29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 18 MAYIS 1998 PAZARTESİ HABERLER çocuklara kttap • İstanbul Haber Servisi - İlhamı Ahmet Örnekal tlköğretim Okulu'nun konugu olarak İstanbul'a gelen Mardinli ve Şinıaklı çocuklâr dün Tatılya eğlence merkezıni gezdiler. Tatilya'da en çok su kayağma ılgi gösteren çocuklâr'a Esenyurt Belediye Başkanı yemek verdı ve kitap hediye etti. Güneydoğulu çocuklar da Gürbüz Çapan'a çıçek ve şilt vererek teşekkür ettiler. Kadıköy Belediye Başkanı Selamı Öztürk'ün de dün yemek verdiğı Şırnaklı ve Mardinli çocukların Diyarbakır-lstanbul ulaşım organızasyonunu TYH üstlendı. Askeri araç mayına çarptı • VAN (AA) - Yan'ın Çatak ilçesinde. askeri aracın mayına çarpması sonucu 1 er şehit oldu. bir üsteğmen yaraiandı. Alınan bilgiye göre, ilçeden Sırmah Köyüne giden askeri araç. PKK'liler tarafından yola döşenen mayına çarptı. Antitank mayının patlaması sonucu. araçta bulunan jandarma erı Ahmet Doğan şehit oldu. yaralanan Jandarma Üsteğmen Erkan Aral, Van Asken Hastanesi'nde tedavı altına alındı. ADD'den gençlik şöleni • ADA.NA (Cumhuriyet Bürosu) - Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Adana Şubesi. cumhuriyetin 75. yılı kutlamalanna dün düzenlediği 'Gençlik Şöleni' ile katıldı. ADD'nin düzenlediği şölen, sabah 10.00'da üç yaş grubundakı 'Atatürk Koşusu' ile başladı. Koşular sonunda minıkler kategorisinde erkeklerde Altuğ Çekenoğlu, kızlarda ise Nilay Çolak birinci oldu. Yakuplu'da 'marine city • İstanbul Haber Senisi - Atatürk Havaalanı'na 15 kilometre mesafede bulunan Yakupîu Beldesi'nde. 1.3 kilometrelik sahil şeridıne sahip olan ve tamamı deniz manzaralı 720 daırelik "marine city" adlı proje hayata geçirılıyor. Kemerburgaz ilçe olsun • İstanbul Haber Servisi - Kemerburgazlılar. beldenın ilçe yapılması amacıvJa miting ve yürüyüş düzenledi. Mimarsinan Mahallesi Muhtan Halit Anıtaş yaptığı konuşmada, Başbakan Mesut Yılmaz'm Kemerburgaz'ın ilçe olacağma dair söz v erdiğinı vurguladı. "Deyrimci Çöziim" toplauidı I İstanbul Haber Senisi - Devrimci Çözüm dergisinden vapılan yazılı açıklamada. derginın 15. sayısının 3. sayfasında yer alan "Dağlar Generallerin Değii. L'mudun Kalesidir ve Öyle Kalacaktır" başlıklı yazıyla 20. sayfada yer alan "Onlar Mücadelenin Önderleriydıler" başjıklı yazılarda "Terör örgütlerinin propagandasmın yapıldığı" gerekçesiv le İstanbul DGM tarafından toplatıldığı belirtıldı. AJınterinden açıklama I İstanbul Haber Senisi - Almterı gazetesınden yapılan yazılı açıklamada. 15 Mayıs'ta gözaltına alınan 0>a Açan veTamer Tuncer'in havatlannın tehlike altında olduğu iddıa edılerek "Nerede olduklannın açıklanması" istendı. 20. asliye hukuk mahkemesi, Muradiye Vakfı'nın Keskin aleyhine açtığı davayı reddetti EMnci vakıfla şîrket iç içeHAZALATEŞÇAKJR Köktendıncı vakıflar arasında adı geçen Muradıve Kültür V'akfı, Ankara 15 ve 20'nci Asliye Hu- kuk Mahkemesi'nde görülen da- \alar da mahkûm oldu. Muradiye Kültür Vakfı 17.2.1998 ve 25.2.1998 tarihh kararlarla CHP Genel Sekreten Adnan Keskin \ e bağımsız büyükşehir belediye meclis üyesi Muzaffer Saraç hak- kında açtığı davavı kaybederken. RP'li anakent belediyesınden ıha- le alan şirketlerin vakıf ile ılişkisi doğruiandı. Muradiye Kültür Vakfı'nın. CHP Genel Sekreten Keskin'e, vakfın beledıyenin yan kuruluşu olarak faaliyet göstererek rencıde ettiği gerekçesiv le açtığı 250 mil- yon lira manevi tazminat istemi reddedildi. Ankara 20. Asliye Hu- kuk Mahkemesi'nin 05.02.1998 • Ankara 15 ve 20"nci Asliye Hukuk Mahkemesi kararlarında: Muradiye Kültür Vakfı ile kapatılan RP'nin Anakent Büyükşehir Belediyesi'nden milyarlarca lira tutannda ihale alan şirketlerin kuruculan ve ortaklannın aynı kişilerden oluşruğunun "'tartışmasız" kanıtlandığı bildirildi. tarihli karannda. "Vakıf ile şirket arasında tüzel variık olarak orga- nik üişkisinin statü olarak bulun- masa da kurucuların \e>a ortakla- nn aynı şahıslardan oluşması vakıf ile şirket arasındaki şahsi ilişkiyi tarttşmasız kanıüa>an bir oluşum- dur" denildı. Muradiye Kültür Vakfı'nın. ba- ğımsız büyükşehir belediye meclı- si üyesi Muzaffer Saraç aleyhinde açtığı Ankara 15. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen ve 17.9.1997 tanhinde kaybettiği da- vayı Yargıtay daonadi. Mahkeme. 17.2.1998 tarfh ve 527 No'lu kara- nnda. delillerle ve ıddialan değer- iendirerek, davalı Saraç'ın ihaleler konusunda açık ve doğrudan bir suçlama yapmadıgı, üyesi olduğu belediye meclisinde vapılan iş ve uygulamaların yasal olup olmadı- ğını denetleme yetkisi bulunduğu. kamu hizmetlerinde kamunun ya- ran ve çıkarının diger çıkarlardan öncegeldiği belirtildi. Kararda, ka- patılan RP'li Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gök- çek'in, uğras, alanı gıda maddeleri olduğu halde Muraş AŞ'ye yol, çevre düzenlemesi ve benzer iha- leleri verdiği kaydedildi. Vakfin şirketieri Muraş AŞ'ninortaklanndan Rı- za Çöllüoğlu. Emiş Aydın ve Mus- tafa Kalfaoğlunun davacı Mura- diye Vakfı'nın kuruculan vemüte- veili heyeti üyeleri olduklan ifade edildi. Kararda. şirket ortaklann- dan C. Pbvraz'ın davacı vakfın mü- te\elli heyeti üyesi Ahmet Poy- raz'ınoğlu olduğu vebelediyeden ihale ile iş alan Poyraz İnşaat'm or- taklan arasında yer aldığına itiraz edılmediğinedıkkatçekiİdi. Mura- diye Kültür Vakfı'nın mütevelli he- yeti üyesi Mahmut Adil'in büyük- şehir belediyesi yemekhanelerini işleten Feza Teknik Mühendislik A§'nin ortağı olduğu iddiasına da bir itiraz bulunmadığı belirtildi. H. Akbudak'ın vakıf kurucusu R.ÇÖ- loğlu ile akraba olduğu. Tayfur Pro- je adına hareket ettiği ilerı sürül- mesine karşın itirazda bulunulma- dığı kaydedilirken. vakfın kışılik haklanna saldında bulunduğunun kabul edilemeyeceği belirtildi. Yargıtay da, 05.03.1998 tarihli ka- ranyla Ankara 15. Asliye Huku Mahkemesi'nin karannı onadı ve davalı yaranna 20 milyon lira da duruşma avukatlık parası verilme- sini öngördü. Gökçek de yitirdi Gökçek'ın Özgün Medya Ya- yıncıhk Sanayii ve Ticaret AŞ'ye açtığı dava da 25.2.1998 tarih ve 94 No'lu kararla reddedildi. Mahke- me. Gökçek'ın dava açtığı şırkete ait gazetede doğalgaza yapılan haksız zamlara ilişkin haberin tü- ketim bedellerindeki uygulama ile ilgili, kamu yaran taşıdığı bildiril- di. Kararda. Gökçek'e. yurttaşlann hak ve çıkarlannı koruma vaadi ile işbaşınageldıği. tüm eylemlerinde yasaya uymak zorunda olduğu anımsatıldı. E g e g e z i s i n i s ü r d ü r e n C u m h u r b a ş k a n ı , s a n a y i c i v e i ş a d a m l a r ı n a s e s l e n d i Demirel 'Nereden buldun' sorusunu sevmiyor MERİH AK CELAL YILMAZ İZMİR/MANİSA-Cum- hurbaşkanı Sülevman Demi- reL partıler rejimimn. liderler rejımi olduğunu söyledi. De- mırel, "Liderler sultası tabiri- ni sevmediğinıi de ifade ede- yim. Yani insanlann başlann- dakini her gün devirmeleri de düşünülemez. O zaman Lstik- raroünaz" dedı. Son dönem- lerde tartışma konusu olan. "Nereden buldun" sorulanna karşı çıkan Demirel. "Bu memleketin insanlannı mutla- ka hâkimlerden dürüstlük kâ- ğıdı almış olarak dolaşabilir hak' getirdiğiııizzaman neeko- nomi kalır. ne şu kalır. ne bu kalır" diye konuştu. Cumhurbaşkanı Demirel. önceki günkü yoğun progra- mıp.m ardından gece de Iz- mir'deki odalann düzenlediği toplantıda sanayici v e işadam- larına seslendi. Türkiye'nin hızla gelişmesi karşısında çe- şitli problemler bulunduğunu kaydeden Demirel. "10 sene- yi asan bir siiredir terör bela- sıyla mücadele edivoruz. As- ünda terörle Sevr'in yapamadığı- nı yapmak istiyorlar"' dedi. Dinin siyasetealetedılmemesıni isteyen Demirel, konuşmasının büyük bir bölümünü ise sıyasi istikrara ayır- dı. lstikrarsızlığın ancak iki seçi- min ardından aşılabileceğinı dile getiren Demirel. "Bir parti çıkıp yüzde 40 o\ almau. İşte o zaman is- tikrar olur. Nasıl alsın adam? Ve- recek olan vermijor. İste ola> bu- Cumhurbaşkanı Sülevman Demirel ve beraberindekj he>et yoğun program nedenivle yorgun diiştü. (AA) dur" diye konuştu. Türkiye'de par- çalı siyasetin hükümetin koalis- yonlar biçiminde kurulmasına ne- den olduğuna da dikkat çeken ve bu aşamada sistem değişikliğini dile getiren Demirel sözlerini şöy- le sürdürdü: "O zaman yapacağınız şey şu: Bir adam seçeceksiniz. Millet seçe- cek. Gene milli irade olayidır bu. A- ma dheceksiniz ki: 4 sene bu ülke- vi idare edeceksin. Hükümetini de kendin kur. Kimi Lstivorsan bakan yap. Ben şahsen. bu sistemin alın- ması durumunda milletvekillerin- den bakan olmamasını düşünüyo- rum. Diyeceksiniz ki. 4 sene için sen bu ülkenin yöneticisisin. Adın da başkan. Hükümetini de kendin kur. Ve işte Meclis. Meclis'te baş- kan, kanunçıkaracaksa,neçıkara- caksa. Meclis halletsin onu." Demirel, daha sonra kendisine yöneltilen sorulan yanıtladı. Sa- nayi ve Ticaret Bakanı Valım Erez'in "Yadeğjşimyaölüm" söz- lerini Demirel. "Değişim istemek herkesüı hakkıdır Türkiye'de. A- ma va değişim \a ölüm demek, bu kişinin üslubudur" dedı. Demirel. kendisine yöneltilen bir soruda da "lider sultası 7 " eleş- tirisıne katılmadığını bildirdi. De- mirel şunlan söyledi: "Türkiye'de lider hegemonyası çok konuşulur. Ashnda partiler re- jimi lider rejimidir v« kim li- der olmak istiyorsa yoOar ka- palı da değildir. Siyasi partiler içerisinde lider olmaya mâni dunım olabilir, ama lider ol- ma dirayetini gösteren veya akhna tider olmayi koyan ki- şilere de yollar kapalı değil. Hiçkimse'Gel benimyerime otur' demez. Çünkü o yerler eMe edilirken. adam anasın- dan doğduğuna pişman ola- cak kadar zorluklar çeker, terler oraya gelirken. Ondan sonra birisine gel buraya de- mez, o gelip alacaktır. Partiler Kanunu ile bir alakası yok li- deriersultasının. Lidertersul- tası tabirini sevmediğimi de ifade edeyim. \ani insanlann başlanndakini her gün devir- meleri de düşüniileme/. O za- man istikrar olmaz." Demi- rel, servet düşmanlığı konu- sunda ise ilginç bir yaklaşım gösterdi. Hiç kimseye "Nere- den buldun" diye sorulama- yacağını belirten Demirel sözlerini şöyle sürdürdü: "Servet düşmanlığı kalkın- manın en kötii taraflanndan biri olur. Kişi eğer seneti ba- şına bela olacaksa. dert olacaksa, niyt' çauşsın ki? Yanl, nereden bul- dun bu seneti diye kişi ispatlamak mecburivefindebırakıiırsa kalkın- mayı öldüriirsünüz. Hukukun ge- nel prensibL iddiası olan varsa, onu o ispatiavacaknr. Bu memleketin insanlannı mutlaka hâkimlerden dürüstlük kâğıdı almış olarak do- laşabilir hak getirdiğiniz zaman ne ekonomi kalır, ne şu kalır, ne bu kalır." Camide cinayet 'Mahmut Hocay nın damadı öldürüldü İstanbul Haber Senisi - Ka- muoyunda "Mahmut Hoca" olarak bilinen Mahmut Lstaos- manoğlu nun damadı veÇukur- çeşme Camii Imamı Hızır Ali MuratoğJu. İsmail Ağa Ca- mii'nde ders verirken uğradığı silahlı saldında öldü. Cukurçeşme Camii imamı Hızır Ali Muratoğlu (45). Fatih Çarşamba'da İsmail Ağa'Ca- mii'nde sabah namazından son- ra öğrencilerine ders verirken saat 11.30 sıralannda bir kişinin silahlı saldınsına uğradı. Vücudunun çeşitli yerlerine 7 kurşun isabet eden ve çevresin- de "Hıdır Ali Hoca" olarak da bilinen Muratoğlu. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Has- tanesi'ne kaldırılırken öldü. Muratoğlu nun saldın sırasında yüzünün de jiletle kesildiği be- lirtildi. • ' Hızır Ali Muratoğlu'nun. Nakşibendi tarikatının şeyhle- rinden "Mahmut Hoca" olarak bilinen Mahmut Ustaosmanoğ- lu'nun damadı olduğu bildirildi. Cinayetin işlendiği İsmail Ağa Camii'nden kaçan sanklı, cüp- peli, san sakallı veyalmayak bir kişinin. olayın failı olarak yaka- lanmasınaçalışıldığı kaydedildi. Olayın duyulmasından sonra Mahmut Hocanın müridleri İs- mail Ağa Camii'nin önünde uzun süre beklerken emniyet yetkililen de saldınyla ilgili gör- gü tanıklannın ifadelerine baş- vuruyor. TBMM Başkanı, Milli Saraylar Daire Başkanı Erol Eti'yi görevinden aldı Çetin Dolmabahçe'ye el attı • Antik porselenler tuvalete. Doimabahçe Sarayı ile ilgili "gizli" rapor hazırlatan TBMM Başkanı Hikmet Çetin, sarayı bakımsızhğa terk eden Milli Saraylar Daire Başkanı Erol Eti'yi görevden aldı. Çetin, Eti'nin yerine. emekli \iiksek mühendis İsmail Hakkı Celayir'i atadı. Rapora göre; Eti'nin emriyle antik cam ve porselenler tuvalete kaldınldı, tuvalet tavanı çökünce birçok tarihi eser kınldı. görevden aldığı ılk bürokrat Eti oldu. Milli Saraylar ile ilgili şikâ- yetleri değerlendırip. Meclis'i yıprarmamak ıçin "çok gizli" ra- por hazırlatan Ce t ı n - "göre\ ih- maü" gerekçesiyle görevden aldı- ğı Eti'nin yerine. Bayındırlık Ba- AYŞE SAV I.\ ANKARA - TBMM Başkanı Hikmet Çetin. Doimabahçe Sa- rayı'nı "yıkılmaya" terk ettiği ge- rekçesiyle Milli Saraylar Daire Başkanı Erol Eti'yi görevden al- dı. TBMM Genel Kurul salonu yolsuzluğuna adı kanşan Eski Genel Sekreter Necdet Basayı. başmüşavirliğegetirdıği içineleş- tirilen Cetin'in. "kusurlu bulup" kanlığı'ndan emekli Yüksek Mü- hendıs İsmail Hakkı Celayir' i ata- dı. Cetin'in. TBMM'ye bağlı olan Milli Saraylar Daire Başkanlığı ile ilgili Meclis Hesapları Jncele- me Komisyonu'na gelen şikâyet- lerden yola çıkarak hazırlattığı ra- pora dayanarak, görevden alma kararı verdiği bildirildi. Özel bir inceleme ekibi oluşturan Çe- tin'in, "Medis'in itibannı sarsa- cağı" endişesiyle gizli tutulması- nı istediği raporda, Eti'nin. sara- yın bakım ve onanmı için yeterli özeni göstermediği, bazı değerli eserlerin kırıldığı. depolarda uy- gun olmayan koşullarda saklandı- ğı bilgısine yer verildi. Doima- bahçe Sarayı'na, özelliginin ge- rektirdiğı bakımın yaptınlmadığı ve adeta "yıkılmaya terk edildi- ğj" vurgulanan rapora göre; Da- ire Başkanı Eti'nin talimatıylaba- zı antik porselen ve cam eserler. "gmenli" olduğu gerekçesiyle "tuvalette" konınmava alındı. Ancak. nem alan tuvalet tavanmın çökmesi sonucu çok sayıda anti- ka cam ve porselen eser kınldı. Rapor. Doimabahçe Sarayı'nda 1952 yılından beri sayımı da ya- pılmadığı için. ne kadareserin ko- runduğunu. ne kadarının kaybol- dugunun bilinmediginı de ortaya koydu. Raporda "görevini ihmaletmek ve Saray'ı yüaimaya terk etmek- le" suçlanan Erol Eti'nin ise ken- disini savunurken. bu duruma ge- linmesini "MilKSarajiar'asürek- li siyasi atamaiar yapılmasına" bağladı. Kendisi görevi devral- madan önce de sarayın harap va- ziyette olduğunu ilen süren Eti 'nin, "Siyasiatamaiarnedeniy- le elkrinde yeterli uzman bulun- mamasınuı"sarayı bu hale getir- diği savunması yaptığı bildirildi. BİZBİZE, ERDAL ATABEK Ölüyorum../ 'Ölmekte olduğunu' yaşama gücüyle tükenme çizgisi arasında kalmanın derin sezgisiyle anlayan insanın mors alfabesinın noktalarıyla çizgileri gibi SOS işareti vermesini simgeleyen sozcüktür: 'Olü- yorum' sözcüğü. Ekranda Akın Birdal'ın söylediği bu sözcükyal- nız kalmıyordu. Yaşaması gerektiğini bilen bilinç- li birinsanın yardım isteyişındeki ölçülü sözcükler, 'başımı kaldır', 'hastaneye' diyen yol gösterme, yaşama direncini ortaya koyuyordu. Onun gözlerinin önünden bir film şeridi gibi ha- yatı geçti mi. bilemem, ama benim gözlerimin önünden başka bir film şeridi geçti. Aynı sözcüğü duyduğum. 'ö/üyorum' sözcüğünü bir protesto şiddetiyle duyduğum başka bir anı gözlerimin önünden geçti. ServerTanilli'nin vurulup kaldınl- dığı Göğüs ve Kalp Cerrahisi Hastanesi'nin geniş bir odasında, kollannda serumların takılı olduğu bir yatakta yatarken duyduğum sözleri anımsadım. Server Tanıllı, 'ölüyorum' diyordu, 'işçi sınıfı için yaşadım, onun için ölüyorum.' Sözcükleri, seste- ki tonlamayı çok iyi anımsıyorum. Yakınmayan, sızlanmayan seslerdi, dikliğı daha da artmış söz- cüklerdi bunlar. Bir vasiyet gibi, kalmasını istediği bir sonsöz gibiydi. Server Tanilli ölmedi. Fiziksel yetilerini sınırla- yan bir hasarla yeniden yaşamayı. yeniden üret- meyı, yeniden yaratmayı başardı. Bunu her şey- den önce 'yaşamaya anlam verenlere' özgü ira- desine bağlamak gerekiyor. 'Yaşamaya anlam verenler', yaşarken yaptıkla- rının bilincınde olanlar, yaptıklanna inananlar, da- ha yapacak çok işleri olduğuna inananlar, yaşa- mak için direnırler. Onlan ölüme sürükleyecek olan koşullara bile kolay boyun eğmezler, dirençlerini yitirmezler ve teslim olmazlar. Elbette, bu direnci de yenebilecek ağır bir darbe onları öldürebilir. A- ma sonuna kadar ölüme karşı direnmek, ölüme karşı var gücüyle mücadele etmek, onların birin- cil yaşama görevidir. Akın Birdal. insan hakları savunucusudur. Bu savunmada benimsediği yolu benimsemek ge- rekli değildir, savunduğu görüşlerde birleşmek ge- rekli değildir. Hiçbır bıçimde Akın Birdal gibi dü- şünmeniz ve davranmanız gerekmez. Ama bütün bunlar hiç kimseye, hıçbir gruba, hiçbir kuruluşa 'onu vurarak susturmak' hakkını vermez. Hiç kim- seye ve hiçbir kuruluşa da bu olay karşısında 'a- ma o da... 'deme hakkını vermez. Akın Birdal'a yö- nelık saldın, insan haklanna, özgürlüklere, demok- rasiye yapılmış bir saldırıdır ve Türkiye'yi 'sosyal güveni sarsılmış kargaşa ortamı 'na sürükleme ni- yetini uygulamaya koymanın bir parçasıdır. Çıplak bir şiddetın toplumun odak noktalannda yer alan kişilerıne yönelerek 'bak, bız neleryapa- biliriz' mesajını vermeleri, bu toplumda yeni gör- düğümüz bir şey değıld/r. Bu toplum iki başbaka- na yapılan suikastın aydınlatılamayışjna tanık ol- muştur. Bülent Ecevit'e ve Turgut Özal'a yapı- lan suikastlar, aydınlanması için gerekli koşullar var olduğu halde aydınlanamamıştır. Böylece anlaşıl- mtştırki, siyasal ıradenin gücü, bu suikastı düzen- İeyenlerin gücüne yetişememiştir. Susurluk olayı daaydınhğaçıkarılamamıştır. Geneanlaşrtmıştırki, siyasal iradenin gücü. bu olayı aydınlatmaya yet- memektedir. Bu durum. toplumda 'gizli odaklann gücü'nü meşrulaştırmış, 'kimsenın gücününyet- meyeceği gizli güçlerin varlığı' anlaşılmıştır. Böyle bir durum, böyle bir açıkça söylenmeyen kabul, toplumun buna boyun eğdirilişi, yeni sui- kastlar için açık bir yol anlamındadır. Bunun da, toplumu yeniden aman, bu olaylar dursun da, başımızda kim olursa olsun' türünden bir razı oluşa hazırlığı olduğu düşünülebilir. Eğer bir toplum, şiddetin hiç kimseye hesap vermeden uygulanışını olağan görürse, artık şid- deti durduracak yol, kendını şıddete karşı gere- kirse aynı yolla savunmak' olur. Bu da toplumu ça- tışmalara götürür ki, bundan hiç kimse yarar sağ- layamaz, hiç kimsenin durumu güvenilır olamaz. Bugün siyasal iktidarın önünde tek bir çıkış var- dır: Akın Birdal olayını aydınlatarak, sorumluları bularak, yetkili makamlann önüne çıkarmak. Bu- nu yapamazlarsa 'yapmadıklan' değil, 'yapama- dıkları' kanısı doğacaktır. Siyasal iradenin güçsüz- lüğü bir toplumsal yargı olacaktır. Ondan sonra da yapacakları hiçbir şeyin değeri kalmayacaktır. Bu olay ya aydınlanacaktır ya da ışıklar bir bir sönecektir. Diyalog turları sürüyor CHP'nin gençlik atağı İstanbul Haber Servisi - CHP'nin Türkiye'nın farklı bölgelennde yaşa- yan gençlerin bilgi. görgü ve ilgilerinin geliştirilme- si amacıylabaşlattığı "Di- yatog turian" devam edı- yor. CHP Gençlik Kolla- n'nın düzenlediği bir or- ganizasyonla Istanbul'un değişik üniversıtelerinde gıda, inşaat. ziraat v e işlet- me fakültesi öğrencilerin- denoluşan 100 gençince- lemeler yapmak üzere dün GAP bölgesine gittı. Gençler bölgedeki geliş- meleri yerinde araştırarak. uzmanlardan bilgi alacak- lar. Geçen hafta da Siirt'ten bir grup işadamı Sakıp Sabancı'nın davetlisi ola- rak İstanbul"u ziyaret et- mişti. Adalet Bakanlığı, yıllardır tartışmalara neden olan mahkemelerin sivilleştirilmesi için çalışma başlattı Devlet giivenlik mahkemeleri srviflei ayor • AİHM uzmanı hukukçular, DGM'leri sözleşmenin 6. maddesine aykın bulan AlHK karannın AİHM tarafından onaylanmasının güçlü bir olasılık olduğunu belirterek karann açıklanmasının ardından iç hukukta bir kaos yaşanabileceği uyansında bulundular. ALİER Adalet Bakanlığı. devlet güvenlik mahkemelerinin (DGM) sivilleştirilme- si için çalışma başlattı. Avrupa insan Hakları Komisyonu'nun (AlHK). DGM'lerin bağımsız mahkemelerolma- dığı yönündeki karannın önümüzdeki ayîarda Avrupa İnsan Haklan Mahke- mesi'nce de (AlHM) onaylanmasının beklendiğini belirten hukukçular, kara- nn açıklanmasının ardından iç hukukta ciddi bir kaos yaşanabileceğinı ve bu ka- osun nasıl gidenileceğinin şimdilik bilin- mediğini kaydettiler. DGM'lerle ilgili düzenlemeler için anayasa değişikliği gerekiyor. Adalet Bakanlığı, AtHK'nın. asker üyelerin varlığı nedeniyle DGM'lerin bağımsız mahkemelerolmadığı yönün- deki karannın. önümüzdeki aylarda A/HM tarafından da onaylanması olası- lığına karşı DGM'lerin yapısının Avru- pa İnsan Haklan Sözleşmesi'ne uygun hale getirmek için çalışma başlattı. Adalet Bakanlığı. bu amaçla hazırla- dığı bir taslağı göriişleri alınmak üzere ilgili bakanlıklara ve kurumlara gönder- di. Sorulanmızı yanıtlayan bakanlık yet- kilileri. hazırlanan taslağın sadece DGM'lerin yapısıyla sınırlı olmayıp adalet mekanizmasında geniş kapsamlı yeni bir yapılanmayı öngördüğünü be- ürttiler. Adalet Bakanı Oltan Sungurlu da ön- ceki gün Antalya'da sonaeren eğitim se- minerinde yaptığı konuşmada AİHM"- nin bu konuda çok duyarlı olduğunun al- tını çizerek bu konunun mutlaka çözül- mesi gerektiğini vurguladı. Genelkur- may Başkanlığı'nin ise AtHM'nin kara- nndan önce söz konusu değişıkliğe kar- şı olduğu ifade edildi. SiviUeşme zorunlu AİHM uzmanı hukukçular, DGM'le- rin tartışılan pek çok karannın altında as- ker üyelerin muhalefetşerhinerastladık- lannı ifade ederek, asker üyelerin yeri- ni sivillere bırakmasıyla DGM kararla- nnın daha adil olacağı savının dogru ol- madığını ancak. Türkiye Avrupa Huku- ku içinde kalacaksa bu değişikliğin zo- runlu olduğunu vurguladılar. Uzmanlar. şu değerlendirmelerde bulundular: " As- keri üyenin de bulunduğu DGVI heyeti, askeri suç işlememiş sKilleri yargılıyor. Askeri yargıçlann atannıa. terfi ve sicü- leri askeri vetkililerce yapılıyor. Komis- \on. bu durumu anlamakta zoıiuk çek- tiğini ifade ederek DGM'leri 'adil yargı- lama' öngören Avrupa İnsan Haklan Sözleşmesi'nin 6. maddesine aykın bul- du. AİHM yargıçlannın da konuva böy- le vaklaşması doğal. Dolayısıyla mahke- menin önümüzdeki aylarda açıklayaca- ğı kararı, bü\ ük olasılıkla komisyon ka- rannı onaması şeklinde olacaktır. Avru- pa hukuk sistemi içinde kalacaksak,ada- let sistemimizi Avrupa İnsan Haklan Sözleşmesi'ne uygun hale getirmek zo- rundavız."
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear