Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 10MAYIS1998PAZAR
10 PAZAR KONUGU
Orman FakiiltesiDekan Yardımcısı Prof.Kadir Erdin le doğalyaşam, ekolojikdenge, çevre sağlığı ve canlûar üstüne bir söyleşi
Siyasetçi onnanlardan elini çeksinSUNUŞ Kentlerin akciğerleri olarak bilinen ormanlar Türkiye'de talan ediliyor, kaçak
yapılaşmaya açılıyor. turizm alanlan olarak tahsis ediliyor. Böylece de Türkıye'nin kentleri
soluksuz kalıyor. Bunun en çarpıcı örnekleri de Istanbul'da yaşanıyor. Yeşili. beton yığınJan
yüzünden hemen hemen hiç kalmayan Istanbul'da korunabilmiş birkaç ormanı da siyasal
tercihler ve rant beklentilen nedeniyle yok ediyoruz. Ama insanlanmıza, doğaya, canlılara,
ekolojik dengeye karşı nasıl bir cinayet işlediğimizin farkında değiliz, ya da öyle görünmek
istiyoruz. Orman Yasasfnda boyuna değişiklikler yaparak orman niteliğini kaybetmemiş
arazileri bile orman niteliğini kaybetmiş olarak göstermeye çaba harcıyoruz. Uygar, çağdaş
dünyada hıçbir insanın yapmayı aklına getiremeyeceği marifetleri bizler, Türkiye Cumhuriyeti
sınırlan içinde pek güzel beceriyoruz. Doğal yaşam, ekolojik denge, çevre sağlığı ve canlılar
konusunda belkı de ınsanımıza "aşın" ölçüde gelebilecek bır duyarlılığa sahip olduğumuz
içın bu hafta, omıan yağmaları konusunda Orman Fakiiltesi Dekan Yardımcısı ve Orman
Mühendisleri Odası Marmara Şube Başkanı Prof. Kadir Erdin'ı konuk ettik.
SÖYLEŞİ LEYLA TAVŞANOĞLU
Ormancılar, 1744 sayılı Orman Kanu-
nu 'nda, özellikle anayasada orman vasfını kay-
betme anlayışını elestiriyorlar. Siz, deneyimli bir
ormancı oİarak bir arazinin orman vasfını nasıl
kaybettiğini bize anlatır mısınız?
ERDtN - Bır orman alanının ya da toprağıyla
bırlıkte bır ormanın varhğının kendi kendine or-
man niteliğini kaybetmesi. doğal afetleryadaya-
pay birtakım işlemler meydana gelmezse söz İco-
nusu olamaz. Burada şurtu söyleyebılıriz: Sözü
edilen oalanlaryapay işlemler y a damüdahaleler
sonucu onnan niteliğini kaybetmiştir. Orman alan-
lannın daralmasına. özellikle İstanbul çevresinde
en çarpıcı örneklerine rastladığımız doğanın tah-
ribıne yol açan en hızlı gelışmelere neden olan bır
yasal değışiklık yapılmıştır.
I Buyasai değişiklik nasıl oldu? •
-Bu yasal değişiklikte nelerle karşı karşıya kal-
dığımızı vurgulamaya çalı^ayım. 1744 sayılı ya-
sa, 1970 sonrası yani bir darbe sonrası çıkanlan
bir yasadır. Bu. 1744 sayılı yasa olarak ormancı-
lık tarihine girmiştir. Birtakım toplumsal sorun-
lan. baskılan ortadan kaldırmak, orman köylüsü-
nü toprağa kavuşturmak ve yerihde kalkındırmak
gıbi iyi niyetlerle yola çıkılmıştır. 1961 Anayasa-
sı'nda orman, toprağıyla birlikte orman olarak ta-
mmlanmıştır. Yani üzerindeki örtü herhangi bır
nedenle kaldınlsa dahi o alan toprağıyla birlikte
orman say ıldığı için üzerinde hiçbir örtü olmasa
da oraya orman denir. tnsanlar yapay müdahale-
lerle bu orman alanı üzenndekı orman variığmı tah-
ribe yöneldiler; orman yangınlan çıktı. Bu orman
yangınlannın birnedeni detarla, orman aJanmdan
yer kazanmaktı.
1744 sayılı yasa orman niteliğini kaybetmiş olan
yerlerin orman alanı dışına çıkanlabileceğini hük-
me bağlamıştır. Orada bir de tarih düşmüştür.
1973'te yürürlüğe giren bu yasa, 1960 yılına ka-
dar orman niteliğini kaybetmiş alanlann orman ala-
nı dışma çıkanlabileceğini hükme bağlamıştır. Bu
yasanın ekinde hazırlanan yönetmelıklerde, bir
arazinin orman alanı dışına çıkanlmasını da 14-
15 kntere bağlamıştır. Bunun da amacı politik ya-
tınmlar için orman alanlannın daraltılmasını miim-
kün olduğunca engellemektır. Bu kriterlere uy-
gun olarak yapılan işlemler başlangıçtasağlıklı uy-
gulamalarla sonuçlandı. Bu uygulamalara biz de
katıldık. Ama ne yazık ki bu uygulamalar gelen
iktidarlar tarafından yeterli görülmedi. Öncelikle
yönetmelıktekı kriterler değiştirildi. Kriterlerin
sayısı azaltıldı. Şöyle bır kriter vardi: "Toprak ve
su rejimine zarar verip vermemesi..."
Benim meslektaşım ya da orada göre\ lı komis-
yon. "Bu alan orman niteliğini kaybetmiştir. An-
cak toprak \e su rejimine zarar verici nedenlerk
orman alaru içinde kalması gereklidir" dediğinde
o arazı orman alanı içinde kalıyordu. Bu kriterler
siyasilerin beklediği uygulama sonuçlannı ver-
medi. 1982"ye geldiğimizde aynı anlamda 2896
sayılı yasa çıktı. Esas olarak da o yönetmelikteki
maddelerin sığlaştınlması gündeme geldi.
^ ^ • • 1 Peki, amaç neydi?
-Çünkü komisyonlardan beklenen iiretım sağ-
ianamıyordu. Yani. daha açık söylemek gerekir-
se, beklenıldiğı kadar arazi orman alanı dışına çı-
kanlamıyordu. Şu maddeyi. bu maddeyi yönetme-
likten çıkaralım, biçımindeki vaklaşımlarla iste-
nilen değişiklikler yapıldı. Bundan çok daha önem-
lisi bir değişiklik daha getirildi. 1744 sayılı yasa-
daki, 1960 yılına kadar orman niteliğini kaybet-
miş yerlerin. orman alanı dışına çıkanlabileceği
maddesinde değişiklik yapıldı \ebu tarih 1982'ye
çekildi. Bu değişikliklerle özellikle istanbul çev-
resinde bugün gördüğümüz manzaray a ulaşıldı. Bu-
nun sonucunda da özel ormanlann da yapılaşma-
ya açılması gündeme geldi.
^ H H M Bu bağlamda size bir soru sormak isti-
yorunu Son zamanlarda ormanlardayapılan ka-
çak viUalann yıkılacağı haberleriyayıldu Bunun
orman içinde kaçakyapılasmamn en güzel örnek-
lerini de Beykoz ve çevresinde görüyoruz, Sizce
bu uygulamalar nasıl durdurulacak? İsterseniz
burada bir hatırlatma yapayıtn. Beykoz çevresin-
dekiözelSaip Molla Ormanı'na, Orman Kanu-
nu 'na göre 55Q,viUayapılacakn. Ama 1600 villa
yapüdu Bu başıtefluk nasıl olabiliyor?O fazla
villalar ytküacak mı?
-Bunlar, birtakım siyasi etkileşimler ve sirryal-
ler alındıktan sonra yapılabilir. Bogaz'm Anado-
Prof. Dr. KADİR ERDİN
Istanbul, I'947 doğumlu. 10 Orman Fakiiltesi 'nde
viikseköğrenimini vaptı. Avnı fakültede asistan
olarak akademik kariyerine başladı. 1988 de
profesörlük unvanını aldı. Şimdiki halde IÜ
Orman Fakiiltesi Dekan Ydrdımalıgı. Orman
Mühendisleri Odası Marmara Şube Başkanlıgı
göre\lerini vürütüvor. Avnı zamandada
Üniversite Öğreüm L'yeleh Derneği Ikinci
Başkanı. Pek çok sivil toplum kuruluşıında etkin
olarak çahsıyoı:
lu y akasında. Beykoz'dan Üsküdar'a kadarolan ban-
dı seyrettığinizde orada korkunç bir manzarayla
karşı karşıya kalıyoruz.
^ ^ ^ • B Bir de Anadolu Hisarı üzerinde Gö'ksu
villaları adı altında insa edilen beton yığınlan
var...
-Bu dizi yaptlaşmalar. bir yasal değişiklikle or-
manlann yapılaşmaya açılması üzerine başladı.
Buda"Devr-iÖzaraaitbıryaklaşımdır. Yineha-
tırlarsanız o zaman İstanbul Büyükşehir Belediye
Başkanı Bedrettin Dalan'dı Heryeri Araplarasat-
mak istemışti...
W^^^M Evet,Sevda Tepesi'ni satma girişimihâ~
lâ akıllarda... '
- "Sevda Tepesi'ni de, her yeri de satanz. Bu sa-
tışlardan büyiik gelirier elde ederiz. Oralarda bir
tane ağaç yerine on tane dikeriz. Eski halini de ko-
ruruz" bıçiminde hiçbir mantığın kabul edeme-
yeceği yaklaşımlarla yola çıktılar. Bu yola çıkış da
inanılmayacak ölçüde sınırsız kullanıma olanak-
lartanıdı. Ben, biryönetimin oralarda, orman alan-
lanna şu kadar vılla yapacağım karannı tek başı-
na verebileceğine inanmıyorum. Bunlann siyasal
uzantılan vardır. En azından bu yatınmlann gele-
ceği güvence altına alınmıştır. Ben bu uygulama-
larda böyle yola çıkıldığına inanıyorum. Bir ya-
sal değişiklikle orman alanlannda yüzde 6 oranm-
da yapılaşma izni çıktığında buna bile itiraz edil-
di. Yüzde 6 tartışılırken sonuçlar tam tersine dön-
dü. Yüzde 6 korunurken bu sefer orman alanlan-
nın yüzde 94'ü de yapılaşmaya açıldı. Bu da ya-
sal bir kılıfa uyduruldu. Böylesi bir yasal uygula-
manın hiçbir kontrol sistemi yoktu. Tabiat ve Kül-
tür Varlıklannı Koruma Kurullan vardı ve bunlar
bağımsız çalışırlardı. Bunlann da yedikleri darbe-
lerle hangi noktaya geldiklerini görüyoruz. Bu ku-
rullann da etkinlikleri sınırlı kaldı.
tyide, Orman Bakanlığı neyapıyor?
- Burada esas görev Orman Bakanlığı'nda. Ya-
ni. orman alanlannın korunmasından, denetimin-
den sorumlu bır bakanlığımız vardır. Burada, ba-
kanlıktaki meslektaşlanmı ayn tutarak birdeğer-
lendirme yapmak istiyorum. Çünkü bu meslektaş-
lanmın birtakım talimatlan yerine getirme duru-
munda olduklanndan görev-emir ilişkisi arasında
sıkışarak birtakım olaylara katlandıklanna inanı-
yorum.
Yoksa. Boğaz çevresinde gördüğümüz bu yapı-
laşmaya bir doğaseverin göz yumacağına ya da bu-
nu sevgiyle izleyeceğine kesinlikle inanmıyorum.
Benım meslektaşlanm gerçekten çok tutarlı ve
meslek taassubu içinde hareket ederler. Gelin gö-
riin ki 1980 sonrası Türkiye'deki çözülme tüm
noktalara ulaştı. Bu arada Orman Bakanlığı da
bundan kendine düşen payı aldı. Dolayısıyla bu-
ralarda bu yapılaşma yerel yönetim- merkezi yö-
netim ortaklığının ulaştığı sonuçtur. Bakın. bu
gelişmeler "Dalan-Talan
1
" sözleri arasında ve ka-
muoyunun gözü önünde gerçekleşti. Bunun bir
yaran oldu. Onu vurgulamam gerek. Gelişmiş ül-
kelerde 1900'lerin başma kadar uzanan sivil top-
lum hareketine bu olaylar öncülük etti. Sivil top-
lum. yurttaşlar "Doğaya ne oluyor? Kim ne yapı-
yor?" tepkisiyle ülkenın sıyasetini de etkileyecek
biçimde bir sivil toplum hareketı başlattılar. O açı-
dan yararlı oldu.
^ H ^ B Yani kahıryüzünden lütufmu oldu?
-Tam anlamıyla öyle oldu. Ama keşke böyle
bir şey yaşanmasaydı da yine sivil toplum hareke-
tı kendiliğinden oluşsaydı. Çünkü ülkemizde si-
vil toplum hareketini gerekli kılacak biryığın çar-
pıklık var. tstanbul çevresine baktığımızda bunun
izahı olmayan bir çarpıklık olduğuna ve bunun bir
yabancıya ya da tarafsız bir kafaya hiçbir şekilde
anlatılamayacağına inanıyorum. Bunun herhangi
bır gerekçeye oturtulması mümkün değildir. Nü-
fus artışına bağlı olarak yerleşim gereksıniminin
artışı gibi gerekçeler çok tutarsız. Bu uyeulama-
lann önünün bir an önce alınması lazım. Tstanbul
henüz bıtmedi. Bugün Istanbul'u herkes kurtarmak
istiyor. Ama tstanbul'u herkes. kendi payını aldık-
tan sonra kurîarmaya çalışıyor. Bu çok ilginç bir
Hazıran Temmuz
Grup Gundoğarken llhan Usmanbaş ve Şaırleri
Gecesi
6 Hazıran 1998 Cumartesi
Saat: 18:30
Atatürk Kültür Merkezi
17 Mayıs 1998 Pazar
Saat: 21.15
Cemıl Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu
La Bouche
18 Mayıs 1998 Pazartesi
Saat: 21:15
Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu
Yapı Kredi Sanat Festivali, bu yıldan
başlayarak, yapılanmasmda ve organizasyon
anlayışında köklü sayılabilecek bir değişikliğe
uğruyor. Önceki yıllarda, dar bir takvim içinde
değerlendirilen, bir bakıma da üst üste
sıkıştırılan sanat etkinlikleri, artık her yılın
bütününe yayılacak. böylelikle "dört mevsimlik"
bir festlval felsefesi hedef tutulacak biçimde
öngörûlecek.
Yapı Kredi Sanat Festivali 1998, bu yeni
yaklaşımın ilk örneği olarak, etkinlik
yelpazesinin ne oranda genişleyeceğini de
kanıtlayacaktır, umudundayız: Yalnızca müzikle,
dansla. kısacası gösteri ve dinleti sanatlarıyla
kendini sınırlamıyor Yapı Kredi Sanat Festivali;
görsel ve işitsel her türlü etkinlik tarzıyla daha
geniş bır kitleye. daha doyurucu bir programla
ulaşmayı da amaçlıyor.
Her alanda yeniliği ve öncülüğü temsil eden
bir kurumun, Türk insanının kültür hayatına
farklı boyutlar getirmek istemesinin, çağdaş
bireylerden oluşan çağdaş bir toplum projesine
katkısı olarak yorumlanmasını diliyoruz.
YAPI KREDİ
Yngvvie Malmsteen
19 Mayıs 1998 Salı
Saat: 21:15
Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu
Rachid Taha
20 Mayıs 1998 Çarşamba
Saat: 21:15
Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu
Emer Kenny
21 Mayıs 1998 Perşembe
Saat: 21:15
Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu
Ünlü Müzikallerden ve Fılm
Müziklerinden Seçmeler
23 Mayıs 1998 Cumartesi
Saat: 18:30
Atatürk Kültür Merkezi
Vanessa-Mae
10 Haziran 1998 Çarşamba
Saat: 21:15
Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu
Randy VVeston's African
Rhythms
11 Haziran 1998 Perşembe
Saat: 21:15
Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu
Moğollar
12 Haziran 1998 Cuma
Saat: 21:15
Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu
Blood Svveat & Tears feat.
David Clayton - Thomas
13 Hazıran 1998 Cumartesi
Saat: 21:15
Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu
Gheorghe Zamfir
14 Haziran 1998 Pazar
Saat: 21:15
Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu
Necil Kâzım Akses'e
Saygı Gecesi
20 Hazıran 1998 Cumartesi
Saat: 18:30
Atatürk Kültür Merkezi
The Temptations Revievv feat.
Dennis Edwards
1 Temmuz 1998 Çarşamba
Saat: 21:15
Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu
Gilberto Gil
2 Temmuz 1998 Perşembe
Saat: 21:15
Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu
George Benson
3 Temmuz 1998 Cuma
Saat: 21:15
Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu
Gary Burton & The Astor
Piazzolla Reunion Band
4 Temmuz 1998 Cumartesi
Saat: 21:15
Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu
Ünlü Müzikallerden ve Film
Müziklerinden Seçmeler
4 Temmuz 1998 Cumartesi
Saat: 18:30
Atatürk Kültür Merkezi
Şan ve Org Konseri: Aylin Ateş,
Hande Soner, G. Gondolfo (Org)
5 Temmuz 1998 Pazar
Saat: 16:00
St. Antoine Kjlisesi
Yeni Türkü
23 Temmuz 1998 Perşembe
Saat: 21:15
Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu
Cassandra VVilson
24 Temmuz 1998 Cuma
Saat: 21:15
Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu
BiletSatifNoktatei:
Yapı Kredi Yayıniarı Galatasaray Kitabevi (0212) 252 47 00 - 322. Atatürk
Kültür Merkezi Gışeleri (hafta ıçi ve hafta sonu 10.00-19.00 saatlen arasında)
(0212ı 292 08 48 - 292 08 49, Yapı Kredi Akmerkez (0212) 282 08 65.
Kadıköy (0216) 336 35 56, Bakırköy (0212) 57159 96 Şubelen. Suadiye
Vakkorâma (0216) 360 90 90
• Gösteri günlerinde, gösteri mekânlanndaki gışeler saat 17.00'den gösterınin
başlama saatine dek açık olacaktır.
Rezervasyon
• Telefonla rezervasyon yaptırmak içın aşagıdaki numaraları arayabiiırsıniz:
(0212) 293 30 80 • 243 62 24 - 249 18 29 - 252 67 45
• Rezervasyonunu yaptırdığınız biletleri, 24 saat içinde, istiklal Caddesi No: 285
adresindeki Yapı Kredi Yayıniarı Galatasaray Kitabevi gişesınden almalısınız.
• Rezervasyonlarınızda kredi kartı kullanabılirsiniz. Kredi kartıyla rezervasyon
yaptıranların biletleri, ulaşım masraflarını karşıladıklan takdırde adreslerine
gönderılecektir.
• Ayrılan biletlerin tûmûnün alınması zorunludur. Satılan bıletgeri alınmaz, ancak
bir başka gösterınin aynı fıyattaki biletiyle ya da aradaki fark odenerek bir üst
kademedeki biletiyle değiştirilebilır.
• Gösteri günü bılet değışimi yapılmaz.
Internet Araalıgryla Bilet Satışı
• 15 Mayıs 1998 tarihınden itibaren internet aracılığıyla bilet alabilirsiniz:
http://www.superonlme.com/ykykultur
olay. Sanıyorum. sistemin sakatlığından da kay-
naldanıyor. Demokrasınin tam kökleşmedığı biror-
tamda doğa sevincinin. doğa bilincinin. doğa an-
layişının kökleşmesıni ben şahsen beklemıyorum.
Bunlar bıleşik kaplar gibi hep birbirlerini tamam-
larlar.
İ H ^ ^ H Orman Bakanlığı 'nın orman arazileri-
ni birprotokolle Turizm Bakanlığı 'na devretme-
sini nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Bizim orman alanlanmız. tstanbul örneğinde
de olduğu gibi, öncelikle yasal yollarla tahrip edıl-
meye başlandı. Bu, birinci adım. Ama bu da dur-
madı. Öyle yasal değişiklikler. bu konuda öyle
gelişraeleryaşandı ki anlatılmakla bitmez. Şımdi
birTurizmi Teşvik Yasası var. Buyasaya bağlı ola-
rak bazı orman alanlannın turizm amaçlı kullanı-
mı gündeme getiriliyor.
•••^H Bunu kimler, nasıl kullanıyor?
-Bunlan sıralamaya gerek yok. Hepsini biliyo-
ruz. Türkıye'nin, İstanbul çe\resinden tutun. Ege
ve Akdeniz kıyılan bugün tükenmiştir. 1980'li yıl-
larda, bu yasa çıkmadan önce ben bir bürokratın
odasındaydım. Daha yasa ortalıkta yoktu. ama bu-
nunlailgili söylentilerkulağımageliyordu. Sözko-
nusu bürokratın masasının üzerinde tahsis ıçin 40-
50 dosya vardı. Gelenlere de. ""Orası kapandı" söz-
cükleri benim yanımdasöylendi. Buçokilgınçtir.
I Böyle bir doğa cinayeti nasıl işlenebili-
rorr
- Ben bu cinayeti algılamakta zorluk çekiyo-
rum. Sanıyorum. insanlann büyük bölümüde bu-
nu anlamakta güçlük çekiyor. Bu. aslında sıyase-
tin tıkandığını vurguluyor. Ülkede. siyasi. sosyal.
ekonomikolaylardatıkanıklıklarolduğunugöste-
riyor. Buda sıyasetçinın. yani parlamentonun, bu-
nu aşamayacağının bir işaretidır. O nedenle ben 1998
Türkiyesi'ndeki bu tıkanıklıklann sivil toplum ha-
reketınceaşılacağına inanıyorum. Vatandaşşuan-
da. "Ben oyurnu verdim. Miiletvekilimi gönder-
dim. Paıiamento ne yaparsa iyi yapar. O halde ben
buna katiaımorunT diyor. Ama \atandaş, "Ben
sizj Ankara'y a gönderdim. Cölge etmevin başka ih-
san istemem" diyerek ülkenın sorunlanna sahip çı-
kar, birtakım politikalar üretmekte y a da politika-
Iann uygulanmasında potansiyel bir güç olarak
kendini gösterirse birçok şey kendiliğinden yön-
lenir. Bu açıdan ben si\il toplum hareketini çok
önemsiyorum. Tabii bu arada ünıversitelerimizin.
bilim adamlanmızın da bu konuya üst düzeyde yak-
laşıp bilimsel gerçeklerle orman aianlannda oldu-
ğu gibi birçok olayı kamuoyuna mal etmesınden
yanayım.
• • ^ H Siz burada, üniversiteler, dediniz. Vakıf
üniversitelerinin aşağıyukarı tamamının orman
arazilerinden yer aldıklannı biliyoruz. Siz bir üni-
versite mensubu olarak bu durumu nasıl karşılı-
yorsunuz?
-Çok önemli ve beni gerçekten yaralayan birola-
yı gündeme getirdiniz. Turizmi Teşvik Yasası uya-
nnca birçok alan turizme tahsis edildı. Örneğin Ru-
melifeneri'nden Sanyer'e kadar uzanan Mavromo-
loz Ormanı. Burada çok ilginç bir gelişme oluyor
\e MavromolozOrmanı tunzmalanı ilan ediliyor.
Bu inanılmaz olayı hemen incelemeye aldım: bir-
takım verilere ula^maya çalıştım. Bakın, elimde bel-
geler var şimdi. 1992'de bu alanın büyük bir kıs-
mı Koç Holding'e maden arama alanı olarak ve-
rilmiş. Ruhsatı var. Bu bana ilginç geldi. Hernen
arkasındanda 2547 Sayılı Üniversiteler Yasası'nda
yapılan değişiklikle vakıf üniversitelerinin açıl-
ması hükme bağlandı. Vakıf üniversiteleri ilk ay-
ncalığı da burada aldı. Yasada. "Vakıf üniversite-
leri kunılabilir,de>letbunlaraekonofnik olarak yar-
dım eder. Toprak da verir" ibaresi yer aldı. Bu. sö-
zünüettiğim alanda Koç Üniversıtesrnin kurulma-
sı içın 2 mılyon metrekareye yakın bir alan aynl-
dı. Vakıf üniversitelerine yapılan bu ayrıcahklı
destek, beni bir üniversite öğretım üyesi olarak
gerçekten rahatsızettı. Bugün devlet üniversıtele-
ri dökülürken. mekânsal sorunlan varken. ekono-
mik birtakım sorunlar içindey ken, kaynak bulamaz-
ken vakıf üniversitelerine devlet alanlanndan.he-
le de orman alanlanndan yer venlmesi beni üzü-
yor.
Koç Üniversitesi'ne tahsis edilen alan 30 yıldır
ağaçlandınlan bir arazi. Oradaki her ağacın dıbin-
de orman mühendislerinin bir damla ten. orada fa-
kir fukaranın ödedıği vergılerin birikimi vardır. 2
milyon metrekare ya da 193 hektar büyüklüğün-
de böylesi bir alan üniversite kurulması amacıyla
tahsis edilmiştir. Bu tahsis incelendiğinde yasal pro-
sedürün tamamlandığı görülüyor. Yani. Orman
Bakanlığı'na başvıırulmuş. bakanlık da tahsis için
ön incelemeyi yapmıştır.
• • • • • Bunlan yapan sizin meslektaşlarınız,
değilmi?
- Evet. Ben de bu noktayı özellikle vurgulamak
istiyorum. Ben meslektaşlanmın bunu gönülden
yaptıklanna kesinlikle inanmıyorum. Ama görev,
görevdir. Merkezden gelen talimatlar hangi doğ-
rultudaysa onu yerine getirmek ya da orayı terk et-
mek durumundasınız. Sonuçta. o alanın koç Üni-
versitesi'nin kurulmasına uygun olduğu biçimin-
de raporlar çıktı. Böylece arazi ünıversiteye tah-
sis edildi.
Burada benim Koç VakfVnın sayın yetkilileri-
ne bir önerim var. Böy lesi bir üniversite kurma yak-
laşımlan saygıyia karşılanır. Ülke yüksekögretimi-
ne bir halka ekliyorlar. Bunu gerçekten mutluluk-
la karşılamak gerekir. diye düşünüyorum. Hemen
arkasından da şunu eklemek istiyorum: Yer seçi-
minde çok büyük bir yanlış yapıldığı kanısında-
yım. Böyle bir yer isteniyorsa. Boğaz manzaralı
olması da istenmiyorsa Kilyos'tan Kemerburgaz'a
kadar açık maden işletmeciliğinin uygulandığı
alanlar var. Bunlar üstelik boştur. Oralarda istedik-
leri kadar alanı alırlar. üniversitelerini kurarlar.
Orayı da doğaya, Istanbul'a kazandınrlar. Bu on-
lara daha çok saygınlık kazandınr. Bu konuyla il-
gili Sayın Rahmi Koç'a bir mektup yazdım. ama
hâlâ yanıtı gelmedi. Oda olarak. bakalım nasıl bir
yanıt gelecek. diye bekliyoruz. Kamu yaran böy-
lesine oksijen çadınnda yaşatılamaz.
O ormanda doğal bir objenin sökülmesi ve bir
binanın yükselmesini düşünürseniz korkunç bir
olaygerçekleştiğinianlarsınız. Bu uygar ortamda.
bu küreselleşen dünyada. oh ne kadar iyi yaptık,
diyebilmek hiçbir yığidınyüreğıneyakısmaz. Hiç-
bir Türk insanı da bunu savunamaz. Bizden son-
ra gelecek kuşaklara hesap vermek konusunda da
çok büyük sorumluluğumuz olduğu kanısındayım.