte, bağımsızlığını aramaya yulmakta... Necatigil'in pencerede gördüğü kız, gerçek izler se, kimdi, kaç yaşındaydı, şimdi yaşıyor mu, yaşrç sa hayat hikâyesi hangi dönemeçte? Böylesi sorular bazen sizi boğabilir. Bir romar bir öyküde karşınıza çıkan kişi... Ya gerçekse?! mancı onu görmüşse; hikâyeci, figüran kıldığı ki: gerçek yaşamda rastlamışsa... Kimdi. Sonraki ı cerası ne oldu? "Yüzüne saçlan gibiyaymış kederi/Seyrediyor Sokaktan geçenleh." Şimdi birken... Şimdi birdenbire ve o sokaktan çenlerle... Sokaktan geçiyorlardı. Her birinin sev leri, ümitleri, heyecanlan vardı, her birinin üzünt ri, yaslan, erinçsizlikleri. Bir dize onlan o halleriyle c durdu, benim şimdiki 'okuma zamanı'ma bıraktı Sonra 'bir'e dönünce, onun kederi, yüzünden c nan kederi. Umudu mu yok yanndan? Elli yıl ör sinin Istanbul'unda çalışan bir genç kız. Beklen rini düşünmeli. Ülküsü yok. Hem "boşluk" daha ramsar dizelere açılacak: "Pencerede oturan kız/Gözlenndeyorgunluğu bezginlik İçinde/Gün bitmek bilmiyordu." O gün neler yaşandı? Kız kaçta kalktı? Evlerir kötü gözümüzün önüne getirebiliriz de, yaşama zenlerini iyi kötü kurabiliriz de, duygulanım karş za çıkar çıkmaz tökezleyip kalınz. Bütün gün n geçti aklından çalışan kızın? "Dönmüş evdekilere sırtını/Omuzlannda bir gibi/ Dünyanın yalnızlığı. "Pencerede oturan kız/Hep böyledirpazarlanv şamı bekler/EIİ alnına dayalı." Böylece bu şiir, ur sız bir genç kızdan yurdun çalışan insanına açılıı onun bezgin dünyası% sçsstz bir çığlığadönüşfc ken belki de daha güzel bir yarını özlüyordu. Geçen onca zaman "Boşluk"tan hiçbir şeyi 'a tememiş.' Yıne pazar günleri, yine kuytu sokakla ne dünyanın yalnızlığını taşıyan kız. O sanki once mandır pencere önünde. O sanki... Behçet Necatigil büyük bir şairdi. Toplumsal vı reysel dünyalardan süzdüğü şiirinde alabildiğim çakgönüllü söyleyişini ölünceye kadar korudu. "£ luk", onun en unutulmaz şiirleri arasında geçm Ne var ki unutulmaz bir şiir. Yalınlığı, günümüze: lenirliği, duyumsal gücü adeta ürkütüyor okuru. Şehrin birçok kuytu sokağında pazar günleri, le şu yaz zamanı, pencerelere bakınız! Takvimde h Bırakan: "(Behçet Necatigil'in) Şiirleri güzel insanlan cettirken, durmadan çirkinleşen toplumsalilişkiler ler önüne seren, kötülüklerin ipliğini pazara çıka ama kimseye acı vermek istemediği için, kendi ı dinin üstüne kapanan patlamalargibiydi." Memel at, Çağdaş Türk Şiiri Antolojisi, Adam Yayınlan, 1' KKTC'li sanatçıların teşekkür sengisi İstanbulda açılacak • Kültür Servisi - KKTC'li sanatçılar, balonla s taşıma prejesine sanatsal teşekkür için Istanbul'c bir sergi düzenleyecekler. Yakındoğu Üniversitesi'yle KKTC Plastik Sanatlar Derneği tarafindan düzenlenen sergi, bugün KKTC Başbakanı Derviş Eroğlu tarafindan açılacak. St daha sonra. Halaskargazi Caddesi'ndeki Istanbı Temsilciliği'nde de gezilebilecek. Yazar Zbignievv Herbert öldii • Kültür Servisi - Polonyalı yazar Zbignievv 73 yaşında yaşamını yitirdi. 1991 yılındaNobel Öd kazanan yazar, 1974 yılında yazdığı "Pan Cogit (Mr. Cogito) adlı kitabıyla ünlendi. Herbert'in a Polonya'da Czelavv Milosz ve VVislavva Szymboı gibi çağdaş şairlerle birlikte amlıyordu. K Ü L T Ü R 0 Ç İ Z t K Â M İ L M A S A R A < r \
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear