14 Haziran 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 11 TEMMUZ 1998 CUMARTE HABERLER Öğrencilere destek davası • ANKARA (AA) - TBMM'de üniversite harçlannı protesto etmek amacıyla pankart açan ögrencilerin de aralannda bulunduğu sanıklann Yargıtay'daki temyiz duruşmasına destek vermek amacıyla l8Mart 1998 günii Kızıiay'da basın açıklaması yapan 44 sanıgın, "Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet ettikleri. göre\ !i memura mukavemet gösterdikleri" gerekçesiyle, 2 yıl ile 5 yıl arasında değişen hapis cezasına çarptınlmalan istemiyle yargılanmalanna de\am edildi. Ankara 13. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın dünkü duruşmasında sanıklann kımlik tespiti ve sorgulan yapıldı. Sanıklar emnıyet ve savcılık ifadelerini kabul etmeyerek yasal ve demokratik haklannı kullandıklannı sö> lediler. İP'den güçbirliği çağrısı • BALIKEStR (Cumhuriyet)-İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek. Türkiye'de sağın artık iktidar olamayacağını savunarak, solun iktıdan için CHP ve DSP'nin İP ile güçbirliği yapması gerektiğini savundu.lP Balıkesır tl Örgütü'nün düzenlediği yemekte konuşan Perinçek, "CHP ve DSPile İP güçbirliği yaparsa sol iktidar olur" dedi. Emek gazetesi davası • İstanbul Haber Servisi - Emeğin Partisi Genel Yönetim Kurulu ü>esi Gülsüm Cengiz ile Emek gazetesi sahibi Halit Keskin ve Sorumlu Yazı Isleri Müdürü Ahmet Ergin'in 'bölücülük propagandası' yaptıkları gerekçesiyle yargılanmalanna İstanbul 3 No'lu DGM'de dün devam edildi. Mahkeme heyeti dosyadaki eksikJerin giderilmesi içiaduruşmayı erteledi. Dünya Nüfus Gunu • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel. dün 'Dünya Nüfus Günü' nedeniyle düzenlenen panelin açılışını yaptı. Demirel. 21. yüzyıİa girerken insanlığın 2 yüzyılda 8 kat artmış bir nüfûsa sahip olacağını belirterek nüfus artişının toprak ve gıda yetersizlıği. çevre tahribi. sağlık ve eğitim hizmetlerinin yeterince karşılanamaması anlamına geleceğini söyledi. Demirel. "Yerküre için tek tehdit insanoğludur. Insanoğlu yerküreyi tüketırken kendisini de tüketmektedir" dedi. Günü geçmiş zirai ilaçlar • .ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DYP Çanakkaİe Millenekili Nevfel Şahin ve Balıkesir Millenekili llyas Yılmazyıldız. Tanm ve Köyişleri Bakanlığı'nın süne mücadelesinde günü geçmiş ilaçlan kullandırdığını öne sürdüler. Şahin ve Yılmazyıldız. Tanm Bakanlığı'nın Çanakkaİe. Balıkesir, Bursa illerinde 'Agro-Cyrethrin Süper EC adlı. süresi dolmuş ilacı kullandırması sonunda süne ile mücadele edilemediğini ve buğday tarlalannda verim kaybının yaşandığını sa\xınarak zarann sadece Çanakkale'de 20 trilyon lira olduğunu. diğer yerlerdeki kaybın henüz belirlenemediğini bildirdiler. Cezaevinde tünel • SAKARVA (AA) - Adapazan Kapalı Cezaevi'nde, DHKP C ve TKP ML davalanndan hükümlülerin kaldığı koğuşta. 2.5 metre uzunluğunda. 4. koğuşa doğru kazılmış bir tünel bulundu. 12 kişinin kaldığı 3. koğuşun zemınindeki mozaiklerin kesildiğinin anlaşılması üzerine bulunan tünel, içine beton dökülerek kapatıldı. TBMM komisyonuna bilgi veren Ergül, soruşturmayı bürokratlann engellediğini söyledi Gfler'i Vakıfbank koruduANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TB- MM 'de DYP Genel Başkanı Tansu Çiller'ın mal varlığıy la ılgıli olarak kurulan soruştur- ma komisyonuna bılgi veren CHP Izmir milletvekili Sabri Ergül. bazı soru işaretle- ri \e bağlantılara dıkkat çekti. Hazine'nin ABD'ye döviz transferiyle ılgili belgeyi 3 yıl sonra "bulduğunu" \urgulayan Ergül. Vakıtbank yönetiminin Çiller çiftinin he- saplan \e kredi ahp almadıklanna ilişkin bilgi istemek için şubelere gönderdiği fak- sı aynı gün "yırün"1 dı\e ıptal ettiğini de an- lattı. Ergül. komis\on üvelerine "Çilter'ûı annesinden bugünkü parayla 270 miryar li- ra miras kalıvor. Annelerinin hangi şirketi varmış. ne vergi ödemiş. bu parayı nasü ka- zanmış bunlar araştırılmalı. Aynca Özer Çil- ler'in kendi bildirdiği bilançolar bile çelişki- B. Komisyona çağırın, gelmezse getirtin" çağnsında bulundu. Ergül. "Dahaönceki komisyon, D\Tikti- darda olduğu için birtakım belgelere ulaşa- mamıştı. Şimdi bu sorun ortadan kalkmış- tır. Çillerter mal varhklannın hesabını \er- medigi siirece kamu vicdanı tatmin olmaya- caktır" dedi. Ergül'ün elinde bulunan ve ba- zılarını komisyona da aktardığı temel \en- ler ve soru işaretlen şöyle: 3 vılgeciken belge: ABD'de GCD şirketi- nin bılançolan ile ılgili açıklamalarçelişki- li. MARSAN'ın ABD'ye transferettiği 100 bin, 400 bin v e 425 bin dolarlık döviz trans- ferleri sözkonusu. Ancak GCD'nin serma- yesi 100 bin dolar görünüyor. Maliye ve Merkez Bankası 400 bin dolarlık döviz transferiyle ilgili olarak, elimizde belge yok. diyor. Hazine ise var. diyor. Çiller'in o dö- nemde sorumlu olduğu Hazine. bize trans- fer bildirildi. diyor. 100 bin ve 425 bin do- iarlık transferlerle ilgili belgelere bakıyo- ruz. Hazıne'ye gıriş kavdı \ar. 400 bin do- larlık transter için ıse Hazıne'ye giriş kay- dı, kaşe yok. Sadece Demirbank'ın dekon- tu var. Hazine. bu transferin 1992 Temmu- zu'nda bildirildiğıni söylüyor. Oysa 8 Ha- ziran 1995'te MARSO'dançekilenbirfaks- la kavda alınmış. Bu yapılan. \anıltmadır. ABD'deki bankanın iç hcsaplannda: Transfer edilen para ABD'deki bankanın dış değil. iç hesaplannda görülüvor. Yakjfbank yönetiminin ilginç fakslan: Ben birçok yere soru önergeleri gönderıp. Çillerlerin bankalardan aldığı kredıler \e hesapları ile ılgili bilgi istemiştim. 11 ban- kaya sordurtmuşlar. Vakıflar Bankası yöne- timi. tüm şubelenne bir faks göndenp bu ko- nularda bilgi istemış. Avnı gün 2. bir faks göndenp. "daha önceki faksı yırtın. işleme koymavın" tahnıatı vemuş Aynı gün. ko- mısvona da bir \azı göndererek. hesaplara ilişkin bılgı bulunmadığını bildirmişler. Özer ÇiUer'i çağırın: Dışişleri Bakanlığı. ABD ile adli müzaheret anlaşması yok, di- yor. Ancak, Maliye Bakanlığı çifte vergi- lendirmeye dayanarak bu belgeleri alabilir. EnginChannasıl isteniyorsa. aynı yolla is- tenebilir. Marsan'm kayıtlanndan da. GCD'yle ilgili bilgilere ulaşılabilir. ABD'v ı beklemeden de. Ozer Çiller çağnlıp bılgi alınabilir. Kendi verdiği bilançolar çelışki- li. Mai varlığını gizlemeye dönük çelişkili bilgiler vermiş. Mahkemeyetespityaptınn: Kayıtlarda ar- sa dıye görünen yenn üzennde vıîla var. As- liye hukuk mahkemelerine başvurup değer tespiti yaptırabilırsıniz. Anneden kaian miras: Çiller'e bugünkü rakamlarla. annesinden 270 milyar lira mi- ras kalmış görünüyor. Annesının hangı şir- keti \armış. bu parayı nasıl kazanmış? Trabzon'da sürdürülen davada sanık avukatlan 'reddi hâkim' isteminde bulunacak 'Gazi kıyımıııı Yeşil başlath' AHMET ŞEFİK TRABZON-İstanbul Gazi Ma- hallesı'nde 12-13 Mart 1995'te meydana gelen ola> lar sırasında 9 vatandaşın ölümünden sorumlu tu- tulan 2'sı tutuklu. 2'si gı\abi tutuk- lu 20 polısin > argılannıasına Trab- zon Ağır Ceza Mahkemesı' nde de- vam edildi. Tanıklann katılmadığı oturum kısa sürmesıne karşın ger- gin bir ortamda geçtı. Müdahil avukatlar. TBMM" Susurluk Ko- misyonu Başkanı, \e\>ehir Mil- letvekili Mehmet Elkatmış'ın ba- sına yansıyan. *C.aziola>lannıba < r latan kah\e taramasını Yeşıl ger- çekieştirdi'' açıklamasını gündeme getırerek da\ anın bütün Gazi ola> - lannı içerecek biçımde genışletil- nıesini istedı. Da\asürecını büyük ölçüde etkilemesi beklenen panzer ve polis telsiz bantlarının çözümü mahkcmeye ulaştı. Sanık a\ ukatla- n "reddi hâkim" talebınde buluna- caklannı açıkladılar. Gazi da\asının onuncu oturu- muna sanık yakmları. Avusturyalı 7 gazeteci. bazı kitle örgütü temsil- cileri katıldı. Yoğun güvenlik ön- lemleri altında saat 10.15'te başla- yan oturum. tanıklar gelmediği için yaklaşık 45 dakika sürdü. Du- nişmada tutuklu sanıklar Adem .\l- bayrak \e Mehmet Gündoğan ha- zır bulunurken tutuksuz sanıklar- dan hiçbin katı lmadı. Sanık av uka- tı llhami Yelekçi. hakkında gıyabi tutuklama karan bulunan. ancak askerlik dolayısıyla vicahiye çev- rilme\en İsaBostan ın gelecekdu- ruşmada hazır bulunacaâını açık- ladı. Dünkü duruşmanın en önemli gelışmelennden biri. ola\ lara katıl- dığı belırtilen 4 panzer ile polisle- riniletişinısağladığıdört telsiz ka- nalının bant çözümlerinin mahke- meye ulaşması oldu. Bant çözüm- lerinin. davanın sevrinde önemli bilgiler verebileceği belirtilivor. Duruşma sonrasında tstanbul'dan üç otobüsle gelen mağdur yakınlan \e kitle örgütieri temsilcileri ola> sız bir biçimde geri döndüler. Yine Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan ıstenilen ve olaylarda kullanılan mermı çekir- dekleri ile ılgili bilgiler de mahke- meye ulaştı. Duruşmada müdahil avukatlar adına söz alan Cemal Yücel. dev - letin çarklannın, sanıklann devlet memuru olmasından dolayı onla- nn lehine işlediğini. dev letin en kü- çük bir olayda suçluların hemen yakalanna yapıştığını. ancak ken- di göre%lilerine aynı duyarlılığı göstermediğini savundu. Mahke- me kararlanna uymayan kamu gö- revlileri hakkında suç duyurusun- da bulunulmasını isteyen Yücel şunlan söyledi: "Mahkeme. suçlan sahit olma- sına rağmen panzer görev lilerini tahliye etti. ne yazık ki adaletin kı- lıcı veti'rince keskin olanııyor. Adam öldürmekten tutuklu pan- zergörev Kleri 3 a> sonra tahliye edi- üyorsa onlar büyük ihtimalle ceza almavacaklar. Oysa sadece Meh- met Gümjüz'ün öldürülmesi ola- yında cemevi önündt pan/trler ışık tutmuş ve panzerin yamndan ateş açtlnuştır. Bunca kanıta.tanığa rağ- men tutuklu kalan iki sanıgui da tahliye edileceğinden ka)gı duy- maktayız." Cemal Yücel. Yeşil kod adıyla tanınan MahnuıtYıldınm'ın Gazi olaylannın başlanıasına neden olan kahve taramasında başrolü oynadığı iddialarını da yeniden gündeme getirdı. Eski Istıhbarat Daire Başkanı Hanefi Avcı'nın sözlerini anımsatan Yücel. Su^ur- luk Komısyonu Başkanı FP mil- letvekili Mehmet Elkatmış'ın ko- nuyla ilgili bazı basın ya\ ın organ- lannda çıkan sözlerini de mahke- meye kanıt olarak sundu. Davanın 9 kişinin ölümüyle sınırlı tutulma- sinın adil bir sonuç alınmasını en- gelleyeceğini, bütün Gazi olaylan- nın bu davanın konusu olmasi g©' rektiğını >av unan Yücel. "Mahke- menizin önünde tarihi bir firsat vardir. Olaylann başlangıcında ve de\amında olduğunu düşündüğü- mti/ \esil olayı cok önemli. A\ nca davarun gt-nişlttilnıesi haünde bir- çok faili meçhul ortayaçıkacak" di- ye konu^tıı. Reddi hâkim Sanık avııkatı İlhami Yelekçi. uzun sav unma.sında. G.ızı olay lan- nı yasadı^ı örgütlenn kışkırttığını. polisin de görevini \apmaya çalış- tığını sdv ledi. \elekçi. sav unması- nın biryerinde ıtirafçı MustafaDu- yar'ı. Gazi üla\lannda öldürülen Zeynep Poyraz'ın nışanlısı diye ta- nıtınca Povraz'ın vakınlan büvük tepkı gösterdı. Müdahil avukatlar da. "Şerefsiz itirafçı Duyar'la Zey- nep Po> raz'ın nişanlılık iliskisi yok- tur. İ/öra atnıavuı" diyerek tepki gösterdıler. Bu sırada dinleyiciler arasından da protesto sesleri yük- seldi. Duruşmanın sonunda sanık- larla müdahil taraf arasında küfür- leşmeleryaşandı. Sanıkiar, müda- hillerın üzerine yürürken jandar- ma herhangı bir olay çıkmasını güçlükle önledı. Mahkeme Başkanı Dursun Ka- yaGüleç. davayı 10 Ağustos'a er- televınce sanık avukatı Yelekçi. "Ben Diyarbakır'da olacağım. Da- ha uygun zamana alın" dıve tepkı gösterdi. Güleç kararında dıretın- ce ^'elekçı. "Siz tarafstz değilsiniz. Onlara bir şey demivorsunuz. Bizi hiç diniemiyorsunuz. Sizinda> adan alınmanızı isteyecegim" dı>e baâır- dı Milletvekilleri büyük bir performans gösterdıler Vergitasansında son hafta AiNKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TB- MM'de 1? Haziran'da başla\an vergi re- formu tasarısı görüşmelerınin gelecek hafta sonunda. "bitene kadar çahşma ka- ran" alınarak tamamlanması planlandı. 3 haftada yaklaşık 120 saat çalışılarak 7 aya bedel bir performans gösterilirken muha- lefet de tasanyı engellemek için var gü- cüyle mücadele etti. Muhalefet partilen. bu süre içinde top- lam 45 kez yoklama. 85 kez de karar ye- ter sayısı istedi. Koalisyonortaklannıntambiruzlaşma sergiledıği vergi reform tasansı. TBM- M'nin rekor performans sergilemesine ne- den oldu. TBMM Genel Kurulu, pazartesi gü- nünden başlayarak geriye kalan 24 mad- denin görüşmelerini tamamlayacak. Ge- lecek haftanın çahşma programı belirle- nirken "tasannın bitimine kadar göriiş- melerin sürdürülmesi" yönünde karar alınması ve böylece görüşmelerin tamam- lanması hedefİendi. ANAPGrup Başkanvekili Uğur.\ksöz de Cumhuriyet'e. vergi tasansının ardın- dan mahalli idareleryasatasansını görüş- meye başlayacaklannı kaydetti. Prof. Dr. Kuday: Yeni bir ameliyat düşünüyoruz Bila f nın durumu hâlâ ciddi İstanbul Haber Servisi - Başbakan Me- sut Yılmaz'ın Makedonva zivaretinde ge- çirdıği trafik kazasındaağır yaralanan Mil- liyet Gazetesi Ankara Temsilcisı FikretBi- la'nın sağlık durumu ciddiyetinı koruyor. 10 Cerrahpaşa Tıp Fakülte^ı Hastanesı Nö- roşirürji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Cengiz Kuday. Bila'nın sağlık durumunda olumlu ya da olumsuz bir gelışme olmadı- ğını belirterek "Beyin ve omurilik soısın- daki sızmalar 1-2 gün daha dcvam ederse yeni birameliyat düşünüyoruz" dedi. Aynı kazada yaralanan Dev let Bakanı Rüştü Ka- zım Yücelen ile ANAP'lı Şinasi Altıner ise dün tedavı gördükleri Amerikan Hastane- si'nde gazetecilerle aörüştüler. De\îet Bakanı Eyüp \şık. CHP istanbul Milletvekili Mehmet Moğultay. DYP Ela- zığ Millenekili MehmetAğar. CHPIstan- bul II Başkanı Etem Cankurtaran. Reka- bet Kurulu Başkanı Aydın Ayaydın ve ga- zeteci Günerı Civaoğlu dün hastaneye ge- lerek Bila'nın aılesi ve Millıyet Gazetesi Genel Yaym Yönetmeni Derya Sazak'a •geçmiş olsun'dileklenni ilettiler. Dev !et Bakanı Rüştü Kazım Yücelen ile ANAP Karabük Millenekili Şinasi Altı- ner'in sağlık durumlan da iyiye gidıvor İIFIg NOKTASII ORAL ÇALIŞLAR Tatil, sorunlardan bir uzak- laşma mı? Bir yılın yorgunluğu- nu atma mı? Bir anlamda hiç- biri değil. Bu tatilde, bir arkada- şımızın önerisini kabul ederek tekneyle "72 Adalar" diye anı- lan Yunan adalarının bir kısmı- nı gezdik. Tekne üzerinde ol- duğumuz için Rodos dışında Türk gazetelerini görmedik. Türk televızyonlarını ise 10 gün boyunca hiç izlemedik. Ro- dos'aAlmanya'dabasılan Hür- riyet ve Milliyet gazeteleri geli- yordu; orada kaldığımız üç gün boyunca bunları okuyabildik. Çevik Bir'in "irtica tehlikesi" konusunda yaptığı söylenen açıklama konusundaki tartış- maların bir bölümünü bu gaze- telerden izleyebildik. O gazetelerde, Bülent Ece- vit'in irticanın nasıl yenilgiye uğratılabileceği üzerine açıkla- maları yer alıyordu. Türkiye'ye döndüğümüzde ise Genelkur- may Başkanı'nın yaptığı açıkla- manın yorumları yapılıyordu. Dönüp açıklamayı ve tartışma- nın ayrıntılarını öğrenmeye ça- lıştık. Görünen o ki, Türkiye'de Tatil Sonu îzlenimleri... değişen bir şey yoktu. Askerler, 28 Şubat sürecinin takipçisi ol- duklarında ısrarlıydılar İrtica hâlâ birinci tehlikeydi. Başba- kan Mesut Yılmaz ise, teröıie mücadele ile, irticayla müca- delenin farklı özellîkler taşıdığı- na dikkat çekiyordu. Terörle mücadelenin silahlı bir mücadele olduğunu ve irti- ca ile mücadelenin siyasi bir mücadele olduğunu, bu ne- denle, askerin iki aianda farklı bir görevle karşı karşıya oldu- ğunu belirtiyordu. Başbakan Mesut Yılmaz, as- kerin silahlı mücadeleyi yürüt- mek göreviyle yükümlü bulun- duğunu, irticayla yürütülecek siyasi mücadelenin ise siyasi- lerin görev alanına girdiğini vur- guluyordu. Genelkurmay Baş- kanı'nın açıklamasının ardın- dan ise aralarında bir fikir ayrı- lığı olmadığı belirtildi. Ancak görüldüğü kadanyla, hükümet- le Genelkurmay arasındaki tu- tum farkı devam ediyordu. Tür- kiye'de Pariamento ile askerler arasında bir anlayış farkı orta yerdeduruyordu. Önümüzdeki dönemde de bu tartışma sürecek. Türkiye, henüz demokrasiyi yerleştire- memiş bir ülke. Bu nedenle so- runların çözümü, bilinen de- mokratik yöntemlerle gerçek- leşmiyor. Bu da Türkiye'nin gerçeği. Çünkü Pariamento da diğer kurumlar gibi ne yazık ki, demokrasi konusunda yeterli duyarlıhğa sahip değil. Tartış- ma bu nedenle Şark usulü yön- temlerle sürdürülüyor. Herkes kimin ne düşündüğünü biliyor, ama kimse bu konuda açık ko- nuşma yolunu tercih etmiyor. • • • Susurluk konusunda bu 10 gün boyunca bir şey konuşu- lup görüşülmüş değil. Devlet içindeki çeteleşme noktasında bir aydınlanmaya da ulaşabil- miş değiliz. işin ilginç yanı, dev- letin kurumları arasında (yürüt- me. yargı. yasama, ordu) bu noktada ciddi bir tartışma yok. Yeşil yeniden ortadan kaybol- du. Başbakan, Akın Birdal su- ikastının ardından, "Diğer ka- mu kurumları yardımcı olursa Yeşil yakalanabilir" demişti. Aniaşılan yardımcı olmadılar. Sonra da bu kamu kuruluşları- nın hangileri olduğu belirtilme- di. Herkes bu konuda da do- iaylı konuşmaya devam ediyor. Herkes. her şeyin ne olduğunu biliyor. Susurluk da orta yerde kokuşarak sürüyor. Yeniden tartışılması için yeni birsuikast mı beklenıyor? • • • Meclis, Vergi Yasası üzerinde görüşmelerini sürdürüyor, an- cak Türk Ceza Yasası'nda kü- çük iyileştirmeler öngören hü- kümet tasarısı, Meclis'in gün- demmde olduğu halde bilinçli bir şekilde ârkaya itiliyor. Re- cep Tayyip Erdoğan'ın 312. maddeden aldığı bir ceza ne- deniyle bu tasarı bilinçli olarak sürüncemeye bırakılıyor. Hal- buki bu ve benzeri maddeler- den mahkûm olanların büyük çoğunluğu, şu anda cezaevin- de yatan solcular. Kaldı ki bir kanun insanlara göre çıkarıl- maz. Eğer düşünceye yönelik bir engel varsa bu herkes için aynıdır. Adama göre kanun ol- maz. Kaldı ki bu küçükdeğişik- lik, düşünceye özgürlük falan da getirmiyor, yalnızca bir iki maddede küçük iyileştirmeler öngörüyor. Bu çifte standart taşıyan tu- tumdan sosyal demokrat par- tilerimiz ve lideıieri ne yazık ki bir sıkıntı duymuyorlar. Bu du- rum onları ilgilendirmiyor. O za- man bu milletin karşısına ne di- yerek çıkacaklar? Demokrasi- nin küçük bir kırıntısını bile sa- vunmadan nasıl oy alacakları- nı sanıyorlar? Şu andaki oy yüzdeleri onlara bir şey anlat- mıyor mu? Gördüğünüz gibi sevgili okurlar, Türkiye'de değişen bir şey yok. CUMARTESİ YAZILARI ATAOL BEHRAftlOĞLU 'Diişlen Gel...' llk duyuşumda ben de bırden algılayamadım, soı ra kavradım... Düşlen gel, yani bir düş sahibi ol, t düşün olsun. öyle gel... Çiçeklen gel gibi bir şey Düş ile gel diye de algılanabilir... Ahmed Arif'in "Am do/u"sundakigibi: "Dayankitapile, dayanişileI Tı nak ile, diş ile I Umut ile, sevda ile, düş ile..." Pe nereden çıktı bu "düşlen gel?" Bunu, her türlü öi rencı hareketinin silinip yok edildiği 1990 başlannd Ankara DTCF'de bir araya gelen öğrenciler uyduı muşlar... Topluluklanna bu adı koymuşlar... Sonr bu "düşlen gel" topluluğu Ankara Üniversite Öğrer cileri Koordinasyonu'na dönüşmüş... • • • Mahmut Yılmaz adını duydunuz mu? Ben bu an. önce, geçen yıl sonlarında Meclis'te pankart açtıN lan için gizlı örgut kurma suçlamasıyla yargılana üniversite öğrencilerinin Yargıtay9. Dairesi'ndekidu ruşmasını izlerken işittim... Mahmut Yılmaz bu öğ rencılerden bıriydı ve dava dosyasında adı çokç, geçmekteydi... Bu duruşmaya ilişkin izlenimlerim dava dosyasının tutarsızlığını, adalet adına duydu ğum utancı köşemde yazmıştım... Şimdi Mahmu Yılmaz, Türkiye Yazarlar Sendikasf nın YıldE Sara^ Dış Karakol Binası'ndakı lokalınde, iki üniversite genç kızla karşımızda oturmuş. anlatıyor... Sırım gi bi, yakışıklı, sımsıcak gülüşlü, pııianta bir delikanlı.. Sekiz ayı Ankara Merkez Kapalı Cezaevi'nde, get kalanı Çankırı Cezaevi'nde olmak üzere toplam ik buçuk yıl hapis yattıktan sonra iki hafta kadar öncı serbest bırakılmış... Ama arkadaşlan hâlâ cezaevin de ve suçlamaların bir bölümü henüz sona ermiş de ğil... Hacettepe Üniversitesi psikoloji bölümü son sı nrf öğrencisiyken tutuklanıp cezaevlerine kapatılaı Mahmut'un yüzünde ya da sesinde herhangi bir öf ke kıpırtısı yok... Zaman zaman gözlerinde panlda yıveren birgulumseyışle, durmaksızın anlatıyor... Ber ve yönetim kurulundan arkadaşlar (Feyza Hepçilin girler, Tuncer Cücenoğlu, Yaşar Avunç, daha son ra Sunay Akın) buyülenmişçesıne dinliyoruz... • • • Mahmut Yılmaz anlatıyor: 91 de yaşanan yenilç sonrasında sol kültürün eleştirisi temelinde yeni bi tarz yaratma gereksinimi duymuşlar... Bu anlayışla üniversite harçlarına zamlan protesto etmek için "im za föyleri" hazırlamışlar... 14 kişıyle başlayan hare ket kısasürede 10.000 kişı olmuş... Evev dolaşaral 350.000 imza toplamışlar... imzalar Meclis Başka nı'na sunulmuş... Isteklerinin yerine getirileceği va adini alarak eylemi orada bitirmişler... Fakat hareke busüreçlerdehızlagelişmiş...(Buarada, Mahmut'li ziyaretimize gelen jstanbul üniversitelerinden i(< genç kız, Esra ve Özlem, 94'teki satırlı saldındaı sonra İTU Mimarlık Bölümü'nde "Anafora Karşı Cep he" adı altında ilerici ögrencilerin bir araya geldiğin bu hareketten de "İstanbul Üniversite öğrencileı Koordinasyonu "nun doğduğunu anlatıyorlar...)Öğ renci koordinasyonlan Ankara ve Istanbul'la sınır kalmamış... Şu anda üniversite ya da fakültesi olaı tüm kentlerde, toplam 43 ilde "muhalif cephe" y; da "dayanışma cephesi" adı altında kurulan öğren ci koordinasyonlan var... • • • Vaatlerin yerine getirilmeyişi üzerine Mecliste pan kart açmaya karar veriliyor ve aralarında Mahmut Yıl maz'ın da bulunduğu sekız öğrenci 29 Şuba 1996da bu eylemi gerçekleştiriyoriar... Dört gün sü ren gözaltı ve serbest bırakılış... Fakat "düşlen ge/"le "anafora karşı cephe"y\e başlayan öğrenci hareke tiburadadadurmuyor... Bukez, "dörtacil talep" içe ren "Noktalı Virgül" harekâtı örgütleniyor... Dörtac talepe dört masum talep de denebilir: Harçlann azal tılması. üniversite kayıtlarında kolaylık, üniversite lerde özelleştırmenın durdurulması, üniversite yö netıminde öğrencilere söz hakkı... 14 Nisan 1996'd. bir mrtıng duzenteniyor... Takdir edersiniz ki demok rasiyle yönetilen ülkemizde bu kadan fazladır... Ara larında Mahmut Yılmaz'ın da bulunduğu 60 öğren ci gözaltına alınıyor... Mahmut'u Ankara DAL Gru bu'nun kapısında polısler alkışlarla karşılıyorlar... Bı "alkış" sözünü duyunca gerisini tahmin etmek gü değil... Nıtekim sekiz gün süren işkenceli sorgulama dan sonra 1 Mayıs 1996'datutuklanma. silahlı çet suçlaması ve ardından da (şimdilik) 2.5 yıl süren ce zaevi serüveni... • • • Çankın'daki çocuklardan (Mahmut Yılmaz, Bü lent Karakaş, Özgür Tüfekçi, M. Murat Kalyon cugil, A. Aşkın Doğan) yılbaşında bir kart almıştım. Bu küçük kartın bir yanında elle yapılmış iki yeş yapraklı kırmızı bırgul var... Adlannın bulunduğu öte ki yanında şu sözcükler (dizeler) yazılı: "tannyı öldür dük ı ve kaçtık mabedinden I tanrı öldü birarayışh yakarışlarında I en dehnlere inip ruhlann I azgın bek çilennı çıkardık I zaman tanrısız I özgürlük çığlıklar la dolu ! yüzümüzü boyamadık yol üzre I izler araı ken zamana aktık asi ve onurlu I zaman şimdi gü lüşlerimizle I gülüşlerinizle dolu /yeni yılınız kutlu oı sun..." Ası ve onurlu bu sevgili çocuklann 13 Temmuz Pa zartesi günu 9.30'da, Ankara 2 No'lu DGM'de dt ruşmaları var... Türkiye Yazarlar Sendikası adına b kez ikinci başkanımız Feyza Hepçilingirier duruşma yı izleyecek... Ziyaretimize gelen üniversiteli gen kızlardan bın'nin sözcükleriyle "her demokrat eyle min karşısına çıkanlan polis devleti"n\ geriletmek. a: ve onurlu kalabilmek. yirmili yaşlardaki düşlerimiz layık olabilmek için bu çocukları yalnız bırakmayE lım... Pilot ve 1 kisi öldü THK uçağı düştü ANK.AR.A (Cumhuri- yet Bürosu) - Türk Hava Kurumu'na (THK) ait bir uçağın Gölbaşı yakınlann- da düşmesi sonucu l'ı pi- lot olmak üzere 2 kışı ya- şamını y itirdı Uçağın düş- me nedeni henüz buluna- madı. THK'veait uçakön- ceki gün I3.?ıisıralannda Gölbaşı'nın 5 kilometre güneyındekı bir tarlaya düştü. Uçağı- pilot-öğret- meni 25 vavndakı fülay Pelit ile 24 \a5ındaki öğ- rencısı Murat Akkaya o- lav >erindcvt,amını\uır- di. Uçağı ku.lanan fülay Pelıt'm 4 yılUpılot oldu- ğu öğrenildı THK Genel Sekreteri Mehmet Tiritoğ- lu. uçağın 12.30'da hav£ landığını belirrti. Bu arada THK planc pilotlanndan İsmail Ken moğlu ile Metin Özbey. 3 yıldır kırılamayan planöı le serbest uçuş Türkiye n korunu elde ettiler. İki p lotun \entus C planörüyl 7 Temmuz 1998 Salı gün gerçekleştirdikleri uçı THK İnönü Eğitim Me kezı'nde başlayarak Nij de'nın Camardı ilçesir baglı Orhaneli köyünc noktalandı. PilotlarböyU ce 480 kılometrelik yol katederek I967'de Zi> A> doğan tarafından 46 kilometre katedilerek elc edilen rekoru kırdılar.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear