25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet İmtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yonetmenı Orhan Erinç • Genel Yavm Koordinatoru. HikmetÇe- tinkaya • Yazıışlen Muduru: İbrahim V'ıldız • Sorumlu Müdıir Fikret tlkiz 0 Haber Merkezı Müdüru. Hakan Kara 0 Görsel Yönetmen Fikret Eser Dtj Haberler Şinasi Danrçoğlu • Ktıhbarat Cengiz Yildınm 0 Ekonomı Mehmet Saraç 0 Kultur Handan Şenköken 0 Spor Vbdülkadir \ücelman 0 MaUeler Sami karaören 0 Duzehme Abdullah Vaaa0Fotoğraf Erdoğan Köseoğlu 0Bılgi-Belge EdibeBuğra0YurtHaberlen MshmetFaraç Yayın Kurulu llhan Selçuk (Başkan). Orhan Erinç, Okta> Kurtböke. Hikmet Çetinkaya. Şfikran Soner. Ergun Balcı, İbrahim Yıldız. Orhan Bursalı. Musıafa Balbav Hakan Kara. AnkaraTemsılcısı Mustafa Balbay Ataturk Bulvan No: 125.Kaf4,Bakanlıklar-AnkaraTel 4195020 (7 hat), Faks: 4195027 0 İzmır Tems\lcıs\ Serdar Kmk, H. Zıva Blv. 1352S 2 3 Tel 4411220. Faks.44191170Adaha Temsilcısi Çetin Yiğenoğlu. tnonuCd 119S.No.l Kat:l, Tel. 363 12 11. Faks 363 12 15 Müessese Mîıdunı Lstün Akmen # Koordınatör Ahmet korulsan • Muhasebe BükıH Yener»ldare Hüsnin Gürer • Ueone Önder Çelik • Bılgı- Ijlem \ail İnal • Bılgısayar Sıstem Mürüvrt Çüer • Sanş Fızilet Kuza MED\A C: • Yonetım Kunılu Başkanı - Genel Müdur Gülbin Erduran O Koordınatör Reha Işıtman • Genel Mudur Yaniıracısı: SetdaÇoban Tel 514 <F 53 - 5139580-5138460-61.Faks 5138463 Y a\ımla>an ve Basan: Yenı Gün Haber Ajansı. Basın ve Yayıncılık A.Ş TûrkocağıCad 3941 Cağaloglu 34334 tst PK 246 lstanbul Tel (0,212) 512 05 05 [20 hal) Faks (0'212) 513 85 95 6MAYISI998 Imsak: 4.07 Güneş: 5.50 Öğle: 13.08 tkindı: 16.58 Aksam: 20.12 Yatsı: 21.48 • KAĞJTHANE ANADOLU ÜSts\ Öğrenci velilerinin eylemi • İstanbul Haber Servisi - Kâğıthane Anadolu Lisesi öğrenci velıleri, 3 yıldır öğrenci alınmasına rağmen okul binası bulunmadığı için degişik okullarda eğitim gören çocuklannın durumunu İstanbul Valiliği önünde gerçekleştirdıkleri alkışlı eylemle protesto ettiler. lstanbul Valiliği önünde sabah saatlerinde toplanan öğrenci velileri, îstanbul Valısı Kutlu Aktaş ile görüşmek istedı. Aktaş'm yurtdışında olması nedeniyle Vali Yardımcısı Veli Aslan'la görüşen velıler sıkıntılannın gıdenlmesıni istediler. îzmir ADD'den Cumhupiyere•• •••• odul • İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Atatürkçü Düşünce Derneğı (ADD) lzmir Şubesi tarafından bu yıl ilk kez verilen "Yılın Atatürkçülen' ödülleri sahiplerıni buldu. Cumhuriyet devrimlerine sahip çıkarak Atatürkçülüğü çalışma alanlannda yaşatan kişi ve kuruluşlar içın düzenlenen ödül törenine İzmır Valı Yardımcısı Ramazan Urgancıoğlu, ADD temsılcıleri, ödül sahiplen ve çok sayıda davetlı katıldı. Atatürkçü Düşünce Derneği tzmir Şubesi"nin 'Yılın Atatürkçülen" ödülüne layık gördüğü kuruluşlar arasında yazılı basın dalında ödül alan gazetemiz adına. Ödülü Cumhuriyet Gazetesı Ege Bölge Temsilcısi Serdar Kızık aldı. Seda Akman döpdüncü oldu • Haber Merkeri- Almanya'nın Leipzig kentinde yapılan Miss Intercontinental'98 yanşmasmda Türkiye güzelı Seda Akman dördüncü oldu. Gecenm en şık kadını unvanını da alan Akman, ilk üçe girnıeyi 4 puan ile kaçırdı. 23 güzelin katıldığı yanşmada. Brezilya güzeli birinci oldu. IHuslararası müzik dergisi • Haber Merkea - Müzikoloji Derneği'nin yayın organt olan "International Journal Of Music in Turkey" adlı dergınin dördüncü sayısı yayımlandı. Türkıye'de ilk kez uluslararası bir müzik dergisi olarak yayın hayatına geçen yıl başlayan IJMTnin bu sayısında "Halk müzığinde âşıklar" konu ediliyor. Feza Tansuğ'un editörlüğünü yaptığı dergi. Boyut Yayın Grubu tarafından yayımlanıyor. Yunus Emre andıyop • ESKİŞEHİR (AA) - Halk şairi Yunus Emre, Eskişehir'in Mihahççık ilçesinin Yunusemre beldesınde bugün düzenlenecek törenlerle anılacak. Etkinlıkler çerçevesinde ozanın mezannı zıyaretin ardından âşıklann devişleri ile Yunus Emre îlahi Topluluğu'nun sunacağı ilahiler izlenecek. 10 Mayıs'a kadar sürecek etkmliklerde, yöresel el sanatlan ve Türk süsleme sanatlan karma sergıleri açılacak. Eğitime katkı • İstanbul Haber Servisi - 21. Yüzyıl Vakfı. yardıma muhtaç yükseköğrenim öğrencilen yaranna. Kalamış'taki Galatasaray Spor Kulübü Sosyal Tesisleri'nde kermes düzenledi. Vakıf Yönetim Kurulu üyesı Zehra Akın. 1300'e yakın öğrenciye her ay ortalama 3.5 mılyar lira tutannda burs verdiklerini kaydetti. Dershane ve özel kurslardan geçmeyen öğrencilerin smavlardaki başarı yüzdesi giderek azalıyor e üniversite hayâl• Üniversite kapısındaki yığılma yüzünden, smavı kazanmak giderek zorlaşıyor. Geçen yıl ÖSS'ye giren 1 milyon 349 bin 518 adaydan 647 bin 929'u ÖYS'ye girmeye hak kazanırken bu yıl 1 milyon 318 bin 49 adaydan 604 bin 33'ü sınavı kazandı. EBRU TOKTAR AIN'KARA - Tüm öğrencilerin. "gelecek anahtarT olarak gördüğü üniversiteye giriş kapısı, artan talep nedeniyle her geçen yıl daha büyük rekabete sahne oluyor. Uzmanlar, ünı- versiteyi kazanma şansının daha da güçleşttğini belirtirken, dershane ve özel kurslardan geçmeyen öğrencile- rin başan yüzdesinin giderek azaldı- ğına dikkat çektiler. Doğu ve Güney- doğu Anadolu illerinin üniversite sı- navlanndaki başan düzeyi her yıl dü- şerken dershane ve özel derslerde "hızlı test çözme tekniklerini öğre- nen" öğrencilerin ÖSS \e ÖYS'dekı başan grafiği tırmanıyor. Öğrencile- nn sorulara verdıği "doğnı yanıtora- nının artması" sonucunda katsayılar düşerek, ÖSS ve ÖYS puanlan her yıl bir önceki yıla göre azahyor. Bu yıl da ÖSS puanlan geçen yıla göre 10- 15 puan genledı. Bu yıl daha az öğrenci ÖYS'ye gir- meye hak kazandı. Geçen yıl ÖSS'ye giren 1 milyon 349 bin 518 adaydan 647 bin 929'u ÖYS'ye girmeye hak kazanırken. bu yıl 1 milyon 318 bin 49 adayın girdiği ÖSS'de ikinci ba- samak sınavına girmeye hak kaza- nan öğrenci sayısı 604 bin 33 oldu. Eğitim ve öğretmen kalitesi yük- sek, dershane-özel ders sisteminin geliştiği bölge ve okullann ÖSS ve OYS başansı giderek artıyor. Son yıl- larda, Adana. Antalya, Yalova, tzmir, Aydın gibi batı ve güney kentlerinin başan yüzdesi önemli oranda artar- ken Şırnak, Mardin ve Ardahan gibi Doğu ve Güneydoğu Anadolu kent- lerinin üniversiteyi kazanma yüzde- si Türkiye ortalamasının altında ka- lıyor. Gelecek yıldan itibaren ortaöğre- tim başan puanının da okullann "ÖSS" başansına göre belirlenecek olması okullan tamamen "diptomave- ren kurumlara" dönüştürecek. Mil- li Eğitim Bakanlığı "okul başansı" merkezli bir sistemi yaşama geçir- meyi öngörürken. üniversiteye hazır- lıkta "dershane ve özel kurslar*" be- lirleyici olmaya de\am ediyor. Yılhk ücretleri 300-800 milyon arasında değişen dershanelere gide- meyen dar gelirli aile çocuklannın üniversiteyi kazanma şansı tükeni- yor. Üniversiteyi kazanan öğrencile- rin yüzde 80'inin özel ders ve ders- hanelerle sınava hazırlandıklan belir- lenirken okulda gösterdıklen yüksek başanlara karşın "en kısa sürede test çözebilme" tekniklerini öğreneme- yen üniversite adaylannın "j-ükse- köğretim umudu" yok denecek kadar azahyor. **Sına\ ve zamanı iyi kullanama- ma stresi" ise öğrenci başansını doğ- rudan etkilediği için. daha önceki yıl- larda sınava girenler, ÖSS ve ÖYS'de yüksek puanlar alıyorlar. Geçen yıl ÖYS'yi kazananlann yüzde 18.9'unu lise son sınıf öğrencileri, yüzde 41.8'ini "daha önceki ydlarda sına- va girenler", yüzde 41.3'ünü ise - da- ha önceki ydlarda sınavı kazananlar" oluşturuyor. ÖYS'ye giren 650 bin adaydan ancak yüzde 30'u üniversi- teye girmeye hak kazanıyor. 'Katsa^i dûştü' Menekşe Dershanesı kurucusu. ma- tematik öğretmenı Çetin Yazıcıoğlu. puanlardaki düşüşü değerlendirirken "Bu sorulann zorlaşmasından değil, öğrenci bilgi seviyesinin yükselmesi nedeniyle katsayüann düşmesinden kaynaklanıyor" diye konuştu. Yazıcıoğlu, geçen yıl ÖSS birinci- lerinin sayısal bölümde 200'ün, sö- zel bölümde 180'in üzerinde puan aldıklanna işaret ederken, bu yılki sözel bölümbirincisinin 169, sayısal birincisinin 189 puan aldığına dikkat çekti. Veli ve öğrencilerin beklenen- den düşük puan alınması nedeniyle paniğe kapılmamasını isteyen Yazı- cıoğlu, puanlann 1998 ÖSS birinci- lerine göre değerlendirilmesi gerek- tiğini vurguladı. Öğrencilerin en çok tercih ettiği mesleklerin ise "genetik, endüstri, elektrik-elektronik mühendislikleriy- le, hukuk. işletme, turizm \e ulusla- rarası ilişkiler" olduğu belirtildi. Kortlann ünlü yıldızı tenisi bırakmanın eşiğinde GntfsakadddankmbıktıÇeviri Servisi -Üst üste geçirdiği sakatlıklar nedeniyle iki yıldır tenis kortlanndan uzak kalan Steffi Graf, bir kez daha sakatlanırsa tenisi bırakacağını söyledi. Tüm zamanların en başanlı tenisçisi olarak nitelenen 28 yaşındaki Graf, Alman Focus dergisiyle yaptığı söyleşide. korta çıktığı zaman, kendinin ve seyircılerinin birtakım beklentileri olduğunu ve bunlan fiziksel rahatsızlıklan nedeniyle yerine getiremeyeceğini hissettiği anda profesyonel tenisin onun için anlamını yitireceğini belirttı. Graf son iki yılda dört kez ciddi olarak sakatlandı ve yaşamını hastanelerle fızik terapileri arasında geçirdi. Graf, geçen yıl VVimbtedon'a hazırlanmışken. tekrar sakatlanarak büyük bir hayal kmklığı yaşadı. Bu süreç içinde Graf'ın muhasebe ışleriyle uğraşan babasınm vergi kaçırma suçundan hapse girmesi de güzel sporcunun sinirlerini iyıce bozdu. Cezası geçen hafta dolan ve serbest bırakılan babası ile iyi ilişkiler içinde olduğunu söyleyen Graf, buna karşın işlerini kesinlikle ayıracağını açıkladı. Graf, sakatlıklannda babasmın bir etkisi olmadığını, ancak tenis oynamaya devam etmesi durumunda. moral bozukluğu nedeniyle aynı başanyı yakalayacağı konusunda endışeleri olduğunu dile getirdi. Son yıllann iniş çıkışlanyla bir hayli yıpranan başanlı tenisçi, kortlara veda ederse bambaşka alanlara yönelmek istiyor. ancak ilk göz ağnsı olan ve çok sevdiği tenisi de antrenör olarak sürdürmeyi düşünüyor. 4 KİŞtNtN KAZANDIĞISINAV YE1NİLENİYOR Hjğıtım muşaMrJıgı sınavı fiyasko oldu' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -Eğitim Müşavırlıği Sınavı'na giren 374 adaydan yalnızca 4'ü başanlı olurken,öğretmenlerÖS\ r M'ceger- çekleştirilen elemeyi "fiyasko" ola- rak değerlendırdi. Sınavda. Kurtuluş Savaşı ve Atatürk devrimlerine iliş- kın hiçbir soru bulunmadığını be- lirten öğretmenler. "*Sınavda bize derbentlik ve voyvodakk nedir diye soruldu" dedıler. Bakanlık. 22 Mart'ta gerçekleşti- rilen ve yalnızca 4 öğretmenin ba- şanlı olduğu Eğitim Müşavirliği Sı- navı'nı 9 Ağustos'ta yineleme kara- n alırken, başanlı olamayan öğret- menler soru kalitesınin öncekıyle aynı olması durumunda sonucun de- gişmeyeceği uyansında bulundular. Ogretmenler, özellikle tarihle ilgili sorulann sadece Osmanlı. Selçuklu ve Orta Asya Türklerine ilişkin pl- duğunu vurguladılar. Atatürk'le il- gili tek sorunun "Nutuk'nn tarihi" olduğunu kaydeden öğretmenler, sı- navdaki sorulann yanlı olduğunu da öne sürdüler. Öğretmenler. ABD'nm petrol rezervlerini kullanmamasının nedenini soran soruyu ise "kuşku- lu" olarak değerlendirdiler. Anayasa ve hukuk bölümüne iliş- kin sorulann da "şaibeli" olduğunu iddia eden öğretmenler, sınava Mil- li Eğitim Bakanlığından giren bir hu- kuk müşavirinin bile itiraz ettiğinı söyledi ler. Milli Eğitim Bakanhğı'ndan üst düzey bir yetkıli ise öğretmenlerirı tepkilerini "kaybetmeninverdiğiça- mur arma poiitikası" diye değerlen- dırdi. Sorulann eşit ağırlıkta ve da- ha önce açıklanan konulardan oluş- tuğunu yurgulayan yetkili. "Aynca sorular,ÖSYM tarafından gerçekleş- tirildi. Sorulan biz bile görmedik. Milli Eğhım Bakanhğı'ndan sınava giren hukuk müşavirinin bile bu s»- navı kazanamaması, sınavın ne ka- dar objektif ve dürüstkoşuUardager- çekleştirildigini gösteriyor" dedi. 4 BABA DESTEK PROGR4>n NA KATIL.4NLARDA OLUMLU DEĞİŞİM Babaya4 babahk' dersi FtGEN ATAL.\Y Çocuk gelişiminde an- ne kadar önemli rol oyna- yan babalann çocuk ge- lişimi konusunda bilgi- lenmesi. kendilerinin öne- mini fark etmesi ve des- teklenmesi amacıylabaş- latılan "Baba Destek Programrnın başanlı ol- duğu belirtildi. Anne Çocuk Eğitim Vakfı (AÇEV). tarafın- dan başlatılan kurslara katılan babalar. eşleri ve çocuklan ta- rafından "Ohımlu yöndedeğisti'* di- ye nitelendiriliyor. Program tstan- bul'da , halen dört yerde sürdürülü- yor. Baba Destek Eğitim Programı (BADEP) sorumlusu Kadir Akbu- lut. programın başlattlma nedenle- rini, "AÇEV'e kaûlan annelerden geten 'Eşlerimiz de eğitilsin" isteği ve dünyada yapılan çeşitfi araştırmala- ra göre, çocuğun gelişiminde anne- ler kadar önemli. hatta bazı konular- da daha da önemli olduğunun orta- Programın amacı • Babanın çocuk gelişiminde kendi önemini fark et- mesi • Babanın çocuk gelişimi konusunda bilgilenme- si • Bilgılenme sonucunda babanın çocuğundan gerçek- çi beklentiler içinde olması • Çocuk istismannın önlen- mesi • Babanın çocuğun gelişiminde daha etkin bir rol oynayabümesi için gerekli desteği alması • Babanın çocuk eğitimine katılarak cinsler arası dengenin sağlan- ması • Babanın evde çocuğuna ve eşine karşı uygula- yacağı demokratik yöntemleri öğrenerek daha demok- ratik, mutlu bir aile yapısına ve topluma ulaşılması. ya çıkmas' diye sıralıyor. 3-9 yaş ara- sı çocuğu olan babalann katıldığı 12 oturum süren program şu konu- lan içeriyor u Babanın rolüamcmi ve çocuğa olan etkisi, çocuğun gelişim özellikleri,çocuğun gelişim alanlan. oyunun önemi ve çocukla geçirilen za- man, kitap okumanın önemi. olum- suz dbiplin yöntemleri, olumlu di- sipün >öntemlert çocuğun davTanış- lannı kabul etme \e etkin dinleme, ben dili. çatışma çözme yöntemleri, genelleme." Bu konular. baba eğı- timi konusunda eğitilmiş bir uzman tarafından ve- riliyor ve katıhmcı bir yaklaşım izleniyor. Prog- ramın doğası ve işleniş tarzı gereği gruplar 15 kişiyle sınırlı tutuluyor. Kadir Akbulut progra- ma katılan babalarda olumlu değişikliklergöz- lediklerini belirterek. "Babalar kendikrini da- ha güçlii v«donanunh his- sedi>t)r. Eşleri,' Ev de tar- tışmalanmız azaldı', çocuklar ise 'Babam değişti" diyorlar. Çocuklar, babalaruıdaki olumlu değişiklikleri gördükçe, onlann çalışma gfinlerini takip ediyor, okula yoUar gibi,' Hav - di baba derse" diye yolcu ediyorlar" diyor. Kadir Akbulut, sendikalann bu programın uygulanması için uygun yapıya sahip olduklannı. sendika- lann kendilerine destek vermesiyle bu programı yaygmlaştırabilecekle- rini vurguluyor. Hıristiyan din adamları 'Anadolu'daki kutsal mekânlar onarılmalı' e-posta : tan (a. prizma. net. tr İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Htristıy an dünyası- nın dini lıderlen. Isa'nın do- ğumunun 2000. yılı kutlama- lan kapsamma almmayı bek- leyen Türkiye'nin isteğıne sı- cak bakarken. Anadolu'daki kutsal mekânlann ibadete uy- gun hale getirilmesıni istedi- ler. Vatıkan'a ait bir binm olan Papalık Göçmenler ve Gez- gınler Pastoral Konseyi tara- fından Kuşadası'nda düzen- lenen "5. Liluslararası İnanç Kongresi"ne katılan dın adamlan, Anadolu'nun ken- dileri için "kutsal topraklar" olduğunu belırttiler. "Ana- dolu'ya verdiğimiz önemin isareti olarak bu kongre Tür- kiye'de yapüıyor" dıyen din adamlan, Türkıye'nın "2000 yılı kuüamalanndayer alma" isteğıne sıcak baktıklannı vur- guladılar. "Türkh'ede2000y> h kurlamalannda yer alabilir. Ama bunu istemek vetmez" diyen din adamlan, öncelik- le Madolu'da "iji durumda olmayan ve kendi kaderine terkedilen" kutsal mekânla- nn, ibadet yapmaya uygun hale getirilmesi isteğini tek- rarladı. Vatikan'ın Türkiye Büyü- kelçisi PierLuigiCeİata. Tür- kiye'nin kongreden beklen- tisinin hatırlatılması üzerine. "Neden ohnasın. Türkiye de 2000 yıh kudamalannda yer alabilir. Ama bunun için mi- safirperver oünak yetmez" dedi 2000 yılı boyunca yak- laşık 600 milyon Hıristiyanın dünya üzerindeki kutsal mer- kezleri ziyaret etmesmin bek- lendığıni anımsatan Celata, Türkıye'nın bu kutlamalara altyapısmı hazırlamasını öner- dı. Anadolu'nun kendileri için önemini vurgulayan Celata. "Eğer Anadolu bizim için önemliolmasavdu 200din ada- mı koşa koşa buraya gebnez- di" dıve konuştu. SÖYLEŞİ ATTİLAİLHAN Çapraz Çift Çapa ve Ay/Yıldız... j çimde, bırden o merak; acaba, Türk denizdliği- I nin 'efsânesi' Gülcemal ın. eski yolculanndan kaç kişi kaldık? Puslu bir sabah, yalıdaki evimizin balkonunda, burnumu camayapıştırmış, Körfez'in (lzmir) dal- gın ve hülyalı güzelliğini seyrediyorum; ufukta o bü- yük geminin, nârin (iki baca, dört direk) silueti; an- nem, önemli bir sır ifşâ edermiş gibi. adeta say- gıyla: "6u, Gülcemal..." diyor, "... bu yazona bi- nip istanbul'a gideceğiz!" Ben ki, Pasaport taki eski limandan her kalkan gemıyle, gönlümdeki kuşlan, adını bilmediğim uzak limanlara uçuran, bir çocuktum; Gülcemal'e, o dakika vurulmuştum; ya- zın, sâhiden onun, geçen yüzyılın lüks ve konfo- runu içeren, şâhâne salonlarında dolaştım, kama- rasındayattım, güvertesınde koştum; otarihte Da- rürfünun'da Mekteb'i Tıbbiye talebesi dayım, kü- peştenın bir kenarına dikıp: benim ve kardeşimin resmtni de çekti: bir 'efsâneyi' yaşamanın daha sağ- lam kanıtı olur mu? Eskiler bilir, Abidin Dav'er, Cumhuriyet in 'sı- vilAmirali' idi; aslındaköşeyazarı ama, 'denize ve denizcilik bahisleri'ne düşkünlüğünden, öyle de- niyor; bu unvanın, yıllardır Mümtaz Soysal'a ve- rilmesi gerektiğini düşünürüm; yazılı basında, bu görevi o devralmıştır, 'se/âh/yef/e'yüriitüyor; Gül- cemal hakkında, ne yazmış bakar mısınız: "... O Gülcemal ki, Trtanic'den otuz küsur yıl önce, aynı White Star Kumpanyası'nca o ünlü Belfast tezgâhlarında yaptınlmış; bir ara, en hızlı tran- satlantik olarak 'Mavi Kurdele'yi kazandıktan sonra, Osmanlı Seyr-i Sefâin idaresi'ne geçmiş- ti" (Hürriyet, 7Nisan1998). Meğer 'mavi kurdeleli' bir 'transatlantik'te yol- culuk etmişim de, haberim yok! Nerede o hayaller?.. Boğaz ya da Körfez çocuğu, denizin çocuğu- dur; eğer değilse, ya muhayyilesi yoktur, ya he- yecanı! Ben Gülnihalin de yolcusuydum, uzun yıllar lstanbul - Bandırma arasında, gece seferi yaptı: Marmara'y1 dikine geçmek için. bir gece uyu- mak! Olacak şey mi? Oluyordu: Gülnihal, Gülce- mal'ın küçük kızkardeşi, narin ve sarışın bir gemi; Bandırma da vagon penceresinden, ne vakit ona baksam, duygulanıyorum: nedense, bu iki gemi- de bulduğum zarafeti ve asaleti, sonradan yerle- rini alacak olan -sanınm Alman yapısı- gemilerde bulamamışımdır: Kadeş, Etrüsk, Tırhan vb. II. Dünya Savaşı'nın hemen öncesinde, pelikanlargi- bi mağrur ve beyaz, çıkageldiler; şüphesiz mo- dern bir profil taşıyorlardı, onlarla övünüyorduk; ne var ki, öbürlerinin nazlı şafak sislerini dağıtan do- kunaklı sirenleri, kulaklarımızda daha uzun zaman yankılandı durdu. Yabancı limanlar!.. Pire, Napoli, Cenova, Mar- silya vediğerleri... O dırekler ve bacalar ormanın- da, Denizyollan'nın amblemini (çapraz çift çapa ve ay/yıldız) daha uzaktan farkederdim; ya Anka- ra'nın, ya Samsun'un, ya Iskenderun'un baca- sında olurdu, göğsümün iftiharla kabardığını, siz- den gizleyecek miyim? Ankara, Şefik Kaptan'ın 'zamanında', Batı Akdeniz'in 'yıldızı'; savaş he- nüz bitmiş, Avrupa ülkeleri harap ve yaralı, sivil de- nizciliğimiz için yaman birfırsat doğuyor; mâhir ve gayretli 'süvariler'e, gözükara 'çarkçıbaşı'\ara, çe- vik güverte personeline rağmen, pek çoğu gibi o fırsatı da, çarçur ettik: artık o limanlarda, belki an- cak şileplerimizle bayrak gösterebıliyoruz. Şimdi kim inanır? Bacası siyah, kendisi kuğu beyazı bir vapur, 30'lu yıllann başında, Iskende- riye dönüşü Izmir'e uğrardı? ÇSadıkzadeler'in miydi, dersiniz?) Körfez'e batmış güneşin kızıllı- ğında, onu, arkasında yaldızlı duman düğümleriy- le, pırıl pırıl görüyorum: lstanbul a 'mütevecci- hen' hareket etmiştir. Evet, o yıllarda, -hâlâ Seyr-i Sefâin İdaresi'ne ait sandığımız- gemiler. Sam- sun'a, Trabzon'a 'müteveccihen, hareket edip'; Iz- mir'e, Antatya'ya, Mersin'e 'muvasalat' ederdi. Hele o 'ikincisınıf hatların mütevazı yolculuklan!.. Sirkeci Rıhtımı'ndan kalkıp, Kuzey Marmara'yı liman liman teyelleyerek (Şarköy, Mürefte) Ege'ye inen burnu bastonlu Saadet ya da Çanakkale vapurları?... Bir defasında, Gelibolu'da bir muha- rebe sessizliğine inmiştim, Babakale'de fena hal- de rüzgâr yiyoruz; Edremit Körfezi, henüz beton istilâsına uğramamış; Burhaniye İskelesi nde, güçlü ve büyük 'denizci' Türkiye hayallerim beni bekliyor. Vah bize! Bugün, Anadolu 'rJwera'sınaotobüs- le inmek zilletini yaşamaktayız. Onlar, hatırlamıyor mu, ne? u haberi okur musunuz? "... Devlet Denizyollan'nın, bütün iç hat ve dış hat yolcu vapurları, hepi topu 125 Mil- yon Dolar'a, hem de beş yıl taksitle, isteyene satılacaktır"; nasıl anlamıyorlar kı, onları sat- mak aslında cumhuriyet nesillerinin güçlü ve bü- yük 'denizci' Türkiye hayallerini satmaktır; yâni neleri, uzak uzak, ciddi bir hayranlıkla izlediği- miz, 'efendi kaptanlan'; onlann, bilinmez hangi ücra limanda başlanndan geçen, acı tatlı onca serüveni; Kemalist Cumhuriyet'in, Kabotaj Hak- kı'na nihayet sahip olabildiği, kendi denizlerinde- ki 'ulusailık' iddiasını; Stromboli açıklarından geçerken, o fırtına gecesi, yolcuları ürkütmemek için, şahane burnu ve rüzgârda ıslık çalan bıyık- larıyla, hiçbir şey yokmuş gibi davranan, Hopa'lı tayfanın, 'meslek' aşkını ve haysiyetini! Sizi bilemem, zaman zaman ben, ülkeyi yönet- mek sorumluluğunu yüklenmiş olanların; yıl yıl, ay ay, gün gün yaşadığımız bu müthiş 'ulusal muh- teva 'dan değil; başka; bize son derece 'uzak' -han- diyse duygusuz- 'ecnebi' bir 'muhtevadan' çıkıp geldikleri hissine kapılıyorum. Devlet Demiryol- lan'nın, Devlet Denizyollan'nın -yaşlı hayvanlar gibi- satılmalannı ya da ölüme terkedilmelerini, bir türlü havsalam almıyor. Hele, çapraz çift çapanın üzerinde, bir de ay/yıl- dız olduğunu hatıriadıkça! Onlar hatırlamıyor mu, ne? http:// www. prizma.net tr/ A İLHAN http://www.eda.tr/-bilgiyay/yazar/ailhan.htlm
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear