22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
3NİSAN1998CUMA CUMHURİYET SAYFA 15 Polis bakışıPolis Akademisi'nin yayın organı "Akademik Bakış"tan memurlann sendika eylemlerine bakış: "Sendika ve toplu grev hakkı isteyen bir grup memur ; konfederasyonu yaptıkları kanunsuz eylemlerle gündeme gelmeye çalışıyorlar. Olaylara çevik kuvvet polisi gerek müdahale esnasında ve gerekse teknik donanımları ile olumlu puan topluyor." Parlak kuşe kâgıda basılmış dergfye ilan veren şirketleri sorarsanız: Konya'dan Kombassan, Sayha, Ittifak ve tabii ki çokuluslu bir silah şirketi! Kampanya Ben zenginlerj severim diyen Turgut Özal'a milletin parasıyla anıt mezar yaptınlmasına karşı çıkan vatandaşlar tepkilerini dile getirmek ve anıt parasmm zenginlerden alınmasını sağlamak için kampanya başlattı. lletişim faksı 0.312.468 91 21. Ö M Ü R İ L İ K Hökümet ûçlü satto gibi; havadaki kısmı- nı beceremese de düşmeyi iyi yapıyor. ömür E. Kurum liektrofiik postas Deniz.Som©raksnetcom Tefc 0.212.512 Û5 05 Faks; 0.212.512 44 97 - Mesut Yılmaz'a göre halk seçim istemiyormuş... "Mesut Yılmaz ne istediâini bilivor mu acaba!" ürkiye Turing ve Otomobil Kurumu'ndan Çe- lik Gülersoy imzalı bir kitap daha: Fener- bahçesi. Evet, bildiğimiz Fenerbahçe semti ama ortada bir yazım hatası yok, üstelik Fe- nerbahçesi ile bir yanlışı düzettme çabası var. Çelik Gü- lersoy anlatıyor: '"Günümüzde garip bir ahşkanlık başladı. ÖzeJlikle serrtt isifnlerinde, (bunlar 500 yıllık adlar) takılar atılıyor ve her ad, kısaltılarak kullanıiıyor: Kadıköyü'nün son yıllarda 'Kadıköy' yapılması da öyle. Her dilin kurallan olur. Türkçede iki isim birleşti mi, takı alır. Kadıköy dersek, 'köyün kendisinin kadı oldugu* gibi garip bir anlam çı- kar! Fenerbahçesi de öyle. Yüzyıllarca, burası bu adı taşımıştır. Nitekim az ötedeki bir semte hâlâ Feneryo- lu deniyor. Feneryol denmiyor, çok şükür. Bu kuralla- ra uyulması tezime karşı bazı dostlanm, bana eski bir Osmanlı dizesini hatırlatıyortar: 'Deme kalbur'a kallâbur! Lûgat-i fasih'den yeğ'dir, galat-ı meşhur!' Fenerbahçesiiyi ama, semt isimlerindeki bu değişiklik, 'meşhur', yani köklü değil ki! Son yılların bir çapaçulluğu. Kadı- köyü iskele binası gibi daha dün yapılmış bir yapının üstündeki fayans levhaya bakmak yeter: 'Kadıköyü' ya- zılıdır! Dahası, herşeyi kısaltmanın, kırıp kesmenin, so- nu yok. Nitekim 200 yıllık Nişantaşı da, Nişantaş oldu, çıktı. Iş bununla kalmıyor. Vrtrin etiketlerinde ve satış kataloglarında, 'erkek pabuç' 'yemek bıçak' deyim ve adları bile yer almaya başladı! Onun için, Türkçede bu yanmadanın ve semtin doğru adı, Fenerbahçesi'dir." Çelik Gülersoy, ad konusundaki bu girişten sonra Fe- nerbahçesi'nin tarihine değiniyor ki, futbol maçlann- da "Fenerbahçe Spor Kulübü" taraftarlannın karşı ta- rafa attığı "mezar olacak" sloganı akla geliyor hemen: "Asya tarafı Istanbul'unun ilk belirgin yerleşimi olan Kadıköyü'nün, Chalcedon adıyla, M.ö. 7'nci yüzyılda kurulduğu kabul ediliyor. Fenerbahçesi başlangıçta, Ka- dıköyü'nün mezarlığı idi." Roma, Bizans ve Osmanlı döneminden sonra sözü cumhuriyet dönemine getiren Gülersoy, kentin mesi- re yeri olarak kullanılan Fenerbahçesi ile ilgili olarak Ata- türk'ten de bir anı aktarıyor ki, gözüne kestirdiği yere "devlet konutu" yaptırmaya kalkışan günümüz iktidar sahiplerinin sorumsuzluğu kendiliğinden gündeme ge- liyor: "Atatürk, Fenerbahçesi'ne gelmiş ve yürüyüş yap- mıştır. Sanırım, kendisi için yazlık bir yer aramış, son- ra çevrenin tarihi, hatta arkeolojik dokusunu dikkate alarak, inşaat önerilerini geri çevirmiş; yani bir inşaat- tan, bu sebeple vazgeçmiş." 1732 yılına dek inen Fenerbahçesi resimlerinin de bu- lunduğu kitabın son bölümünde Çelik Gülersoy, bu ta- rihi yarımadada 1990 yılında giriştiği imar çalışmalan- nı, başına gelenleri anlatıyor. SESSfZ SEDASIZ (!) NURİKURTCEBE Yüksek Yerilim Hattı Erdinç UTKU Medeniyet dediğin maske takmış canavar. Tıp Oscarları, Samsun'daki üniversiteye YÖK'ten hâlâ, Ondokuz Mayıs Üni- versrtesi'nde yasadışı profesöriük kad- rosu verildiği yolundaki belgeli iddiala- ra açıklama gelmedi, ama Türk-lslam Sentezi'nin yeni merkezi olma yolun- da ilerleyen üniversiteden yeni haber- ler gelmeye başladı. Haberlerin kay- nağı ise Ihlas Haber Ajansı. Türk-ls- lam Sentezi'nin klasik merkezi Erzu- rum'daki üniversiteden beyin cerrahı bir doçentin Samsun'a gelmesi "Tıp Fakültesi'ne beyin transferi" olarak nitelendirilmiş. Erzurum'dan Sam- sun'daki üniversiteye transfer edilen doçent, Isviçre'de ünlü beyin cerrahı Prof.Dr. Gazi Yaşargil'in yanında uzun süre eğitım görmüş. Bu konudaki bir başka haberin başlığı ise "Tıp Fakül- tesi'nin Oscariarı" diye atılmış... An- laşılan bilim ödülü Nobel'lefilm ödü- lü Oscar'ı birbirine karıştıımışlar. Za- ten işin içine "Oscar Amca" girince birfilm çevrildiği belli oldu. "Oscarlı" doçenti Isviçre'de görenler anlattı: "Gazi Yaşargil'in kliniğinde an- cak kapalı devre televîzyondan ameliyat izleyebilen ve hayvan laboratuvarında kedi, köpek beyinleri üzerinde çalışan doçent doktorun da katılmasıyla Sam- sun'daki üniversite uluslararası ya- yınlarda Erzurum'daki üniversiteyi ya- kalayacak ve bu iki üniversite son sı- raları birlikte paylaşacaklardır." PALAS PANDIRAS Can derdindeki koyunlar için yeni bir umut doğdu: Kredi kartıyla satılıp kesilecekken, banka kart sisteminin anza yapması. \MuTtt Bozact AYDINLAJVMA ATEŞl tletifim: Zeynep Efiyok Faks: 0.212. 513 85 95 'Artık herşeyi devletten beklemenin zamanıgeçmiştir' "Çağdaş ve aydınlık bir nesil ye- tiştirmek" için kurulan Istanbul Eğitim ve Okul Yaptırma Derneği, Prof. Dr. Ayhan Toraman başkan- lığında çahşmalanna başladı. İstanbul Eğitim ve Okul Yaptırma Derneği "Eğitim, toplumun geleceğini güvence altına almak ve gelecek kuşaklara daha ileri bir yaşam ola- nağı sağlamak için öncelikle ele alınması gereken bir çabadır. Eği- tim için harcanan her kuruş, ülke- mizin geleceğine yapılan en büyük yatinmdır. Günümûz dünyasında gelişmiş toplumlar, bulunduklan ileri noktalara bakmaksızm eğitim ve araştırmaya büyük kaynak akta- nmı yapmaktadırlar. Türkiyemizin de içinde bulun- duğu gelişmekte olan toplumlarda ise; güncel yaşamda gereksinimi Bugün # ADD Genel Merkezi; sa- at 14.00'te Prof. Dr. Musta- fa Altıntaş, Nezih Gençler ve KİGEM Genel Sekreteri II- terErtuğrul'un kaükhğı 'Dev- lete Saldın Özelleştirme' ko- nusunda dernek binastnda bir konferans düzenliyor. duyulan konulara öncelik tanınırken. eğitim ve okul yatınmlanndan kı- sıntı yapılmakta, aynlan kaynakJa- nn da politik nedenlerle yerinde kullanılmaması nedeniyle ülkenin geleceği tehlikeye atılmaktadır. Devletin, eğitime ve okul yapımı- na yeterince kaynak aktannaması, aktanlan kaynaklann da yerinde kullanılmaması bize gösteriyor ki, artık her şeyi devletten beklemenin zamanı geçmiştir. tşte bu nedenlerle ortak uzlaşma noktamız olan 'Misak-ı Milli $ı- nırları içindeki üniter yapısıyla, halk egemenliğine dayanan laik ve çağdaş Cumhuriyet' ilkesınden hareketle bir araya gelen 55 kuru- cu üyenin 'Çağdaş ve aydınlık bir nesil yetiştirmek' için kurduğu is- tanbul Eğitim ve Okul Yaptırma Derneği, 13 Şubat'tan itibaren ça- lışmalannabaşlamıştır. Kurucu üye- ler arasında Prof. Dr. Ayhan Tora- man, Prof. Dr. Ercan Ongûr, Prof. Dr. Gökhan Akkan, Beşiktaş Be- lediye Başkanı Ayfer Feray, Fatih Ilçe Örgüt Başkanı Abidin Tekcan, gazetemiz Yönetim Kurulu Başka- nı Alev Coşkun, televizyon sanat- çısı Aykut Oray, Prof. Dr. Oğuz Soydan, IÜ Rektörü Kemal Alem- deroğlu, yazanmız Toktamış Ateş, gazeteci Yalçın Bayer. Çatalca Be- lediye Başkanı Fırat Aykut, emek- li vaiz Muhammet Akyüz gibi ki- şiler bulunmaktadır. Adres: Yavuz Selim Caddesi, Ye- diemirler Sok, 61/5 Fatih. Tel: 0.212.635 12 40 - 0.212. 631 38 48." Ankara Cumok "Türkiye Cumhuriyeti devleti, laikliği, biryaşam biçimi ve aynı za- manda ideolojik bir temel olarak kabul etmiştir. Atatürk ilke ve inkı- laplannı ise Türkiye'nin kurtuluşu ve çağdaş medeniyetler seviyesine çıkâbilmesi için mutlaka takip edil- mesi gereken, akılla, bilimle dona- tılmış yollar olarak benımsemiştir. Milli, bağımşız, sosyal, laik ve hu- kuk devleti olan TC içte ve dışta birçok düşmana karşı savaşarak ku- rulmuştur. Fiili olarak 1919'da baş- latılan bağımsızlık ve aydınlanma savaşı 1923'tesadecenitelıkdegiş- tırmiş olup halen devam etmekte- dir. Hiç şüphemiz yoktur kı, kaza- nan akıl ve bilim olacaktır, bizler hep var olduğumuz sürece... ADD ön- derliğinde sivil toplum kuruluşlan- nın düzenlediği irticaya karşı miting ve yürüyüşe, Türkiye'deki nükleer karşıtı kuruluşlann düzenlediği ba- sın açıklamasma katıldık." AIi Karlık ve Aziz Nesin İlköğretim Okulu "Mersın'den Alı Karlık \e Azız Nesin İlköğretim Okullanna bağış yapanlann listesi; S. Fuat Sankaya (2 milyon), Ahmet Küçük (750 bin). Musta- fa Kocabaş (1 milyon), Nesrin Öz- saç (1 milyon), Doğan Kurtoğlu (1 milyon 500 bin). Hasan Eren (1 milyon), Cevat Akay (1 milyon), Müsellim Pesen (5 milyon), S. Ali Güimez (5 milyon), Sü'leyman Sı- nacı (5 milyon). M. Ali Özdemir (5 milyon)^ Berat Çolakoğlu (5 milyon), Ahmet MasyarJ (5 mü- Ypn), Fatma Bakal (5 milyon), E. Okkeş Köse (1 milyon), Tahsin Döneli(l milyon), Mahmut Yeşil- gönen (5 milyon), Yurdaku! Bay- kal (1 milyon), Mustafa Tanış (1 milyon), O. Yaşar Bal (1 milyon), Mustafa Günay (1 milyon). Erol Türedi (2 milyon), M. Vmit Kır- bıyık (3 milyon), M. Gültekin Me- tin (1 milyon)." Antalya Cumok "Kültür Bakanı İstemihan Ta- lay'a, çok sevdiği ülkesinden uzak- ta yaşamak zorunda bıraktığımız Pertev jNaili Boratav'ın oluştur- duğu değerli arşivi yurdumuzdagör- mek istediğimizi bildirdik. Ülke- mizin içine düşürüldüğü durumdan aeı duyan aralannda Prof. Dr. Çe- tin Ye'tkin, M. Emin Değer, Filiz ve Fikret Orjam'ın da bulunduğu bir grup, Antalya'da yeniden Ku- vayi Milliye demek, Müdafaa-i Hu- kuk dernekleri benzeri kıvılcımlar tutuşturmak için bir araya geliyor- lar. 29 Mart'ta yapılan toplantıya biz de katıldık. Bir sonraki toplan- tı 4 Nisan saat 14.00'te Baro Top- lantı Salonu'nda (Baro Han 2. kat Meltem Mahallesi) yapılacaktır. Pa- zartesi toplantılarımız gene aynı yerde saat 18.30'da olacaktır." Edirne ADD ~~ "'Şubemizin Gençlik Kolu, 'Ke- malist Gençlik' adlı derginin ilk sayısını çıkarmıştır. Daha fazla bil- gi veya derginin bir örneği için ile- tişim; Tanıl Yaşar - Ararat Y'ayı- nevi (Mollafenari Sok. No:33/A Cağaloğlu/İst). Tel: 0.212.522 43 78 Faks: 0.212.527 04 71." Kadıköy ÇYDD "22 Mart'ta Gülriz Sururi Tiyat- rosu'nda 'Söyleyeceklerim Var' oyununu izledik. Oyunun gelirini Şırnak-ldil Eğitim projesine bağış- lamak üzere hasta hasta sahneye çı- kan Gülriz Sururi başta olmak üze- re aktör Hakan Vanlı 'ya ve Gülriz Sururi Tiyatrosu yönetmen ve diğer çalışanlanna gösterdikleri bu du- yarlı davranıştan dolayı teşekkürle- rimizi sunuyoruz."' HAYVANLAR İSMAIL GÜLGEÇ KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK »t.--..<-3±. behlcak@tttrk.net ÇİZGÎLİK KÂMtL MASARACl • . • V"" - ; BULUT BEBEK NURAYÇİFTÇI TARtHTE BUGÜN MVMTAZ ARIKAN 3 Nisan JBSSE JAMSS'/M SOA/V/. JJamtt 1882'oe BUGÛH,KÖTÜÛHLU AM£RiKAU HAYOUT -T£SSE TAtoes (c&i CEYMİs) 3S YAŞINDA ÖIÜÜRÛLDÜ. ÇOK 6ENÇ- KEN, İÇ SAVA$ SlKASINOA, GÜNBYULJERİN YAfUNOA, YA- RI-ASKEel 8I8UKLEGM' ÇMPtfMtfTI. ACUZ£YLİLeiiİN ZA*£G/YLE g/rSN SAVAŞTAN SONRA, BİR Ç£TE JOjeuP fft MAy€HJrUJĞA PÖK£H JSSSe SAU£S, gANK4,MA6A2A, TREN, POS7* AKABASISOY6UNLARI yAf>- Mişrt. öyüNEeeıc, niç BıR. ZAAAAM DOSTIA - HlNI,GÜNEYLILERİ,PAPAZLARl V£OUUAÜI SOYMADKtA- RINI SÖn£YEN JAMES, 16YIL SÜ1ZEM KANUN DIŞI YAŞAMN- DAfBAZI ÇEVR£l£RCE KAHRAMANLAÇrmiLMIŞn. 18Q1'DE, &AŞINA ÖOİİL KONDUKTAN SOfJHA (JO &İN POCA/f), K£NOİ ÇSTESl'NPEN ROB£KTRXO TABAFWDAN EfMO£ ÖCDÜÜÛL- OÛ. BAftHMN VURULPoâu SlJZADA BlRSANCAiyeYE Ç/£X*f PUVARPAti EŞİLMİÇ R£SMf DÜZElTrrORJ>U.. ANKARA... ANKA... MUŞERREF HEKİMOGLU TGC Seçiminin Önemi TV'yi açınca karalar basıyor. Trafik kazaları, ci- nayetler, mahkemeler, soygunlar, yolsuzluklar, uyuşturucu kaçakçılan, sonra kanal kanal gezen politikacılar, bakanlar, başbakanlar hatta cum- hurbaşkanı. Yeni bir şey söylemiyor, dinleme is- teğini, direnme gücünü törpülüyor nerdeyse! Da- has/ da var, kimi politikacılar hayli tutarsız. Bugün yan yana, el ele, birlikten, diyalogdan, uzlaşma- dan söz ediyor, yann diyalog monoloğa dönüşü- yor! Uzlaşmazlık başlıyor yeniden. Kesin kararlı po- litikalar oluşamıyor, köklü çözümlerödünlerleyoz- laşıyor yeniden. Böyle bir ortamda sağlıklı kamuoyu oluşur mu? Kuşkusuz oluşamıyor. Yüzyılın yanana ulaşıyor meslek yıllanm. 1950'ler- den bu yana tüm değişim ve dönüşümleri yaşa- dım, izledim, giderek güçlenen bir gözlemim var. Toplumdaki beklentileri yanıtlamayan hükümet- ler de, partiler de gücünü yitiriyor. Ortam yozla- şıyor, be/li çıkariar doğrultusunda bir sistem olu- şuyor, yaşamı o sistem yönlendiriyor artık. Her şey o sistem içinde biçimleniyor. Işadamını da, bürok- ratı da, gazeteciyi de sistem yaratıyor yeniden. Mes- lek dalımızda da çok ilginç serüvenler yaşanıyor, kimler nerelerde neyi savunuyor, kimlerin sözcü- sü olabiliyor! Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'ndeki seçim so- nuçları büyük önem taşıyor bu ortamda. Mesle- ğimiz açısından da sevindirici bir sonuç bu, ayrı- ca doğal bir sonuç. Nait Güreli ile eski bir dost- luğumuz var, yokuşumuzdaki ilk yıllarda aynı ga- zetede çalıştık. Demokratik yapısı, dünyaya ba- kışı, ilkesel davranışlarıyla mesleğimizi onurlandı- ran bir kişi. Üyesi değilim ama cemiyet çalışma- larını yakından izledim onun başkanlığı dönemin- de, güzel çabasını içten onayladım herzaman. Gö- revi yeniden üstlenmesini de içten kutluyorum. Yö- netim kuruluna seçilen arkadaşlar da bana umut ve güven veriyor. Meslek dalımızda adları da, san- ları da belli kişiler, seçkin yerleri, saygınlıkları, olumlu uğraşlan var. Kimini yakından tanıyorum, kimini uzaktan izliyorum, bu birlikteliğin güzel ürünler oluşturmasını umutla bekliyorum. Yoz ortamı arıtmak kolay değil, ancak bu güç- lüğü aşmak gerekiyor. Acı ama gerçek, bugün tehlikeli bir tırmanış var meslek dalımızda, tekseslilik, dahası tekelcilik eği- limleri tehlikeli boyutlara vanyor, özgür ve bağım- sız basın kuruluşlan yaşama gücünü yitiriyor gi- derek. Demokratik yaşamda çok tehlikeli bir du- rum bu, sağlıklı kamuoyu oluşamıyor. Hayli acı fa- turalar ödüyor halkımız. Çalışanlann faturası da- ha acı kuşkusuz, iyi ömeklerazalıyor, evrensel, mes- leksel değerler değil parasal değerler ağır bası- yor. özgür ve bağımşız haberciliği amaçlayanlar desteklenmiyor, engelleniyor nerdesye! Bunlar bir anda, bir yılda oluşan sorunlar değil elbet. Basına çarpık bakan politikaların ürünü bu. Basın özgürlüğünü, bağımsızlığını desteklemeyj değil, basını belli çıkariar doğrultusunda yönlen- dirmeyi yeğleyenlerin ürünü. Ancak geriye tepen biryöntem bu. Çağdaş teknolojide çok ileri bir dü- zeye varmasına karşın, tirajlardaki gerileme nasıl yorumlanabilir? TV de bir gerekçe olamaz sanı- rım, çünkü başta TRT, sayısı belli kanallar dışın- da ekranda da bir yozlaşma var. Bu görüntüsüy- le yazılı basının yerini alması düşünülemez. Nite- kim alamıyor, ama düğmeyi çevirmek, kanalı de- ğiştirmek çözüm değil. Çözümü meslek dalımızın gerçek sahipleri bu- lacak bence. Bu nedenle, son seçimi bu yolda olum- lu bir adım, diye düşünüyorum. Meslek dalımız- da çalışanlara bir uyarı, bir çağrı, yozlaştırma ça- balarına bir tepki diye. Olumsuz gelişmeleri önle- mek, durdurmak yolunda bir adım diye. Çünkü unutmamak gerekir, gazetecilik özel bir uğraş, o uğraşlabeiiriyoryanlışlarvedoğrular. Mesleğimiz de bir yaşam biçimine dönüşüyor giderek. Dalımızın eski bir emekçisi olarak önerilerim de var, özeleştiri ve öz eğitim çok önemli mesleği- mizde. İyi örneklerin ödüllenmesi de çok önemli. Ama asıl örgütlenmek önemli hiç kuşkusuz. Güç- lü bir örgüt, çalışanlara güven verir her şeyden ön- ce. Sistem içinde yalnız kalsa da yalnızlığa itile- mez, gücünü yitirmez, karanlığın değil aydınlığın çarpıntısını duyar yüreğinde. Benim yüreğimde de aynı çarpıntılar var. Yolun başı değil, sonu yaklaşıyor ama özlemin tadını yi- tirmedim hâlâ. Meslek dalımızda solmayı değil, ye- şermeyi diliyor, yeşerten çabaları içten destekli- yorum. Nail Güreli ve arkadaşlannı da sevgiyle se- lamlıyorum. B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 SOLDAN SAĞA: 1/ Bu yıl on bir dalda Oscar ödülü kazanan. James Came- ron'ın yönetti- ğifilm. 2/Arap 4 erkeklerinın ke- fiyelerinin üze- rine bağladıkla- 6 n, yünden örme çember bağ... Bir bankanın, sattığı menkul değerleri geri satın alma taahhüdüne verilen ad. 3/ Kale du- van... Amerika'da ya- şayan bir cins yabanö- küzü. 4/ Gazel ve kasi- 3 denin son beytine veri- 4 len ad... Rütbesiz asker. 5/ iki tarla arasmdaki sınır... Bir ilimiz. 6/ Yer- leşmiş ilke ya da yasa- ya uygun durum... Fran- sa'dabirkent. 7/C>nsöz, 9 giriş. 8/ Pembe renkli şarap... Bsr soru sözü. 9/ Gemıler- de türlü işlerde kullanılan bır tür demirhalka... " — çın- gıraklanyla davar yayladan döner" (Yahya Kemal). YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ MadenJerin yer altından çıkanlması sonucunda mey-' dana gelen geniş boşluklar üzenndekı toprak tabakası-, nin çökmesi... Eski Mısır'da güneş tannsı. 2/ Dinozorla akraba olan, fosil bir sürüngen cinsi. 3/ Bırakma, aynl- ! ma... Bir ilimiz. 4/ Bir renk... lş görmeyi, çalışmayı sev- < meyen. 5/ "Esme ey - - - esme canan uykuda" (Faruk Nafiz Çamlıbel). 6/ Oylumlu... Zorlama, zorunda bı- ' rakma? 7/ Havuçla yapılan lokuma benzer bir tatlı. 8/ ' Kimi edebiyat ve sanat yapıtlannda edebe aykınlıklann bulunması... Çıplak vücut resmi. 9/ At tüyünün rengi... J " — Gökçe": Unlü şaırimiz.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear