23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 17TEMMUZ1998CUM/ 12 KULTUR Özgün bir söylem biçimi oluşturan îskender Yediler'in son kişisel sergisi Münih'te açıldı Heykelin değîşen dilinde arayış NECMİ SÖNMEZ MÜNÎH - Çalışmalannı Köln ken- tinde sürdüren İskender Yediler'in son kişisel sergisi, Münih'te GalerieKatia Rid'de açıldı. Sergi davetiyesinde sa- natçıy ı Istanbul 'da yükleme yapan "Ta- taria" ısimli bir geminin önünde gös- teren bir resmın yer ald'ğı sergide. Ye- diler" ın 1989'da yaptığı "FayansTakıni Elbise" isimli çalışmasından 1998'de Alu-dipond malzemesi üzenne serigra- fı tekniğiyle bastığı "Çiçekler"ıne dek neredeyse on yıllık bir zaman dilimine yayılan değişik karakterlı işler yer alı- yor. Sergivi ele almadan önce, 198O'lı yıllardagiderekilginçbirkimlikkaza- nan Çağdaş Alman Sanaü içinde ko- numlanan eğılimler gösteren sanatçı- nın. gerek oluşturduğu "kara mizaha" dayalı anlatım tarzıyla gerekse yeni malzemeler ve yeni anlatım biçimleri oluşturmada önemli bir çaba göstere- rek "uluslararası sanat karakterine" paralel, özgün bir söylem biçimi oluş- turduğunu belirtmekte yarar var. Şişme heykeüer 1990"lardan itibaren geliştirdiği özel bir teknıkle PVC ya da plastık alışve- riş torbalarından "şişme heykeller" üreten sanatçının. sergide 1996 tarihli iki adet bu tarzda ışi yer alıyor. Galeri- nın ılk odasında yer alan "İsimsiz" (Madein Ehrenfetd) şişme heykelı. bir- birınin içine dolanmış 10 cm. çapmda. 20 metre uzunluğunda bir çalışma. Ayağımzla bir düğmeye bastığınızda özel bir motorun yardımıyla şişmeye başlayan heykelin içi tamamen hava dolduktan sonra gerçek şeklini alıyor. Çöp torbalannın birbırine yapıştınl- masıyla oluşturulmuş bu heykelde göz- lemlenen "formlandırma çabası" bir yanda yeni anlatım olanaklan arayan çagdaş heykel sanatı içinde, öte yanda ise kara mızaha dayalı toplumsal eleş- tiri yönünde yorumlanabılecek olan çok boyutlu "hybrid" bir karaktere sa- hıp. Daha heykelin isminden başlaya- rak değerlendirme yapmaya başlamak mümkün. Ehrenfeld, Köln'de genellik- A. 990'lardan itibaren geliştirdiği özel bir teknikle PVC ya da plastik ahşveriş torbalarından "şişme heykeller" üreten sanatçının, sergide 1996 tarihli iki adet bu tarzda işi yer alıyor. Çöp torbalannın birbirine yapıştınlmasıyla oluşturulmuş bu heykelde gözlemlenen "formlandırma çabası" bir yanda yeni anlatım olanaklan arayan çağdaş heykel sanatı içinde, öte yanda ise kara mizaha dayalı toplumsal eleştiri yönünde. le Türklerin oturduğu, harta küçük çap- lı bir gettonun kurulduğu bir semt. Eh- renfeld-Estetiği dive nitelendirilebile- cek olan bir olgudan, yaban göçmen kültüründen söz açmak mümkün. Ama belirtmek gerekır ki. Yediler bu tür de- rin araştırmalara ginneden "kendi ka- fasındaki" heykelleri gerçekleştiriyor. ama bıçak keskınliğindeki kara mizah duygusunu bir an elınden bırakmaksı- zın. Öbür şişme heykel ise "Anthurie". Almanya'da mezarlık çiçeği olarak bi- linen bu çıçegın san uzun bir başlığı var. Heykei şişip indiğinde penisi an- dıran hareketler yapan bu san başlık, kısa bir süre sonra izleyicileri kahkaha atacak kadar neşelendirebiliyor. Et yiyen çiçek motifleri Son iki yıldan beri biigisayann sağ- ladığı teknik imkânlardan yararlanarak çalışmalar üreten Yediler, et yiyen çiçek motiflerini Pixel tekniğiyleyabancılaş- tırdıktan sonra elde ettiği resimleri üç boyutlu hale getirmiş. Üç boyutlu çiçek motiflerini Güney Almanya'da bir za- naatkâra gönderen sanatçı, böylece in- san boyuna yakınlaşan tahta heykeller üretmiş. Sergide, "Beş YontulmuşGül" ismini taşıyan bir tahta heykel de bu metotlarla gerçekleştirilmiştir. Tahta heykelde gözlemlenen Pixel-Motifleri, serigrafı tekniği ile Alu-dipond metal üzerine taşıyan sanatçının aynı motifi farklı renklerle üst üste basmasından oluşan değişik yapısal özellikler, onun heykel ile resim arasında gidip gelen ince bir çizgide araştırmalannı sürdür- düğünü ortaya çıkanyor. Du\ar yüze- yinde son derece etkileyici, "görsel bir etki" yaratan bu çalışmalan, sanatçının son iki yıl boyunca geliştirdiği en önemli işler olarak nitelendirmek yan- lış olmayacak. Yediler bu sergisinde ilk kez. kâğıt üzerine bilgisayar yardımıy- la bastığı çiçek motiflerini suluboya kalemi, lak gibi tekniklerle boyayarak oluşturduğu çalışmalannı da sergiliyor. 70x 100 cm. boyutlanndaki altı kâğıt çalışmasını dikkatli olarak incelediği- mizde, boyanın kompozisyonlara taşı- dığı etkinin, metal plaka üzerindeki iş- lerle karşılaştınldığında daha yoğun, daha ağırlıklı olduğu ortaya çıkıyor. Sanatçının bir "leit- motive" olarak yo- rumladığı çiçekler temasında, kullanı- lan farklı tekniklere, renk ve formlan- dırma biçımlerine rağmen etkisini hiç yitirmeyen bir "dil arayışı" var. 21. yy'nin son yıllannı yaşadığımız bu zaman dilimi içinde çağdaş sanat etkinliklerinin temelinde, önümüzdeki yüzyılda gündeme gelecek olan "oluş- rurma, biçimlendirmc kodlannı" bul- maeğilimi yatıyor. İskender Yediler'in araştırmalannı da bu doğnıltuda de- ğerlendirmek mümkün. Çünkü kendi- sini tekrara düşmeden ve yakaladığı anlatım tarzını sürekli olarak "farklı- laştırma" eğiliminde olan bu sanatçı, seçtiği yolda önemli adımlarla yürü- yor. Serginin en eski çalışması olan "Fa- yansTakım Elbise", sanatçının Düssel- dorf Akademisi'ndeki eğitım dönemi- ni ve daha ilk bakışta J. Beuys'un "Ke- çe Elbisesi"ni akla getiriyor. Düssel- dorf'un Beuys etrafında şekillenen ön- cü sanat ortamı, Beuys'un ölümünden sonra da uzun süre onun etkisini taşı- mıştı. Yediler, bir takım elbisenin üze- nne yapıştırdığı fayanslarla bir yanda bu gelenek içinde değerlendirilebile- cek olan bir eğilim içinde olduğunu; öte yanda ise kopya eden değil, araştı- ran bir çizgi içinde olduğunu gösteri- yor bu çalışmasında. Araştırma. bulduğuyla yetinmeme İskender Yediler'in Münih'teki son ki- şisel sergisinı de son derece doğru ola- rak tanımlayan özellikler. Sergi nede- niyle Almanya'nın önde gelen yayı- nevlerinden bıri olan Salon Verlag ta- rafından "Albüm" (Türkçe yazıldığı gibi) ismini taşıyan bir sanatçı kitabı yayımlandı. Nasreddfn Hoca Karikatiir Yarışması jüri Başkanı Mllko Dlkov 'Çkgjutin ketutisikoiMşıi)X)r y ESRA ALİÇAV UŞOĞLU Karikatürcüler Derneği'nin dü- zenledığı 18. Uluslararası Nasreddin Hoca Karikatür Yanşması sonuçlan- dı. Yurtdışından 5, Türkiye'den 6 ka- rikatür sanatçısının katıldığı Büyük Jün dünyanın 50 ülkesinden gönde- rilen karikatürlen değerlendirerek. büyük ödülü Çınlı kankatürcü ZhangJing'ın karikatürüne verdi. Almanya'dan İranlı Kambiz De- rambakhsh. Romanya'dan Pavel Constantin. Yugoslavya'dan Boris- la\ Stankoviç. Belçıka'dan FECO (A\ rupa Karikatürcü- ler Birliği) Başkanı Ronald Libin, Bulgaristan'dan Milko Diko\, Türkıye'den ise Kadir Doğnıer. Ahmet Erkanlı, Muhim'n Köroğlu. İsmet Lokman \ e Tonguç Yaşar'ın yer aldıgı Biiyük Jün. Başa- n Ödüllen'nı ise şövle belir- ledi: DinçerPilgir(türkiye). Julian Pena-Pai (Romanya). Kamil Yavuz (Türkıye). Ri- cordo Bermudez (Küba). Mi- odrag Velickavic (Yugoslav- yaı. Dünyanın 50 ülkesinden 754 kankatür sanatçısının 1152 kankatürle katıldığı ya- nşmada çeşitli basın yayın ve kültür kurumlannm verdiği özel ödüller de sahiplerini buldu. Karikatür Dergisi Özel Ödülü: Oleg Dergatc- hw (Ukrayna), TBMM Özel Ödülü: FeroJablonovsky(Slovakya). Karikatürcüler Dernegı Özel Ödülü: Angek) Campaner (ttalya). Türkiye GazetecılerCemıyetı: Bahram Arj- mandnia ıtranı. Çankava Beledıye- si: Vu Liang (Çin). Hürriyet Gösten Deısisı: Jin Hui (Çin), Türkiye Ba- ro^r Bırlığı: Alexander Umyaraov (Rus>a). Istanbul Büyükşehır Bele- diyesi: Behiç Yalçın Ayrancıoğlu (förkıye), Mülkiyelıler Birlığı Ele- naTsuranova(Ukranya), TMMOB: Pee> Tsocho (Bulgaristan). Nasred- dn Hoca Özel Ödülü: İsmail Biret (Türki%e).A\TupaTopluluğu:Zhang Zkong Dao (Çinl. DISK: Chen Xiu Fen(Çın). Lmut Vakfi: David Johnj (Belçika). TRT: Yu HuaChun (Çin). MiIIiyet Sanat Dergısı: Nicolaeİoni- ta( Romanya), Kültür Bakanlığı: Ci- osu Constantin (Romanya), Basın Yayın Genel Müdürlüğü: Medi Be- lortaja (Amavutluk). Cumhun>et Gazetesi: Aristides E. Hernandez Guerrero (Küba). Türkı>e Gazete- cıler Sendikası: Oleg Loktie\' (Uk- rayna). Yayıncılar Bırlıgı: Sergej Sa- vilov (Ukrayna), Türk-lş: Zhang Zheng Ti (Çin). Dereceye giren ya- nşmacılann ödüllerı ekım ayı içinde düzenlenecek bırtörenle kendilerine venlecek. Yanşmanm büyük ödülü ^Varikatürcülerde bir akıllanma süreci başladı. Kendi grafıği içinde harfleri var karikatürün. Günümüz dünya karikarüründe sözsüz karikatürler geçerli. bin dolar, başan ödülleri ise 250'şer dolar olarak belirlendi. Üçüncü kez Uluslararası Nasred- din Hoca Karikatür Yanşması'na jü- ri başkanlığı yapan Milko Diko\ ile yanşma üzerine konuştuk. -Türkkarikatürünü nerede görü- >orsunuz? MİLKO DİKOV-Öncelikle Türk karikatürünü çok se\ıyorum. Son vıllarda büyük adımlar attı. Bunlar genellikle geleneksel \e toplumsal içerikli karikatürler alanında. Kan- katürün ıçindeki karşıthklar çok ıyi görünmeli. Bence Türk karikatürü bunu beceriyor. Dünyada olup biten her şey'karikatürün malzemesidır. Türkive karikatürcülerivle onur duv- malı. Birçok Türk karikatürcüsü dünyanın pek çok yerinde tanınıyor. Bunun yanı sıra genç kuşak karika- türcüler de önemli işler yapıyor. Ka- rikatür ruh ve çizgisellik olarak bir bütün. Türk karikatürünü nerede görsem tanıyorum. Kendine has bir çizgisi var. - Yanşmaya katılan karikatürieri değerlendirirken nasıl bir süreçten geçtijüri? Hiç de kolay olmuyor derece ala- cak olan karikatürcüleri belirlemek. Ama bu yanşmada verdiğimiz ödül- ler yerini buldu. Üç elemeden sonra en iyilerini seçtık sanı- yorum. Hata yapmayan bir jün olamaz. Âma bu vanş- mada derecelerı belırlerken en ıyisini yaptıgımızı düşü- nüyorum. - Nasreddin Hoca'yı tanı- yor musunuz? Akşehır'e gitmeden çok önce de Nasreddin Hoca hak- kında çok şey duymuştum. Nasreddin Hoca çok zeki bir kişilik. Yüzyıllardır güncel- liğinden hiçbir şey yıtırme- miş olması da bunun en bü- yük kanıtı. - Karikatürün evrensel ol- ması için sözsüz mü olması ge- rekiyor? Kankatürcülerde bir akıl- lanma süreci başladı. Artık karikatürde bir şeyi anlahnak için söz gerekmiyor. Kendi grafiğı içinde harfleri var ka- rikatürün. Günümüz dünya karikatü- ründe sözsüz karikatürler geçerli. Çünkü çizgınin kendisi konuşuyor. Onun içinde Alman. lngiliz. Türk ya da Bulgar karikatürcüsünün tek bir dıli var: grafikdili. Karikatür sözsüz olmalı. - Bu tür yanşmalarda amaçlanan, yerine geliyor mu? Bunun için uğraşıyoruz... Aksı takdirde acınacak bir şey olur. Fizi- ki olarak çizdiğimiz şe> ler yerine ge- tirilemez. Insanlar bizim ne düşün- düğümüzü görüyor. anlıyor. Hiç ol- mazsa biz onlara bir gülümseyış he- dıye edıyoruz. Ve bıliyorum ki bu dişlerin gülüşü değil, beynin gülüm- seyışi. Yırtcuşından beş karikatürcünün katıldığı varışmajıınjürisi. (Fotoğraflar: UĞUR DEMİR) ekçok türde müzik dinleyerek kendi yolumuzu buluyoruz. Dinleyiciye derdimizi daha kolay anlatacak müziğin peşindeyiz hep. Caz, çaldığınız anın müziğidir ISTAHIUl KUIIÜB UE S»N»T VMKI OIUSUMRJISI İSTANIUL CW FESTİVALİ Kültür Servisi - Caz. hip hop ve neo punk öğelerıni biraraya getirmekle kalmayıp caz or- tamında eşine rastlanmayan bir kanşım yara- tan John Medesld, Billy Martin ve Chris Wood üçlüsü çarşamba gecesi Caz Festıvali'nin ko- nuklan oldular. Izleyiciyle Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda buluşan üçlü. Türk izleyi- cisinin çok sıcak \ e tutkulu bir izleyici olduğu- nu, deneysel çalışmalan desteklediklerini söy- lüyor. Sürekli anyor. araştınyor, birleştiriyor üçlü. Geleneğin ya da kalıplann arasında sıkı- şıp kalmanın cazın sonu olacağını düşünüyor- lar. 'Downto»Ti'müzık sahnesinin aranan ısim- len olan sanatçılarla görüştük: - Üçünüzü bir araya getiren ve müzigınizin kim>asını oluşturan ögeler neler? Her şeyden önce çok iyi dostlanz biz ve ara- mızdaki etkileşim bu kimyanın en önemli öğe- si. Bütün müzik türlerini çok se\iyoruz. Her türlü müziğe açığız Hepimiz sürekli bir arayış içindeyız. Bütün bunlann ardmdan da doğaç- lama çalmayı çok seviyoruz. Bizı bir arada tu- tan şey bırlikte keşfetmeyi seviyor olmamız. Harmanlayarak bir bütûne ulaşmak - Cazdaki bu çeşitlilfğin içinde siz kendi anla- yışmızı nasıl tanımlıyorsunuz? - Her türlü müziğe saygımız var. tyi müzik, kötü müzik diye aynm > apılmamalı, ama caz bir yaşam tarzıdır. Çaldığınız anda o dakikanın müziğini yapmaktır caz. Bu müzığm klasik par- çalan ustalara benzemeye çalışarak. onlann tarzlannı aynen koruyarak icra edilemez. Saf caz değildir bu. taklittir. Saf olan. müziğin ru- hunu yakalayıp doğaçlama yapmaktır. Ve son olarak da kendınızı ifade etme bıçımınızdır caz. Söylemek ıstediklenmizin müziğini ortaya ko- yuyoruz biz. - Caz, hip hop ve neo punk öğelerini bir ara- ya getirirken adeta yepveni bir bütün koyuyor- sunuz ortava, bu süreç nasıl gerçekleşiyor? Çok doğal bir süreç bu. Pek çok türde müzik dinliyoruz ve beğendiklenmızin kendi yolunu bulmasına izin venyoruz sadece. Bu bize ca- zın içinde çok daha özgürce hareket edebilme olanağı sağlıyor. Öte yanda çok disiplınlı ça- lışmamız gerekıyor. Sürekli dinliyoruz, araştı- nyoruz. çalıyoruz ve prova yapıyoruz. Her da- kika daha iyiyı anyoruz. Dinleyiciye derdimi- zi daha kolay anlatacak, geçişleri daha yumu- şak müziğin peşindeyiz hep. Her birimizin ken- di tarzı var, ama bunlan ustalıkla harmanlaya- rak bir bütüne ulaşmak amacımız. Başkalan- nın müziğini çalarken bile ona kendi imzamı- zı atmaya, bu müzikle kendi derdimizi anlat- maya çalışıyoruz. -Önümüzdeki projeterde nelerden yararlan- mayı düşünüyorsunuz? Bu aralar ilgimiz Hint müziğinde yoğunlaş- mış durumda, ama bu bileşimlerde çok bilinç- li kararlar almıyoruz. "Hey! şunu beğendikbi- raz bundan katalım. Şu da fena değilmiş aslın- da" türünde bir yaklaşımımız yok kesmlikle. tçimizden geleni çalıvoruz. - Downt(A>Ti müztsyenlerin sizin tarzınız üze- rinde nasıl bir etkisi oklu? Dovvntovvn müzisyenler New York'ta çok canlı bir bir caz ortamı yaratıyorlar. Turistlerin ziyaret ettiği pahalı caz kulüplennin yanında gerçek caz üretiliyor bu ortamlarda. Burada caz tam bir yaşam tarzı haline gelmiş durumda. Bu müzısyenleri yaratıcıhk, dayanışma ve rekabet sözcükleri tanımlıyor. Müzisyenlerin kişisel tarzlannı ortaya koymalan açısından oldukça sağhklı bir ortam yaratan bu tür, bizim müzi- kal kariyerlerimizde. başından beri en etkili öge. - Caz festh-allerinin programlannı değerten- dirdiğinizde cazın geleceği üzerine neler düşü- nüyorsunuz? Bu sorunun yanıtını şu anda biz de kestire- mıyoruz. Yetişen kuşaklann tavırlan çok önem- li. cazın gelişiminde. Bugün artık caz üzerinde dünyanın dört bir yanmdaki müzisyenler etki- lı. Öte yandan her alanda hâkim olan teknolo- jinin etkisini unutmamamak gerek. Bütün bun- lann sonucu olarak ortaya çıkan olumlu geliş- me gençlerin cazın yapısındaki deneyselliği üst boyutlara taşımalan. Caz geleneğini tanırken sadece parçalan değil ruhunu da ıyı öğrenmek gerekiyor. Bu ruh da kendi yolunuzu açmanız için cesaret venyor sıze. Festival programlan- na baktığımızda ise iki uç yaklaşımla karşıla- şıyoruz. Bir yanda geleneğin kalıplanna sıkı- şan ustalar ve onlan taklit eden gençler var. Öte yanda ise iyi ızleyıcisi olan, ama cazla uzaktan yakından bağlantısı olmayan rock gruplan. Bi- zi sevindiren tek yön; yaratıcılıklannı ortaya koyan, deneysel çalışmalara ağırlık veren genç- lerin unutulmaması. YAZI ODASI SELLM İLERİ Son Bir Umut Vardı... Tuhaf, küçük, kırık bir kadın. O da artık anılara kanşıyor. Ölümü bir yaz günüydü, temmuz mu, ağusto1 mu, belki haziranda kaldı. Cenaze töreni Teşvikiye Camii'ndeydi. Yakaları mıza birer fotoğraf. Yakalanmıza takılan son fotoğ raf. Ferda Ferdağ kimbilir hangi buruk anılar için de çektirmiş. Ola ki, daha yaşarken anılara karışıyordu. Gülümsüyor mu? O fotoğrafı saklamışım. O sıra lannı saklamadım. Ne zaman, niçin yazmışım; fo toğrafın arkasında kurşunkalemiyle şu satıriar: "Henüz elli dokuz yaşındaymış. "Önünde daha yapmak istediklerini gerçekleştı rebilecek yıllar vardı..." Gazetelerde duyuru, sözcükleri bölük pörçük, yi ne okur gibiyim: "Bu Gençkız Artist Olmak Istiyordu/ÖLÜM" Teşvikiye Camii'nde ikindi namazı, Kuruçeşm Mezartığı'nda toprağa veriliş. Yalnızlıktan ibaret bı gündü. Ama şimdi artist olmak istemiş o gençkız, tanıdı ğım yıllanndaki anarşizmiyle çıkageliyor. Dünyaye hayata duyduğu anlaşılmaz, fakat müthiş isyanla. Ya da herhalde bir yirmi beş yıl öncesi, Alman ya'dan yeni dönmüş kız kardeşi Sevda Ferdağ'iı evinde, iri yeşil-ela gözlü, çok uzun kırpıkli, sırtınd yazlık döpiyes... Kimi cümleleri tamamlamamak ge rekebilir. Kimdi Ferda Ferdağ? Anılanna taktığı ad bir ro man söylüyor: Bu gençkız artist olmak istiyordu. Gerçi çok gençken bir iki filmde 'başrol' oynamış tı, ama yıllar ona ınsafsızca davranmış, üstelik o d yıllara insafsızca tekme atmıştı. Belki de acı kahkahalarla örülü bir ironi trajedye niydi. ' Dedim ya, hayatında mutlak yalnızlık vardı, alkc vardı, sevgi, şefkat. kavga ve hakaret vardı. Herke se duyulmuş delice bir bağlılık, herkese savrulmu derin bir nefret vardı. Benim yapamadıklarım vard Biriikte iki filmde çalıştık. Kırık BirAşk Hikâyesi v Göl. Oynamak için yaratılmıştı, ama kamera önün geçinceye kadar ölümü andırır heyecanlarla boğu şuyordu. Oyunculuk... Sinemada aradığını bulamayınca art arda gele savruluşlar. Kimbilir hangi kavrayışsızlık böylesi b gizilgücü, yıllar yılı, bir köşede kalmaya mahkûr etmiş. Kınk Bir Aşk Hikâyesi'nden günümüze nice za manlar geçti. Ferda Ferdağ'ı değişik yaşantılarl anımsıyorum. Kâh küçük... küçücük bir tiyatro topluluğu kuru yor, okullarda, kendi yazdığı, yönettiğı çocuk oyur lannı oynuyor. Bu küçük... küçücük topluluklar ba zen Istanbul'dan Anadolu'ya turneye çıkıyor. N Kültür Bakanlığı yardımı, ne şu, ne bu. Herkesin habersiz kaldığı macera... Kâh Şişli'nin caddeye yakın bir sokağında karş laşıyoruz. Sevgiyle başlayan sözleri, ikiyüzlülükler mizi yakaladıkça, hırçınlaşıyor. Yerle bir etmek ıst yor, bizi, her şeyi, hayatı, hayatını. Geceyansını geçer birtelefon, anılanndan birka sayfa okuyor. Reddettiği bu dünyaya anılar bırak mak istiyor. Kâh Beyoğlu'nda iyice silik bir barda hayatında oynuyor. Insanlara bir zamanlar artist olduğunu söy lüyor. Silik yerlerin silik insanlan, yalnız onlar anlî bu öyküyü. Sonra televizyoncular bulmuş onu; ölüm o sırî öylece gelmiş. Televizyonculann umuru muydu, birgençkızın b zamanlar artist olmak isteyişi! Denizden gelen bıraz boğukça ses... Dünyaya le net ediyor. Anılara mı kanşıyor? Yoksa yanıldım mı, yoksaye nı başımda mı? Oysa son bir umut vardı: Kendi 'Rüzgâr Gibi Geç f/'sini peliküle geçırebilirdi... Takvimde h Bırakan: "Bu madem/Yalnız benim gerçeğimJKalsın, is temem/Sizden bana gelecek." Behçet Necatigi "Hayır!" (Eski Toprak), 1956. Fotoğraf sanatçısı Kamil Pınarcı'y: ABO'den biPincilik ödülü • CHICAGO (AA) - ABD'nın sanat ve tarih üzerine ünlü müzeleri arasında yer alan Chicago'daki Du Sabl' Müzesi, Türk fotoğraf sanatçısı Kamil Pınarcı'ya ünlü blues sanatçısı Buddy Guy'ın portresi nedeniyle bırincilik ödülü verdı. Müzenın düzenlediği kültür festivalinde fotoğraf dalında birinci seçilen Kamil Pınarcı'nm eseri müzenın koleksiyonu için satın alınd Sanatçı "Chicago Blues' konusunda son on yıldır çalışmalar yapıyor ve ABD'nin ünlü caz festivallerinı takip ediyordu. Kamil Pınarcı blues fotoğraf sanatçısı olarak bugüne dek ABD'de 20'ye yakın sergi açtı. Sanatçının Türkiye ile ilgili bir sergisi de eylül ayında Chıcago'da VVashington Library Galerisi'nde açılacak lş Bankası Kültür Yayınlam'ndar dbrt yeni çocuk kitabı • Kültür Servisi - Türkiye tş Bankası Yayınlan, Tank Dursun K.'nın "Benim Dedem Bir Tane", Bahar Vardarh'nın "Su ile Pınar'ın Mektuplan", Turgut Erbek'in "Tipi" ve Nuran Turan'ın "Nur Ana" adlı çocuk kitaplannı okurlara sundu. Kıtaplar Türkiye Iş Bankası Kültür Yayınlan Satış Mağazalan'nda, büyük kitabevlerinde ve bazı şubelerde satışa sunuldu. 5. ULUSLARARASI İSTANBUL CAZ FESTİVAÜ BUGLN • AÇIKHAVATtYATROSU'nda saat 21 30da Kudsi Erguner ve Björk izleyicilerle buluşacak. • CRR KONSER SALONlİ'nda saat 19.00'da Burhan Ocal&Peter Waters konseri gerçekleştirilecek. • ROXY'de saat 23.30'da Coolbone yer alıyor. • GRAMOFON'da saat 23.00"de S. Köse, C. Ayer&V. Öktem&Ç. Yıldız konsen ızlenebilir. YARIIN • CCR KONSER SALONU'nda saat 19.00'da Prysm Orchestre Narional de Jazz konseri yer alıyo • *ROXY'de saat 23.30'da Coolbone konseri izlenebilir. • GRAMOFON'da saat 23.00de İmer Demirer Dörtlüsü'nün Vois^ri gerçekleştirilecek.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear