Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 14 HAZİRAN 1998 PAZAR
14 KULTUR
Muhsin Ertuğrul ve Cahide Sonku 'yu konu alan 'Cahide' müzikaline tepki
'EfsaneyeihaneteıUlmcmelVHANDANŞENKÖKEN
Suskunluk bozuldu. Ilk ses Zeynep Oral'dan gel-
di; "Susmakdasuçtur" diye. Sonra Tiyatro Bakış'ın
sahnelediği. Nezihe Araz'ın yazdığı. Hakan Altı-
ner'in yönettiği 'Cahide' müzikalini izleyenler tep-
kilerini dile getirmeye başjadı.
Oral soruyordu Milliyet gazetesindeki 'Esintiler'
köşesinde: "Değerieriniizikaralayıp,çarpıtıpsunma-
ya hakkımız var mı? Genç kuşaklara onlan vanlış ta-
nıtmaya hakkımız var mı?"
Zeynep Oral'ı bu yazıyı yazmaya yönelten ve
aşağıda görüşlerini okuyacağınız aydınlann yoru-
muna yol açan; Nezihe Araz'ın yazdığı, Hakan Altı-
ner'in yönettiği "Cahide" adlı oyundu. Bu oyunun ilk
versiyonu geçen yıl Nurseü İdiz'in başrolünü üstlen-
diğı, ikincisi ise bu yıl Tiyatro Bakış'ın sunduğu, bu
kez Nükhet Duru'nun başrolü oynadığı "Cahide"
müzıkaliydı.
Oyunda Türk tiyatrosunun usta ismi Muhsin Er-
tuğrul, elinden içki bardağı düşmeyen, Cabide Son-
ku') u içkiye alıştıran, Oral'ın değindiğı gibi "kaba
saba, ağzı bozuk, baskıcı, despot ve herkesi sömüren"
bir rejisör olarak yansıtılıyordu.
Selim 1leri, "yaşamıs, kişiJerden yola çıkılacak
oyunlarda, salt "sıyah", sait "beyaz' çiğ kaçma tehli-
kesiyle karşı karşıya" olunduğunu vurgularken, Muh-
sin Ertuğrul \e Şaziye Moral'a çok şey borçlu oldu-
ğumuzu belirten Aüye t'zunatağan, kişiliklerin yan-
lı$ yansıtılmasından yakınarak "Tarihteki insanlan
zaaflanyla değerlendiremeyiz. Hepsinin bu ülkeye
yapnğı çok özel şeyler var. Çok uzgünüm, çok yarab-
yım" dıyor.
Ayla Algan ise bir efsane ya da bir tema ele alın-
dığında o efsaneye ihanet edilemeyeceği görüşünde.
Füsun Akatiı, yasamış insanlardan yola çıkan bir kur-
macanın; yeniden yasatmaya kalktığı kişiye ve seyir-
ciye de bir sadakat ve saygı borcu olması gerektiği-
ni savunuyor.
Yddız Kenter de hıç bir belgeye dayanmayan bazı
kişisel yorumlann. Muhsin Ertuğrul'un yarattığı ay-
dmlığı gölgeyebileceğine asla inanmadığmı belirte-
rek. "Türk tiyarro tarihinin doruğundan onu aiaşağı
etmeye kimsenin soluğu yetmeyecektir" diyor.
I
Kenter- Onu alasagı
etmeye kimsenin
soluğu yetmeyecektir
Yıldız Kenter
Hocamız, ustamız Muhsin Ertuğrul'Ia çalışabil-
me. ona çıraklık edebilme şansım oldu. Bu bakım-
dan çok mutluyum.
Birçok meslekta-
şım gibı.
Yine birçok mes-
lektaşım gibi ona
kendimi çok yakın,
bazen de biraz uzak
hissettiğim zamanlar
daoldü:"
:
'" '• > •"!"
Ama onun büyük
tutkusuna hep büyük
bir hayranlık, büyük
bir saygı duydum.
Ufak tefek kışisel
pürüzler benım hay-
ranlığımı, benim say-
gımı hiç mi hiç zedelemedi.. zedeleyemezdi.
Hiçbir belgeye dayanmayan bazı kişisel yorumla-
nn da onun yarattığı aydınlığı gölgeleyebıleceğıne as-
la inanmıyorum.
Değişik yorumlaryapılacaktır.. ama kafasını, gön-
lünü, ömrünü vererek tırmandığı Türk tiyatro tarihi-
nin doruğundan, onu aiaşağı etmeye kimsenin solu-
ğu yetmeyecektir.
Aynca ben, böyle kasıtlı bir teşebbüs karşısında ol-
duğumuza da inanmıyorum.
I
Oral: Değerlerimizi
karalamaya hakkımız
var mı?
...Bir süre önce Istanbul'da sunulan, ardından An-
kara'ya turneye giden "Cahide" müzikalini görme-
dim. Ama bir yıl önce aynı metnin başka bir prodük-
siyonunu gördüm.
(Oncekinde Cahide
rolü Nurseli Idiz' indi,
şimdikinde Nükhet
Duru'nun.)
...O oyunda Muh-
sin Ertuğrul "un. bu
koca ustanın, bu "ho-
ca"nın, elinden içki
bardağı düşmeyen bir
"rejisör" kimliğine
sokulduğunu gör-
düm. Yanlış anlaşıl-
masın: Muhsin Ho-
ca'yı oynayan oyun-
cuyu eleştirmiyorum. Oyunculann oyun ya da şarkı
söyleme biçimlerini ya da oyunun şöyle mi böyle mi
sahnelendiğini ya da teatral herhangi bir öğeyi sor-
gulamıyorum. Benim sorguladığım, işin özündeki
ahlak anlayışı.
...Bu eserde öyle bir "rejisör" kımliği çıkıyor kı
karşımıza! Bir kere kaba saba. ağzı bozuk, baskıcı,
despot ve herkesi sömürüyor. Başta Cahide olmak
üzere kadın sanatçılan başkalanna peşkeş çekebili-
yor. Onlara, kadmlıklanndan kimin nasıl yararlandı-
ğını sorabiliyor. Cahide'ye "Karnı burnunda kaduı-
lara tahammülüm yok. Aldır şu piçü" diye haykın-
yor, vb.
...Cahide Sonku'nun da imajı Muhsin Ertuğrul'un-
kinden daha parlak değil bu oyunda... Ve insan ister
iştemez soruyor, yazar Nezihe Araz bunca mı nefret
ediyordu bu insanlardan, diye.
Cahide Sonku'yu tanımadım. Ama filmlerini gör-
düm ve sahnede var oluş biçimine ilişkin her şeyi oku-
dum ve tanıdıklanndan dinledim. O, eşsiz ve yeri
doldurulamayan bir sahne yaratığı, bir oyuncuydu.
Muhsin Ertuğrul'u, Türk tıyatrosuna katkılarını
bilmekle kalmadım, kendisini yakından tanıdım. Dü-
şünceleri, yazılan, konuşmalan, eylemlen. tüm ya-
şamı benim için ders niteliğinde oldu. Bugün bir-Tû'rk
tiyatrosundan, Türkiye'de tiyatrodan söz edebiliyor-
sak, bunu ona borçluyuz. Genç kuşaklar bu insanla-
n gerçek yönleriyle tanımak ıstiyorlarsa ıki dev ese-
ri okumalannı öneririm:
Muhsin Ertuğrul'un "Benden Sonra Tufan Olma-
sın" adlı anılan ve Özdemir Nutku'nun düzenlediği.
Muhsin Ertuğrul'un tiyatro düşüncelerini kapsayap
"Gerçeklerin Düşieri"...
... Yeniden soruyorum:
Değerlerimizi karalayıp, çarpıtıp sunmaya hakkı-
mız var mı?
ZejnepOral
I
Genç kuşaklara onlan yanlış tanıtmaya hakkımız
varmı?
İleri: Döneme tanıklık
edenlerde derin
huzursuzluk yarattı
Cahide oyununu ilk oynandığında izleyememış-
tim. Bu kez izledim. Düşündürücü bir çaba Cahide.
Yapım açısmdan düşündürücü. Emek venlmediği ıle-
n sürülemez. Dekorundan giysılenne bir çaba söz ko-
nusu. Ne var ki döne-
mi bilenlerde, döne-
me tanıklık etmiş ki-
şilerde derin bir hu-
zursuzluk da yarattı.
Nezihe Araz ken-
disinden pek çok şey
öğrendiğim. birlikte
çalışmaktan gerçek-
ten kıvanç duyduğum
bir yazanmızdır. Bir-
likte Afife Jale senar-
yosunu yazmıştık.
Selim İleri
Çok hoş çalışma gün-
leriydi. Bu kez bana
şaşırtıcı gelen, Afife Jale'de olanca müspet göster-
diğimız Şaziye Moral'm, tiyatro kulislerinde, kori-
dorlannda, elinde ıçkı bardağı, pek mahallevari bir
hanım olarak gösterilmesi oldu.
Şaziye Moral'ı tanıma mutluluğuna erişmiştim.
Yalnız çok usta bir oyuncu değil, çok da saygı
uyandıran bir insandı. Cahide oyununda o Şazi-
ye Moral nereden nereye nasıl böyle oldu, bile-
miyorum. Sonuçta bir müzikal miydi seyrettiği-
miz, bir oyun muydu, onu da kestiremedim. Şa-
şaalı olması istenmiş bir gösteriydi belki de.
Birinci sınıf biryorumcu olan, çok sevdiğim
Nükhet Duru'nun tiyatroculuğu bu kez. önce-
kı çabası Carmen'in gerisındeydi. Tiyatro oyu-
nunda tıyatrocu gibı şarkı söylemek endişesi.
Nükhet Duru'nun sahne performasını kısıtlı-
yor gibime geldı. Ama MehmetTeoman'ın o ka-
dar güzel şarkı sözlerinı yadsımayalım.
Muhsin Ertuğrul meselesıne gelince; Muhsin
Ertuğrul konusunda bugüne kadar pek çok şey söy-
lenmıştir, olumlu ve olumsuz. Muhsin Ertuğrul'u
olumsuz yönleriyle gösterebilir bir yazar, yönetmen.
Buna nıye karşı olalım? Yalnız şunu beklemek hak-
kımız: Olumlu yönlerinı ırdeledikten. tiyatromuza
büyük hizmetini vurguladıktan sonra.
Bir de şu var: Yaşamış kişilerden yola çıkılacak
oyunlarda. salt 'siyah', salt 'beyaz' çiğ kaçma tehli-
kesiyle karşı karşıya. Külrengi hem hüzünlü, hem
anlamlı... Bilmiyorum, sevgili Hakan Alünerbu ko-
nuda ne düşünüyor. Bu konuyu sanınm asıl oyunun
yönetmeni aydınlığa kavuşturacaktır.
Uzunatağan: İlk kez bir
oyunu ağlayarafc - •• -
terkettim ••••»'"'»
! !
I9 yaşmda Muhsin Ertuğrul'un açtığı bir imtihan-
la Şehır Tiyatrolan'na girmiş bir sanatçıyım ve 36.
sezonum başlaya-
cak. Uzun yıllar
Muhsin Ertuğrul ile
çalışmak gibi bir
şansım oldu. Daha
çocuk yaşmda iken
okul ödevlerimi ya-
pıp yapmadığımı
kontrol etmek için
sık sık odasına ça-
ğınr, "Gel buraya,
buradayap"derdi.
Tepebaşı Dram Ti-
yatrosu'ndaki oda-
Aliye Uzunatağan sında oturur ders ya-
pardım. Ben Muhsin Ertuğrul öğretısınden gelmiş,
Darülbedayı denılen kuşakla çok oyun oynamış bir
sanatçıyım. Bu ınsanlann tiyatro adabı, terbiyesi ve
disiplini o kadar müthişti ki özellikle Ertuğrul. tiyat-
ro konusunda çok dısıplinli bir insandı ... Tabii ço-
cukluğumda ve genç kızlığımda bunlar bana çok ka-
tı kural olarak gözükürdü, fakat bugün anlıyorum ki
tiyatro zaten disiplin demekmiş.
Muhsin Ertuğrul'un odasmda içki şişesine rastla-
madım hayatımda. Muhsin Bey'in içki ikram ettiği-
ni görmedim, evine giden konuklanna da üzeri işa-
retli özel bardaklan varmış. "Azışunuyapar.çoğubu-
nu yapar" diye. Azını ko> ar ikram edermiş. Ben hiç
evine gitmedim. ama Muhsin Bey'le çok oyununda
çalıştım. Çok odasında bulundum. sanatçılarla olan
diyaloğunu biliyorum.
Cumhurıyet döneminın kahramanı bunlar. Eğer
bugün bir konservatuvar. Türk tıyatro'su diye bir şey
varsa, temelınde Muhsin Ertuğrul'a borçluyuz. Bu in-
sanlara dönüp baktığımız zaman ancak heykellerini
yapıp. onlan özel geceler düzenleyerek anmalıyız.
İlk prodüksiyonu ızledığim zaman, Tomns Ha-
nım'ın oynadığı rol Perihan Tedü olarak geçiyordu.
lkincı prodüksiyonda Şaziye Hanım yapmışlar. Şa-
ziye Hanım bugün Şehir Tiyatrosu ailesinden kime
sorarsanız sorun. kişıliğiyle, özel hayatmdaki kımli-
ğiyle. sahne disipliniyle \ e iyi o>
r
unculuğuyla cum-
huriyet döneminin en iyi kadın oyunculanndan bir ta-
nesiydi.
Şaziye Hanım'la birlikte "Erkeklere Yasak" adlı
bir oyun oynadık. Tiyatroya üç saat öncesınden ge-
len, oyuna bir saat kala her şeyıyle kuliste hazır. hat-
ta aksesuvannı eline alıp bekleven nadir oyuncular-
danbirtanesi>dı.
Özel hayatındaki kimliği de inanılmayacak kadar
dürüst ve şekerdi. Şaziye Hanım'm kuşağı, sadece ti-
yatro içi disıpline değil, binalara bile sahip çıkarlar-
dı.
Nükhet arkadaşımız bence elinden gelenı yapmış,
bütün oyunculann sarfettıği emeğe çok saygı duyu-
yorum. Ama Muhsin Beyin provadaki bir oyuncuya
içki ikram edeceğini bana kimse inandıramaz, çün-
kü bunu ben yaşadım.
Muhsin Bey var diye kuliste parmaklannın ucun-
da yürürdü sanatçılar. Böyle katı, böyle bir disiplin-
li insandı. Bugün budisiplinin. sahnede üretilecek şey
için ne kadar gerekli olduğunu anladım ve Muhsin
Bey'den öğrendiklerimi ögrencilerime anlatıyorum;
"Sahne demek vitrin demektir, tiyatrocu bir sporcu
gibi yaşamalıdır" diye.
Ben yıllarca Muhsin Ertuğrul'un cebinden ödedi-
ği parayla bale, eskrim, pantomim dersleri alarak bü-
yümüş bir çocuğum. Uzun yıllar sonra öğrendim bu-
nu. Ben ilk defa ağlayarak bir oyunu terk ettim. İlk
prodüksiyonda da arkadaşlarla gidip konuşmuştum
kuliste, "Muhsin Bey bu değü" diye.
Ama Şaziye Hanım da üzerine eklenince, ağlaya
ağlaya ve bağıra bağıra bir oyunu terk ettim
Tabii sahnede emek veren arkadaşlanm de-
ğıldi asla terk ettığım.
Oyuncular Muhsin Bey'ı
belki de tanımıyorlardı ama ge-
ne de karşı durmalıydılar. Ca-
hide Hanım'ı alkole alıştıran
insan olarak gösterilmesi çok ağ-
rıraa gitti.
Onlan çok seviyorum, çok şe>
borçluyum diye çok duygusal baktığı-
mı sanmıyorum olaya. Tarihteki in-
sanlan zaaflanyla değerlendiremeyiz,
onlann hepsinin bu ülkeye yaptı-
ğı çok özel şeyler \ar. Çok
Nezihe Araz'ın yazdığı, Hakan
AJöner'in yönettiği "CaJude"
müzikalinde Muhsin
Ertuğrurun kişiliğinin
çarpıülarak \ansıüJmasına
önceZejnep Oral tepki
gösterdi. Türk
tiyatrosunun
usta ismini taıuyan,
dönemine tanıklık
eden Idşiter de; gerçekle
kurmacanın arasındaki
aynma. bir efsaneye ihanet
edilmemesi gerektiğine
değinerek, bu çarpıtmalaria
hem etik problem yaranJdığını
hem de sanatsallığın ağır yara
aldığını, ancak kişisel
yorumiaria Muhsin
Ertuğrul'un
aydınlığına
asla gölge
leyeceğini
befirttiler.
lûllliU*.
üzgünüm, çok ya-
ralıyım.
IAlgan: Sustukça
her seferinde
imaj bozuluyor
Şimdiye kadar sustuk ama
baktık ki her seferinde imaj bo-
zuluyor. Cahide'yi o kadartanı-
mıyorum. fakat Muhsin Ertuğ-
rul'u çok iyi tanı>orum. Biyogra-
fik oyunlan ele alındığı zaman,
yansıtmak istediğiniz kışinin araş-
tırmalannda. o kişinın ha>atında
yaptığı \e yapmamaya dikkat ettiği
ve temiz kalmak için hayatında belki
çok şeylerden \azgeçtiği olaylan bıl-
meye mecbursunuz.
Muhsin Ertuğrul odasına bir ka-
dın geldiği zaman ayağa kalkar. o
14 yaşmda bir kız cocuğu da ol-
sa. Muhsin Ertuğrul tiyatroya iç-
ki sokmaz. çünkü sanatına ve dü-
şüncelerine saygısı olan bir ınsan-
dır ve yetıştirdiği kişilerin de bu say-
gı. düşünsel, imgesel. sanatsal yaratım içinde
olmasını ister.
Içkiyle değil. yara-
tıcılığıyla... Dola-
yısıyla "Cahide"
de, hep Cahide
yönünden yazıl-
mış tekst. Birkaç
kere tiyatroyu
terk edip gitmesini ve
o gecenın oyununun
oynanmama tehlıkesi
yaşandığını bir Muh-
sin Ertuğrul bilir. Bu-
nu seyirci de bilmez.
Bir başrol oynayan
aktnst tiyatroyu terk ederse o geceki oyun oynanmaz.
Muhsin Ertuğrul'un bu dertleri gösterilmemiş. Tabii
kı o sanatçı geri döndüğünde tiyatroya ve rol istediği
zaman, o kişinin övgüler saçacağını düşünmezsiniz.
Yazar bari bir sefer. Muhsin Ertuğrul'un bir gece ge-
çirdiği bunalımı gösterseydi bize. Bir efsane ya da bir
tema ele aldığınız zaman yazar olarak, o temaya, o ef-
saneye ihanet edemezsınız. O zaman başka efsane seç-
seydiniz. Muhsin Ertuğrul Türk tıyatrosunu ve kon-
servatuvarlan kuran kişidir. Atatürkona. ne istersiniz,
dedıkleri zaman. herkes aylığında daha fazla para ıs-
terken o "Yatılı bir konservatuvar Jstnonım" dedi.
Neden yatılı? Anadolu'dan gelen çocuklan ve ailele-
Ayla Algan
ri de onlan yollayabilsin di-
ye. Yatılı bir Türk tiyatrosu-
nun kuruluşunu simgelerken;
tiyatro, bılgi objesi olarak öğ-
renilsin istediydi. Cahide'yi az
tanıyorum ama bir mahalle kızı
olmadığını da biliyorum. Cahi-
de'yi Muhsin Ertuğrul yarat-
mıştır. Eğer sanatçılar derviş
olma kimliğini ve daha derviş
olmadım kimliğini öğren-
mek istiyorsa, bunun en iyi
hocası da Muhsin Ertuğ-
rul'dur.
Akatll:
Kurmacanın
saygısı olmalı
*Cahide"nin ikınci
versiyonunu görmedim.
Ama birinci versiyonunu ya-
kından biliyorum. Gerçek
olaylara v e gerçek kişilere sa-
dakat bakımından çok sorun-
luydu. Muhsin Ertuğrul'u
çok yonüyle ıncelemiş biri
olarak hakkında okudukla-
nmdan, dinlediklerimden oluş-
turduğum Muhsin Ertuğrul imgesine
son derece aykın bir karakter yaratıldığı kuşkusuz.
Yaşamış insanlardan yola çıkan bir kurmacanın yeni-
den vaşatmaya kalktığı kişiye bir sadakat ve saygı bor-
cu olmalıdır. Tabıı seyirciye de. Ben ne ağır karakter
kusurlanylabiçimlenen Muhsin Erruğrul'u Türktiyat-
rosunun kurucusu ve
büyük ustası Muhsın
Ertuğrul olarak kabul
edebildim: ne de aynı
yazar-yönetmen ikilisi-
nin kotardığı acıklı Ata-
türk'ü ıçime sindirebil-
mıştım. Bence bu çar-
pıtmalar sadece etık
problem yaratmakla
kalmıyor, yapılan işin
sanatsallığı da ağır yara
alıyor. Nitekim söz ko-
nusu iki işte de böyle
olmuşrur. Füsun Akath
KÖŞEBENT
ENİS BATUR
Ragıp Duran
Ragıp Duran'ın etrafına dört duvar örülmesine
48 saat kaldı: Düşündüklerini ifade ettiği için ye-
di buçuk aylığına içeri girdiğinde, belki de Rena-
ud'nun şarkı sözünü düşünecek:
"Güzel bir yazım olsun ki
Asi kelimeler yazayım her tarafa
Öyle asi ki, yıkılsın duvaıiar."
Kendi eliyle çevirmişti o sözleri Ragıp; duvarla-
rın arasında boş durmayacağına göre, yazısı gü-
zel kelimeleri asi olsun dileyelim, bir de şunu: On-
dan uzak geçireceğimiz 225 gün onun için çarça-
buk geçsin.
Birkaç ay önceydi, televizyon kanallanndan bi-
rinde, katıldığı açık oturumda dile getirmişti Ragıp
Duran: Son on yıl içinde medyaya transfer olmuş
kimi arkadaşlarımız 'mal varlığı beyânı'nöa bulun-
sunlar, diye. Sanınm en az kimi siyasilerimiz ka-
dar açıklamakta zoriuk çekenler çıkardı, medya yıl-
dızlarımız arasından. Bunun farkındaydı Ragıp ta-
bii, on-on beş yıl önce, çizgileri ayrılmazdan ön-
ce, durumlan neredeyse aynıydı. Sonra ne oldu?
Ragıp Duran'ın durumu, ne olduğunu bize göste-
recek işaretlerden yalnızca biri: Iman kaynağı de-
ğişen insanlar bir tek gerçek tanır oldular, bulma-
ca herkesin yanıtını hemen verebileceği bir kav-
ram: Para.
Oysa, Ragıp'giller ortama ayak uyduramadılar;
idealizm anakronizminedüştüler, hâla düşüncele-
rini çıkarlannın üzerinde tutacak kadar safdil ve de-
modeydiler, etraflannda onca susturulan olduğu-
nu görüp, hiç değilse akıllansalar, korksalardı ya.
Böyle yapmalıyken üstüne gitti Ragıp. 'Apolet-
li Medya' kitabında çerçevesini çizdiği basın dün-
yasının dileseydi nimetlerini pekâlâ paylaşabilirdi:
Paris'te hukuk öğrenimi görmüş, öğretim üyesi ol-
muş, AFP'den BBC'ye saygın yurtdışı kurumların-
da iz bırakan işler yapmış, Hürriyet'ten Cumhuri-
yet'e, Türk basınında görev almış biri merdiveni
kolay tırmanırdı.
Gelgelelim, bağışlanmaz saplantılan vardı Du-
ran'ın: Özgür düşünceye, ifadeye sıkı sıkıya bağ-
lıydı bir kere; televizyonun ve gazetenin doğru 'dan
yana tavır içinde politikasını kurması, koruması
gerektiğine altedilmez biçimde inanıyordu -apo-
letli dünya faturasını keserken herhalde bu inadı-
nı hesaba katmıştır.
Güleryüzlü, hatta kahkahalı, yumuşak görünüm-
lü bir adam. O efendi çehrenin arkasında ödün ver-
mez, gerektiğinde sertleşebilen bir savaşçının
beklediğini tanıyanlar bilir. Üstüne üstlük, savaş-
çının ciddi bir birikim sahibi olması koşulunun far-
kındadır Ragıp: Durmadan bilgisinitazelemiş, do-
nanımını arrtırmaya özen göstermiştir. Özellikle de
iletişim alanında, bütün kuramsal yeniliklerle sıcak
ilişki içinde kalmaktan geri durmamıştır. Hapisha-
neye girmezden önce hâlâ yeni kitaplann peşin-
de koşmuyor muydu?
Tek seçeneği dört duvar arasına girmek değil-
di, öte yandan: Ünlü Liberation gazetesi ona ka-
pılannı hemen açmıştı sözgelimi. Bu çözüm, onu
kısa vadede savaşımın dışına çıkanrdı, yanaşma-
dı. Bir mola olarak algılıyor bu süreyi, kitap yaza-
rak, çevirerek geçineceği günler: Aragon'un şiirin-
deki gibi: "Zaman geçsin diyedir şarkı söytûyo-
rvm!"
NeyapıyorTürkiye? Neden, bugün bile, düşün-
ce ve ifade özgüıiüğü uykulannı kaçırıyor? Görmü-
yormuyuz, sanıyor: Kimlerin, neler yaptıktan son-
ra, ellerini kollannı sallayarak yurtiçinde ve yurtdı-
şında gezindiğini?
İlk değil Ragıp Duran, denilecek biliyoruz iik ol-
madığını, derdimiz bunun son olması için yan ya-
na gelmesi gereken insanların yan yana gelmeme-
sinden kaynaklanmıyor mu?
Sabır diliyorum sana, Ragıp Duran.
Leo Buscaglia yaşamım yitirtP
• Kütriir Servisi - Sevgı üzenne yazdığı kıtaplanyla
tanınan yazar Leo Buscaglia. geçen gün Tahoe Gölü
kıyısmdaki e\ inde geçirdiği kalp krizı sonucu
yaşamını yitirdi. Ülkemizde yayımlanan 'Yaşamak
Sevmek Oğrenmek'. '9 Numaralı Otobüste Cennete
Doğru', "Sevgili Babam", 'Sevgi İçin Doğmak',
'Kişilik', 'Sevgi Öyküleri", 'Birbirimizi Sevebilmek',
'Sadece Sevgi', 'Boğanın Yolunda' adlı kitaplanyla
tanınan yazann yapıtian 20'den fazla diie çevrilmişti.
Yves Montand babalık
davasından aklandı
• Kültür Servisi - Üç ay önce cesedi mezanndan
çıkanlarak DNA testi yapılan Fransız aktör ve şarkıcı
Yves Montand aklandı. Montand'ın kızı olduğu
iddiasıyla 10 yıl önce babalık davası açan Aurore
Drossart. davayı kaybetti. DNA testi üç ayn uzman
tarafından gerçekleştirildi ve yapılan testler
sonucunda elde edilen Montand'ın genetik bulgulan
Drossart'ınkiyle uyuşmadı. Dava, Montand'la bir
zamanlar ilişkisi olduğunu öne süren Anne
Fleeurange ve kızı Aurore Drossart tarafından
açılmışn. Hayattayken iddialan kabul etmeyip, DNA
testini reddeden Montand'ın ölümünden sonra
cesedinin çıkanlarak testlere tabi tutulması Fransa'da
büyük tepkiye yol açmıştı.
BUGÜN
• ATLARI DA VURURLAR saat 21.30'da Rumeli
Hisan'nda izlenebilir. (244 28 39)
• TOHUM KÜLTÜR MERKEZİ'nde Yılmaz
Güney'in *Yol' adlı fllmi izlenebilir.
26. ULUSLARARASIISTANBUL MÜZİK FESTİVALİ
BUGÜN
• AKM Konser Salonu'nda saat 19.00'da Cabbar
Karyagdı Mugam Üçlüsü dinlenebilir.
Y4KIN
• AYA İRİNİ MÜZESİ'nde Mariinski Tiyatrosu
(Kirov Operası) konseri izlenebilir.
1. ULUSLARARASI ISTANBUL ÇOCUK TİYATROSU FESTİVALİ
BUGUN
• TAKStM SAHNESİ'nde saat 12.00 ve 15.00'te
Özbek Devlet Gençlik Tiyatrosu'nun sahnelediği
'Kibritçi Kız' adlı oyun görülebilir.
YARIN
• KENTER TtYATROSU'nda saat 10.30-l3.30'da
'Prizma' adlı oyun yer alıyor.
• TAKSİM SAHNESİ'nde saat 10.30-13.30'da
'Kibritçi Kız' adlı oyun izlenebilir.