25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CumhuriyeC Imtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmeni: Orhan Erinç • Geneî Yayın Koordinatörü HikmetÇe- rinkava # Yazıışlen Müdürü: Ibrahim Yıldız # Sonımlu Müdür Fikret İlkiz 0 Haber Merkezı Müdürü: Hakan Kara 0 Görsel Yönetmen: Fikret Eser Dı* Haberier Şinasi Danışoğlu # Istıhharat Cengiz Yıldınm • F.konomı Vfehmet Saraç 0 Kultür Haııdan Şenköken 0 Spor Abdiilkadir \ ücelman 0 Makaleler Sami Karaören 0 Duzcltme: Abdullah Yaaa0Fotoğraf Erdoğankö>eoğlu0Bılgı-Bdge. Edibe Buğra 0 Yun Haberlen Mehmet Faraç Yayın Kurulu İlhan Selçuk (BaşVan). Orhan Erinç. Okla> Kurtböke. Hikmet Çetinka\a, Şükran Soner. Ergun Balcı. İbrahim Yıldız, Orhan BursaİL Mustafa Balbav, Hakan kara. AnkaraTeniMİciii MustafaBalba\ Atatürk Bulvan No 1 125.Kat:4.Bakanhklar-AnkaraTd 4195020(7hat), Faks: 41950:? 0 tzmır Temsilcısı Serdar Kızık, H. Ziya BK.İ352S 2 3 Td:441i220. Faks. 44191 i 7 0 Adana Temsilcısı: Çetin Y iğenoğlu, tnönü Cd 119 S. No: 1 Kat: 1. Tel 363 12 11. Faks 363 12 15 Müessese Müdıirir Üstün Akmen # Koordınatör Ahmet korulsan 9 Muhasebe Bûlent Yener#ldare Hüsevin Gürer«lşletme Önder Çdik • Bılgı- lşlem. Nail İnal # Bılgısayar Sıstem Mürüvet Çiler • Satış Vazilet Kuza MEDYA C: • Yonetim Kurolu Başkanı - Genel Mudur Gülbin Erduran # Koürdınator Reha I;ıtman • Genel Mudur Yarduncıa SevdaÇoban Tel. 514 07 53 - 5139580-5138460-61.Faks 5138463 ^*avımJa>ia \e Basaa: > ent öun Haber Aransı. 8asm ve Vayıflcı/ık A Ş TürkocajıCad 39 41 Cağaloglu 34334 lst.~PK.246 lstanbul Tel. (0 212) 512 05 05 120 hatI Faks. <0 2121 513 85 95 10HAZİRAN 1998 İmsak: 3.24 Güneş: 5.25 Öğle: 13.11 Ikındi: 17.08 Akşam: 20.42 Yatsı: 22.34 vvv. vv.cumhuriyet. com.tr Şaşırtan yıldız kümesi • LOS A.NGELES (AA) - Iıökbiljmciler. Dünya gezegenine "çok yakın' conumda. devasa bir kahverengi cüce' jezegenin eşlik ettiği. yeni »luşmuş bir yıldız kümesi teşfettiler. California Cniversitesi çökbilımcileri. sadece 150 ı$ık yıh uzaklıktaki yeni kümenin nasıl oluştuğunu, evren ölçülerine göre, 'bu ladar yakındakı" bir gök cisminin niçin daha önce keşfedilemediğini anlamaya çalışıyorlar. lise' heyecanı I Haber Merkezi - Cniversitelere giriş için yapılan sınavlardan sonra ikinci büyük sınav haline gelen ve bu yıl ilk kez gerçekleştirilecek olan Ortaöğretim KurumJan Ögrenci Seçme ve Yerleştirme Sınavı'nda (OK.ÖSYS), 309 bin 937 öğrenci vanşacak. Fen, Anadolu, Anadolu Öğretmen, Anadolu Jmam-Hatip, Anadolu Meslek ve Teknik liselerine girmek isteyen öğrenciler için yapılacak sınav; 13 Haziran Cumartesi günü saat 10.00'dabaşlayacak. Sınav. tüm il merkezleri ile Lefkoşa. Riyad. Medine ve Cidde'de gerçekleştirilecek. Sınav sonucunda bu liselere, toplam 83 bin 450 ögrenci alınacak. Willy özgiirlük yolunda • Dış Haberier Servisi - "ÖzgürWilly" filmlerinin yıldızı katil balina Keiko, yakında özgürlüğüne kavuşacak. 22 Ocak 1998'decekilenbu fotografta, Oregon'da uzun zamandır yaşadığı akvaryumda görülen Keiko'nun kısa süre sonra tzlanda'ya gitmesi bekleniyor. Özgür Willy Keiko Vakfı'ndan bir heyet, dün lzlanda Başbakanı David Oddsson ıle görüşerek, başbakandan, Keiko'nun tamamen serbest bırakılmadan önce bir süre ülkesindeki denız akvaryumunda kalmasını istedi. (Fotoğraf:AP) Hipnozla göğüs büyütme • NEV\ VORK(AA)- Hipnoz yoluyla kadınlann göğüslerini büyütmenin mümkün olduğu bildirildi. ABD basınında yer alan haberlere göre. Fransa'da uygulanmasına başlanan yeni yöntemle. kadınlann göğüs ölçüleri 2.5 ila 4 santimetre arttınlabiliyor. Yöntemin uygulayıcısı Dr. Michel Lechamps tarafından 'European Journal of Medicine' dergisinde yayımlanan sonuçlara göre 238 kadının göğüsleri 6 hafta süren hipnoz tedavisiyle büyütüldü. Dr. Lechamps, beyin gücünün vücut üzerinde insanlann sandıklanndan çok daha etkili olduğunu söyledi. Kommagene Festivali • KÂHTA (AA) - 6. Uluslararası Kâhta Kommagene Festivali. 25- 27 Haziran arasında düzenlenecek. Zengin tarihi ye kültürel varlıklara sahip olan Kâhta'da düzenlenecek festivalin hazırlıkları tamamlandı. Festival süresince yerel, ulusal ve uluslararası kültürel ve sportif etkinlikler düzenlenecek, halkoyunlan. tiyatro ve Atatürk Barajı gölünde su sporlan gösterileri sunuiacak. (JNESCO Büyükelçisi, sanatçı Zülfü Livaneli de festival kapsamında konser verecek. Çevre Bakanlığı Eurogold firmasma gönderdiği yazıda, "siyanür kullanmak suçtur" dedi ...Ve Aykııt siyaniirii gördü• Eurogold firmasma gönderilen yazıda, siyanürle altın çıkarmanın suç olduğu vurgulanarak "Gelecekte de söz konusu yönteme dayalı altın üretimi faaliyetinde bulunulması durumunda 2872 Sayılı Çevre Kanunu'nun hükümleri uyarınca faaliyet durdurulacak ve gerekli yasal işlemler yapılacaktır" denildi. ANKARA(CumhuriyetBürosu) ortadan kalkmıştır" denildi -ÇevTe Bakanlığı, Bergama"da siya- nürlü yöntemle altın çıkarma giri- şimi mahkemenin verdiği kararla son bulan Eurogold'a gönderdiği yazıyla, siyanürlü madenciliğe rü- müyle karşı çıktı. Yazıda, "Siyanürle altın çıkarma vönteminin kullanılması hukuken Çevresel Etki Değerlendirmesi ve Planlama Genel Müdürlüğü'nden gönderilen ve Çevre Bakanı İmren Aykut'un da imzasını taşıyan \azı- da. Eurogold, faaliyetlerini sürdür- memesi yönünde uyarıldı. Yazıda, Izmir 1. Idare Mahkeme- si'nin "Siyanür liçi yöntemi ile altın madeni işletmesinde işletmeciye ve yapılacak olan denetime duyulan güvene bağlı olarakriskolasılığının azalacağından rümüyle söz etmek mümkün değildir. Siyanür liçi yön- temiyle altın madeni işletmesine izin \erilmesi yönündekidava konusu iş- lemde kanıu yaranna uygunluk bu- lunmadığı" gerekçesiyle verdiği ıp- tal karan anımsatıldı. Yazıda, yerel mahkeme karanna Çev re Bakanlığı 'nca yapılan temyiz istemini Danıştay'in reddettiğine ve karan onadığına dikkat çekilirken, "Siyanür liçi kullanılması hukuken ortadan kalkmıştır" denildi. Bun- dan böyle siyanür kullanılamaya- cağı vurgulanan yazıda. •'Gelecek- te de söz konusu vönteme dayalı al- tın ürefimi faalhetinde bulunulma- sı durumunda 2872 Sayüı Çevre Ka- nunu'nun hükümleri uyarınca fa- aliyet durdurulacak ve gerekli yasal işlemler yapılacaktır" uyansında bulunuldu. Aykut çelijki) e düşmüştii Izmir 1. Idare Mahkemesi. ilk ka- rannda, iptal istemini reddetmiş, bu karan Danıştay bozmuşru. Kapatı- lan RP'nin Çevre Bakanı Ziyaettin Tokardöneminde bakanlık. "karar dÜ2eftme"istemiyle Danıştay'a baş- vurmuş. daha sonra göreve gelen Aykut, bu istemi geri çekerek, çev- recilerden "sabırlıolmalannr iste- mi şti. Ancak Çevre Bakanlığı, yerel mahkemenin Danıştay karanna uy- masının ardından temyiz davası aç- tı.Aykut'un, Danıştay'ın karanna yapılan itirazı geri çekmesi. sonra aynı doğrultudaki karan temyize götürerek çelişkiye düşmesi çevre- cilerin büyük tepkısini çekmişri. Ay- kut. daha sonra yaptığı açıklama- larda da. Eurogold firmasının faali- yetlerinin durdurulması işleminin Çevre Bakanlığf nca değil, ruhsatı veren Enerji Bakanlığı'nca yapıl- ması gerektiğini savunmuştu. Doğal Hayatı Koruma Derneği: Denizlerde her yıl 20 milyon ton biyolojik rezerv ölüyor Denîzler için acil eylem çağnsılstanbul Haber Servisi - Doğal Hayatı Koruma Der- neği (DHKD), 8 Haziran "Dünya Okyanuslar Gü- nü"nde, Türkiye denizleri ve kıyılarının bugünü ve geleceği için acil eylem çağ- nsı yaptı. Dünya Okyanus Günü nedeniyle önceki gün tstan- bul Boğazı'nda bir tekne gezisi düzenleyen DHKD Deniz ve Kıyı Programı So- rumlusu Filiz Demirayak, dünya okyanuslanyla bir- likte, ülkemiz denizleri ve kıyılannın da tehlikede ol- duğunu söyledi. Denizlerdeki canlı yaşa- mın ve kıyı alanlannın ko- runmasıyla ilgili yeterli ya- sal düzenleme bulunduğu- nu belirten Demirayak, çar- pık ve yasadışı yapılaşma- lara göz yuman Türk hü- kümetini kendi yasalanna uymaya davet etti. Demirayak, aşın ve sür- dürülebilir olmayan balık- çılık teknikieri, sıvı atıkla- nn denizlere deşarjı, kıyı alanlannın kentsel, endüst- riyel ve yanlış turizm yatı- nmJanna harcanmasıyla, ti- cari ve diğer deniz canlıla- nnın yaşam alanlannın hız- la tüketildiğini kaydetti. De- mirayak'm denizlerdeki du- rumla ilgili verdiği istatis- tiki bilgilere göre her yıl "20 milyon ton" istenme- den avlanan deniz kaplum- bağası, deniz kuşu ve deniz memelisi, ölü olarak deni- ze geri atılıyor. Kentleşme ve turizmde- ki gelişmeler nedeniyle dün- yadaki deniz kaplumbağa- sı üreme alanlannın yüzde 70'i kaybedilirken. Akde- nizfoklan da yok olma teh- likesiyle karşı karşıya bıra- kıldı. Denizlerde aşın avlan- maya bağlı olarak balık stoklannın azalmasına kar- şın 8 bin 749 olan Türk ba- lıkçı teknesinin sayısı 9 bin 710'a çıktı. Türkiye deniz- lerinde nesli tehlikede olan diğer türler ise yunuslar ve bazı türköpekbalıklan. De- mirayak, deniz kaplumba- ğalannın üreme alanlann- da kıyıdan üç mil açığa ka- dar kesin bir av yasağı ge- tirilmesini, bu alanlarda kum çıkanmına son veril- mesini ve kıvıda önemli bo- yutta erozyona yol açan mendireklerin kunılmama- sını istedi. DHKD'nin ha/ırladığı oyuncak Akdenizfoku, soyu hızla tükenen deniz canlılannın bir simgesiydi DHKD sorumlusu Filiz Demirayak, endüstriyel ve ruristik kiıiilik ve yanlış avlannıanın aynı hızda sürmesi halinde, düma için çok önemli biyolojik çeşitiilik kaynağı olan deniz kaplumbağası, Akdenizfoku, yunus gibi tıirlerin maketlern le avunmak zorunda " l l f : HATİCETUNCER) TÜRKÎYE ARAŞTIRMALAR MERKEZÎ BAŞKANI FARUK ŞEN 'Türkiye turizmde AB fle ışbirliğine önem vermeli' SOYLEŞİ fiJTllA LHAN ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye Araştırmalar Merkezi Başka- nı Prof. Dr. FarukŞen. Avrupa Birli- ği'ncet AB) turizm konusunda uygu- lanacak politikalar sonucu Türkiye aleyhine tercih sapmalannın ortaya çıkabileceği uyansında bulundu. Şen. Türkiye'nin AB'ye üye olacak aday ülkeler arasında yer almaması sonu- cu sektörü doğrudan etkileyecek Av- rupa Para Birliği projesinin de dışın- da kaldığını belirtti. Faruk Şen, Türkiye Turizm Yatı- nmcılan Derneği'nce (TYD) düzen- lenen "TürkTüıioniveGeleceklOYı- h" konulu panele sunduğu bildiride, AB pazannın Türk turizminde halen birinci sırada yer aldığını kaydetti. Şen, Dünya Turizm Örgütü'nün 1997 rakamlanna göre Türkiye'nin dünya turizm gelirinden yüzde 1.56 oranın- da pay aldığını; gelen turist sayısı açı- sından 19; gelir yönünden de dünya- da 15. sırada bulunduğunu belirtti. Yeni politika yolda Şen. AB'nin turizm sektörünü doğ- rudan hedef alan politikalann belir- lenmesi konusunda henüz biranlaş- ma sağlayamamasına karşın. gelecek- te ortak bir turizm politikası yaratma olasılığının güçleneceğine işaret etti. Daha önce hazırlanan, ancak Alman- ya'nın itirazı üzerine yürürlüğe girme- yen Philoxenia Turizmi Teşv ik Prog- ramı'nı anımsatan Şen, programdan yararlanması düşünülen AB'ye üye olacak aday ülkeler arasında Türki- ye'yeyer verilmediğini kaydetti. Tu- rizmde birlik içi gelişmenin sağlan- ması konusunun AB"nin lemel he- deflerinin başındageldiğini vurgula- yan Şen. şunlan söyledi: "Trend birlik içi turizmi teşvik po- litikalannadoğru gitmektedir. Bu du- rum ise Türkiye'yi vakından ilgilen- dirmektedir.Çünkü Türkiye'yegelen ruristicrin büyükçoğunluğuABûlke- lerinden gelmektedir ve uygulanan politikalarsonucunda Türkiye aley hi- ne ve rakiplerinin lehine tercih sapma- lan ortava çıkabilir. Bu nedenle Tür- khe gekcekte benzerve Ph3o\enia'dan dahaileri giden turizmteşvikprogram- lannın ortaya çıkabikteğini göz önün- de bulundurmalı ve önlemlerini ona göre ahnahdır." 23 firma talip Dalyan projesi ihaleye çıkarıldı e-posta : tan (g prizma. net. tr ÖZC AN ÖZGÜR MUĞLA-CarertaCaret- ta deniz kaplumbağalannın önemli üreme alanlanndan biri olan Köyceğiz ve Dal- yan'ın altyapı sorunlannın çözümü için Almanlarla or- tak hazırlanan Çev re Koru- ma Projesi'nin ihalesi ni- hayet yapıldı. Özellikle Alman turist- lerin yoğun ilgi gösterdiği bölgenin kurruluşu anlamı- na gelen altyapı ihalesine 23 firmanın katıldığı, ıha- le sonucunun bir ay sonra açıklanacağı öğrenildi. Top- lam 57 milyon mark tutann- daki projenin uygulanması- na en geç sonbaharda geçi- leceği, antma ve çöp imha tesislen ile kanalizasyon sisteminin iki yılda yöre- nin hizmetine gireceği bil- dirildi. Finansman yönünden Al- man hükümetinin destek- lediği Köyceğiz-Dalyan Çevre Koruma ve Altyapı Projesi'ne ilişkin bilgi ve- ren Muğla \'alisi A. Cemil Serhadlı. projenin tamam- lanması>ia birlikte bölge- nin gelecek yüzyılda altya- pı bakımından hiçbir eksi- ği kalmamış \ örelere ömek gösterileceğini sö>ledi. Ser- hadlı, "BirazgecikildLama sonunda iv i olacak. Söz ko- nusu proje hayata geçirildi- ğinde Dalyan ve Köyceğiz, ülkemizin çevre sorunu ol- mayan sayılı yeıierinden bi- ri olacak. Aynca uygulana- cak projeve iki > ıl sonra hiz- metegirecek ünitelerin işle- tümeleri için oluşturulanye- rel birimler ülkemiz için ör- nek teşkil edecek" dedi. Muğla V'alisi A. Cemil Serhadlı. önümüzdeki bir ay içinde yertespiti yapıla- cağını belirtti. Kalp ilacı 'Poskor' piyasadan çekfldi • Roche ilaç firmasu Posicor adlı kalp ilacının ABD'de piyasadan çekilmesi üzerine bu karan aldığını açıkladı. îzmir Eczacı Odası Başkanı Mustafa Sezen, şu anda ilacı kullanmakta olan hastalann hemen bırakmasını istedi. tZMtR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Roche ilaç firmasının, hipertansiyon ve kalp hastalıklan tedavisinde kullanılan Posicor adlı ilacını ABD'de piyasadan çekmesinin ardından Türkiye'de de ay- nı karann alındığı açıklandı. Firma. Posicor'un, bazı ilaçlarla bir- likte alındığında ortaya çıkabilen önem- li ilaç etkileşimi nedeniyle bu karan al- dığını bildirdi. Izmir Eczacı Odası Baş- kanı Mustafa Sezen, şu anda Posicor adlı ilacı kullananlann bırakması ge- rektiğini belirtti. Roche firması, hipertansiyon ve kalp hastalıklan tedavisinde kullanılan Po- sicor'u kendi isteği ile piyasadan çek- me karan aldığını açıkladı. Roche ilaç firması tarafından yapılan açıklamada. "Bu sonuca, Posicor'un bir kısım ilaçlarla birlikte alındığında orta- ya çıkabilen. bazüarı önemli say ılabile- cek ilaç etkileşimlcri ihtimali hakkında bilgi birikimimizin artması ile ulaşük" denildi. Üç >ıllık araştırma Firmanın bu karan. Posicor'ukonjes- tif kalp yetmezliğinde araştıran üç yıl- lık uzun çalışmanın ön sonuçlannın in- celenmesiyle aldığının belirtildigi açık- lamada. şöyle denildi: "Posicor, uygun kullanım ile hem hi- pertansiyon hem de kronik angina pec- toris tedavisinde tutarlı olarak etkin ve iyi tolere edilir bir ilaç olduğunu ispat et- miştir. Bununla birlikte. Posicor ve yay- gın kullanılan diğer bazı Uaçlann -ki bunlann içinde kardiyovasküler ajanlar da vardır- aynı andaalınması. diğer Uaç- lann yan etkilerinin ortaya çıkma sıkh- gını artırabilmektedir." Firma. ilacın geri toplama işlemleri- nin bölge müdürlükleri kanalı ile yapı- lacağını duyururken, Izmir Eczacı Oda- sı Başkanı Mustafa Sezen, "Bu dunım- da şu anda ilaç kullananlann bırakma- sında varar var" dedi. 'Hariçten Gazel Okuyanlar!..' Eski gazinolarda, saz heyetınin hemen arkasında, o levha bulunurdu: "Hariçten Gazel Okumak Mem- nûdur" 'Memnû' o tarihte 'yasak' anlamına geliyor; 'hançten gazel okuyanlar'. içki 'meclisinde'kafayı 'bu- lup' asıl gazelhan yerine gazel 'atmaya' kalkışanlan bu yaptıklan, yasak! Artık ne o tarz gazınolar kaldı, ne de eski gazelhanlar, ama bakıyorum, başka konularda, 'hariçten gazel okuyan' az buz değil! Onları tanımayan kaldı mı? Türkiye konusu açılma- sın. Henri J. Barkey'ın. Paul Henze'nın, Samuel Hun- tington'ın, ya da Graham Fuller'ın başka işi yok, baş- hyor 'hariçten gazel okumaya'! işin tuhafı, bunlann hep- si, ya ucundan kıyısından CIA ile bağlantılı, ya da onun bir 'yan kuruluşu' sayılan Rand Corporation'la! Oku- muş olmalısmız. ABD Dışışlerı Bakanlığı Siyasi Planla- ma Dairesi'nde Prof. Barkey'le Graham Fuller kafa ka- faya vermiş, 'uzmanlan' birarayatoplamış; âdetleri bu ya, Türkiye'nin geleceği üzerine senaryo üretmişler: Fuat Kozluklu'nun haberine bakarsanız. sonuç deh- şet verici: "...radikal İslâmcı hareketler, gittikçe büyiiye- cek, bundan rahatsız olduğu için Türk Silahlı Kuv- vetleri siyasi dengelerie oynayacakmış: meselâ Fa- zilet Partisi de kapatılıyor; bunun tepkisi, radikal İs- lâmcılann isyanı, basbayağı iç savaş, camiler bom- balanıyor filan... Nihayet radikal İslâmcılarla ayrı- lıkçı Kürtler ittifak yapıyor, Silahlı Kuvvetler'le iç sa- vaşa tutuşuyor, bu da elbet ordunun kendi içinde bölünmesine yol açıyor, vs. vs!.." (Cumhuriyet, 1 Ha- ziran 1998.) Dehşet verici dememiş miydim? Haklıyım! Gariptir ama, ülkemizdeki toplumsal ve ekonomik koşullann, 'oö/e/ff/rdeğerlendirilmesinden, yada 'muhtemel' ge- lişmelerin araştırılmasından çok; ınsan okudukça, bu 'senaryonun', Atlantik ötesindeki, 'kafayıbulmuşga- zelhanlann' 'temennilerini' yansıttığı hıssine kapılıyor. Atıyor muyum? Acaba! Önceki senaryo'nun telkini... ABD, birçok etnik grubun 'din tutkalıyla' bir arada tutulduğu bir ülke olduğu için midir, nedir; 'dost ve müttefiklerinin' de öyleolduğunu sanır. Daha 50'li yıl- larda, Türkiye'dekı din faktörünu araştırmaya başlamış; (gariptir, ama doğrudur), aynı zamanda -gizli yollar- dan- nüfusun etnik dağılımını incelemeye yönelmıştir: ne miktar Kürt, Laz. Çerkes. Arnavut bulunduğu; Sün- ni, Alevi, Şii, Süryani, Musevı. hatta 'dönme'lerin 'ora- nı' araştınlıyordu: meraklısı bılir! VVashington'ın anla- mak istemediği. Anadolu Ihtilâl ve inkılâbı'nın bu 'beşeri malzemeden' ne sağlam bir 'ulusallık', ne çetin bir 'ulus' çıkardığı gerçeğidir. Öyle bir 'ulus' ki, Anadolu adındaki 'vatan'da yaşar: 'tam bağım- sızlığı' için savaşabilmok ve ölebilmek yeteneği vardır; herkese, uzun ve ortak bir tarihin çocuğu olmak yeter; din, dil, mezhep ya da sınıf aynlmaz; gözler 'çağdaş uygarlık düzeyi'ne dikilmiştir; pu- sula belli, 'hayatta en hakiki mürşit' ilim! VVashington bunun 'Kemalizm' olduğunu bılmez mi? Nasıl bılrnez! Yalnızonu mu Kemalizm'in ülkeyi ve mil- leti sımsıkı bir arada tuttuğunu da fciliyor bileşkesinin Gâzi Mustafa Kemal Paşa olduğunu da! O yüzden değil midir kı. bu defakı 'senaryonun' gizli 'yazarlann- dan' Mr. Graham Fuller: hepımize 'hayıriı'olacak, çok farklı bir 'senaryo' önermışti: "...Atatürk'ün düşünceleri, çağı için son derece güçlü düşüncelerdi; ama onun sayesinde yaratıl- mış bugünün kendine güven duyan, güçlü Türki- ye'si, artık ulusal kimliğini, yörüngesini, dünyada- ki rolünü, hatta Islâm'ın gündelik hayattaki yerini yeniden düşünmeüdir..." (Cumhunyet, 20 Şubat 1990.) 'Mustafa Kemal'i terk etmelisiniz!' telkini, acaba başka türlü nasıl yapılırdı, çok merak edıyorum... Özal da bu telkine açıktı, Çiller de, Erbakan dünden hazır; fakat sekiz yıllık 'icraatlan' ülkeyi nereye getirmiştir, ba- kar mısınız: 12 Eylül'e kadar kimsenin aklına bile ge- tirmediği Türk üst/kimliği, hanl hanl tartışılıyor; Kürtler arası (PKK-Korucular) iç savaş başlamıştır; PKK'nin, uluslararası gizli destekleri, Silahlı Kuvvetler'i işe bulaş- tırdı, bu kadar yetmezmişgibi, cumhuriyet tarihinin as- la görmediği. devlet içinde yuvalanmış 'çeteler', orta- lıkta kol geziyor... Türkiye, temeli Müdafaa-i Hukuk Doktrini olduğu için, ister MGK ıtişiyle. ister halkın tepkisiyle oisun, bu gidişe dur demek zorundaydı; demiştir de!.. işte VVas- hington D.C.'de o 'dehşetengiz' senaryonun günde- me alınması, bundan ileri geliyor; 'hariçten gazel oku- yanlann'. Türkiye için öngördükleri 'senaryo' bu de- ğildi, artık 'gldlşatı' beğenmiyortar, söylemek istedik- leri budur. Söylemiyorlar mı sanıyorsunuz? Taş gibi Kemalizm!.. Ohalde şu 'ibretâmiz' satırian bir gözden geçiriniz; "...Türk Ordusu, Modern Türkiye'nin oluşfaırul- masında, anahtar bir rol oynadı ve çok uzun süre boyunca, çok zor dönemlerde ülkeyi bir arada tut- tu; birçok yönüyle, modern çağda Türk Milliyetçi- liği'nin ilk ve orijinal kaynağı oldu..." "...fakat Türkiye daha olgun bir demokrasiye doğru tekâmül ediyor Türk demokrasisinin, bağım- sız ve özgürce tekâmülüne izin verilmezse, hiçbir zaman gelişemeyecektir. Bence ordunun son yıl- lardaki politikaları daha olumsuz oldu. Washing- ton'da birçokları, son aylarda ordunun Refah Par- tisi'ne ve diğerterine karşı eylemlerinin maksadın tersine hizmet ettiğini düşünüyor..." (Zaman, 22 Ma- yıs 1998.) EğerTürkiye'nin, 'daha olgun birdemokrasiye doğ- ru gelişmesini'\ Islâm'ın, Cumhuriyet'le içine yerleşti- rıldiği 'bireysellikten' (laiklik) çıkanlıp, tekrar 'toplum- sallaşması'na ('ılımlı' Islâm Şeriatı) bağlayan da; ancak bunun. 'bağımsız ve özgürce bir tekâmülsayılacağını' söyleyen de aynı Graham Fuller ise; VVashington D.C.'deki 'senaryonun', 'dehşetengiz' bir iç savaş ta- sanmına bağlanmasına şaşacak mıyız? Türkiye'de cumhuriyetin ihtilâl ve inkılâp sonucun- da kurulduğunu; demokrasiye geçişin, ihtilâl ve inkı- lâb'ın ana platformu üzerinde gerçekleşeceğini, acaba neden kabul etmek ıstemiyortar? Taş gibi 'Kemalizm' demek oluyor da, ondan mı? http:// www. prizma.net tr/ AILHAN http://www.eda.tr/-bilgiyay/yazar/ailhan.htlm
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear