22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2 0 HAZİRAN 1998 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Büyük ödülü TV dalında 'BP Super V filmiyle Ali Taran kazandı Reldam 'Oscarları dağıtıldı56 esere 'Kristal Elma', 104 esere de fc Başan Belgesi' ödülü verilen gecede televizyon dalında Ali Taran Creative VVorkshop 'BP Super V Filmiyle, basın dalında Acente 'Kutman Şarap'la, kampanya dalında ise 3. Kuşak 'Mercedes-Benz 800' kampanyası ile 'Büyük Ödül'e değer görüldü. İstanbul Haber Servisi - Reklamcılık alanında Türkı- ye'nin Oscarı kabul edilen '"Kristal Elma" ödüllen sa- hiplerini buldu. Ali Taran Creative VVorkshop, Acente ve 3. Kuşak reklam ajanslan "Ahın Elma" ile ödüllendi- rildi. Gecede 56 esere "Kris- tal Elma", 104 esere de ''Ba- şan Belgesi" ödülü verildı. Türk reklamcılığının yara- tıcılığını ödüllendirmek, rek- lam sektöründe çalışanlann başanlannı belgelemek ama- cıyla düzenlenen "Reklanv cılar Dernegİ Türkiye Rek- lam Ödülleri Yanşması" ödül törenı öncekı gece Lütfi Kır- dar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayfnda yapıldı. 10. yılını dolduran yanş- maya İstanbul, Ankara, tzmır ve Antalya"dan 77 reklam ajansı. 11 film yapım şirke- ti, 10 yönetmen, 4 besteci ve 3 fotoğraf sanatçısı; 245 TV filmi, 508 basın ilanı, 28 rad- yo spotu. 57 açıkhava ilanı, 9 sine- reklam müziği, 6 reklam fotoğra- kampanya, açıkhava, radyo, sine- Ödüle değer görülen eserlerin yaratıcılan gecede topiu halde resim çektirdiler. ma fılmi. 29 TV kampanyası, 70 basın kampanyası, 6 radyo kam- panyası, 15 açıkhava kampanyası. 2 sınema kampanyası, 14 çok mec- ralı kampanya, 33 reklam filmi ya- pımı. 30 reklam filmi yönetimi. 10 fi olmak üzere "1095" eserle katıl- dı. Sunuculuğunu Okan Bavül- gen'in yaptığı gecede 56 esere •Kristal Elma'. 104 esere de 'Ba- şan Belgesi'verildı. Yanşmada tele\izyon. basın. ma, Internet ve doğrudan pazarla- ma dallarında 52 Kristal Elma ödülü alan reklam ajanslan şöyle: "Klan Üetişim (4), Y-R/ Rekla- mevi (9), Ali Taran Creative Workshop (4\ Alice/BBDO (4), 3. (1), Ajans Ultra (3), Om A- jans (1), İvme Tanıtnn (1)." 104 eserin de başan belge- si ile ödüllendirildiği yanş- mada "Atiantik Fum" reklam filmi yapımı, Reha Erdem reklam filmi yönetmeni, Me- lih Kibar reklam filmi müzi- ğı, Serdar Tanyeli de reklam fotoğrafi dalında "Kristal El- ma" ödülünü aldı. Bu arada, seçıcı kurul tara- fından yanşmada televizyon dalında "Sigorta, Menkul Değerler ve Diğer Hizmet- ler", hem televızyon hem de basın dalında "Hobi, Oyun- cak, Spor Araç ve Gereçleri" kategorilerinde ödüle değer eser bulunamadı. Yanşmanın büyük ödülle- ri ise seçici kurul tarafından ödül törenı sırasında belir- lendi. Seçici kurul tarafından te- levizyon dalında Ali Taran Creative Workshop Reklam Ajansı 'BP Super V", basın dalında Acente Reklam Ajansı 'Kutman Şarap'. kampanya dalında 3. Kuşak Reklam Ajansı 'Mercedes Benz'; "Alün Elma" büyük ödülünün sahıbi oldu. Aynca, kampanya dalında radyo kategorisinde "Cum- huriyet Aydınlanma Kitapla- n" reklamıyla "Lowe A- dam" Reklam Ajansı başan belgesi aldı. Gecenin sürprizi ise sunu- cu Okan Bayülgen'in reklam kuryesı olarak sahneye çağır- dığı ve soyduğu kişinin şar- kıcı Mansur Akçıkmasıydı. Sahnede giyinen şarkıcı tek şarkılık bir konser verdi. (Fotograf: AYKUT KÜÇÜKKAYA) î ^ 3 " 3 & e l e n e l e k . t n k v . e 6 bılgısayar anzası nedenıyle Select / BDDP (2), Kuşak (7), sahnedeki büyük ekranm kararma- M.A.R.K.A. (1), Manajans/ Thompson (1), Movida Plus MAP (1), Bersav/ Kesişim (1 \ RPM/ Ra- dar cdp Europe (7). Medina Tur- gul DDB (2), Acente (2), Mar- kom/Leo Burnett (1), WCJ/Srudk> sı üzerine törene bir süre ara veril- mek zorunda kalınırken, reklam ajanslan adına ödül almaya gelen temsilciler sahne merdivenlerinin kaygan olması nedeniyle zor anlar yaşadılar. ilk ve ortaöğretim kurumlarında 1997-1998 eğitim-öğretim yılı sona erdi lir II I II..1 sevıncı ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Ozel Yaşama Miidahale Totaliter ve otoriter yönetimlerin en belirgin özellikleri, insanların özel ya- şamlanna müdahale konusundaki ıs- rariandır. Gerçekten, bu tür baskıcı yö- netimler, salt toplumsal yaşamı denet- lemekleyetinmek istemezler, bu yaşa- mı belirleyecek olan "özel alanları" da denetimleri attında tutmak isterier. Bunun altında pek çok neden vardır. Fakat bunlann en önemlisi, insaniara bir "boş alan", bir "düşünce alanı" bı- rakmak istememeleridir. Eğer insania- ra bir boş alan bırakılmaz ve herkesin boş alanlan aynı biçimde doldurulursa, "farklılıklar" ortaya çıkmaz ve böylece "farklı düşünceler üretme" olanağı el- lerinden alınan insanlar, "iktidara karşı muhalefet" yeteneklerini yitirirter. Totaliter yönetimlerin insanları, "bo- yunduruklannı" çoğu kez güle oyna- ya taşırlar. Zira düzenin kendilerine sunduğu olanaklann dışında bir dün- yadan haberieri yoktur. Çok sevdiğim bir benzetmede dıle geldiği üzere, ken- di kör kuyularında yaşarken, "gökyü- zünün, kuyulanndan gördükleri kadar olduğunu' sanırlar. O gökyüzünün ne denli genış, ne denli uçsuz bucaksız ol- duğunu anlayabilmelerı ıçin, o kuyula- nnın dışına çıkmalan gerekır ki; yaşa- dıkJan düzen buna asla izin vermek is- temez. Bu bakış açısı altında düşünüldü- ğünde, "dincitotalitarizm", olabilecek en baskıcı totalitarizmdir. Zira din ku- rumu, insaniara hiçbir özel alan bırak- maz. Neyi yeyip, neyi yiyemeyeceğini de belirier, neyi içip neyi içemeyeceğı- ni de. insanların banyolanna kadar, ya- tak odalarına kadar girer. Yanlış bir anlayışla, kimi dinlerin top- lumsal yaşama fazla müdahaleci ol- madığı, ancak Islamiyetin toplumsal yaşamın her alanını denetlemek istedi- ği düşünülür. Aslında "tektannlı" din- lerin tümü, insanlann özel ve toplum- sal yaşamlannın her noktasını dene- timleri altında tutmak isterler ve tanhin belirti evrelennde bunu başarabılmiş- lerdir. Öze) yaşama müdahale konusunda Musevilik ve Hıristiyanlığın kuralları, Müslümanlığın kurallarından kat kat daha fazladır. Ancak toplumlann "alt- yapısı", yani "ekonomikyapısı"değiş- tikçe, belirfi alanlardan ellerinı çekmek zorunda kalmışlardır. Zira "dinler de esner". Zaten esneklik göstermezler- se, reddedilmeleri olasılığı ortaya çıkar. 3 u "riski" göze ajmaktansa, değişen .koşullara ayak uydurrnaya çabalartar. içlerikanaglasada... Örneğin "örtünme", tüm dinlerde vardır. İnsanlar Tann'nın.yada Tannla- nn huzuruna çoğu kez, "başları örtü- lü" olarak çıkartar. Hele Katolik anlayış çerçevesindeki örtünme, Islamiyettekı örtünmeden bile daha katıdır. Fakat za- man içinde, salt "ruhbanlara" kalmış- tır. Aynı biçimde "faiz", Hıristiyanlıkta Müslümanlıktan çok daha katı bir bi- çimde haramdır. Tüm bir ortaçağ bo- yunca Katolik Engizisyonu, binlercete- feciyi canlı canlı yakmıştır. Neydi bu adamların günahı? Faiz karşılığı para almak ve vermek. Yani günümüzün bankerleri ne yapıyorlarsa, onlar da onu yapıyoriardı. Islam tarihinde tefe- cilik yaptığı içın ateşe atılan kimseyi anımsamıyorum. Fakat kapitalızmin gelişme sürecinde, faiz konusundaki anlayış değişecektir. Bugün Vatikan kendi bankasını kurmuş bulunuyor. Totalitarizm, en azından tarihte gör- düğümüz biçimıyle, artık tarihe kanş- mak zorundadır. Zira günümüzün tek- nolojisi içinde, insanlan kendi kör ku- yulannda tutmak mümkün değildir. Is- tenildiği kadar baskı uygulansın, birte- levizyon tuşuna basılmakla, yepyeni dünyalarla karşı karşıya gelinmektedir. Tüm bunları aklıma getiren şey, Er- zurum Büyükşehir Beledıye Başka- nı'nın, bilboardlara asılmak istenen bir reklam afişını, hemalde müstehcen bulduğu içın yasaklamasını okumam oldu. "2 bin metre rakımlı Erzurum'da mayo ve iç çamaşırreklamı olmaz" di- yen bu sayın başkanın "bahanesini" Erzurum halkı ne derece gerçekçi bul- du bilemiyorum.. ama, bana kalırsa, bu gerekçeye kargalar bile güler. Günümüz Türkiyesi'nde kimı valiler de benzer gerekçelerle tiyatro oyunla- nnı yasaklıyor. Kayseri'nin, kimilerinin çok demokrat bulduğu eski belediye başkanı da, benzer düşüncelerle, bir filmin oynatılmasını yasaklamıştı. Ne kadar boş işler bunlar... Devletin özel yaşama müdahale et- mesini "demokrasinin ruhuna" aykın bulurum. Fakat özel yaşamın sınırian- nın belirlenmesı de çok önemlidir. Zira eğerbirıleri "özel yaşamlannı" yaşar- ken, başkalannın "özel yaşamlanna" tecavüz ediyorlarsa, devlet bu konuda elbette müdahaleci olacaktır. Ömeğin, Istanbul'un göbeğinde, Ak- saray'da her gün öğlenden sonra bir "kadın pazan" kuruluyor. Belediye'ye 300 metre mesafede ve beledıye zabı- talan ve polislerin gözü önünde, pa- zarlıklar yapılıyor Elleri ceplerındeki birtakım "tipsiz tipler", aynı şehvetli bakışlarla, genç kızlanmızı ve kadınlanmızt taciz ediyorr lar. Kamu görevlilerinin kılı kıpırdamıyor. Acaba "çok demoktat" oldukları için. özel yaşama müdahale etmek mi iste- miyoıiar?.. Galiba bizim "köyde", köpekleri sal- mış, taşlan bağlamışlar... İSTANBUL / ANKARA (Cumhuri- yet) - llk ve ortaöğretim kurumlarında 1997-1998 eğıtım-öğretim yılı sona er- di. Bu kurumlarda öğrenım gören Tür- kiye genelınde örgün ve yayguı eğıtım kurumlanndakı toplam 12 milyon 781 bin 278 öğrencı üç aylık uzun yaz tatılı- ne dün başladı. 1997-98 öğretım yılının sona ermesiyle ilköğretimın son sınıfla- nndaki öğrenciler, 8 yıllık eğitimin ilk diplomalannı aldı. Milli Eğitim Bakanı HikmetLTuğba> 8 yıllık eğitimin ilk yı- lında beklenenin üstünde başan sağlan- dığını söyledi. 1998-1999 eğitim-öğre- tim yılı. 14 Eylül'de baslayacak. Milli Eğitim Bakanı Hikmet Uluğbay. 8 yıllık eğitimin uygulanmasında ciddi sorunlarla karşılaşmadıklannı belirte- rek, her yıl ilkokuldan sonra ortaokula kayıt yaptırmayan ögrenci sayısının 350 bin civannda gerçeldeşmesine karşın 8 yıllık eğitime geçildikten sonra, zorun- luluk olmadığı halde 6. sınıflara kayıt yaptıran öğrenci sayısında geçen yıla oranla yüzde 21'lik arüş görüldüğünü kaydetti. Ortaokula devam etmeyen öğrencile- nn büyük kısmının kız olduğunu kayde- den Uluğbav. bu yıl 6. sınıflara kayıt yaptıran kız öğrencı sayısında da yüzde 36'lık artış sağlandığını anlattı. Yapımı- na geçmış yıllarda başlanan 12 bin 103 dersliğin bu öğretim yılında tamamlana- rak hizmete girdiğini ifade eden Uluğ- bay, halen yapımı devam eden 6 bin 339 ek derslik bulunduğunu bildirdi. Uluğbay, gelecek öğretim yılında ders kitaplannı \elilenn seçip seçmeyeceği- ne ılişkın değerlendırme çalışmalannın devam ettiğinı söyledi. Uluğbay. öğret- menlere yönelık çalışmalara değınirken de. öğretmenlenn özlük haklannın ve ek ders ücretlennin yeniden düzenJendi- ğini, maaşlannda yüzde l"8'Iik artış sağ- landığını anlattı. Gelecek öğretim yılın- da görevlendinlmek üzere 58 bin yeni öğretmen alınacağını belirten Uluğbay, böylece öğretmen açığının büyük ölçü- Danıştay kararı zamla dengelendi 'Sobit ücreûe ügiliolarak yargı kararı uygulanacak' OLCAYAYDtLEK ANK4R4 - Ulaşhrma Bakanı NecdetMenzir, Danıştay'ın yasaya aykın bularak vürütmesini durdur- duğu 400 bin lirahk sabit ücret uy- gulamasıyla ilgili karanmn gereği- nin yapılacağını bildirdi. Aboneler- den 6 aydır toplanan paralann iade edilip edilmeyeceği konusuna da açtklık getiren Menzir, para iadesi yerine hak sahiplerine paralan ora- nında kontör sağlanabilecegini söy- ledi. Telefon ve postaya dün yapı- lan ani zam, Danıştay'ın sabit üc- reüerle ilgili iptal karannı dengele- di. Ulaştırma Bakanı Necdet Men- zir, Cumhuriyet'e yaptığı açıkla- mada, başta, ulaşım alanında yapı- lacak yatınmlarda demiryollanna öncelik tanınması karan olmak üzere 9. Ulaştırma Şûrasf ndan çı- kan tüm kararlann harfiyen uygu- lanacağını söyledi. Danıştay'ın, Türk Telekom'un yılbaşından bu yana kontör hakkı tanımadan telefon abonelerinden 400 bin lira sabit ücret almasını ya- saya aykın bularak, bu konudaki düzenlemenin yürütmesini durdur- masına hükmeden karannı uygula- yacaklannı beiirten Menzir şunla- n söyledi: "Karan uvgulayacağım. Huku- kun verdiği hiçbirkarara karşj dur- mam. Çok kutsal karardır. Devlet olarak rtiraz hakkmua kuJlanabib- riz. Fakat daha önceki basın toplan- nlannda bu konu eleştirilmişti. Ben o zaman şunu söyledim: Bu konu- yu tetkik ettirryonım ve gerçekten deTürkrve'nin birçokjerindearaş- timorum. Bu arada da mahkeme- nin karan geldi. Fakat eskiden yıl- da 1 miK'on 200 bin lira alarak kon- tör veriyorduk. l ygulanan kontör vermektir, bu defa kontör veririz. Damstay şimdi yürütmeyi durdur- ma karan vermiş.O nedenle asd ka- rar gelinceye kadar bizim vapacağn mız \eni uygulama önenıli. Kontör karşılığı \ervceksek. bugüne kadar toplanan paralan hesaplanz, o oranda kontör veririz." Telefon ve postaya zam Posta hizmetleri zamlandı. Adi mektubun taşıma bedeli 40 bin li- radan 70 bin liraya çıkanhrken di- ğer posta hizmetlerinin fiyatına da yûzde 5 ila 15 arasında zam yapıl- dı. Dün toplanan Türk Telekom Yönetim Kurulu da, telefon konuş- ma bedeline getirilecek zam oranı- nı karara bağladı. Telefon kontör bedellerine getirilen zam oranlan- nın bugün açıklanması bekleniyor. de kapatılacağını kaydetti. Uluğbay, ye- ni okullann yapımına başlanmasmdaki 1.5 aylık gecikmenin, okullann yeni bir yapılanma tarzında inşa edilecek olma- sı ve ihale esaslannda sonradan yapılan değışikliklerden kaynaklandığmı söyle- di. Uluğbay, bu gecikmede Vergi Yasa- sı'nın çıkması beklentısi, gaynmenkul- lerden gelen kaynaklardaki yav aşlama- nın da etkili olduğunu belirterek sözle- rini şöyle sürdürdü: "Buna paralel olarak okullann teslim alınmasL okullann açılmasından sonra- ya sarkabilir. ^'apımına geçmiş \illarda başlanmış dersliklerin bitirilmesi ve ek dersliklerle bu yıl 6. sınıfa zorunlu olarak devam edecek öğrenciler için veterli ka- pasite >-aratümışolacak. Hatta suııfmev- cuüan biraz daha düşecek." Uluğbay, bilgisayar destekli eğitime ağırlık vereceklerini vurgulayarak, gele- cek öğretim yılında her ılçede en az iki ilköğretim okuluna bilgisayar laboratu- van kurmayı hedeflediklerini belirtti. U- luğba>. Dünya Bankası'ndan alınacak toplam 600 milyon dolarlık krediyle bu sayıyı daha da arttıracaklannı kaydetti. Yabancı dil dersinin de bilgisayar des- tekli olacağını ifade eden Uluğbay. ay- nca öğretmenlere yaz tatilinde bilgisa- yar eğıtımı verileceğını söyledi. Uluğ- bay, bu öğretim yılında 270 bin öğren- cınin taşımalı eğıtimden yararlandıgını belirterek. öğrencilerin taşınmasında ciddi bir sorun yaşanmadığını. bazı okullardaki olayların da sisteme mal edılmemesi gerektiğini kaydetti. Türkiye"de demokratik bir rejim oldu- ğunu. herkesin fikrini özgürce söyleye- bıleceğini belirten Uluğbay, şöyle de- vam etti: "LTkemizde, eğitime, inanca, adalete ve güvenliğe siyaseti bulaşor- mamak gerekir. Çünkü, sivaset bulaş- ünlması bu kurumlan olumsuz etkiler. İnanç, bir sivaset alanı değildir. Biz okullarda çocuklara en nitelikü eğitimi vermek için çalışmalanmızı sürdürü- yonız. Bürokraside hizmet, zaman za- man nöbet değişiküği gerektirebiür. O nedenle müfettişlerce bazı bürokradar hakkında yapılan soruşturmalar sonu- cunda görevden alınmalan teklifı geti- rildi ve onlar görevlerinden alındı. Ay- nca baa illerde çalışanlann görev lerin- de veterli bulıınmadığı. değiştirilmesi gerektiği tarzında bilgiler gelmiştir. Bi- zim yapuğımız değeriendirmeler sonu- cunda, veterli bulmadığımız kişik'rin de görevini değiştirdik." Uluğbay. Kemal Yurtbilir Işitme En- gelliler tlköğretim Okulu'nda düzenle- nen karne dağıtım törenine de katıldı. tşitme engelli çocuklann oluşturduğu bando ve koronun seslendirdigı şarkı- lardan etkilenen Uluğbay eğitimin öne- mine dikkat çekti. Uluğbay. "Buçocuk- lar her türlü engeli aşarak. kendilerine firsat verildiğinde ne kadar yetenekli ol- duklanru sergUedikr" dıye konustu. Tophane-i Amire Binası'nda birbirinden değerli 128 konuğun katıldığı bir sergi var. îşte konuk listesinden birkaç örnek... Şeker Abmet Pa$a Fıkret Otyam TÜRKİ TÜRKİYE IŞ BANKASI Resim Koleksiyonu 1998e Mimar Sinan Unıversitesi Kültür Merkezi'nde. Tophane-i Amire Binası ttalyan Yokuşu, Tophane-lstanbul
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear